EkonomiSanayi-Teknoloji

Ekonomi-teknoloji haberleri (23.02.2021)

Telekom Şirketleri 5G Ağlarında Verimlilik ve Sürdürülebilirliği Önceliklendirmeli

STL Partners ve Vertiv’in yayınladığı güncel rapora göretelekom operatörleri için müşterilerinin verimliliğini artırırken en iyi uygulamaları benimsemek kritik unsur olacak

Geleceğin en büyük dönüşüm sağlayan iletişim teknolojisi olarak 5G, artan enerji ve sürdürülebilirlik sorunlarını çözmede kritik rol oynayan gelişmiş enerji yönetimi kapasitelerine de içeren yeni hizmetler dünyasını oluşturacak. Ancak son araştırmalar, telekom operatörlerinin 5G için gerekli olan enerji yönetimi sırasında uygulamada bazı zorluklarla karşı karşıya kaldıklarını ortaya koyuyor.

Yapılan tahminler, 5G ağlarının, trafik birimi başına 4G’ye göre yüzde 90’a kadar daha verimli olabileceğini; ancak artan ağ yoğunluğu ve kullanımı, BT sistem ve altyapısına çok fazla bağımlı olması ve hızlandırılmış trafik artışı nedeniyle 5G’nin çok fazla enerjiye ihtiyaç duyduğunu gösteriyor.

Telekom sektörünün önde gelen danışmanlık şirketlerinden STL Partners ve küresel bir kritik dijital altyapı ve süreklilik çözümleri sağlayıcısı olan Vertiv (NYSE: VRT)’in hazırladığı rapor, telekom operatörlerinin yaşanan bu zorlukları iki şekilde ele alması gerektiğini belirtiyor: Tüm ağlarına enerji verimliliğine ilişkin en iyi uygulamaları adapte etmek. Müşterilerini yaşamın her alanındaki tüketimi ve emisyonları azaltmak için 5G özellikli hizmetleri benimsemeye teşvik etmek.

STL Partners, global 5G trafiğinin 2025’te 3G/4G’yi aşacağını, bu durumun dasürdürülebilirliği operatörler için acil bir öncelik haline getireceğini tahmin ediyor. Rapor için anket yapılan işletmelerin yüzde 40’ı, telekom operatörlerinin 5G ağlarını kurarken enerji verimliliğini birinci ya da ikinci öncelik haline getirmesi gerektiğini ifade ediyor.
“Enerji Yönetimi 5G’nin Başarısı için Neden Kritik” adlı rapor, telekomünikasyon şirketlerinin artan enerji kullanımı ve 5G ile ilişkili maliyetlerle mücadele ederken karşılaştıkları zorlukları ana hatlarıyla ortaya koymak için, dünya genelinde 500 kuruluşun katıldığı bir anketi içeren araştırmayı kullanıyor. Rapor, artan maliyetleri azaltmayı hedefleyen birkaç iyi uygulamayı beş kategoride düzenleyerek tanımlıyor:

1-Ağ teknolojisi: Verimlilik için tasarlanıp işletilen donanım ve yazılımı dağıtma.

2-Tesis altyapısı: Yeni sınır veri merkezleri de dahil olmak üzere bulut yerel bilgi işlemi desteklemek.

3-Altyapı yönetimi: Ağı ölçmek, izlemek, yönetmek, geliştirmek ve otomatikleştirmek için uygun yazılım ve donanımın kullanılması.

4-Organizasyon ve değerleme: Ağ genelinde maliyet ve yatırımlara ilişkin bütünsel bir bakış açısına sahip olmak.

5-Başkalarıyla çalışmak: Yenilikçi, geleneksel olmayan ticari modelleri, standartları ve iş birliklerini benimsemek.

Vertiv DC Güç ve Dış Tesis Global Başkan Yardımcısı Scott Armul, “Anlamlı enerji ve maliyet düşüşü gerçekleştiren telekom operatörleri, bunu ağ operasyonlarının etrafındaki tüm ekosistem olan insanları, hedefleri, altyapıyı ve iş ortaklarını- değerlendirerek yapıyor” diyor. Armul, sözlerini şöyle sürdürüyor: “5G uygulamalarını etkinleştirmek için BT’ye duyulan güven nedeniyle, dağıtımların optimize edilmesi ve mümkün olan her türlü verimliliğe ulaşmak; operatörler, OEM’ler, altyapı tedarikçileri ve müşteriler arasında yüksek düzeyde bir iş birliği gerektirecek.”

Bir Sürdürülebilirlik Aracı Olarak 5G

Rapor, ağ verimliliği iyileştirmelerinin ve “iyi uygulamaların” önemli olduğunu ancak bu unsurların 5G ile birlikte gelen enerji bulmacasının sadece bir parçası olduğunu net olarak ortaya koyuyor. Bu çabalar, enerji kullanımını ve emisyonları azaltmaya yönelik daha bütünsel ve toplumsal bir yaklaşımla eşleştirilirse 5G kapasitesi telekom operatörlerinin kontrolünün ötesinde bir noktaya taşınabilir.

“Operatörler 5G ağlarını yeni gelirlerini artırmak için kuruyor. Buradaki büyüme, operatörlerin müşterilerinin kendi dönüşüm yolculuklarını mümkün kılacak yeni bağlantı ve uygulamalardan gelecek” diyen STL Partners Direktörü Phil Laidler, sözlerine şöyle devam ediyor: “Operatörler, müşterileri için iyi ve güvenilir ortaklar olarak örnek teşkil etmeli. Enerji stratejisi de başlamak için çok iyi bir nokta.”

İlerlemek İçin Fırsatlar
Rapor, 5G hizmetlerini kullanarak enerji tüketimini ve karbon emisyonunu düşürmede müşteri davranışlarını etkileyerek kayda değer bir gelişme gösterme potansiyeli olan 3 sektörün imalat, ulaşım ve sağlık olduğunu ortaya koyuyor.

İmalat sektörü; gelişmiş tahmini bakım ve otomasyonu sağlamak için 5G’yi kullanarak 2030 yılına kadar 730 milyar dolarlık kazanç elde edebilir. Ulaşım ve lojistik; gelişmiş sürücü yardımı, bağlantılı trafik altyapısı ve otomatik ev teslimatları sayesinde 2030 yılına kadar 280 milyar dolarlık bir fayda sağlayabilir.

