Ekonomi-teknoloji haberleri,TUİK verileri (05.10.2023)

Genel devlet açığının Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’ya oranı 2022 yılında %2,1 oldu
Genel devlet açığı 2022 yılında 309 milyar 422 milyon TL olarak tahmin edildi ve bir önceki yıl %1,1 olan genel devlet açığının Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’ya (GSYH) oranı %2,1’e yükseldi. Mahalli idareler ve sosyal güvenlik kurumları alt sektörleri 2022 yılında fazla verirken merkezi devlet alt sektörü açık verdi. Genel devlet konsolide brüt borç stokunun GSYH’ye oranı ise 2022 yılında %31,7’ye düştü.
Genel devlet toplam harcamalarının GSYH içindeki payı 2022 yılında %30,6 oldu
Genel devlet toplam gelirleri 4 trilyon 287 milyar 286 milyon TL’ye yükselirken, gelirlerin GSYH içindeki payı %28,6’ya düştü. Genel devlet toplam harcamaları 2022 yılında 4 trilyon 596 milyar 707 milyon TL’ye yükselirken, harcamaların GSYH içindeki payı %30,6’ya düştü.
Toplam vergi ve sosyal katkı gelirleri 2022 yılında 3 trilyon 473 milyar 992 milyon TL’ye yükseldi
Üretim ve ithalat üzerindeki vergilerin toplam vergi ve sosyal katkı gelirleri içindeki payı 2021 yılında %45,3 iken 2022 yılında %47,8’e yükseldi. Gelir, servet vb. üzerindeki cari vergilerin payı %28,8’e yükselirken, net sosyal katkıların payı ise %23,1’e geriledi. Sermaye vergilerinin payı %0,3’e yükseldi.

Lidya Grup, SIGN İstanbul 2023’de yoğun ilgi gördü   

Dijital baskı sektörünün lideri Lidya Grup, 21 – 24 Eylül 2023 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen 24.Uluslararası Endüstriyel Reklam ve Dijital Baskı Teknolojileri – SIGN İstanbul 2023 Fuarı’nda temsil ettiği 6 global markanın son teknoloji dijital baskı makinelerini sergiledi.

Teknolojisiyle dijital baskı sektörünün dünya devleri arasında yer alan Xerox, Epson, Efi, Kongsberg, Duplo ve kendi markası Sutec makinelerini ülkemizde temsil eden Lidya Grup, fuarın buluşma noktası oldu ve standında temsil ettiği global markalardan sergilediği 20’nin üzerinde makine ile adeta teknoloji şovu yaptı. Fuara özel kampanyalı fiyatları ve uygun finansman çözümleri ile ses getiren Lidya Grup, ülke genelinden ve yurtdışından ziyaretçilerini ağırladı. Endüstriyel reklam ve dijital baskı dünyasını her yıl Avrasya’nın kalbinde bir araya getiren SIGN İstanbul’a yurtiçi ve yurtdışından profesyonel ziyaretçilerin yoğun katılımı gerçekleşti.

Dijital baskıda Lidya zirvede yer alıyor

Fuarlarda Lidya standının teknoloji şölenine dönüştüğünü ifade eden Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, şunları söyledi:

“SIGN İstanbul 2023 fuarındaki standımızda, dijital baskı makinelerinin en star makinelerini, herkesin görebilmesi ve deneyimlemesi için sergiledik. Geçtiğimiz günlerde Duplo Türkiye’nin distribütörü olduk ve Duplo’nun ürünleri ilk kez standımızda yer aldı. Temsil ettiğimiz Xerox, Epson, Efi, Sutec, Kongsberg, Duplo markalarının hepsi baskı sektöründe gözükse de, markaların teknolojileri ve hizmet verdikleri alanlar birbirinden farklıdır ve bu nedenle yatırım kararından önce yakından incelenmesi önemlidir. Fuara özel düzenlediğimiz kampanyalı fiyatlar ve uygun finansman çözümlerimiz ile son yılların en başarılı fuarlarından birisini geçirdik. Hem yeni teknolojileri görme, hem ihtiyaçları karşılama noktasında ciddi bir ziyaretçi ilgisiyle karşı karşıya kaldık. Lidya Grup olarak bizler, yaptığımız her işimiz de daima en iyisini yapmaya çalışıyoruz ve elde ettiğimiz başarılar neticesinde şirketimizi Türkiye’de ve Londra’daki Lydia Digital ltd şirketimiz ile Birleşik Krallık başta olmak üzere bulunduğumuz coğrafyada ve dünyada zirvede tutmaya devam ediyoruz.” dedi.

Yatırım yapmak için cazip fırsatlar olabilir

Son aylarda yaşanan enflasyon, faiz ve döviz kurlarında yaşanabilecek olası artışlara değinen Lidya Grup Başkanı Bekir Öz, şunları kaydetti:

“Dijital baskı makineleri sektörü ithalata bağlı bir sektör. Herkes önümüzdeki dönemde döviz kurlarında artışların olacağını öngörülebiliyor. Bir yatırım yapılacaksa, mümkün olduğunca çabuk yapılması avantaj sağlayacaktır. Yatırım yapmak için cazip fırsatlar olduğunu söyleyebiliriz ve şuan yatırım yapan kazanır.” diye konuştu.

İş dünyasına tavsiyede bulunan Başkan Bekir Öz, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu dönemde, stokların, genel giderlerin ve nakit akışının iyi yönetmesi önemlidir. Şirketlerin, iş süreçlerini yeniden gözden geçirip, yapılarını daha sağlıklı bir hale getirmeleri gereklidir. Aynı zamanda, ekonominin, pazarın, müşterilerin gerçeklerine göre hareket etmek lazımdır. Bir diğer konu da, şirketlerin büyük çoğunluğu yeterince planlama ve ölçme yapmıyorlar, oysa işi yönetirken planlama yapmak ve sonrasında ölçmek zaruridir.” diye konuştu.

