Ekonomi

Ekonomi haberleri (20.03.2020)

TUSAF (TÜRKİYE UN SANAYİCİLERİ FEDERASYONU) BAŞKANI EREN GÜNHAN ULUSOY

Türkiye genel anlamda, buğday arz ve talebinde dengeli bir ülkedir. Gerçekleştirilen buğday ithalatı, mamül ihracatının hammaddesi olarak kullanılmaktadır. Zira Türkiye dünyanın bir numaralı un ihracatçısı ve en büyük un tedarikçisidir. Türkiye’de kurulu bulunan un üretim kapasitesi, Türkiye’nin yurtiçi talebinin iki katından fazladır.

Koronavirüsün yarattığı tedirginlik ile beraber, un başta olmak üzere birçok temel gıdanın perakende satış noktalarındaki raflarının boşaldığını gördük. Bu durum geçicidir. Çünkü yurt içinde ne buğday stokunda ne un stokunda ne de un üretiminde herhangi bir aksama yok. Konu sadece bu ürünlerin tedarik ağı içerisinde raflara ulaşmasıdır. Tabii ki, bu kadar ani bir talebin geleceğini kimse beklemiyordu. Bu ani talebe göre hiçbir perakendeci, olağan şartlarda stok bulunduramaz. Un üreticilerimizin stoklarında ve üretiminde bir sorun olmadığından birkaç gün içerisinde, bilemediniz bir hafta içerisinde raflar dolacaktır.

İnsanların bir yılda tedarik ettiği kolonya gibi hijyen ürünlerini bir günde tedarik ettiklerini gördük. Ancak un sektörü için durum biraz farklı, bizim sektörümüzde perakende taraftaki tüketim miktarı yüzde 5. En yüksek tüketim ise yüzde 82 ile ekmek üretimi için fırınlara verdiğimiz ürünler. Geriye kalan kısmı ise endüstriyel ürünlerde kullanılıyor. Un sektöründe, perakendede olağanın çok üzerinde bir talep gerçekleşti ama genel un talebine baktığınızda büyük bir etki etmiyor. Çünkü Türkiye yıllık 160 kilogram kişi başına un tüketimiyle, zaten dünyada en çok un tüketen ülkelerin başında geliyor. Ne kadar artırsak da bu tüketimi iki katına yani 320 kilograma çıkaramayız. Bu nedenle Türkiye’de un talebi ikiye katlanamaz ama normal şartlarda bu talep 12 aya eşit yayılmışken, şimdi 1 ayda 3 aylık talebin geldiğini görüyoruz. Her hafta bir paket alacağınıza, bir günde birkaç paket alarak sadece evimizdeki stoku artırdık ama tüketimimiz aynı oranda artmadı. Böylelikle, ilerleyen aylardaki talep öne çekilmiş oldu. Kapasiteler kullanılarak un üretimi artırıldı ve bu üretimler sevk edildiği zaman rafların yeniden dolduğunu göreceğiz. Un sanayindeki çalışanlarımız da bu tedarikin aksamaması için aralıksız işyerlerinde üretimi sürdürüyorlar. Gıdaya erişim de en az sağlığımız kadar önemli, hasta olmadan önce, beslenmemizi de düzgün bir şekilde sürdürmek zorundayız.

Türkiye’nin üretim kapasitesi Türkiye’nin ihtiyacının iki katından fazla. Sektörümüzün en büyük problemlerinden biri atıl kapasiteydi. Kapasitemizin sadece yarısını kullanabiliyorduk. Yani Türkiye’deki talep, bizim arzımızın yarısına denk geliyordu. Bugün baktığımız zaman bunun ne kadar önemli bir sigorta olduğunu görüyoruz.  Talep ikiye katlansa bile Türkiye’nin bunu üretecek kapasitesi var. Türkiye bu nedenle 7 yıldır dünyada ihracat şampiyonu. Bu da önemli bir avantaj. İhracattaki stoklarımızı, kapasitelerimizi de talep halinde iç piyasaya yönlendirme imkanına sahibiz.
Toyota Showroomlarına Aynı Anda En Fazla2 Müşteri Kabul Edilecek 