Son olarak rapor, 5G’nin 2030 yılına kadar sağlık sektöründe 1 milyar hastaya daha gelişmiş sağlık hizmetleri sağlayacağını, bunu yaparken kliniklerde verimliliği artırırken, hasta ve klinik görevlilerinin azalan seyahatleri nedeniyle emisyonları da azaltacağını öne sürüyor.

Bu tür davranışları etkilemek oparöterlerin 5G’nin çevresel etkilerini azaltma çabaları için kritik öneme sahip. Ancak ihtiyaç duyulan iş birliklerinin kurulması için yapılması gerekenler de var. Ankete katılanların sadece yüzde 37’si bugün operatörleri karbon emisyonlarını azaltmada güvenilir bir iş ortağı olarak gördüğünü söylüyor. Bununla birlikte yüzde 56’sı da gelecekte telekom operatörlerinin güvenilir bir iş ortağı olabileceğine inandığını ifade ediyor.

Telekom operatörlerinin, müşterilerininin 5G’yi sürdürülebilir şekilde kullanabilmesi için önerdiği yöntemleri ve 5G ağlarında verimliliği geliştirme stratejilerini içeren detayları, Vertiv.com’dan indirilebilecek raporda bulabilirsiniz. STL Partners, konuyla ilgili 2 Mart tarihinde Vertiv uzmanlarının da yer aldığı bir webinar düzenleyecek. “5G’nin Başarısı için Kritik Konu: Temiz Enerji”’ adlı webinara kayıt olmak için STLPartners.com/webinarslinkini ziyaret edebilirsiniz. Vertiv’in 5G’yi destekleyen enerji verimliliği çözümleri portföyüyle ilgili daha fazla bilgi için: Vertiv.com/5G-TR

Yerli Yatırımcı Geleceği Gördü Kripto Paraya Güvenini Artırdı

Dünya Ekonomik Forumu’nun araştırmasına göre nüfusa oranla kripto para kullanımında Türkiye, Avrupa’da 1’inci, dünya genelinde ise 4’üncü sırada yer aldı. Başarının tesadüf olmadığını anlatan THODEX’in Kurucusu ve CEO’su Faruk Fatih Özer, 18-36 yaş arası genç kuşağın kripto paraya yoğun ilgi gösterdiğini belirtti. Özer, THODEX’in ABD Dolar’ının yanında yakında Euro paritesiyle de işleme açılacağını belirterek, tüm döviz ve altın forumlarında gündem maddesinin Bitcoin olduğunu, Tesla’nın 1.5 milyar dolarlık yatırımıyla beraber bu alana ilginin arttığını söyledi. Özer, Türkiye’nin kripto para alanındaki büyümesinin hız kesmeden devam edeceğini de anlattı.

THODEX Kurucusu ve CEO’su Faruk Fatih Özer, Dünya Ekonomik Formu tarafından yapılan araştırmada kripto para kullanımında Türkiye’nin dünyada 4’üncü Avrupa’da ise 1’inci sırada yer almasını değerlendirdi. Özer, bugüne kadar kripto para birimlerinin hakkındaki soru işaretlerinin, yatırımcıların ilgisiyle ortadan kalktığını söyledi. İlk baştaki mesafeli yaklaşımın daha sonra yerini sıcak ilgiye bıraktığını anlatan Özer, 2020’de dünyayı evlere kapatan Covid-19 salgını ile beraber gücünü ve güvenirliğini ispatladığını belirtti. Faruk Fatih Özer, yaşanan ilk global krizden 2008 yılında hayatımıza giren kripto paranın güçlenerek çıktığını söyledi. Özer, şu değerlendirmede bulundu:

Genç Kuşaklardan Yoğun İlgi

“Covid-19 salgını ile beraber dünyadaki güçlü para birimleri ve altın, değişen ekonomik dengelerden payını aldı. Önce yükseliş trendine giren ABD Dolar’ı, İngiliz Sterlini ve Avrupa Birliği’nin para birimi Euro, daha sonra yaşanan aşı ve mutasyon krizlerinin etkisiyle, ardından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın faiz artırımıyla düşüş eğilimine başladı. Özellikle yerli yatırımcının bu üç para birimi dışında en güvenli liman olarak yüklü alımlar yaptığı altın da, dünyadaki merkez bankalarının altın alımına ara vermesi, Hindistan’da düğünlerin ertelenmesi ve Dolar’daki düşüşten etkilenerek değer kaybı yaşadı. Geleceği şekillendirmeye bugünden başlayan kripto paralar ise, 2020’deki tüm olumsuz şartlardan en güçlü çıkan emitalar oldu. Başta Bitcoin olmak üzere birçok coin cinsinden kripto para, yatırımcısının yüzünü güldürdü. Geçen yıl şubat ayında 9.700 dolar olan Bitcoin, bugün 56 bin Dolar seviyesini de aşarak, yılın en çok kazandıran yatırım aracı oldu. Fiziki para ve altının yerine kripto paraların yaşadığı yükseliş de yerli yatırımcının dikkatinden kaçmadı. Özellikle 18-36 yaş arasında X ve Y kuşağının büyük ilgisini çeken kripto para piyasası Türkiye’de önemli gelişmeler kaydetti. THODEX’in aylık işlem hacmi 100 milyar TL’ye ulaşırken, 500 bine yakın üye de THODEX üzerinden kripto para alım satış işlemlerini gerçekleştirdi.”

