Magazin-Yaşam

Dünya kadınlar günü mesajları

Vali Şehmus Günaydın’ın “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” Mesajı

Aile birliğinin en önemli unsuru ve toplumun temel taşı olan kadınlarımız daima  özverinin, sevginin kaynağı olmuş, tüm zorluklar karşısında fedakârlığını esirgememiş, siyasi, sosyal hayatın geliştirilmesinde ve ekonomik alanda önemli rol üstlenmiştir

Dinimiz kadın haklarına çok önem vermiştir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V)  bir hadisinde “Cennet annelerin ayakları altındadır” buyurarak bundan tam 1500 yıl önce kadınlarımıza verilen değeri ortaya koymuştur.

Ülkemiz dünyada birçok ülkeden önce kadınlarımıza önemli haklar sağlamıştır. 20. yüzyılın başında Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı başta olmak üzere, pek çok hakkı kanunlara dayandırarak verirken, bu konuda dünyanın pek çok ülkesine de ilham kaynağı olmuştur.

Bizler tarih boyunca yaşadığımız her güçlükte kadınlarımızın kahramanlıklarını görmüş ve onların ortaya koydukları büyük başarılarla yetişmiş bir nesiliz. Günümüzde de kadınlarımızın, devletimizi ve milletimizi ileriye taşıyacak her konuda katkıları çok önemlidir.

Yaşamımızın her alanında varlıklarıyla bizlere güç katan, ihtiyacımız olduğunda bizden desteklerini esirgemeyen, eğiten, yetiştiren, yüreklerindeki sevgi ve şefkati karşılıksız veren, ailenin ve toplumun temel taşı, fedakâr ve cefakâr annelerimizin, şehit ve gazilerimizin eş ve annelerinin, dünyamızı sevgi ve şefkatle dolduran tüm kadınlarımızın ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.

ERÜ Rektörü Çalış’tan “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” Mesajı

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı.

Rektör Çalış mesajında, toplumun temel direği kadınların, sadece iyi bir anne, iyi bir eş, başarılı bir çalışan olmasının yanında; zorluklar karşısında hiçbir zaman yılmayan, fedakârlıktan kaçınmayan, sevgi ve şefkat bireyleri olduklarına dikkat çekti.

Rektör Çalış, mesajında şu ifadelere yer verdi:

“Dünyada kadına verilen değeri gösterme adına Birleşmiş Milletler tarafından 1975 yılında ilan edilen ve 1977 yılında şimdiki halini alan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü önemsiyoruz. Çünkü 8 Mart, kadınların hatırlanması, haklarının ve beklentilerinin dile getirilmesi, birlik ve beraberlik ve cinsiyet eşitliği adına önemli bir gündür. Biz kadınlarımızı sadece 8 Martlarda değil, her zaman hatırlamalıyız. Çünkü dünya toplumunda üstlendiği roller ve görevleri ne olursa olsun; bizler için, milletimiz için, kadınlarımız fedakardır, cefakardır, cömerttir, yardımseverdir, başarılıdır.  Zorluklara göğüs gelmesini, ailesine. topluma, ülkesine ve milletine bir şeyler katmak için çaba göstermesini iyi bilir. Bir şemsiye misali sevdiklerini ve değerlerini sürekli tehlikelerden korur. Hele hele mevzubahis vatan olunca; Nene Hatun, Şerife Bacı, Halide ve Nezahat Onbaşı, Halime Çavuş ve Tayyar Rahmiye olmasını da iyi bilir.  Çünkü bizim kadınlarımız yiğittir ve merttir.

Bu vesilelerle hayatımızın her anında bizlere destek olan, sevgi ve şefkat gösteren, eğiten, öğreten, en işi şekilde yetiştirmeye çalışan tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlar, hayatlarında başarılar dilerim.”

KAYÜ Rektörü Karamustafa’dan “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” Mesajı

Kayseri Üniversitesi (KAYÜ) Rektörü Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında, kadınların yılda bir gün değil, her gün hatırlanması gerektiğini kaydetti.

Mesajında, fedakârlıkları, sevecenlikleri, çalışkanlıkları ve cesaretleri ile ailesine ve topluma önemli katkılar sunan kadınların, hayatın her alanında etkin bir şekilde yer almasının sevindirici bir durum olduğuna değinen Rektör Karamustafa, şu ifadelere yer verdi:

“16 Aralık 1977 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasının kabul edilmesinden bu yana yapılan etkinliklerde, daha çok kadın hakları, kadınların yaşadığı sorunlar ve cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratılmak istense de; ülkemiz için, milletimiz için, kadınlarımız her zaman değerlidir ve değerli olmaya da devam edecektir.

Yaşamın her alanında üstlendiği roller ve görevleri ne olursa olsun, iyi bir anne, iyi bir eş, iyi bir çalışan, iyi bir yönetici olan kadınlarımızın her zaman yanındayız. O yüzden kadınlarımızı sadece senenin bir günü değil, her gün hatırlamalı ve onlara gereken desteği vermeliyiz. Ben bu vesileyle tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlar, yaşamlarında başarılar dilerim.”

TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Günde 16-17 saat çalışan kadın çiftçilerimiz, tarımımızın belkemiğidir

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, çalışan kadınların 4’te 1’inin tarımda olduğunu bildirerek, “Günde 16-17 saat çalışan kadın çiftçilerimiz, tarımımızın belkemiğidir. Tarımda çalışan 2,2 milyona yakın kadın, ev işlerinin yanı sıra tarımsal üretimin de merkezinde yer almaktadır” dedi.

            Bayraktar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, 2018 yılı Kasım ayı itibarıyla tarımda çalışan 5 milyon 23 bin kişinin 2 milyon 178 binini, bir diğer ifadeyle yüzde 43,4’ünü kadınların oluşturduğunu belirterek, çalışma hayatının her alanında yer alan kadınların tarımda da yaptıkları katkılarla çok önemli roller üstlendiğini vurguladı.

            -“Tarımda kadının iş yükü erkeklerden fazla”

            Kadınların, Türkiye’de büyük bir çoğunluğu küçük işletmelerden oluşan aile tarımının da kalbi olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

            “Türk tarımı, ancak kadınların potansiyelini açığa çıkarabildiği ve kadınların toplumsal refahtan pay alabildiği ölçüde tarımsal, ekonomik ve sosyal açıdan gelişmiş bir ülke konumuna gelebilir.

            Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde emek yoğun işleri çoğunlukla kadınlar üstlenmektedir ve iş yükleri genellikle erkeklerden fazladır. Günde 16-17 saat çalışan kadın çiftçilerimiz, tarımımızın belkemiğidir. Dünyada ve Türkiye’de tarımsal üretim, gıda güvenliği ve beslenmede kadınlar en önemli rolü oynamaktadır. Tarlada, bağda bahçede, ahırda ve ağılda bitkisel ve hayvansal üretimin iş gücünü sağlayan kadın çiftçilerimiz, bunların yanı sıra; ev işlerini, hasta, yaşlı ve çocukların bakımını da yapmakta ve aile beslenmesinde en önemli görevi üstlenmektedir.”

            -“Kadın çiftçiler eğitilmeden verimlilik sağlanamaz”

            Tarımda çiftçiler, özellikle de üstlendikleri fonksiyonlar dolayısıyla kadın çiftçiler eğitilmeden verimliliğin sağlanamayacağını işaret eden Bayraktar, “Bu düşünceyle ülke çapında ‘Kadın Çiftçi Eğitimi’ programını sürdürüyoruz” dedi.

