EkonomiSanayi-Teknoloji

Ekonomi-teknoloji haberleri (14.02.2021)

Bilişimde Meslek Standartları Belirleniyor!

“İstihdam, Eğitim Ve Sosyal Politikalar Sektörel Operasyonel Programı kapsamında uygulanmakta olan “VOC-TEST Merkezleri III Hibe Programı kapsamında desteklenen Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) – Bahçeşehir Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (BAUSEM) “Dijitalleşme Çağında Geleceğin Meslekleri İçin Yeni Ufuklar Projesi” açılış konferansı online/çevrimiçi olarak gerçekleşti.
TÜBİSAD ve BAUSEM iş birliğinde hayata geçirilen proje ile, bulut bilişimden yapay zekâya, blok zincirinden yazılım geliştiriciliğine kadar farklı alanlarda AB ülkelerinde de geçerli mesleki standartları hazırlanacak ve revize edilecek.
TÜBİSAD – BAUSEM iş birliğinde hayata geçirilecek olan “Dijitalleşme Çağında Geleceğin Meslekleri İçin Yeni Ufuklar Projesi” 11 Şubat’ta düzenlenen açılış konferansıyla başlatıldı. VOC-Test Merkezleri – III Hibe Programı kapsamında yürütülecek projenin paydaşları arasında T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Bakanlığa bağlı İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Program Otoritesi (İKGPRO) ve Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) da yer alıyor.
Proje, bilişim sektörüne yönelik sertifikalı iş gücünün geliştirilmesine, eğitim ve istihdam arasındaki bağın güçlendirilmesine katkıda bulunacak. Proje kapsamında, TÜBİSAD ve BAUSEM’in yetkili kılındığı bilişim sektöründeki çeşitli meslekler için Ulusal Meslek Standartları ve Mesleki Yeterlilikler oluşturulacak. Böylece Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi’nin Avrupa Yeterlilikler çerçevesi ile uyumu da sağlanmış olacak. TÜBİSAD ve BAUSEM, bilişim sektörünün mesleki standartlarına önemli katkılarda bulunacak Voc-Test Merkezi’nin (Sınav ve Belgelendirme Merkezi) kurulumunu da gerçekleştirecek. Kurulacak merkezde ilgili mesleklerin sınav ve belgelendirmeleri yapılacak, Bilişim Sektörü sertifikalı işgücüne kavuşacak.
“Dijitalleşme Çağında Geleceğin Meslekleri İçin Yeni Ufuklar Projesi” açılış konferansında TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı K. Erman Karaca, Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şirin Karadeniz, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı AB ve Mali Yardımlar Dairesi Başkanı Süreyya Erkan, MYK Yönetim Kurulu ve Kurum Başkanı Adem Ceylan, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu, Eğitim ve Öğretim Sektörü Yöneticisi Prof. Dr. Mustafa Balcı birer konuşma yaptı.
TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı K. Erman Karaca şunları söyledi: “Bilişim dünyasının yeni ufuklarını paydaşlarımızla birlikte keşfedecek olmaktan mutluluk duyuyoruz. Kurulacak test merkezi ile sektörümüzün mesleki standartların oluşturulması ve sektörümüzün sertifikalı işgücünün artırılması açısından önemli değerler yaratacağımıza inanıyoruz. Bu anlamlı proje ayrıca, yaratacağı çarpan etkisiyle de ülkemizin bilişim altyapısını güçlendirecektir. Özellikle bulut bilişim, yapay zekâ ve blokzinciri gibi geleceğin mesleklerine de yön veren yeni nesil teknolojilerde elde edeceğimiz uzmanlıkla teknoloji dünyasına istihdam olarak da önemli katkılarda bulunabileceğiz.”
Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şirin Karadeniz ise şunları söyledi: “Büyük veri, Bulut Sistemleri, Yapay Zekâ ve Nesnelerin İnterneti teknolojilerinin gelişimi; yeni meslekler, yeni işler ve ülkemizin teknoloji hamlesi için yeni fırsatları ortaya çıkarıyor. Gençlerimizin dönüşen ve gelişen iş yaşamlarına hazır bulunuşluk düzeylerini arttırmak, sektörün nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılamak ve dolayısıyla ülkemizin teknoloji hamlesinde öne çıkmasına katkı sağlamak için anlamlı bir iş birliğine başlıyoruz. Üniversitemiz, TÜBİSAD iş birliğinde hayata geçirilecek VOC – Test Merkezinde; yapay zekâ, büyük veri gibi yeni nesil mesleklerdeki işgücünün sınav ve belgelendirme işlemleri gerçekleştirilecektir. İş birliğimizin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.”
Açılış konuşmaları sonrası düzenlenen “Dijitalleşme Çağında Geleceğin Meslekleri İçin Yeni Ufuklar” başlıklı panelin yöneticiliğini BAU Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nafiz Arıca yaparken, BAU BlochainİST Center Direktörü Dr. Öğr. Üyesi Bora Erdamar, Enocta Ceo’su Ahmet Hançer, Wissen Akdemie Genel Müdürü Çetin Sarpkaya, MYK Meslek Standartları Dairesi Başkanı Dr. Yaprak Akçay Zileli, Unlearn Academy Kurucu Üyesi Dr. Ecmel Ayral da panele konuşmacı olarak katıldı.
Proje kapsamında, bilişim teknolojileri sektörüne yönelik dört meslek standardı hazırlanırken, beş meslek standardı revize edilecek, yedi yeni ulusal yeterlilik hazırlanacak ve üç yeterlilik revize edilecek.

Bisiklet, yeni dünyada makam aracı olacak

Yeşil üretimle bu yıl 15 milyar dolar ihracat hedefleyen Ege İhracatçı Birlikleri, Ocak ayındaki ‘EİB Sürdürülebilirlik Günleri’nin ardından sürdürülebilirlik ve çevre bilinci ile örtüşen 12 Şubat – Kışın İşe Bisikletle Gitme Gününe de katılım sağladı.

Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz ve çalışanların bir bölümü “12 Şubat – Kışın İşe Bisikletle Gitme Gününde evlerinden Ege İhracatçı Birlikleri’ndeki mesailerine bisikletleriyle geldi.