Daha Yukarıda Olacağız

Türkiye’deki yerli yatırımcının kripto paraya olan ilgisinin dünyanın gündeminde olduğunu anlatan THODEX CEO’su Faruk Fatih Özer şu bilgileri verdi: “Geçtiğimiz günlerde Dünya Ekonomik Forumu’nun yaptığı araştırmanın sonuçları yayınlandı. Buna göre dünyada nüfusa oranla Türkiye, kripto para kullanımında Avrupa’da birinci sırada yer alırken, dünyada ise Nijerya, Vietnam ve Filipinler’in ardından yüzde 20’lik kullanım ile 4’üncü sırada bulundu. Bu rakamlar Türkiye’de de kimi çevrelerce şaşırtıcı karşılandı. Oysaki şaşıracak bir şey yok. Bugün THODEX olarak, 500 bine yaklaşan kullanıcımıza güvenli ve hızlı kripto para borsası hizmeti sağlıyoruz. Aynı zamanda Mart 2020’de ABD’den aldığımız FinCen MSB lisansıyla globalleşen ilk yerli kripto para borsası olduk. Uluslararası alanda yapılan raporlara göre; şu an en çok trafik aldığımız ülkeler Türkiye, Amerika, Almanya, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, İngiltere, Hollanda, Azerbaycan, Ukrayna ve Fransa oldu. Bu ülkelerdeki büyümemiz hız kesmeden devam ediyor. Ayrıca FVT000412 olan Estonya (EU) lisansımız ile Euro paritemiz açılacak ve Euro üzerinden işlemleri kabul edebileceğiz. Böylece başta Avrupa’da yaşayan Türk müşterilerimiz olmak üzere, tüm Avrupalı müşterilerimize kripto para alanında güvenilir, hızlı ve kazandıran deneyimi yaşatma fırsatı bulacağız. Özellikle İsviçre, Çekya, Danimarka, Norveç, İsveç ve Polonya’da da büyümek istiyoruz. Avrupa’da yaşayan Türklerden de yine büyük oranda trafik alacağımızı biliyoruz. Bugün 5 bine yaklaşan yurt dışı kullanıcı sayımız da giderek artacaktır. Dolayısıyla kripto para piyasası Türkiye’de oldukça büyüyecek. Dünya Ekonomik Forumu gibi uluslararası kuruluşların yeni raporlarında, ülkemizi kripto para alanında daha üst seviyelerde göreceğiz.”

Yatırım Yapan Şirketin Hissesi Değerleniyor

Bugün tüm döviz ve altın forumlarında tek konunun Bitcoin başta olmak üzere kripto para piyasasında işlem gören coin cinsinden paraların olduğunu anlatan THODEX CEO’su Faruk Fatih Özer “İnsanlar Dolar ya da Euro yatırımcısı veya altın sahipleri, ama forumlarda bugün tek konuşulan konu Bitcoin’in yükselişi, diğer coin cinsinden kripto paralar. Kullanıcılar birbirlerine kripto paralarla işlemin ne denli kolay ve güvenilir olduğunu anlatıyor. Bir çeşit kulaktan kulağa yayılma şekliyle, kripto paraya dönük bilgilendirme sistemi de devrede. Bunun da etkisiyle beraber, kripto para piyasasında yerli yatırımcı sayısı her geçen gün hızla artıyor. Bu etkileşimde Elon Musk’un CEO’su olduğu Tesla’nın yaptığı 1.5 milyar dolarlık Bitcoin yatırımının da etkisi büyük oldu. Musk’un önce Bitcoin paylaşımı, ardından Tesla’nın yatırımı ile bu kripto para biriminde ciddi yükselişler kaydedilmesi, herkesin ilgisini çekti. Ayrıca başka şirketlerden de Bitcoin yatırımı geldi: Kanadalı fintech şirketi Mogo, 1.5 milyon dolarlık Bitcoin alacağını açıklayınca şirketin değeri yüzde 40 yükseldi. Bitcoin maden şirketi Marathon Pathent 4.900 Bitcoin aldığını duyurunca onun da değeri yüzde 60 değer kazandı. ” dedi.

Üretim Sanayinin Yedek Parça Sorununa Çözüm Zaxe 3D Yazıcıdan Çıkıyor

Covid-19’a karşı bilim dünyası aşı savaşı başlatırken, üretim dünyası ise bozulan tedarik zincirini aşmaya çalışıyor. Akıllı fabrikaların milyonlarca dolarlık üretim bantlarında 100 dolarlık bir yedek parçanın bozulmasıyla imalat dururken, bu sorunu Zaxe’nin ürettiği X1, X2, X1+, Z1, Z1+ 3D yazıcıları çözüyor. Zaxe Genel Müdürü Emre Akıncı “Ülkemiz sanayici ve üreticilerinin sonuna kadar yanındayız. Yedek parçalar için 8-10 ay beklemek yerine, maliyetinin 10’da birine sağlıklı çözüm 3D yazıcılardan çıkıyor” dedi.

Dünya genelinde 100 milyon kişiye bulaşan Covid-19’un insan sağlığından sonra en büyük olumsuz etkisi ekonomi alanında hissedildi. Küresel ekonomide trilyonlarca dolar zarar oluştu. 2020’nin başında iki ay gibi bir sürede tüm dünyayı saran hastalık nedeniyle başta en büyük ürün ve yedek parça üreticisi devi Çin olmak üzere, sanayiye yön veren dünya toplam üretiminin yüzde 70’ine yakınını gerçekleştiren Almanya, ABD, Japonya, Fransa ve İtalya’da fabrikalar durdu. Ne orijinal ürün imalatı ne de yedek parça üretimi gerçekleştirilebildi. Türkiye’de de otomobil fabrikalarının dünya ile aynı anda kapanması nedeniyle, ülkede 2. el otomobil fiyatlarında yüzde 100’ü aşan zamlar yaşandı. Öte yandan yurt dışında üretilmiş otomobil yedek parçalarının fiyatlarında da yüzde 150’yi bulan fiyat artışları kaydedilirken, Türkiye’de satılan bir otomobil direksiyonunun fiyatı, Avrupa’daki bir otomobilin fiyatı ile eşitlendi. Yine yedek parça bulunamadığı için cep telefonlarına büyük ücret artışları yapıldı. Bugün dünyanın önde gelen ülkelerinde tedarikteki sıkıntı nedeniyle sadece sağlık çalışanlarıyla yaşlılara yapılan aşının üretim dünyasına uygulanması ise uzun süre alacağı açıklandı. Aynı zamanda birden çok mutasyonu ortaya çıkan virüsün daha hızlı yayılmasıyla da beraber, dünya genelinde yine fabrikaların üretimlerine ara vermeleri de gündemin önde gelen maddeleri arasında.