İlk defa lansmanı yapılacak makineler bulunuyor

SIGN İstanbul 2023 Fuarı’ndan sektörün beklentilerin yüksek olduğunu belirten Lidya Grup Satış Direktörü Adem Öz, şunları anlattı:

“Fuarın olduğu tarihler, hem sezonun başlangıcı olması, hem de birçok alımın sezon başlangıcına ötelenmesi ve yaz döneminin bitmesi fuardan beklentileri yükseltiyor ve fuar bu açıdan alım için doğru bir buluşma noktası haline geliyor. Lidya olarak fuarda, temsil ettiğimiz Xerox, Epson, Efi, Kongsberg, Duplo ve Sutec’den oluşan 6 markadan birçok yeni teknolojileri sergiledik. Bu makinelerden bazılarını ilk kez Türkiye lansmanını yaptığımız ürünlerimiz oldu. Standımıza gelen tüm ziyaretçilerimize dijital baskı alanında uçtan uca son teknolojiyi deneyimleme fırsatı sunduk. Örnek vermek gerekirse, ambalaj tarafında hizmet veren bir kuruluşun, büyük ebatta oluklu mukavvaya baskısını gerçekleştirip, ondan sonra kesimini dijital olarak tamamlayıp, bitmiş ürün halini standımızda demosunu yapabilecek bir durumdayız. Özetle, birçok sektörde yapılan işlerin başlangıcından sonuna kadar olan aşamaları, standımızda müşterilerimiz ve ziyaretçiler tarafından yerinde görüldü. Reklam, promosyon, ofset sektörü, ambalaj gibi her alandan ziyaretçileri standımızda ağırladık.” şeklinde konuştu.

Toyota 2024 Paris Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nda Herkes için Sürdürülebilir Mobilite Deneyimi SunacakToyota, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) ve Uluslararası Paralimpik Komitesi’nin (IPC) dünya çapındaki mobilite partneri olarak Paris 2024 için mobilite konseptini açıkladı. Toyota, Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nın değerlerini de paylaşarak herkesi kapsayacak şekilde atletler, resmi görevliler, gönüllüler, medya ve seyircilere yönelik sürdürülebilir mobilite çözümleri sunacak.

Herkese eşit hareket özgürlüğü sunma hedefiyle bir mobilite şirketine dönüşen Toyota, Paris 2024’te kapsayıcı ve sürdürülebilir mobilitenin en yenilikçi halini sergileyecek.

Toyota mobilite çözümleriyle hareketi kolaylaştıracak

 Toyota’nın yeni mobilite ürünleri, herkes için hareket kolaylığı sağlamak üzere tasarlanmış kişisel ve grup mobilite ürünleri sunacak. Toyota, Paris 2024’te diğer mobilite çözümlerinin yanı sıra C + walkS, C + walkT, tekerlekli sandalye e-çekicileri, 250 APM ve 150 tekerlekli sandalye erişimine uygun Toyota Proace gibi 700 mobilite ürünü sunmayı planlıyor. Bu şekilde Toyota, Olimpiyat ve Paralimpik oyunlarda şimdiye kadar görülen en kapsayıcı ve sürdürülebilir mobilite filosuna erişmelerini sağlayacak.

Paris 2024’te Toyota, 250 civarında bireysel elektrikli araca yer verecek. Koltuklu C+walkS ve ayakta kullanılan C+walkT dikkat çeken mobilite çözümlerinden olacak. Her iki araç da maksimum 6 km/s hızda hareket ediyor ve ön engel tanıma sistemiyle sürücülerin ve yayaların güvenliğini sağlıyor.

Toyota, aynı zamanda tekerlekli sandalye kullanıcıları için sıfır emisyonlu e-çekicileri tedarik edecek. Ayrıca bu araçlardan 50 tanesi Paris 2024 boyunca Paralimpik Köyü’nde sunulacak,  150 adet ise Paralimpik Oyunları’nın açılış seremonisinde engelli atletlerin ulaşımını sağlayacak.

Paralimpik Köyü’nde kişisel mikro mobilite çözümlerinin yanı sıra paylaşımlı mobilite hizmetleri de sunulacak. KINTO Share mobil uygulamasıyla tüm operasyonların daha verimli bir şekilde gerçekleştirilmesi sağlanacak.

Tüm bunlara ek olarak Toyota 250 adet sıfır emisyonlu elektrikli APM araçlarıyla da insanların ulaşımını sağlayacak. Tokyo 2020 Oyunları’nda büyük başarı elde eden APM’ler yeniden tasarlanarak Avrupa’da üretildi. Bu araçlar atletlerin ve görevlilerin yanı sıra tekerlekli sandalye kullananlar dahil fiziksel engelleri olan izleyiciler düşünülerek tasarlandı. APM’ler, Paris 2024 boyunca ana servis aracı olarak görev yapacak.

Sürdürülebilir araç filosu Paris 2024’te olacak

Toyota karbon nötr hedefine paralel olarak Paris 2024’e farklı güç ünitelerine sahip çevreci araçlarını getirecek. 2 bin 650 adedin üzerinde tam hibrit, plug-in hibrit, tam elektrikli ve hidrojen yakıt hücreli aracı kullanacak olan Toyota, Paris 2024’ün önceki oyunlara göre yüzde 50 oranında karbon emisyonlarını azaltılmasına büyük katkı sağlayacak.

Toyota’nın Paris’te kullanacağı araçları arasında tam elektrikli Toyota bZ4X, Proace and Proace Verso ile plug-in hibrit RAV4, tam hibrit Toyota Corolla TS, Yaris Cross, ve Highlander ile hidrojen yakıt hücreli Toyota Mirai de yer alacak.

Hidrojen yakıt hücreli Mirai ile karbonsuz topluma doğru

 Toyota, Paris 2024’e 500 adet hidrojen yakıt hücreli Mirai tedarik edecek. Mirai, Toyota’nın sıfır emisyonlu araçlar sunma konusundaki kararlılığının en dikkat çekici örneklerinden biri olarak hidrojen yakıt hücresiyle çalışıyor. Elektrikli mobilitenin sunduğu avantajları, eşsiz konfor ve hızlı şarj ile kombine eden Mirai, Toyota’nın karbonsuz topluma ulaşma hedefini temsil ediyor.

Toyota, hidrojenin düşük karbon emisyon ve daha sürdürülebilir bir toplumun yaratılması için kilit bir nokta olduğuna inanıyor. Bu nedenle marka Paris 2024 süresince, hidrojenle çalışan mobilitenin sınırlarını daha da zorlayan çözümlerini ve sürdürülebilir bir hidrojen ekosistemi oluşturma vizyonunu sergileyecek.

Paris 2024’te sergilenecek hidrojen uygulamaları arasında, özellikle bu etkinlik için dönüştürülmüş iki FCEV şehir içi otobüsü bulunuyor. Otobüsler erişilebilirlik ve takım ruhu göz önünde bulundurularak tasarlandı ve tüm tekerlekli sandalye ekibini tek bir otobüste taşıyabilecek.

Toyota’nın yakıt hücresi teknolojisi, FCEV motorlu teknelerde, otobüslerde, hidrojen Hilux prototipinde ve Paris 2024 Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’ndaki operasyonları desteklemek için diğer çözümlerde mevcut olacak.

