DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ
davutgulec@hotmail.com
Her işin bir zorluğu var.
Kimi dinleseniz, mesleğinden, yaşamından, çevresinden dertlenirde dertlenir.
Ama devlet,. millet, toplum ve meslek liderleri kolay yetişmez ve değişmez.
Birde ölüler ve deliler değişmez.
***
Toplum yaşamında ‘hayat boyu öğrenme’ hiç bitmez.
Her an, saat, gün, hafta, ay, yıl yeni birşey öğrenmekle geçer.
İnsan ve meslekler ‘reset’lenir, güncellenir.
Buna ayak uyduramayanlar ise ya köşesine uğurlanır ya da mesleğe veda ederek ‘vefa’ bekler.
***
Şimdi diyeceksiniz ki, ‘eğitim ve kahramanlık’ ne iş?
Evet kısa ön girişten sonra önce eğitim olayına geleyim.
1978’den beri gazetecilik mesleği ile ilgili çeşitli eğitimler alıyor, toplantı, seminer, çalıştay, sempozyum, panel, söyleşi, çeşitli proğramlara katılıyorum.
Ama son 12 yılı aşkın bir süre, 29 Nisan’da aramızdan ayrılan ve tam yatalak olan annemin durumu, bizim kardeşlerimle nöbetlerimizden birçok mesleki eğitime, toplantıya katılamadım, hep öteledim.
Ancak, Van’da; Tüm İletişim ve Medya Federasyonu (TİMEF), dijital dönüşüm çağında gazeteciliğin geleceğine ışık tutan Avrupa Birliği destekli ‘Etik Gazetecilik Projesi’ kapsamında, Dijital Gazetecilik Eğitimci Eğitimi benim içinde önemliydi.
Neden derseniz, Kayseri’de belkide ilk, kendi markasını yaratmak için ‘DG’ logosu ‘O bir Dünya markası, Kayseri modeli’ sloganı ile ‘davutgulec.com’ internet sitesini hayata geçiren ve gazetecilik yapan biriydim.
Öyle ki o ilk günden yazılı basının tükendiği, üzerinin çizildiği ilk günlere kadar ‘boş ver biz gelenekçiyiz, klasik gazeteciyiz, gazete kokosu olmadan olmaz’ diyerek ‘şeytan taşlar’ gibi taşlayanlarda sonradan ‘beni izlemeye’, kendilerini değiştirmeye, ‘seks sitesi’ dedikleri ‘sosyal medya’ ile tanışarak ‘dediklerini yalayıp’ dijital-yeni nesil gazetecilikle tanıştılar. Büro gazeteciliğini bırakıp, bürolarını cep telefonlarına, sırt çantalarına taşıdılar.
***
Bu toplantının benim için bir başka önemi, Türkiye’nin yedi bölgesinden gelen çoğu arkadaşım gazeteciler ve medya meslek örgütü meslektaşımla bir araya gelip, eski günleride yeniden yaşamaktı.
Evsahipliğini Rıdvan Can, kaldığım sürede beni yalnız bırakmayan ise Macit Gürbüz, Yusuf Ziya Cansever, beni Van’a ulaştıran Fetih Coskunsu, eşlik eden Mehmet Yazıcı, Mustafa Alyav, dönüşte ise Şahin Özer, Ceyhun Özer, Hanifi Kılıç, sık sık mesleki önerilerimizi dinleyen başkanımız Şakir Gürel ve Sultan Tapdık, eğitimleri verende; Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşe Elif Emre Kaya ve akademisyenler Doç. Dr. Bahar Kayıhan ile Dr. Feyyaz Fırat ve tecrübesinden yararlandığımız arkadaşlarımız oldu.
Elbette, bize Van’ı gezdiren, kıtlama doğal çay ikramında bulunan Van’dan, Rıdvan Can-oğlu Furkan, Yusuf Ziya Cansever, Beyat Erdemir, Mehmet Avcı, Orhan Aşan’ı, diğer meslektaşlarımızı, bize sofralarını açan, güzel evsahipliği yapmak için ‘davet ısrarı’ yapanları unutmak olmaz.
İşte bu eğitimin kahramanı ise Basın Konseyi, Politik Araştırmalar Derneği ve Crıps ile birlikte AB Etik Gazetecilik Projesi Dijital Gazetecilik Eğitimci Eğitimini gerçekleştiren TİMEF Genel başkanı Şakir Gürel, Sultan Tapdık ile, evsahipliğinde Rıdvan Can ve bazı isimsiz kahramanlardı.
***
Eğitim programının akademik boyutunda, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşe Elif Emre Kaya konuyu “Dijital gazetecilik yalnızca teknolojiyi kullanmak değil, aynı zamanda etik bir sorumlulukla habercilik yapmaktır. Bu eğitimle katılımcıların dijital becerilerini güçlendirirken, habercilik anlayışlarına da değer katmayı hedefliyoruz ” diyerek özetledi.
Bu arada, dijital çağın gazeteciliğinde yaşanılanlar, önlenmesi gereken boyutları ve topluma etkileri üzerindeki çalışmalarını anlatarak akademik desteğin önemini vurguladı. Eğitim boyunca ‘Bireysel Dijital Gazetecilik Becerileri’, ‘Dijital Gazetecilik Nedir?’, ‘Dijital Gazetecilik ve Yenilikler, Yapay Zeka ve içerik üreticilerine sunulan yazılım kolaylıkları’ gibi konulara dair kapsamlı sunumlar yapıldı, katılımcıların soruları yanıtlandı.
TİMEF’in ve başkanımız Şakir Gürel’in bu vizyoner yaklaşımı, yalnızca mesleki bilgi aktarımıyla sınırlı kalmayıp, yerel medya kuruluşlarıyla iş birliği ve dayanışma kültürünü de güçlendirdi. Etik, teknoloji ve iletişimin buluştuğu bu eğitim, dijital gazeteciliğin geleceğine yapılan anlamlı bir yatırım olarak kayda geçti.
***
Peki Van’daki diğer kahraman kimdi?
Kayseri’nin Talas ilçe Belediye başkanımız, Kayseri Büyükşehir Belediyesi eski Genel sekreteri, KASKİ Genel Müdürü, Van’ın önceki dönem kayyum genel sekreteri yani Büyükşehir belediye başkanı Mustafa Yalçın.
Yıllardır arkadaşım, dostum, Mustafa Yalçın, Van’da ‘devlet yanlısı ve devlet düşmanlarını’ öyle güzel analiz etmiş ki, halkın, gönüllerin, gencin, yaşlının, her kesimin ‘siyaset üstü kahraman’ı olmuş.
Öyle ki, eğitimden kalan zamanlarda nereye gitsek, kiminle konuşsak, ‘Kayseri’den’ denilince ‘Mustafa başkan ne yapıyor?’ diye sordu.
Sorular, meraklar öyle çok olunca ister istemez, bende cep telefonundan arayıp Mustafa başkanımla hasret gidermeleri için ‘köprü’ olmaya çalıştım.
İlginç olan ise Van’ın şimdiki en kalabalık bulvar, cadde, sokak, çarşılarına girdiğimizde ‘Burasını Mustafa başkan yaptı. O olmasa bunlar olmazdı. Allah var kaldığı süre içinde yıllardır yapılmayan işleri çözdü, güzel hizmet ederek memleketine gitti. Şimdide kayyumda ama. Hizmet var mı tartışılır’ dediler.
***
İşte Van’daki ‘eğitim ve kahramanlık’ öyküsü böyle.
Van-Kayseri ‘dostlukta, kardeşlikte, belediyecilikte’ tek yumruk olmuş. Bunda başkanımız Mustafa Yalçın’ın katkısı elbet inkar edilemez. 2. Lige yükselme play off karşılaşmasında bile Kayseri’ye gelen Vansporluların, meslektaşlarımızın Mustafa başkanımız ile kucaklaşmaları, dilerim herkese örnek olur.
Kayseri’den Vanspor şampiyon ve 2. lige yükselen takım olarak gitti. Umarım Süper Lige de yükselir.
Dilerim, bizim özlediğimiz klasik olmasada yeni nesil, dijital, yapay zekalı gazetecilikte, belediyecilikte, devlet yatırımların da; Türkiye, Kayseri, Van, diğer ülkelere, şehirlere ‘örnek-model’ olur.
Bu konuda isimli-isimsiz eğitimlere, kahramanlara gerçekten ihtiyaç var.
***
Kayseri’nin geçmişten gelen güzel ama belkide ağır bir sözü var.
‘Meslekler, mevkiler, makamlar, ömür tükenince ne ile konuşulmak istersin? ‘Anıların-eserlerinle mi yoksa ananla mı?’ diye.
Ben gerek eğitim, gerekse bu vatana-millete, devlete, doğduğu ve doyduğu topraklara ‘vefa borcu’ için emek veren, bir çivi çakan herkese yürekten teşekkür ediyorum.
Kayseri’den herkese selamlar…