Milyon Dolarlık Fabrika 100 Dolarlık Parçayı Bekliyor

Bir yandan Covid-19’un yayılımı hızlanırken, öte yandan ise şirketler üretimlerine uzaktan devam kararlarını açıklamaya başladı. Google’ın ardından Türkiye’de 30 binden fazla çalışanı olan Koç Holding, Covid-19’un zorunlu kıldığı uzaktan çalışma modelini artan teknolojik imkanlar nedeniyle sürekli hale getirdiklerini duyurdu. Fabrikalarda artan otomasyon ve uzaktan kontrol imkanlarıyla da üretim devam edecek. Buradaki en büyük sorun ise; Türkiye’deki fabrikaların üretim araç ve bantlarının yüzde 90’ından fazlasının yurt dışı kaynaklı olması. Satın alma maliyeti milyon dolarlarla ölçülen bu üretim bantlarındaki robotlar ve makinelerin 100 dolar değerindeki plastik bir parçasının kırılması veya bozulması da tüm üretim sürecine sekte vuracak kadar önemli. Covid-19 öncesinde üretim için gerekli yedek parçaları üreticilerinden isteyip stok yapan fabrikalar, bugün yabancı üreticilerin 8 ve 10 aylık bekleme listeleri nedeniyle zor durumda kaldı. Bir otomobil fabrikasında üretimin durması nedeniyle, tek bir otomobilin banttan indirilememesinin zararı 10 bin Euro’yu bulurken, ürün gamı ve kalitesine göre fabrikaların üretimi durdurdukları her gün hanelerine yazan zarar ise yüz binlerce doları aşıyor.

Üretim Aksaklığı Sanayiciyi Zorluyor

Dünya genelinde Covid-19 etkisiyle yaşanan yedek parça sıkıntısı sanayiciyi zorluyor. Çin ve ABD’de üretime ara verilmesi nedeniyle tekstil başta olmak üzere birçok alanda sipariş alan Türk sanayicileri ise, üretimlerini makinelerde meydana gelen arızaların parça temininin zamanında yapılamaması nedeniyle yerine getiremiyor ve ciddi mali yükümlülüklerin altına giriyor. Üretim maliyetleri, stok giderleri, enerji, ulaşım, insan kaynağı ve döviz kurlarındaki oynaklık nedeniyle imalata ara vermeye ekonomik olarak tahammülü olmayan tesislerin kurtarıcısı ise 3D yazıcılar oldu. Zaxe gibi yerli imkanlarla üretilen ve yabancı muadillerine karşı kalite, fiyat ve performans açısından önde olan X1, X2, X1+, Z1, Z1+ 3Dyazıcılar, Türk sanayisinin Covid-19 günlerindeki en büyük destekçisi konumunda.

Aylarca Beklemeye Gerek Yok

Zaxe Genel Müdürü Emre Akıncı, sanayi üretiminin devamlılığı ve kârlılığını koruması için 3D yazıcı sektörünün olmazsa olmaz bir kurtarıcı işlev gördüğünü söyledi. Akıncı, şu bilgileri verdi: “Bugün bir beyaz eşya fabrikasında, alüminyum kalıpları basan yüz binlerce dolar değerindeki press makinasında, 150 dolarlık bir parçanın bozulması durumunda üzerine montajı yapılacak ürün olmayınca, fabrika imalata ara vermek zorunda kalacak. O günkü siparişler yetişmeyecek, stok alanları değişecek, ulaşım konusunda yeni planlar yapmak zorunda kalacak. Nereden bakarsanız 150 dolarlık bir parçanın fabrikaya zararı 150 bin doları bulacak. Fabrika yöneticileri daha önceden, bazı kritik parçaları stoklama yoluna gidiyordu. Ama Covid-19 ile üretim zinciri bozuldu. Bugün bırakın bir fabrika için elzem olan yedek parçanın Çin’den ya da Amerika’dan hızlıca gelmesini, motosikletiniz ya da otomobiliniz için dahi gerekli parçayı parasını verseniz bile aylarca sıra beklemeden almanız mümkün değil. O nedenle de bugün dev fabrikalar, Kobilerin olmazsa olmaz ürünü 3D yazıcılardır. İstenilen parçayı bilgisayara yükleyip, kısa sürede maliyetinin 10’da hatta 20’de birine elde etmek kadar kolay ve konforlu bir yöntem yok.”

Ülkemizin Yanındayız

Covid-19’un seyri hakkında bilim insanlarının da henüz net bir gelişimi ortaya koyamadığını anlatan Emre Akıncı, “Dolayısıyla mutasyonlu virüsün daha hızlı bulaştığını biliyoruz. Belki bu virüsten kurtulmayı umarken, hiç istemesek de ilerleyen günlerde Avrupa, Çin ve ABD’de yeniden üretimin durması gibi bir seçenek de gündeme gelirse, yedek parçalar için beklenen sürecin daha da uzaması da mümkün. O zaman Türkiye’deki üretim tesislerinin zararları da katlanacaktır. Bugün onlarca büyük fabrika ve üretim tesisinde Zaxe 3D yazıcılar var. Gerektiği anda, istenilen yedek parçayı basarak, üretimin aralıksız sürmesini sağlıyor. Amacımız, ülkemizin ekonomisinin büyümesine yardımcı olmayı sürdürmek. Bunu yaparken de yerli mühendislerin geliştirdiği yine yerli üretim ürünlerimizle fark yaratmak” dedi.