            Bayraktar, 2012 yılında, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı arasında imzalanan “Kadın Çiftçi Eğitim İşbirliği” protokolü çerçevesinde eğitimlerin gerçekleştirildiğini belirtti. Şemsi Bayraktar, bu çerçevede kadın çiftçilere, sosyal güvenlik, kooperatifçilik, girişimcilik ve liderlik, kadın hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, iklim değişikliği ana eğitim konuları yanında, her türlü tarımsal faaliyetlerle ilgili eğitim verildiğini vurguladı.

            Eğitimlere katılan kadın çiftçilerin, önümüzdeki yıllarda, yaşadıkları toplumun kırsal kalkınmasına katkı sağlayacaklarına olan inancını vurgulayan Bayraktar, “174 bin 267 kadın çiftçiye eğitim verdik, vermeye devam edeceğiz. Şu gerçek çok iyi bilinmelidir ki, sağlıklı nesiller yetiştirebilmenin yolu kadınları eğitmekten geçer” dedi.

            -“Kadın çiftçiler için pozitif ayrımcılığı hak ediyor”-

          Tarımdaki kadınların sadece yüzde 10,9’unun işveren ve kendi nam ve hesabına yani kadın çiftçi olarak, yüzde 8,9’unun ise ücretli ve yevmiyeli olarak çalıştığını, büyük çoğunluğu olan yüzde 80,2’sinin ise ücretsiz aile işçisi olarak hizmet verdiğini bildiren Bayraktar, kadınların yüzde 92,7’sinin sosyal güvenlik sistemine kayıtlı olmadığını belirtti.

            Bayraktar, şunları kaydetti:

            “Bu kadar ağır bir yükü taşıyan kadın çiftçiler, pozitif ayrımcılığı hak ediyor. Pozitif ayrımcılığı hak eden kadın çiftçilerimizin sosyal güvenlik sistemine katılımının desteklenmesi için teşvik edici önlemler alınmalıdır.

            Kadın çiftçiler, çalıştıkları her yıl için ilave 90 gün, 4 yılda 1 yıl yıpranma almalıdır.

            Bu yıl 26 gün olarak uygulanan, 2023 yılında 30 güne çıkacak olan Tarım Bağ-Kur prim ödeme gün sayısı, 2008 yılında olduğu gibi 15 güne indirilmelidir.

            Tarımda çalışan kadınlar, sigortalı olmadan önce gerçekleşen doğum nedeniyle, hizmet borçlanması yapılabilmelidir.”

            Bayraktar, kadın çiftçilerin sorunlarını her platformda dile getirmeye devam edeceklerini bildirerek, başta alın terini esirgemeyen kadın çiftçiler olmak üzere tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutladı.

ADD KEMAL CEYLAN: ATATÜRK CUMHURİYETİNİ KADINLARIMIZLA YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ!

 Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun. 1910 yılında Avrupa’da esen savaş rüzgarlarını durdurmak ve hak mücadelesini kazanmak için güç birliği amacıyla toplanan Sosyalist Kadınlar Kongresi’nin aldığı kararla, 8 Mart“Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak ilan edildi…

Ülkemizde kadın haklarının, temel insan haklarının ayrılmaz ve vazgeçilmez parçası olarak kabul edilmesi; Büyük Devrimci, Kurtarıcı ve Kurucu Mustafa Kemal ATATÜRK’le kadınlarımıza seçme ve seçilme hakları verilerek kadınların gerçek yaşamda yerini sağlaması ile olmuştur.

Kadın hakları, insan haklarına saygının esas olduğu demokrasilerde bir anlam ifade etmektedir. Oysa, ülkemizde; ne demokratik olgunluk ve saygınlık ne insan hakları ve özgürlükler; çağdaş, uygar ülkeler seviyesindedir. Yılın 364 günü şiddete, tacize uğrayan; yol ortasında kocası ya da kardeşi tarafından öldürülen, eğitimden ve sosyal yaşamdan uzaklaştırılan kadınlarımızın, sadece yılın bir gününde sözde hatırlanması trajikomik bir olaydır.

Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet; tam bağımsızlık ekseninde çağdaş bir toplumu ve demokrasiyi hedeflemiştir. Çağdaş toplumda; kadın-erkek ayrımı yoktur. Eşitlik vardır. Kadın eğitimde, siyasette, çalışma hayatında ve toplumun her alanında bir vazgeçilmez unsurdur.

Türkiye’de yaşanan bütün sorunların nedeni; ATATÜRK CUMHURİYETİ’nden ve kazanımlarından intikam alma hırsıyla hareket eden siyasi iktidarlardır.

Bizler biliyoruz ki; gericilik şiddet üretir, eşitlik getirmez. Bizler biliyoruz ki; gericilik aydınlanmanın, çağdaşlığın ve gerçek demokrasinin düşmanıdır. Bizler biliyoruz ki; Türkiye Cumhuriyeti Kadınlarının 8 Mart’ı ATATÜRK CUMHURİYETİ yani 1923 DEVRİMİ’dir.

Atatürkçü Düşünce Derneği’nin Üyelerinin çoğunluğu ve yöneticilerimizin büyük kısmı kadınlarımızdan oluşmaktadır. Kadınlarımız, Atatürkçü Düşünce’nin tek kurtuluş olduğuna inanarak, kararlılıkla; Derneğimizin lokomotif gücü haline gelmiştir.

Bu güç ve bu inançla, emek veren üye ve yönetici kadınlarımızla omuz omuza Atatürk Cumhuriyetini yeniden inşa edeceğimizden şüphemiz yoktur.Kadınlar günü kutlu olsun.

Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
Sendikamız, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü
Direniş Alanlarında, Direnişçi Kadınlarla, Dört Bir Yanda Kutluyor

• Tüvtürk’e bağlı işyerlerinde çalışırken örgütlenen ve Sendikamıza üye oldukları için işten atılan işine-ekmeğine, sendikasına, anayasal haklarına onuruna sahip çıkarak aylardır direnen yiğit TÜVTÜRK DİRENİŞÇİLERİ,

• 18 aydan beri sendikamız öncülüğünde hileli iflasa, gasp edilen haklarına, sarı sendikacılığa karşı tüm Metro ve Media Markt Mağazalarının önünü eylem alanına dönüştüren, yazın sıcağına kışın soğuğuna aldırmadan onurlarına ve geleceklerine sahip çıkan yiğit REAL MARKET DİRENİŞÇİLERİ,

• İşyerleri kayyuma devredilen ve tazminatları ödenmeyen UYUM/MAKRO DİRENİŞÇİLERİ, yiğit kadınlar 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜNÜ kutluyor.
Nakliyat-İş’li Kadınlar sınıfsal sömürüye, cinsiyet ayrımcılığına, kadın cinayetlerine, erkek şiddetine karşı alanlara çıkıyor.

KAYSERİ

İşyerleri kayyuma devredilen ve tazminatları ödenmeyen Kayseri Uyum/Makro işçileri aylardır sendikamız öncülüğünde mücadele ediyor ve yasal hakları için direniyorlar.

Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şubesi  ikinci başkan Nilüfer Bıçakcıoğlu

8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere kaba güç göstermesi ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 120 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000’i aşkın kişi katıldı.

1910 tarihinde Danimarka’da Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi. Dünya Kadınlar Günü ilk kez 19 Mart 1911’de anıldı. O gün birçok yerde gösteriler yapıldı. Gösterilere yüz binlerce kadın katıldı. Kadınlar seçme ve seçilme, mesleki eğitim görme ve meslek edinme hakkı istedi.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti.