Toyota’nın Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları ile ortaklığı, spor ve sporcuların hedeflerine ulaşmak için zorluklarla karşılaşma ve üstesinden gelme şeklinden ilham alıyor ve daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir topluma giden yolu gösteriyor.  Bu anlayışla Toyota, Paris 2024’e katılmak için 40 ülkeden yaklaşık 200 sporcunun destekçisi olarak da eğitimlerinin bir çatı altında olmasını sağlıyor. Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları, Toyota’nın temel değeri olan sürekli iyileştirme ve zorlukların üstesinden gelme arzusunu da somutlaştırıyor.

Uzaktan çalışmada gündem yurt dışı düzenlemeleri

KPMG’nin, 580’den fazla şirketin katılımı ile gerçekleştirdiği “Uzaktan Çalışmada Güncel Trendler” araştırmasının bu yılki sonuçları açıklandı. İşverenlerin esnek çalışmayı nasıl ve ne ölçüde ele aldıklarını gösteren araştırmaya göre uluslararası uzaktan çalışma programları için yönetime ve süreçlerin uygulanmasına odaklanmak, çoğu şirketin 2023 yılındaki en önemli önceliği oldu. Ayrıca iki yıl önceki sonuçlarla karşılaştırıldığında son araştırmaya göre uzaktan çalışma için bir politika veya standart getiren şirketlerin sayısı yüzde 10’dan fazla arttı. Bugün, katılımcıların neredeyse yarısı bir politika veya standart uygularken yaklaşık dörtte biri de bunu yapmayı planlıyor.  Geçtiğimiz üç yıl içinde uzaktan çalışma, iş dünyasının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Her yerden çalışabilme olanağı, coğrafi sınırlamaları ortadan kaldırarak ve geleneksel ofis ortamlarını yeniden şekillendirerek çalışma şeklimizi dönüştürdü. KPMG de uzaktan çalışmanın devam eden dinamik gelişimi ışığında, şirketlerin bu konuda hangi aşamada olduklarını ortaya koyan “Uzaktan Çalışmada Güncel Trendler” başlıklı araştırma gerçekleştiriyor. Bu yılki araştırma kapsamında yapılan ankette 52 ülkeden 580’den fazla katılımcıya uzaktan çalışma hakkında düşünceleri ve yaklaşımları soruldu. Katılımcılar arasında yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve küresel çapta mobilite, insan kaynakları, vergi ve iş hukuku alanlarından profesyoneller yer aldı. Rapor hakkında değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye Teknoloji Dönüşümü, İnsan ve Değişim Yönetimi Hizmetleri Lideri ve Şirket Ortağı Feride Kılıç, “Üç yıl önce başlayan uzaktan çalışma yolculuğunda şirketler, COVID-19 salgını sırasında çalışanlarını desteklemek ve iş sürekliliğini korumak için hızla tepki vermek zorunda kaldı. Kısıtlamalar hafifledikçe, çalışanlar konumdan bağımsız çalışmanın değerini anlamaya başladı ve bu da işyeri esnekliği için artan bir talebe yol açtı. Bugün, şirketler yeteneklerine ve iş ihtiyaçlarına en uygun yaklaşımları keşfetmeye devam ederken birçoğu daha esnek çalışma modellerini benimsedi ve bu esnekliğin faydalarından yararlanmaya başladı. Nitekim yaptığımız araştırma da giderek daha fazla şirketin esnekliği benimsediğini gösteriyor. Bunda ise çalışanların uzaktan çalışma talebi ana itici güç olmaya devam ediyor.” dedi. Uzaktan çalışma politikaları yaygınlaşmaya devam ediyorİki yıl önceki sonuçlarla karşılaştırıldığında son araştırmaya göre uzaktan çalışma için bir politika veya standart getiren şirketlerin sayısı yüzde 10’dan fazla arttı. Bugün, katılımcıların neredeyse yarısı (yüzde 48) bir politika veya standart uygularken yaklaşık dörtte biri (yüzde 27) bunu yapmayı planlıyor. Katılımcıların bir kısmı (yüzde 11) uzaktan çalışmaya izin veriyor ancak bir politika ya da standart uygulamıyor. Katılımcıların sadece yüzde 7’si uzaktan çalışmayı uygulamaya koymayı planlamadıklarını belirtti. Veriler, son üç yılda ankete katılan şirketlerin neredeyse yüzde 90’ının iş yerlerinde esnekliği benimsediklerini de ortaya koydu. Uzaktan çalışmada yetenek odaklı faktörlerin önemi arttıUzaktan çalışma düzenlemelerinin hayata geçirilmesinde birincil itici güç, çalışanların işyerlerinden esneklik talebi olmaya devam etti (yüzde 73). COVID-19 ile ilgili nedenler daha az etkili hale gelirken işveren çekiciliğini artırmak (yüzde 53), yetenek eksikliklerini gidermek (yüzde 38) ve yeteneklere daha iyi erişim sağlamak (yüzde 27) gibi faktörlerin önemi arttı. Katılımcıların sadece birkaçı uzaktan çalışmayı benimseme nedenleri olarak maliyet tasarrufunu (yüzde 14) veya karbon emisyonlarının azaltılmasını (yüzde 3) gösterdi. Sonuçlar, uzaktan çalışmanın öncelikli olarak yetenekleri çekme ve elde tutma ihtiyacından kaynaklandığını gösterdi. Uluslararası uzaktan çalışmada geçici düzenlemeler yaygınAnkette uluslararası uzaktan çalışma programlarının yönetiminde sorumluluğun hangi birimlerde olduğuna dair sorular da yöneltildi. Buna göre katılımcıların yüzde 33’ü uluslararası uzaktan çalışma düzenlemelerinden insan kaynakları departmanının sorumlu olduğunu söylerken bunu yüzde 27 ile küresel mobilite, yüzde 21 ile vergi ve yüzde 6 ile finans departmanları takip etti. Ayrıca katılımcıların çoğu şirketlerinin ülke sınırları içinde uzaktan çalışmaya izin verdiğini belirtirken (yüzde 73) sınır ötesi uzaktan çalışma söz konusu olduğunda, katılımcıların yarısından fazlası (yüzde 52) yılda 90 güne kadar geçici düzenlemeler uyguluyor. Bu da bu kısa vadeli düzenlemelerin sınır dışı uzaktan çalışmalarda en yaygın yöntem olmaya devam ettiğini gösteriyor. Katılımcıların yaklaşık yüzde 20’si yurt dışında işe alım yapmayı veya sanal görevlendirmeleri kolaylaştırmayı düşünüyor. Daha uzun vadeli ve 90 günden uzun süreli uluslararası uzaktan çalışma düzenlemeleri ise en az yaygın olan yöntem olmaya devam ediyor. Mevzuatlara uyumla ilgili zorluklar birincil endişe kaynağı Son araştırmaya göre, şirketlerin çoğu (yüzde 82) uzaktan çalışmayı hayata geçirirken karşılaştıkları en büyük zorluğu vergi ve yasal mevzuatlara uyumluluk olarak gösteriyor. Benzer şekilde, şirketlerin yüzde 65’i kalıcı bir düzen oluşturmayla ilgili riskleri yönetmekten bahsederken yüzde 26’sı göçmenlik kısıtlamalarını ana engel olarak belirtiyor. Uyumla ilgili zorlukların yanı sıra katılımcılar uzaktan çalışma programlarının uygulanması ve yönetilmesiyle ilgili zorlukları da aktardı. Bunlar arasında sağlam süreçlerin ve yönetimin oluşturulması (yüzde 43), yurt dışında geçirilen günlerin izlenmesi (yüzde 30), kural ve politikaların açık bir şekilde iletilmesi yer alıyor. Şirketler, uluslararası uzaktan çalışma programlarına odaklanıyorKatılımcılara önümüzdeki aylarda en önemli önceliklerinin ne olacağı sorulduğunda, çoğunluk (yüzde 44) uluslararası uzaktan çalışma için yönetime ve süreçlerin uygulanmasına odaklanmak istediklerini ifade etti. Buna ek olarak katılımcıların üçte biri (yüzde 33) yasal çerçeveye oturtulmuş politikaları uygulamaya koymayı planlıyor. Katılımcıların yüzde 60’ından fazlası mevcut programlarını güncellemeye ve genişletmeye öncelik veriyor. Bu, farklı uzaktan çalışma yöntemlerine odaklanmayı (yüzde 31) veya mevcut politikaları gözden geçirmeyi ve güncellemeyi (yüzde 31) içeriyor. Katılımcıların yaklaşık yüzde 20’si ise süreçlerini otomatikleştirmeyi veya teknoloji tabanlı bir çözüm uygulamayı istiyor.