2021’in ilk iki ayında mobil ödeme hacmi geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 159 arttı
Tüm dünyada internet işletmeleri için yeni nesil ödeme yöntemleri sunan PaybyMe, 2020 ve 2021 yıllarının ilk iki ayındaki mobil ödeme hacimlerini paylaştı. PaybyMe verilere göre, 2021 yılı ocak ve şubat aylarında mobil ödeme hacmi yüzde 159 artarken, en fazla büyüme yüzde 1971 ile fiziksel ihtiyaçlar kategorisinde gerçekleşti.
2010 yılından bu yana sektör ve firma büyüklüğü ayırt etmeksizin müşterilerine online ödeme çözümleri sunan finansal teknoloji firması PaybyMe, 2020 ve 2021 yıllarının ocak-şubat aylarına ait mobil ödeme hacimlerini karşılaştırdı.
PaybyMe’nin verilerine göre, mobil ödemelerde ocak ve şubat aylarında geçtiğimiz yıla göre yüzde 159’luk bir büyüme gerçekleşirken; işlem adedi yüzde 104, işlem başı ücret ise yüzde 24 arttı.
2021 yılının ilk iki ayında en çok artış, yüzde 1971 ile başta e-ticarette olmak üzere fiziksel ihtiyaçlara yönelik gerçekleşti. Bu kategoride yapılan işlem adedi yüzde 895 arttı. Kulüp, dernek, apartman aidatlarında ise mobil ödeme hacmi 2020 yılının ocak ve şubat aylarına göre yüzde 487, işlem adedi ise yüzde 202 arttı.
Dijital eğitimde mobil ödeme düşüşte
Video ve mobil oyunlarda ise mobil ödeme hacmi yüzde 126 artış gösterirken, işlem adedi yüzde 136 büyüme kaydetti. Sosyal medyadaki harcamalarda mobil ödeme yüzde 245 artarken, işlem adedindeki yükseliş yüzde 43 oldu.
Dijital eğitim ücretlerinde ise diğer kategoriler gibi bir artış yaşanmadı. Tam tersine ocak ve şubat aylarında mobil ödeme hacmi bir önceki yıla göre yüzde 5 azalırken, işlem adedinde ise yüzde 85 düşüş yaşandı.

ABD MERKEZLİ DİAMOND CHALLENGE ULUSLARARASI LİSE GİRİŞİMCİLİK YARIŞMASI TÜRKİYE FİNALİ EGİAD EV SAHİPLİĞİNDE YAPILDI

Dünyanın dört bir yanındaki lise öğrencilerine girişimciliği ilk elden deneyimleme imkânı sunan Diamond Challenge liseler arası girişimcilik programı, Türkiye’de ikinci kez EGİAD – Ege Genç İş İnsanları Derneği partnerliğinde İzmir’de gerçekleşti. Geçtiğimiz sene sadece İzmir’deki liselerin katılım gösterdiği organizasyonun ardından bu sene gerçekleşen ikinci etapta ise; Türkiye’den İstanbul, Iğdır ve yurt dışından ise Mısır’dan ekipler yarışmaya dahil oldu. 2021 yarışmasının birincisi İstanbul Hisar Okulları’ndan Ergo projesiyle Demir Alp, Melis Asiyo, Selin Dönmez ve Serra Çelik isimli liseli öğrenciler oldu. Gradyan diyet değişikliği yoluyla karbon emisyonunuzu azaltan, sürdürülebilir beslenme alışkanlıkları geliştiren sanal diyetisyen rehberi uygulaması olan proje, ABD’de 11 – 16 Nisan tarihleri arasında, Virtual Diamond Challenge Summit etkinliğinde global sahnede 100.000$ ödül havuzu için yarışacak.

Covid-19 salgını sebebiyle sanal ortamda gerçekleşen Diamond Challenge Finali, 5 binden fazla lise öğrencisini içeren 1922 ekip başvurusu aldı. Geçen seneye kadar yaklaşık 766 başvurunun geldiği Diamond Challenge programına bu sene rekor katılım gerçekleşmiş oldu. Liseler arasında profesyonel iş geliştirme ve ağ oluşturma etkinliği olarak Dünya organizasyonlarında birinci sırada yer alan zirveye, geçtiğimiz yıl 21 ülke ve 18 eyaletten 766 ekip katılırken bu sene 50 ülke ve 30 eyaletten 835 ekip yarı finale kaldı. Başvurularda yüzde 8’lik artış görülen yarışmanın Türkiye elemeleri de EGİAD ev sahipliğinde İzmir’de online olarak gerçekleşti.

Türkiye ön elemelerini 5 girişimci ekibin kazandığı yarışmanın finali, 22 Şubat’ta EGİAD tarafından online olarak gerçekleştirildi. Türkiye finaline, İstanbul’dan Hisar Okulları ve Ted Koleji, Iğdır’dan Özel Hazar Anadolu Lisesi, Mısır Alsalam’dan Qena STEM School ve yine Mısır İskenderiye’den Stem Alex School katılım gösterdi. Finalin jüri üyeliğinde; Mustafa Aslan (EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı), Aydın Buğra İlter (EGİFED Yönetim Kurulu Başkanı), Neşe Gök (İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı), Zeynep Öner (TOBB İzmir İl Kadın Girişimciler Kurulu – İcra Komitesi Başkan Yardımcısı) yer aldı.

