Çetin Arık’tan, hastanelere gönderilen ‘acil olmayan ameliyatları yapmayın’ genelgesine sert tepki

CHP Kayseri milletvekili Çetin Arık, yaşanan ekonomik krizin boyutlarını sert dille eleştirirken, özellikle bu krizin ağır bedelinin sağlıkta ödendiğine dikkat çekti. Arık bu konuda şunları söyledi.

‘Bugün bir hekim olarak ülkemizde yaşanan ekonomik kriz ve döviz kurundaki artışa bağlı olarak yapılan zamlar nedeniyle Türkiye’deki hastanelerin durumu ve vatandaşlarımızın çektiği çile konusunda basın açıklaması yapacağım. Hepinizi sevgi ile selamlıyorum.

Siz de biliyorsunuz ki, iktidar partisi her şeyin daha güzel olacağını söyleyerek milletimizden oy istedi.

Milletimizde AKP’ye güvenip, oy verdi. Ama gelinen noktada milletimiz kuru soğana muhtaç oldu. Hadi kuru soğanla idare edelim de vatandaşımızın elinden sağlığı da alınıyor.

Biz her şeyin başı sağlıktır deriz, sağlıktan önemli hiçbir şey yok deriz.

Bakınız şu elimde görmüş olduğunuz belge; Ordu İl Sağlık Müdürlüğü’nün Ordu’daki hastanelere gönderdiği genelge:

Kardiyoloji ve KVC Kliniklerinde tedavisi ve takibi yapılan hastalar için doktorlara genelge gönderiyor.

Diyor ki, “acileyet arz eden vakalar hariç kalp kapak ameliyatı, kalp pili gerektiren ameliyatları yapmayın” diyor.

KVC servisinde yatan her hasta acildir.

Düşünebiliyor musunuz, Kalp kapak hastalığı var, aritmisi var, ritim bozukluğu var, kalp kapağının değişmesi ya da kalbine pil takılması gerekiyor ama doktorlara, ‘dokunma, yapma bu ameliyatı” deniyor. Para yok, bırakın sürünsün deniyor.

Ben de bir cerrahım. Bir hekimim.

Biz hastaları elektif şartlarda ameliyat ederiz ki acil şartlarda ameliyat etmek zorunda kalmayalım diye.

Çünkü acil şartlarda yapılan ameliyatlar çoğu kere ölümle sonuçlanıyor.

Ölmese de sakat kalabiliyor.

Kalp kapak hastalığı olan birisi belki o an için acil değildir ama 3 gün sonra, bilemediniz 5 gün sonra, bilemediniz 1 yıl sonra beynine ya da akciğerine bir pırtı atıp, komada acil servise gelebilir.

Bu şartlarda gelen hastayı ameliyat etseniz ne olacak?

Sanki vatandaşımız keyfinden gidip, “Kalbime bir pil taktırayım” diyor.

Ritim bozukluğu var, kalbine pil takılması gerekiyor ama bu zalim hükümet pil takmayın diyor.

Acil şartlarda gelmezse müdahale etmeyin diyor.

Ama öte yandan şehir hastanelerini yaptırdığı müteahhitlere, yandaşa bir tane bile hasta bakılsa yüzde 80 doluluk oranında parasını veriyor.

Ey halkım, ey milletim sana ölümü reva gören, bırakın da sürünsün diyen, millet deyince aklına bir avuç yandaş gelen bu zalim iktidarın peşinden daha ne kadar koşacaksınız.

Bu elimde görmüş olduğunuz belge de Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin bölgedeki tüm İl Sağlık Müdürlüklerine gönderdiği genelge:

Bakınız ne diyor:

“Bölgemizin tek aferez merkezi olan hastanemizde, bazı hastalarda hayat kurtarıcı olarak burayı bir kez daha söylüyorum, bazı hastalarda hayat kurtarıcı olarak uygulanan plazmaferez tedavisi için gerekli olan terapetik aferez seti stoklarımızda tükenmiş olup, alım gerçekleştirilememiştir. Bu haliyle hastanemizde plazmaferez tedavisi yapılamamaktadır. Bize hasta göndermeyin” diyor.

Plazmaferez tedavisi kan hastalıklarında, çeşitli nörolojik hastalıklarında otoümmün hastalıklarda bir takım zehirlenmelerde hayati önem taşımaktadır.

Sevgili Basın Mensupları,

Düşünebiliyor musunuz, param yok plazmaperez seti alamıyorum, bana hasta göndermeyin diyor. Peki bu bölgedeki hastalar ne yapacaklar?

Ne yapacaklar saraya dua etmekten başka.

Saray ve beslemelerinin bir eli yağda bir eli balda, kışlık saray yetmiyor, yazlık saray yetmiyor kışlık saray yaptırıyor, o da yetmiyor uçan saray alıyor, bu da yetmiyor, Bu fotoğrafta da saray yancısı bahçelinin isteği ile yapılması kararlaştırılan Ahlat’ta yapılacak olan saraya yer bakıyorlar.

Bu elimde görmüş olduğunuz belge de Gazi Üniversitesinin Genel Cerrahlara göndermiş olduğu genelge;

“Bu süreçte hayati öneme haiz malzemeler alınacak olup, diğer elektif ameliyat, işlem ve benzeri için kullanılacak olan malzemelerin alımı yapılmayacaktır. Acil dışında elektif ameliyat yapmayın” diyor.

Gerekçesinde Sayıştay Başkanlığı ve Maliye Bakanlığı gibi denetleyici kurumlar karşısında hesap verelim devleti zarara uğratmak ve kamu zararına uğratmak konusunda kanıt olarak sunalım diyor.

Ben daha ne diyeyim.

Öte yandan geçmediğimiz köprüden, yandaş müteahhitte dolar cinsinden parası ödeniyor.

Ey halkım, ey milletim bu zalim iktidarın peşinden daha ne kadar koşacaksınız.

Görüldüğü gibi her şey daha kötüye gidiyor, bu zalim hükümet aklımızla dalga geçiyor, vatandaşımızı sağlığından ediyor.

Bu ekonomik krizden çıkışın yolu belli.

Hiç kimse damada güvenmiyor.

Yapılması gereken damadın derhal istifa etmesi ve tam demokrasiye geçilmesidir.’