“12 Şubat – Kışın İşe Bisiklele Gitme Günü” dışında da EİB çalışanlarının önemli bir bölümünün bisikletle işe geldiği bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, İzmir’in gerek coğrafi gerek iklim yapısı ile bisikletin yaygın bir şekilde kullanılmasına olanak tanıdığını kaydetti.  “12 Şubat – Kışın İşe Bisikletle Gitme günün hakkında detaylı bilgi winterbiketoworkday.org adresinden alınabilir.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kentte bisiklet kullanımını geliştirmek için hayata geçirdiği bisiklet yolları ve BİSİM Projesi’nin ve yeni yapılan bisiklet yolu güzergahlarının meyvelerinin toplanmaya başladığına değinen Eskinazi, “Dünya’da da bisiklete bir talep artışı var. 2020 yılında bisiklet ihracatımız 92 milyon dolara ulaştı. Dünya genelinde iklim değişikliği ile ilgili bilinç arttıkça bisiklet kullanımının ve ihracatının artmasını bekliyoruz” diye konuştu.

Ege İhracatçı Birlikleri olarak, sürdürebilirlik ile ilintili tüm etkinliklere önem verdiklerinin altını çizen Eskinazi, sözlerini şöyle tamamladı; “Sürdürülebilir bir dünya için, sürdürülebilir üretim ve sürdürülebilir ihracat” sloganıyla çalışmalarımızı gerçekleştireceğiz. İzmir 12 Şubat – Kışın İşe Bisikletle Gitme günü organizasyonunda ön sıralarda yarışıyor ve şu anda ikinci sırada yer alıyor.  2017 yılında Avrupa’da 52 kentin bisiklet kullanımında birbirine meydan okuduğu Avrupa Bisiklet Yarışması (European Cycling Challenge – ECC) İzmir birinciliği elde ettiğini hatırlatan Eskinazi buradaki başarının bir benzerinin 12 Şubat – Kışın İşe Bisikletle Gitme günününde de elde edeceğini beklediklerini söyleyerek sözlerini noktaladı.

Üniversite-sanayi iş birliğinde ezber bozan yarışma

Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği, Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği ve Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin düzenlediği mobilya, tekstil ve doğal taşın bir arada kullanılacağı “Ezber Bozan Tasarım Yarışması”nın detayları belli oluyor. Başvuru süreci 25 Haziran’a kadar devam edecek.

Yarışmanın temasının “Fütüristik Çalışma Alanı Mobilyaları” olduğunu açıklayan Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı, tasarım ve inovasyonun fark ve değer yaratan unsurlar olduğunun altını çiziyor.

“Biz yeni dünyada ihtiyaç duyulan yetkinliklere sahip olmak, köklü değişiklikler yaratmak için inovasyon, katma değer ve tasarım seferberliğinde öncü oluyoruz. İnovasyon ve katma değer ezber bozan tasarımla, yaratıcı fikirle olur. Yarışmamız Türkiye’deki İhracatçı Birlikleri arasında üç farklı sektörün bir araya geldiği ilk yarışma olacak. Aynı zamanda öğrenci ve profesyonel olmak üzere iki ayrı kategoride düzenlenecek. Dereceye giren tasarımlar üretilebilecek ve Birliğimizde ve Birliğimizin katıldığı fuarlarda sergilenebilecek. İnovasyonda öncü olmak sadece prestij değil, aynı zamanda geleceğe yön verme imkanı da sağlar. Türkiye’nin uzun vadede kalkınması için sanayi ve üniversite iş birliğinin gücüne her zaman inandık. Biz motivasyonumuzu, gücümüzü buradan alıyoruz.”

Eskinazi: Dönüşümü tetiklemek ve inovasyon kurum kültürümüzün bir parçası

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı ve Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Jak Eskinazi, “Artık herkesin, her sektörün bir şeyleri gerçekten farklı yapmaya, farklı bakış açılarına ihtiyacı var. Dünyada farkındalık gün geçtikçe artıyor ama önemli olan bunu somut adımlara çevirmek. Dönüşümü tetiklemek, uzun vadede etki yaratmak, inovasyon bizim kurum kültürümüzün bir parçası. Yaptığımız her hamle, ülkemizin yüksek kaliteli sürdürülebilir bir ekonomik büyüme standardını yakalaması, ülkemizin tasarlayan, trendleri belirleyen konuma gelmesi için. Üç farklı sektörümüzün bir araya geldiği bu yarışma dünyada yaşanan tüm bu olumsuzluklar karşısında vizyon anlamında güçlü kaldığımız gerçeğini bir kez daha gösterdi. Üniversite sanayi iş birliğine omuz vermek, kanaat önderi rolümüzün en temelinde yer alıyor.” dedi.

Kaya: Geleceğimizin anahtarı, madenlerimizin işlenmesinden geçiyor

Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya ise EİB Moda Tasarım Yarışması, Deri’n Fikirler Deri Üretim ve Tasarım Yarışması, AMORF Doğal Taş Tasarım ve Proje Yarışması ve Ezber Bozan Tasarım Yarışması’yla Ege İhracatçı Birlikleri’nin düzenlediği tasarım yarışmalarının dörde ulaştığına değindi.

“Ülkenin kalkınmasından, ekonominin büyümesine, uluslararası pazarlarda etkin rol oynayabilme kabiliyetine ve marka bilinirliği inşa etmeye kadar bir adımın diğer adımı şekillendirdiği domino etkisi yaratan bir süreci yönetiyoruz. İnovasyon, dünyadaki doğru örneklere bakmanın ötesine geçmeyi, kalıcı çözüm üretmeyi, kapasite geliştirmeyi gerektirir. Yazılan ve söylenen bütün şeylerin ötesinde icraat önemlidir. Yüzde 7’lik artışla 1 milyar 58 milyon dolara yükselen işlenmiş doğal taş ihracatımızı daha da artırmak, çok paydaşlı süreçler tasarlamak ve yürütmek, bu süreçlere doğru kitleleri dahil etmek için üç farklı sektörümüzü bir araya getirdik. Geleceğimizin anahtarı, bugünkü piyasa değeri trilyonlarca dolar eden madenlerimizin gün yüzüne çıkarılıp işlenmesinden geçiyor.”

Yarışmaya kimler başvurabilir?

İki ayrı kategoride düzenlenecek olan Ezber Bozan Tasarım Yarışmasının öğrenci kategorisi üniversitelerin Mimarlık, Mühendislik, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültelerinin lisans veya yüksek lisans bölümleri, Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliğinin lisans veya yüksek lisans bölümleri ile Mobilya ve Dekorasyon ön lisans programlarında öğrenim gören tüm öğrencilerin katılımına açıkken, profesyonel kategorisi üniversitelerin Mimarlık, Mühendislik, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültelerinin lisans veya yüksek lisans bölümleri, Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliğinin lisans veya yüksek lisans bölümleri ile Mobilya ve Dekorasyon ön lisans programlarından mezun olanlara açıktır.

Ödüller neler?

1) Para Ödülleri

Öğrenci Kategorisi Para Ödülü

•          Birinci                                    : 15.000 TL

•          İkinci                                     : 10.000 TL

•          Üçüncü                                  : 5.000 TL

•          EİB Özel Ödülü (3 Adet)       : 3.000 TL

•          Mansiyon Ödülü (4 Adet)      : 2.000 TL

Profesyonel Kategorisi Para Ödülü

•          Birinci                                     : 30.000 TL

•          İkinci                                     : 20.000 TL

•          Üçüncü                                  : 15.000 TL

•          EİB Özel Ödülü (3 Adet)       :5.000 TL

2) Yurtdışı Fuar Katılımı

 Profesyonel ve öğrenci kategorilerinde birincilik ödülü alan yarışmacılar (grup katılımı durumunda grup üyelerinin ortak mutabakatıyla temsilci olarak bir kişi) para ödüllerinin yanı sıra masrafları EİB tarafından karşılanmak üzere uluslararası fuarlara götürülebilecektir. (Birincilerin gidemediği durumlarda ikinci ve üçüncü yarışmacılar götürülebilecektir.)

3) Yurtdışı Eğitim Bursu Ödülü

 Ticaret Bakanlığının 2008/2 Tasarım Desteği Hakkında Tebliğ hükümleri çerçevesinde yarışmamızda dereceye giren ve ilgili mevzuat kapsamında gerekli şartları taşıyan tasarımcılar (grup katılımı durumunda grup üyelerinin ortak mutabakatıyla temsilci olarak bir kişi) en fazla iki yıl süre ile uluslararası düzeyde kabul görmüş yurt dışındaki eğitim merkezlerinde eğitime gönderilebilecek olup, eğitim giderleri ve bu döneme ilişkin yaşam giderleri söz konusu Tebliğ çerçevesinde Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) kaynaklarından karşılanacaktır.

Yarışmayla ilgili detaylı bilgi ve yarışma şartnamesine www.ezberbozantasarimlar.org adresinden ulaşabilirsiniz.

UTİB’DEN AR-GE İÇİN DESTEK EĞİTİMİ

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), inovasyon kültürünü oluşturmak ve yeni girişimleri ekonomiye kazandırmak amacıyla AR-GE Merkezleri Kapasite Geliştirme Desteği eğitimi verdi.

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) ev sahipliğinde, Ar-Ge Merkezleri Kapasite Geliştirme Desteği (mini-MBA programı) kapsamında ilk eğitim verildi. Eğitim, 12. Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı-TechXtile Start-Up Challenge kapsamında kurumsal kategoride ilk 3 finalistle birlikte, 11. Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı-TechXtile Start-Up Challenge kapsamında ödül almaya hak kazanmış ancak Covid nedeniyle programdan faydalanamamış olan firmalara yönelik gerçekleştirildi.

‘İHRACATA DA KATKI’

UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, “Sektörün ufkunu açan ve aynı zamanda üretim ve ihracata da katkı sağlayan çalışmalarımıza daha da artan bir enerjiyle devam edeceğiz. Firmalarımıza yönelik gerçekleştirdiğimiz AR-GE Merkezleri Kapasite Geliştirme Desteği adlı eğitim de bu yolculukta attığımız önemli adımlar arasındaki yerini aldı. UTİB olarak, tüm çalışmalarımızı hız kesmeden sektörümüzün sürdürülebilir üretimi ve ihracatı için gerçekleştirmeye devam ediyoruz” dedi.

‘BİR PAZARLAMA ENSTRÜMANI’

Ar-Ge Merkezleri Kapasite Geliştirme Desteği konulu sunumu yapan Program Koordinatörü Ufuk Batum ise küreselleşmenin günümüzdeki etkilerine dikkati çekerek firmaların teknolojik gelişmeleri yakından takip etmesi gerektiğini söyledi. 21. yüzyılın yaratıcılık ve inovasyon çağı olduğunu vurgulayan Batum, şirketlerin Ar-Ge departmanına sahip olmalarının çok önemli olduğunu belirterek “Ar-Ge, yavaş yavaş şirketlerin içerisinde daha egemen ve pazarlamaya katkı sağlayacak bir boyuta geliyor. Müşteriye daha yakın bir Ar-Ge kültürü, inovasyon dağıtacak duruma gelmiş olacak. Ar-Ge’nin bir pazarlama enstrümanı olduğunu unutmayalım. Ar-Ge, Türk sanayisini parlak bir geleceğe götürecek araçtır” diye konuştu.

TECHXTILE İLE YENİ KÖPRÜ

Pandeminin küreselleşmeye verdiği yönle birlikte artık çözümlerin de hızlanması gerektiğini kaydeden Batum, “Türk tekstil sektörü, bu süreçte akıllı ve hızlı davranışlar sayesinde ayakta kaldı. Hem dünya genelinde hem de Türkiye özelinde dinamikler, büyük şirketlerden Start-Up şirketlere kaymış durumda. Büyük firmaların, Start-Up şirketler ile birlikte çalışmaları şart. İşte biz de TechXtile ile bu bağlamda köprü kurmak istedik” ifadelerini kullandı.

MODOKO, SANAL FUARLA YILLIK HEDEFİN YARISINI 1 AYDA TUTTURDU

Türkiye’nin en büyük açık hava mobilya alışveriş merkezlerinden olan MODOKO, mobilya sektörünün 2020 yılında yaşadığı fuar iptalleri nedeniyle Ocak 2021’de 365 gün sürecek “MODOKO Sanal Fuarı” başlattı. İlk etapta Almanya, Libya, Suudi Arabistan, ABD, Fransa ve İngiltere pazarlarına fuarı, sadece 1 ayda 500 bin kişi ziyaret etti. Hedef, mobilya sektörü için bir ilk olan 700 milyon TL’lik yatırımla hayat bulan sanal fuar üzerinden 3,5 milyar dolarlık mobilya ihracatına yüzde 10 katkı sunabilmek.