Girişimcilik Kültürünü Aşılıyoruz

Etkinlik, EGİAD Başkan Vekili Alp Avni Yelkenbiçer’in açılış konuşmasıyla başladı. Alışılagelen konvansiyonel iş yapış biçimleriyle dünya kaynaklarının hızla tüketildiğini belirten Yelkenbiçer, “Sürdürülebilir iş modelleri için farklı bir bakış gerektiğine inanıyoruz. Bu bakışı da bizlere getirebilecek olan genç girişimci adaylarımızı ve girişimcilerimizi ülkemiz ve insanlık için bir umut olarak görmekteyiz” diye konuştu. Ege Genç İş İnsanları Derneği olarak 2011 yılından bu yana girişimcilik konusunu gündemde tuttuklarına dikkat çeken Yelkenbiçer, “Girişimcilik üzerine her geçen yıl farklı projeler ilave ederek farkındalık yaratmaya, eğitimler vermeye hem girişimcilik hem de melek yatırımcılık kavramlarının yayılımını sağlamaya yönelik faaliyetler yapmaya devam ediyoruz. Girişimciliğe ayrılan devlet destekleri son yıllarda artış gösterdi. Girişimcilik kültürü okullardan başlayarak aşılanmalı. Yaptığımız etkinliklerin birçoğunda biz STK olarak bu görevi seve seve üstleniyoruz” dedi. İzmir ve Ege Bölgesi’nin Hazine Müsteşarlığı’na akredite ilk Melek Yatırım Ağı EGİAD Melekleri ile girişimciler ve yatırımcılar arasında güçlü bir köprü oluşturduklarını dile getiren Yelkenbiçer, “EGİAD Melekleri, bugüne kadar 2000’den fazla girişimci ile temas kurmuş, 24 girişimci-melek yatırımcı toplantısı organize etmiş ve 14 girişim projesine yatırım yapmıştır. Birçok girişimciye de mentorluk desteği sağlamıştır. Üniversitedeki gençlerin girişimciliğe ilişkin farkındalığı ve yetkinliğini artırmak, cesaretlendirmek, desteklemek ve melek yatırımcılık kavramanı aktarmak üzere gerçekleşen TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! Programının Ege’deki partneri olmayı da başarmıştır. Böylesi büyük bir etkinliğin de Türkiye bacağını ikinci kez yürütmek ise kurumumuz açısından da ayrıca gurur vericidir. EGİAD olarak girişimciliğin lise düzeyinde yayılmasına destek olarak başladığımız bu vizyon ile bugün bizlere iş fikirlerini sunan ekip bireylerinin, üniversiteye geçtiklerinde TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! Ege programı ile yanlarında olmak ve günün sonunda sürdürülebilir girişimlere sahip olmaları için gerekli kaynağı sağlamak üzere melek yatırım ağımız ile her zaman yanlarında olmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi. Diamond Challenge 2021 hakkında bilgilendirme yapan EGİAD Melekleri İcra Kurulu Başkan Vekili Özgür Kılınçlar da geçtiğimiz sene sadece İzmirli okullar ile yapılan bu yarışmanın bu yıl hem tüm Türkiye’den hem de yurtdışından katılımcı aldığını söyledi. Program detaylarını veren Özgür Kılınçlar’ın ardından öğrenciler tarafından sunumlar gerçekleştirildi. Program arasında “İlham Veren Girişimci Key Note Speakers” konuşmasında ise Pepapp Kurucu Ortağı Berke Uygun girişimcilik hikayesini aktardı. Konsolos olma hayallerinden, regl takvimi uygulaması girişimine kadar nasıl başardığını paylaşan Uygun, bu yolculuğunda girişimciliğe ilk adım atmasından networkünde bulunan kişilerin etkisine kadar çeşitli tavsiyelerde bulundu. Uygun, özellikle de gençlerin kariyer hedeflerinde girişimciliğe de yer vermeleri gerektiğinin altını çizdi.

ABD’de Türkiye’yi İstanbul Hisar Okulları’ndan Ergo Projesi Temsil Edecek

Zorlu bir mücadeleye sahne olan yarışmanın finalini İstanbul Hisar Okulları öğrencileri göğüsledi. Birinci gelen ekip; Ergo Projesi oldu. Gradyan diyet değişikliği yoluyla karbon emisyonunuzu azaltan, sürdürülebilir beslenme alışkanlıkları geliştiren sanal diyetisyen rehberi uygulaması ile Demir Alp, Melis Asiyo, Selin Dönmez, Serra Çelik isimli öğrenciler iki aylık süreçte EGİAD mentorlüğünde projelerini daha da geliştirerek 11-16 Nisan’da ABD Delaware Üniversitesi tarafından düzenlenen Diamond Challenge Summit etkinliğinde Türkiye’yi temsil ederek global sahnede büyük ödül havuzu 100.000$ için yarışacak.

Birinci Ekip : İstanbul Hisar Okulları – Ergo Projesi

Ekip Üyeleri: Demir Alp, Melis Asiyo, Selin Dönmez, Serra Çelik

Proje: Gradyan diyet değişikliği yoluyla karbon emisyonunuzu azaltan, sürdürülebilir beslenme alışkanlıkları geliştiren sanal diyetisyen rehberi uygulaması.

İkinci Ekip: İstanbul Ted Koleji – Eventlist Projesi

Ekip Üyeleri: Emir Şahin, Serkan Akın, Azra Alpaslan, Emir Elmalı, Mehmet Şahin

Proje: Hem sosyal ağda hem de kişisel planlama becerilerinde kişiyi daha verimli hale getiren platform.

Üçüncü Ekip: Mısır – İskenderiye – Stem Alex School – D Chair Projesi

Ekip Üyeleri: Rana Osama, Habiba Mahmoud, Amira Shoby, Habiba Hisham, Nora Hussain,

Proje: Günlük hayatınızda kullanabileceğiniz, işinizi yaptığınızda ücretsiz elektrik üreten bir sandalye tasarımı.

Serra Uluışık Pfizer Global Yetenek Havuzu Stratejileri Direktörü Oldu
17 yıldır Pfizer ailesinin bir üyesi olan İK Direktörü Serra Uluışık, 20 yıldan fazla bir süredir dünya çapında örnek bir yetenek havuzu olarak konumlanan Pfizer Türkiye’nin bu vizyonunu global boyuta taşımak üzere Mart 2021 itibariyle Global Yetenek Havuzu Stratejileri Direktörü olarak atandı. Uluışık görevine Roma’da devam edecek.
Lisans eğitimini Koç Üniversitesi İşletme Bölümü’nde tamamlayan Serra Uluışık, Pfizer Türkiye’ye Eylül 2004’te Proje Müdürü olarak katıldı. Bugüne kadar Ürün Müdürlüğü, Doğu Avrupa Ürün Müdürlüğü (Londra yerleşik), Pazara Erişim Müdürlüğü, Grup Pazarlama Müdürlüğü ve Kurumsal Eğitim ve Gelişim Müdürlüğü gibi çeşitli görevleri başarıyla tamamlayan Serra Uluışık ek olarak, Pfizer’in Avusturya ve İsviçre organizasyonunun Eğitim ve Gelişim Sorumluluğunu da üstlendi.
Türkiye & Kafkaslar İK Kıdemli Müdürlüğü görevinde işe alım süreçlerinin yenilenmesi, standardize edilmesi ve yetenek stratejilerinin güncellenmesi gibi konulara liderlik etti. Pazarlama, Pazara Erişim, Eğitim ve Gelişim gibi farklı alanlardaki görevlerinin ardından Pfizer Türkiye İK Direktörü olarak birçok yeniliği ve projeyi hayata geçirdi.
Serra Uluışık, yeni görevinde Pfizer genelinde doğru organizasyonel kariyer fırsatlarını sağlamak, bir yetenek akışı oluşturmak ve büyütmek için yetenek stratejileri geliştirecek ve bunların hayata geçirilmesine öncülük edecek.
Üniversiteden mezun olduktan hemen sonra Pfizer ile yolları kesişen Uluışık, yeni göreviyle ilgili şunları söyledi: “Pfizer Türkiye’nin rotasyonel yetenek stratejisiyle “büyüme” fırsatı elde ettiğim için kendimi hep şanslı hissettim.  Kariyerimin başlarında farklı fonksiyonlardaki deneyimlere ilgi duymaya başladım, olağanüstü liderlerle çalışarak onlardan çok şey öğrendim ve kariyerimde farklı adımları atacak cesareti her zaman kendimde hissettim. Bu görevde kendi büyüme yolculuğuma da devam edecek, global yetenek havuzu stratejisinin yeniden oluşturulmasına, yine Pfizerlilerle birlikte katkıda bulunacağım.
Pfizer’in çalışmak ve büyümek için gerçekten en iyi yer olduğuna inanıyorum. Yeni görevimde Pfizerlilerin bunu en az benim kadar güçlü hissetmesine, global seviyede etki edebilmeyi hayal ediyorum.”
“Pfizer Türkiye iyi bir yetenek sağlayıcısıdır, dünyada bu konuda parmakla gösterilir”
Pfizer, değişimin çok sık yaşandığı dinamik bir şirket. Biz yetenekleri role değil şirket kültürüne göre seçer; farklı fırsatlar sunarız diye vurgulayan Pfizer Global Yetenek Havuzu Stratejileri Direktörü Serra Uluışık: “Bu çeşitlilik ve dinamizm kişiye farklı bakış açıları katarken, rotasyon kurgusu bağlılığı da artırıyor. Global ve yerel olarak kendi liderlerimizi yetiştirmek bizim için önemlidir. Özellikle Pfizer Türkiye’nin globalde “Lider Okulu” ve yetenek sağlayıcısı olarak çok ünlü olduğunu söyleyebilirim. Pfizer Türkiye bu konuda hep parmakla gösterilir. Türkiye’den yurtdışına transfer olan yetenekler her zaman öne çıkar. Bugüne kadar yurtdışı operasyonlarda görevlendirilmiş 70’ten fazla üst düzey Türk yöneticimiz, halihazırda uluslararası Pfizer’lerde başarıyla görevlerini sürdüren 40’ın üzerinde yöneticimiz var” dedi.

Bir Günde Kargo’dan  hızlı kargo, hızlı büyüme

Maksimum 24 saat içinde teslimatı garanti eden Bir Günde Kargo, hızlı hizmeti sayesinde hızlı büyüdü. Bir yılda cirosunu 2,5 kat artırmayı başaran firma, yüzde 5 olan pazar payını da 2 katına çıkardı. Büyümeye paralel olarak yeni dağıtım ağları oluşturan ve operasyon merkezlerinin sayısını artıran Bir Günde Kargo, 800 kişilik istihdam ve günlük ortalama 30 bin sipariş teslimatıyla kısa sürede yüzde 50 büyüme kaydetti. Hedefse, günlük en az 50 bin teslimat ve ayda en az 10 milyon TL ciro.

Kurulduğu günden bu yana tüm yatırımını teknolojiye yaparak kargoda hıza odaklanan Bir Günde Kargo, bir yıl içinde rekor seviyede büyüme kaydetti. Gönderi adedinden, istihdamına, şube sayısından depolama alanlarına tüm rakamlarını hızla büyüten Bir Günde Kargo’nun hedefi sektördeki en iyi 5 oyuncudan biri olmak.

14 dakikada teslim etti, %50 büyüdü

Bir Günde Kargo’nun, standart kargoculuk anlayışından uzak hizmetiyle sektöre yeni bir soluk getirdiğinden bahseden Yaşar Kımıl, “Artan rekabet koşulları ve teknolojinin yaygınlaşması lojistik sektöründe de iş yapış şekillerini değiştirdi. Biz de dijital hayatın hızına ayak uydurmak ve müşterilerimizin ihtiyaçlarına inovatif çözümler üretebilmek için tüm yatırımımızı teknolojiye yaptık. Bugün geldiğimiz noktada, kurmuş olduğumuz sistem sayesinde değişen beklenti ve taleplere en hızlı şekilde cevap veriyoruz. Özellikle son bir yılda hızla büyüyen e-ticaret sektörü, lojistik pazarının önemli oyuncuları için itici güç oldu. Biz de bu büyümeden nasibimizi aldık ve yüzde 5 olan pazar payımızı yüzde 10 seviyelerine çıkardık. Günlük kargo dağıtım hacmimiz 9 bin iken, bir yılda 30 bine yükseldi. Bu artışa paralel olarak aylık ciromuz da 2 milyon TL’den 5 milyon TL’ye yükseldi. Bu büyümenin sebebi adımızda olduğu gibi maksimum 24 saat içinde teslimat yapmamız. Her geçen gün kendi rekorumuzu kırıyoruz. En hızlı teslimat süremiz 14 dakika dedi” dedi.

“Hedef hızlı değil sürdürülebilir büyümek”

Yaşar Kımıl, “Bir Günde Kargo’yu hayata geçirdiğimizde küçük bir depomuz vardı. Şimdi bu alanı 7 katına çıkardık. Dağıtım ağımızı da büyütüyor ve yeni operasyon merkezleri açıyoruz.  Yeni noktalarımızla birlikte 200 olan çalışan sayımızı 800’e yükselttik. 2021 yılı için koyduğumuz 1.000 kişilik istihdam hedefinin yüzde 70’ini, hedeflediğimiz süreden daha kısa zaman içinde gerçekleştirdik. Hedefimiz sürdürülebilir büyüme ve nitelikli artış” dedi.