Dünya Kadınlar Gününde, kadınların toplum içerisinde, siyasette ve iş hayatında elde ettiği başarılar kutlanıyor. Ancak aynı zamanda 8 Mart’ın tarihteki acı çığlığı hâlâ sesini duyuruyor. Kadınlar Gününde cinsiyet eşitsizlikleri vurgulanıyor ve protestolar düzenleniyor.

Birleşmiş Milletler her yıl dünya kadınlar gününe özel bir tema belirler. Bu yılın teması  “Eşit düşün, zekice geliştir, değişim için yenilik yap.”

Tema, özellikle toplumsal koruma sistemleri, kamu hizmetlerine erişim ve sürdürülebilir altyapı alanlarında, toplumsal cinsiyet eşitliğini ve kadınların güçlendirilmesini sağlayabileceğimiz yenilikçi yollara odaklanacak. Dünyada Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden birisi de cinsiyet eşitliğinin sağlanmasıdır. Cinsiyet eşitliği, tüm kadın ve kızların güçlendirilmesi ile mümkündür. Bunun için de dönüştürücü eylemler –toplum tarafından kadına yüklenen sosyal davranış, roller ve eylemlerde değişiklik,  bütüncül yaklaşımlar- devlet, özel sektör, sivil toplum kuruluşlarının ortak çalışmaları- ve yeni çözümler bulmak gerekmektedir. Yapılan araştırmalar mevcut yönergelerle, ülkelerin geliştirdiği yasalara dayanarak yapılan mevcut müdahalelerin 2030 yılına kadar eşitliğe ulaşmak için yeterli olmayacağını göstermektedir. Yapısal engelleri ortadan kaldırmak ve hiçbir kadının ve hiçbir kızın geride kalmamasını sağlamak çok önemlidir.

Yapılan yenilikçi düzenlemeler “Her zamanki gibi işleri bozan düzenlemeler” olarak değerlendirilmektedir. Bugün ülkemizde 6284 nolu Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi ile ilgili kanun için yapılan eleştiriler bu türden yaklaşımlardır.

Eşitsizlik üzerine çalışmalar devam ederken kadın işçiler; uzun çalışma süreleri, ayrımcılık ve düşük ücretlere karşı ayakta kalma mücadelesi vermektedir. Türkiye’de iş cinayetlerinde yılda 100 den fazla kadın hayatını kaybediyor. Bu rakamla Avrupa ülkeleri arasında birinci sırada yer alıyor. Dünyadaki en yoksul insanların yüzde 70’i kadındır. Türkiye’de her 10 kadından sadece 3’ü çalışıyor. Türkiye bu açıdan da AB ülkeleri arasında sonuncu sıradadır. Kadınların ekonomik hayattaki en büyük problemleri işsizlik, düşük ücret ve sigortasız çalışmadır.

Kadına şiddet yaşamın her alanında yaygın olarak görülmeye devam ediyor. Ev içi şiddetin yanı sıra iş yerinde mobing de sorun yaratmakta, çalışma yaşamında iş kaybetme korkusu mobingin açığa çıkmasını engellemektedir.

Eğitim çok önemli bir problem olarak devam etmektedir. Dünyadaki eğitim almamış insanların üçte ikisi kadındır. Erken yaş evlilikler okumanın, kadının istihdama katılmasının ve ekonomik katkı sağlanmasının önünde engel teşkil etmektedir. Teknolojik gelişmeler kadın-erkek arasındaki eşitsizliğin giderilmesi için önemli fırsatlar sunmaktadır. Buna rağmen kadınlar bilim, teknoloji, mühendislik, matematik ve tasarım alanlarında yetersiz temsil edilmektedir. Çünkü eşitsiz erkek gücü temsiliyeti engelleyici olarak her alanda karşımıza çıkmaya devam etmektedir.

Önümüzde yerel seçimler var. Kadının siyasal alandaki mücadelesi hala sürüyor. Gerek belediye başkanlıkları gerekse meclis üyelikleri için aday gösterilen kadın sayısı oldukça yetersiz. Ancak çok sayıda kadın muhtar aday var. Kadınların temsiliyetinin artacağı, siyasi alandaki engellerin ortadan kalkacağı bir gelecek hepimizin hakkıdır.

Her alandaki yetersiz temsiliyet toplumu dönüştürebilecek kazanımların elde edilmesini, toplumsal cinsiyete duyarlı yenilikler geliştirilmesini engellemektedir. Sorun eşitlik ve adalet sorunudur. Kadınların eşitsizlik mücadelesi tüm kadınların mücadelesidir.

CABBAR BAŞKANDAN 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ MESAJI

Develi Belediye Başkanı Mehmet Cabbar 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yayınladığı mesajında Dünya Kadınlar gününe ışık tutacak değerlere dikkat çekti ve “Aileden başlayarak hayatımızın her yerinde ve her anında, sevgileri, emekleri ve fedakârlıklarıyla dünyamızı güzelleştiren kadınlarımızın, Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyorum” dedi.

Başkan Cabbar açıklamasında “Develimiz doğu ile batı, kuzeyle güney arasındaki kavşak ve güneşin doğduğu ülke olarak da bilinen Anadolu’nun tam ortasında yer alır. 1200’lü yıllarda yaşayan ve adına yaptırdığı cami ile nam bulan Selçuklu Hükümdarlarından III. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında yaşamış olan Göçer Aslan’ın ailesi Sa’d kızı Siva Sitti Hatun ve M.Ö. 1260 yılında Hitit Kralı 3. Hattuşili’nin eşi Puduhepa’nın adına yapılan kaya anıtı İlçemizde kadınlar adına yapılmış tarihe ışık tutan iki önemli eserdir. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle sesimizin ulaştığı herkesi hem Develimizin tarihi önemini hem de tarihin eski dönemlerinden itibaren ilçemizde kadına olan değerin gösterildiği her iki eseri  ve Kayserimizde bulunan diğer eserlerimizi ziyaret etmelerini tavsiye ediyorum” dedi.

SİVA-SİTTİ HATUN: Hicri 680 / Miladi 1282 yılında, Selçuklu Hükümdarlarından III. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında, Göçer Aslan’ın ailesi “Sa’d kızı Siva-Sitti” hatun Develiye cami yaptırarak ismi tarihe geçmiştir.  Anadolu Türkçe’sinde elti’ler birbirlerine “sitti” diye hitap eder. Cami içerisindeki 700 yıllık 22 metre uzunluğunda 1111 taneli tesbih ile de nam bulmaktadır.

HİTİTLER DÖNEMİ KRALİÇE PUDUHEPAYA AİT DÜNYADAKİ TEK ESER DEVELİ’DE: Kadın hakları savunucusu bir Anadolu kadını olarak bilinen M.Ö. 1260 yılında Hitit Kralı 3. Hattuşili’nin eşi Puduhepa adına dünyadaki tek eser Develi İlçesi Gümüşören köyünde bulunmaktadır.

Hitit Kralı 3. Hattuşili’nin eşi Kraliçe Puduhepa, kadın haklarını aşırı derecede zorlayarak, askerlik dışında günlük hayatın her alanında söz sahibi olmuş. Eşiyle birlikte veya bağımsız olarak törenlere katılmış, tapınaklara gitmiş, ülkelerin krallarıyla mektuplaşmış (Prof. Dr. Ahmet Ünal). Gümüşören köyündeki kaya anıtında Puduhepa’nın görüntüsüne yer verilir. Kaya anıtında  Hitit kralı III.Hattuşili ve kraliçe Pudu-Hepa işlenmiştir.

NAMUS TİMSALİ OLARAK BİLİNEN VE EFSANESİ İLE YAŞAYAN AĞ GELİN (AK GELİN): Develi’de bir Türkmen obası, Erciyes’in güney eteklerinde bir yaylaya çıkarlar. Bu obada, ahlaki ve fiziki güzelliğinden dolayı Ağ (Ak) Gelin adı verilen bir gelin vardır. Kocası ve iki çocuğu ile beraber mutlu yaşarlarken, kocası gurbete çalışmaya gitmiştir. Develi çevresinde yaşayan bir eşkıya, güzelliği ile şöhret bulan Ak Gelin’e göz koymuştur. Sahipsizliğini de anlayınca, bir gece obayı basarak kaçırmak ister. Namus timsali Ak Gelin, olayı anlar; gece karanlığında iki çocuğunu ve küçük sandığını yanına alarak, karışıklıktan da faydalanarak gizlice Erciyes’e doğru kaçar. Erciyes’in ortalarında öyle bir yere gelir ki, ilerisi uçurum gidilmez. Geriye dönse eşkıya. Gözyaşları ve çaresizlik içerisinde ellerini açar ve Allah’a yalvarır: ‘Allah’ım! Beni ve çocuklarımı ya taş et, ya da kuş.’ Duası, kabul edilir. Güneş doğunca oba sakinleri ve eşkıya; Ak Gelin, iki çocuğu ve çeyiz sandığının hayretle ve şaşkınlıkla taş kesildiğini görürler. Günler sonra obaya dönen kocası olayı annesinden öğrenir. Koşarak ailesinin taş kesildiğini görür. Uzaklardan bir ses duyar: ‘Yiğidim namusunu bir eşkıyaya çiğnetmedim. O eşkıyadan ahımı koma.’ Bu ses Ak Gelin’in sesidir. Delikanlı taş kesilen ailesine bakarak: ‘Alırım ahını, koymam Ak Gelin!’ diye haykırır.” Ağ gelin efsanesi Günümüze kadar ağıt olarak da söylene gelmiştir.

KAYSERİ’YE BIRAKTIĞI ESERLERLE TANINAN KADINLARIMIZDAN BAZILARI VE ESERLERİ:

HUNAT HATUN MAHPERİ HUNAT HATUN (1238): Hunat Külliyesi’nin kurucusu olan ve doğum tarihi bilinmeyen Hunat Hatun, Selçuklu Hükümdarı I. Alaeddin Keykubat’ın karısı ve II. Gıyaseddin Keyhusrev’in annesidir. Zamanında büyük bir nüfuz ve otorite sağlayan Hunat Hatun, kültürlü, cömert ve geniş kalpli, ilim-irfan sahibi ve hayırsever bir kimse olarak tanınmıştır.

İLK TIP FAKÜLTESİNİ YAPTIRAN GEVHER NESİBE HATUN: I.Gıyâseddin Keyhüsrev kız kardeşi, (Alâeddin Keykubad’ın halası) Melike Gevher Nesîbe Hatun, Mimar Sinan Parkı içerisinde Gevher Nesibe Gıyasiye Medrese ve Şifahânesi ile tanınır.

ATSIZ ELTİ HATUN: Pınarbaşı Camii Kebir’i yaptırdı. Dânişmendli Melikgazi’nin torunu olan Atsız Elti Hatun

MELİKE ADİLE HATUN(1200): Eyyübi Halifesi Melik Adil’in kızı Melîke Âdile Hatun adına yaptırılan Sivas Caddesi sonundaki “Çifte Kümbet” olarak anılır.

ŞAH CİHAN HATUN Alâeddin Keykubad’ın biricik kızı, ciğerpâresi “Şah Cihan Hatun” adına yaptırılan ve Döner Kümbet olarak bilinen şâh cihan hatun kümbeti ile bilinir.

SUYA KANMIŞ HATUN(1200)Yanıkoğlu Mahallesi’nde Kayseri, Moğol İlhanlılar döneminde iken, İlhanlılar da bulunulan “ülüş” teşkilatından bahsedilmekte ve ”mal varlığını suyurgal etmek” işi bizlerin bildiği “vakfetmeye” benzemekteydi. Halk arasında söyleniş kolaylığından “Suyurgatmış Hatun” değişerek “Suya Kanmış Hatun” şekline dönmesi muhtemeldir.

HANÇERLİ SULTAN VAKFI”NIN KURUCUSU HANÇERLİ FATMA HANIM: Kapalı Çarşı bitişiğinde bulunan Bedesten’i yaptıran Mustafa bey’in eşidir.

Tüm kadınlar Forum Kayseri’nin Güzellik Festivali’ne davetli!

Yıl boyu kaliteli ve keyifli etkinlikler düzenleyen Forum Kayseri, tüm kadın misafirlerini 8 Mart Kadınlar Günü’ne özel gerçekleştirdiği Güzellik Festivali’nde ağırlayacak. Ziyaretçilerin güzelliğine güzellik katacak uygulamalardan yararlanmak, sürpriz hediyeler kazanmak ve anında kazandıran kampanyadan faydalanmak isteyen herkes, Forum Kayseri’ye davetli!
Bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel bir festival gerçekleştiren Forum Kayseri, kadın misafirlerini çok özel fırsatlarla buluşturuyor. 8 – 10 Mart 2019 tarihleri arasında Forum Kayseri’ye kurulacak özel etkinlik alanında Boyner, Golden Rose, Mac, Sephora, Mumuso ve Watsons’ın özel uygulamalarını ziyaretçilerin beğenisine sunulacak. Ücretsiz makyaj uygulamaları, saç ve cilt analizleri ve bakımları, parfüm standı, ücretsiz yağ – kas ölçümü, uzman diyetisyenden beslenme tavsiyeleri, eğlenceli fotoğraf alanları gibi pek çok etkinlik, Forum Kayseri Güzellik Festivali’nin ziyaretçilerini bekliyor.

CHP Kayseri İl Başkanı Ümit Özer’in

8 Mart Dünya Kadınlar Günü İle İlgili Basın Açıklaması

   8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü:  Kadınlarımızın; kendisini toplumda eşit görmeyen çağdışı zihniyete karşı, eşit hak ve özgürlük için baş kaldırdığı, kadını sömüren, aşağılayan sistemlere karşı, kadına yönelik şiddeti bir gün dahi olsa duyurabildiği, bir yılın 364 günü bu mücadele de sesini duyurmaya çalıştığı fakat yalnızca 8 mart günü bu farkındalığa ulaşıp kendini ifade edip özgürce haykırabildiği, bir gündür.

Bu günü her yıl anıyoruz fakat halen 8 Mart gününü hikayesini bilmeyenler var ise kısaca anlatmak o gün yaşamını yitirmiş tüm emekçi işçi kadınları yad etmek istiyorum. 8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle greve başlamıştır. Bu grev esnasında polis işçilere saldırmış ve onları fabrikaya kilitlemiştir. İşçilerin fabrikaya kilitlenmesinin ardından çıkan yangında, işçilerin fabrika önüne kurulan barikatlardan kaçamaması sonucu çoğu kadın 129 işçi can vermiştir. İşçilerin cenaze törenine 100.000’i aşkın kişi katılmıştır. Bu olaydan 53 sene sonra 26-27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde düzenlenen 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında 8 Mart’ın “Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ olarak anılması önerisi getirilmiş ve oy birliğiyle kabul edilmiştir. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde yasaklansa da ABD’nin anmaya başlamasıyla daha güçlü şekilde yayılmıştır.