Toyota, Türkiye’deki tüm bayilerinde koronavirüs salgınının önüne geçmek, çalışanların ve müşterilerin sağlığını en üst düzeyde korumak amacıyla “randevulu çalışma sistemine” geçiyor. Buna göre; bayilerin çalışma saatleri yeniden düzenlendi, satış ve servis ekiplerinin farklı gruplara ayrılmasıyla, bayi çalışanlarının günlük çalışma saatleri de yarıya indirildi. Toyota’nın Türkiye’ye yayılmış 59 bayisinde devreye alınan sisteme göre showroom ve servis kabul alanlarına aynı anda en fazla 2 müşteri kabul edilecek ve müşteriler arasında en az 1 metrelik mesafenin korunmasına dikkat edilecek. Bayilerde gerçekleştirilecek işlemler sırasında tüm araçlar periyodik olarak dezenfekte işleminden geçecek ve çalışanlar ile müşteriler arasında en az 1 metrelik sosyal mesafe korunacak.

Toyota “önce insan” düşüncesiyle tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de koronavirüs salgını ile mücadele için önlemlerini artırdı. Öncelikle çalışanlarını bilgilendiren Toyota, müşterilerinden gelen talepleri karşılama adına en üst düzeyde önlemleri devreye alarak çalışmalarını sürdürecek. Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş.’den yapılan açıklamada ikinci bir duyuruya kadar sürecek uygulama hakkında şu bilgiler verildi;

“Halen trafikte seyreden yüzbinlerce Toyota kullanıcısının satış sonrası hizmetlerini almak konusunda mağdur olmamaları için operasyonlarına devam etmek durumunda olan bayi çalışanlarının ve onlarla temasta olacak müşterilerin COVID-19 ile ilgili riski minimum seviyeye indirgemeye çalışıyoruz. Burada bizler için en önemli öncelik çalışan ve müşteri sağlığıdır. Satış ve satış sonrası operasyonlarında randevulu çalışma sistemine geçerek daha kontrollü bir müşteri kabulü başlatılacaktır. Bu amaçla; kesintisiz satış randevu hattı kurularak yeni müşteri kabulü ya da satılmış olan araç teslimatı randevulu olarak gerçekleşecektir. Servis müşterileri de Online Randevu Sistemi üzerinden kendi tercih ettikleri saate göre randevularını oluşturabilecekler. Servis kabul resepsiyon alanında aynı anda en fazla 2 müşterinin işlemleri yapılacaktır. Bu amaçla, müşteri bekleme alanında bekleyen müşterilerin arasında da temas mesafesini koruyacak oturma düzeneği ve bekleme alanları oluşturulmuştur.”

 “Interaktif showroom da devrede”

Toyota’nın sektöründe bir ilki gerçekleştirerek devreye aldığı “interaktif showroom” uygulaması da evlerinden çıkmak istemeyen müşteriler için hizmet vermeye devam ediyor. Sensör ve kameraların olduğu dijital bir gözlük ile müşterilerle canlı olarak sesli ve görüntülü iletişime geçen müşteri temsilcileri, müşterilere Toyota modellerini inceleme şansı sunuyor. Sanal ve gerçek dünyayı birleştirerek ileri teknolojiyi sunan Toyota, showroom ziyaretini müşterilerinin akıllı telefonları veya bilgisayarları aracılığı ile gerçekleştirmiş oluyor. Hololens teknolojisiyle geliştirilen “İnteraktif Showroom” uygulamasını kullanmak isteyenler “toyota.com.tr”  üzerinden interaktif showroom için hazırlanan özel bir sayfadan bu uygulamaya erişiyorlar.

Sultanahmet Köftecisi 100 Yıldır İlk Kez Açılmadı

İstanbul’un asırlık lezzet durağı Tarihi Sultanahmet Köftecisi 1920, kurulduğu günden beri ilk kez bu sabah açılmadı.

Tarihi Yarımada’yı ziyaret eden yerli, yabancı her gün binlerce kişinin yemek molası verdiği ünlü köfteci, Covid-19 salgını nedeniyle misafirlerini ve çalışanlarını düşünerek geçici olarak dükkanını kapatma kararı aldı.

Dün misafirlerini ağırladıktan sonra kapatılan tarihi işletme bu sabah açılmadı.

