(Özel) Çocukluktan engelli avukat dağcı, bastonları ile dağlarda engel tanımıyor
Kayseri’de avukatlık yapan 60 yaşındaki engelli avukat Mustafa Kılıçarslan, iki baston yardımıyla yürürken, Türkiye’de tırmanmadığı dağ ve tepe kalmadı. 15 yılda Ağrı, Erciyes, Süphan, Demirkazık gibi dağlara sayısız tırmanış gerçekleştiren Kılıçarslan, rehber hatasından İran’daki Demamend dağına da 4200’e kadar tırmandı. Dağ, ultra ve İstanbul gibi maratonlara katılan Kılıçarslan , dağcılık, yüzme, bir yıldız dalgıçlık, akarsu arama-kurtarma, su altı arama-kurtarma, ceset arama eğitimleri de aldı.
Gençliğinde babası ile çatı ustalığı, çobanlık, çiftçilik yapan ve 4 aylıkken geçirdiği çocuk felcinden bir ayağını neredeyse hiç kullanamayan bir çocuk babası Mustafa Kılıçarslan, son 15 yıldır Türkiye’deki dağ ve tepelere dağcılarla birlikte tırmanışlar gerçekleştiriyor. Kılıçarslan, bu sürede kol bileklikli bastonlarının yardımıyla Ağrı’ya 3, Süphan’a 2, Erciyes’e 18, Hasan’a 7, Medetsiz’e 8, Alaca’ya 3, Uludağ, Ilgaz, Demirkazık, Küçük Ağrı, Esence ve İran Demavend’e de tırmanışlar yaptı.
Halen Kayseri’de avukatlık mesleğine, gönüllü arama-kurtarma ve sosyal faaliyetlerine devam eden Mustafa Kılıçarslan şunları söyledi.
Devlet benim gibi sakat olan kişileri gençliğimde, emekli olana kadar, 45 yaşına kadar devlet memurluğuna almıyordu. Evrak memuru bile yapmıyordu. Bu devleti küçümsemek değil. Masabaşı işler bana yasaktı. 2011 yılında ilk Ağrı zirve tırmanışı yaptığımda devletin beni masabaşı memur olarak bile almadığı, dağcılık federasyonununda ayağımın sakatlığı nedeniyle dağcılık eğitimine kabul etmediklerini düşünerek gözyaşlarımı tutamadım. En büyük anılarımdan birisi bu.
Dört aylıkken çocuk felci olmuşum. Sağ ayağımda kalçadan itibaren zayıflık ve güçsüzlük var. Yüzde 95 güç kaybım var. 36 yıllık avukatım. Ergenlik çağlarımı saymazsanız 15 yıldır spor ve yürüyüş yapıyorum. Türkiye’nin hemen hemen bütün dağlarına çıktım. Büyük Ağrı’ya 3, Süphan’a 2, Erciyes’e 18, Hasan Dağı 7, Medetsiz’e 8, Demirkazık dağına çıktım.
Spor yapmak güven veriyor, güç veriyor, benim hayatımı kolaylaştırıyor. Bu beyin ve irade gücüne bağlı. Engelli, engelsizlik kavramını ben herhalde biraz karıştırdım. Ben 15 yıl önce engelli idim. Çünki sigara içiyordum. Sigarayı bıraktım, engelimden kurtuldum. Benim engelim bacağımdaki sakatlık değil içtiğim sigara imiş. Ben şu an kendimi engelli olarak görmüyorum. Çünkü istediğim dağa çıkıyorum. Günde 30-40-50 kilometre yürüyebilir haldeyim. Bu nedenle bana göre engellilik beyinde başlıyor.
En son geçen hafta 20 Temmuz 2021’de Büyük Ağrı dağını üçüncü zirvemi yaptım. Tabi pandemi nedeniyle biraz kilo almıştım. Fazla kiloların etkisiyle biraz zorlandık ama çokta zor olmadı. Sıkıntı yaşamadan zirve yaparak döndük arkadaşlarla. Yurtdışında Demavend’e gitmiştik. Yanlış rehber ve hava şartları nedeniyle 4200 metrede fırtınaya yakalandığımız için çıkamadan geri gelmiştik. 4200’den geri dönmüştük.