   8 Mart gününün hikayesi bu denli üzücüyken ve aradan yıllar geçmesine rağmen yalnızca yılın bir günü kadınlarımızın bu dünya için önemine vurgu yapmak değil de kadınlarımızı her an değerli kılarak, şiddetten uzak, özgürlükleri ellerinden alınmadan rahatça yaşayabilecekleri bir toplum bir zihniyet inşa etmek gerekir.

   Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki ”Bir toplum; bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin” Atamız kadınlarımız için bu şekilde düşünüyor iken hatta birçok ülkede kadınlar toplumsal alanda henüz yer almıyorken Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan kadınlarımız için 5 aralık 1934 yılında Kadınlara Seçme  ve Seçilme hakkı veren ulu önderin torunları onun izinden gelen nesillerimiz kadını hiçe sayarak, onu sömürerek, kadını görmezden gelerek ilerleyemeyecektir. Fakat ülkemizde toplumsal cinsiyet ayrımcığı; aile içinde başlayarak, toplumun her alanında var olmaya devam etmektedir. Tarihsel, kültürel ve dinsel gerekçeler öne sürerek kadınlarımızı toplumsal hayattan uzaklaştırmaktadır.

   Ülkemizde ve Dünya’da kadınlarımızın eşitlik, özgürlük, kalkınma, şiddetten uzak ve daha huzurlu yaşam özlemlerini dile getirdikleri bu anlamlı günde tüm kadınlarımızı sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Forum Kayseri Param Kart’la kadın olmak bir başka güzel!
6 – 15 Mart 2019 tarihleri arasında Forum Kayseri’deki mağazalardan aynı gün içinde toplam 200 TL ve üzeri alışveriş yapan herkes, anında 15 TL yüklü Forum Kayseri Param Kart’a sahip olacak. Kazanılan kartlar Mart ayı sonuna dek Forum Kayseri’de bulunan Boyner, Golden Rose, Mac, Sephora, Mumuso ve Watsons mağazalarındaki alışverişlerde kullanılabilecek.
Forum Kayseri Güzellik Festivali’nde keyifli ve eğlenceli zaman geçirmek, ünlü markaların fırsatlarından yararlanmak ve alışveriş keyfini sürpriz hediyelerle taçlandırmak isteyen herkes Forum Kayseri’ye davetli!

Kayseri OSB Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan’ın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Mesajı

1977 yılında Birleşmiş Milletler tarafından onaylanarak uluslararası bir gün haline gelen kadınlar günü uzun yıllardır ülkemizde de kutlanmaktadır. Kadınlarımız Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında önemli çalışmalar gerçekleştirmişlerdir.

Yeri geldiğinde cephede savaşmış, yeri geldiğinde cephe gerisinde savaşa destek olmuşlardır. Savaş ardından ülkenin kalkınmasında da kadınlarımız, en ön saflarda yerlerini almıştır.

Peygamber Efendimiz (S.A.V.) insanlığın ufkunu aydınlatan evrensel mesajlarını bütün yeryüzüne ilan ettiği veda hutbesinde, kadınların haklarını gözetmeyi, bu hususta Allah’tan sakınmayı, kadın ve erkeklerin birbirlerinin hukukuna riayet etmelerini Müslümanlara bir sorumluluk olarak yüklemiştir.

Ama maalesef günümüzde din, dil, ırk, coğrafya ve sosyal statü gözetmeksizin tüm insanlığı tehdit edecek bir boyuta ulaşan şiddet, en çok kadınlarımızı yaralamaktadır. İnsanlık onurunu zedeleyen bu durum, cahiliye anlayışının sadece bir çağa hasredilmeyip bir zihniyete ve yaşam tarzına işaret eden boyutunu gözler önüne sermektedir.

1934 senesinde Ulu Önder Atatürk, pek çok Avrupa ülkesinden önce kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkını kazandırmış, bu konuda dünyanın pek çok gelişmiş ülkesine de ilham kaynağı olmuştur.

Ülkemizde kadın sorunu ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel bir konudur. Kadına şiddetin önlenmesinde, kadınlarımızın çocuklarını sevgi, saygı ve hoşgörülü bir yaklaşımla, cinsiyet ayrımı yapmadan, tutarlı ve doğru biçimde yetiştirmesinin çok önemli olduğuna inanıyoruz.

Ancak ne yazık ki; Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranları istenilen seviyeye henüz ulaşamamıştır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından kadının çalışma hayatına katılmasını kolaylaştırmak açısından alınan önlemler ise geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor.

Kayseri OSB Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan’ın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Mesajı

1977 yılında Birleşmiş Milletler tarafından onaylanarak uluslararası bir gün haline gelen kadınlar günü uzun yıllardır ülkemizde de kutlanmaktadır. Kadınlarımız Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında önemli çalışmalar gerçekleştirmişlerdir.

Yeri geldiğinde cephede savaşmış, yeri geldiğinde cephe gerisinde savaşa destek olmuşlardır. Savaş ardından ülkenin kalkınmasında da kadınlarımız, en ön saflarda yerlerini almıştır.

Peygamber Efendimiz (S.A.V.) insanlığın ufkunu aydınlatan evrensel mesajlarını bütün yeryüzüne ilan ettiği veda hutbesinde, kadınların haklarını gözetmeyi, bu hususta Allah’tan sakınmayı, kadın ve erkeklerin birbirlerinin hukukuna riayet etmelerini Müslümanlara bir sorumluluk olarak yüklemiştir.

Ama maalesef günümüzde din, dil, ırk, coğrafya ve sosyal statü gözetmeksizin tüm insanlığı tehdit edecek bir boyuta ulaşan şiddet, en çok kadınlarımızı yaralamaktadır. İnsanlık onurunu zedeleyen bu durum, cahiliye anlayışının sadece bir çağa hasredilmeyip bir zihniyete ve yaşam tarzına işaret eden boyutunu gözler önüne sermektedir.

1934 senesinde Ulu Önder Atatürk, pek çok Avrupa ülkesinden önce kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkını kazandırmış, bu konuda dünyanın pek çok gelişmiş ülkesine de ilham kaynağı olmuştur.

Ülkemizde kadın sorunu ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel bir konudur. Kadına şiddetin önlenmesinde, kadınlarımızın çocuklarını sevgi, saygı ve hoşgörülü bir yaklaşımla, cinsiyet ayrımı yapmadan, tutarlı ve doğru biçimde yetiştirmesinin çok önemli olduğuna inanıyoruz.

Ancak ne yazık ki; Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranları istenilen seviyeye henüz ulaşamamıştır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından kadının çalışma hayatına katılmasını kolaylaştırmak açısından alınan önlemler ise geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor.

Unutulmamalıdır ki” Kadınımıza hak ettiği değer vermek geleceğe yapılan en büyük yatırımdır! Kadınlar, halkın en fedakâr, çalışkan ve üreten bireyleridir.

8 Mart Dünya Kadınlar Gününde, Yönetim Kurulumuz adına bölgemizde çalışan tüm kadın çalışanlar başta olmak üzere tüm Türk ve Dünya kadınlarına sağlık ve huzur dolu bir gelecek temenni ediyorum.

ulmamalıdır ki” Kadınımıza hak ettiği değer vermek geleceğe yapılan en büyük yatırımdır! Kadınlar, halkın en fedakâr, çalışkan ve üreten bireyleridir.

8 Mart Dünya Kadınlar Gününde, Yönetim Kurulumuz adına bölgemizde çalışan tüm kadın çalışanlar başta olmak üzere tüm Türk ve Dünya kadınlarına sağlık ve huzur dolu bir gelecek temenni ediyorum.

MHP MYK ÜYESİ SERAP ŞULE KALIN’IN MESAJI

8 Mart tüm dünyada evrensel olarak kutlanan ve kadına atfedilmiş özel bir gündür. Amaç kadınlar konusunda farkındalıklar oluşturup, 8 Marttan sonraki diğer günlerde de kadını yükseltmek, kalkındırmak ve dünyanın dört bir yanında çeşitli vesilelerle sahip oldukları tüm sıfatlar ile sınanan kadınlara müreffeh yaşam olanakları sunmaktır. Kadın anne olarak, eş olarak, çalışan olarak, amir olarak, memur olarak, yönetici ya da yönetilen olarak varlık gösterse de kadınlarla ilgili genel sıkıntılarda “Kadın” vasfının maalesef sıkıntılarda yeterli sebep olduğu görülmektedir.

Halen dünyada ve ülkemizde Kadın olmak bazı çevrelerce 2. Sınıf olarak görülmekte ve aynı görevi yapan bir erkeğe kıyasla daha “değersiz, itibarsız ya da kıymetsiz ” olarak algılanmaktadır. Üstad  Neşet Ertaş ‘ın “Kadınlar insandır, biz insanoğlu” benzetmesi durumla tezat oluşturmakta ve kadınlarımızın öz değerinin kendi içlerindeki güç ile doğru orantılı olduğunu söylemek doğru olacaktır. Zira kadınlarımız artık toplumun her kademesinde söz sahibi, tavır sahibi, duruş sahibidir.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak da bu konudaki tavır ve duruşumuz aynen kadının kıymeti ölçüsünde şekillenmektedir. Kadınlarımız bizim hareketimizin lokomotifi, sürükleyicisi, bazen yönetim kademesindeki kutup yıldızı, bazen teşkilatlarımızdaki cevval yürek, bazen ise neferlerimizdir. Ama her daim kıymet ve değer abidelerimizdir.

8 Mart Dünya Kadınlar gününde tüm amacımız, gayemiz ve hedefimiz, kendi alanlarında, illerinde, ilçelerinde marka değeri olan kadınlarımızı görünür kılmak adına mücadele edip, yeri zamanı geldiğinde yönetim kademelerinde söz sahibi olarak görülmeleri sağlamaktır. Kadınların kollektif ve bir arada hareket etmesi sosyal statüsü, ekonomik durumu, eğitim seviyesi ne olursa olsun diğer kadınlarla olan bağları da güçlendirecektir.

Milletimizin gür sesi Milliyetçi Hareket Partisi olarak; Tüm hassasiyetimizle, kadına dair her şeyi medeniyetimizin temel esasları ve tarihten gelen özgüveni çerçevesinde ele alıyor ve çözüm üretiyoruz.  Tarihten bize kalan mirasın ve tarihimizin bize atfettiği kadim değerin bilincinde hem siyasi platformda, hem ekonomik, hem kültürel olarak “Kadınlar Güçlensin, Türkiye Büyüsün” ekseninde kadınlarımızla aktif bir şekilde hareket ediyoruz.

21-23 Eylül 2018 tarihinde Ankara’da Kadın Kolları Genel Koordinatörümüz Nevin Taşlıçay öncülüğünde yaptığımız toplantıda 5 ayda 5 milyon kadına ulaşacağız demiştik. 31 Mart seçimleri öncesinde yurdun 4 bir yanında canhıraş ve fedakârca görev alan tüm kadınlarımızın performansı bizlere gösteriyor ki Milliyetçi-Ülkücü kadınlarımız gerek belediye başkanı, meclis üyesi ya da il genel meclisi üyesi adayı olarak, gerek partisinin hizmetinde bir nefer olarak varlık göstersin, bu hedefe çoktan ulaşmış gözüküyor.

Milliyetçi Hareket Partisi Kadınları Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetlerinin yılmaz bekçileri, kurucu  Genel Başkanımızın Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in fikir ve doktrinlerinden ayrılmayarak, Liderimiz Devlet Bahçeli’nin izinde, her alanda en ön safta yılmadan çalışacağını her fırsatta gösterecektir

Milliyetçi –Ülkücü Hareket’in inanmış ve adanmış kadınlarının sahip oldukları en önemli vasıfları sarsılmaz imanları ve davaya adanmış ömürleridir. Hiçbir eğitim , hiçbir vasıf, hiçbir maddi karşılık onların içlerinde şekillenen ve başarılı olmaları için gerekli olan bu güce ulaşamayacaktır.

Her birisi kendi illerinde, ilçelerinde ve Turan Coğrafyasının her bir kentinde şeref, iffet, inanmışlık, adanmışlık timsali olan, bulundukları yerin en iyisi olmak için gayret gösteren Türk Kadını ;  tüm Türk destanlarını da şeref nişanesi gibi ömrüne katarak, sancak olup dalgalanmaya, destan olup anlatılmaya, vatan olup vatan yürekli evlatlar yetiştirmeye devam edecektir.

Bizler Türk Kadınıyız diye yeri göğü inleten kadınlarımız;

Surları oklayarak, kaleleri fethederek ve her daim Fetih ruhuyla hareket edecek, gönüllere talip olacaklardır. Milli beka çerçevesinde , sarsılmaz imanlarıyla istikrara ulaşmak adına birlik , bütünlük içerisinde zafere ulaşacaklardır.

Hayallerinin sınırları dünyanın sınırlarını aşan , ufkunun genişliği, gönlünün aydınlığı ile tüm olumsuzlukları bertaraf eden, inancı yol başçısı,  yeisi düşmanı belleyen tüm kadınlarımıza selam olsun…

Elleri öpülesi analarımız, toplumun her kademesinde mücadele veren kardeşlerimiz, canlarımız bilin ki ;

Bizim olmadığımız yerde kimse yoktur !

Dünya Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun !

HAK-İŞ ;  8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLADI

             Hak-İş Konfederasyonu Kayseri İl Başkanlığına bağlı sendikalar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında kahvaltılı bir program düzenledi. Düzenlenen programa Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, Talas Belediye  Başkanı Mustafa Palancıoğlu, Ak Parti Kayseri İl Başkanı Şaban Çopuroğlu, Hak-İş İl Başkanı Serhat Çelik ve Hak-İş Konfederasyonuna bağlı sendika başkanları ile çok sayıda bayan sendika üyesi katıldı.

             Çelik programda yaptığı konuşmada Hak iş olarak bu anlamlı günde önceliğimiz; kadınlarımızın toplumsal hayattaki rol, statü ve işlevlerini yükseltmek için daha fazla çaba göstermek olduğunu söyleyerek şu şekilde devam etti, “Kadın vatandır, ülkedir, memlekettir, ana kucağıdır. Hayat veren can veren ülkenin aydınlık geleceğidir. Kadın ailenin can damarıdır. Kadının güçlü olduğu bir toplumda aile de güçlü olacaktır. Kadınların eğitim düzeylerinin yükseltilmesi ile iş hayatındaki yeri ve konumu daha güçlü olacaktır. Kadın çalışanlar düzensiz ve uzun çalışma saatleri vardiya ve Ulaşım gibi nedenlerle iş ve aile Yaşamının uyumlaştırılması konusunda sorunlar yaşamaktadır. bu sorunların çözümü noktasında gerçekçi ve Etkin projelerin hayata geçirilmesi gerekmektedir iş hayatında daha büyük katkılar sağlayabilme potansiyeline sahip kadınlarımız annelik ve doğum durumlarından dolayı ne yazık ki önyargı ile karşılanmaktadır lar ve iş hayatında yeterince aktif olamamaktadırlar. Demokratik ileri bir toplum için kadınlar güçlendirilmesi etkinlik alanlarının genişletilmesi eğitim istihdam siyaset hukuk ve benzeri eşit fırsatlar ve olanaklardan yararlanıyor olmaları gerekmektedir” dedi.

             Melikgazi Belediye Başkanı ve Ak Parti Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç’da 8 Mart Dünya Kadınlar Gününün sadece bir gün olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söyleyerek şu şekilde devam etti, “ Biz sizleri sadece bir güne sığdıracak kadar yada sadece bir gün sizleri hatırlayacak kadar aczin içerisinde olan insanlar değiliz. Sizler başımızın tacısınız. Siz yeri gelir annemiz, siz yeri gelir bacımız, yeri gelir kardeşimiz, yeri gelir Kara Fatmalar, yeri gelir mermileri omuzlarında taşıyan Nene Hatunlar olursunuz. Kısacası siz bizim her şeyimizsiniz. Hazreti Haticelere, Hazreti Fatmalara, Hazreti Ayşelere layık olma anlayışında olan bu kaygıyla yavrularımızı yetiştiren annelerimizsiniz. O acıdan eli öpülesi insanlarsınız  ” dedi.

             Hak-İş’in her zaman için sağduyulu sendikacılık anlayışı içerisinde yol aldığını söyleyen Büyükkılıç  şu şekilde devam etti “Hak-İş Konfederasyonuna bağlı sendikalar her zaman için sağ duyunun, hoşgörünün timsali haline geldiler ve bu anlayış içerisinde yol aldılar. Hak-İş e bağlı sendikalı bayan üye sayısı yeterli olmadığını düşünüyorum. Her zaman için sendikalı emekçi kadın sayısının artmış olması bizleri keyiflendirir ve gururlandırır. O açıdan  inşallah daha fazla dayanışma içerisinde sendikalar içerisinde yer almanız tatbiki bu anlayış içerisinde hep birlikte çalışmamız bizlere yakışır. Bu vesileyle bizlere bir araya getiren Hak-İş Konfederasyonuna teşekkür ediyorum.  8 Mart Dünya Kadınlar gününüz ve kandiliniz mübarek olsun” dedi.

         Kahvaltı programının ardından katılımcılara belediye başkanları karanfil hediye ettikten sonra günün anısına toplu fotoğraf çektirdiler.

MHP KOCASİNAN İLÇE BAŞKANI HACI ALİ DOĞAN’DAN DÜNYA KADINLAR GÜNÜ MESAJI

Milliyetçi Hareket Partisi Kocasinan İlçe Başkanı Hacı Ali Doğan, Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir mesaj yayınladı.
Birleşmiş Milletler Kararıyla 1977’den beri kutlanan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün önemine işaret eden Doğan, şunları söyledi:“Tüm kadınlarımızın bugününü kutluyoruz. Dünden bugüne, toplumsal hayatta en büyük yük kadınlarımızın omuzlarındadır. Onlar, Türk coğrafyasında ayrı bir yere sahiptir. Türk Milletinin aile yapısında kadının rolüne baktığımızda, Hayme Ana’dan Nene Hatun’a, üç kıtaya yayılan Osmanlı’dan, Cumhuriyetin temellerinin atılmasına kadar, her önemli dönüm noktasında yine Türk Kadını vardır. Dünyada eşi benzeri görülmemiş fedakarlık gösteren Türk Kadını, bizim annelerimiz, bizim kardeşlerimiz, bizim kızlarımızdır.”
Türk kadının, geleneklerine bağlı, yenilikçi ve sürekli gelişmeye açık duruşuyla, ülkesi için geleceğe ışık tutmaya devam ettiğini ifade eden Başkan Doğan, “Onları bir gün hatırlayıp unutmak mümkün mü? Bizim şiarımız, Peygamber Efendimizin, “Cennet anaların ayağı altındadır” hadisinin ta kendisidir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak yaptığımız siyasetin içinde kadınlara yönelik pozitif ayrımcılıkla onlara verdiğimiz değeri her fırsatta gösteriyoruz. Bu vesileyle Dünya Kadınlar Günü’nü bir kez daha kutluyoruz” diye konuştu.

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ  MHP İL BAŞKANI SERKAN TOK:

8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir açıklama yapan MHP İl Başkanı Serkan Tok, gerek yaptıkları işler, gerekse taşıdıkları sorumluluk bakımından çok büyük öneme haiz kadınların, yılda bir defa değil her gün, her saat anılmasının ve onlara layık oldukları ilgi ve alakanın gösterilmesinin en önemli vazifelerden biri olduğunu kaydetti.

Tok şunları söyledi:

“Ötüken emanetini bizlere vasiyet bırakan İl Bilge Hatun’a vefasızlık yapamayız. Söğüt sancağını yücelten Hayme Ana’mıza haksızlık edemeyiz. Ve kadınları sadece 8 Mart gününde hatırlayamayız, cilalanmış sözlerle vaziyeti kurtarmaya çalışamayız. Kalbi tecrit edilmiş, iradesi tehir ve tehcir edilmiş canilere artık tahammül gösteremeyiz, kıydıkları mazlum kadın canlarına sabredemeyiz. Bulanık sireti çirkin suretine vurmuş kanlı ellere kadınlarımızı teslim edemeyiz, etmemeliyiz. Çünkü kadın zarafet, nezaket, edep, inceliktir. Kadın sadece doğuran değil, medeni ölçülerde doğan, sevgi ve saygıda parlayan, erkekle eşit haklara sahip yeri dolmaz bir değerdir. Nerede yaşıyor olursa olsun tüm hanımefendilere hürmetlerimi sunuyor, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde seslerinin duyulmasını diliyorum. Yakın zamanda vahşice katledilen yüzlerce kadın ve kız çocuğumuza Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Unutmayalım, bağımsızlığımızın ninnisini söyleyen kadındır, bekamızın duasını eden kadındır, vatana evlat yetiştiren yine kadındır, annedir.”

Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi Kamil Ünal’ın “8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ”

Dünyada kadınlar günü kutlanırken, tüm kadınların toplumda hak ettiği, layık olduğu yere gelmesi temennisini taşımaktayız. Bu tür özel günler, toplumların kanayan yarası olan sorunların gündeme gelmesi, tartışılması açısından önemlidir. Büyük ozanımız Neşet Ertaş’ın “Kadınlar insandır, biz insanoğlu” diyerek muhteşem bir biçimde ifade ettiği üzere, tüm insanlığın ve insan yaşamının kaynağı olan kadınlarımızın toplumda hak ettikleri seviyeye gelmesi için yapılacak her türlü çalışmanın kutsallığına yürekten inanıyor, bütün kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü en içten duygularımla kutluyorum.

