Köşe YazılarıMedya-Basın Dünyası

Devlet radyo ve koroları…(1) (Köşe yazısı 07.03.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)

Dünyanın ilk Tıp Fakültesi ve Hastanesi olan Gevher Nesibe Şifahanesi’nin Kayseri’de olduğunu, burada müzik ile başta akıl hastalıkları olmak üzere birçok hastalığın tedavi edildiğini bilmeyen yoktur. Varsa şimdi öğrenmiş oldu.
Türk müziğinin çeşitli makamlarıyla hastalara terapi yapıp binlerce yıllık geleneği yaşatan bir müzik grubu bile, Kayseri’de 800 yıl önce hastaların müzikle tedavi edilmesini canlandırması en iyi örnek.
Bu köklü geleneği günümüzde yaşatmak ve bozulmadan gelecek kuşaklara aktarma çabası.
Yüzyıllar önce Anadolu’nun dört bir yanındaki şifahanelerde müzikle terapi yönteminin uygulandığı biliniyor. Şifa makamları ve unutulmaya yüz tutmuş sazları var. Müzikle terapi uygulaması nöroloji, kardiyoloji, immünoloji, geriatri alanlarında ve kanser hastalarının tedavisinde kullanılıyor. Türk müziğindeki makamların her biri insanda değişik etkiler bırakıyor. O günden bu güne rast makamı huzur, zirgüle makamı uyku, saba makamı cesaret ve kuvvet, hicaz makamı tevazu, hüseyni makamı rahatlık veriyor. Bu makamlarının her biri farklı hastaların tedavisinde de kullanabilir. Bir hastanede, Türk musikisi dinletilen koma halindeki hastaların beyin dalgalarında hareketlilik saptanmış.
Bir başka çalışmada da, çocuklardaki stres hormonlarının müzikle terapi sonunda yüzde 40 azaldığı görülmüş. Dünyaca ünlü kalp cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz, hastalarını tedavi ederken bizim müzikle terapi yöntemini kullanıyor. Müzikle terapi uygulaması yapan ve unutulmaya yüz tutmuş 300 civarındaki müzik aletini kullanabilen insan sayısının artırılması şart. Böylece, Türk müziği makamlarının insan sağlığına etkileri gelecek nesilleri aydınlatabilir.
Zaten Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğünün görevlerinden biri, Milli kültürümüzün, dilimizle birlikte en önemli dalı olarak değerlendirilen Türk Musikisi’ni gelecek kuşaklara önemiyle tam aktarmak; yurtiçinde ve yurtdışında en üst düzeyde icra ve temsil etmek, tanıtmak ve yaygınlaştırmak.
Kayseri müzikal anlamda iyi bir noktada. Ancak bir devlet radyosu ve korosu yok. Bu ikisi, medeniyetler şehri Kayseri’ye müzikalite anlamında çok farklı bir vizyon katacak. Kayseri, makamsal yapıları olan eserleri barındırmakta, ayrı bir mistik havası olan türküleri ile zenginlik abidesi.
Bakanlığın Devlet koroları ve toplulukları yönetmeliğinin amacı da; ‘Devlet Klasik Türk Müziği Koroları, Devlet Türk Halk Müziği Koroları, Devlet Çok Sesli Koroları ile Türk Tasavvuf Müziği Toplulukları, Tarihi Türk Müziği Toplulukları, Devlet Türk Müziği Toplulukları, Devlet Modern Folk Müziği Toplulukları, Devlet Halk Dansları Toplulukları, Devlet Türk Dünyası Müzik ve Dans Toplulukları ve bu alanda kurulacak yeni koroların ve toplulukların kuruluşu, yönetimi, idari sözleşmeli personelin atanma, adaylık, sınav ve çalışma biçimlerine ilişkin usul ve esasları’ düzenliyor.
Türkiye’ye özgü bir tür olan sanat müziği 15. yüzyılda Osmanlılar döneminde saray çevresinde gelişmiş, 19. yüzyıla kadar sürekli gelişme göstermiş. Ancak nota örnekleri 17. yüzyıldan itibaren görülüyor. Türk müziğine özgü “koma”, aralıklı diziler yoluyla birçok makamlar yaratılmış.
Ney, tanbur, ud, kanun, kemençe, kudüm, def/daire, zil (halile), geleneksel sanat müziğinde kullanılan çalgılarımıza örnek gösterilebilir.
Geleneksel Türk Müziği sistemi içinde kalarak özgün bir çok seslilik yaratılabileceğini ve Türk orkestrasında geleneksel çalgıların da önemli roller üstlenebileceğini savunan Hüseyin Saadettin Arel başkanlığında, İstanbul Belediye Konservatuarı Türk Müziği Bölümü 1943’te açılmış. Bunu 1950’lerde Klasik Türk müziği, Ankara ve İstanbul radyolarında çeşitli görevler üstlenen Mesut Cemil Tel’in “Klasik Koro”yu kurması, Üsküdar Musiki Cemiyeti ve Şark Musikisi Cemiyeti gibi kuruluşlarda izlemiş, canlandırmış. Klasik Türk müziğinde koro yönetimini profesyonel anlamda ilk uygulayan kişi olan
1976’da Türk Musikisi Konservatuarı’nın kurulması ve Nevzat Atlığ yönetimindeki ilk Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nun çalışmalarına başlaması, Klasik Türk müziğinin kurumlaşması açısından altın yıllar olmuş. Nitekim bu dönemde Kültür Bakanlığı’na bağlı Ankara, İzmir, Bursa, Samsun, Diyarbakır, Elazığ Devlet Klasik Türk Müziği Koroları, İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu, Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu, Edirne ve İstanbul Devlet Türk Müziği Toplulukları kurulmuş. 1984’te İzmir, 1988’te Gaziantep, 1994’de Konya, 2001’de Afyon Türk Musikisi Devlet Konservatuarları öğretime başlamış.

Devlet Koroları bugün gerek verdikleri periyodik konserler ve düzenledikleri radyo ve televizyon programları, gerekse yurtiçi ve yurtdışı turneleriyle Klasik Türk Müziği’nin geliştirilip yaygınlaştırılmasında önemli rol oynuyor.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, Kayseri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Küresel Gazeteciler Konseyi, TSYD, TİMEF, AVKON, ADD üyesi, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği, Tüm Mücadele Sporları Derneği, Kayseri Spor Adamları Derneği, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü