Sanayi-Teknoloji

Ekonomi-teknoloji haberleri (05.01.2024)

Deprem endişesi, karavan ve taşınabilir evlere olan ilgiyi arttırdı

Deprem korkusu karavan ve Tiny House satışlarını uçurdu. Son bir yılda Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşen vatandaşlar, depreme dayanıklı ve taşınabilir olan karavan ve Tiny House’lara ilgiyi artırdı. “İlerleyen zamanlarda deprem gibi doğal afetler toplumun farklı ve güvenli barınma arayışını hızlandıracağını öngörüyoruz” diyen İdeal Caravan Genel Müdürü Mehmet Kaya, bu yeni yaşam trendinin Türkiye’de konut tercihlerini değiştirdiğini belirtti.

Deprem, Türkiye’de son bir yıldır gündemden düşmüyor. Ülkenin çeşitli bölgelerinde meydana gelen depremler, Türk insanını güvenli yaşam alanları bulmaya yönlendiriyor. Karavan ve taşınabilir evler (Tiny House) 2023’ün son çeyreğinde yüzde 45 oranında ilgi gördü. İnsanlar, bu seçeneklerle deprem riskinden uzaklaşmayı hedefliyor.

Güvenli yaşam alanları, insanlar için her zaman önemli olsa da, doğal afetler sonucunda daha çok öne çıkıyor. Deprem riskinin yüksek olduğu bir zamanda, vatandaşlar güvenli yaşam alanlarına yöneliyor. Karavan ve Tiny House’lar, son yıllarda taşınabilir olmaları ve depreme dayanıklı olmaları nedeniyle insanların ilgisini daha çok çekiyor. Şehir hayatının getirdiği sorunlar ve doğal afetlerle mücadele etme isteği, mobil yaşam trendini artırıyor. Karavan sahipleri, riskli durumlarda ve ihtiyaç duyduklarında güvenli bir yere gidebilme imkânına sahip oluyorlar. Ayrıca, dışarıda kalmak zorunda kaldıklarında karavanlarında konaklayabiliyorlar. Bu yeni yaşam trendi, Türkiye’de konut tercihlerini değiştirirken, karavan ve Tiny House üreticileri de talebi karşılamak için farklı projeler geliştiriyor.

Talep, deprem kuşağında olan bölgelerden

Karavan sektörü temsilcilerinden İdeal Caravan Genel Müdürü Mehmet Kaya, “Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleştiği özellikle son birkaç yılda, vatandaşlar güvenli konut arayışlarında sıra dışı çözümlere yöneliyor. Karavan ve Tiny House’lar bu çözümler arasında yer alıyor. Güvenli yaşam endişesi karavan yaşamını alternatif olarak karşımıza çıkarıyor. Son istatistiklere ve bize gelen taleplere baktığımızda karavana olan talepte %45 seviyelerinde bir artış gözlemliyoruz” dedi.

Kaya; “Özellikle İstanbul başta olmak üzere deprem riski yüksek bölgelerden daha fazla talep alıyoruz. İstanbul’u İzmir ve Antalya takip ediyor. Türkiye’nin deprem kuşağında olması, insanları güvenle konaklayabilecekleri yapılara yönlendiriyor. 2023 yılının son ayında Marmara’da, İstanbul’da da hissedilen biri 4.1 diğeri 5.1 şiddetinde iki deprem yaşandı. Haliyle bir ayda yaşanan bu iki deprem insanları endişelendirdi. En azından böylesi durumlarda geceyi tedirgin ve dışarıda özel araçlarda geçirmek yerine karavanlarında geçirmek isteyen ailelerin sayısının her geçen gün artıyor” ifadelerini kullandı.

İlerleyen zamanlarda güvenli barınma arayışı hızlanacak

Karavan yaşamı genellikle doğayla iç içe, minimalist yaşam tarzı ve esnek tatil anlamları taşırken özellikle deprem bölgelerinde farklı anlamlar taşımaya da başladığını belirten Mehmet Kaya, “Barınma adına toplumsal yapıyı etkileyen doğal afetler, karavan yaşamını da bir alternatif olarak ortaya çıkarıyor. Görülen o ki ilerleyen zamanlarda deprem gibi doğal afetler toplumun farklı ve güvenli barınma arayışını hızlandıracağını öngörüyoruz” dedi.

“HEDEFİMİZ 80 MİLYON TURİST VE 75 MİLYAR DOLAR GELİR”

Coğrafya açısından oldukça güçlü kültürel mirası arkasına almış ülkemiz nitelikli turisti yakalamakta zorlandı. Yaşanan İsrafil Filistin savaşı ve depremler maalesef bir ay boyunca turizmde durağanlığa neden oldu. Sanitas SPA & Wellnesskurucu ortağı, turizm acentesi Medulux Health&Travel’ınsahibi ve Türkiye Genç İş İnsanları Derneği Başkan Yardımcısı Şebnem Akman Balta, “2024 yılı için 2023 yılı başı koymuş olduğumuz ilk hedefleri 75 milyon turist ve 65 milyar dolar gelir uzak hedef olmayacaktır. Hatta siyasi krizler olmaz ve enflasyon muhasebesi uygulaması ekonomide alınacak tedbirler ve önlemler ile Avrupa ile aramızda fiyat rekabet üstünlüğü elde edersek hedefimizi 80 milyon turist ve 75 milyar dolar gelir elde edebiliriz” dedi.

“YUNANİSTAN İLE ÇEKİŞMELİ BİR SEZONA HAZIRLANILIYOR”

Yüksek enflasyon ile artan maliyetler turizm sektörünü de doğrudan etkiliyor. Şebnem Akman Balta, “Turizmde girdi maliyetlerinde yaşanan yüzde 300 üzeri artış nedeni ile fiyatlar anlamında Yunanistan ile çekişmeli bir sezona hazırlanıyor. İç turizmde Bodrum’un bu durumdan etkileneceğini düşünüyorum ve fiyat performansında bir düzeltme yapacağını düşünüyorum” diye konuştu. Balta, “Turizmde çeşitlilik anlamında Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı(TGA)’ nın da desteği ile yeni destinasyonlar, sağlık alanındaki başarısı ayrıca yeme içme ve kültür rotaları sayesinde Türkiye 4 ya da 5 yıl içerisinde daha da gözle görülür bir pazarlama farkındalığı yaratacaktır” dedi.

“USA PAZARINI DA DAHA GÜÇLÜ YENİDEN HEDEFLEYEBİLİRİZ”

Misafirperverliğimiz ve yiyecek içecek alanındaki çeşitliliğimizi Dünyadaki büyük fuarlara ev sahipliği yaparak veya ünlü Hollywood yıldızlarını da ağırlayarak USA pazarını da daha güçlü yeniden hedefleyebiliriz diyen Şebnem Akman Balta, “Siyasi krizlerden turizmi koruyabilirsek USA vatandaşlarına da vize muafiyeti verildiği için Roma yerine İstanbul tercih noktası olabilir. Antalya Kapadokya ‘da Amerikalıların radarına girebilir. Doğru verilere ulaşırsak her konuda daha doğru güncelleme yapılarak daha reel sonuçlara hedeflere planlama yapabiliriz. Hepimiz iyi niyetliyiz ve amacımız ülkemize daha fazla ziyaretçi kazandırmak ve daha karlı işletmelere sahip olarak kayıt dışı geliri kontrol altına alarak devletimizi hak ettiği noktaya getirmek olmalıdır” dedi.

“BİZE EN YAKIN RAKİP İSPANYA”

Sanitas SPA & Wellness kurucu ortağı, turizm acentesi Medulux Health&Travel’ın sahibi ve Türkiye Genç İş İnsanları Derneği Başkan Yardımcısı Şebnem Akman Balta, “Yıl sonunda 2022 yılını yüzde 13 artış ile kapattık.2022 yılında 887 dolar olan kişi başı harcama 2023 yılında 950 dolar olarak pozitif yönde seyir gösterdi. Amerika’da kişi başı harcama 2700 dolar, İngiltere’de 2400 dolar, İspanya’da ise 1350 ile 1400 dolara arasındadır. Bize en yakın rakip kişi başı harcamada İspanya ve bu sene hedeflememiz gereken kişi başı harcama 1450 dolar üzeri olmalıdır. Özellikle deniz kum güneş üçgenini de koruyarak her şey dahil sistemde bulunan akşamüzeri ve öğlen saatleri verilen yiyecekler tatlıların her şey dahilden çıkarılması içki çeşitliliğinin azaltılması ultraluxher şey dahil sistemlerindeki içecek ve yiyeceklerin ala carterestouratlarda ücretli veya voucher sistemi ile satılarak kişi başı harcama arttırılabilir” diye konuştu.

“TÜRKİYE 2023 HEDEFLERİNE ULAŞTI”

Türkiye’nin turizm hedeflerini yakaladığından bahseden Balta, “2023 olumsuzluklara rağmen Türkiye açısından hedeflerini yakaladı çünkü hedef revizesi yapılmıştı. 75 milyar turist ve 65 milyar dolar olan hedefimizi 60 milyon turist 58 milyar dolar gelir hedefimize ulaştık” dedi.

ERKEN REZERVASYONLAR BAŞLADI

Noel sonrası Alman misafirlerin erken rezervasyon yapmaya başladıklarını söyleyen Sanitas SPA & Wellness kurucu ortağı, turizm acentesi Medulux Health&Travel’ın sahibi ve Türkiye Genç İş İnsanları Derneği Başkan Yardımcısı Şebnem Akman Balta, “İngiliz misafirlerimiz de ikinci sırada akdenizçanağındaki tesislerimizi Marmarisi yine ziyaret edecekler. Antalya genelinde yine Ruslar sıralamada ilk 3’te olacaktır.Arap misafirlerimiz açısından İstanbul ve Trabzon cazibesini koruyarak misafir sayısı bakımından 2023’e göre yüzde 15 daha fazla misafir ağırlayacağımızı öngörüyorum” diye konuştu.

Sınav ve kurs merkezlerinde Elektronik Kimlik Doğrulama Sistemi kullanılmaya başlıyor Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak faaliyet gösteren özel gemi adamı yetiştirme kurslarında, Elektronik Kimlik Doğrulama Sistemi kullanılmaya başlanıyor. Bu kapsamda 15 Mart 2024 tarihi itibarıyla kurs merkezlerinde kursiyer yoklamaları yeni çipli kimlik kartları ve parmak izi ile gerçekleşecek. BiOnay tarafından geliştirilen ve seri üretimleri Türkiye’de yapılan kimlik doğrulama cihazları üzerinden yapılacak uygulamanın önümüzdeki süreçte ÖSYM, diğer MEB kurumları, SGK ve belediyeler gibi pek çok kurumda kullanılması bekleniyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı bölge liman başkanlıkları ve özel gemiadamı yetiştirme kurslarınca yürütülen faaliyet ve denetimlerin elektronik ortamda daha güvenli, hızlı ve sağlıklı işleyebilmesi için kursiyer yoklamaları Elektronik Kimlik Doğrulama Sistemi kullanılarak yapılmaya başlanacak. Bu kapsamda gerekli altyapı çalışmaları 15 Mart 2024 tarihine kadar tamamlanacak. Özel gemiadamı kursları tarafından, elektronik yoklamada sorun olmaması için kayıt aşamasında KEC cihazları ile T.C. Kimlik Kartı doğrulaması yapılacak. Eğer uyumsuzluk söz konusuysa kursiyerler T.C. Kimlik Kartlarını en kısa sürede nüfus müdürlüklerinde yenileyebilecekleri hakkında bilgilendirilecekler. Yeni uygulamayla hem hak sahibi kursiyerler korunacak hem de dershane ve kursların oto denetimi sağlanacak. Yeni çipli kimlikler ile parmak izi doğrulama kurumlarda yaygınlaşıyorEGA tarafından üretilen Türkiye’nin ilk onaylı biyometrik kimlik doğrulama cihazı biOnay’ın seri üretimleri Türkiye’de yapılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın gemiadamı yetiştirme kurslarında bir ilk olarak başlattığı bu uygulamanın önümüzdeki süreçte ÖSYM, SGK, hastaneler, MEB, belediyeler, kolluk kuvvetleri gibi pek çok kurumda kullanılması bekleniyor. Elektronik Kimlik Doğrulama Sistemi, 2022 yılından beri Ziraat Bankası, Halkbank, İşbank gibi bankaların yanı sıra Türkiye genelinde 973 tapu ve kadastro müdürlüğünde, yaklaşık 300 noterde, bazı sınav merkezleri, ziyaretçi kabul noktaları ve belediyelerde de kullanılıyor. Çipli kimlik kartları ile parmak izi doğrulama TSE sertifikasyonuna sahip ve NVİ onaylı cihazlarla doğrulanıyor ve parmak izi hiçbir şekilde kaydedilmiyor veya merkezi sunuculara iletilmiyor. Tamper korumaya sahip güvenli cihazlar parmak izini T.C. Kimlik Kartının temaslı çipiyle doğruluyor.

KOBİ’ler Risk Yönetimi Yaparken Nelere Dikkat Etmeli?

Küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler), iş dünyasındaki hızlı değişimlere uyum sağlama sürecinde çeşitli belirsizliklerle ve risklerle karşılaşıyor. Bu bağlamda, KOBİ’lerin sürdürülebilir büyüme ve etkili bir yönetim için kritik bir öneme sahip olan risk yönetimi stratejilerini benimsemeleri gerekiyor. 150 yıllık köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, KOBİ’lerin sektördeki belirsizlikleri anlama, finansal riskleri etkili bir şekilde değerlendirme ve uygun önlemleri alma sürecinde dikkate almaları gereken unsurları sıraladı.

Risk Değerlendirmesi

Herhangi bir işletme, gelecekteki belirsizlikleri ve olası riskleri etkili bir şekilde yönetebilmek adına sistematik bir risk değerlendirmesi yapmalıdır. Bu süreç işletmenin iş süreçlerini, pazar koşullarını ve finansal durumunu detaylı bir şekilde analiz ederek potansiyel riskleri önceden tespit etmeyi hedefler. Risk değerlendirmesi, işletmenin karşılaşabileceği olumsuz durumları öngörmesine ve buna karşı stratejik önlemler geliştirmesine olanak tanır. Bu yöntem işletmenin sürdürülebilirliğini artırmak, finansal stabilitesini korumak ve rekabet avantajını güçlendirmek adına kritik bir rol oynar. Etkili bir risk değerlendirmesi, işletmelere gelecekteki belirsizliklere daha hazırlıklı ve dirençli bir şekilde yaklaşma fırsatı sunar.

Stratejik Planlama

Küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler), risk yönetimini iş stratejilerinin vazgeçilmez bir unsuruna dönüştürmelidir. Stratejik planlama sürecinde, potansiyel risklere karşı alınacak önlemler titizlikle belirlenmeli ve bu önlemler, işletmenin stratejik hedefleriyle uyumlu bir şekilde entegre edilmelidir. KOBİ’lerin karşılaşabileceği belirsizlikleri öngörmek ve bu risklere karşı etkili bir şekilde hazırlıklı olmak, uzun vadeli başarılarını güvence altına alacaktır. Bu çerçevede risk yönetimi sadece bir güvence aracı olmanın ötesine geçerek, iş stratejilerinin bir parçası olarak görülmeli ve uygulanmalıdır. Bu yaklaşım işletmelerin değişen koşullara hızlı ve esnek bir şekilde adapte olmalarına yardımcı olarak rekabet avantajı sağlayacaktır.

Finansal Yönetim

Küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ’ler) finansal yönetimi, riskleri minimize etme konusunda etkili bir strateji olarak öne çıkmalıdır. Güçlü bir finansal plan ve bütçe, işletmenin nakit akışını etkin bir şekilde yönetmesine ve mali durumunu güçlendirmesine yardımcı olacaktır. Doğru bir finansal planlama potansiyel riskleri önceden tespit etmeyi, kaynakları verimli kullanmayı ve işletmenin uzun vadeli istikrarını sağlamayı sağlar. Ayrıca bütçe kontrolü, gider yönetimi ve finansal hedeflere odaklanma, KOBİ’lerin rekabetçiliklerini artırarak sürdürülebilir bir büyümeyi hedefler. Finansal yönetim, KOBİ’lerin değişen piyasa koşullarına uyum sağlamalarına ve başarılı bir gelecek inşa etmelerine destek olur.