Kadın, toplumun en asli ve vazgeçilmez unsuru, insanlığın birbirinden ayrılmaz, yeri doldurulamaz parçasıdır. Buna rağmen bütün toplumlar, kadınla erkek arasındaki fizyolojik farkı gözeterek, toplumu erkek ve kadın olarak iki gruba ayırmış ve her grubun da statü ve rollerini birbirinden değişik olarak tayin etmiştir. Bu sebepledir ki, dünya geneline baktığımızda kadınların erkeklere oranla eğitim seviyelerinin daha düşük, işsizliğin daha yüksek olduğunu görüyoruz. Kadının eğitimini kısıtlayan bu toplumsal yapı içerisinde, güvenceli bir iş ve kariyer sahibi olmak için hayat boyu öğrenmeyi zorunlu kılan bir istihdam sistemi ortaya çıkmıştır. Bu tezat, kadınları iş hayatından uzaklaştırırken, acımasız rekabet şartları karşısında biraz daha geri plana itmektedir.

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de kadınların katliam boyutuna ulaşan şiddet olaylarıyla, eğitimsizlik, işsizlik, çocuk yaşta evlilik gibi köklü sorunlarla karşı karşıya kaldığını görmek bizleri derin bir üzüntüye sevk etmektedir. Aslında ülkelerin genel gelişmişlik seviyeleri ile kadınların toplum içindeki yeri doğrudan orantılı bir seyir izlemektedir. Kadınların toplumsal yaşamdan en fazla soyutlandıkları toplumlar her alanda en geri kalmış ülkeleri oluşturmaktadır. Kadınların ekonomik, siyasi ve sosyal hayata en fazla katılım sağladığı ülkeler ise gelişmişlik seviyesinde de büyük bir ivme yakalamış olanlardır. Dolayısıyla ülkelerin gelişmesinin anahtarı, kadınlardan geçmektedir.

Üzülerek ifade etmeliyim ki, ülkemizde kadınlarımızın sosyal ve ekonomik alanda arzu edilen noktada olduğunu söylemek oldukça güçtür. Son 3 yıl içinde adli kayıtlara geçmiş 932 kadınımızı aile içi şiddete kurban verdik. Bununla birlikte cinsel istismar vakaları da her geçen gün artmakta, ülkemiz adına adeta bir utanç tablosu oluşturmaktadır. Üstelik bu istismar olaylarının %90’ının mağdurun en yakınındaki kişiler tarafından gerçekleştirilmesi ise başka bir yara olarak vicdanlarımızı sızlatmaktadır. Bu gerçekler ışığında kadına şiddet ve cinsel istismara karşı gerekli her türlü adli ve idari tedbirin alınması, bu tür insanlık dışı olayların en şiddetli biçimde cezalandırılması, yıllardır kanayan toplum vicdanını bir nebze olsun rahatlatacak, hepimizi derin üzüntülere sevk eden bu suçların azalması yolunda caydırıcı bir rol oynayacaktır.

Ülkemizde okuma yazma bilmeyenlerin yüzde 82,9’unu kadınlar oluşturmaktadır.  40 milyonu aşkın kadın nüfusumuzun dörtte biri ilkokul mezunudur. Genç kadınlarımızda işsizlik oranı yüzde 25 dolayındadır. Yönetici pozisyonlarında bulunan kadınlarımızın sayısı bir elin parmaklarını dahi geçemeyecek kadar azdır. Türkiye nüfusunun yüzde 49,8’ini kadınlar oluşturmaktayken işgücüne katılan 32,3 milyon kişiden yalnızca 10,5 milyonu kadındır.  Devlet Personel Başkanlığı’nın verilerine göre, kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen personelin yüzde 37,98’ini kadınlar oluşturmaktadır. Bu rakamlar da gösteriyor ki, kadınlarımız çalışma hayatında yeteri kadar yer alamamakta, kariyer gelişimi noktasında geride kalmakta ve daha düşük ücretlerle, güvencesiz bir biçimde çalışmak zorunda kalmaktadır.  Şunu da ifade etmeliyim ki, Allah’ın kadınlara bahşettiği annelik sıfatı nedeniyle geri plana itilmesi, yeterli liyakate sahip olduğu halde hak ettiği görevlere getirilmemesi ve işten çıkarılacaklar listesinde en üst sıraya oturtulması asla ve asla kabul edilemez bir durumdur.

Günümüzde çalışan kadınların sorunlarını azaltmaya yönelik doğum yapan kadınlara yarım gün çalışma hakkı gibi birtakım tedbirler alınsa da iş güvencesi, çalışma süreleri, kreş imkânları, yasal korumalar ve toplumsal bilinç anlamında ideal seviyenin oldukça gerisinde kaldığımız da inkâr edilemez bir gerçektir. Kaldı ki, kanunun yasalaşmasının üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen ilgili yönetmelik çıkarılmadığı için kamuda çalışan kadınlarımız yarım gün çalışma hakkından da mahrum bırakılmaktadırlar.

Kadınlarımızı toplum hayatından koparmaya çalışan, şiddet uygulayarak adeta kadınları infaz eden, asılsız gerekçelerle kadınlarımıza ikinci sınıf vatandaş muamelesini layık gören, onların erdem ve değerini hala anlayamayan zihniyetlere karşı, tarihimiz ibret verici örneklerle doludur.                    Kadın ve erkek bir arada olduğunda bu toplumu yıkacak hiçbir güç olmayacaktır. Bunun için hayatın yükü karşısında erkeklerle omuz omuza mücadele veren analarımızı, tarihi değerlerimizi akıllarımızdan asla çıkarmadan hareket etmeliyiz.

Eğer bu topraklar üzerinde mutlu, müreffeh ve huzurlu bir gelecek inşa etmek istiyorsak kadınlarımızın eğitimine, çalışmasına, yükselmesine ve güvencelerine önem vermek zorundayız.  Kadına vurulan her darbe, toplumumuzun varlığına yöneltilmiş bir tehdittir. Bu bakımdan kadınların haklarını korumak en az kadınlar kadar erkeklerin de görevi olmalıdır. Atatürk, “İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin?” diyerek dünyadaki birçok gelişmiş ülkeye öncülük etmiş ve kadınlara başta seçme ve seçilme hakkı olmak üzere her türlü medeni hakkı tanımıştır.  Ama bugün gelinen noktada kadınlarımızın toplumsal hayattaki yerini arzu edilen noktaya çıkaramadığımızı görüyoruz.

Her zaman dile getirdiğimiz gibi kadın ne denli güçlü ise toplum da o denli güçlü olacaktır.  Öyleyse toplumumuzu güçlü kılmak için, önce kadınımızı güçlü kılmak zorundayız. Toplumsal adaleti sağlamak için, önce toplumun diğer yarısı olan kadınların toplum içindeki etkinliğini ve toplumsal refahımızı artırarak toplumumuzu daha zengin kılmak için, önce kadınlarımızı her anlamıyla zengin kılmak zorundayız.

Bu duygu ve düşünceler içinde bir kez daha, başta evlat acısıyla yüreği yanan, bu vatan uğruna canlarını veren kahraman şehitlerimizin anneleri olmak üzere tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, tüm çalışan kadınlarımızı haklarımız ve ortak çıkarlarımız için Türkiye Kamu-Sen çatısı altında her türlü kademede mücadele etmeye davet ediyorum.”

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, Kayseri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Küresel Gazeteciler Konseyi, TSYD, TİMEF, AVKON, ADD üyesi, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği, Tüm Mücadele Sporları Derneği, Kayseri Spor Adamları Derneği, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü