CHP’li Abdullatif Şener Kayseri’de gündemi değerlendirdi, Gazeteciler Cemiyeti ve bazı STK’ları gezdi
CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, dolarda yaşanan artışın ülke ekonomisine nasıl etki oluşturduğunu anlatarak, örnek verdi. Şener, dolarda sadece 1 kuruş artışın yaşanmasının Türkiye’nin borçlarını 4 milyar 67 milyon lira artırdığına dikkat çekti.
Kayseri programı kapsamında, PM Üyesi Ayça Taşkent, Kayseri milletvekili Çetin Arık, il başkanı Ümit Solak Özer’in de katıldığı toplantıda Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, CHP il binasında basın toplantısı yaparak gündemi değerlendirdi. Daha sonra Kayseri Gazeteciler Cemiyeti başkanı Veli Altınkaya’dan gazetecilerin sorunlarını dinledi. Makine Mühendisleri Odası Başkanı Akif Aksoy, Veteriner Hekimler Odası Başkanı Akgün Ergül, Kayseri Ticaret Borsası Başkanı Recep Bağlamış, Kayseri Ticaret Odası Başkanı Ömer Gülsoy, Yol-İş Sendikası 1 Nolu Şube Başkanı Atila Özmel, Türkiye Emekliler Derneği Kayseri Şubesi, Kayseri Kafkas Derneği başkan ve yönetimleri ile bazı sivil toplum kuruluşlarını ziyaret etti, sorunları, önerileri dinledi. Kayseri Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya, basın sektörünün sorunları ile ilgili 15 maddelik hazırlanan metni kendisine verdi. Basın sektörünün özellikle gazete kağıdında yaşanan artış ve diğer maliyetler nedeniyle büyük sıkıntı yaşadığı ifade edildi.
Daha sonra açıklamalarda bulunan CHP Konya Milletvekili Şener, basın sektörünün ve gazetecilerin sorunlarını ifade ederek, ülke olarak ağır bir dönem yaşandığını ifade etti. Gazete kağıdının ithale dayalı olmasının büyük sorun teşkil ettiğini aktaran Şener, “Sektörde maliyetler yukarı doğru çekince bunu finanse etme durumu var. Bu da meslek açısından en önemli sorunlardan biri olduğunu biliyoruz. Gazetecilikle ilgili değil, ülkemizdeki ekonomik durumu, her sektöre zorluklar getirdiğini görüyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konuda kriz masası oluşturduk ve şehirlerimizde sivil toplum kuruluşları ile buluşarak onları dinleyip, sektörlerin sorunlarının çözümü ve ülkenin ekonomik açısından geleceği ile ilgili konularda oluşacak bilgiyi iktidar partisine ileteceğiz” dedi.
CHP’li Şener’in bu ziyarette yaptığı konuşmalardan bazı bölümler şöyle.
“Yaşadığımız bu dönem öyle geçiştirilecek dönem değil. Döviz çıktı, benim dövizim yok diyebileceğimiz bir şey de değildir. Bu bütün gelir gruplarını etkileyecek süreçtir. Fiyat artışlarına yol açacak, borçluluk nedeniyle birçok girişimci işini sürdüremeyecektir. İflasları izleyeceğiz, işsizlik en büyük rakamları görecek. Bunları üst üste görünce ekonominin de küçüleceğini hep birlikte göreceğiz. Ekonominin küçülmesiyle bütçe açık verecektir. Çünkü bütçeler kamunun vergi gelirleriyle oluşmaktadır. Vergi gelirleri yaşanacak sıkıntılar nedeniyle azacak ve bütçe açıkları ortaya çıkacaktır. İstemiyoruz ve yaşanmaması içinde parti olarak şuan verdiğimiz mücadele, insanlarımızı intiharlara sürükleyecek sıkıntıları engellemektir. Allah korusun tedbir alınmazsa her gün intihar haberleri duyacağız.
Sayın Cumhurbaşkanı ile 5 yıl birlikte çalıştık. Bu süreçte kendisiyle hiç kavga etmedik. Aramızda kötü bir şey hiç geçmedi. Bana hep güzel üslup kullanmıştır. Ben geldiğimde dolar 1 lira 60 kuruştu. Görevi bıraktığımda 1 lira 10 kuruştu. 1 lira 10 kuruş olarak bıraktığım dolar, 10 yıl sonra şu an 6 lira 40 kuruş oldu. Asıl sorun, ekonominin yönetiminde. Bu açıdan liyakata önem verilmelidir. Ekonomi düzgün yürütülürse 6 ayda her şey düzelir. Eğer yönetilmezse 3 yıl içinde herkes kavrulur. 3- 5 sene Türkiye bu sıkıntıyı çeker ve herkes yanar. Memleketi sevmek, eleştiri yapmaktan çekinmemeyi gerektirir. Memleketin bu badireden kurutulması için hangi adımlar varsa o adımları atarız.
Devlette liyakat sistemi yeniden inşa edilmelidir. Şu an geçerli olan liyakat sistemi değil, sadakat sistemine göre iş yapılıyor. Bu, çözüm kabiliyetini ortadan kaldırıyor. Dünyanın her tarafında ekonomi bozulduğunda sorumluluk iktidara aittir. Ülke genelinde sivil toplum örgütlerini dinleyeceğiz. Sonra bunları harmanlayıp, hükümeti sürekli uyaracağız. Eğer sorumluluk sahibi iktidar gerekli tedbirleri ve uyarıları dikkate almazsa bu ülke en az 3 yıl kavrulur. İşin başındayız. İşin başında gerekli önlemlerin tedbirlerin ciddiyetle alınması lazım. Eğer gerekli önlemler iktidar tarafından alınır ve doğru bir şekilde uygulanırsa bu ekonomik krizi kısa bir süre içinde atlatmak mümkün olur. Yapıcı bir şekilde iktidarı uyarmayı görev olarak görüyoruz. Bu krizi aşmanın en temel yolu sorumlu olanların sorumluluklarını kabul etmeleridir. Ekonomik politika uygulayacak tek güç devlettir. Devletin tüm araçlarını da iktidar kullanmaktadır. Önümüzdeki süreç çok tehlikeli, bizim asıl endişemiz bu.
Biz iktidara, ‘Yandaşlığı bırak, sadakati bırak, liyakate göre görevlendirme yap’ diyoruz. İktidar cephesinde büyük suskunluk vardır. Bunu sorumlu iktidarın yapmaması lazım. 13 maddede ne var Devlette liyakat sistemi yeniden inşa edilmelidir. Şu an geçerli olan liyakat sistemi değil, sadakat sistemine göre iş yapılıyor. Bu, çözüm kabiliyetini ortadan kaldırıyor. Dünyanın her tarafında ekonomi bozulduğunda sorumluluk iktidara aittir. Ekonomi kötüye giderse bir numaralı sorumlu iktidardır. Kötüye gidişi aşmak için de sorumlu da iktidardır. Biz muhalefet olarak yol gösteriyoruz. Devlette liyakat sistemi esastır. Demokrasi ve hukuk önemli. ‘Seçimleri kazanırsak ekonomi uçacak’ dendi ama ne yazık ki 16 Nisan referandumu ve 24 Haziran seçimleri öncesi söyledikleri gerçekleşmemiş, tam tersi yaşanmıştır. Bizim söylediklerimiz gerçek çıkmıştır. Çünkü sistemi bozarsanız işler doğru yürümez. Hukuk güvenliği önemli. Bu dış politikayla da ülke ekonomisinin nefes alması mümkün değildir.
Suriye’ye gönderilen teröristler, emperyalist ülkelerin Siyonist politikaları için yetiştirilmiştir, silahlandırılmıştır, ceplerine paraları konmuştur ve Suriye’yi hallaç pamuğu gibi dağıtmışlardır. Suriye’de dış göç yaşayan Suriyeli sayısı 5 milyon civarında, dış göçten daha çok iç göç yaşanmıştır. Suriye’de 7-8 milyon içerde göç yaşanmıştır. Suriye’deki nüfusun yüzde 90’ı Esad’ın kontrol ettiği bölgelerdeydi. Devletin girdiği yerlerden dış göç yaşanmamıştır. Dış göçlerin yaşandığı yerler terör unsurlarınca işgal edilen yerlerde yaşanmıştır. Terör çeteleri İdlip’de yığılmışlardır. 50-60 bin civarındadırlar. Bunların aileleri var, çocukları var. Savaş evlilikleri yapıyorlar. Suriye’de terör bitecekse İdlip’in Suriye devleti tarafından ele geçirilmesi lazım. Teksas’ı uluslararası teröre çeteleri işgal etseler Trump ne yapardı Trump ne yapar idiyse Esad da Suriye’de kendi şehrini kurtarmak için onu yapar. Dünyanın dört bir tarafından 200 ülkesinden, 100 bin silahlı terörist emperyalistlerin desteği ile Türkiye’ye girseler, karıncalar gibi Antep, Adana Konya’yı işgal etselerdi, Türkiye Cumhuriyet hükümeti ne yapardı Türkiye Cumhuriyet hükümeti ne yapardıysa Suriye devleti de kendi şehirlerini bu uluslararası teröristlerden, seyyar teröristlerden kurtarmak için de onu yapıyor. Tüm dünya bu terör çetelerin İdlip’te temizlenmesine karar vermesi lazım. Yaşananlar, İsrail’in parçalayıp, yut stratejisidir. Suriye’de yaşananlar, İsrail stratejilerine dayanıyor.”