İş Sürekliliği Planı

İş sürekliliğini etkileyebilecek herhangi bir olayın farkında olarak, küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler) iş sürekliliği planları oluşturmalıdır. Bu planlar kriz anlarında işletmenin operasyonlarını devam ettirme ve olası zararları en aza indirme konusunda rehberlik sağlar. İş sürekliliği planları, acil durumlar, doğal afetler, teknolojik sorunlar gibi potansiyel risk senaryolarına hazırlıklı olmayı amaçlar. Bu sayede KOBİ’ler, etkin bir kriz yönetimi ve hızlı bir toparlanma süreciyle müşteri güvenini koruyabilir, çalışanlarının güvenliğini sağlayabilir ve iş sürekliliğini sürdürerek dayanıklılıklarını artırabilir.

Personel Eğitimi ve Farkındalık

İşletmedeki her seviyedeki personelin risklere karşı bilinçlenmesi ve doğru tepkileri verebilmesi için eğitim alması kritik bir öneme sahiptir. Bu, risk yönetimi kültürünün işletme içinde kökleşmesine ve etkin bir şekilde uygulanmasına katkı sağlar. KOBİ’ler, bu beş temel faktörü göz önünde bulundurarak etkili bir risk yönetimi stratejisi oluşturabilir ve iş sürekliliği ile başarılarını sürdürebilirler. Doğru stratejiler ve yönetilen riskler, KOBİ’lerin uzun vadeli başarılarına destek sağlayan fırsatlara dönüşebilir. Bu nedenle, personel eğitimi ve risk yönetimi stratejilerinin entegrasyonu, işletmelerin değişen koşullara daha güçlü bir şekilde adapte olmalarına imkân tanır.

UİB’İN 2023 İHRACATI 36,5 MİLYAR DOLAR BARAN ÇELİK: “2023 İHRACATINI REKORLA TAMAMLADIK”

BURSA – Türkiye’nin Genel Sekreterlik bazında en fazla ihracat yapan ikinci birliği olan Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin (UİB) 2023 yılı aralık ayı ihracatı, 3 milyar 363 milyon 789 bin dolar olarak gerçekleşti. UİB’in 2023 yılındaki toplam ihracat tutarı ise önceki yıla göre yüzde 13 oranındaki artışla 36 milyar 553 milyon 701 bin dolara ulaştı.
Rakamları değerlendiren UİB Koordinatör Başkanı Baran Çelik, “2023 yılı, hem küresel ekonomi, hem de gelişmekte olan ülkeler açısından zorlu geçerken, kıyasıya rekabetin yaşandığı global pazarda talep daralmaları oldu. Bazı sektörlerdeki üyelerimiz yüksek maliyetler nedeniyle fiyat tutturmakta zorlandı. Buna rağmen, ülkemiz ortaya koyduğu performansla diğer ülkelerden pozitif yönde ayrıştı. Bunda şüphesiz ihracatçılarımızın önemli payı bulunmaktadır. 2023 yılını rekor ihracatla tamamlamış olmaktan mutluyuz” dedi.
OİB’in 2023 ihracatı 30.2 milyar dolar
Aralık ayında 2 milyar 782 milyon 200 bin dolar ihracat gerçekleştiren Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB), 2023 yılındaki toplam ihracatı ise önceki yıla göre yüzde 14,5 artışla 30 milyar 203 milyon 101 bin dolar olarak açıklandı.
UTİB’in yıllık ihracatı 1.3 milyar dolar oldu
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), aralık ayında 105 milyon 107 bin dolar ihracata imza attı. UTİB’in 2023 yılı ihracat toplamı da 1 milyar 282 milyon 331 bin dolar olarak gerçekleşti.
UHKİB’ten 2023’de 954 milyon dolar ihracat
Uludağ Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (UHKİB) aralık ayı ihracatı 65 milyon 162 bin dolara ulaşırken, UHKİB’in 2023 yılı ihracat toplamı 954 milyon 235 bin dolar seviyelerinde gerçekleşti.
UMSMİB’in ihracatı 2023’de 309 milyon dolar
Aralık ayında, 46 milyon 551 bin dolar ihracat yapan Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği (UMSMİB), 2023 yılında 309 milyon 346 bin dolar ihracat gerçekleştirmiş oldu.
UYMSİB’ten 2023’de 203 milyon dolarlık ihracat
Aralık ayında, 18 milyon 475 bin dolarlık ihracat gerçekleştiren Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB), 2023 yılında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 40,4’lük artışla toplam 203 milyon 294 bin dolarlık dış satışa imza attı.
Öte yandan, UİB üzerinden ihracat kaydı yapılan ve ‘diğer’ başlığı altında listelenen sektörlerin 2023 yılı ihracatı ise 3 milyar 601 milyon dolar olarak açıklandı.

VERİMDER DERNEK BAŞKANI ÇAĞDAŞ KORKMAZ: ISI YALITIMI İLE YÜZDE 60’A VARAN TASARRUF EDİN!

BİNALARDA ENERJİ TASARRUFUNUN ANAHTARI OLAN ISI YALITIMI KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN DE ÇARELERİNDEN BİRİ

Dünya gündeminin önemli başlıklarından biri olan enerji tasarrufu alanında her geçen yıl farkındalık daha da önemli hale geliyor.

Bu amaçla, enerjinin verimli ve doğru kullanımı için Türkiye’nin dört bir yanında farkındalık projeleri yürüten Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği – VERİMDER, Enerji Verimliliği Haftası’na özel önemli uyarılarda bulundu.

VERİMDER Başkanı Çağdaş Korkmaz 8-14 Ocak Enerji Verimliliği Haftası’na ilişkin yaptığı açıklamada “VERİMDER olarak, Enerji Verimliliği Haftası vesilesiyle, ısı yalıtımını daha fazla tüketicinin gündemine getirmeyi ve bu konuda farkındalık yaratmayı hedefliyoruz. Isı yalıtımı ile evimizi, çevremizi ve geleceğimizi koruyabiliriz” dedi.

Enerji verimliliği, hem ekonomik hem de çevresel açıdan önemli faydalar sağlıyor. Enerji kullanımını azaltmak ve daha verimli hale getirmek için gerçekleştirilen çalışmalar her geçen gün daha da önem kazanıyor.

Isı yalıtımının enerji tasarrufunun en etkili yollarından biri olarak ön plana çıktığını ifade eden VERİMDER Başkanı Çağdaş Korkmaz:

“Enerji tasarrufu, hem bireysel hem de toplumsal olarak yapabileceğimiz en önemli sorumluluklardan biri. Enerjiyi daha verimli kullanarak, hem gezegenimize hem de bütçemize yardımcı olabiliriz. Isı yalıtımı ise enerji verimliliği ve iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir araç. Enerji verimliliği konusunda bilinçli olmak ve ısı yalıtımı gibi önlemler alarak, evimizi, çevremizi ve geleceğimizi koruyabiliriz” dedi.

ENERJİ VERİMLİLİĞİ ve TASARRUFU ÜLKEMİZ İÇİN MİLLİ BİR MESELE

Enerji verimliliği alanında hane halkını bilgilendirmek ve bu alanda güçlü bir farkındalık oluşturmak amacıyla “Anadolu Buluşmaları” başlıklı toplantı serisine 5 yıldır devam ettiklerini vurgulayan VERİMDER Başkanı Çağdaş Korkmaz, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Faaliyete geçtiğimiz günden bu yana ülke çapında enerji verimliliği ve tasarrufu konularında bilinçlendirme çalışmaları kapsamında ilan ettiğimiz seferberlik ile “Anadolu Buluşmaları” başlığı altında 33 ilde gerçekleştirdiğimiz toplantılarda 2000’i aşan kanaat önderi, medya mensubu, STK temsilcisi ve akademisyenler ile bir araya gelerek, ısı yalıtımı ve enerji verimliliği konularında bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştirdik. Enerji verimliliği ve tasarrufu ülkemiz için milli bir mesele olduğu için sektördeki tüm paydaşların bu konuda vatandaşları bilinçlendirici projeler ve açıklamalarda bulunmaları ülkemiz adına da bir fırsat sunacaktır.”

‘BİNALAR KARBON SALIMININ YÜZDE 40’INDAN SORUMLU’

Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği – VERİMDER Başkanı Çağdaş Korkmaz 8–14 Ocak Enerji Verimliliği Haftası sebebiyle iklim krizi konusunu ele alarak enerji verimliliği hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Küresel ısınmanın ve sebep olduğu iklim krizinin önüne geçebilmek için tüm dünyanın gösterdiği mücadelede en önemli yöntemlerden birinin dış cephe ısı yalıtımı olduğunu belirten Korkmaz;

“Dünya genelinde, binalar karbon salımının yüzde 40’ından sorumlu. Yaşanan bu karbon salımının yüzde 80’i ise ısıtma ve soğutma için harcanan enerjiden kaynaklanıyor. İklim krizinin önüne geçmeye çalışırken, ısı yalıtımı konusunda ciddi adımlar atılması gerekiyor. Yeni binalar ısı yalıtım hassasiyeti ile korunurken, mevcut bina stoklarının da ısı yalıtım ve enerji verimliliğiyle geliştirilmesi büyük önem taşıyor. Isı yalıtımı, dünyamızı bekleyen küresel ısınma ve iklim krizi tehlikesiyle mücadelede büyük önem taşıyor. Çünkü ısı yalıtımı, binalarda fosil yakıt tüketimi ve karbon salımını azaltarak çevreye doğrudan katkı sağlıyor.” dedi.

ISI YALITIMI YÜZDE 60’A VARAN TASARRUF SAĞLIYOR!

Isı yalıtımının enerji verimliliğini sağlamak ve sağlıklı yaşam alanlarına kavuşmak için hayati öneme sahip olduğunu belirten VERİMDER Başkanı Çağdaş Korkmaz, ısı yalıtımı bilincinin artırılması gerektiğine vurgu yaparak şu açıklamalarda bulundu:

“Termal konfor, hem fiziksel sağlığımızı hem de zihinsel faaliyetlerimizi birebir etkileyen çok önemli bir kavramdır. Doğru ısı yalıtımı yapılmış evlerimizde termal konforlu yaşamı sağlıkla sürdürebiliriz. Konutlarda tüketilen enerjinin yaklaşık yüzde 80’i ısıtma ve soğutma amacıyla kullanılıyor. Bu sebeple en fazla enerji tükettiğimiz ve yüksek faturalar ödediğimiz kış aylarının en büyük kurtarıcısı ısı yalıtımı olacaktır. Yüzde 60’a varan tasarruf sağlayan ısı yalıtımı, kendisini kısa sürede amorti ederek uzun vade de önemli tasarruf sağlıyor. Isı yalıtımı, daire içlerinde terleme, rutubet, mantar ve küf oluşmasını engelliyor. Aynı zamanda binanın iskeletini oluşturan kiriş ve kolonların ve binayı çevreleyen duvarların içinde bulunan demir donatıların korozyona uğramasını önleyerek binayı deprem gibi doğal afetlere daha dayanıklı hale getiriyor. Cephelerin dış etkenlere karşı korunmasını sağladığı için binalar uzun yıllar sağlam kalıyor. Enerji verimliliği ve ısı yalıtımı, bireysel ve toplumsal düzeyde sürdürülebilir enerji kullanımını teşvik etmenin önemli araçlarıdır.”

BYD Türkiye, Yeni Yıla Kampanyalı Fiyatlar ve Test Sürüşü Festivali’yle Başladı

Dünyanın lider elektrikli otomobil markası BYD, 2024 yılına yeni satış kampanyasıyla başladı. BYD ATTO 3 modelini, 2023’ün fiyatlarıyla sunmaya devam eden BYD Türkiye, buna ek olarak tüm müşterilerine tercihlerine göre kasko veya duvar tipi AC şarj ünitesi hediye ediyor, elektrikli araç satın almak isteyen kullanıcılara 31 Ocak’a kadar eşsiz fırsatlar sunuyor. 50 bin TL takas indirimiyle birlikte 1 milyon 690 bin TL’den sunulan yüzde 100 elektrikli C-SUV modeli BYD ATTO 3, böylece üstün teknolojisini iddialı fiyatlarla buluşturmaya devam ediyor.

BYD Test Sürüşü Festivali 10-21 Ocak tarihlerinde yapılacak

 BYD Türkiye, ay sonuna kadar devam edecek satış kampanyasıyla birlikte

10 Ocak’ta başlayacak test sürüşü festivaliyle kullanıcıları BYD markası ve elektrikli BYD ATTO 3 ile tanışmaya davet ediyor. Sportif aile SUV’u olarak ilk bakışta farklı olduğunu gösteren BYD ATTO 3, “BYD Test Sürüşü Festivali” kapsamında BYD bayilerinde yeni kullanıcıları bekliyor olacak. BYD Test Sürüşü Festivali, 10-21 Ocak tarihlerinde gerçekleştirilecek ve BYD bayileri birer festival alanına dönüştürülerek, eğlenceli bir atmosfer yaşatılacak.

Dinamik sürüş özellikleri ve yüksek performansıyla dikkat çeken ATTO 3’ü test sürüşleriyle birlikte daha yakından tanımaya davet eden BYD Türkiye, elektrikli araç konusunda da tüm merak edilenleri elektrikli otomobil danışmanlarıyla yanıtlayacak.

Elektrikli dönebilir 15.6 inç multimedya ekranına, spor vegan deri ön koltuklara ve zengin standart donanımlara sahip BYD ATTO 3, 420 kilometre menzili ve sadece 29 dakikada yüzde 30’dan yüzde 80 kapasiteye şarj edilmesiyle de öne çıkıyor. 60.4 kWsa bataryayı 150 kW (204 PS) güç ve 310 Nm tork sunan elektrikli motorla kombine eden BYD ATTO 3, 0-100 km/s hızlanmasını 7.3 saniye ile gerçekleştirerek segmentindeki en hızlı tek motorlu elektrikli SUV olarak öne çıkıyor.

1 yıllık kasko veya duvar tipi şarj ünitesi hediye

 BYD Türkiye, 31 Ocak’a kadar devam eden kampanya kapsamında BYD ATTO 3 satın alan müşterilerine 1 yıllık BYD kasko veya 11 kW duvar tipi AC şarj ünitesi hediye ediyor. BYD, Ocak satış kampanyasıyla birlikte elektrikli araç satın almak isteyen kullanıcılara eşsiz fırsatlar sunuyor.

Standart olarak sunulan zengin aksesuar seti ile geliyor

Ocak ayı kampanyasının yanı sıra, BYD ATTO 3 modelinde ev tipi duvar prizlerine uygun “Mod 2 şarj kablosu”, AC şarj üniteleri ile uyumlu “Mod 3 Tip 2 şarj kablosu”, araç enerji paylaşımı özelliğini (VtoL) kullanarak araçtan dışarıya enerji sağlayan “dörtlü prize sahip güç kablosu”, halı paspas seti, dört mevsim kauçuk paspas seti ve kauçuk bagaj havuzu standart olarak sunulmaya devam ediliyor.

ODMD GLADYATÖR ÖDÜLLERİ ON DÖRDÜNCÜ KEZ SEKTÖRÜ BULUŞTURAN HEYECANLI BİR TÖREN İLE SAHİPLERİNİ BULDU

Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği’nin (ODMD) markaların satış ve iletişim başarılarını ödüllendirmek amacıyla organize ettiği ODMD Satış ve İletişim Ödülleri’nin on dördüncüsü heyecanlı bir törene sahne oldu.

4 Ocak 2024 tarihinde gerçekleştirilen geleneksel gecede, satış ve iletişim ana kategorilerinde olmak üzere toplam 20 dalda ödüller sahiplerini buldu. Otomotiv sektörünün bir araya geldiği gecede, Yetkin Dikinciler ve Çağıl Özge Özkul başarılı sunumları ile ödül törenine renk kattı.

Otomotiv sektörünün en dikkat çeken, kapsamlı ve prestijli organizasyonu olan “ODMD Satış ve İletişim Ödülleri, 2023 Gladyatörleri” bu yıl da güçlü bir rekabete sahne oldu. Sektörün “en”lerinin belirlendiği gecede, kazanan en başarılı markalar ve çalışmaları heyecanlı ve görkemli bir törenle ödüllerini aldı.

4 Ocak 2024 tarihinde Raffles Hotel İstanbul’da gerçekleşen geceye, ODMD üye markaları, otomotiv dünyasının temsilcileri, basın mensupları ve davetliler katıldı.

“Otomotiv sektörü ve ODMD, 2023 yılında da çalışmalarıyla değer yarattı.”