Tarihi Sultanahmet Köftecisi 1920’nin merkez dükkanına bu sabah gelenler, “SİZİN SAĞLIĞINIZ HER ŞEYDEN ÖNEMLİ… Siz değerli müşterilerimizin, çalışanlarımızın sağlığı her şeyden önce gelir. Ülkemizde görülen Covid-19 salgını dolayısıyla sizleri, çalışanlarımızı düşünerek merkez dükkanımızı geçici süreyle kapatma kararı aldık. 100 yıllık serüvenimizde ilk kez sizlerden ayrı kalacağız. Sağlıklı günlerde buluşmak üzere… TARİHİ SULTANAHMET KÖFTECİSİ 1920” yazısı ile karşılaştı.

Tarihi Sultanahmet Köftecisi 1920’nin Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Mehmet S. Tezçakın, resmi kuruluş tarihleri 1920 olsa da 1916 yılından beri hizmet verdiklerinin belgelendiğini ifade ederek, “Bu dükkân 1. Dünya Savaşı’nda, İstanbul’un işgalinde, Kurtuluş Savaşı’nda, 2. Dünya Savaşı’nda, depremlerde, diğer doğal afetlerde, kıtlıklarda bile bir gün olsun kapanmadı. Dedemiz Mehmet Seracettin Efendi, Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu’ya gizlice nevale göndererek, kahraman askerlerimize destek olmuş” diye konuştu.

104 yıldır tarihe tanıklık eden dükkânı, misafirlerin ve çalışanların sağlığını düşünerek geçici olarak kapatmaya karar verdiklerini kaydeden Tezçakın, “İnsanların kalben birbirlerine yakınlaştığı, bedenen ise araya mesafe koyması gereken günler yaşıyoruz. Devletimizin, alacağı önlemlerle bugünleri de atlatacağız.” ifadelerini kullandı.

GMW MIMARLIK’tan Türkiye’de Bir İlk:

Global Projeler İçin Tasarım Yönetimi ve Koordinasyon Hizmeti

Kuruluşundan bu yana yaptığı çok sayıda havalimanı projesiyle edindiği deneyimle tasarım yönetimi ve koordinasyonu alanlarında da hizmet vermeyi sürdüren GMW MIMARLIK, uluslararası ölçekte verdiği danışmanlık hizmetleri ile Türkiye’de örneği olmayan bir başarıya imza atıyor.

GMW MIMARLIK, geçen yıllar içinde yaptığı çok sayıda havalimanı projesiyle edindiği  tecrübe ile multi-disipliner tasarım yönetimi ve koordinasyonu alanlarında global ölçekte hizmet vermeyi sürdürüyor. GMW MIMARLIK mimari proje üretimi dışında, pek çok uluslararası proje grubuna yönetim ve koordinasyon konularında danışmanlık hizmeti vererek Türkiye’de benzeri olmayan bir başarı sergiliyor.

Mimari ve tüm diğer disiplinlerin tasarım çalışmalarının işverenin ihtiyaç ve isteklerine, bütçeye, iş programına ve teslimlerin amacına uygun yapılmasını sağlamak için yapılan çalışmaların bütünü olan tasarım yönetimi çalışmalarını, mimari alanda her zaman yerine getiren GMW MIMARLIK, diğer disiplinlerin yönetimini işveren talebi üzerine ayrı bir kapsam halinde yürütüyor.

“Tasarım Yönetimi” Hangi Sorumlulukları Kapsıyor?

Tasarım yönetimi; tüm disiplinler için, ihtiyaca uygun olarak tasarım ekiplerinin belirlenmesi, tasarım kriterlerinin, bütçenin ve iş programının belirlenmesi, iş programına uygun olarak yapılacak teslimlerin amacının belirlenmesi, tüm disiplinlerin belirlenen kriterlere göre teslimlerinin yapabilmesi amacıyla tasarım ekipleri, işveren ve paydaşlarla bilgi alışverişinin yapılması, tasarım onay süreçlerinin ve tasarımcıların ödemelerinin yönetilmesi, yapım yöntemine uygun olarak ihalelerde yeterli tasarım bilgisinin aktarılmasının sağlanması, yapımcının veya yapımcıların tekliflerinin değerlendirilmesi, gelen tekliflerin bütçe üzerinde kalması halinde kalite ve nitelik değişikliği olmadan alternatif önerilerin değerlendirilmesi ve yapımın tasarıma uygunluğunun denetlenmesi süreçlerinin tamamını veya işverenin taleplerine göre bir kısmını içerebiliyor.