20 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan mobilya sektörü, 10 bin ihracatçıyı, 36 bin üreticiyi ve 65 bin işyerini barındırıyor. Sektör, 210 bin kişiye doğrudan, 300 bin kişiye de dolaylı yoldan istihdam sağlıyor. Kilogram başına ihracatın 2,74 dolar olduğu sektörde, 1 milyon doları aşkın ihracat yapan firma sayısı yaklaşık 600’ü bulmaktadır. 2023 yılı için dünya mobilya ihracatında ilk 5, Avrupa’nın ise ilk 5 büyük mobilya ihracatçısı konumuna yükselmeyi hedefleyen mobilya sektörünün en önemli oyuncularından biri olan ve Türkiye’nin en eski mobilya çarşısı MODOKO, bugün 150 bin metrekarelik bir alanda 350 mağazasıyla hizmet veriyor. Doğrudan 5 bin dolaylı olarak ise 35 bin kişiye istihdam sağlayan MODOKO, iç pazarı canlı kılmak için pandemi döneminde açtığı Türkiye’nin en büyük mobilya internet sitesinden sonra ihracatı arttırmak üzere 700 milyon TL’lik projeyle MODOKO Sanal Fuarı hayata geçirdi. “Ocak ayının ilk haftası hayata geçirdiğimiz sanal fuar, sektörümüz açısından bir ilk. Diğer fuarların aksine fuarımızda hem MODOKO’yu hem de MODOKO’daki tüm mağazaları 360 derece gezebiliyor, firma sahibiyle online ya da telefonda görüşebiliyorsunuz. 4 dil seçeneği sunduğumuz fuarımız, 365 gün sürecek.” diyen MODOKO Başkanı Koray Çalışkan, “İhracata yönelik yapılan 4-5 günlük fuarlar geçici ve yetersiz. Oysa kalıcı büyüme ve istikrarlı ivmelenme için Türk firmalarının yurt dışında konumlanması gerekiyor. Amacımız yapacağımız dijital reklamlarla da Türk mobilyasını tanıtmak ve herkesin bize istediği zaman ulaşmasını sağlamak. Çünkü ihracatta artık yeni trend sanal fuarlar ve biz de bu nedenle sanal fuar projemizi hayata geçirdik. Sanılanın aksine sanal fuar düzenlemek ciddi bir operasyon süreci gerektiriyor ve maliyetli de bir kalem.” açıklamalarında bulunuyor.

ABD’den teklif var

sanalfuar.modoko.com.tr üzerinden gezilebilen fuar için 2 amaçlarının olduğunu belirten Çalışkan, “Birincisi Türkiye’deki bütün sektör oyuncuları bu fuar üzerinden birbirleriyle iş yapabilme fırsatını yakalasınlar ve sektörün kucaklaşmasını sağlayabilmek ikincisi ise geleneksel bir sektörü dijital üzerinden dünyaya açabilmek, bazı firmaların ilk kez ihracat yapmalarını sağlamak, bazılarına yeni ihracat pazarları sunabilmek ve en önemlisi de Türk mobilyasını dünyaya doğru tanıtabilmek.” diyor. İlk etapta 3,5 milyar dolarlık mobilya ihracatına yüzde 10 katkı sunmayı hedeflediklerini sözlerine ekleyen Koray Çalışkan, 1 yılda 1 milyon ziyaretçi beklerken, bunun yarısını ilk ayda başardıklarını da ifade ediyor. “Hedef ülkelerimiz ise Almanya, Libya, Suudi Arabistan, ABD, Fransa ve İngiltere. Yılın ikinci yarısında ise performansımıza göre ülke sayımızı arttırmak istiyoruz. Sanal fuar, herhangi bir salgın durumunda ticaret akışının devam etmesi, daha önce ihracat yapmamış firmalara bile büyük bir katkı sunmayı hedefliyor. Türkiye’nin rekabet halinde olduğu ülkeler Çin, Almanya, Polonya, Vietnam, İtalya gibi en çok ihracat gerçekleştiren ülkelerdir. Bizim burada asıl amacımız katma değeri yüksek pazarlara ağırlık vermektir.” açıklamalarında bulunan Çalışkan, sanal fuarın ABD tarafındaki organizasyonu için de ABD’li bir firmadan teklif aldıklarını ve daha büyük bir operasyonla ABD pazarına özel bir çalışma yürütmek istediklerini de söylüyor. MODOKO Başkanı Koray Çalışkan, 2023 yılı için hedef konulan 10 milyar dolarlık mobilya ihracatı için yeni hikayelerin yazılması gerektiğine vurgu yaparken, “ABD’de de bu fuar çalışmalarımızı yapacağız. Hatta öyle ki yıl içerisinde açacağımız mobilya çarşısıyla sanal fuarı aynı zamana denk getirerek ABD’ye yıllık 1 milyar dolarlık ürün hacmini satışa sunmayı ve Türkiye ile ABD arasında belirlenen 100 milyar dolarlık ticaret hedefine destek olmayı hedefliyoruz.” açıklamalarında bulunuyor.

Türk doğal taşı Ortadoğu’da mega projeleri süsleyecek

Türk doğal taş sektörü, pandemi sonrasında Çin pazarında yaşadığı ihracat düşüşünü, Ortadoğu ülkelerine işlenmiş ürün ihraç ederek kapatacak. Ortadoğu’nun mega projelerini Türk doğal taşları süsleyecek.

Pandemi döneminde işlenmiş ürün ihracatına yoğunlaşan Türk doğal taş sektörü, işlenmiş ürün ithalatının önemli merkezlerinden Ortadoğu pazarına yönelik, “Ortadoğu Ülkeleri Sanal Doğaltaş Ticaret Heyeti” düzenliyor.

Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin Ticaret Bakanlığı destekleriyle organize ettiği, “Ortadoğu Ülkeleri Sanal Doğaltaş Ticaret Heyeti” 15-18 Şubat 2021 tarihleri arasında Zoom uygulaması üzerinden yapılacak. Organizasyona Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt, Bahreyn ve Umman’dan ithalatçılar katılırken, 19 Türk doğal taş ihracatçısı ürünlerini tanıtarak, ihracat bağlantıları yapma çabası içinde olacak.

