İnternetten kartla yapılan ödeme işlemleri adedi 3 milyona yaklaştı.
Türkiye’nin ilk para iadeli alışveriş sitesi Avantajix.com’un kurucu ortağı Güçlü Kayral, internetten alışverişin, pandemi öncesi ağırlıklı olarak 18-45 yaş grubunca tercih edildiğini, pandemiyle birlikte bu yelpazenin genişlediğini vurguladı.
Pandemi döneminde 50 yaş üstünün e-ticarete yoğun ilgi gösterdiğine dikkati çeken Kayral, “Pandemi tedbirleriyle geçen son 1 yılda 10 milyonun üzerinde yeni kredi kartı ile ilk kez internetten işlem yapıldı, e-ticaretin müşteri sayısı 7-8 milyon kişi arttı” dedi.
Online alışverişte artan ilginin rakamlara da yansıdığını ifade eden Güçlü Kayral, şunları söyledi:
“Bankalararası Kart Merkezi verilerine göre 2020’nin ilk çeyreğinde günlük 1,9 milyon olan internetten kartla alışveriş işlem adedi, pandemi sonrası 9 aylık süreçte 2,5 milyona yükseldi. Yeni açıklanan 2021 yılı Ocak ayı verilerine göre günlük işlem adedi 2,9 milyon oldu. Sadece 5 yıl önce 600 bin olan günlük işlem adedinin 3 milyon sınırına gelmesi, e-ticaretteki inanılmaz büyümeyi gözler önüne seriyor.”
-Sağlık Öncelikli Tercih Nedeni
Kayral, pandemi öncesinde online alışverişin ağırlıklı olarak ürünlere en uygun fiyatla ulaşma imkanından dolayı tercih edildiğini anımsatarak, şu bilgileri verdi:
“Pandemi ile birlikte e-ticaretin tercih nedenleri de değişmeye başladı. Sağlık ve mesafe gibi Covid-19 zorunlulukları internetten alışverişi öncelikli tercih nedeni yaptı. Uygun fiyata ulaşma isteği pandemi döneminde de önemini korudu. Bazı ürünlerde aşırı fiyat artışı, ürüne ulaşmada yaşanan zorluklar, insanları dijital mağazalara yöneltti. En uygun fiyatlı ürüne ulaşmak isteyenler, karşılaştırma sitelerini, fırsat sitelerini aktif olarak kullandılar. Avantajix.com gibi alışveriş yaptıkça para veren siteleri kullananlar da ekstra kazançlar sağladı.”
Zeytinyağı ihracatçıları dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına getirilen yasağı doğru bulmuyor
Pandemi, ticarette dengeleri sarsmaya devam ediyor. Pandeminin yol açtığı belirsizlik ve artan yağ talebi gerekçe gösterilerek Tarım ve Orman Bakanlığı’nın talebiyle, Ticaret Bakanlığı dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına yasak getirdi. Karara göre, Türkiye’den 31 Ekim 2021 tarihine kadar dökme ve varilli zeytinyağı ihraç edilemeyecek.
Zeytinyağı sektöründe, 20 yıl sonra dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına getirilen yasak büyük infiale yol açtı.
Türkiye’deki zeytinyağı ihracatçılarının tek temsilcisi Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği, sektör görüşü alınmadan getirilen ihracat yasağına sert tepki gösterdi ve yanlış karardan acilen dönülmesini talep etti. EZZİB Yönetim Kurulu, zeytinyağı sektöründe serbest piyasa kurallarının işlemesinden yana olduğunu, serbest piyasa koşullarına karşı olan her türlü yasağın karşısında durduğunu dile getirdi.
Zeytinyağı fiyatları enflasyonu tırmandırmıyor
EZZİB Yönetim Kurulu yaptığı yazılı açıklamada, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi verilerine göre; Türkiye’nin 2021/22 sezonuna 43 bin ton stok ve 172 bin tonluk tahmini rekolteyle girdiğine vurgu yaptı. Açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Türkiye’ye 2021/22 sezonunun geride kalan 4 aylık döneminde özel kararnameyle Türkiye’ye getirilen zeytinyağı miktarına yakın, geçtiğimiz sezonlara kıyasla düşük düzeyde bir ihracatımız olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin yıllık 140 bin ton iç tüketimi olduğu bir gerçek. Bu şartlarda ihraç edilebilecek 60-70 bin ton civarı zeytinyağımız var. İhracatımızın yaklaşık yüzde 55’i dökme olarak yapılıyor. Bu şartlarda dökme zeytinyağı ihracatına yasak getirilmesini doğru bir hamle olarak görmüyoruz. Zeytinyağı enflasyonu tırmandıracak boyutta bir etki yapmamaktadır. Ayrıca, zeytinyağı fiyatlarında diğer bitkisel yağ fiyatlarındaki artışla kıyaslandığında büyük artışlar da olmadı.”
İhracatta yıllık kontratlar yapıldığına işaret eden EZZİB açıklamasında; “Türk zeytinyağı ihracatçılarının yıllık yaptığı kontratlar var. Bu taahhütlerini yerine getiremedikleri takdirde prestij kaybına uğrama yanında, önümüzdeki yıllarda da bu müşterileriyle çalışmalarının yolu kapatılmış olacak. Zor şartlarda kazanılmış olan pazarlar kolayca kaybedilecek. Türkiye, üretimde dünya ikinciliği hedefiyle 2002 sonrasında devlet destekleriyle 90 milyon olan zeytin ağacı varlığını 180 milyona çıkardı. Bu ağaçlar önümüzdeki yıllarda ürün vermeye başlayınca 650 bin ton zeytinyağı rekoltesine ulaşacağız. Önümüzdeki yıllardan itibaren rekolte ve üretim artışı önemli rakamlara ulaşacaktır. Bu rekolte artışı iç tüketimden önemli ölçüde fazla olacağından ihracat olmadığı takdirde Zeytinyağı fiyatları da üreticimizi tatmin etmeyecek seviyelerde seyredecektir, bu da üretimi ve üreticimizi olumsuz etkileyecektir. Bugün bu yasak kararı ihracatımızı olumsuz etkilediği gibi üreticimizi de mağdur edecektir. Bu kararın üreticilerimizi küstüreceğini, zeytincilikten uzaklaştıracağını ve yüksek girdi maliyetleriyle üretimini hak ettiği değerde satamamasına yol açabileceğini düşünüyoruz. 20 yıl önce dökme zeytinyağı ihracatına yasak getirildiğinde zeytinyağının ortalama fiyatının 90 centlere düştüğünü hatırlatmakta fayda görüyoruz. Sonuç olarak zaten düşük seyreden ihracatımızın tamamen yok olmaması için bu karardan vazgeçilmesini talep etmekteyiz. İçeride tüketicinin ihtiyacının karşılanmasında bir sorun yaşanmazken, ülkeye döviz kazandıracak bir ürünün ihracatının yasaklanması kabul edilemez” denildi.
Fiyatlar düşürülmek isteniyorsa KDV yüzde 1’e çekilsin
Türkiye’de kişi başı yağ tüketiminin 17 litre seviyesinde olduğuna dikkati çeken EZZİB Yönetim Kurulu, “Zeytinyağı bu tüketimden 2 litrelik pay alıyor. Zeytinyağı fiyatlarında, bitkisel yağ fiyatlarındaki boyutlarda artış yaşanmamakla birlikte, zeytinyağı fiyatlarının düşmesi ve tüketiminin daha da artması için önerimiz zeytinyağında yüzde 8 olan KDV’nin yüzde 1’e indirilmesidir. Bu sayede litrede 2,5 TL civarında fiyatlarda tüketicimiz lehine bir rahatlama olanağı ortaya çıkacaktır.” görüşüne yer verildi.
EZZİB YK: “Ana hedefimiz kutulu ihracatı arttırmak”
İhracatçılar olarak ana hedeflerinin kutulu zeytinyağı ihracatını arttırmak olduğunu dile getiren Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu, “Bu ana hedef olmakla birlikte her firmamızın ithalatçılardan gelebilecek farklı talepleri karşılamak durumunda. Bugün dünya zeytinyağı üretiminin yüzde 55’ini tek başına gerçekleştiren İspanya uzun yıllar zeytinyağını dökme olarak İtalya’ya ihraç etti. Sonraki yıllarda İtalyan markalarını satın alarak markalı ihracatta belli konuma geldi. İspanya’nın bugün toplam ihracatının halen yüzde 60’ı dökme şeklindedir. Bizim de İspanya örneğindeki gibi nihai hedefimiz kutulu ihracatımızın payını arttırmaktır. Öte yandan dünyada catering, balık konservesi gibi alanlarda faaliyet gösteren firmalar önemli miktarda zeytinyağını kendi üretimlerinde kullanılmak üzere ülkemizden dökme olarak temin etmekteler. Tüm bu nedenlerden dolayı dökme ve varilli zeytinyağı ihracatının devamını istiyoruz. Dünya genelinde zeytinyağı üretici ülkeler arasında dökme zeytinyağına ihracat yasağı getiren başka bir ülke olmadığı da bilinmelidir” diyerek görüşlerini noktaladı.
ATRAX FUAR TARİHLERİNİ 3-5 ŞUBAT 2022 OLARAK GÜNCELLEDİ.
Uluslararası Eğlence-Etkinlik, Park- Rekreasyon Fuarı ATRAX’ın tarihleri daha sağlıklı ve başarılı bir fuar sunmak adına 3-5 Şubat 2022 olarak yenilendi.
Piyasa koşullarının iyileşmesi, projelerin hayata geçmesi, seyahatin rahatlaması ve global alıcıların fuarı kolaylıkla ziyaret edebilmesi amacıyla yapılan bu güncelleme ile sektöre daha güçlü ve verimli bir fuar sunmak için ATRAX çalışmalarını sürdürüyor.
Tüm dünyada hızlı bir değişimin yaşandığı bu dönemde ATRAX, 2022’ de uzun süredir bir araya gelememiş sektörü 9. kez buluşturarak ilk enerjisini vermeye hazırlanıyor, yılın sektörel ilk fuarı olarak bekleyen ve birikmiş potansiyelleri yakalamak istiyor.
2020 ve 21 herkes için farklı bir yıl olurken özellikle üretim yapan firmaların için arge faliyetlerine ağırlık verdikleri bir yıl oldu. Yeni ürünler ve yeni firmalar oyunda yer almaya başlıyor. Sektöre katılan yeni oyuncularla ATRAX daha farklı, daha renkli, daha güçlü olacak.Çok sayıda yeni üretici firmanın fuarımıza başvuru yaptı.
Geçen yıl katılımcılar ve ziyaretçiler tarafından oldukça başarılı bir şekilde sonuçlanan fuardan sonra ATRAX konseptini genişleterek, potansiyelini güçlendirerek yoluna devam ediyor.
ATRAX 4- 6 Şubat 2021’de ‘BÜYÜK OYNUYORUZ’ mottosu ile uzun bir aradan sonra sektöre ilk enerjiyi vermeye hazırlanıyor.
ATRAX, 2022’ye özel mottosu “Büyük Oynuyoruz “ ile sektörü canlandırma misyonunu üstleniyor. Yeni yılda büyük işler için sektörel tüm paydaşları bir araya getirmeye hazırlanıyor.
Oyuncular yenilendi, oyun yenilendi.
Oyunun kuralları değişti.
Hep birlikte oyunu yeniden düzenliyoruz ve büyük oynuyoruz. Tüm sektörü de bu büyük oyunun bir parçası olmaya davet ediyoruz.
İHSAD BAŞKANI TUNCAY SABUNCU “Sanayiciler olarak hükûmetimizin ve milletimizin yanındayız”
İhracatçı Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İHSAD) Başkanı Tuncay Sabuncu, artan döviz kuruna rağmen, hükûmete tam destek vereceklerini ve kazançlarıyla milletin yanında olacaklarını ifade etti.
“GEREKİRSE MİLLÎ SEFERBERLİK BAŞLATIRIZ”
Döviz kurlarının artışıyla ilgili açıklamada bulunan İHSAD Başkanı Tuncay Sabuncu, sanayiciler olarak hükumetin alacağı kararlara tam destek olacaklarını ifade etti. Bu süreçte gerekiyorsa millî seferberlik başlatacaklarını kaydeden Sabuncu, “Vatanseverlik sözle olmuyor. Neyimiz varsa vatanımıza, milletimize feda olsun. Bizler krizden menfaat umanlara karşı Sayın Cumhurbaşkanımızın belirttiği hedefler doğrultusunda daha çok üretip daha çok ihracat yaparak sonuna kadar milletimizin ve hükûmetimizin yanında olacağız.” dedi.
“FIRSATÇILARA FIRSAT VERMEYECEĞİZ”
Bazı kesimlerin, döviz kurunun artışını fırsat bilerek vatanı bölmek için zaman kaybetmeden propagandaya başladığını belirten Sabuncu, “Bizler sanayiciler olarak buna fırsat vermeyeceğiz. ‘Sanayicisiniz elinizden ne gelir, zaten pandemi dönemindeyiz.’ diyen olabilir. Bizler, bu ülke varsa var olacağımızın bilincindeyiz. Karınca misalî, elimizden ne gelirse o desteği sunarız. En azından safımız belli olur.” ifadelerini kullandı.
BASINÇLI HAVA MALİYETLERİNİZİ TAKİP EDEREK DÜŞÜRÜN
Vat Enerji Genel Müdürü Altuğ Karataş, en pahalı enerjinin basınçlı hava olduğuna dikkat çekerek Observer Enerji İzleme ve Yönetme Sistemiyle sanayi tesislerin önemli bir tasarruf şansına sahip olabileceğini söyledi.
Endüstriyel tesislerin enerji verimliliği sağlamak için mutlaka enerjilerini izlemesi ve yönetmesi gerektiğini söyleyen Vat Enerji Genel Müdürü Altuğ Karataş, “İzlemediğinizi ve ölçmediğinizi yönetemezsiniz. Endüstriyel tesisler eğer basınçlı havalarını izlemek, yönetmek ve kontrol etmek istiyorlarsa Observer Enerji İzleme ve Yönetme Sistemi ile bunu başarabilirler” dedi.
YÜZDE 50’YE VARAN TASARRUF İMKANI
Basınçlı havanın izlenmesi ve yönetilmesiyle yüzde 50’ye varan tasarruf imkanı olduğunu belirten Karataş, “En pahalı enerji basınçlı havadır. Endüstriyel tesislerin basınçlı hava maliyetlerini sürekli olarak kontrol etmesi, birim metreküp basınçlı hava başına ne kadar enerji harcadıklarını sürekli olarak izlemesi enerji tasarrufu sağlamak için önem arz ediyor. Basınçlı hava maliyetlerini bilen endüstriyel tesisler hem basınçlı hava kompresörlerinin verimliliğini hem de kayıp kaçak oranlarını tespit edebilirler. Ayrıca basınçlı hava kompresörlerinin atık ısılarının enerji olarak kullanılmasıyla elde edilecek tasarrufta observer ile tespit edilebilir. Bunun yanında ne kadarlık bir karbon salımını engellediğini, ne kadarlık ısıya karşı geldiğini ve elde edilen doğalgaz tasarruf miktarını Observer Enerji İzleme Sistemi ile takip edebilirler” dedi.
“BASINÇLI HAVA KOMPRESÖRLERİNİN BİRÇOĞU VERİMSİZ”
Türkiye’de yapılan enerji etüdlerinde basınçlı hava kompresörlerinin birçoğunun verimsiz çalıştığı görülmektedir. Birim basınçlı hava maliyetlerinin verimli çalışan sistemlere göre yüzde 30 ila 50 civarında daha yüksek maliyetle üretildiği anlaşılmaktadır. Enerji izleme ve yönetme sistemi observer ile elde edilecek bu veriler aslında enerji izleme sistemine verilecek maliyetin daha üzerinde bir tasarrufun elde edilebileceğini ortaya çıkarmaktadır.
“ENERJİNİN TÜKETİLDİĞİ TÜM NOKTALAR ÖLÇÜLÜYOR”
Observer Enerji İzleme ve Yönetme Sistemi basınçlı hava için endüstriyel tesislere alındığı taktirde alt modülleri ile aynı zamanda buhar, elektrik, aydınlatma, genel enerji tüketimi ve enerji yoğunluğu hesabı gibi tesisin enerjiyle ilgili tüm parametleri alınmaktadır. Ayrıca birim ürün başına basınçlı hava, ısıtma, soğutma, elektrik maliyetlerinin de hesaplanabileceği bir altyapıya Observer’da bulunmaktadır. Dolayısıyla Observer Enerji İzleme ve Yönetme Sistemi ile birim ürün başına hangi enerji türünden ne kadarlık maliyet yaptığını izlemek, görmek ve yönetmek isteyen tesisler için kullanılması gereken bir sistemdir.
Observer Enerji İzleme Sistemi ile;
• Basınçlı hava maliyetini,
• Basınçlı hava debisini,
• Basınçlı hava üretiminde harcanan gücü,
• Basınçlı Havanın nemi, kuruluğu ve kalitesi gibi birçok değeri ölçebilirsiniz.
Observer Enerji İzleme ve Yönetme Programı bir metreküp havayı ürün olarak düşünüp bu ürünü ne kadara mal edildiğini tespit edecektir.
E-İHRACAT İLE MARKANIZI UÇURUN
Pandemiyle birlikte markaların e-ticarete yönlendiklerini belirten Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Dijital İletişim Uzmanı Dr. Nabat Garakhanova, e-ihracat ile ticaret hacimlerini artırabileceklerini belirtiyor. Dr. Nabat Garakhanova, Türkiye’nin ilk dijitalleşmeyi anlatan kitabı #dijitalekalptenbağlı marka’da, 10 yıl içinde geleneksel ticaretin bayrağı e-ticarete devredeceğine dikkat çekerken, e-ihracatın avantajlarını ve e-ihracat devi Çin ile rekabetin altın kurallarını açıkladı.
Dünyada e-ihracat, 3.4 trilyon Dolar seviyesine gelmiş durumda. Ancak Türkiye’de bu rakam yüzde 0,5’lerde. E-ihracat, e-ticaretin büyümesindeki en önemli güç. 2020 salgın öncesi rakamlara göre dünya genelinde yapılan ticaretin yüzde 82’si geleneksel ticaret, yüzde 15’i e-ticaret ve yüzde 3’ü diğer yöntemlerle yapıldı. 10 yıl içinde geleneksel ticaret, bayrağı e-ticarete teslim edecek. Yaşanılan pandemi, önümüzdeki süreçte e-ticaret ile birlikte e-ihracatın ağırlık kazanacağını gösterirken, Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Dijital İletişim Uzmanı Dr. Nabat Garakhanova, birçok firmanın ya e-ihracatı nasıl yapacaklarını bilmedikleri ya önlerindeki fırsatı değerlendiremedikleri ya da Çin ile rekabetten çekindikleri için e-ihracattan uzak durduklarını belirtiyor. Türkiye’de ilk kez dijitalleşmenin rehberini anlattığı kitabında e-ihracata da değinen Garakhanova, e-ihracatın ana amacının Türkiye’de üretilen ürünlerin markalaştırılarak dünya pazarlarında tutunmasını sağlamak olduğunu ifade ederken, “Yurt içinde üretip sadece yurt içinde tükettiğimiz ürünlerde ürünlerin gerçek katma değerleri maalesef elde edilemiyor. Türkiye’yi, bölgenin e-ticaret üssü haline getirmek hedef olmalı. Türkiye, Çin’e göre Avrupa’ya daha hızlı teslimat yapabiliyor. Yine körfez ülkeleri, Bağımsız Devletler Topluluğu üyelerine coğrafi yakınlığımız avantaj. Zaten bu yüzden de Çin menşeli firmalar Türkiye’deki markalara yatırım yapıyorlar veya markaları satın alıyorlar. E-ihracatta amaç Çin ile rekabet edebilmek değil, markaya önem veren, katma değerli ürünleri talep eden kitleye hitap edebilmek.” açıklamalarında bulunuyor.
Markanızı uluslararası bir markaya dönüştürün
Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Dijital İletişim Uzmanı Dr. Nabat Garakhanova, e-ihracatın avantajlarını ise şu şekilde sıralıyor:
Dolarla satış yapıldığı için kuru baz aldığımızda gelir oranları çok yüksek.
Alım gücü daha yüksek olan kitleleri hedefleyebiliyorsunuz.
Daha büyük hacimli pazarlara hitap etmiş olabiliyorsunuz.
E-ticarette sadece yurt içini baz aldığınızda sözün gerçek manasında 7/24 satış söz konusu olmuyor. Fakat e-ihracatta Türkiye’de gece olduğunda (e-ticaret satışlarının dip olduğu zaman aralığı), Amerika’da gündüz oluyor ve satışlar duraksamadan 7/24 devam ediyor.
E-ihracat, ihracatın bir türüdür ve ihracatçı olarak birçok devlet teşviğinden, özellikle de Ticaret Bakanlığının ihracat odaklı desteklerinden yararlanabiliyorsunuz
İhracat yaptığınız için KDV iadesi alma hakkınız oluyor
Markanızı uluslararası bir markaya dönüştürebiliyorsunuz.
Berlin’deki Beef Grill Club Kadewe’de Designist İmzası!
İç Mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu liderliğinde ulusal ve uluslararası ölçekte ödüllü iç mimari projelere imza atan Designist, Berlin’de tasarladıkları Beef Grill Club zincirine bir yenisini daha ekledi. Kudam ve Mall of Berlin’deki restoranlardan sonra Avrupa’nın ilk alışveriş merkezi Kadewe’de de yerini alan Beef Grill Club, Designist tasarımıyla müşterilerini ağırlamaya başladı.
Berlin’in en ünlü Türk restoran zinciri olan Hasır Restaurant’ın yepyeni bir konseptle hayata geçen et restoran zinciri Beef Grill Club, Designist tarafından tasarlandı. İlki Kudamm’da, ikincisi Mall of Berlin’de olan Beef Grill Club’ın üçüncüsü ise Avrupa’nın ilk alışveriş merkezi olan ünlü Kadewe binasının çatı katındaki Food Hall’de yer alıyor. Kadewe‘nin 2019 yılında yemek katını yenilemeye başlaması ve aynı zamanda çeşitliliği arttırarak daha uzun oturuma uygun yeni restoranları bünyesine katması ile Beef Grill Club da burada yer alan özel restoranlardan biri olarak hayata geçirilmiş.
Designist, Beef Grill Club’ın Kudam ve Mall of Berlin’deki restoranlarının iç mekan tasarımlarını benzer detaylarla oluştururken Beef Grill Club Kadewe’de ise konumunun ve bulunduğu katın yenilenen yüzüne daha uygun bir tasarım olması için modern bir konsept belirlemiş.
Ferah ve geniş bir girişe sahip olan restoranın tam ortasında, yemek katından gelenleri karşılamak üzere özel bir bar tasarlanmış. Barın ön cephesi, özel olarak tasarlanan CNC kesim üç boyutlu masif meşeden yapılmış gövde ile kaplanarak mekana dinamik bir enerji verilmiş. Pedralli marka gerçek deri, döner mekanizmalı bar sandalyeleri seçilerek, mekanda dinamiklik ve rahatlık işlevsel olarak da sağlanmış.
Arkası aydınlatmalı, etlerin dinlendirildiği Himalaya tuz blok duvarlı büyük et buzdolabı ve açık mutfakta pişirme ünitelerinin arkasındaki canlı yeşil seramikler ile müşteriyi cezbeden bir giriş tasarlanmış. Mekanın geri kalanında ise mat su yeşili tonlar kullanılarak sıcak bir atmosfer yaratmak hedeflenmiş. Zeminde kullanılan siyah, beyaz, gri tonlarda dinamik desenli İtalyan seramikler ile tüm mobilyalara fon oluşturularak, bütüncül bir mekan yaratılmış.
Eskitme bakır Dr.Light tasarım aydınlatmalar, mat siyah renkle birlikte kullanılarak mekan zenginleştirilmiş ve aynı zamanda hissettirilmek istenen endüstriyel his sağlanmış. Tavan yüksekliğinin az olması sebebi ile alçıpan kullanımı tercih edilmemiş. Tavan siyah renge boyanmış ve bakır çıtaların çapraz bir şekilde kurgulanarak asılmasıyla ferah bir hacim elde edilmiş.
Büyük deri sedir oturma grubunun arkasında tasarlanan, Decosteel’in paslanmaz satine bakır levhası ile yapılan ışıltılı şaraplık raflarıyla ve dolaplarla mekana sıcak bir hava verilmesi hedeflenmiş. Tüm sabit mobilyaların uygulamasının Addo tarafından başarıyla yapıldığı mekanda, İtalyan sandalyeler ve Tanju Zarkan tarafından imal edilen masif ceviz ile epoxy karışımı özel tasarım masalar kullanılmış.
Avrupa’nın en ünlü alışveriş merkezinde, çok keyifle yürüttüğü bu projeyi başarıyla hayata geçirmekten mutluluk duyan Designist Kurucusu İç Mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu, Titanic Otel’in ve Hasır Restaurant’ın sahibi yatırımcı Aygün Grup’un yurtdışında hayata geçirdikleri başarılı projeler ile daha çok kendilerinden söz ettireceklerini düşünüyor.