GMW MIMARLIK, tüm disiplinlerin hazırladığı dokümanların birbirleriyle uyumlu olması ve yapım sırasında projede değişikliğe ihtiyaç duyulmaması amacıyla halihazırda mimari proje hizmetleri kapsamında yürütülen tasarım koordinasyonunun ise, tasarım yönetiminden farklı olarak, zaten mimarın görevinin bölünmez bir parçası olduğuna inanıyor.

“Tasarım Yönetimi” Süreci Hangi Adımlarla İlerliyor?

Tasarım yönetimi sürecinin ilk aşamasında, öncelikle işin kapsamına göre hangi ekiplerin biraraya gelmesi gerektiğine karar verilmesi gerektiğini vurgulayan GMW MIMARLIK yönetici ortaklarından Mimar Dicle Demircioğlu şöyle ekliyor: ‘’Mimari, statik, mekanik, elektrik, altyapı mühendisleri, peyzaj, yangın danışmanı, güvenlik, akustik, mimari aydınlatma, cephe danışmanlarının yanı sıra bizzat projenin ihtiyaçlarına göre belirlenen konularda örneğin, havalimanlarında özel havalimanı sistemleri gibi veya iç mimari projelerde kurumsal kimlik, sanat, fitness danışmanları gibi birçok disiplinin biraraya gelmesi gerekebilir. Eğer tasarım yönetimini biz yapıyorsak, ihtiyaca ve tasarım bütçesine göre en uygun ekiplerden teklifler toplayarak işveren onayına sunarız.’’

Ekipler belirlenip projeye başlandıktan sonra “Tasarım Ekipleri Prosedürü” denilen ve süreçler boyunca takip edilmesi gereken bilgi ve doküman paylaşımı, iletişim, teslimler, onaylar, revizyonlar gibi tüm prosedürleri ve akışları içeren dökümanı hazırlayan GMW MIMARLIK ekibi, bu tasarım yönetimi sürecinde kullanılacak standartlar ve yönetmelikler, bina açıldığında önceden belirlenen tasarım yılına kadar sahip olacağı kapasiteleri, konfor şartları, teknolojik altyapısı, sosyal donatı alanları gibi ihtiyaçlarla birlikte işverenin vizyonuna göre LEED, BREEAM, WELL gibi sertifikasyon ihtiyaçları veya belirli ise işverenin bütçesi ve proje programını da netleştirerek tasarıma doğru kriterlerle başlanmasını sağlıyor. GMW MIMARLIK, projelendirme BIM ortamında yapılacak ise bir BIM Yönetim Ekibi kurulmasından ve tüm disiplinlerin uyması gereken BIM Uygulama Planı (BEP) hazırlanmasından da sorumlu oluyor.

GMW MIMARLIK yönetici ortaklarından Mimar Pınar İlki Emekçi ise işe başlamadan proje programı hazırlanırken tüm ekiplerin birbirinden, işverenden veya diğer paydaşlardan hangi bilgiyi ne zaman beklediklerinin gerçekçi bir şekilde belirlenmesinin önemini şu sözlerle dile getiriyor: ‘’Bilgi kayıplarını ve bilginin takibini kolaylaştırmak amacıyla tasarım sürecinde kullanılacak Aconex, A360, BIM360, BIMCollab bilgi paylaşım ortamlarını baştan belirleyerek, tüm iletişimin bu ortamlar üzerinden yapılmasını ve  toplantıların kayıt altına  alınması sağlıyoruz. Tasarım sürecinde tüm disiplinlerin baştan belirlenen kurallara ve kriterlere uygun çalışılması için gerekli kontrollerin yapılması oldukça önemlidir. Bu süreçte baştan belirlenmiş iş programına uygun olarak hazırlanan dokümanların işveren ve diğer paydaşlarla paylaşılması gerekli olan onayların takibini ve tasarım kriterleri dışında yeni ihtiyaç ve talepler olduğunda bu değişikliklerin sebep ve etkilerinin düzenli olarak kayıt altına alınmasını sağlıyoruz.’’

Yapım yöntemine uygun olarak, gerekli ve yeterli bilginin vaktinde tesliminin sağlanmasının önemini vurgulayan GMW MIMARLIK ortakları, işverenin anahtar teslim ihaleye çıkması durumunda, tüm bilginin tek seferde bir bütün paket halinde eksiksiz ve tamamen koordine edilmiş şekilde yayınlanmasını talep etmesi veya tasarla-yap yöntemiyle ihaleye çıkılacaksa temel tasarım ve performans beklentilerinin tanımlandığı, büyük ölçüde koordine edilmiş bir bilgiyle de yetinilmesinin mümkün olduğunu belirtiyor.

Bu süreçte, işverenin yapım ihalesine çıkması durumunda, gelen tekliflerin tasarıma ve teknik şartnamelere uygun olup olmadığını, tasarımda yer alan tüm kalemleri içerip içermediğinin ilgili disiplinlerce kontrol edilip işverene raporlanması sağlanıyor. Eğer gelen tekliflerde bütçe veya süre açısından işverene avantaj sağlayacak alternatif öneriler varsa, bu önerilerin kalite ve nitelik açısından değerlendirilerek raporlanması ve değişen piyasa, üretim koşulları, işin yapımında sonradan ortaya çıkan çeşitli zorluklar gibi nedenlerle tekliflerin bütçenin üzerinde kalması halinde yine işin kalitesini ve niteliğini değiştirmeden alternatif önerilerin hazırlanması gerekebiliyor.

Yapım aşamasında ise, yüklenicilerin kendi malzeme ve sistemlerine uygun olarak üretecekleri imalat resimlerinin tasarıma uygunluğunun kontrolü sağlanıyor ve tasarım ekibi içindeki tüm disiplinlerin ödemelerinin yapılması için hakediş onayları da eğer işveren talep ettiyse tasarım yönetimi sürecine dahil olabiliyor.

Disiplinler Arası Tasarım Koordinasyonu Süreci…

Tasarım ve projelendirme süreçlerinin, tasarımcının kendi masasında tek başına yaptığı bir iş olmadığını vurgulayan Dicle Demircioğlu, disiplinler arası çalışma ve koordinasyonun bir mimarın en temel görevlerinden birisi olduğunu dile getiriyor ve ekliyor:

“Örneğin, proje süresince eğer statik grubu ile yeteri kadar birlikte çalışmadıysanız, çizdiğiniz o incecik zarif saçaklar uygulamada kalın ağır elemanlara döndüğünde yaptığınız tasarım tüm etkisini yitirecektir. Mekanik koordinasyonu yeterince yapmadıysanız tasarımızdaki ferah mekanlar uygulamada düşük tavanlı basık mekanlara dönüşebilir, ya da en güzel cephenizde bir mekanik egzost panjuru çıkabilir. Bu nedenle koordinasyon yapabilmek için çok yönlü düşünmek, tüm sistemler hakkında alternatif üretebilecek kadar bilgi sahibi olmak gerekir. Tasarım yönetimini, işverenin kendi mimari ekibi veya proje yönetim ekibi yapabilir ancak tasarım koordinasyonu mutlaka mimar kapsamında olması gereken bir konudur, işinin ayrılmaz bir parçasıdır.”

GMW MIMARLIK tasarım yönetiminde yıllar içinde oluşturduğu standart form ve formatlardan oluşan bir sistemi kullanıyor. Bilgi akışını doğru ve zamanında sağlamak ve düzenli raporlar alabilmek adına dijital doküman yönetimi platformlarından faydalanıyor.

Kullanılan yazılımlardan bağımsız olarak, pek çok farklı nedenle artık iki boyutlu çizim üretme metotlarından vazgeçen GMW MIMARLIK, Bina Bilgi Modelleme (BIM) sistemini kullanıyor. Mühendislerle birlikte tek bir model üzerinde çalışan ekip, koordinasyon yapılması gereken alanları daha kolay belirliyor. Fakat bu yazılımlar sadece problemi gösterdiğinden, doğru çözüm yine ekibin yetenekleri ve tecrübeleriyle üretiliyor.

Tasarım Yönetiminde Maliyet ve Kalite….

Projenin ihtiyaçlarına uygun tecrübelerdeki insanların bir araya gelerek oluşturduğu bir ekip tarafından belli bir sürede yapılmakta olan tasarımın maliyetinin aşağı yukarı belli olacağını dile getiren ekip, aynı işi, aynı kalitede çok farklı maliyetlerle yapmanın mümkün olamayacağını vurguluyor. Tasarım yönetimi sürecinde bazen aynı işe çok düşük veya çok yüksek teklif veren firmalarla karşılaşıldığını, bu durumda teklif verdikleri işin kapsamını, ekip yapılarını ve projede çalışacak kişileri çok iyi sorgulamak gerektiğini, böylelikle işin kalitesinin gereken düzeyde tutulması gerektiğini belirtiyor.

Öncelikle, işverenin ihtiyaç ve isteklerini doğru anlayıp, bunları yazılı hale getiren GMW MIMARLIK, daha sonra doğru ekibi oluşturarak, tüm süreç boyunca tüm kararların yazılı olarak alınmasının sağlanmasında, özellikle süre ve bütçeyi etkileyecek konularda tüm paydaşları doğru ve zamanında bilgilendirilmesi kısımlarında rol oynuyor. Sistematik olmaya, bilginin kişilerde değil sistemde olmasını sağlamaya önem veren ekip, yıllardır uygulanmış, denenmiş ve aynı zamanda da projenin ihtiyaçlarına göre değiştirilebilen ve geliştirilebilen bir sisteme sahip olmanın pek çok şeyi kolaylaştırdığını belirtiyor.

GMW MIMARLIK, tasarım yönetimini üstlendiği her projede, ekibi kendi içinde ayrı bir ekip olarak kurgularken, tasarım koordinasyonunda ise mimari ekibi baş rolde görevlendiriyor. Tüm bu ekiplerin bir arada, ne yaptıkları konusunda birbirlerini haberdar ederek ve birbirlerine destek olarak uyum içinde çalışmasını sağlıyor ve  bunu kurdukları düzen içerisinde sistematik bir şekilde gerçekleştiriyor.

Tasarım yönetiminde en büyük zorluğun, işi yapabilecek kapasitesi olmayan firmaların işveren veya diğer paydaşların tercihi ile tasarım ekibine katılmaları ile yaşandığını belirten Pınar İlki Emekçi, bu durumu aşmanın yolunun işvereni zamanında yazılı olarak uyarmak olsa da işveren bu konuda adım atmazsa veya adım atmakta gecikirse tüm tasarım ekibinin etkileneceğini dile getiriyor ve ekliyor: “İşverenin en başta neyi, nasıl ve ne zaman istediğini bilip bunu ve bütçesini doğru şekilde proje ekibine aktarması çok önemli. Proje sürecine dahil olup, zamanında doğru yorumları yapması gerekiyor. Proje grubunu iş verdiği bir taşeron olarak değil de, amacına ulaşmasına destek olan, istek ve ihtiyaçlarını gerçekleştirmesinde kendi adına düşünen ve çalışan sağ kolu gibi gören işverenler sonuçta daha kazançlı çıkıyorlar. İşverenin projeden sorumlu ekibinin de doğru kurgulanmış olması gerekiyor, mesela bir BIM projesinde işverenin ekibi de BIM’i en azından kendi kontrol ve onay süreçlerini vaktinde ve eksiksiz yürütebilecek kadar biliyor olmalı ya da bir havalimanı projesinde havalimanı işleyişini anlıyor olmalıdır.”

Uluslararası Ölçekte Tasarım Yönetimi…

Yurtdışı projelerinin hepsi büyük ölçekli ve çok uluslu işler olan GMW MIMARLIK,  tasarım yönetimini üstlendiği ve uluslararası kuralların geçerli olduğu bu projelerin yönetimini ve koordinasyonunu, uluslararası standartlarda geliştirdiği bir çalışma disiplini ile sağlıyor. Yönettiği veya yanyana çalıştığı ve çalışma prensiplerinin örtüştüğünü gördüğü ekiplerle birlikte farklı projelere de imza atan şirket, böylelikle iş yapma potansiyelini de arttırıyor.

Aura Design Studio Tasarımı Söğütözü İş Merkezi’nin İnşaatı Tamamlandı

Ankara’nın en merkezi ofis ve ticaret alanlarından birinde, çevre parsellerde yer alan alışveriş,  ticaret ve otel yapılarıyla birlikte başarılı bir kentsel tasarım projesinin merkezinde konumlandırılan Söğütözü İş Merkezi’nin inşaatı tamamlandı. Dinamik ve özgün tasarımı ile bulunduğu bölgeye farklı bir kimlik kazandıran yapının tasarımı ise, mimarlık, şehir planlama ve peyzaj mimarlığı alanlarında farklı tipolojilerde birçok ödüllü projeye imza atan Aura Design Studio’ya ait.

Mimar Filiz Cingi Yurdakul liderliğinde yurt içi ve dışında gerçekleştirdikleri ödüllü projelerle son dönemde adından söz ettiren Aura Design Studio, dinamik ve özgün cephe tasarımıyla iddialı bir yapı olan Söğütözü İş Merkezi’ni tasarladı. İnşaatı tamamlanarak kullanıma açılan yapı, önemli bir kentsel tasarım projesinin de parçası olduğundan, yapının peyzajının da özellikle yaya allesi ile bütünleşik aynı zamanda da kendi cephe ve kütle karakterine de uyumlu olmasına dikkat edildi.

Yaya allesine zemin katlarındaki ticari birimlerle bağlanırken hemen arkasındaki nispeten sakin olan park alanı karşısından ofis ve otopark girişini sağlayan yapının girişinde, çelik strüktürü ile cephe karakterine uygun bir giriş saçağı tasarlanmış. Yapının mimari projeleri ile mekanik-elektrik-statik koordinasyonu sağlanarak cephe projeleri ve peyzaj projeleri üzerinde de incelikle çalışan mimarlar, giydirme cephe sistemi olarak panel cephe elemanları kullanmış ve her bir panel tasarımı, cephe danışmanı ve cephe uygulama firması ile birlikte titizlikle ele alınmış.

Panel cephe önlerindeki genişletilmiş metal paneller, her biri aynı ebatta üçgen modüller olarak kurgulanmış. Bu üçgen modüller yatay, dikey, 45 derece açılı ve boş çerçeveli olarak tasarlanarak G profillerle panel cephe sisteminden ileriye çekilip ana cephe sistemi ile entegre edilmiş. Cephe temizliği için her katta uygun geçişler sağlanan tasarımda, ctp kasetli yürüme panelleri ile iç cephe temizliği çözümlenmiş.

Zemin ve teras katlardaki kütle hareketlerinin ahşap görünümlü alüminyum paneller ile vurgulandığı yapıda bu paneller, zemin kat ve teras katlarda ticari birimlerin aralarında ve ikinci kat üzeri teras kat tavanında 20’şer cm’lik paneller olarak uygulanmış.

Malzeme seçiminde ise mimarların tercihi doğal malzemelerden yana. Zemin malzemesi olarak yaya allesi ile uyumlu traverten doğal taş seçilmiş. Kot farklılıkları üçgen sac bordürlerle çevrelenen bitkisel peyzaj alanları ile çözümlenmiş ve yaya allesi kotları, bağlantıları eğimle uyumlu çözümlenmiş eriyen merdivenler ile kurulmuş. Teras katlara konumlandırılan saksılar ile ofis çalışanları için yeşil nefes alma alanlarının oluşturulması hedeflenmiş.

Giydirme cephelerdeki açılabilir kanatlar hem açık ofislere hem de makam odalarına uyumlu olarak ele alınırken, ofis katları, esnek plan şemalarına ve olası değişikliklere uyumlu olacak şekilde yükseltilmiş döşemeler ile planlanmış.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Davut Güleç Panel İletişim Sağ Menü
Davut Güleç Logo Ana Sayfa Davut Güleç Kimdir? Galeri Köşe Yazıları Site Haritası