Türk doğal taş sektörünün en büyük ihraç pazarı olan Çin’de pandemi nedeniyle büyük bir daralma yaşandığı bilgisini veren Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, bu daralmanın önüne geçmek için işlenmiş ürün ihracatına yöneldiklerini, 2020 yılında Türkiye’nin işlenmiş doğal taş ihracatının yüzde 7’lik artışla 1 milyar 58 milyon dolara ulaştığını dile getirdi.

Ortadoğu ülkelerinin işlenmiş ürün ithalatçısı olduğuna temas eden Kaya, “Ortadoğu ülkelerinde yatırımlar, mega projeler ve ithalat artışları göz önüne alındığında Türk doğaltaşının bu pazarda tanıtılması, mermer ve dekorasyon tercihlerinin anlaşılması ve doğaltaş ithalatçıları ile B2B ikili iş görüşmelerinin yapılması amacıyla içinde bulunduğumuz salgın sürecini de dikkate alarak “Ortadoğu Ülkeleri Sanal Doğaltaş Ticaret Heyeti”ni düzenleme kararı aldık” dedi.

BAE’de inşaat sektörünün yüzde 3.8 büyümesi bekleniyor

Birleşik Arap Emirlikleri’nin 2019 yılı doğaltaş ithalatına bakıldığında 328 milyon dolar olduğu bilgisini veren Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, BAE’nde devam eden inşaat projelerinin 2021 yılında yüzde 3.8 büyümesinin beklendiğini bu genişlemeden daha fazla pay almak için BAE’ni sanal ticaret heyeti organizasyonuna dahil ettiklerini kaydetti.

2020 yılında Vietnam’a yönelik düzenledikleri sanal ticaret heyeti organizasyonundan edindikleri deneyimlerle “Ortadoğu Ülkeleri Sanal Doğaltaş Ticaret Heyeti”nin daha verimli geçmisini hedeflediklerini anlatan EMİB Başkanı Kaya, “Dijitalleşmenin sunduğu olanaklarla dünyanın en zengin desen ve renk çeşitliliğine sahip olan Türk doğal taşlarını tanıtacağız. Pandemi nedeniyle fiziki fuarların ve ticaret heyetlerinin yapılamadığı günümüzde ihracatımızda devamlılığı sağlamak için sanal fuar ve ticaret heyetlerine devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Katar 150 milyar dolarlık stad ve tesisler yapacak

Katar’ın, dış ticaretinin, uluslararası enerji fiyatlarına bağlı olarak şekillendiğinin altını çizen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Katar’ın tamamlanmış veya sürdürülmekte olan petrol ve gaz sektöründeki yatırımlar, altyapı geliştirme programı, sanayi, eğitim ve turizm sektöründeki yatırımlarla artan ihracat ve ithalata bağlı olarak dış ticaret hacmi son yıllarda katlanarak gelişiyor. 2022’de dünya kupasına ev sahipliği yapacak olan Katar, önümüzdeki on yıl boyunca 150 Milyar ABD Doları büyüklüğünde konaklama tesisleri, stadyumlar ve ulaşım terminalleri inşa edecek. Katar’ın 2030 vizyonu için başlatılan 470 projeye üye firmalarımızın dahil olabilmeleri için bu tür etkinliklerimizi arttıracağız. Bulunduğu coğrafya sebebiyle doğal taş sektöründe net ithalatçı pozisyonunda olan Kuveyt yıllık 126 milyon dolar olan doğaltaş ithal ederken, Türkiye bu ithalattan yüde 11,2’lik pay alıyor. Bahreyn, inşaat sektörünün 2019-2023 döneminde hızlı büyümesi hedefleniyor. Bahreyn Hükümeti, ekonominin petrol ve doğal gaza olan bağımlılığı azaltmak istiyor. Bu amaçla 11 milyar dolarlık toplam 119 mega projenin hayata geçmesini onayladı. Bahreyn’in doğal taş ithalatında Türkiye’nin payı yüzde 18. İnşaat sektörünün önemli bir girdisi olan doğal taşlara talep mega projeler sayesinde artacak. Biz de bu ülkelere düzenleyeceğimiz sanal ticaret heyeti organizasyonlarıyla daha fazla ihracat yapacağız.”

Lexus Yeni Marka Vizyonunu Bir Konsept Araçla Sergileyecek

 Premium otomobil üreticisi Lexus, 2021 yılında kullanıcılarına daha sıra dışı deneyimler sunmak adına yeni marka vizyonunu göstermeyi planlıyor. Bahar aylarında yeni marka vizyonunu bir konsept araçla sergileyecek olan Lexus, premium segmentin standartlarını belirlemeye devam edecek.

Yeni nesil modellerin başlangıcını temsil edecek bu yeni konseptin yanı sıra Lexus, 2021 yılı içerisinde bu yeni vizyon kapsamında geliştirilen ilk modelini de tanıtacak. Premium üretici, 2021 ve sonrasında da yeni vizyon çerçevesinde modeller sunacağını açıkladı.

Lexus, yeni marka vizyonunu gösterecek olan konseptle ilgili ipuçları taşıyan bir görsel paylaşarak 2020 yılındaki satış performanslarını da açıkladı.

Avrupa’da rekor pazar payı

Lexus, pandemiye karşın daralmayı minimumda tutmayı başararak 718 bin 715 adetlik satışla 2020 yılını önceki yıla göre yüzde 6 düşüşle kapattı. Özellikle 2020 yılının ikinci yarısındaki iyileşmeyle birlikte önceki yıla göre yüzde 2’lik artış göstermeyi başardı. Lexus’un en hızlı büyüyen pazarı ise yüzde 64 büyüme ile Türkiye oldu. Lexus, 2020 performansıyla birlikte Avrupa’da yüzde 2.3’lük rekor pazar payı elde etti.

2020 yılında ES ve RX modellerinin yüksek satış performansı devem ederken LC süper coupe ürün gamına katılan üstü açılan LC Convertible da başarılı bir yıl geçirdi. Bununla birlikte 2020’de bazı pazarlarda satışa sunulan ilk tamamen elektrikli Lexus olan UX300e ise büyük ilgi görerek stokları tükenen modellerden oldu.

Lexus’un SUV ürün gamı tüm satışlarda yüzde 81’lik paya sahip olurken, Batı Avrupa ve Orta Avrupa hibrit satış oranı ise yüzde 96 olarak gerçekleşti.

‘Kararsız kur’ ihracatçımızın doğru fiyat vermesine engel oluyor

Kasım ayında 8,58 seviyesinde olan dolar kuru 3 aylık süreçte yüzde 18’lik erimeyle 7,03 seviyesine geriledi. Egeli ihracatçılar ihracatı destekleyen döviz kuru istediklerini basın toplantısında dile getirerek, Merkez Bankası ve hükümete de seslendi.

Dünya mal ticaretinde yüzde 8-9 artış öngörüleri olduğundan bahseden Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, ihracatı arttırmak ve hedeflere ulaşmak için uygun bir iklim olduğunu söyledi.

“Türk ihracatçılarında da ihracatını arttıracak azim ve kararlılık mevcut. İhracat hedeflerine ulaşmak için Ar-Ge, Tasarım, Dijitalleşme, İnovasyon, Lojistik, sanal fuarlar ve ticaret heyetleri yoğunlaştığımız konular. Daha az karbon izi bırakarak yeşil ekonomiye uyumlu sürdürülebilir üretimle ihracat hedeflerine ulaşmayı hedefliyoruz. Bu hedeflerimize ulaşmada önemli parametrelerden birisi de döviz kurları. Türk ihracatçısı olarak, öngörülebilir bantta dalgalanan bir döviz kuru beklentimiz var. Herkesi empati yapmaya davet ediyoruz. Kasım ayında dolar kuru 8,58 iken sipariş almış yüklemesini yapmış ihracatçının ödemesinin bugünlerde 7,03’ten geldiğini düşünün. Enflasyonun zirve yaptığı günümüzde; İhracatçımız hammadde ihtiyacını nasıl karşılayacak, Asgari ücretin yüzde 22 arttığı süreçte çalışanlarının ücretlerini nasıl ödeyecek, Hemen hemen her ay zamlanan elektrik, doğal gaz ve diğer giderlerini nasıl ödeyecek.”

Kalıcı fiyat istikrarını sağlamak Merkez Bankası’nın asli görevidir

Eskinazi, “1 doların 7.35 TL’nin, 1 Avro’nun 9 TL’nin altına düşmesi Türk ihracatçısına zarar ettirir. Bugünlerdeki döviz kurları devam ettiği takdirde 2021 yılındaki 184 milyar dolar ihracat hedefimizin gerçekleşmesi imkânsız hale gelir, sayıları 100 bine ulaşan ihracatçılarımızdan bir bölümünün ticari faaliyetinin sona ermesine yol açabilir. Bunu hiçbirimiz arzu etmeyiz. İhracatçılarımızın rekabetçi olacağı bir döviz kurunu sağlayacak tek kurumda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası. Kalıcı fiyat istikrarını sağlamak Merkez Bankası’nın en önemli, asli görevidir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın da döviz rezervleri ortada. Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini toparlayabileceği uygun bir ortam var. Merkez Bankası, açacağı ihalelerle dolar kurunu 7,35’in üzerine taşıyabilir. Bu durum, Türk ihracatçısına da nefes aldıracaktır. Merkez Bankası yönetiminin bu süreçte Türk ihracatçılarıyla bir araya gelmesini ve ihracatçıların sesine kulak vermesini bekliyoruz.” diye konuştu.

Türk ihracatçısının yaptığı 169,5 milyar dolar ihracatı büyük başarı

Türkiye’nin dünya ihracatından 2019 yılında yüzde 0.96’lık pay alarak en yüksek seviyeye ulaştığını anlatan Jak Eskinazi, yüzde 1,5 pay alma hedefine ulaşmanın en önemli enstrümanlarından birisinin ihracatın rekabetçiliğini koruyacak döviz kuru olduğunu açıkladı.

“ “Dövizin yükseldiği dönemlerde Türkiye’nin ihracatı artmadı. Dolayısıyla döviz, ihracatçılarımızın rekabetçiliğinde çok önemli bir unsur değil” şeklinde değerlendirmeleri okuduk. İhracatın sürdürülebilir olması ile ilgili pek çok parametre var. En güncel yaşadığımız konulardan bir tanesi pandemi biliyorsunuz yerli ürün tüketimine yönelişi arttırdı. 2020 yılında dünya mal ticareti yüzde 7 daraldı. En önemlisi tüketim azaldı. Dünya genelinde koruma önlemleri hat safhaya ulaştı. Gümrük vergileri arttırıldı. İthalat zorlaştırıldı. Bu ortamda Türk ihracatçısının yaptığı 169,5 milyar dolar ihracatı büyük başarı olarak görmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu ihracatın artması içinde ihracatçımızı desteklememiz ve yüreklendirmemiz gerekiyor. 2020 yılında Ticaret Bakanlığımız ihracatımızın artması için mevcut desteklere ilave olarak; sanal fuarlar, sanal ticaret heyetleri, e-ticaret sitelerine üyelik, yurtdışında lojistik merkezlerinin desteklenmesi başta olmak üzere pek çok desteği hayata geçirdi.”

‘Kararsız kur’ ihracatçımızın doğru fiyat vermesine engel oluyor

2020 yılında döviz kurlarının ihracatı olumsuz etkilemez, hatta destekler bir pozisyonda olduğunun altını çizen Eskinazi, “Bizim beklentimiz istikrarlı bir döviz kuru.” diyerek sözlerini şöyle tamamladı:

“Döviz kurlarının aşırı dalgalandığı süreçte, ‘kararsız kur’ ihracatçımızın doğru fiyat vermesine engel oluyor. Türkiye’nin ihracatında markalı ürünlerin payı az olduğu için ihraç ürünlerinin fiyat hareketlerinden çok daha sert etkileniyor. Dolar kurunun son aylarda Türk Lirası karşısında yaşadığı değer kaybı rakip ülkelerin hiçbirinde yaşanmadı. Türkiye kredi borçlanma maliyetlerini artıran risk primi CDS’in çok daha üzerinde borçlanıyor. Türkiye, borçlanırken çok daha cesur hareket etmeli. Bu sayede döviz kurlarındaki dalgalanma bu denli büyük olmayacaktır. Türk ihracatçısı üretimde verimliliğini arttırıyor, sürdürülebilirlik, tasarım, inovasyon, A-Ge ve dijitalleşme başta olmak üzere dünyadaki gelişmelere ve değişime göre dönüşüyor. Toplum içinde de bu değişim ve dönüşüme en hızlı uyum sağlayan gruplardan biri olduğumuza inanıyoruz. Ülkeye bir dolar bile döviz kazandıran tüm ihracatçılarımızın faaliyetlerini sürdürebileceği bir ekonomik sistemi hak ettiklerine ve hükümetimizin kısa sürede adımlar atacağına inanıyoruz.”

Kaya: Yeni yatırım yapmayı düşünen firmalarımız yatırımlarını askıya aldı

İhracatçının yüksek faizle finansman sıkıntısı çektiğini, döviz kurlarındaki düşüş nedeniyle toplam gelirlerde azalma yaşandığını açıklayan Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya şunları söyledi:

“İhracatçı bırakın kar etmeyi, sermayesinden harcıyor. Kurdaki istikrarsızlık devam ederse 2000’li yıllardaki gibi yüksek faiz düşük kur kısır döngüsüne girilir. Finansal istikrarı kaybettiğimiz an arkasından gelen etkileri gidermek uzun zaman alıyor. Bu olursa ihracat hedefimiz tutmaz. Merkez Bankası’nın ivedilikle döviz rezervlerini güçlendirmesi gerekiyor. Madencilik sektörü pandemi döneminde talep nazlıydı, ithalatçıların fiyat kırma taleplerine maden ihracatçılarımız döviz kurları elverdiği ölçüde cevap verdiler. Bugün döviz düşüp, maliyetler artınca pek çok maden ihracatçımız yüzde 15-20 zararına yükleme yapıyor. Bunun sürdürülebilir olması mümkün değil, altın yumurtlayan tavukların hayatını devam ettirebileceği bir döviz kuru bekliyoruz. Kurlardaki düşüşe ek olarak işçilik maliyetleri de artınca madencilik sektöründe firmalarımızın sermayeleri tükenmeye başladı. Bu sebeple de yeni yatırım yapmayı düşünen firmalarımız yatırımlarını askıya aldı.”

Celep: İhracat fiyatlarını tutturma ve devam ettirmede zorlanır hale geldik

Kuru meyve sektörünün, ülke genelinde tamamına yakınının yerli girdilere dayalı olarak üretim yaparak net döviz kazandıran bir sektör olduğundan bahseden Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep şöyle devam etti:

“Yıllık ihracat hacmimiz 1.4 milyar dolar. Ağustos-Eylül aylarındaki sezon başlangıcında, o günkü mevcut hammadde fiyatlarını ve kur seviyelerini baz alarak ve döviz kurunda en fazla %3-5 düzeylerinde oynama olacağı varsayımı ile uzun vadeli ihracat bağlantılarını yaptık. Ancak, son aylarda 8.3’lerden 7.03’lere, %15’e varan oranda gerileyen dolar kuru sektörümüzün ihracatının sürdürülebilirliği noktasında firmalarımızı önemli ölçüde zorlar hale geldi.  Rakip üretici ülkelerin, örneğin kuru üzümde rakibimiz olan G. Afrika, Şili, Arjantin, Avustralya gibi ülkelerin para birimlerinde, TL’de olduğu kadar bir değerlenme yaşanmaması, rakip ülke ihracatçıları açısından bir avantaj haline gelirken, biz daha önceden verdiğimiz ihracat fiyatlarını tutturma ve devam ettirme noktasında zorlanır hale geldik. İthalatçı firmalara, sezon ortasında fiyat artışı dayatması da mümkün olamamaktadır. Bunun sonucunda TL’de devam eden gerileme firmalarımızda kur kaynaklı zarar riskini ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle, döviz kur seviyesinin ekonomik gelişmemizin ve kalkınmamızın temel kaynakları arasında yer alan ve pandemi döneminde önemi daha da ortaya çıkan ihracatın sürdürülebilirdiği dikkate alınarak takibi yönünde bir politika izlenmesini bekliyoruz.”

Ertan: Hammadde fiyatının artması çok ciddi maliyet sorunu doğuruyor

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanımız Yalçın Ertan, demir çelik sektöründe Türkiye’nin hammadde açısından zengin bir ülke olmaması sebebiyle, demir cevheri, hurda, kömür gibi girdilerin büyük bir kısmının ithal edildiğine değindi.

“Hammadde fiyatının artması çok ciddi maliyet sorunu doğuruyor.  Örneğin 15 Kasım-15 Ocak tarihleri arasında demir çelik sektöründe kullanılan hammadde fiyatları %50’den fazla artış gösterdi. Tüketimin yaklaşık 2/3 ünü ithal ettiğimiz Hurda fiyatı ise USD 270.-/MT başlayıp USD 480.-/MT seviyelerine kadar artarak neredeyse Kasım ayındaki mamul fiyatlarına yaklaştı. Yaşadığımız maliyet artışları toplam maliyetimize doğrudan etki yapıyor. Dolayısıyla böyle dönemlerde sürdürülebilir gelişim ve kârlılık oldukça olumsuz etkileniyor. Bizim sektörümüzde genellikle (hammadde tedariki ve mamul ihraç satışları) 3 aylık süreçte gerçekleşecek kontratlarla yapılır; satışlarımızı da buna göre yaparız. Hem dolar bazında yüksek fiyatla hem de yüksek kurla ithal edip üretime soktuğumuz ve kontratını yaptığımız hammaddeden elde ettiğimiz ürünleri şimdi daha düşük kur ile satmak durumunda kalmaktayız. Kurlardaki ani değişiklik ve faizdeki artış bilhassa  İç piyasadaki talebi etkiliyor, ve başta inşaat sektörü olmak üzere birçok sektörde talep ve alımların ertelenmesine sebep olmaktadır.”

Zandar: Kur bizi 2020 yılında ayakta tutan tek faktördü

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, “Deri sektörü pandemi döneminde en fazla zarar gören sektörlerden biriydi. Yüzde 30’a yakın hatta dünya deri ihracatında yüzde 25’e yakın düşüş var. 640’a yakın deri ihracatı yapan firma vardı 580’e düşmüş sayı. Kayıpları vermeye başladık. Sipariş kaybından ötürü ihracatı bırakmışlar. Kur zaten bizi 2020 yılında ayakta tutan tek faktördü. Enflasyon ve harcamalardaki artışlara baktığınızda zarar etmememizi sağladı. Kur artmamış olsaydı bizde kapatmış olurduk. Şu anki durum motivasyonumuzu kıracak. Zaten azalan ihracat hevesi daha da kaybolacaktır. Öngörülen rakamların ihracat hedeflerini tutturmada faydası olacaktır.” dedi.

