Aile danışmanı sosyal pedagog Hanım Demirbaş, son dönemlerde artan ‘’çocuğa karşı işlenen cinsel istismar’ ’suçlarının toplumda infiale sebep olduğunu ve hükümetin bir dönem gündeme taşıdığı ‘’cinsel istismar suçunu işleyenlere hadım cezasının’’ yürürlüğe girmesi gerektiğini belirtti. ‘’Türkiye’deki cinsel istismar olaylarının failleri sapkınlık ve sapıklık içerisindeler.’’ Bu olayları sadece Kayseri için düşünmemek lazım dedi.
Demirbaş, Türkiye’deki çocuğa karşı işlenen cinsel istismar suçlarının önemli artışların gözlenmesini aile içerisindeki iletişimsizlik ve internet ortamının yaygınlaşması ile doğru oranda artış göstermektedir. Ailelere çocuklarının daha sıkı takip etmeleri gerektiğini belirterek bu olaya başvuranların sapıklık derecesinde ruh halleri olduğunu ve farklı bir cinsel sapkınlık içerisinde olmaları, kişilik bozukluklarından ve psikiyatrik rahatsızlıklarından kaynaklanan hayat tarzlarının olduğunu ifade etti.
Türk ceza kanunlarının bu tür olaylara bakış açısının cezai müeyyideler açısında az olmasının ve caydırıcı olmaması bu olayları çoğaltıyor dedi. Bir yıl içerisinde meydana gelen suç oranlarında yüzde yetmişlik bir payın çocuklara cinsel istismar olayı ile sonuçlanması ‘’vahim ve ürkütücü’’ olarak ifade edilebilir. Bu suçu işlemiş olanların cezaevlerinde aslında tedaviye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Tedavi edilemiyorsa devlet eli ile bir daha bu suçu işlememesi için erkekliğinin giderilmesi noktasında yeni yasaların hazırlanması gerekir. Yoksa bunlar cezaevinde rehabilite edilemiyorsa çıktığında yine aynı suçları işlemeye devam edecek. Sadece bu suçu işleyenleri düşünmemek lazım. Birde bu işte mağdur olan küçük yaştaki çocukların ruh hallerini düşünce sadece ceza vermenin yeterli olacağını düşünmüyorum. Ya rehabilite edilmeye çalışılacak ya da ‘’hadım’’ cezası uygulanması gerekir. Dedi.
Cinsel istismara uğrayan çocukların psikolojisi ise tedavi edilmediği takdirde daha da bozulabilmektedir. Tecavüze uğrayan çocuklar bu olayı unutmak adına alkol, uyuşturucu batağına düşme riski de çok fazladır. Kendileri tecavüzcü olabiliyor ve fuhuşa alıştırılabiliniyor. Bu sebeple hem istismara uğrayan hem de tecavüz edeninde tedavi edilmesi gerekir aksi takdirde toplum bataklığa doğru gider.
Son yıllarda tüm Türkiye’de olduğu gibi, Kayseri’de de çocuğa karşı işlenen cinsel istismar suçlarında artışlar gözleniyor. 2012 yılında Kayseri’de çocuğa karşı işlenen suçlarla ilgili 350 dava açılırken, 2013’ün ilk 4 ayında açılan dava sayısı da 95’i buldu. Çocuğa karşı işlenen cinsel istismar suçları, Türk Ceza Kanunu’nun 103’üncü maddesi hükümlerine göre sanık ya da sanıklar hakkında dava açılıyor. Bu arada, Adalet Bakanlığı istatistiklerine göre, 2009 yılında 13 bin 812 olan çocuğa karşı cinsel istismar dava sayısı, 2010’da 17 bin 241’e, 2011 yılında ise 18 bin 334’e ulaştı.Adalet Bakanlığı verileri, 2011 yılında işlenen toplam 24 bin cinsel saldırı suçunun yaklaşık yüzde 70’inde kurbanın çocuk olduğunu; 7.610 sanığın 15 yaşından küçük çocuklara tecavüzle, 4.903 sanığın cinsel istismarla, 1.759 sanığın ise çocuk yaşta biriyle cinsel ilişkiye girmekle suçlandığını ortaya koyuyor.
Türk Ceza Kanunu’nun 103’üncü maddesi, Çocuğun Basit Cinsel İstismarı, Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı, Mağdurun Beden ve Ruh Sağlığını Bozacak Şekilde Çocuğun Cinsel İstismarı, Cebir ve Şiddet Kullanarak Çocuğu Cinsel Yönden İstismar Sırasında Yaralama, Mağdurun Bitkisel Hayata ve Ölmesine Neden Olacak Şekilde Çocuğun Cinsel İstismarı gibi konuları içeriyor.