KARAYOLU TAŞIMACILIĞINI AKSATAN UYGULAMALARI ORTADAN KALDIRMAK İÇİN ÇABA HARCAMALIYIZ

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Ülkemiz, Orta Koridor güzergâhının kısa, orta ve uzun vadede geliştirilmesi ve iyileştirilmesinde kararlıdır. Bunun sağlanması için de büyük projeler üstlenerek hem Orta Doğu hem de Afrika kıtasıyla ortak projeler geliştirmeye odaklanmış durumdayız” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kazakistan’ın başkenti Astana’da düzenlenen, ‘6’ncı Uluslararası Kazakistan Ulaştırma ve Lojistik İş Forumu’na katıldı. Uraloğlu, ilk olarak Orta Asya’daki en büyük nakliye, lojistik hizmetleri ve teknolojileri fuarı olan 26’ncı Uluslararası Translogistica Kazakistan-2023 Fuarı’nı gezdi ve yetkililerden ürün ve hizmetlere ilişkin bilgi aldı. Fuar alanındaki incelemelerinin ardından forumda konuşan Uraloğlu, Orta Koridor’un önemli bir ayağını tamamlayan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi’nin ulaşım alanında yeni bir dönemi başlattığını belirterek, “Bu hat ile ülkemizden Batı’da başta; Bulgaristan, Macaristan, Almanya, Avusturya, Polonya, Romanya, Çekya, Slovakya, Sırbistan ve Fransa olmak üzere Avrupa’da birçok noktaya, Doğuda; İran, Afganistan ve Pakistan’a;  Kuzeyde Rusya’ya, Orta Asya’da; Gürcistan, Azerbaycan, Özbekistan, Tacikistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Kazakistan ve Çin’e karşılıklı yük trenleri işletiyoruz” ifadelerini kullandı.

“ÜLKEMİZ ORTA KORİDOR GÜZERGAHININ GELİŞTİRİLMESİNDE KARARLIDIR”

Avrupa-Çin arasındaki ticaret değerinin 2022’de 800 milyar doların üzerinde gerçekleştiğini belirten Uraloğlu, “Bu hacim giderek artmaya devam ediyor. Gerek son dönemde yaşanan gelişmeler sebebiyle Kuzey Koridoru yerine Orta Koridoru kullanma isteği, gerekse giderek artan ticaret hacmi, Orta Koridor’da yük taşımacılığı hacmini arttırmak için tarihi bir fırsat ortaya koymaktadır. Ülkemiz, Orta Koridor güzergâhının kısa, orta ve uzun vadede geliştirilmesi ve iyileştirilmesinde kararlıdır. Bunun sağlanması için de büyük projeler üstlenerek hem Orta Doğu hem de Afrika kıtasıyla ortak projeler geliştirmeye odaklanmış durumdayız. Bir taraftan 2053 Ulusal Master Planımız doğrultusunda yatırımlarımıza devam ederken bir taraftan da Basra Körfezi’ni Türkiye üzerinden Avrupa’ya ve Asya’ya bağlayacak olan “Kalkınma Yolu” projesi ile ülkemizin ve keza Orta Koridor’un yük potansiyelini arttırmayı hedefliyoruz.” dedi.

“HALKALI-KAPIKULE ARASINDA YÜK TRENLERİ İÇİN SEYAHAT SÜRESİNİ YARIYA İNDİRİYORUZ”

Türkiye’nin batı sınırına kadar olan mevcut demiryolu hatlarını rehabilite ederek hem yük hem de yolcu taşımacılığında ciddi kapasite artışları sağladıklarını vurgulayan Uraloğlu, “Bu çerçevede İstanbul’da çalışmaları devam eden Halkalı-Kapıkule arasında yük trenleri için seyahat süresini yarıya indiriyor, hattın kapasitesini ise 4 katına çıkarıyoruz. Ülke olarak yeni projelerin yanı sıra var olan sistemlerin geliştirilmesi de gündemimizdeki yerini korumaktadır. Daha önce birçok toplantıda defaten değindiğimiz gibi, yük akışını yavaşlatan uygulamalara son vermek, dar boğazları çözmek ve tüm güzergâhın parçalarını adeta tek bir bütün halinde işletebilmek önceliklerimiz arasında yer almalıdır.  Nitekim geçtiğimiz sene kasım ayında imzalanan, ‘Türkiye, Azerbaycan ve Kazakistan üzerinde Orta Koridor’un geliştirilmesi ve darboğazların eşzamanlı olarak giderilmesi üzerine 2022-2027 Yol Haritası’ bu vizyonu birlikte paylaştığımızın belgesi niteliğindedir. Bunların takipçisi olmalıyız” açıklamalarında bulundu.

“KARAYOLU TAŞIMACILIĞINI AKSATAN UYGULAMALARI ORTADAN KALDIRMAK İÇİN ÇABA HARCAMALIYIZ”

Türkiye’den Orta Asya bölgesine yapılan yük taşımalarının yaklaşık yüzde 90’ının karayolu taşımacılığı ile gerçekleştiğini ifade eden Uraloğlu, “Bu da aslında karayolu taşımacılığının bölge taşımaları açısından ne kadar önemli olduğunu gösteren bir istatistiktir. Bu çerçevede, aslında öncelikle karayolu taşımacılığını aksatan, yük akışını yavaşlatan ve zaman kaybına sebep olan uygulamaları ortadan kaldırmak için çaba harcamalıyız. Orta Asya bölgesinin kendine has coğrafyasının da dayattığı şartları göz önüne aldığımızda bölgedeki ülkelerin ulaştırma alanında çok daha sıkı iş birliklerinde bulunmasının önem arz ettiğini düşünüyoruz. Özellikle transit taşımaların serbestleştirilmesi ve taşıma maliyetlerinin azaltılması konusunda adımlar atılması ilk yapılması gereken hususlardır. Daha önce birçok vesileyle dile getirdiğimiz gibi, geçiş belgelerini ve ücretlerini kaldırarak, gümrük işlemlerini kolaylaştırarak bu konuda adımlar atabiliriz. Bu tür kolaylıklar hem güzergâhımızın tercih edilebilirliğini arttıracak hem de taşıma modları arasındaki rekabeti arttırarak taşımacılık ekosistemini daha ileri götürecektir” diye konuştu.

“DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜ İYİ YÖNETEBİLEN KORİDORLAR DAHA GÜÇLÜ BİR KONUMA GELECEKTİR”

Dijitalleşmenin, rekabetçi ulaştırma koridorlarının vazgeçilmezi olduğunu belirten Uraloğlu, “Dijital dönüşümü iyi yönetebilen coğrafya ve koridorlar yeni dönemde daha güçlü bir konuma gelecektir. Bunu hem kara yolu hem de demiryolu taşımacılığı için ve tüm adımlarda sağlamalıyız. Bu alanda birlikte pek çok adım atmaya çalışıyoruz. Son girişimlerimizden birini sizlerle paylaşmak isterim. Geliştirmiş olduğumuz ‘Elektronik Geçiş Belgesi,’ yani ‘e-Permit’ bu amaca hizmet eden uygulamalardan biridir. Kısaca e-Permit, fiziksel belge olmadan taşımayı mümkün kılan bir sistemdir. Özbekistan’la e-Permit sisteminin pilot sürecini tamamladık ve kotalarımızı belirledik. Azerbaycan’la da bu sistemi hayata geçirmek üzerine görüşüyoruz. Bölgemizdeki diğer ülkeleri de bu sisteme dahil olmaya davet ediyorum” dedi.

“BASRA KÖRFEZİ’Nİ TÜRKİYE ÜZERİNDEN AVRUPA’YA BAĞLAYACAĞIZ”

Basra’dan Türkiye sınırına uzanan kara ve demiryolu ulaştırma koridoru ‘Kalkınma Yolu’nun bin 200 kilometreden oluştuğunu kaydeden Uraloğlu, “Kalkınma yolu olarak adlandırılan bu yeni güzergâhın yıllık kapasitesinin 4,7 milyon TEU konteyner ve 28,5 milyon ton dökme yük olmasını planlıyoruz. Bu proje ile Basra Körfezi’ni Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlayacağız. Bu amaçla gerek Irak ile gerekse diğer bölge ülkeleri ile yakın iş birliği içerisindeyiz. Bu devasa proje ile Orta Doğu’nun Batı Avrupa ile çevre dostu ve kesintisiz bir yük güzergahının oluşması sağlanmış olacak. Projenin ana paydaşı olan ülkelerden biri olarak, bizler en kısa sürede ilk kazmayı vurarak projeyi hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Hayata geçirilecek bu koridorla, dostlarımızdan Orta Asya yönünde de yük göndermeyi planladıkları bilgisini edindik.  Bu sayede, Orta Koridor’da çokça vurgulanan ve pek ilerleme kaydedemediğimiz Batı-Doğu yönünde yük hareketini de önemli ölçüde sağlamış olacağız. Kalkınma Yolu gibi bölgesel girişimlerde Türkiye olarak her zaman yapıcı ve çözüm odaklı çalışmalarımıza devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi, “Türkiye, Londra’dan Pekin’e, Sibirya’dan Güney Afrika’ya uzanan geniş bir coğrafyanın lojistik süper gücü hâline gelme yolunda ilerlemektedir” ifadelerini kullandı.

Egeli madenciler bir taşla iki kuş vurdular

Türkiye’de doğal taş ihracatının lideri Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB), İtalya’da konumunu güçlendirmek için 25-29 Eylül tarihlerinde iki fuarı birden ziyaret etti. EMİB üyeleri iki fuarda dünyanın dört bir tarafından gelen ithalatçılar ve mimarlarla verimli görüşmeler gerçekleştirdi.

EMİB, Ticaret Bakanlığı desteğiyle sürdürdüğü Yeni Dönem Doğal Taş Pazarlama ve Strateji Geliştirme UR-GE Projesi kapsamında İtalya’daki pazarlama faaliyetlerine mermer ve doğal taş sektöründe dünyanın en önemli fuarlarından olan ve bu alandaki trendleri belirleyen Marmomac -Mermer, Doğal Taş ve Taş İşleme Makinaları Fuarı ile başladı.

Türkiye’nin maden ihracatında İtalya’nın 2023 yılının Ocak – Ağustos dönemindeki 163 milyon dolarlık tutarla dördüncü sırada yer aldığı bilgisini veren Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, “Verona Marmomac Fuarı’nda 53 ülkeden 1400 firmanın standı vardı. Dünya’nın her tarafından mimarlar, ithalatçılar, ihracatçılar bu fuarda buluşuyor. Türk doğal sektörü olarak Marmomac fuarında 155 Türk firmamızla güçlü bir şekilde yerimizi aldık. İtalya, Türk ihracatçıları açısından güçlü bir ihraç pazarımız. EMİB olarak 8 aylık dönemde İtalya’ya 70 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. 2023 yılı sonunda İtalya’ya ihracatımızı 100 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Yeni Dönem Doğal Taş Pazarlama ve Strateji Geliştirme UR-GE Projesi’nde yer alan 13 firmadan 22 katılımcıyla İtalya’da temaslarda bulunduklarını dile getiren Alimoğlu sözlerini şöyle sürdürdü; “Verona’daki Marmomac Fuarı’ndan sonra Bolonya’da düzenlenen, seramik ürünlerin ağırlıkta olduğu Cersaie -Uluslararası Yapı, Sanayi, Seramik Fuarı’nı ziyaret ettik. İtalyan alıcıların yanı sıra, fuar ziyaretlerimizde tüm dünyadan maden ve doğal taş firmaları ile iş görüşmeleri gerçekleştirdik, tasarımcılar ve mimarlar ile buluşma zemini bulduk. Aynı zamanda, üretim makineleri ve araçları ile üretim proseslerine ilişkin sektördeki teknolojik gelişmeleri yerinde gördük. Verimli bir sektörel ticaret heyetini geride bıraktık. Bu temasların önümüzdeki süreçte ihracat rakamlarımıza olumlu yansımalarını göreceğiz.”

Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin Yeni Dönem Doğal Taş Pazarlama ve Strateji Geliştirme UR-GE Projesi’nde yer alan; “ALİMOĞLU MERMER GRANİT SAN.VE TİC. A.Ş., AYMAR DOĞALTAŞ MADENCİLİK DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ., BUMERANG MERMER SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ., CENTURY STONE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ., ÇİZGİ MERMER VE GRANİT SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ., DENMAR DEKORATİF MERMER İNŞ. TUR. TEK. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ., EGE ANTİK MERMER SAN. TİC. LTD. ŞTİ., EGE JEOTEKNİK MÜHENDİSLİK SONDAJ MADEN TUR. İTH. İHR. SAN. TİC. LTD. ŞTİ., ELLE NATURAL STONE TUR. İTH. İHR. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ., MADENCİ TAŞ MADEN OTM. PETR ÜR. TUR. İNŞ. SAN. TİC. LTD. ŞTİ., MEKMAR DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ., ŞENLER MERMER MADENCİLİK SAN. VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ve UMUT İNŞ. VE İNŞ MALZ. TAAH. DEK. MERMER MADEN TUR. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.” firmaları İtalya temaslarına katıldı.

Her adımda kendi gücünü keşfet! Timberland Sonbahar-Kış Sezonunda yeni ve çarpıcı kadın stilleri ile bizi kendi süper güçlerimizi keşfetmeye davet ediyor. Beş farklı ayakkabı modeli ve tekstil ürünlerinden oluşan Timberland’in Find Your Superpower koleksiyonu sahip olduğumuz gücü, kendi tarzımızla ve güvenle yansıtarak ortaya koymamız için tasarlandı. Timberland’in Find Your Superpower kadın koleksiyonundaki botlar ve çizmeler, günümüzün stil anlayışını, ikon botlarla harmanlayarak yorumluyor. Bu koleksiyonda, inovasyon ve stilin sınırları tekrar tanımlanıyor. Yeni koleksiyon, kış maceralarına modern ve progresif bir tarz katmak için zamansız Timberland® Premium Deri ve geri dönüştürülmüş ve rejeneratif materyaller içeriyor.   Farkını ortaya koymak istediğinde bunu zarafetle yapabilmek için ihtiyacın olan tek şey: Timberland Everleigh 6 Inch Fermuarlı Botlar Önden fermuarlı modeli ile ekstra konfor sunan, Timberland Everleigh 6 Inch Fermuarlı Botlar, köklü Timberland mirasını arkasına alan cesur bir stilin temsilcisi. Gündüzden geceye eşlik eden, dikkat çekici görünümü ve her ortama uyum sağlayabilen tarzı ile bu model, tüm sonbahar kış kombinlerinin eşlikçisi olmaya aday.  Timberland Everleigh 6 Inch Fermuarlı Botlar, dayanıklı olduğu kadar zarif Premium Timberland® deri üst kısım ve en az yüzde 50 geri dönüştürülmüş plastik içeren ReBOTL™ astar materyalleriyle, ayakları ve bilekleri ustalıkla kavrar. Tüm adımlarda baskıyı azaltma özelliğinin yanı sıra nemi de uzak tutan OrthoLite® köpük tabanları sayesinde ise gün boyu rahatlığı mümkün kılar. EVERLEIGH 6 INCH FERMUARLI BOT 6.499TL   İçindeki gücü görünür kılmak istediğinde Everleigh Pull-On Uzun Çizmeler sana aradığın cesur ifadeyi sağlar Uzun ve bacağı saran iddialı görünümü ile tüm ortamlarda, ekstra güveni ve cesareti adımlara katan Everleigh Pull-On Uzun Çizme modeli, Premium Timberland® Deri üst kısım, OrthoLite® köpük taban ve yüzde 55 Rejeneratif Kauçuk materyallerle tasarlanmış zemin çekiş gücü sunan dişli alt tabana sahip. Sonbahar-Kış sezonunun öne çıkan ürünlerinden olan Everleigh Pull-On Uzun Çizmeler, Timberland’in cesur tavrını yansıttığı gibi gündüzden geceye güvenle adım atabilmeyi sağlayan özgün bir tarzın temsilcisi.  EVERLEIGH PULL ON UZUN ÇİZMELER 7.399,00 TL.  Sofistike ve şık hissetmek istediğin zamanlarda kombinlerine Everleigh Chelsea Botlar eşlik etsin Everleigh Chelsea Botlar, daha dikkat çekici ve iddialı bir biçimde kendini öne çıkarmak istediğinde sana eşlik etmek için tasarlandı. Sonbahar ve kış gardıroplarında yerini almaya hazırlanan, kolayca giyilebilen, dayanıklı ve şık Everleigh Chelsea Botlar, konfor için OrthoLite® taban ve çekiş gücü için kauçuk dış taban içerir. Bu botlar, süper güçlerini bir sonraki seviyeye taşırken eşsiz konfor sağlar.  EVERLEIGH CHELSEA BOT 5.699 TL  Sabahtan akşama hem modunu hem de adımlarını yükselten bir tercih: Allington Heights 6 Inch Bot İlhamını ikonik Orijinal Sarı Bottan alan Allington Heights 6 Inch Bot koleksiyonu, kalın kauçuk alt tabana, en az yüzde 50 geri dönüştürülmüş plastik içeren ReBOTL™ astara, dayanıklı ve cesur olduğu kadar adımlara zarafet katmak için modern yüksek topuk özelliğine sahip. Botun üst kısımlarında Premium Timberland® Deri materyaller tercih edilen bu model, ikonik botlardan esinlenen bir stili, modern görünüm ile kusursuzca buluşturarak adımlarımızı olduğu kadar modumuzu da yükseltmeye aday.  ALLINGTON HEIGHTS 6 INCH BOT 4.669TL  Yeni deneyimlere ve tüm yolculuklara her zaman cesur ve hazırlıklı olmak isteyenler için: Stone Street 6 Inch Su Geçirmez Platform Botlar  Orijinal Sarı Botun tasarım felsefesinden ve vaatlerinden esinlenen ve modern tasarım öğelerini yansıtan bu botlar, yağmurlu ve serin havalarda koruma sunmak için yükseltilmiş Platform Kauçuk alt tabana, dikişli su geçirmez Timberland Premium Deri® materyaller içerir.  Bağcık stili botu uyumla tamamlarken, 200 gram Primaloft® yalıtımı sayesinde soğuk havalarda ayakları sıcak tutar. Nemi ve kötü kokuları ayaklardan uzak tutarken, her adımda rahat hareket etmeyi sağlayan Ortholite® iç tabanı ile yeni deneyimlerin ve yolculukların keyfini çıkar. STONE STREET 6-INCH SU GEÇİRMEZ PLATFORM BOT 5.599TL  Sıcak tutan dikkat çekici bir tasarım: Fishtail Su Geçirmez Kadın Parka Sonbahar-Kış sezonun öne çıkan ürünlerinden olan uzun kadın parka, kıvrımlı kesimi ve çapraz cepleriyle özgün bir tarzı yansıtırken, rüzgâr ve soğuk karşısında koruma sağlayan işlevsellik özelliklerini, özel ve ayırt edici bir tasarımla birleştirir. Ayarlanabilir bel kısmı ve manşetleri sayesinde tüm kombinlere kusursuzca uyum sağlar.  Yüzde 70 organik pamuk karışımı materyalleri, soğuyan havalarda ihtiyaç duyulan doğal rahatlığı sunar.  FISHTAIL SU GEÇİRMEZ PARKA 9.499TL   Outdoor stilden ilham alan Polar Gömlek Ceket ile özgürce hareket et ve her anın keyfini çıkar Kendini ifade etmekten çekinmeyen, şehirli kadınlar için tasarlanan Polar Gömlek ceket, geniş ve rahat kesimi sayesinde çok yönlü olarak kullanabilen bir model. Yüzde 46 yün materyali sayesinde kış mevsimi için yeterince sıcak, sonbahar ayları için ise yeterince nefes alabilir bir stil sunar. Bu ceket, yeni sezonda aklına koyduğunu yapmaktan kaçınmayan kadınların cesur kombinlerini tamamlayacak.  8.999TL POLAR GÖMLEK CEKET

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ABDULKADİR URALOĞLU KAZAKİSTAN’DA…

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Bizler yetkili otoriteler olarak ulaştırma sektörünün önünü ne kadar açarsak, yük trafiğimiz ve ticaretimiz bir o kadar artıyor. Bu yüzden ikili ve transit taşıma belgesi kotalarının kaldırılmasının hem taşımacılık hem de ekonomilerimiz açısından son derece büyük faydalar getireceğinden kuşkum yok” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kazakistan Ulaştırma Bakanı Marat Karabayev ile görüştü. Görüşmede; iki ülke arasındaki denizcilik, karayolu, havacılık ve haberleşme sektörlerindeki konular ele alındı.

Uraloğlu, Kazakistan ve Türkiye’nin ortak bir tarihi paylaşan aynı kültürden gelen ve aynı dil soyuna sahip kardeş ve dost iki ülke olduğunu belirterek, “Kazakistan ülkemizin bölgedeki en önemli siyasi ve ekonomik ortaklarından biri haline gelmiştir. Ekonomik ve ticari ilişkilerimiz yıllar içinde artmış ve 2022’de toplam ticaret hacmimiz 5 milyar doların üzerinde gerçekleşmiştir. Ulaştırma ve lojistik alanında ülkelerimizin yürüteceği işler sayesinde bu hacmin daha da artacağından kuşkum yok” diye konuştu.

KARAYOLU TAŞIMACILIĞI…

Bakan Uraloğlu, görüşmede karayolu taşımacılığında Türkiye ve Kazakistan arasında teati edilecek tek tip ve üçüncü ülkeden taşıma izin belge sayısının arttırılmasıyla iki ülke arasında hem geçen sene hem de bu sene karayolundan taşınan yüklerin yüksek hacimlere ulaşmasının çok önemli ve başarılı bir adım olduğunu belirtti. Uraloğlu, “Anlaşılan o ki, biz yetkili otoriteler olarak ulaştırma sektörünün önünü ne kadar açarsak, yük trafiğimiz ve ticaretimiz bir o kadar artıyor. Bu yüzden ikili ve transit taşıma belgesi kotalarının kaldırılmasının hem taşımacılık hem de ekonomilerimiz açısından son derece büyük faydalar getireceğinden kuşkum yok” dedi. Geçtiğimiz sene kasımda imzalanan “Yol Haritası”nda da transit taşıma serbestleştirilmesinin teşvik edilmesi yönünde ortak irade ortaya koyulduğunu hatırlatan Uraloğlu, “Elektronik Geçiş Belgesi”, yani “e-Permit” sisteminin temelini de bu toplantıyla atabileceklerini söyleyerek, “e-Permit, fiziksel belge olmadan taşımayı mümkün kılan bir sistemdir. Özbekistan’la e-Permit sisteminin pilot sürecini tamamladık ve kotalarımızı belirledik. Azerbaycan’la da bu sistemi hayata geçirmek üzerine görüşüyoruz. Orta Koridor’da önemli bir transit konuma sahip olan Kazakistan’la da bu sistemi kullanarak hem dijitalleşmede ilerleme kaydedebilir hem de kota ve belgelerin getirdiği bürokratik evrak yükünü hafifletebiliriz” diye konuştu.

GEÇİŞ KOTALARININ YÜKSELTİLMESİ…

Bakan Uraloğlu, transit taşımalarda kota yetersizliğine dikkati çekerek, kısa vadede geçiş belgesi kotalarının yükseltilerek, sorunun aşılacağını umduğunu kaydetti. Uraloğlu, bu konuda ayrıca geçiş belgelerinde uygulanan 1 aylık geçerlilik süresinin 2 aya çıkartılması gerektiğini de belirterek, şöyle konuştu:

“Kazakistan topraklarının büyüklüğü düşünüldüğünde maalesef bu süre sürücülerimiz için yetersiz kalmaktadır. Bu sorunu çözmek için, geçiş belgesi geçerlilik sürelerinin 2 aya çıkartılması gerekmektedir. İnanıyorum ki diğer alanlardaki iş birliğimizde olduğu gibi bu hususları da çözüme kavuşturacağız.”

ORTA KORİDOR MEMNUNİYETİ…

Bakan Uraloğlu, mevkidaşı Bakan Karabayev ile görüşmesinde Orta Koridor’un aktif kullanımı ile ilgili Türkiye ile Kazakistan’ın her platformda üstlendiği çalışmaların oldukça memnuniyet verici olduğunu söyledi. “Yapmamız gereken şey altyapı çalışmalarımızı tamamlamak ve hattın cazibesini arttıracak çalışmalar ortaya koymak” diyen Uraloğlu, “Gördüğünüz üzere, Çin-Avrupa arasında her sene artan ticaret rakamlarını yakalamak ve herkesin fazla fazla pay almasını sağlamak oldukça mümkündür. Sizlerle ve Azerbaycan ile imzaladığımız, daha da önce zikrettiğim “Yol Haritası”nda bu adımları belirlemiştik. İnşallah yakında üçüncü Dışişleri ve Ulaştırma Bakanları toplantısında kaydettiğimiz ilerlemeye bakabilecek ve kendimize yeni hedefler koyabileceğiz. Orta Koridor’un Avrupa’ya kesintisiz bağlantısının sağlanması noktasında bizler Bakü-Tiflis-Kars hattına önem vermekteyiz ve bu hatta uzun vadede yüksek hacimlerde yük taşınacağına eminiz. Ülkemiz, önümüzdeki 20 sene içinde demiryolu altyapısını radikal bir seviyede dönüştürmeyi planlamaktadır. Yakın zamanda attığımız birtakım adımlarla bu dönüşüme başlamış durumdayız. Bu sene içerisinde Bulgaristan ile 2. demiryolu bağlantısı için imza attık. Bakü-Tiflis-Kars hattına da ikinci hattı inşa ettiğimizde Orta Koridor, ülkemiz üzerinden Avrupa’ya yüksek hacimlerde yükü mod değiştirmeye gerek kalmadan saatler içerisinde yetiştirebilir durumda olacak. Diğer yandan geçtiğimiz haftalarda Azerbaycan ile Nahçıvan-Kars demiryolu projesi niyetimizi üst düzeyde tesis ettik. Zengezur Koridoru açıldığında Orta Koridor yüklerini bu koldan da yürütme şansımız olacak. Ayrıca, Kazakistan’ın yüklerini ülkemiz limanlarından doğrudan Amerika kıtasına sevk edecek hatlar da tesis edebileceğimizi bildirmek istiyorum. Dilerseniz bu konuyu araştırmak üzere Bakanlıklarımızdan teknik bir heyet oluşturabiliriz. Sizlerin yük arzı ve bizlerin denizcilik sektörü ve altyapısı sayesinde yeni pazarlara açılabileceğimiz çalışmalar yürütmek ve Orta Koridor’un potansiyelini ortaya çıkarmanın üzerine gidebileceğimiz bir çalışmada bulunmak bizleri oldukça memnun eder” diye konuştu.

Bakan Uraloğlu, mevkidaşına ayrıca demiryolu araçlarının temini, bakımı, modernizasyonu başta olmak üzere birçok konuda teknik iş birliği yapmaya hazır olduklarını da ileterek, “Kazakistan demiryollarıyla eğitim, danışmanlık hizmeti ve tecrübe paylaşımı konularında da iş birliği yapabiliriz” dedi.

DENİZCİLİK ALANINDA HER TÜRLÜ İŞ BİRLİĞİNE HAZIRIZ

Denizcilik alanında da iki dost ülke olarak yapılacak iş birliklerine her daim açık olduklarını da kaydeden Bakan Uraloğlu, “Planlamakta olduğunuz herhangi yeni tersane ve liman inşası çalışmalarından ülkemizin bu alanda tecrübeli şirketlerinin katkıda bulunabileceğini belirtmek isterim” diye konuştu.

UÇUŞ FREKANSLARI İKİ KATI ARTTI

Bakan Uraloğlu, “Geçtiğimiz sene uçuş frekans sayılarının iki katı kadar arttırılması, havacılık sektörlerimiz açısından çok faydalı olmuştur. Her iki taraftan çeşitli firmalar pazara katılarak rekabetçiliği arttırmış ve çeşitli destinasyonlardaki yüksek talebi karşılamıştır. Bu alandaki başarılı iş birliğinin devamını diliyorum. Mevcut durumda her iki ülkenin taşıyıcılarına haftada 7 frekans tarifeli kargo sefer hakkı tanınmıştır. Frekans artışlarının getirdiği faydaya dayanarak bu hakkın daha fazla olabileceğini, bir sayı vermek gerekirse haftada 30 frekansa yükseltilebileceğini düşünüyoruz” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Aruloğlu, Kazakistan temasları çerçevesinde Avrasya Ekonomik Birliği Altyapı ve Enerji Bakanı Kocaşev Arzibek Orozbekoviç ile de ikili bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede Kalkınma Yolu Projesi ile çevre dostu ve kesintisiz bir yük güzergahının oluşturulması konuları ele alınarak, istişarelerde bulunuldu.

Bakan Uraloğlu, resmi temasların ardından islam mimarisi ile geleneksel Kazak motiflerinin bütünleştiği tasarımıyla dikkati çeken “Astana Büyük Camii”yi Kırgızistan Ulaştırma ve Telekomünikasyon Bakanı Tilek Tekebayev, Özbekistan Ulaştırma Bakanı İlkhom Makhkamov ve Tacikistan Ulaştırma Bakanı İbrahim Azim ile birlikte ziyaret etti.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Eğitim, ekonomi-teknoloji, magazin-yaşam, kültür-sanat haberleri

TEV ve WWF-Türkiye’den Dünya Çevre Günü’nde anlamlı işbirliği TEV (Türk Eğitim Vakfı) ve WWF-Türkiye (Doğal …


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/swtdavut/public_html/wp-includes/functions.php on line 5420