Sertbaş: Gelirlerimizi hesaplamakta zorlanıyoruz

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanımız Burak Sertbaş, “İhracatçı firmaların bilançolarının yabancı para ağırlığında olması nedeniyle, kurların düşmesi doğru orantılı olarak satış rakamlarımızı azalmakta, ancak sabit gider dediğimiz enerji giderleri ve işçilik giderlerini artırmaktadır. 2020 yılında pandemiye rağmen sadece imalat aşamasındaki istihdamımızı 10 bin artırarak 602 bin kişiye yükselttik. Yeni yılda da sektör olarak ülkemiz istihdamına katkı sağlamak istiyoruz. Artan işçilik ve enerji maliyetlerimize ilave olarak öngörülebilir olmaktan uzak döviz kurları nedeniyle gelirlerimizi hesaplamakta zorlanıyoruz. Pek çok firmamız pandeminin getirdiği zorlukların yanında 2021 yılında ciddi maliyet artışlarına da katlanmak durumda kalıyor. Bu şartlar altında 2020 yılında istihdama yaptığımız katkıyı tekrarlamamızın zor olacağını düşünüyorum.” dedi.

Terci: Kur devamlı artan yada azalan bir trendden ziyade rekabet edici bir seviyede kalmalı

Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Terci, “2020 yılında pandemiye rağmen ihracatta güzel bir ivme kazandık ve yılı % 14 artışla 505 milyon dolar olarak kapattık. Bu ihracat artışının sürdürülebilir olması ve üyelerimizin ileriye dönük uzun vadeli planlama yapabilmeleri için döviz kurunun istkrarlı seyretmesi, büyük ve beklenmeyen ani değişikliklerin olmaması önemli. Kurun devamlı artan yada azalan bir trendden ziyade rekabet edici bir seviyede kalmasıdır. Merkez Bankamızın bu konuda bir çalışma yapmasıdır. Aksi halde büyük gayretlerle edinilen pazarlarda büyük zorluklar yaşanıyor ve kaybedilmesi riski ortaya çıkıyor.” diye konuştu.

Yağcı: Bu koşullarda ihracatçının kazanması mümkün olmaz

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı, “İhracat girdilerinin yüksek olduğu yüksek kurlarla ithalatı yapılmış hammaddenin nasıl kayıplara yol açacağını tahmin ediyoruz. Merkez Bankası’nın özerkliği çok önemli. Kurdaki yükselmenin birazda nedeni; siyasi müdahalelerin yapılması sonucunda ani hareketlerdi. Yüzde 18 yüzde 20 civarında kayıp söz konusu. İhracatçı sürekli olarak ithalatçısının kurlar yükseldiği zaman düşüş baskısı altında. Artı birde yüzde 20 oranında değer kaybı olduğu takdirde ihracatçının kazanması mümkün olmuyor. İhracatın üretici açısından çok önemli bir özelliği var. Paranızı kısa sürede ve ne zaman aldığınızı bildiğiniz için nakit akışını dengeliyorsunuz. Nakit akışı bir işletme için olmazsa olmazdır. İç piyasayı fonlayabiliyorsunuz.” dedi.

Er: Zeytinyağı ihracatçımız, ürünü ihraç edemez duruma geldi

Döviz kurlarında yaşanan yüzde 15’i bulan düşüşün sezon başında anlaşmalarını yapan ihracatçı firmaları zor duruma soktuğunu anlatan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, “Özellikle iklim değişikliği nedeniyle rekoltenin de düşmesi sebebiyle zeytinyağı ihracatçımız, ürünü ihraç edemez duruma geldi. 1-31 Ocak arası 1 aylık ihracat rakamlarına baktığımızda zeytinyağı ihracatımızın tutar bazında %61 azaldığını görmekteyiz. Bizim sektör olarak beklentimiz döviz kurlarındaki sert iniş ve çıkışların önlenerek, kurda istikrar sağlanmasıdır. Tarım sektöründe gübre ve ilaçlama gibi tarımsal girdi maliyetlerinde yaşanan artış nedeniyle, 7,5 TL altındaki dolar kuru rekabetçi olmamaktadır. Bu nedenle dolar kurunda en az 7,5 TL düzeyinde bir kur beklentimiz bulunmaktadır.” dedi.

Corolla Ocak’ta En Çok Satılan Model Oldu Toyota’ya Rekor Geldi

Toyota,  Ocak ayında 4 bin 62 adetlik satış ve yüzde 11,5’lik pazar payı ile son 10 yılın rekorunu kırarken, Corolla ise toplam 3 bin 875 adetlik satış ile müşterilerinin ilk tercihi olduğunu bir kez daha kanıtladı. Corolla’nın bu rekor satışları içinde 1892 adet ile yüzde 48’inin hibrit versiyonu olması özellikle filo ve perakende müşterilerinin benzinli ile birlikte Corolla Hybrid’e olan yoğun ilgisinin devam ettiğinin de göstergesi oldu. Toyota, 2 bin 20 adedi hibrit versiyonlar olmak üzere toplamdaki 4 bin 62 satışıyla Ocak ayında binek otomobil kategorisinde tüm markalar içinde 20 adetlik farkla ikinci sıraya yerleşti.

Geçtiğimiz yılın Ocak ayına göre, 2021 yılının ilk ayında satışlarda yüzde 73 oranında bir artışa ulaşan Toyota’nın bu başarısında en önemli etkenlerden biri de büyük avantajlar sağlayan finans kampanyası oldu. Toyota, Ocak ayındaki bu satış başarısıyla, bir önce yılın aynı ayına oranla binek otomobilde yüzde 7,5, ticari araç segmentinde yüzde 460 ve toplamda da yüzde 12,6’lık büyüme elde etti ve toplam pazardaki payını artırdı.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, Kayseri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Küresel Gazeteciler Konseyi, TSYD, TİMEF, AVKON, ADD üyesi, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği, Tüm Mücadele Sporları Derneği, Kayseri Spor Adamları Derneği, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü