CHP’nin gündemi, kurultay ve Özhaseki’nin sucuk paraları
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’de ‘değişim ve umut yolu’ adıyla başlatılan ‘kurultay talebi’nde imzaların tamamlandığı iddia edilirken, il Başkanı Ümit Özer ‘Bu konuda imzaların sonucu belli değil’ dedi ve daha çok eski bakan milletvekili Mehmet Özhaseki’nin ‘kazandım’ dediği ‘sucuk parası’nı nasıl kaybettiğini anlattı.
Kayseri’den Yüksek Disiplin Kurulu üyesi Gonca Yelda Orhan’ında aralarında bulunduğu CHP Parti Meclisi üyesi Gaye Usluer ‘değişim ve umut’ adıyla çıktıkları kurultay isteğinde, noter tasdikli 630 imzayı tamamladıklarını ancak 8 belgenin kendilerine gelmediğini, kurultay için tüzük gereği istenen 621 delege sayısını açtıklarını, yine de fazla belge vermek için Pazartesi’ye kadar bekleyeceklerini açıkladı. Usluer ve Orhan ‘kurultay istiyoruz ama sonuç ne olursa olsun konuyu yargıya taşımayacağız’ dedi.
CHP Kayseri il başkanı Ümit Özer’de partideki basın toplantısında, kurultay konusunu bir soru üzerine ‘Daha imzalar toplanma aşamasında. Sonucu tam belli değil’ diyerek yanıtladı. Kurultay istemeyen 59 il başkanı arasında yer alan Özer, basın toplantısında eski bakan Özhaseki’nin, yaklaşık 4 yıl önce Kılıçdaroğlu’ndan kazandığı tazminat paraları ile sucuk alıp dağıttığı konuyu açıkladı. Özer, bu konunun Özhaseki ve iktidar partisi tarafından çok sulandırıldığını, milletvekili Çetin Arık’ın da kurultay için imza verdiği konusunu bilmediğini belirterek şunları söyledi.
“Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, 2010 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki bütçe görüşmeleri sırasında Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzluk olayını gündeme taşıyarak, bu olayın Hacı Ali Hamurcu isimli bir şahsın üzerine yıkıldığını ve olayın üstünün kapatıldığını vurgulamıştı.
Ardından da suçluların cezasını çekmesi, adaletin yerini bulması için Cumhuriyet Halk Partisi olarak davanın yeniden görülmesi yönünde bir hukuk mücadelesi başlattık.
Bunun karşılığında da dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mehmet Özhaseki, davanın yeniden görülmesinden rahatsızlık duyarak, davanın tekrar görülmesinin yanlış olduğunu tek suçlunun Hacı Ali Hamurcu olduğunu söylemişti.
Hatta o dönem, büyük çoğunluğu neden Kayseri Ticaret Odası’nda olduklarını bilmeden, açıklanan metnin içeriğinden habersiz, 125 sivil toplum kuruluşu Özhaseki ve belediye bürokratlarına kefil oldukları yönünde bir basın açıklaması yapmışlardı.
Neyse tüm baskı ve yıldırma çabalarına rağmen partimizin hukuk mücadelesi sonucunda Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava yeniden görüldü ve Hacı Ali Hamurcu’nun yanı sıra Büyükşehir Belediyesi UKOME Başkanı Süleyman Temeltaş da ceza aldı.
Yani Sayın Genel Başkanımız ve partimizin yürüttüğü hukuk mücadelesi sonucunda, AKP’nin tüm engelleme girişimlerine rağmen, suçlulardan biri daha ceza aldı.
Ama Özhaseki ve AKP kanadı haksız olduklarını bildikleri için ilk günden itibaren olayı sulandırmaya, konuyu farklı mecralara taşımaya çalıştılar.
Özhaseki ve tüm bürokratları Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu aleyhine tazminat davaları açtılar.
Bu davalardan da lehlerine çıkan kararları, daha kesinleşmesini dahi beklemeden kamuoyu ile paylaşıp, halkı olduklarını ileri sürdüler.
Öncelikle Büyükşehir Belediyesi ile ilgili ceza davası ile tazminat davalarının birbirinden ayrı olduğunu tekrar size hatırlatmak isterim.
Ve bir kez daha altını çizmek isterim ki, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzluk davasıyla ilgili olarak Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi Süleyman Temeltaş’a verdiği ceza ile Sayın Genel Başkanımızın ve partimizin iddialarının doğruluğunu tescil etmiştir.
Tazminat davalarına gelince, konuyu sulandırma konusundaki üstün becericisi ile Özhaseki daha kesinleşmemiş kararları, sanki kesin kararmış gibi göstererek sucuk dağıttı.
Günlerce şov yaptı.
Her fırsatta kazandığı tazminat davası ile sucuk dağıttığını anlatıp durdu.
Ne zaman başı sıkışsa “Sucuk dağıttık” diyerek konuyu mecrasından çıkardı.
Ama biz hukuk sürecini bekledik.
Yargıtay aşamasından sonra Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.
Anayasa Mahkemesi Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun 12 bin lira ödediği davayı 30 günlük başvuru süresinin geçmesi nedeniyle reddederken, diğer davalarda Sayın Genel Başkanımızın lehine karar verdi ve Özhaseki’nin 20 bin lira manevi tazminat ödemesine hükmetti.
Özetle sucukların parası Özhaseki’nin cebinden çıktı.
Aslında bizim bunları değil, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin mahkumiyet kararını konuşmamız gerekiyordu.
Ve Özhaseki’nin Sayın Genel Başkanımıza ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne suçluların adalete teslim edilmesi için gösterdiği hukuk mücadelesi için teşekkür etmesi gerekiyordu.
Ama onlar davanın kapanmasını, olayın tazminat davaları ile sulandırılmasını, adaletin yarıda kalmasını tercih ettiler. Bu oyunları da Anayasa Mahkemesi’nden döndü. Bakalım şimdi konuyu nasıl sulandıracaklar.”