Politika

CHP Kayseri il Başkanı Ümit Özer’den Şeker fabrikaları özelleştirmelerine tepki…

Cumhuriyet Halk Partisi Kayseri il Başkanı Ümit Özer, iktidarın Şeker Fabrikalarını özelleştirmek istemesine ve nişaşta bazlı şekerin teşvik edilmesine sert tepki gösterdi. ‘Cargill ve Amylum gibi Nişasta bazlı tatlandırıcı adı altında zehir üreten Amerikan şirketlerini küstürmektense Ülkemiz çiftçisini küstürmeyi göze almak, hangi akıl ve insaf ile açıklanabilir. Umarız ki iktidar bu yanlıştan bir an önce dönsün’ Özer şunları söyledi.

‘Kayseri Cumhuriyet Meydanında Tarım Komisyonumuz ile birlikte yapmış olduğumuz basın açıklamasında da belirttiğimiz gibi biz, pancar şekeri üretimine alındıklarından bu güne kadar  Türkiye Şeker Fabrikaları bünyesinde olup da  geçtiğimiz günlerde satışa çıkarılan 14 Şeker fabrikasının, sadece beş yıllık üretim faaliyetinde bulunma mecburiyeti ile satılmak istenmesine neden karşı çıktığımızı, ve ne olması gerektiğini açık bir şekilde ifade etmiş olmamıza rağmen   şeker sektöründeki bazı yöneticilerin yerel basında görmüş olduğumuz açıklamalarında sadece özelleştirmeye karşı çıkıp öneri getirmediğinden bahsettiklerini üzülerek gördük.

Cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren kurulup, tarıma dayalı sanayiye büyük katkıları olan Şeker Fabrikaları, ülkemiz  Tarımsal üretim  kültürünün oluşmasında ciddi katkıları olan tarımsal sanayi  kuruluşlarıdır. Vaktiyle çiftçilerimiz tarafından  sermayesi  oluşturarak kurulan  Amasya, Kayseri ve Konya Şeker fabrikaları, bazılarının sandığı gibi 1992 yılında özelleştirilerek pancar kooperatiflerine satılmamışlardır.   Çiftçilerimizin, cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki  kıt olanaklarıyla sermayesini  oluşturdukları  Kayseri, Konya ve Amasya Şeker şirketleri bünyesinde kurulan Şeker Fabrikalarını,  daha sonra ağırlıklı sermayesinin büyük kısmını  Devletin  bağlı ortaklık olarak oluşturduğu Kütahya ve Adapazarı şeker şirketleri tarafından kurulan Şeker Fabrikaları takip etmiştir. Sahipliğinin ileriki yıllarda tamamen Pancar çiftçilerinin olması hedeflenen ve Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi tarafından kurulan  diğer Şeker Fabrikaları  ise, sonraki yıllarda  Çİftçilere devretmek  şöyle dursun,  sermayesini çiftçilerin oluşturduğu şeker şirketlerine ait  fabrikaların dahi işletme yetkisi,  zarar ettirilmemesi koşuluyla  bir devlet kurumu olan Türkiye Şeker Fabrikalarına devredilmek zorunda bırakılmıştır. Bu şeker fabrikalarının ortakları olan pancar kooperatiflerine ise ödenmiş sermayelerinin %10’u kadar kar payı ödenmesi 1969 yılından 1984 yılına kadar devam etmiş, 1984 yılında çıkarılan 233 sayılı kanun hükmündeki kararname ile “kitlerin kar ve zararları kendi uhdelerinde kalacak” denilerek bu fabrikalar, Türkşeker yönetimi tarafından  zarar ettirildikleri için  kar payı ödemeleri durdurulmuştur.  Şeker pancarı alım fiyatından, üretilen şeker’in satış fiyatına kadar devlet tarafından belirlenmiş olmasına karşın bu fabrikaların zarar ettirilmiş olmasına gelince, mevzuat gereği Devlet fabrikalarında satın alımı çok zor olan, araçtan lojmana; arsadan, fabrikalarda ihtiyaç duyulan  makinalara  kadar bir çok malzeme özel fabrikalar borçlandırılarak alındığı için bu fabrikalar zarar ettirilmiştir. Aradan geçen zamanla zarar miktarlarının, bu fabrikaların ödenmiş sermayelerinin çok çok üzerine çıkması üzerine önce Amasya, sonrasında ise Kayseri ve Konya Pancar Kooperatifleri, bu fabrikalar üzerindeki  Türkşeker  sevk ve idare yetkisini  1991  yıllında  kaldırarak,  kendi  şirket yönetimlerini  oluşturdular. Bu üç fabrika, pancar kooperatifleri tarafından görevlendirilen çiftçi yöneticiler  ve oluşturulan profesyonel kadro ile, hem Türk Şeker tarafından  haksız yere oluşturulmuş bulunan  borçlarını ödediler, hem de  pancar işleme kapasitelerini artırarak fabrikalarındaki şeker üretim teknolojilerini yenilediler. Hatta Konya ve Kayseri Şeker Fabrikaları kendi olanaklarıyla Boğazlıyan ve Karaman’a en son teknolojilerin kullanıldığı birer de  şeker fabrikası kurdular.

Buradan da anlaşılıyor ki Şeker Fabrikalarının özelleştirme adı altında satılmaktansa, bulundukları bölgelerde kurulu olan  pancar kooperatifleri borçlandırılarak bu kooperatiflere  verilmesi halinde, hem o fabrikaların  teknolojileri yenilenebilecek, hem de oluşturacakları sermaye birikimi ile günümüzde dış alımı yapılmakta olan bir çok tarım ürünü hem ülkemiz ihtiyacında, hem de dış satım yapılabilecek miktarlarda planlı bir şekilde üretilebilecektir. Bu üretim, yıllardan beri yurtsever şeker tarımcılarının çiftçi kesiminde oluşturdukları Tarım Kültürü ile mümkün olabilecektir. Bir zamanlar ürettiği tarım ürünleriyle kendine yeten ülkemiz, yılların emeğiyle oluşturulmuş olan bu tarım kültürüyle halen dış alımını yapmakta olduğumuz bitkisel  yağdan bakliyata kadar bir çok tarım  ürününü  hem ülke ihtiyacına yetecek, hem de dış satım yapabilecek bir seviyeye getirebilecektir.

Cumhuriyet Halk Partimizin Şeker Fabrikalarının beş yıl gibi kısa bir süre üretim yapma koşulu getirilerek  haraç mezat satışına itirazı , salt bir karşı çıkmadan ibaret değildir,  halkına güvenden kaynaklanan onurlu  bir karşı duruştur. Bu güne kadar özelleştirme adı altında yapılmış olan satışlara bir bakalım. Tekel özelleştirilmiş, tütün üreticisi çiftçilerimizin sofrasından ekmeği alınmış Amerikan tütün şirketlerine hediye edilmiştir. Gübre fabrikaları özelleştirilmiş, yurdumuz ülke dışından gübre alımı yapar hale getirilmiş, Et ve Balık kurumu özelleştirilmiş, ülkemiz başka ülkelerden canlı hayvan ve et alır hale getirilmiştir. Sümerbank özelleştirilmiş, uluslar arası piyasalardaki tekstil  ürünlerini pazarlama gücümüz sona ermiştir. Özelleştirme adı altında satılanların kurumların hangisi  bu ülke ve halkımıza yarar sağlamıştır.  Cargill ve Amylum gibi Nişasta bazlı tatlandırıcı adı altında zehir üreten Amerikan şirketlerini küstürmektense Ülkemiz çiftçisini küstürmeyi göze almak, hangi akıl ve insaf ile açıklanabilir. Umarız ki iktidar bu yanlıştan bir an önce dönsün. Görsel ve yazılı basından da anlaşılmakta olduğu gibi çiftçilerimiz bu konudaki demokratik tepkilerini ortaya koymaya başlamış ve devamında da kararlıdır.’

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, Kayseri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Küresel Gazeteciler Konseyi, TSYD, TİMEF, AVKON, ADD üyesi, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği, Tüm Mücadele Sporları Derneği, Kayseri Spor Adamları Derneği, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü