Ekonomi-teknoloji haberleri (17.04.2022)

Sofralık zeytin ihracatında 6 ayda 60 bin ton geçildi

 Kahvaltı sofralarının vazgeçilmezi, pizzalardan makarnalara, salatalardan unlu mamullere çok farklı alanlarda tüketilen sofralık zeytinde Türkiye yeni bir ihracat rekoruna koşuyor. 2021/22 sezonunun ilk yarısında Türkiye yüzde 32’lik artışla 60 bin ton sofralık zeytin ihraç etti. Sektörün hedefi sezon sonunda ihracatta 100 bin tonu geçmek.

Türk zeytincilik sektörünün 2020/21 sezonunu 88 bin 430 ton sofralık zeytin ihracatı karşılığı 150 milyon 142 bin dolarlık tutarla geride bıraktığını aktaran Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, 2021/22 sezonunun ilk yarısında başarılı bir süreç yaşadıklarını vurguladı.

Türkiye’nin 2021/22 sezonunda 506 bin 754 ton sofralık zeytin rekoltesi olduğu bilgisini veren EZZİB Başkanı Er, “Sofralık zeytin ihracatında 2020/21 sezonunun ilk 6 ayına göre miktar bazında yüzde 32, döviz bazında ise yüzde 17 artış sağladık. Bu dönemde toplam 42 bin ton siyah zeytin, 18 bin ton yeşil zeytin ihraç ettik.  Siyah zeytin ihracatının döviz karşılığı 66 milyon dolar olurken, yeşil zeytinden elde edilen döviz tutarı ise 28 milyon dolar olarak gerçekleşti. Sezon başında belirlediğimiz 100 bin ton sofralık zeytin ihracat hedefine ulaşacağız. Sezon sonunda 175 milyon dolar dövizi ülkemize kazandıracağız” şeklinde konuştu.

Üretici ve ihracatçı primleri artırılsın

Türkiye’nin 2002 sonrasında kazandığı yaklaşık 100 milyon zeytin ağacının hızla meyve veren ağaçlar arasına katıldığını, zeytin rekoltesinin her yıl artmasını beklediklerini dile getiren Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, zeytin üreticisinin önemli maliyet kalemleri gübre, ilaç ve akaryakıt başta olmak üzere tüm girdi maliyetlerinde astronomik artışlar olduğunu, üreticilerin ağaçlarına bakabilmeleri için üreticilere verilen primlerin zeytinyağında 3,5 TL, dane zeytinde de 70 kuruşa çıkarılması gerektiğini, sofralık zeytin ihracatında verilen devlet desteklerinin de yüzde 100 artırılmasının zeytin üretici ve ihracatçısının diğer üretici ülkelerle rekabetçi olmasını sağlayacağını sözlerine ekledi.

Siyah zeytinde lider Almanya

Türkiye, 2021/22 sezonunun ilk yarısında 122 ülkeye sofralık siyah zeytin ihraç ederken, Almanya 15 milyon dolarlık taleple zirvede yer aldı. Sofralık zeytin ihracatının geleneksel ihraç pazarlarından Romanya’ya ise 14,2 milyon dolarlık siyah zeytin ihraç edildi. Irak’ta 11,4 milyon dolarlık Türk siyah zeytini talep etti.

Yeşil zeytinimizi en çok Iraklılar sevdi

Siyah zeytin ihracatında üçüncü olan Irak, yeşil zeytinde 5 milyon dolarlık taleple ilk sıranın sahibi oldu. Almanya 4,8 milyon dolarlık yeşil zeytin ihracatıyla zirve ortağı konumunda. Yeşil zeytin ihracatında yüzde 660’lık artış olan İsrail Türkiye’den 3,5 milyon dolarlık yeşil zeytin ithal etti. Türkiye’nin yeşil zeytin ihraç ettiği ülke sayısı 109 oldu.

Şeftali ve nektarin ihracatında 2022 hedefi 200 milyon dolar

Şeftali ve nektarin ihracatında 2021 yılında yaptığı 170 milyon dolarlık ihracatla dünya ikincisi olan Türkiye, dünya liderliğini hedefliyor.

2022 yılını “Pestisitle Mücadele Yılı” ilan eden Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, Türkiye’nin şeftali üretiminde lider yörelerinden Selçuk’ta “Sektörel Değerlendirme Toplantısı” düzenledi.

Selçuk Kaymakamlığı Toplantı Salonu’nda düzenlenen toplantıda şeftali, nar, mandalina ve ayva üreticileri, aracıları, komisyoncuları, ihracatçıları katıldı.

Toplantıda konuşan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Selçuk’un yetişen ürün çeşitliliği ile hem üretim hem de ihracat açısından Ege Bölgesinin en önemli yerlerinden biri durumunda olduğunu, EYMSİB olarak Selçuk’a büyük önem verdiklerini dile getirdi.

Uçak: “Şeftali ve nektarin ihracatında hedefimiz 200 milyon dolar”

Nar, şeftali, nektarin, mandalina ve ayvanın ihracatından Türkiye’nin yıllık 800 milyon dolar döviz geliri elde ettiği bilgisini veren Uçak, “Özellikle şeftali ve nektarinde yıllık 170 milyon dolar ihracat ile dünyada İspanya’dan sonraki en büyük ihracatçı konumundayız. Hedefimiz şeftali ve nektarin ihracatımızı bu yıl 200 milyon dolara çıkarmak” şeklinde konuştu.

2022 yılını “Pestisitle Mücadele Yılı” ilan ettiklerini hatırlatan Uçak şöyle devam etti; “Biz yaptığımız tüm projelere Selçuk ilçemizi de mutlaka dahil ediyoruz. “Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz” projemizde bu bölgedeki üreticilerimizden numuneler aldık, bölgenin kalıntı haritasını çıkarmaya çalıştık. Bu yıl da projemizi genişleterek devam ettireceğiz. Yine önümüzdeki aylarda Ege Üniversitesi ile birlikte yürüteceğimiz “Gıda Kayıplarının Belirlenmesi ve Azaltılması” projemizde nar ve mandalina ürünü ile ilgili bu bölgede incelemeler yapacağız. Bu çerçevede bölgede yaşanan meyve kayıplarının önüne geçerek ekonomiye kazandırmak istiyoruz.”

Selçuk’taki “Sektörel Değerlendirme Toplantısı”na ev sahipliği yapan Selçuk Kaymakamı Ekrem İnci, Selçuk’u 8 bin 600 yıllık tarihi olan Efes’iyle Meryem Anası’yla dağlarından yağ, ovalarından bal akan bir memleket olarak tarif etti.

Selçuk’ta, şeftali, nar, ayva ve mandalinanın hem ekonomik hem de ihracat yapılabilir şekilde üretildiğini, çiftçilerin de çok profesyonelce bu işi yaptığını anlatan İnci, “Dolayısıyla böyle bir toplantının burada yapılması ayrıca anlamlı. Herkese teşekkür ederim. Pandemi kurallarına ve ekonomik sıkıntılara rağmen Selçuklu çiftçi hemşirelerimiz çok güzel ihracat yaparak gelir elde ediyorlar. İnşallah çok verimli bir şekilde hem çiftçilerimiz para kazanır hem de ülkemizin GSMH’na katkı olur” dedi.

Özen: “Selçuk erkenci yönüyle öne çıkıyor”

İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Özen, İzmir’in her ilçesinin kendisine has dokusu ve kendisine has bitki örtüsü ile öne çıktığı bilgisini paylaştı. Özen sözlerini şöyle sürdürdü: “Küçük Menderes havzası, Bakırçay havzası, Menemen Ovası ve Yarımada denilen bölgelerde ayrı ayrı bitkisel çeşitlilikler var.  Selçuk’ta tarımsal üretim anlamında ayrı bir öneme sahip bir ova niteliğinde. Özellikle bazı ürünlerdeki erkenci yetiştiriciliği ile öne çıkması bazı ürünlerde yine bu bölgeye has aromasıyla ve verimi ile ön plana çıkması Selçuk’u bizim için önemli kılmaktadır. Bu tarımsal üretimin de ayakta kalabilmesi gerekiyor ve yarına devredilmesi gerekiyor. İzmir’in en önemli gücü çok bilinçli ve yeniliklere açık bir çiftçisinin olması. Ne zaman bir değişim anlatmaya çalışsak bizden önce kabul eden bir çiftçiye sahip. Selçuk’ta profesyonel bir tarım yöneticiliği ortaya çıkmaktadır. İşletmelerin büyük olması ve işletmelerden elde edilen ürünlerinin çoğunun ihracata yönelik yetiştiriliyor olması ve her senede bir değişim içinde olması çok önemli. Böylelikle birçok çiftçimizin yeniliği takip eden ve ayak uyduran bir yapısının olması açıkçası işimizi kolaylaştırıyor. Tarımsal üretim anlamında yaptığımız analizlerde olumlu sonuçları görmek bizi sevindiriyor.”

Selçuk’un meyvecilikte lider ilçelerden biri olduğunun altını çizen Bornova Ziraî Araştırma Müdürü Tevfik Turanlı, Selçuk’ta yetişen ürünlerin ihracata yönelik olduğunu bu nedenle Selçuk’u tüm projelerine dahil ettiklerini dillendirdi.

Bornova Ziraî Mücadele Enstitüsü’nün hastalık ve zararlılar konusunda uzman kadrosuyla 9 ile hizmet verdiğini aktaran Turanlı, “Selçuk bölgesinde Nar, ayva ve turunçgiller önemli yer tutuyor. Akdeniz meyve sineği ve şarka virüsü gibi önemli sorunlar var. Bunların çözümüne yönelik Tarım İl ve İlçe Müdürlüğünden arkadaşlarımızla bu bölgelerde çalışma yürütüyoruz. Çalışmaları yürütürken bakanlığımızın yayınladığı entegre talimatlarda yer alan mücadele yöntemleri ve karantina mevzuatlarına uyarak yapıyoruz. Özellikle Selçuk bölgesinde son dönemlerde şarka virüsü ile ilgili bilgilendirme çalışmaları yapıyoruz. Nasıl mücadele edileceği ile ilgili eğitimler veriyoruz. Bu ilacı olan bir hastalık olmadığı için özellikle kültürel önlemler alınmalı ve şarka bulaşık bölgelerinin imhası yapılmalı. Yeni kurulan tesislerin sertifikalı fidanlarla kurulması gerekiyor. Bahçeyi kurarken de uygun çeşidin seçilmesi çok önemli. Geçen yıl dondan kaynaklı ciddi bir zarar yaşanmıştı. Bu nedenle çiftçilerin bitki beslemesi konusunda dikkatli olması gerekiyor. Hastalık ve zararlılar konusunda da bölgemizde sıkı çalışmalar yapıyoruz. İlaçlara alternatif olarak biyolojik ve biyoteknik yöntemlerle ilgili yoğun çalışmalar yürütülüyor. Biz kısır böcek salım projesini İzmir’de başlatacağız. Akdeniz meyve sineğini baskılama çalışmalarını da yapacağız. Bununla ilgili yurtdışından gelen uzmanlarımızla toplantı yaptık. Teknoloji transferi ve üretim tesisi gibi desteklerini artırdılar” diye konuştu.

“Yakıt masrafları artınca karışık ilaçlara yönelim oldu. Bu konuda da özellikle dikkatli olunması gerekiyor” tespitinde bulunan Turanlı sözlerini şöyle tamamladı: “Çünkü her ilaç birbiriyle karıştırılmaya müsait değil ilacın etki düşüklüğü ile ilgili sorunlar yaşanıyor. Bu konuyla da ilgili yüz yüze eğitimler vereceğiz. Çünkü bizim ihracatta böcek, hastalık ve zararlıdan çok kalıntı problemimiz var. Bu nedenle bizim için ön planda. Kalıntı ile ilgili bir problem yaşadığınızda ülkeye 5 ile 10 yıl arasında giremiyorsunuz. Dolayısıyla ilaçlama konusunda çok dikkatli olunması gerekiyor.”

Prof. Dr. Şen: “En büyük sorunlar kalıntı ve depolama”

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Şen, 25 yıldır Selçuk bölgesinde projeler yürüttüğünü, tarımsal üretimi ihracata uygun yapabilmek için zinciri çok iyi kurmanın zorunluluk olduğunu vurguladı.

Üretimden tüketime kadar zincirin tüm halkalarının doğru kurgulanmasının gereğine değinen Şen, “Bu zincirin içerisindeki en önemli halkalardan biri üreticiler. Tabii üretimle bitmiyor iş, ürettiğinizin iyi bir şekilde hasat edilmesi ve hasattan sonra ürünü tüketiciye ulaştırmak gerekir ki bizim en büyük sıkıntımız zaten burada. Dolayısıyla bu zinciri çok sağlam kurmak lazım bizim en büyük sıkıntılarımızdan bir tanesi kalıntı. İkincisi ise hasat sonrası depolamaya bağlı kayıplar. En iyi nar üreten bölgelerden biriyiz. Burada seyreltme konusunda çok ciddi bir yol kat edildi. Eğer ürününüzü depolayıp ihracata göndereceksiniz ilk kural seyreltmenin doğru zamanda yapılmış olmasıdır. Seyreltilmeyen ürüne ilaçlama ne kadar yapılırsa yapılsın yine sorun çıkacaktır” dedi.

İklim değişikliği sonrasında güneş yanıklarının arttığını bunun da büyük bir sorun oluşturduğunu vurgulayan Prof. Dr. Şen sözlerini şöyle devam ettirdi: “Güneş yanıklarına karşı budama şeklimizi doğru yapmamız gerekiyor. Narın çatlamasında da zaman zaman sorun yaşıyoruz. Burada en işe yarar yöntem kademeli hasat.  Bölgedeki çoğu narcı artık kademeli hasada geçti. Ama bahçedeki tüm meyveleri toplayıp aynı poşete koyup depolanması daha çok kayba yol açıyor.  Dolayısıyla kademeli hasat hem verimi ve renklendirmeyi hem de kaliteyi arttıracaktır. Bir diğer önemli sorun ise işçilik. Ancak bu sorun sadece Selçuk bölgesinin değil tüm bölgelerin sorunu. Hiç bilgisi olmayan kişiler tarafından hasat yapıldığında depodan 1- 2 ay sonra yüzde 15’e kadar çürük ürün bulabilirsiniz. Ancak daha önceden hasat yapmış birinin bu işi yapması kaybın önüne geçiyor. Aynı Bahçeden aynı uygulamalardan geçen ürünler oluyor sadece doğru hasat edilmesi ve özen gösterilmesi ile kayıp azaltılabiliyor.”

Erken hasat yerine kademeli hasat yapılması gereğinin altını çizen Şen, erken hasat edilen ürünlerin ihracata uygun olsa bile depolarda uzun süre dayanamadığı bilgisini paylaştı.

Mandalina hasadında da özenli hareket edilmesi gereğine temas eden Şen, “Çünkü üzerinde açılan yaralar depoda çürümesine neden oluyor. Bu nedenle hasada çok dikkat edilmesi gerekiyor. Konuya en hızlı çözüm bulan ve dikkat eden bölgeler arasındayız. Sepetlerde süngerler ya da yastıklar kullanılıyor. Son yıllarda kasalar arazi içinde topraklarda sürülmemeye dikkat ediliyor. Makaslar düzeltildi ve böylelikle işçi bilinçlendi” diyerek sözlerini noktaladı.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin Selçuk’ta düzenlediği “Sektörel Değerlendirme Toplantısı”na Selçuk Kaymakamı Ekrem İnci, İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Özen, Bornova Ziraî Araştırma Müdürü Tevfik Turanlı, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Şen, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Cengiz Balık, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Kırıcı, İzmir Ziraat Odaları Koordinasyon Başkanı İbrahim Erdallı, şeftali, nar, mandalina, ayva üreticileri, ihracatçıları ve komisyoncuları katıldı. Toplantı sonrasında katılımcılar birlikte iftar yaptı.

Pfizer Türkiye İnflamasyon ve İmmünoloji’ye Elinden Gelir kampanyasıyla üç Stevie ödülü birdenPfizer Türkiye İnflamasyon ve İmmünoloji, Elinden Gelir kampanyasıyla Stevie Uluslararası İş Ödülleri’nde “Sosyal Medya Pazarlaması Alanında İnovasyon Ödülü” ve “Kurumsal Sosyal Sorumluluk Videolarında İnovasyon Ödülü” kategorilerinde Altın Stevie®️, “En İnovatif Instagram Sayfası” kategorisinde ise Bronz Stevie®️ ödüllerinin sahibi oldu. Bu yıl 19’uncusu düzenlenen 2022 Stevie International Business Awards®️ ödülleri sahiplerini buldu. Uluslararası anlamda alanının en prestijli ödüllerinden biri olan Stevie Awards®️’ta Elinden Gelir kampanyası “Sosyal Medya Pazarlaması Alanında İnovasyon Ödülü” ve “Kurumsal Sosyal Sorumluluk Videolarında İnovasyon Ödülü” kategorilerinde Altın Stevie®️ “En İnovatif Instagram Sayfası” kategorisinde ise Bronz Stevie®️ ödüllerine layık görüldü. Elinden Gelir Kampanyası Elinden Gelir kampanyası, romatoid artrit ve ankilozan spondilit ile yaşayan sayısız hastanın hayatını dönüştürmek1-4 ve toplumda farkındalık oluşturmak için 12 Ekim 2021 Dünya Artrit Günü’nde5, Pfizer Türkiye İnflamasyon ve İmmünoloji tarafından hayata geçirildi. Kampanyanın yüzü olan oyuncu Zafer Algöz, sosyal medya üzerinden bu hastalıklara dikkat çekmek için örgü ördüğü özel bir video yayınlayarak sosyal medya kullanıcılarını meydan okumaya davet etti. Ardından sosyal medya ve spor dünyasından tanınan isimler de bu kampanyaya kendi hesaplarından destek verdi. Kampanyaya özel bilgilendirici sosyal medya paylaşımları @elinden_gelir Instagram sayfasında yer almaya devam ediyor.

Toyota Yaris Cross 2022 Dünyada “Yılın Şehir Otomobili” Seçildi

Toyota’nın yeni modeli Yaris Cross, kısa zamanda global bir başarı elde ederek dikkatleri üzerine topladı. Toyota’nın şehir otomobillerindeki deneyimini, SUV tasarımı ve mühendisliğiyle buluşturan Yaris Cross, “2022 Dünyada Yılın Şehir Otomobili” seçildi.

33 ülkeden 102 uluslararası otomotiv gazetecilerinin oluşturduğu güçlü jüri tarafından büyük beğeni alan Yaris Cross, 2021’de Avrupa’da Yılın Otomobili seçilen Yaris’in başarısını devam ettirdi.

Avrupalı müşteriler için Avrupa’da tasarlanan Yaris Cross, etkileyici tasarımını, geniş kabin, dördüncü jenerasyon hibrit motor, ikinci nesil Toyota Safety Sense ile gelen yüksek güvenlik standartlarını eğlenceli sürüş karakteriyle de birleştiriyor.

25 yıldan daha uzun bir süre önce ilk nesil RAV4 ile eğlenceli sürüşe sahip SUV segmentinin öncülüğünü yapan Toyota, bu yenilikçi SUV yaklaşımını Yaris Cross modeline de taşıdı.

“Her Zaman Hareket Halinde” temasıyla geliştirilen Yaris Cross, günlük kullanıma kusursuz bir uyum sağlarken, maceracı SUV karakterinden de ödün vermiyor. Dikkat çekici tasarımıyla öne çıkan Yaris Cross, GA-B platformu sayesinde etkileyici sürüş dinamikleri de sunuyor.

“2022 Dünyada Yılın Şehir Otomobili” unvanını alan Yaris Cross, Toyota’nın SUV ürün gamına yeni bir ödül daha kazandırdı.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

TÜRKİYE’DE 10 YILDA 330 BİN SİBER SALDIRI ENGELLENDİ!

Bakan Uraloğlu, siber olaylara müdahale mücadelesinde Türkiye’nin çok iyi bir konumda olduğunu belirterek, “Ulusal Siber …