Ciro hedefi 10 milyon TL

İstanbul, İzmir, Bursa, Antalya, Kocaeli ve Ankara olmak üzere 6 ilde, ertesi gün veya aynı gün kargo ve randevulu teslimat gibi seçeneklerle kurumlara özel kargo hizmeti sunan Bir Günde Kargo, 2021 yılı içerisinde Türkiye genelinde toplamda 16 büyükşehirde hizmet vermeyi hedefliyor. Mevcut hizmet sağlanan illerde ise şube sayılarını ikiye katlamayı planlıyor. Ciro hedefi aylık 10 milyon TL olan Bir Günde Kargo’nun 2021 yılı sonuna kadar en büyük hedeflerinden birisi günlük 50 bin kargo taşıyor olmak. Bir Günde Kargo, bu hedefiyle birlikte 2021 yılı sonuna kadar 1000’den fazla kişiye istihdam sağlamak için çalışıyor.

Toyota Geleceğin Şehri “Woven City’nin” İnşasına Başladı 

Sadece bir otomobil üreticisi değil bir mobilite şirketi olduğunu da açıklayan Toyota, birçok mobilite geliştirme projesine öncülük yapacak yüksek teknolojiye sahip “Woven City” şehrinin temel atma törenini gerçekleştirdi.  Toyota ve Toyota Grubu’nun mobilite geliştirme projelerinden sorumlu Woven Planet, Japonya’da Fuji’deki eski bir araç üretim tesisinde şehrin yapımına başladı. Woven City ile birlikte “0” emisyonlu hidrojen yakıt hücrelerinden güç alan tamamen bağlantılı bir ekosistem oluşturacak. Bu kapsamla inşa edilen şehir, daha iyi bir topluma hizmet etmek amacıyla teknolojik gelişimi hızlandırmayı amaçlıyor.

Geleceğin teknolojilerine ev sahipliği yapacak Woven City’nin temel atma törenine törene Toyota Başkanı Akio Toyoda ile birlikte Shizuoka İdari Bölgesi Valisi Heita Kawakatsu, Susono Belediye Başkanı Kenji Takamura, Woven Planet CEO’su James Kuffner, TMEJ Başkanı Kazuhiro Miyauchi ve yerel halk temsilcileri katıldı.

Teknolojik ve insan merkezli bir şehir

Geleceğin şehri Woven City, yüksek teknolojisinin yanı sıra insan merkezli bir yaklaşım da sunacak. Toyota ilk kez 2020 yılının Ocak ayında duyurulan Woven City projesi için kısa zamanda harekete geçerek çalışmalarını başlattı. Şehri yaşayan bir laboratuvar ve sürekli evrimleşen bir proje olarak tasarlayan Toyota, Woven City’de; otonom teknolojiler, robot, kişisel mobilite, akıllı evler ve yapay zeka gibi teknolojiler geliştirilmesini ve testler gerçekleştirilmesini sağlayacak. Aynı zamanda burada bir dizi iş fırsatının sağlanması ve dünya çapından araştırmacıların yer alması bekleniyor.

Woven City’de zemin seviyesinde üç tür cadde yer alacak. Birisi otonom araçlara, birisi yayalara ve birisi de kişisel mobilite araçları kullanan yayalara ait olacak. Aynı zamanda yük ve eşya taşınması adına kullanılmak üzere bir yer altı yolu inşa edilecek. İleri teknolojiye sahip olacak şehirde yaşam öncelikle çoğunluğu yetişkin olmak üzere, küçük çocukları olan ailelerin bulunacağı yaklaşık 360 sakinle başlayacak. Sonrasında; araştırmacıların ve Toyota çalışanlarının katılımıyla birlikte 2,000’in üzerinden fazla nüfusa ulaşacak.

ENERJİ VERİMLİLİĞİ PROJELERİNE 5.BÖLGE YATIRIM DESTEĞİ SUNULUYOR

Vat Enerji Genel Müdürü Altuğ Karataş, sanayiciler, fabrika ve enerji yöneticilerini yakından ilgilendiren 5. Bölge Yatırım Teşviği ile ilgili kapsamlı bilgiler verdi.

Endüstriyel tesisler enerji yoğunluğunu yüzde 15 azaltan projeler kapsamında 5. Bölge Yatırım Destekleri’nden faydalanabiliyor. Üstelik tesis büyükşehirde bile olsa bu teşviklerden istifade etmesi mümkün. Konuyla ilgili kapsamlı bilgiler veren Vat Enerji Genel Müdürü Altuğ Karataş, “5. Bölge Yatırım Desteği kapsamında enerji verimliliği projelerini de dahil edebilirsiniz. Yıllık 500 TEP ve üzeri enerji tüketiminiz varsa ve enerji verimliliği yatırımınız kendisini 5 yıldan kısa süre içerisinde amorti ediyorsa bu yatırımınızı 5. Bölge Yatırım ve Teşvik programına sokabilirsiniz. Bunun için tek bir şart aranıyor. Enerji yoğunluğunuzu uygulama yapacağınız proseste ya da işletmede yüzde 15’in üzerinde düşürmeniz gerekiyor. Faaliyet gösterdiğiniz yer şayet 1. Bölge içerisinde yer alıyorsa Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 5. Bölge Yatırım Teşvik ve Destek projesine başvuru yapmanız yeterli oluyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından geçici teşvik belgeleriniz hazırlanacak ve enerji yoğunluğunuzu azalttığınızda teşviği almaya hak kazanacaksınız.” dedi.

BU TEŞVİK NELERİ KAPSIYOR?

5. Bölge Yatırım Teşviği kapsamında sunulan avantajlar ve destekler hakkında bilgi veren Karataş, “KDV istisnası, makine alımında gümrük vergisi istinası, bu bölümde personel çalıştırmanız gerekiyorsa sigorta desteği ile yatırım için ek bir alana ihtiyaç duyuluyorsa alan desteği sağlanıyor. En önemli destek ise finans tarafından yaşanıyor. Döviz bazında alacağınız kredi için 2 puan, TL bazında kullanacağınız krediye ise devlet tarafından 5 puan destek veriliyor. Devlet, enerji verimliliğiyle ilgili olarak destek, teşvik ve hibe sağlıyor. Bizler de enerji verimliliği projeleri geliştirmeye, yatırımlarımızı sürdürmeye devam edelim. Geleceğimizi daha da güzelleştirelim.” dedi.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Davut Güleç Panel Sağ Menü
Davut Güleç Logo Ana Sayfa Davut Güleç Kimdir? Galeri Köşe Yazıları Site Haritası