Benim dağcılık, yüzme ve atletizm lisansım var. Ayağımdaki sakatlık nedeniyle dağcılık eğitimlerime resmen katılamadım ama misafir olarak katıldım ama belgesini aldım. Dağcılık eğitimlerinin tamamını aldım ama eğitim belgem yok. Ayağımdaki sakatlıktan dolayı Dağcılık Federasyonu resmi belge ile belgelendirmedi. Resmi belge verilmedi.
Son 4 yıldır Türkuaz Doğa Arama Kurtarma derneği ve Kulübü ile akarsularda arama-kurtarma, sualtı arama-kurtarma eğitimleri aldım. Bir yıldız dalğıç belgesi aldım. 2011 yılında ilk Ağrı dağına çıkarken 91 yaşında bir Japonla birlikte Ağrı dağına çıkmıştım. Hedefim ömrüm oldukça, ölünceye kadar dağlara çıkabilmek. Dağcılık sporu ileri yaşlarda da yapılabilecek bir spor.
Gençlere tavsiyem, asla ergenlik çağı döneminde sporu es geçmesinler. Ergenlik çağında spor yapsınlar. Çünkü ergenlik çağında yapılan spor ömür boyu insanı güçlü tutuyor. İhtiyarlığında da işine yarıyor.
İstanbul Avrasya maratonuna üç kez katıldım. 40 km maratona katılmak istedim ama bana erken start vermediler. Her sene vereceklerini söylediler, vermediler. Onun için 15 km. yarışlarına katıldım. Mersin ve Antalya’da 20 km maratonlara katıldım. Süresinde bitirdim. Mesela 4500 kişi içinde 4 bininci oldum. Erciyes’te ultra maratonlara katıldım. Tahtalı dağında sıfırdan 2200 metreye 22 km yürümüştüm. 12 saatte bitirmiştim. Erciyes’te 25 km’lik Sarıgöl’den Tekir yaylasına kadar olan mesafeyi iki kez koştum.
Gençliğimde babam çatı ustasıydı. Babamla birlikte çok sayıda çatı yaptım. Şu anda çatı ustası sayılabilirim ama 35-40 senedir yapmadım. Ayrıca çiftçiyim. Dağcılıkta binlerce kişi ile tanıştık. Her ülkeden, her devletten, her şehirden bugün dağcılık sayesinde Türkiye’nin neresine gitsem misafir olabileceğim bir dağcı arkadaşım oldu.
Onun dışında üç tane Üniversite bitirdim. Hukuk dışında, Kamu yönetimi, Mali idareler ve Tarım bölümlerini bitirdim Açık öğretimde.
Dağlara başlamamın başlangıcı ergenlik çağında, ortaokul üçüncü sınıfta ben iyi öğrenci idim. Okulun ikinci, üçüncü, beşincisi idim. Devlet yatılı parasız okul sınavına girdim kazandım ama devlet beni parasız yatılı yurduna almadı. Çünkü ayağım sakattı. Onu araştırdığımda sakatlığı olan kişilerin devlet memuru olamayacakları idi. Devlet memurları kanununa göre Türkiye’nin her yerinde, her şartta görev yapmasına engel ve mani bir sakatlığının olmaması gerekiyormuş.
O zaman ben uçak mühendisi, öğretmen, doktor olmak istiyordum. Ama tüm ideallerim yok oldu. Ortaokul üçüncü sınıfta tüm ideallerim yok olunca çiftçilik yapma, geçim telaşı ile çiftçilik yapmaya karar verdim. Bunun içinde bedenimi güçlendirmem gerekiyordu. Aşırı derecede, tarlada, bağda, bahçede, inşaatta, babamla birlikte çatı işlerinde çalıştım. Vücudumu çok güçlendirdim. Sonra kısmet oldu Hukuk fakültesini kazandım avukat oldum.
Daha sonra ergenlik çağında yapılan sporun ne kadar önemli olduğunu ileriki yaşlarda, 45 yaşında başladığım dağcılık hayatında öğrenmiş oldum. Bana faydası oldu. Onun için öğrencilerimizi, bilhassa ergenlik çağlarında, sınav atağına getirmeyelim, spor yapmalarına ön ayak olalım, spor yapmalarını temin edelim.