Gecede konuşma yapan ODMD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Haydar Bozkurt, bu yıl 14. kez düzenlenen Satış ve İletişim Ödülleri, ODMD Gladyatörleri’ne katılan tüm adayları tebrik ederken, 2023 yılı değerlendirmesini ve sektörün 2024 beklentilerini de paylaştı;

 “2023, inişli çıkışlı ve oldukça farklı bir yıl oldu. Yıllardır bu pazarın 1 milyon adedin üzerine ulaşmasını bekledik. Son 3,5 yıl boyunca; önce pandemi, arkasından gerçekleşen deprem felaketi, ekonomik zorluklar gibi tüm dünyada çeşitli olumsuzluklar yaşadık. Ancak bu yıl içerisinde, 1 milyon rakamını aşacağımızı görmeye başlamıştık. 2023 yılında, geçtiğimiz yıla göre otomobil ve hafif ticari araç pazarı geçen yıla göre yüzde 57,4 artarak, 1 milyon 232 bin 635 adetle kapandı. Ağır vasıtaların henüz açıklanmayan bilgilerini de dahil ettiğimizde, yaklaşık olarak 1 milyon 285 bin toplam pazar büyüklüğünün oluştuğunu ifade edebiliriz.”

 “2024 beklentilerinden de söz etmek gerekirse, bu yıl içerisinde herkesin farklı değerlendirmeleri olduğunu görüyoruz. Ancak şu anki fotoğrafa baktığımızda sektör olarak bu yılki kadar yüksek adetlerin yaşandığı bir pazar gerçekleşmeyeceğini tahmin ediyoruz. ODMD’ye üye olan bütün firmaların ortalama tahminlerine göre 850-900 bin civarında bir pazar beklentisi ortaya çıkıyor. Farklı bir mali disiplinin takip edileceği bir 2024 yılı bizi bekliyor. Biz de sektör olarak her zaman daha sağlıklı bir mali politikayla sadece sektörümüzün değil, ülkemizin ekonomisinin gerçekten belli bir trendi takip edeceği bir yapıya bürünmesini destekliyoruz. Ümit ediyoruz ki bu yapıya kavuştuktan sonra Türkiye’nin lokomotif sektörünün gerçek potansiyeli ortaya çıkar. Hayalimiz 90 milyona varan genç nüfusuyla, yılda 2-2,5 milyon adetlik pazar büyüklüğüne ulaşmak. Ayrıca yeni üretim yatırımlarının çekilmesiyle 2,5-3 milyonluk üretimin elde edilmesi; bu üretimin de 3/4 ’ünün ihraç edileceği lider bir sektörün oluşması gibi bir hayalimiz var. Bunlar, sağlıklı bir mali disiplinle, özel sektörün gerçek temsilcilerinin, akademisyenlerinin, uzmanların ortak bir zeminde buluşarak hedef birliğine varmasıyla mümkün olabilir. Oluşturulacak stratejinin ciddiyetle takip edilmesiyle Türkiye’nin otomotiv sektöründe öncü olması hayal değil, ulaşılabilecek hedeflerdir.”

 Gece toplam 20 dalda rekabete sahne oldu

 “Satış” ve “İletişim” kategorilerinde toplam 20 dalda ödül verildi.

-İletişim Ödülleri kategorisinde halka açık kategorilerde adaylar;

Yılın TV Uygulaması, Yılın Dergi Uygulaması, Yılın Dijital Deneyim Uygulaması, Yılın Sosyal Medya Uygulaması, Yılın Gazete Uygulaması, Yılın Radyo Uygulaması, Yılın Outdoor Uygulaması dallarında www.odmdgladyator.com sitesi üzerinden verilen oylar ile ilk 5 içine girmeye çalıştılar.

Halk oylaması ile ilk beşe kalan projeler ve halk oylamasına açık olmayan Yılın Sürdürülebilirlik Projesi, Yılın PR/Etkinlik Uygulaması, Yılın Sosyal Sorumluluk Projesi ve Yılın Entegre İletişim Kampanyası kategorilerinde yer alan tüm aday çalışmalar jüri üyeleri tarafından değerlendirilerek gecede canlı olarak oylandı.

“Yılın Basın Lansmanı” ödülünü her yıl olduğu gibi bu yıl da otomotiv basınının değerli temsilcileri belirledi. Basın mensuplarının, 2023 yılı içerisinde katıldıkları marka ve modellerin test sürüşü ya da tanıtım etkinliklerini değerlendirdikleri bu kategoride aday olan markalar sistem üzerinden oylandı.

Gecede sahibinden.com, 2023 yılı 2. el araç ilanı verilerine göre Segmentler içerisinde en çok ilgi gören marka ve modellere de ödüllerini takdim etti.

Bu ödüllerin yanı sıra gecede Jüri Özel Ödülü de sahibini buldu.

 -Satış Ödülleri kategorisinde; En Hızlı Büyüyen Hafif Ticari Araç Markası, En Hızlı Büyüyen Otomobil Markası, En Çok Satılan Hafif Ticari Araç Modeli, En Çok Satılan Otomobil Modeli, En Çok Satılan Hafif Ticari Araç Markası, En Çok Satılan Otomobil Markası ve En Çok Satılan Otomobil ve Hafif Ticari Araç Markası kategorilerindeki birinciler, ODMD veri tabanına işlenen yıllık satış adetleri sonuçlarına göre belirlendi.

Gecede tüm kategorilerde ödül alan firmalar, ödüller ile eş zamanlı olarak hazırlanan ve ODMD tarafından onaylanan logoların bir yıllık kullanım hakkına da sahip oldu.

 En yüksek katılım PR/Etkinlik Uygulaması kategorisinde oldu

ODMD üyesi markaların iletişim kategorilerine katılımları çok yoğundu. En büyük ilgi yirmi aday çalışma ile “PR/Etkinlik Uygulaması” kategorisinde olurken, “Sosyal Medya Uygulaması” kategorisinde on iki ve “Entegre İletişim’’ kategorisinde on aday çalışma yer aldı. Tüm kategoriler toplamında bu yıl seksen dört aday çalışma ödül almak için mücadele verdi.

 Gladyatörlerin Yol Arkadaşları

Türk otomotiv sektörünün temsilcilerini buluşturan ODMD Satış ve İletişim Ödülleri, 2023 Gladyatörleri’nin bu yılki destekçileri arasında ana sponsor sahibinden.com  olmak üzere, Castrol, BRIDGESTONE, Garanti BBVA, Otokoç Otomotiv, AUTOROLA, CEVA Logistics , Eşarj, Bakırcı Otomotiv, Wallbox, Lipa Lojistik ve BASF yer aldı.

 Jüri üyeleri 2023’ün “en’lerini” belirledi

Gladyatör Ödülleri’nin on dördüncü yılında da İletişim Yönetim Danışmanı, İfade Mentoru Sayın Fügen Toksü başkanlığında, iletişim ve pazarlama alanında uzman akademisyenlerden oluşan tecrübeli jürinin profesyonel değerlendirmesiyle sonuçlar belirlendi.

 Jüri Üyeleri:

  1. Fügen Toksü – İletişim Yönetim Danışmanı, İFADE Mentoru
  2. Dr. Suat Gezgin, Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi
  3. Dr. İbrahim Kırcova, Yıldız Teknik Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümü Öğretim Üyesi
  4. Zehra Öney – Teknolojide Kadın Derneği (Wtech) ve 360+ Media Interactive Technologies Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı
  5. Ahmet Akın, Marka & İletişim Danışmanı, Trend Analisti, Fasilitatör
  6. Emine Pura – Tribal Sahada Pazarlama Yönetici Ortağı
  7. Ercüment Büyükşener – Öğretim Görevlisi, Dijital İletişim Danışmanı
  8. Melda Barkın – Harman Creative Kurucu Ortak ve CEO, Reklam Özdenetim Kurulu Üyesi
  9. İsmail Hakkı Polat – Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Öğretim Görevlisi
  10. Akan Abdula – FutureBright Group, Kurucu Ortak
  11. Dr. Altan Çakır – İTÜ Öğretim Üyesi, AITR Eşbaşkanı, Adin. Ai Kurucu Ortak ve CIO
  12. Nazım Erdoğan – sahibinden.com, CMO
  13. Ezgi Karataş – Castrol Türkiye, Ukrayna ve Orta Asya Marka, Ürün ve İletişim Müdürü
  14. Evren Güzel – Brisa Pazarlama ve Uluslararası Pazarlar Genel Müdür Yardımcısı
  15. Koray Öztopçu – Garanti BBVA, Tüketici Finansmanı Direktörü

Ödül Alan Gladyatörlerimiz:

 SATIŞ ÖDÜLLERİ

En Hızlı Büyüyen Hafif Ticari Araç Markası: CITROEN

En Hızlı Büyüyen Otomobil Markası: MG

En Çok Satılan Hafif Ticari Araç Modeli: FIAT Fiorino

En Çok Satılan Otomobil Modeli: FIAT Egea

En Çok Satılan Hafif Ticari Araç Markası: FORD

En Çok Satılan Otomobil Markası: FIAT

En Çok Satılan Otomobil ve Hafif Ticari Araç Markası: FIAT

 İLETİŞİM ÖDÜLLERİ

Yılın Dergi Uygulaması: FORD – Ford Türkiye İkinci El Dergi İlanları

Yılın Radyo Uygulaması: FORD – Ford Türkiye Radyo Projesi

Yılın Outdoor Uygulaması: KIA – EV6 Özel Billboard Uygulaması

Yılın Dijital Deneyim Uygulaması: BMW – BMW Kişiselleştirilmiş Müşteri Deneyimi – CDP Entegrasyonu

Yılın Gazete Uygulaması: CHERY – Chery – Sınıfının Büyüğü

Yılın PR/Etkinlik Uygulaması: BMW – BMW Pop-Up Store, Mandarin Oriental Bodrum

Yılın Sosyal Medya Uygulaması: CUPRA – CUPRA x FireFlux İş Birliği

Yılın TV Uygulaması: FIAT – Fiat 500e Lansman Filmi

Yılın Sosyal Sorumluluk Projesi: TOYOTA – Engelliler Günü Özel İletişim ( Beyaz Baston ve Web Sitesi Simülasyonu Uygulaması)

Yılın Sürdürülebilirlik Projesi: MERCEDES-BENZ TÜRK – Mercedes-Benz Türk Her Kızımız Bir Yıldız

Yılın Entegre İletişim Kampanyası: PEUGEOT – Peugeot 408 – Her Açıdan Göz Alıcı

Yılın Jüri Özel Ödülü: Mercedes-Benz Perakendenin Fijital Dönüşümü

Yılın Basın Lansmanı: Renault Austral Gökçeada Lansmanı

TÜREB Başkanı İbrahim Erden: “2024 Rüzgarda ‘Seferberlik Yılı’ Olacak”

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB), 2023 yıl sonu değerlendirme ve 2024 öngörüleri toplantısını 5 Ocak’ta Four Seasons Otel Bosphorus’ta gerçekleştirdi.

“Küresel Ekonomik ve Jeopolitik Gelişmelerin Uluslararası İlişkiler ve Uluslararası Enerji Politikalarımıza Etkileri” başlığıyla gerçekleştirilen toplantıda TÜREB’in 2023 faaliyetleri TÜREB Başkanı İbrahim Erden tarafından aktarılırken, IICEC Direktörü Bora Şekip Güray’ın moderatörlüğünde yapılan oturuma Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay video aracılığıyla, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürü Dr. Öztürk Selvitop, Dışişleri Bakanlığı Enerji ve Çok Taraflı Ulaştırma Genel Müdür Yardımcısı Burak Rende ve TÜREB Başkanı İbrahim Erden ise fiziki olarak katıldı.

TÜREB Başkanı İbrahim Erden, 2024’ün rüzgar açısından ‘izinler, finansman ve rüzgar sanayisinin sürdürülebilir büyümesi’ alanlarında ‘seferberlik yılı’ olacağını söyledi.

TÜREB üyesi şirketlerin üst düzey temsilcileriyle basın mensuplarının katıldığı toplantıda konuşan TÜREB Başkanı İbrahim Erden, hem Türkiye hem de dünya için oldukça zorlu geçen 2023 yılının, şebekeye kazandırılan yeni rüzgar kurulu gücü açısından istenileni veremese de Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün yakın ve orta vade geleceği adına son derece olumlu gelişmelerle dolu olduğunu belirtti. 2023 yılı Ocak ayında açıklanan Ulusal Enerji Planı ve Hidrojen Yol Haritası’nın rüzgar da dahil olmak üzere Türkiye’nin yenilenebilir enerjideki hedeflerini açıkça ortaya koyduğunu söyleyen İbrahim Erden, plana göre Türkiye rüzgar kurulu gücünün 2035 yılında 29 bin 600 MW’a çıkarılmasının hedeflendiğini ve deniz üstü rüzgar enerjisi alanında da Türkiye’nin ilk resmi hedeflerine bu planda yer verildiğini hatırlattı.

“Sanayi Yılı’ olarak ilan ettiğimiz 2022’nin ardından ‘Yatırım Yılı’ olarak adlandırdığımız 2023’te de sektörde daha fazla ve daha hızlı yatırım yapılmasını sağlayacak faaliyetlere yoğunlaştık. 2024 ise rüzgarda izinler, finansman ve rüzgar sanayisinin sürdürülebilir büyümesi’ alanlarında ‘seferberlik yılı’ olacak” diyen Erden şunları kaydetti: “Cumhuriyetimizin 100. Yılı, Rüzgarın Yüz Yılı” mottosuyla çalıştık. Ayrıca rüzgarın ‘stratejik sektör’ olarak ilan edilmesi konusunda girişimlerimiz oldu. Kuruluş misyonumuz çerçevesinde ve yatırım ortamı iyileştirme hedefleri doğrultusunda özellikle Enerji ve Tabii Kaynaklar, Sanayi ve Ticaret, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıkları ile yakından çalıştık. Sektör bilgilendirme ve paydaş toplantılarına ağırlık verdik. Yurt dışında WindEnergy Hamburg ve WindEurope Kopenhag etkinliklerinde ülkemizi geniş heyetlerle temsil ederek verimli temaslarda bulunduk. WindEurope 2026 etkinliğini ülkemize taşımak adına ilgili kamu kuruluşlarımızın da büyük desteğiyle yoğun gayretlerimiz oldu ve İstanbul, Madrid’le birlikte son ikiye kalmasına karşın müspet sonuç alamasak da ilerleyen yıllarda bu etkinliği ve diğer WindEurope etkinliklerini Türkiye’ye taşımak adına çalışmaya devam edeceğiz. Deniz üstü rüzgarla ilgili çalışmalarımızı artırdık ve bu çerçevede Shura Enerji Dönüşümü Merkezi ile iş birliği yaparak hazırladığımız ‘Deniz Üstü Rüzgar Enerjisi İhaleleri: Küresel Eğilimler ve Türkiye için Öneriler Raporumuzu’ yayınladık. Rüzgar enerjisi sektörü için bir hub olmasını ümit ettiğimiz İzmir Çandarlı Limanı ile ilgili çalışmaları yoğunlaştırdık. Bunun yanı sıra sivil bir inisiyatif ile ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızla iş birliği içerisinde geliştirdiğimiz ‘Taşeli Yenilenebilir Kaynak Alanı Projesi’ gibi bölgesel enerji projelerini öncelikle değerli kamu yöneticilerimiz ve ilgili sektör paydaşlarının bilgilerine sunduk. İzin, imar ve arazi edinim ve tahsis süreçleri; rekabetçi finansman ve finansmana erişim ve rüzgar sanayisinin verimli ve sürdürülebilir gelişimi alanlarında kamu ve özel sektör paydaşlarımızla sürekli ve yoğun şekilde çalışmalar yürüttük. AB Komisyonu, Avrupa Kültür Vakfı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı gibi ulusal ve uluslararası kurumların çağrılarına 5 ayrı proje başvurusu ile karşılık verdik. Bu başvurularımızdan AB Komisyonu IPA-III projemiz onaylandı. Ek olarak Çandarlı Limanı ile ilgili çalışmalarımızı sürdürüyor ve Sanayi Bakanlığı’na yaptığımız ‘İzmir Sanayi Kümelenmesi’ proje başvurumuzu da çok önemsiyoruz.”

Toplantı kapsamında yapılan “Küresel Ekonomik ve Jeopolitik Gelişmelerin Uluslararası İlişkiler ve Uluslararası Enerji Politikalarımıza Etkileri” başlıklı oturuma video bağlantısı aracılığıyla katılan Türkiye’nin Avrupa Birliği Nezdindeki Daimi Temsilcisi ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Kemal Bozay, Türkiye’nin etrafındaki savaşlara rağmen böyle bir coğrafyada rüzgar enerjisinin konuşulabiliyor olmasının Türkiye’nin gücü ve istikrarının bir göstergesi olduğunu söyledi. “Yenilenebilir enerjinin rolünün giderek arttığına değinen ve “Rüzgar enerjisinin Türkiye’nin siyasi ve ekonomik geleceğinde belirleyici unsurlardan biri olacağına yürekten kaniyim” diyen Bozay, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin enerji düzenlemelerine katkısı bu kadar yüksekken rüzgar da dahil olmak üzere ortaya çıkacak yeni şebekelerin neler olabileceğini konuşmak istediklerini kaydetti. “AB’nin buradaki çıkarlarını görüp anlamlı bir diyalog başlatması gerekiyor. Romanya, Bulgaristan gibi ülkelerle neler yapılabileceğine ve Karadeniz’den offshore rüzgarda nasıl faydalanabileceğimize de bakıyoruz. TÜREB’in bundan sonraki dönemde Orta Asya, Orta Doğu, Kafkasya ve Afrika ülkeleriyle rüzgarda iş birliği sürecine gireceğine de inanıyorum” diyen Mehmet Kemal Bozay, çevre konusundaki duyarlılığın da altını çizdi.

Oturumun bir diğer konuşmacısı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürü Dr. Öztürk Selvitop da 2024’te Amerika ve AB ülkelerinde yapılacak seçim sonuçlarının yenilenebilir enerji politikalarını şekillendireceğini belirterek kaynak çeşitliliğini ve farklı kaynaklardan finansman sağlamayı hedeflediklerini dile getirdi. “Biz 2011’de yenilenebilir enerji katkı sürecini eklerken çok da eleştiri almamız rağmen 5 yıllık süreli geçici bir uygulamayla yerli sanayimizi destekledik. Ve yerli sanayimiz kayda değer bir seviyeye ulaşarak hem Türkiye’nin hem bölgenin enerji arz güvenliğine ve ayrıca istihdamımıza katkı yapmaya devam eder hale geldi” diyen Selvitop, Çin’in enerji dönüşümü imalatındaki yerine de dikkat çekti.

Son birkaç yıldaki gelişmeler sonrası enerji güvenliği konusundan bahsetme şeklinin değiştiğini dile getiren Dışişleri Bakanlığı Enerji ve Çok Taraflı Ulaştırma Genel Müdür Yardımcısı Burak Rende ise “Öncelikle Çin’deki elektrifikasyon meselesini önemsemek lazım. Bu durum başta kritik mineraller olmak üzere birçok kaynağı gündeme aldı” dedi. Rende, arkasından gelen küresel salgın ve etkileri, son olarak da Ukrayna savaşıyla enerji düzleminde yaşanan gelişmelerin hissedilir hale geldiğini belirtti. “AB kendisini bu krizin ortasında buldu” değerlendirmesi yapan ve Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgedeki savaş ve kriz durumlarına değinen Burak Rende, bu durumun Türkiye’yi ana unsur haline getirdiğini söyleyerek “Yenilenebilir enerji bizim enerji güvenliğimizin de ana unsuru haline geliyor. Yenilenebilir enerjinin Türkiye için bir kazanım olacağını ve Türkiye’nin bu alanda ana aktörlerden biri olabileceğini düşünüyoruz. Bu da Türkiye’nin siyasi manadaki gücünü de belirleyici nitelikte olacak” dedi.

Oturumun ardından IICEC Direktörü Bora Şekip Güray da IICEC’in hazırladığı ‘Türkiye Yeşil Hidrojen Geleceği’ raporuyla ilgili özel bir sunum yaptı.

Škoda, 2023’ü 35 bin Adetlik Rekor Satışla Tamamladı

Škoda, 2023 Türkiye otomobil pazarında tarihi bir rekora imza attı. Aralık ayında 4 bin 484 adetlik satışla 2023’ün en yüksek satışlarını elde eden Škoda, 2023 yılını 35 bin 41 adetlik rekor satışla tamamladı.

Škoda, Türkiye’de tarihi bir satış rakamına ulaşırken, 19 bin 464 adet satış gerçekleştirdiği 2022’ye göre yüzde 80 büyüme elde edildi. Bu sonuçlarla birlikte Škoda’nın pazar payı ise yüzde 3,6 oldu.

Pazarın yüzde 91.3’üne hitap eden ürün gamıyla rekor geldi

Tarihin en büyük satışlarını elde etmenin mutluğunu paylaşan Yüce Auto- Škoda Genel Müdürü Zafer Başar, “Otomotiv sektörü son birkaç yıldır büyük bir dönüşümden geçiyor. Geçen yılı zor bir süreçten geçerek tamamladık ve marka olarak tarihi satışlara ulaşmaktan dolayı gururluyuz. Škoda, elektrifikasyon ve dijitalleşme konusunda sürekli olarak kendini yenileyen bir marka ve bunu da marka kimliğini daha ileriye taşıyarak ortaya koyuyor. Pazarın yüzde 91.3‘üne hitap eden ürün gamıyla rekor geldi. O kadar geniş bir ürün yelpazemiz var ki sportif sürüşü sevenlerden daha yüksek konfor arayanlara veya verimliliği ön planda tutmak isteyenlere kadar çok fazla alternatife sahibiz. Elde ettiğimiz satış adetleri de, geniş ürün gamımızın kullanıcılarımız tarafından ne kadar beğenildiğinin bir kanıtı. Biz marka olarak Škoda’nın potansiyelinin daha da yüksek olduğunu biliyoruz ve yeni yılda tam elektrikli araçlarımızı sunmaya, daha fazla yenilikle müşterilerimizi memnun etmeye devam edeceğiz“ dedi.

Zirvede Škoda Superb var

Škoda’nın Türkiye’de yüksek satışlar elde etmesini sağlayan geniş ürün çeşitliğinde, zirvede yer alan model markanın amiral gemisi sedanı Superb oldu. 7 bin 507 adetlik satışa sahip olan Superb’i 6 bin 813 adetle Octavia izledi.

Markanın B-SUV modeli Kamiq ise, 6 bin 592 adetle Türkiye’de en çok tercih edilen üçüncü Škoda ürünü oldu. Sınıfının en dinamik modellerinden biri olarak öne çıkan Scala ise 5 bin 824 adetlik satış performansı elde etti. Bu modelleri sırasıyla 3 bin 27 adetle Fabia, 2 bin 941 adetle Kodiaq ve 2 bin 337 adetle Karoq takip etti. Bu rakamlara göre Škoda’nın Kamiq, Karoq ve Kodiaq ile birlikte yaklaşık 12 bin adetlik SUV satışı oldu ve markanın toplam satışlarının yaklaşık yüzde 34’ü SUV modellerinden geldi.

Cem Muratoğlu, HSBC Türkiye Bireysel Bankacılık ve Birikim Yönetimi’nden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı

Cem Muratoğlu, HSBC Türkiye Bireysel Bankacılık ve Birikim Yönetimi’nden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı

HSBC Türkiye Bireysel Bankacılık ve Birikim Yönetimi’nden sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı’na 5 Ocak 2024 itibarıyla sektörde 30 senenin üstünde tecrübesi bulunan Cem Muratoğlu atandı.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi petrol mühendisliği mezunu olan ve Bilkent Üniversitesi işletme yüksek lisans derecesine sahip olan Cem Muratoğlu, ayrıca Harvard Business School Üst Düzey Yönetici Programı’nı tamamladı.

Muratoğlu, sektörde farklı yerli ve yabancı bankalarda strateji, yatırımcı ilişkileri, kurumsal bankacılık ve bireysel bankacılık alanlarında üst düzey görevlerde bulundu.

Zengin sektör deneyimine ve piyasa bilgisine sahip olan Cem Muratoğlu, bankanın birikim yönetimi ürün ve hizmetlerini daha da zenginleştirmek ve dijital yeteneklerini daha da ileriye taşımak için HSBC Türkiye Bireysel Bankacılık ve Birikim Yönetimi ekiplerine liderlik edecek.

Volvo Cars 2023’te yeni bir küresel satış rekoru kırdı

İsveçli premium otomobil üreticisi Volvo Cars, toplam 708 bin 716 otomobil satışı ile Volvo Cars için tüm dünyada yeni bir satış rekoru kırdı. 2030 yılına dek tamamen elektrikli bir otomobil markası olma hedefi bulunan markanın elektrikli otomobil satışlarında da önemli bir artış yaşandı.

2023’ü yeni bir küresel satış rekoru ile kapatan Volvo Cars’ın elektrikli otomobillerinin satışlarında da önemli bir artış yaşandı. Volvo Cars, bir önceki yıla kıyasla yüzde 70 yükselişle 113 bin 419 adet tamamen elektrikli otomobil ve yüzde 10 yükselişle 152 bin 561 adet plug-in hibrit otomobil sattı. Tamamen elektrikli otomobil satışları, 2023 yılında küresel olarak satılan tüm Volvo otomobillerinin yüzde 16’sını oluşturdu. 2022’de 195 bin 338 adet satılan Volvo XC60, 2023’te 228 bin 646 adede yükselerek Volvo Cars’ın globalde en çok satan modeli oldu. Bu modeli toplam 200 bin 670 otomobil satışıyla XC40 ve 107 bin 549 adetlik satışla XC90 izledi.

Türkiye’de en çok satılan Volvo modeli XC40 oldu

 Volvo Car Turkey ise 2023’ü 11 bin 646 adet satışa ulaşarak Türkiye’de kendi rekor satışına imza attı. Aralık 2023 itibariyle de bin 518 satış gerçekleştiren Volvo Car Turkey, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde yüzde 47’lik artışa ulaştı.

Volvo Cars’ın premium pazarda kompakt sınıfta yer alan modeli XC40, Türkiye’de 3 bin 127 adet ile 2023 yılında en çok satılan Volvo modeli oldu. XC40 modelini, 2 bin 920 adet ile XC90 modeli takip etti. XC90 gösterdiği satış performansıyla 2023 yılında E-SUV segmentinde segment lideri oldu. Bununla beraber, S60 modelinde de 1.006 adetlik satış ile geçen seneye göre yüzde 100 artış elde edildi. 2030 yılına kadar tamamen elektrikli bir otomobil üreticisi olmayı hedefleyen markanın Türkiye satışlarının  yüzde 22,36’sı ise tamamen elektrikli ve plug-in hybrid modellerden oluştu. Ürün gamında en çok plug-in hybrid model seçeneği sunan marka, plug-in hybrid satışlarında da sektör liderliğini devam ettiriyor.

2024 yılı ihracatçılar ve ülkemiz için “Bir Ümit Yılı” olacak

Türkiye’ye 2023 yılında 42,6 milyar dolar döviz kazandıran Egeli ihracatçılar 2024 yılını “Bir Ümit Yılı” olarak niteledi.

“2023 yılı ihracat performansı değerlendirme ve 2024 yılı öngörüleri toplantısı”nda konuşan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak ESKİNAZİ “2024 yılında da hedefimiz mevcudu korumak olacak. Ancak, 2024 yılında mevcudu korumak, 2023 yılındaki kadar kolay olmayacak. 2024 yılının üçüncü ve dördüncü çeyreği ihracatçılar için daha ümitli bir dönem olacak. 2024 yılı ihracatçılarımız için “Bir Ümit Yılı” olacak.” Mesajını verdi.

2024 yılında dört çeyrekte farklı beklentileri olduğunu aktaran Eskinazi, “İlk çeyrekte yerel seçimler, yüksek enflasyon, dünya ekonomisindeki durgunluk ve savaşlar nedeniyle zorlu geçecek. İlk çeyrekte döviz kurları üzerine baskı, kredi musluklarının açılamaması durumu, dış kaynak gelmeme riski sürecek. İkinci 3 ayda bu parametrelerde hareketlenme olmasını bekliyoruz. Döviz kurlarında ve kredi musluklarında hareketlenme başlayacak. Döviz kurlarındaki baskı nedeniyle ithalat artışı da sürecek. İkinci 3 aylık dönemde döviz kurlarında ve finansmana erişimde bir rahatlama bekliyoruz. İhracatçı bir ümitle fiyatı tahmin ederek ona göre fiyat verecek. 2024’ün üçüncü çeyreğini toparlanma dönemi olarak görüyorum. Dördüncü çeyrekte ise belki hafif hafif kar etme dönemi başlayacak. Tüm bunlar 2024 için çizdiğimiz iyimser tablo. Karamsar değilim. 2023’ün böyle bir yıl olacağını baştan görmüştük. 2024’ü ise biraz önce ifade ettiğim gibi ‘bir ümit’ yılı olarak görüyoruz. Hem mevcudu koruyacağız, hem de ümit edeceğiz. Başka çare yok. Şu an herkesin mevcudu korumak gibi bir derdi var. 2024’te ihracatçı bir nebze rahatlayacak. Yıl karamsar başlayacak ama sonunda ferahlık var. Türkiye kaybettiği döviz kuru avantajını geri kazandığı takdirde 2025’ten itibaren önümüzü daha rahat görürüz. Orta vadeli plan sonundaki 302 milyar dolarlık ihracat hedefi rahat gerçekleşir diye öngörüyoruz. Ekonomik tablo kötü olabilir. Ancak ümidimizi yitirmiyoruz.” dedi.
Merkez Bankası’nın işi zor

“İhracatçılarımızda 2023 yılının yorgunluğu var. Sermayelerimiz azaldı. Enerjimiz tükendi” değerlendirmesinde bulunan Eskinazi, “2024 yılının ilk yarısında yüksek enflasyonist ortamın süreceği anlaşılıyor. Maliyet artışları sonrasında nihai ürünlerimizi daha yüksek fiyatlara müşterilerimize teklif etmek durumunda kalıyoruz. 2024 yılına zam yağmuru ile girdik. Son maliyet artışlarıyla nihai ürünlerimizde yüzde 25-30’luk fiyat artışları olacak. Tabii bu artış oranını her müşterimize kabul ettirmemiz mümkün değil. Müşteri kayıpları yaşamamız büyük olasılık. Anlayacağınız 2024 senesi çok parlak bir yıl olmayacak.2024 yılı enflasyonu kontrol altına almamız gereken bir yıl. Bunun için acı ilacı içmemiz gerekiyor. Acı ilacı içerken ölümcül olmamalı, sosyal dengeler bozulmamalı.2024 yılı aynı zamanda seçim yılı. Bu şartlarda enflasyonu düşürme görevi olan Merkez Bankası’nı zorlu bir süreç bekliyor. Merkez Bankası’nın işi çok zor.2024 yılında Türkiye’nin yatırım yapması lazım.” diye konuştu.

Türkiye’nin rekabetçi olabilmesi için yatırımlara devam etmesi lazım

Türkiye’nin rekabetçi olabilmesi için 2024 yılında yatırımlar yapması gereğinin altını çizen Eskinazi, sözlerini şöyle sürdürdü; “2022 ve 2023 yılında sermayeler yara aldı. Yatırım yapacaklarda bir tedirginlik var. Yatırım yapacaklara yeni kolaylıklar getirilmesi gerekir. İş hayatına yeni sektörler geliyor. Yeni iş yapış şekilleri geliyor. Yeni yatırımlar bu gidişata göre kurgulanmalı. Bize düşen görev bu konuda ihracatçıları yönlendirmek. Türkiye’nin rekabetçi olabilmesi için yatırımlara devam etmesi lazım. Türkiye’nin 2024 yılı için belirlediği 267 milyar dolar ihracat hedefinin 260 milyar dolarını yakalaması başarı olacaktır. Toplum olarak orta gelir tuzağından kurtulmamız için ihracatta minimum yüzde 10 artışı yakalamak zorundayız. Maalesef ihracatta yüzde 10 artışı yakalayacak ekonomik iklimin çok uzağındayız.” dedi.

2023 yılında yaşanan deprem, en büyük ihraç pazarımız Avrupa Birliği’ndeki resesyon, Türkiye’de iki turlu yaşadığımız seçim, yüksek enflasyon ve savaşların ihracatı olumsuz etkilediğini aktaran Eskinazi, tüm olumsuzluklara rağmen 2023 yılında arı gibi çalışmaya devam ettiklerinin altını çizdi.

TURQUALITY Projemiz örnek oldu

Ege İhracatçı Birlikleri’nin 2023 yılında Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle 13 Uluslararası Fuara Milli Katılım Organizasyonu yaptığı bilgisini veren Eskinazi, “329 firmamızın uluslararası arenada stantlarıyla ürünlerini pazarlamasına aracılık ettik. Farklı sektörlerde sektörel ticaret heyetleriyle, alım heyetleriyle pazarlama faaliyetlerimizi sürdürdük. Devam eden 12 URGE Projemizle ihracatçılarımızın kümelenerek uluslararası rekabetçiliğinin güçlenmesi için çaba gösterdik. Dünyanın en büyük gıda ithalatçısı Amerika Birleşik Devletleri’nde Türk gıda ürünlerinin Pazar payını artırmak için sürdürdüğümüz TURQULITY Projemiz başarılı bir şekilde devam etti. Bu proje kapsamında öyle güzel işler yapıldı ki; Bakanlığımız diğer kurumlara örnek göstermeye başladı. Örneğin, üst düzey kurumsal Amerikalı şefleri ülkemizde ağırlayıp, Türk ürünleriyle mahalli Türk ustalarının kendi mutfaklarında birlikte yemek pişirmelerini sağladık, sosyal medyada yayınlamalarını sağlayarak gerçek Türk lezzetleriyle Amerikan damağının ne kadar farklı olabileceğini bizzat göstermeye çalıştık, yaptıklarımız sayesinde Amerikan Şef Federasyonunun yıllık ödülünü kazandık, 2024’te Projede artık ticarileşme öne çıkacak.” dedi.

Sürdürülebilirlik performansımızı izleyerek 2024 yılında da raporlarımızı yayınlamayı hedefliyoruz

Hazırgiyim, Maden ve Mobilya sektörlerinde Tasarım Yarışmalarını 2023 yılında da düzenlediklerini, ihracatçı sektörlere yeni vizyoner tasarımcılar kazandırmaya devam ettiklerini söyleyen Başkan Eskinazi sözlerine şöyle devam etti:

“Eğitim programları, çalıştaylar, uluslararası toplantılar organize ettik. En büyük ihraç pazarımız Avrupa Birliği’nin ortaya koyduğu Yeşil Mutabakat’ın gereklerini yerine getirmek, karbon vergisiyle muhatap olmamak için yoğun mesai harcıyoruz. EİB olarak sera gazı emisyonlarımızı daha etkin yönetmek ve iklim değişikliğinin fiziksel etkilerine uyum sağlamak amacıyla oluşturduğumuz Strateji ve Sürdürülebilirlik Komitesi ile çalışmalarımıza 2023 yılında da yoğun bir şekilde devam ettik. EİB sürdürülebilirlik eylem planını hazırladık, 2022 EİB Sürdürülebilirlik Raporu ve EİB Stratejik Plan Raporumuzu yayınladık. 2024 hedeflerimizi tespit ettik Ege İhracatçı Birliklerine ait sürdürülebilirlik performansını izleyerek 2024 yılında da raporlarımızı yayınlamayı hedefliyoruz. EİB 2024 yılında mesaisinin önemli bir kısmını Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasına ayıracak.”

2024 yılında Çin’de ofis açarak bu süreci başlatmak istiyoruz
Eskinazi, “İhracatçılarımızın dijital ortamda yetkinliklerinin artması için çalışacağız. 2023 yılı sonunda PTTAVM ile bir toplantı düzenledik. 6 trilyon dolara ulaşan dünya e-ihracatının neredeyse yarısına sahip olan Çin pazarına önemli bir giriş yapan PTTAVM ile üyelerimize yeni bir bakış açısı vermek istiyoruz. Dijital pazarlama neyi gerektiriyorsa, rakiplerimiz Çin pazarında nasıl tanıtım yapıyorlarsa EİB olarak biz de üzerimize düşeni yapacağız. 2024 yılında Çin’de ofis açarak bu süreci başlatmak istiyoruz. Son yıllarda kullanımı çok artan yapay zeka uygulamaları ve büyük veri analizlerinin üretim, ihracat, lojistik, pazarlama gibi konuları ile ilgili olarak kullanılması kaçınılmaz olacak. Yapay zeka kullanımıyla maliyetler azalırken, üretim süreçleri firmalarımız açısından daha verimli hale gelecek. Avrupa Birliği önümüzdeki dönemde dijital ürün pasaportu talep eder hale gelecek. Üretim süreçlerinin her aşamasının takip edilmesi gerekecek. Bu konuyla ilgili üyelerimize eğitimler vereceğiz.” dedi.

18,3 milyar dolarlık dövizi ülkemize kazandırdık

Başkanı Eskinazi, “Tüm bu çabalarımız sonrasında 18,3 milyar dolarlık dövizi ülkemize kazandırdık. Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliğimiz 2 milyar 515 milyon dolar ihracatıyla zirvedeki yerini korurken, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliğimiz 1 milyar 546 milyon dolarla ikinci oldu. Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği 1 milyar 340 milyon dolar, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği 1 milyar 330 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırdı. Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliğimiz 1 milyar 68 milyon dolar, Ege Maden İhracatçıları Birliğimiz 1 milyar 66 milyon dolarlık performansla 1 milyar dolar barajını geçen diğer birliklerimiz oldu. Birliklerimiz çatısı altında temsil edilmeyen Kimya sektörü 1 milyar 693 milyon dolar, otomotiv yan sanayi sektörümüz 1 milyar 46 milyon dolarlık ihracat performanslarıyla öne çıkan diğer sektörlerimiz olarak öne çıktı.” diye konuştu.

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği’nin yüzde 102’lik ihracat artışıyla ihracatını 336 milyon dolardan, 680 milyon dolara çıkardığını ve 2023 yılında ihracat artış rekortmeni olduğunu vurgulayan Jak Eskinazi şunları söyledi:

“İhracatını yüzde 41’lik artışla 360 milyon dolardan 509 milyon dolara çıkaran Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliğimiz ihracatını en çok artıran ikinci birlik oldu. 215 ülke ve gümrüklü bölgeye ihracat yaptık. Almanya 1 milyar 850 milyon dolarlık ihracatla birinci sıradaki yerini korurken, Amerika Birleşik Devletleri 1 milyar 590 milyon dolarlık ihracatla ikinci ve İspanya 1 milyar 47 milyon dolarlık ihracatla üçüncü ülke oldu. Ülkemize döviz kazandıran tüm üyelerimizi sizlerin huzurunda kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.”

Ticaret Bakanlığımızın 2024 yılı içinde e-ihracat konusunda yeni destek modüllerini eklemesini bekliyoruz

Başkan Eskinazi, “Turquality, Yurtdışı birim marka, Tasarım, UR-GE, Yurt Dışı Fuar Organizasyonu, E-Ticaret Sitelerine Bireysel Üyelik, Pazara Giriş, Küresel Tedarik Zinciri, Uluslararası Nitelikteki Yurtiçi Fuar Desteği, Tarımsal İhracat İadeleri, Sanal Fuar/ Heyet Organizasyonu, E-İhracat Desteği başlıklarında ihracatçılarımızın devlet desteği almalarına aracılık ettik. 2024 yılında da devlet desteklerinin ihracatçılarımıza ulaşmasına aracılık yapmaya devam edeceğiz. Küresel ticaretin değişim gösterdiği bu süreçte, e-ticaret ve bunun yanı sıra e-ihracat yüksek kâr marjı ve ödeme süreçlerinde sunduğu avantajlarla öne çıkmaktadır. Ticaret Bakanlığımız 2023 yılında e-ihracata yönelik yeni destekler yayınlamış olup, firmalarımız destekten faydalanmaya başladı. Ticaret Bakanlığımızın 2024 yılı içinde e-ihracat konusunda yeni destek modüllerini eklemesini bekliyoruz. Ticaret Bakanlığımız, E-Ticaret ve E-İhracatı desteklemek amacıyla Türkiye E-İhracat Platformu’nu kurma ve ihracatçılarımızı dijital ortama taşıyarak yeni nesil teknolojilerin kullanılacağı milli bir B2B platformu oluşturma çabalarını sürdürüyor.” dedi.

Cumhuriyetimizin birinci yüzyılında olduğu gibi ikinci yüzyılında da büyümenin anahtarı yine ihracat olacak

Jak Eskinazi, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100 yıllık tarihinin 84 yılında var olan, üretmiş ve ihracat yapmış bir kurum olarak Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da üretmeye, daha çok çalışmaya ve ihracat yapmaya devam edeceğiz. Cumhuriyetimizin birinci yüzyılında olduğu gibi ikinci yüzyılında da büyümenin anahtarı yine ihracat olacak. 2024 yılında ihracatla büyümek için ödevimize çalıştık. İş planlarımızı oluşturduk. 2024 yılında 13 fuara milli katılım organizasyonu yapacağız. ABD’de Californiya’da Natural Products Expo West Fuarı ve Güney Kore’de doğal taş ile ilgili Korea Build Week Fuarı, Türkiye Milli Katılım Organizasyonu düzenlediğimiz fuarlar arasına katılacak. 2024 yılı için bugün itibariyle planladığımız sektörel ticaret heyeti sayısı 13. Bu sayının yıl içinde daha da artması için fizibilite çalışmalarımız sürüyor. Pazarlama faaliyetlerimizi alım heyetleriyle destekleyeceğiz. Tüm bu çalışmalarımızda Ticaret Bakanlığımızın “Hedef Pazarlar, Uzak Ülkeler Stratejisi”ne uyumlu hareket edeceğiz.” Diye konuştu.

Serbest Ticaret Anlaşmaları vurgusu

Eskinazi, Ticaret Bakanlığından 2024 yılı için öncelikli beklentilerinden birinin Serbest Ticaret Anlaşmaları için yoğun mesai harcanması olduğuna dikkati çekti.

“Yarım kalan STA’lar bir an önce tamamlanmalı, hedef pazarlarla yeni STA’lar için çalışmalara hızverilmeli, Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşmasının revizesi öncelikli başlıklardan biri olmalı.

Ticaret Bakanlığımızdan bir diğer beklentimiz ihracat ürünleriyle ilgili yasak kararının çok kolay alınmamasıdır. 2023 yılında çeşitli ihraç ürünlerine getirilen yasaklar nedeniyle ihracatımız milyar dolar mertebesinde yara almıştır.2024 yılında Temiz Enerji ve Kimya sektörleri öncelikli olmak üzere Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altında yeni ihracatçı birlikleri kurulması için girişimlerimizi sürdüreceğiz. Avrupa Birliği (AB), Yeşil Mutabakat ile ilerleyen dönemlerde tüm politikalarını yeşil dönüşüm temelinde şekillendirecek ve tekstil ihracatımızın neredeyse yarısı AB ülkelerine yönelik gerçekleştirildiğinden üretim ve ihracatımızı hızla bu politikalara uygun hale getirmek büyük önem taşımaktadır. Uzakdoğu’dan gelen gemiler 3-4 hafta gecikmeyle geliyor, yarı mamul hammadde bekleyen sanayi tesisleri zor durumda kalmaya başladı. Termin sıkıntısı söz konusu. Navlun fiyatları 3-4 misli arttı.”

Ege Demir Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği olarak Türkiye’den pozitif ayrıştık

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Ege Demir Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, Türkiye’nin dünyanın 8’inci Avrupa’nın 2’inci büyük sıvı çelik üreticisi olduğunu vurguladı.

“60 milyon ton sıvı çelik kapasitemiz var. Her geçen yıl artıyor. Son üç yılı değerlendirdiğimizde 2021 yılında 23,5 milyon ton ihracat karşılığında 34,6 milyar dolar, 2022’de 19,5 milyon ton ihracat karşılığında 35,4 milyar dolar, 2023 yılında 14,5 milyon ton ihracat karşılığında 27,2 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Sektörümüzde Türkiye genelinde 2021 yılı sonundaki pikten sonra her geçen yıl kan kaybı oldu. Bizim büyük pazarlarımızdan Körfez ve Suudi Arabistan’da yeni yatırımların çoğalması, İran’ın kendi hammaddesini üretmesi ve doğalgaz kaynaklarının zengin olması, ABD’nin ek vergiler getirerek 70-72 milyon ton üretimini 92 milyon tona çıkarması, Avrupa’ya kıyasla girdi maliyetlerimizin girdilerin yükselmesiyle ihracatımız miktar bazında azalıyor. Ege Demir Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği olarak Türkiye’den pozitif ayrıştık. 2021’de 2,2 milyar dolar, 2022’de 2,5 milyar dolar, 2023’de 2,5 milyar dolar ihracat yaptık. Bunun en büyük nedeni bu bölgedeki üreticilerimizin ihracatı Türkiye ortalamasındaki ürün gamından biraz farklılık göstermesi ve katma değerinin yüksek olmasıdır. Bu yüzden Türkiye ile Ege’yi geçen sene ile karşılaştırdığımızda yüzde 30 ihracat kaybına rağmen EİB olarak aynı seviyeyi koruduk.”

Kuru baskılarsanız ithalata davetiye çıkarırsınız

Başkan Ertan, “İthalatın ihracatı karşılama oranı yüzde 127’lerden yüzde 54’lere düştü. Büyük üretim kapasitemize rağmen daha yoğun ithal ürünler ülkemize giriyor. Çelikteki dış ticaret açığı 870 milyon dolarken 6 milyar dolara çıktı. Bunun en büyük sebebi kurun baskılanmasıdır. Kuru baskılarsanız ithalata davetiye çıkarırsınız. Kuru enflasyon oranında artırmazsanız ithalat yoğunlaşır. Türk demir çelik sektörü rekabetçiliğini büyük oranda kaybetti. Özellikle Avrupa pazarına yüzde 44 ihracat yaparken bu oran yüzde 31’lere düştü. Bizim boşalttığımız alana bizden daha rekabetçi olan Çin, Vietnam, Güney Kore, Japonya, Malezya, Endonezya gibi Uzakdoğu ülkeleri yerleşti. Avrupa’daki pazarımızdan büyük miktarda bir pay aldılar. Enerji fiyatları Türkiye’de diğer Uzakdoğu ülkelerine Avrupa’ya göre daha yüksek. Üretim maliyetlerinde enerjinin oranı yüzde 7’dir. 2022 sonunda yüzde 27’lere çıktı, 2023’de iki kez enerji fiyatlarında düzenleme oldu yüzde 17 18 bandına düştü daha sonra yüzde 20 zam yapılınca yüzde 21’lere çıktı. Bu çok büyük ihracat kaybına sebep oldu. İki yılda ihracatımız 9 milyar dolar azaldı. Arkamızdan gelen Brezilya ve İran bize yetişmek üzere. Dünya sıralamasında Türkiye ve Almanya 7’nci ve 8’inci olarak rekabet ederken biz şuanda konumumuzu kaybediyoruz. Avrupalı üreticilere nazaran 150 euro daha rekabetçiydik şuan 80 euro ile onlar bizden daha rekabetçi. Avrupa’da demir çelik otomotiv gibi önemli sanayi sektörlerine sübvansiyonlar/destekler var. Yeşil enerji de dahil büyük sübvansiyonlar var.” dedi.

Yalçın Ertan, “Bizim girdilerimiz daha yüksek kalıyor rekabetçi kalamıyoruz. Onun üzerine kur baskılanıyor. Kurun 48-50 bandında olması gerekiyor ki biz yurtiçi girdilerimizde dengeyi bulabilelim. Bizim sektörümüz hammadde ihtiyacının yüzde 70’ini ithalatla karşılıyor. Çelik sektörü çok önemli birçok alt gruba hammadde sağlıyor. Dünyada önemli bir yere sahip sektörümüze sahip çıkılmalı. Son iki senedir zor idare ediyoruz. Birçok ülkeyle Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) yapıyoruz. STA’ları yaparken ürün grubunda çok dikkatli olmalıyız. Özellikle yassı rulo sac ve levhada 2023 yılında Çin, Japonya ve Güney Kore’den yapılan yoğun ithalatlarla, Serbest Ticaret Anlaşmamızın bulunduğu Mısır, Malezya ve Güney Kore’den yapılan filmaşin ithalatlarının öne çıktığı gözlemledik. Sektörümüzün rekabetçiliğini kaybetmemesi için STA olan ülkeler açısından konunun daha seçici olarak ele alınması gerekiyor. Türkiye’de ithalat ihracatın önüne geçti ilk defa yüzde 127’ydi yüzde 54’lere düştü. Kapasite kullanım oranı yüzde 53. 60 milyon tonun yüzde 53’ünü üretiyoruz. Faiz kur enflasyon dengesi iyi kurulmalı. Kurların baskılanması yerine enflasyon oranında artması gerekiyor. Bu söylem ihracatçı bütün sektörler için geçerlidir.” diye konuştu.

Uçak: 2023 yılında İhracatımızı yüzde 7 oranında artırmayı başardık

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “Tarım ürünleri için Ege İhracatçı Birlikleri olarak başarılı bir yılı geride bıraktık. Biz pandemiden bu yana her konuşmamızda tarımın öneminden, ülkemizin kalkınması için tarımın oynadığı kilit rolden söz ediyoruz. Yıllar geçtikçe tarımın öneminin daha çok artacağını düşünüyorum. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak 2023 yılında toplam 805 ihracatçımızın desteği ile 1 milyar 330 milyon dolar ihracata ulaşmanın gururunu yaşıyoruz. 2023 yılında İhracatımızı %7 oranında artırmayı başardık. Türkiye genelinde gerçekleşen 5.9 milyar dolarlık yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri ihracatının %23’ünü Birliğimiz üyeleri tarafından yapıldı.

Ürün bazında ön plana çıkan ürünlerimiz 160 milyon dolarla kuru domates, 141 milyon dolarla biber turşuları, 124 milyon dolarla meyve suları, 110 milyon dolarla kornişon turşusu, 70 milyon dolarla taze domates, 49 milyon dolarla kiraz ve 42 milyon dolarla taze üzüm oldu. 100’ün üzerinde farklı ürün yelpazesine sahip Birliğimizin bu yıl da gerçekleştireceği projelerle, yurtdışında üyelerimiz için gerçekleştireceğimiz tanıtım ve pazarlama faaliyetleri ile ihracatını artıracağına inanıyorum. Dış talepteki daralma ile birlikte 2024 yılının biraz zorlu geçeceğini öngörebiliyoruz ama yine de biz hedefimizi daima zirvede tutmak, ihracatçılarımızı da bu hedefe ulaşmak için teşvik etmek gayretindeyiz. 2024 yılında 1,5 milyar dolar ihracat hedefimiz var.” dedi.

EİB, 2023 yılında Türkiye’nin toplam mamul ihracatındaki payını yüzde 41’e yükseltti

Türkiye Meyve Sebze Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Türkmen Türkmenoğlu, “Ülkemizin 2023 yılı toplam meyve sebze mamulleri ihracatı 2 milyar 416 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. EİB, 2023 yılında Türkiye’nin toplam mamul ihracatındaki payını %36’dan %41’e yükseltmiştir. Ürünlere katma değer kazandırarak ihracat gelirimizin artmasında sektörümüzün çok önemli bir yeri vardır. 2022 yılına göre 2023 yılında ihraç birim fiyatlarında da katma değerin etkisi görülmektedir. 2023 yılında birim fiyatın en fazla yükseldiği ürün grupları alkollü içecekler, reçeller, soslar, kurutulmuş sebzeler ve turşular olmuştur. Hemen hemen tüm ürün gruplarında ihraç birim fiyatımızın yükseldiğini belirtebilirim.” dedi.

Başkan Türkmenoğlu, “Ticaret Bakanlığımızın öncülüğünde Türkiye Meyve Sebze Mamulleri Sektörü olarak Birliğimiz koordinasyonunda 2024 yılı içeresinde yeni bir Turquality Projesine standart vermenin heyecanı içindeyiz. İngiltere ve Çin pazarını hedef alarak başlayacağımız projede ürünlerimizin en efektif şekilde tanıtılmasına yönelik, tadım etkinlikleri, sosyal medya kampanyaları, market etkinlikleri gibi etkili tanıtım araçlarını kullanıyor olacağız. Hem Turquality projemiz, hem de fuar ve heyetlere yönelik pazarlama faaliyetlerimizle Hayrettin Başkanımızın da dile getirdiği gibi 2024 yılı sonunda Birliğimizin ihracatını 1 buçuk milyar dolara yükseltmek için büyük bir gayretle çalışacağız. Türkiye meyve sebze mamulleri ihracatını 3 milyar dolar seviyesinin üstüne çekmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu.

Önümüzdeki 3-4 ay çok zor geçecek

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, “Türkiye’de deri sektörü yüzde 9,5 gerileyerek 1,8 milyar dolarla 2023 yılını bitirdi. Ege’de bu kayıp yüzde 4,8 oldu ve 182 milyon dolarla seneyi kapattık. Geçen seneye kadar yılda 400 milyon dolar dış ticaret fazla veriyorduk. Pandemi sonrası ciddi ivme kazandık. Ancak baskılanmış TL ile ithalat cenneti haline geldik. 400 milyon dolar dış ticaret açığı yaşandı ve bu 800 milyon dolarlık iş kaybına neden oldu. Asgari ücret zamlarıyla önümüzdeki 3-4 ay işten çıkarmalar olacak. Sektör ihtiyacı olan siparişleri alamadı. Rusya yazlık mal siparişlerini bile geçmedi. Önümüzdeki 3-4 ay çok zor geçecek. Ege bu kadar kötü etkilenmese de önümüzdeki 4 ay zorlanmaya devam edeceğiz. Hala kurun geleceği noktayı öngöremiyoruz. Ayakkabı ve deri konfeksiyonda bu sene çok büyük kayıp yaşamadık. En çok mamul deri ve saraciyede kayıplar oldu. Mamuldeki kaybın en büyük sebebi pazardaki daralma, saraciyede de serbest bölgelere kalan ihracatlarımız oldu.” dedi.

Kurlar hedeflediğimiz noktalara gelirse 2024’ü yüzde 5 artışla kapatma şansımız var

Başkan Zandar, “Ege bölgesi Türkiye geneli ortalamasına göre çok kötü bir yıl geçirmedi. En çok ihracatımızı Avrupa’ya yaptık. İhracatımızda Almanya, Hollanda, Birleşik Krallık, Rusya ve Fransa ilk 5 ülke. En büyük ihracat artışını yüzde 31 ile Rusya’da, en büyük kaybı da eksi yüzde 25 ile ABD’de yaşadık. 2024’de İstanbul Deri ve Deri Mamulleri ile birlikte Turquality projesiyle kayıpları bertaraf etmek istiyoruz. ABD resesyon kaybını en az yaşayan ülke ve 2024’de çalışmalar yapacağız. Yunanistan’da yüzde 25 artış var. 2024’de Yunanistan ile de ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Milli katılımını organize ettiğimiz İtalya’daki Expo Riva Schuh & Garda Bags Fuarına devam edeceğiz. Gelenekselleşen Kazakistan ticari heyetimiz Mart’ın birinci haftasında Almatı’da gerçekleşecek. İstanbul Hazır Giyim Ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği ile eş zamanlı yapacağız. Deri konfeksiyon saraciye ve ayakkabı firmalarımızın daha çok verim almasını istiyoruz. Suudi Arabistan pazarı konusunda 6 aydır hazırlık yapıyoruz. Türk moda markalarının tanıtımı ile b2b ile pazar payımızı artırmayı hedefliyoruz. 2024 yılını kayıpla yaşamak istemiyoruz. İlk çeyrek sonrası önemli. Kurlar hedeflediğimiz noktalara gelirse 2024’ü yüzde 5 artışla kapatma şansımız var.” diye konuştu.

Sertbaş: Kapasite kullanım oranımız %84’lerden yüzde %76,4 seviyelerine gerilemiş durumda

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Sertbaş, “2023 yılı tüm dünyada yaşanan ekonomik daralma ve Türk ekonomisindeki kırılganlıklardan dolayı Türk ihracatçısı için zor bir yıl oldu. Ayrıca yurt içinde finansmana erişim sıkıntısı, işçilik/enerji maliyetlerindeki artışlar, yüksek enflasyonun henüz kontrol altına alınamamış olması gibi nedenlerden dolayı 2024’ün de kolay bir yıl olmayacağını söyleyebiliriz. Türkiye ve Ege bölgesi 2023 yılı ocak-aralık hazırgiyim ihracat rakamları açıklandı. Maalesef hem Türkiye hem Ege bölgesinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9 ihracat kaybımız var. 2023 yılı Türkiye geneli hazırgiyim ihracatımız 19,2 milyar dolar olarak gerçekleşirken, EHKİB toplam ihracatımız ise 1,3 milyar dolar oldu. Aslında bu rakamlar iç ve dış sorunların bir yansıması. Bildiğiniz gibi AB bizim en büyük ihraç pazarımız konumunda. Ve son 2 yıldır da hepimizin malumu olan sebeplerden dolayı AB ülkeleri de resesyonda ve enflasyon sorunlarıyla mücadele ediyorlar. 2023 yılında geçen yıl olduğu gibi AB’nin ihracatımızdaki pazar payı %60 seviyesinde. Buna Birleşik Krallık ve diğer Avrupa ülkelerini de eklediğimizde pazar payımız %70 seviyesinde. Bu oran geçen yılla neredeyse aynı. İhracatımız azaldı ama AB’nin pazar payı hemen hemen aynı.” dedi.

Başkan Sertbaş, “Sektörde yaşanan sorunlar üretimi de olumsuz etkilemeye devam ediyor. İçerde yüksek enflasyondan dolayı maliyetlerimiz artıyor, kapasite kullanım oranımız %84’lerden yüzde %76,4 seviyelerine gerilemiş durumda. Ayrıca, Ekim ayında iplik, kumaş, hazır giyim ürünlerinin ithalatına getirilen yüzde 10’luk ilave gümrük vergisi kararı biz hazır giyim ihracatçıları için yeni bir şok oldu. Geçmişte hayati kararları birlikte alırdık. Bu konudaki kararı da tüm taraflar görüşerek alabilirdik. Bu karar, tekstil ve hammaddeleri sektörünün mevcut koşullarında geçici bir iyileştirme sağlayabilir ama konfeksiyon sektörüne zararlar verir. Korumacılığın piyasa işleyişini bozduğunu ve en sonunda korunan sektöre de faydası olmadığını dünyadaki birçok ekonomi modelinde ve eski uygulamalarda gördüğümüzü söyleyebiliriz. Bir sektör korunmak istenirken o sektöre fayda sağlanmadığı gibi başka bir sektörde de tamiri mümkün olmayan hasarlara yol açmamak gerekir. Hepimizin güncel konularından birisi de asgari ücret konusu. Bizim gibi emek yoğun sektörler için takdir edersiniz ki bu konu çok büyük önem arz ediyor.” diye konuştu.

2024 ‘ün ilk 6 ayını zaten kaybettik, yılın tamamını kaybetmeyi hiçbirimiz göze alamayız

Burak Sertbaş, “Bildiğiniz gibi asgari ücret 17.002 TL olarak açıklandı. Asgari ücret az mı arttı çok mu arttı diye tartışmanın bir anlamı yok. Bugünkü şartlarda asgari ücret ile geçinmek zor. Bu rakam büyük ihtimalle de 2 ay sonra açlık sınırının altında kalacak. Asgari ücretteki artış ürün fiyatlarını yüzde 15-20 arttıracaktır. Ağırlıklı olarak Avrupa pazarına çalışıyoruz ve bu ülkelerdeki yıllık enflasyon yıllık yüzde 4-5. Yüzde 20’lik artışı kabul ettiremeyiz. Döviz kurları da bizim elimizi zayıflatıyor. Döviz kurları enflasyon seviyesinde artarsa hem istihdamımızı hem de hem de ihracat rakamlarımızı koruyabiliriz. Ücretler üzerindeki artış oranının asgari ücretteki desteklere de yansıtılması ihracatçıyı bir nebze de rahatlatabilecektir. Aksi halde artan işçilik ve artan işçilikten dolayı yükselen diğer girdi fiyatlarıyla bu kur seviyelerinde ihracat yapmamız çok daha zorlaşacak. Tüm bu gelişmeler ve kararlar ışığında söyleyebilirim ki, 2024 ‘ün ilk 6 ayını zaten kaybettik, yılın tamamını kaybetmeyi hiçbirimiz göze alamayız. Ana ihraç pazarımız Avrupa yılın ikinci yarısında ekonomik toparlanma yaşayacaktır diye umuyoruz, bu noktada biz de sipariş için hazır olmalıyız. Tasarım gücümüz, esnek yapımızla kaybettiğimiz müşterileri geri kazanmalıyız. İçerdeki maliyet kaynaklı sorunları çözebilirsek, ihracatçı biraz rahatlarsa eski parlak dönemlerimize döneceğimize inancım tam.2024 yılını hazır giyim sektörü olarak otomotiv ve kimyadan sonra en fazla ihracat yapan sektör olarak kapatmayı hedefliyoruz.” dedi.

Öztürk: 10 yıl içerisinde sektörün ihracatı iki katına çıktı

Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Öztürk, “Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri sektörü Türkiye Geneli ihracatı ise geçen seneye kıyasla yüzde 8 artarak 12,4 milyar dolar olmuştur. 2014 yılında sektör olarak Türkiye geneli 6,7 milyar dolar ihracat yaparken, 10 yıl içerisinde sektörün ihracatı iki katına çıkmıştır. Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçı Birliği olarak ise 10 sene içerisinde ihracatımızı 337 milyon dolardan yüzde 216 artırmış bulunmaktayız. 2023 yılı sonu itibariyle Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçı Birliği olarak ihracatımız 1 milyar 68 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. 2022 yılına göre sektör ihracatımız yüzde 7 artış göstermiştir. Ege Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği olarak, ihracatımızda son 10 yılda en büyük artış (23 faslı) yemler ve kedi/köpek mamaları ile hububat ürünlerinde yaşandı. Yemler ve kedi/köpek mamaları geçen seneye göre %32, 10 yıl öncesine göre ise %2428 artış ile 163 milyon dolar olmuştur.” dedi.

Başkan Öztürk, “Hububat ürünleri ise geçen seneye göre %681, 10 yıl öncesine göre %3645 artış ile 93 milyon dolar artış gerçekleşmiştir. Hububat alt sektörümüzdeki artışın en önemli kaynağı mısırdır. Birliğimizin 2023 yılında en çok ihracat yaptığı ilk 5 ülke ise 102,3 milyon dolar ile Cezayir, 77,8 milyon dolar ile Rusya, 74,5 milyon dolar ile Libya, 69 milyon dolar ile İran ve 62 milyon dolar ile Cibuti olmuştur. Türkiye geneli ise hububat bakliyat ve yağlı tohumlar ihracatında ilk 5 ülke ise Irak, ABD, İran, Suriye ve İtalya’dır. Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektöründe faaliyet gösteren 6 İhracatçı Birliğimizle bir araya gelerek Türkiye Gıda İhracatçıları markasını oluşturduk. Sektör Kurulu olarak, yeni dönemde tanıtım çalışmalarımızı Türkiye Gıda İhracatçıları (TGİ) markasıyla yürüteceğiz.” diye konuştu.

Celep: Ülkemize 1,6 milyar dolar ihracat geliri elde ettik

TİM Yönetim Kurulu Üyesi ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Birol Celep, “Kuru meyve sektörü olarak 2023 yılında 483 bin tonluk ihracatımız karşılığında ülkemize 1,6 milyar dolar ihracat geliri elde ettik ve üretim ve ihracatta dünya liderliğimizi 2023 yılında da koruduk. 2023 yılı toplam ihracatımızın 1,14 milyar dolarlık kısmı, çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı ihracatından elde edilmiş, çekirdeksiz kuru üzüm ihracatının toplam ihracatımızdaki payı yüzde 29, kuru kayısının yüzde 25 ve kuru incirin de yüzde 17 olmuştur. En büyük ihraç pazarımız olan Avrupa ülkelerinin kuru meyve ihracatımızdaki pazar payı %62 olarak gerçekleşirken, Japonya ve ABD gibi pazarlara yapılan ihracatımız da artış göstermiştir. Dünya kuru üzüm ihracatının yüzde 32’sini tek başına gerçekleştiren ülkemiz, 2023 yılında 255 bin tonluk üzüm ihracatı karşılığında bir önceki yıla göre %8 artışla 465 milyon dolarlık gelir elde etmiştir. Kuru incir Türkiye’nin prestij ürünlerinden biri olan, tüm semavi dinlerde kutsal meyve olarak kabul edilen kuru incir 70.328 tonluk ihracat karşılığında 2023 yılında bir önceki yıla göre %11’lik bir artışla 271 milyon dolarlık bir gelir elde edilmiştir. Türkiye’nin kuru kayısı ihracat miktarı ise bir önceki yıla göre %7 azalarak 71 bin ton olarak gerçekleşmiş, ihracat gelirimiz ise 405 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Kuru meyve sektörü olarak 2024 yılı için öncelikli hedefimizin sürdürülebilir üretim ve ihracat artışı sağlamak olduğunu söylemek istiyorum. Bu hedefimize ulaşmak için üreticilerimiz, ihracatçılarımız, Bakanlıklarımız, Üniversitelerimiz ve uluslararası paydaşlarımızla çalışmalarımıza devam edeceğiz. Tanıtım projelerimizle sektörümüzü ve ürünlerimizin ihracatını arttırmaya, yaşanan sorunlarımıza çözüm bulmaya çalışacağız.” dedi.

Tokatlıoğlu: Suudi Arabistan, Endonezya gündemde

Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faik Tokatlıoğlu, 2022 yılında rekorlara imza atan Maden ihracatımız 2023 yılında 5 milyar 748 milyon dolar ile %10,9 luk düşüş yaşamış, Türkiye’nin toplam ihracatından %2,6 lık pay almıştır. 2023 yılında Çin’e yapılan maden ihracatımız 2022 yılına oranla kümülatif olarak artış göstermiş ancak ABD ve Avrupa Ülkelerine olan ihracatımızdaki değer bazında yaşanan gerileme ihracatımızda düşüşü getirmiştir. Dünya Doğaltaş ticaretinde yükselen talep eğrisi ile ülkedeki alıcılarla buluşmak üzere önümüzdeki günlerde Suudi Arabistan’a Ticaret Heyeti gerçekleştireceğiz. 2024 yılında Nisan ayında düzenlenen Marble İzmir Fuarına, aralarında Güney Kore, Hindistan, Orta Doğu ve Avrupa Ülkelerinin de yer aldığı geniş katılımlı bir alım heyetini ülkemize davet ederek sektörümüzle buluşturacağız. Başkentinin Jakarta’dan Borneo’ya taşınma kararı ile sektör için büyük önem kazanan ve ASEAN ülkeleri arasında inşaat sektörünün en hızlı büyüdüğü ülkelerden biri olan Endonezya’dan Mimar, Müteahhit ve toptancıları Alım Heyeti Organizasyonu kapsamında Ege Bölgemizde ağırlayacağız. Uzun zamandır planlarımız arasında yer alan Avusturalya Sektörel Ticaret Heyetini de Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu olarak bu yıl gerçekleştireceğiz.” diye konuştu.

Gürle: 2024 yılı rahatlama senesi olmayacak

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Fuat Gürle, “Temsil ettiğimiz üç sektörün 2022 yılında 8,5 milyar {{tooLongContent}}rsquo;a yaklaşan ülke geneli ihracat performansı, 2023 yılında -5,3% düşüş ile 8 milyar $ bandına gerilemiş bulunmakta. Sektörlerimizin, Ege bölgesine kayıtlı ihracat rakamlarına baktığımızda; 2022 yılında 940 milyon $ olan ihracatımız, 2023 yılında %4’lük negatif bir değişimle 906 milyon $ olarak gerçekleşti. Birliğimize kayıtlı sektörlerimize ait istatistiklere baktığımızda, kağıt mamulleri ihracatı geçen yıla göre %4’lük düşüşle 538 milyon dolar seviyesine geriledi. Odun dışı orman ürünleri olarak adlandırdığımız defne, kekik, ıhlamur, adaçayı, biberiye, tıbbi bitkiler, meşe palamudu gibi ürünleri kapsayan ihracatımız ise %3’lük düşüşle 103 milyon dolar bandında seyretti, buna rağmen Türkiye geneli ihracatın % 68’lik kısmının Ege bölgesinden ihraç edildiğini belirtmek istiyorum. Söz konusu düşüşün en önemli nedeni Avrupa Birliği tarafından kekik için uygulanmaya başlanan Pirolizidin alkaloid limitleri nedeniyle talepte yaşanan daralmadır. Diğer yandan, ihracat bağlamında lokomotif sanayi kollarından biri olarak nitelendirilen mobilya sanayimiz, 2023 yılındaki döviz artışları ile artan hammadde, lojistik ve enerji maliyetlerinden en çok etkilenen sektörlerin başında geldi. Buna ek; sektörün en önemli girdilerinden biri olan sunta ve mdf’ye neredeyse her ay yapılan zam oranları, dış piyasadaki satış fiyatlarına yansıtıldığında uluslararası pazarda rekabet gücümüzü ve dolayısı ile pazarlarımızı kaybetmemize neden oldu. 2023 yılında Birliğimiz üzerinden gerçekleşen mobilya ihracatı %9’luk bir düşüş ile 224 milyon $ olarak gerçekleşti. Bu rakamlar ihracatçılarımızı mutlu etmese de yıl başından, hatta 2022 yılından itibaren öngördüğümüz tablo ile karşı karşıyayız. Yıl başındaki tahminlerimiz benzer sonuçlara işaret etmişti.

Üzülerek belirtmek istiyorum ki mevcut göstergeler, meslektaşlarım için 2024 yılının rahatlama senesi olmayacağına işaret ediyor. Geçtiğimiz ay Ticaret Bakanlığımız tarafından 2028 İhracat Vizyonu tanıtıldı. Sektörlerimizin hedef ülke olarak seçtiği ABD ve Almanya gibi pazarlarda Türk markasının en iyi şekilde tanıtımının yapılması amacıyla mobilya, kağıt ve tıbbi aromatik bitkiler sektörlerinde 4 sene boyunca yürütülen 3 farklı projemiz olacak.” dedi.

Girit: İlk defa Rusya’ya yumurta ihracatına başladık, İran’a taze tavuk ihracatımız açıldı

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Bedri Girit, “Su ürünleri ve hayvansal mamullerde dünyada ilk 10’dayız. Çipura ve leyrekte Avrupa’nın en büyüğüyüz, çam balında dünyanın en büyüğüyüz, süt sektöründe kanatlı sektöründe altıncıyız. Geçen seneye göre 2023 yılında Türkiye geneli yüzde 14,2’lik gerileme var. Bu süt ve süt ürünlerinden kaynaklanıyor. 500-600 milyon dolar olan süt ve süt ürünleri ihracatımız 2022 yılında tereyağ ve süt tozu yasağıyla 267 milyon dolara düştü. İkinci olarak kuş gribine bağlı olarak kanatlı sektöründe sıkıntılarımız var. 100 milyon dolarlık kaybımız var. Türkiye ve Ege’yi karşılaştırırsak Ege’de gerileme yüzde 4,5 civarında. Balık ve balık türevlerinde biz EİB olarak Türkiye geneli yüzde 68’ini genel hayvansal mamullerde yüzde 42’sini yapıyoruz. Geçen hafta ilk defa Rusya’ya yumurta ihracatına başladık, Dünyada ilk kez bir ülkeye taze tavuk ihracatı yapılmaya başlandı, İran’a taze tavuk ihracatımız açıldı. Bu piliç etlerimizin raf ömrünün hijyenik koşullarının ne kadar iyi olduğunun göstergesidir, Filipinler pazarı açıldı. İngiltere, Malezya ve Endonezya bizim de gündemimizde.” dedi.

Umur: 2023 yılında 922 milyon dolarlık yaprak tütün ve mamulleri ihracatı yapıldı

Ege Tütün İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Celal Umur, “2023 yılında Türkiye genelinde toplam 922 milyon dolarlık yaprak tütün ve mamulleri ihracatı gerçekleşmiştir. Ege Tütün İhracatçıları Birliği olarak bu rakamın %95’ini yani 879 milyon dolarını gerçekleştirmiş bulunuyoruz. İhracatımız 2023 yılında, miktarda bir önceki yıla göre yüzde 3’lük azalışla 114 bin ton ve değerde yüzde 14’lük bir artışla 879 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu yıl Ege Tütün İhracatçıları Birliği üyeleri tarafından 245 milyon dolarlık yaprak tütün ihracatı ve 633 milyon dolarlık tütün mamulü ihracatı gerçekleşmiştir. Ülke bazında değerlendirecek olursak, yaprak tütün ihracatın en çok ihracat yaptığımız ilk 3 ülke 51 milyon dolar ile ABD, 47 milyon dolar ile Belçika ve 27 milyon dolar ile Endonezya olmuştur. Mamul ihracatında ise 116 milyon dolar ile Irak, 47 milyon dolar ile Azerbaycan, 39 milyon dolar ile Gürcistan ilk 3 ülkeyi oluşturmaktadır. Türkiye için 2024 yılında çok daha istikrarlı bir yıl olmasını bekliyor ve umut ediyorum. Cari açığımızın kapatılmasında ihracatımız büyük rol oynuyor. İhracatçıların ve ihracatın desteklenmesi de bu sürece büyük katkı sağlayacaktır.” diye konuştu.

Er: Rekor üretim rekor ihracatı getirdi

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Davut Er, “Sofralık zeytin ihracatımız bir önceki sezona kıyasla tutar bazında %7 artarak 172 milyon dolardan 184 milyon dolara yükseldi. 31 Ekim’de sona eren 2022/23 zeytinyağı ihracat sezonunda ise, 118 ülkeye ihracat gerçekleştirdik ve toplam zeytinyağı ihracatımız miktar bazında %158 artarak 58 bin tondan 150 bin tona, tutar bazında ise %259 artarak 201 milyon dolardan 723 milyon dolara yükseldi. Sofralık zeytin üretiminde dünyada lider ve zeytinyağında ise İspanya’dan sonra en büyük 2. üretici konumuna yükseldiğimiz 2022/23 ihracat sezonunda, üretimdeki rekor ile birlikte elde ettiğimiz başarıyla, toplam sektör ihracatımız 947 milyon dolara ulaştı ve sektörümüz dünya pazarlarında çok önemli bir yer edindi. Bu rakamı önümüzdeki birkaç yıl içerisinde 1,5 milyar dolara, 2028’de ise 2 milyar dolar seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz. Rekor üretim rekor ihracatı getirdi. Şu an sektörümüzün karşılaştığı en büyük engel hepinizin malumu olduğu üzere, 1 Ağustos 2023 tarihi itibariyle dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına, 22 Ağustos 2023 itibariyle de dökme ve varilli prina yağı ihracatına getirilen ihracat kısıtlamaları.” dedi.

Başkan Er, “Söz konusu kısıtlama kararları, maalesef geçmiş yıllarda olduğu gibi, Türkiye’deki tüm ihracatçılarımızı çatısı altında bulunduran sektörün tek ihracatçı birliği olan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliğimizin görüşü alınmadan, sektör temsilcileri ile istişarede bulunulmadan ve önceden bir bilgilendirme olmaksızın alındı. Ülkemiz 2022/23 sezonuna 50 bin ton zeytinyağı stoğuyla girdi. Rekoltemiz ise 380 bin ton olarak hesaplanmakta. Afrin’den gelen yaklaşık 50 bin ton zeytinyağı dikkate alındığında 480 bin ton düzeyinde zeytinyağı varlığımızın oluştuğunu görüyoruz. İç tüketim 160 bin ton civarında,150 bin ton ise ihracatımız söz konusu. Yeni sezona yaklaşık 170 bin ton stok fazlasıyla gireceğimiz görülmekte. Tüm bunlara ek olarak, geçtiğimiz hafta UZZK 2023/24 sezonu için daha önce 179 bin ton olarak ilan ettiği zeytinyağı rekolte tahminini 185 bin ton olarak güncelledi. Bu veriler ışığında Türkiye’nin zeytinyağı arzında panik olmasını gerektirecek bir durum söz konusu olmadığını çok net bir şekilde görebiliyoruz.” Diye konuştu.

Kısıtlamalar piyasayı bloke etti

Davut Er, “Son üç yılda zeytinyağına dört kez ihracat kısıtlaması getirildi. Bu kısıtlamaların piyasa üzerinde amaçlandığı gibi olumlu bir etkisi kesinlikle olmadı. Fiyat artışlarını yavaşlatmakta yeteri kadar etkili olmadığı gibi, aksine üretici ve mal tedarikçilerini beklenti içine soktu ve yeterli miktarda mal arzı olmadığı için piyasayı daha da bloke etti. Fiyatlar kısıtlama uygulamasından bu yana yaklaşık %15-20 civarında artış gösterdi. İhraç edilemediği için depolarda bekletilen zeytinyağları ise, sıcak hava ve olumsuz depolama koşulları nedeniyle bozulmaya maruz kaldı, asidite ve diğer kıymetli spektler zarar gördü, yüksek kaliteli sızma yağlar rafinajlık yağlara dönüştü ve bu da %30’luk bir değer kaybına neden oldu. Söz konusu kısıtlama uygulaması hem iç piyasada hem de ihracatta hiçbir olumlu sonuç doğurmadı ve uygulanmaya devam edilmesi durumunda, sektörümüzde telafisi mümkün olmayan hasarlara yol açacak. Nitekim 2023/24 sezonunun ilk 2 aylık verilerine baktığımızda, Kasım ve Aralık aylarında ihracatımızın geçtiğimiz sezona kıyasla miktar bazında %75 azalarak, 31 bin tondan 8 bin tona gerilediğini görüyoruz. Üzülerek söylüyorum ki, zor şartlarda kazanılmış olan birçok pazarı kaybetme noktasına gelmiş bulunmaktayız. İhracatımızın ve sektörümüzün daha fazla zarara uğramaması için söz konusu kısıtlama kararları bir an önce gözden geçirilmeli. Serbest piyasa ekonomisi şartlarının devamı sağlanmalı ve ihracat kısıtlama uygulamaları sonlandırılmalıdır. Katma değeri yüksek ambalajlı ihracatı artırmak ana hedefimiz olmakla birlikte firmalarımız ithalatçılardan gelebilecek farklı talepleri karşılamak durumunda.” dedi.

Kızıltan: Türk somonunu dünya pazarlarına tanıtıyoruz

Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, “Dünyanın en önemli reexport merkezlerinden birisi, yaklaşık 500 milyonluk bir nüfusa ulaşan, dünyanın güçlü birliklerinden Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN)’ın kurucu ülkeleri arasındaki Singapur pazarı bizim için ön planda. Çin konusunda geçen sene olumlu bir izin çıktı. Türk somonunu dünya pazarlarına tanıtmaya çalışıyoruz. Bu bizim için büyük bir atılım. Norveç 2023 yılı itibariyle somondan 6,5 milyar dolar gelir elde etti. Türkiye geneli su ürünleri ihracatımız 2023 yılında 1,7 milyar dolar oldu. 119 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz ve bunun yüzde 42’sinin AB ülkelerine yapıyoruz. Omega-3 deposu Türk somonu yüzde 9 artışla 376 milyon dolara yükseldi. 2023 yılında levrek ihracatımız yüzde 2 artışla 517 milyon dolar, çipura ihracatımız yüzde 12 artışla 417 milyon dolar olurken, Omega-3 deposu Türk somonu yüzde 8 artışla 371 milyon dolara yükseldi. Levrek ABD pazarında bir numara. Türk somonunu ABD’ye ve Kanada’ya göndermeye başladık. Çin’e somon ve orkinosta lisansımız var, çipura ve levrek için de başvurduk, açılırsa ihracatımız artacak.” dedi.

“HEDEFİMİZ 80 MİLYON TURİST VE 75 MİLYAR DOLAR GELİR”

Coğrafya açısından oldukça güçlü kültürel mirası arkasına almış ülkemiz nitelikli turisti yakalamakta zorlandı. Yaşanan İsrafil Filistin savaşı ve depremler maalesef bir ay boyunca turizmde durağanlığa neden oldu. Sanitas SPA & Wellnesskurucu ortağı, turizm acentesi Medulux Health&Travel’ınsahibi ve Türkiye Genç İş İnsanları Derneği Başkan Yardımcısı Şebnem Akman Balta, “2024 yılı için 2023 yılı başı koymuş olduğumuz ilk hedefleri 75 milyon turist ve 65 milyar dolar gelir uzak hedef olmayacaktır. Hatta siyasi krizler olmaz ve enflasyon muhasebesi uygulaması ekonomide alınacak tedbirler ve önlemler ile Avrupa ile aramızda fiyat rekabet üstünlüğü elde edersek hedefimizi 80 milyon turist ve 75 milyar dolar gelir elde edebiliriz” dedi.

“YUNANİSTAN İLE ÇEKİŞMELİ BİR SEZONA HAZIRLANILIYOR”

Yüksek enflasyon ile artan maliyetler turizm sektörünü de doğrudan etkiliyor. Şebnem Akman Balta, “Turizmde girdi maliyetlerinde yaşanan yüzde 300 üzeri artış nedeni ile fiyatlar anlamında Yunanistan ile çekişmeli bir sezona hazırlanıyor. İç turizmde Bodrum’un bu durumdan etkileneceğini düşünüyorum ve fiyat performansında bir düzeltme yapacağını düşünüyorum” diye konuştu. Balta, “Turizmde çeşitlilik anlamında Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı(TGA)’ nın da desteği ile yeni destinasyonlar, sağlık alanındaki başarısı ayrıca yeme içme ve kültür rotaları sayesinde Türkiye 4 ya da 5 yıl içerisinde daha da gözle görülür bir pazarlama farkındalığı yaratacaktır” dedi.

“USA PAZARINI DA DAHA GÜÇLÜ YENİDEN HEDEFLEYEBİLİRİZ”

Misafirperverliğimiz ve yiyecek içecek alanındaki çeşitliliğimizi Dünyadaki büyük fuarlara ev sahipliği yaparak veya ünlü Hollywood yıldızlarını da ağırlayarak USA pazarını da daha güçlü yeniden hedefleyebiliriz diyen Şebnem Akman Balta, “Siyasi krizlerden turizmi koruyabilirsek USA vatandaşlarına da vize muafiyeti verildiği için Roma yerine İstanbul tercih noktası olabilir. Antalya Kapadokya ‘da Amerikalıların radarına girebilir. Doğru verilere ulaşırsak her konuda daha doğru güncelleme yapılarak daha reel sonuçlara hedeflere planlama yapabiliriz. Hepimiz iyi niyetliyiz ve amacımız ülkemize daha fazla ziyaretçi kazandırmak ve daha karlı işletmelere sahip olarak kayıt dışı geliri kontrol altına alarak devletimizi hak ettiği noktaya getirmek olmalıdır” dedi.

“BİZE EN YAKIN RAKİP İSPANYA”

Sanitas SPA & Wellness kurucu ortağı, turizm acentesi Medulux Health&Travel’ın sahibi ve Türkiye Genç İş İnsanları Derneği Başkan Yardımcısı Şebnem Akman Balta, “Yıl sonunda 2022 yılını yüzde 13 artış ile kapattık.2022 yılında 887 dolar olan kişi başı harcama 2023 yılında 950 dolar olarak pozitif yönde seyir gösterdi. Amerika’da kişi başı harcama 2700 dolar, İngiltere’de 2400 dolar, İspanya’da ise 1350 ile 1400 dolara arasındadır. Bize en yakın rakip kişi başı harcamada İspanya ve bu sene hedeflememiz gereken kişi başı harcama 1450 dolar üzeri olmalıdır. Özellikle deniz kum güneş üçgenini de koruyarak her şey dahil sistemde bulunan akşamüzeri ve öğlen saatleri verilen yiyecekler tatlıların her şey dahilden çıkarılması içki çeşitliliğinin azaltılması ultraluxher şey dahil sistemlerindeki içecek ve yiyeceklerin ala carterestouratlarda ücretli veya voucher sistemi ile satılarak kişi başı harcama arttırılabilir” diye konuştu.

“TÜRKİYE 2023 HEDEFLERİNE ULAŞTI”

Türkiye’nin turizm hedeflerini yakaladığından bahseden Balta, “2023 olumsuzluklara rağmen Türkiye açısından hedeflerini yakaladı çünkü hedef revizesi yapılmıştı. 75 milyar turist ve 65 milyar dolar olan hedefimizi 60 milyon turist 58 milyar dolar gelir hedefimize ulaştık” dedi.

ERKEN REZERVASYONLAR BAŞLADI

Noel sonrası Alman misafirlerin erken rezervasyon yapmaya başladıklarını söyleyen Sanitas SPA & Wellness kurucu ortağı, turizm acentesi Medulux Health&Travel’ın sahibi ve Türkiye Genç İş İnsanları Derneği Başkan Yardımcısı Şebnem Akman Balta, “İngiliz misafirlerimiz de ikinci sırada akdenizçanağındaki tesislerimizi Marmarisi yine ziyaret edecekler. Antalya genelinde yine Ruslar sıralamada ilk 3’te olacaktır.Arap misafirlerimiz açısından İstanbul ve Trabzon cazibesini koruyarak misafir sayısı bakımından 2023’e göre yüzde 15 daha fazla misafir ağırlayacağımızı öngörüyorum” diye konuştu.

AKHİSAR-GÖRDES YOLU 2025’TE BİTECEK

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, “Ankara- İzmir Hızlı Tren Projesi ile Ankara-Manisa arası seyahat süresi 11 saat 45 dakikadan 2 saat 50 dakikaya düşecek. Manisa’da hayali kurulan her projeyi gerçeğe dönüştürüyoruz.” dedi.

Bakan Uraloğlu, yeni yılın ilk il ziyaretini gerçekleştirmek için gittiği Manisa’da, yapımı devam eden önemli karayolu projelerinden biri olan ‘Akhisar – Gördes Yolu Projesi’nin şantiyesine giderek, projede gelinen son aşamaya dair bilgi aldı. Çalışmaları yerinde inceleyen Uraloğlu, açıklamalarda bulundu.

‘AKHİSAR-GÖRDES YOLU’NU 2025’TE HİZMETE AÇACAĞIZ

Projede yaşanan hukuki süreçlerden dolayı istenilen seviyeye gelemediklerini belirten Uraloğlu,“Proje bedeli 815 milyon lira olan toplam uzunluğu 54,4 kilometrelik yolumuzu inşa ediyoruz. 2022 yılı Ekim ayında yeni yüklenicimiz ile sözleşme imzalayarak iş yeri teslimini gerçekleştirdik. Yolun 1,6 kilometrelik kesimini bitirdik. An itibarı ile bütün üretim tesislerini kurduk, gerekli bütün makineleri işyerine getirdik. Bundan sonra hızla çalışacağız. Yolumuzu 2025 yılında hizmete açacağız inşallah.” ifadelerini kullandı.

ZAMANDAN VE AKARYAKITTAN 105 MİLYON LİRA TASARRUF SAĞLANACAK

Projenin tamamlanmasıyla; Manisa’nın kuzeyinde yer alan ilçeler arasındaki ulaşım standardını yükselterek çok daha güvenli ve konforlu bir seyahat imkânının doğacağını belirten Uraloğlu, “Proje ile mevcut yolda ortalama 50 dakika süren ulaşım süresini 11 dakika kısaltarak 39 dakikaya düşüreceğiz. Böylece; zamandan 75 milyon lira ve akaryakıttan 30 milyon lira olmak üzere yıllık toplam 105 milyon lira tasarruf sağlayacağız. Çevreye zarar veren araçların karbon emisyonunu da 3 bin 912 ton azaltarak doğanın korunmasına katkı sağlayacağız.” şeklinde konuştu.

MANİSA’YA 92 MİLYARLIK YATIRIM YAPTIK

21 yılda Manisa’yı bölgesinin lider ülkelerinden birine dönüştürdüklerine dikkati çeken Uraloğlu, “2002 yılından bu yana Manisa’nın ulaşım ve iletişim altyapısının gelişimi için yaklaşık 92 milyar lira yatırım gerçekleştirdik. 82 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğunu 625 kilometreye, 72 kilometre olan bitümlü sıcak karışım kaplamalı yol uzunluğunu ise 574 kilometreye çıkardık.” diye konuştu.

‘ANKARA-İZMİR HIZLI TREN PROJESİ’NDE YÜZDE 62’9 İLERLEME SAĞLADIK’

Uraloğlu, Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesi kapsamında çalışmaların tüm hızıyla devam ettiğini ifade ederek, “Yapım çalışmalarımız etap etap devam ediyor. Altyapı yapım çalışmalarında yüzde 62,9 fiziksel ilerleme sağladık. Kalan altyapı, üstyapı ve elektromekanik yapım işleri de hızla sürüyor.” dedi.

‘ANKARA-İZMİR’ ARASI 3,5 SAAT, ‘ANKARA-MANİSA’ ARASI 2 SAAT 50 DAKİKA OLACAK

Proje tamamlandığında Ankara-İzmir mevcut demiryolu 824 kilometreden 624 kilometreye seyahat süreside 14 saatten 3,5 saate düşeceğini belirten Uraloğlu, “Ankara-Manisa arası seyahat süresi de 11 saat 45 dakikadan 2 saat 50 dakikaya düşecek.” açıklamasında bulundu.

‘GEDİZ KÖPRÜLÜ KAVŞAĞI’ HIZLI VE GÜVENLİ ULAŞIM İMKÂNI SAĞLAYACAK

Manisa Otogar Farklı Seviyeli Kavşağında da incelemelerde bulunacağını belirten Uraloğlu, “Kısa adıyla Gediz Köprülü Kavşağımız; Manisa-Akhisar-Balıkesir-Bursa-İstanbul Yolu, Manisa Çevre Yolu, Manisa-İzmir Yolu ve Manisa-Turgutlu-Uşak Yollarının kesişim noktasında bulunuyor. Proje ile bölgede yaşanan trafik yoğunluğunu azaltacak ve söz konusu güzergâhlar arasında hızlı, güvenli ve kesintisiz ulaşım imkânı sağlayacağız. Aynı zamanda, kavşak bölgesinden otogara farklı noktalardan erişim imkânı da sunmuş olacağız.” diye konuştu.

BingX, Chelsea’nin Resmi Kripto Para Borsa Ortağı Oldu

Dünya çapında 10 milyondan fazla kullanıcısı olan önde gelen kripto para borsası BingX, 2023/24 sezonunun geri kalanı için Chelsea’nin Erkek Futbol formalarına ve sonraki iki sezon için de Erkek Futbol idman formalarına “Resmi Kol Sponsoru” oldu.

BingX’in spor ve eğlence sektörüne ilk adımını atan ve mükemmelliğe olan ortak bağlılığın bir kanıtı olan bu stratejik ortaklık, geleceği şekillendirmeye hazır iki endüstri gücünü bir araya getiriyor. Zengin geçmişi ve ölçütleri belirleme konusundaki kararlılığıyla Chelsea FC, 2018’deki kuruluşundan bu yana kripto para dünyasında devrim yaratan BingX ile güçlerini birleştiriyor.

Chelsea FC Gelir Müdürü (CRO) Casper Stylsvig şu yorumu yaptı: “2024’ü kulüp için son derece heyecan verici bir ortaklığın duyurusuyla başlatmaktan mutluluk duyuyoruz. Dünyanın en hızlı büyüyen kripto para borsalarından biriyle olan uyumumuz, kulübümüzün ortaklık ağımızı yenileme ve büyütme tutkusunun bir işaretidir. Hem BingX hem de Chelsea geleceğe yatırım yapma tutkusunu ve kararlılığını paylaşıyor ve önümüzdeki sezonlarda onlarla birlikte çalışmayı dört gözle bekliyoruz.

Vivien Lin, BingX Genel Ürün Yöneticisi (CPO), ortaklıktan duyduğu heyecanı dile getirdi: “BingX ve Chelsea arasındaki bu iş birliği, geleceğe yönelik ortak vizyonumuzu ortaya koyuyor. Her iki şirket de vizyoner bir yaklaşımla hareket ediyor ve birlikte kullanıcılarımız ve Chelsea taraftarları arasında yankı uyandıracak yenilikçi deneyimler yaratacağız. Bu ortaklık sadece bugünle ilgili değil, mükemmelliğin ve ileri görüşlü deneyimlerin birlikte yolculuğumuzu tanımladığı bir geleceği birlikte yaratmakla ilgili.”

Bu dinamik ortaklıkta Chelsea ve BingX, küresel marka büyümesine ve heyecan verici dijital içerik aracılığıyla hem Chelsea taraftarlarının hem de BingX kullanıcılarının ilgisini çekmeye odaklanan bir dizi etkinlikte iş birliği yapacak. BingX markası, kulübün ikonik Stamford Bridge ve antrenman sahasında belirgin bir şekilde yer alacak. BingX, dünya çapındaki yüz milyonlarca sadık Chelsea taraftarının yanı sıra her sezon Premier Lig’i izleyen milyarlarca kişiyle de bağlantı kuracak.

40 KM’LİK BORU HATTI İLE YILLIK 60 BİN TANKER TRAFİKTEN ÇEKİLECEK

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Antalya Havalimanı’nın Kapasite Artırımına Yönelik İlave Yatırımlar kapsamında, havalimanında bulunan uçak yakıtı depolarının bağlantıları tamamlanarak havalimanına hizmet verecek 40 kilometre uzunluğundaki boru hattının devreye alındığını, bu kapsamda Deniz Limanı-Antalya Havalimanı arasında taşıma yapan yıllık yaklaşık 60 bin tankerin karayolu trafiğinden çekilmesinin sağlanarak, çevre kirliliğinin önüne geçileceğini bildirdi.

Uraloğlu yaptığı yazılı açıklamada, Antalya Havalimanı’nın 2022 yılı öncesi mevcut durumunda iki paralel pist buna bağlantılı taksi yolları, 108 uçak park yeri ve toplam 35 milyon yolcu/yıl kapasiteli iç-dış hat terminalleri ve mütemmimleri bulunarak hizmet verdiğini ve DHMİ Genel Müdürlüğü tarafından yapılan Antalya Havalimanı Genişletme Projesi kapsamında Ocak 2022’de tarihinde ihaleyi kazanan yüklenici firmaya yer teslimi yapılarak çalışmalara başlandığını hatırlattı.

YENİ YATIRIMLAR 2025’E YETİŞECEK

Antalya’nın dünyanın önemli turizm merkezlerinden olduğuna işaret eden Uraloğlu, DHMİ tarafından yapılan ihaleyi en yüksek teklifle Fraport AG ve TAV Havalimanları Holding ortaklığı kazandığını ifade ederek, “Proje, toplam 3 fazda tamamlanacak olup, 1.faz 2022-2025 yılları arasında, 2.faz 2030 yılında ve 3.faz ise 2038 yılından sonra başlayacak şekilde etaplar halinde gerçekleştirilecektir. Genişleme kapsamında tamamlanacak işlerin büyük çoğunluğu ilk fazda yapılacak. Genişleme projesinin tamamlanmasıyla birlikte ülkemiz ekonomisine önemli ölçüde katma değer kazandırmasını bekliyoruz” dedi.

ANTALYA HAVALİMANI’NA 800 MİLYON EUROLUK YATIRIM YAPILIYOR

Proje ile havalimanı terminallerinin yüklenici firmaya 25 yıl süreyle işletim hakkı verdiğini ve herhangi bir yolcu garantisin de bulunmadığını ifade eden Uraloğlu, “Yaklaşık 800 milyon euroluk yatırımın 25 yıllık kira bedeli toplamı 8 milyar 555 milyon euro. Bu miktarın yüzde 25’i olan 2 milyar 138 milyon euroyu peşin aldık. Bu yatırım ile iç ve dış hatlar terminallerinin büyütülmesi, Devlet Konuk Evi, VIP Terminali, CIP Terminali, Genel Havacılık Terminali, uçak hangarları, kargo terminali, katlı otopark, DHMİ Hizmet Binası, DHMİ Lojmanlar, cami ile bunlara ait alt ve üst yapılar ile apron ve taksi yolları sözleşmede belirtilen tarihe kadar bitirilerek hizmete alınacak” açıklamasında bulundu.

ANTALYA HAVALİMANI YOLCU KAPASİTESİ 82 MİLYONA ÇIKACAK

Genişleme projesiyle yolcu kapasitesinin 35 milyon yolcu/yıldan 82 milyon yolcu/yıla çıkarılmasını hedeflediklerini de söyleyen Uraloğlu, “Uçak park pozisyonu 108’den 176’ya çıkarılacak, uçak bakım hangarları bitiminde orta ve büyük gövde uçaklara bakım yapılabilecek, ülke ve bölgemizin istihdamına ve turizm gelirlerine büyük katkısı olacaktır” ifadelerine yer verdi.

UÇAK YAKITI DENİZ TERMİNALİNDEN DİREKT HAVALİMANINA ULAŞACAK

Uraloğlu, Antalya Havalimanının Kapasite Artırımına Yönelik İlave Yatırımlar kapsamında, havalimanında bulunan uçak yakıtı depolarının bağlantıları tamamlanarak havalimanına hizmet verecek boru hattının devreye alındığını ifade ederek, “Bu sayede uçak yakıtı olan Jet A1 yakıtı Antalya Deniz Terminalinde bulunan akaryakıt depolarından, 40 kilometre boru hattı aracılığıyla havalimanımıza transferi gerçekleştirilecek” dedi.

Deniz Limanı-Antalya Havalimanı arasında taşıma yapan yıllık yaklaşık 60 bin tankerin karayolu trafiğinden çekilmesinin sağlanacağının altını çizen Uraloğlu, “Şehir trafiği rahatlatılarak karayolu güvenliği artırılacak, bununla birlikte çevre kirliliğinin azaltılması sağlanacak” değerlendirmesinde bulundu.

Uraloğlu ayrıca, belirtilen inşaat çalışmalarının bölgenin ulaşım ve turizmini etkilenmemesi için havalimanı operasyonuna kapatılmadan ulusal ve uluslararası mevzuatlarda belirtilen gerekli inşai önlemler alınarak inşaat çalışmalarına devam edildiğini belirtti.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Davut Güleç Panel İletişim Sağ Menü
Davut Güleç Logo Ana Sayfa Davut Güleç Kimdir? Galeri Köşe Yazıları Site Haritası