Bütün şehir derken…(Köşe yazısı 25.08.2017 Kayseri Star Haber Gazetesi)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ
davutgulec@hotmail.com
Bu ülkede üretici satamadığı, yetiştirdiği, ürettiği ürünler, tüketicide ‘Tarım ve hayvancılık ülkesi’ olan ülkede her şeyin fırsatçıların eline bırakılmış olmasından dertli.
Tarlada kasası, markette kilosu aynı fiyat olan bu işin sorumlusu kim? Bunu önleyecek olan Devlet, hükümet nerede? Suni fiyat artışı ile cebini dolduran ve göz yumanlar kimler?
En basitinden, hinterland ya da büyükşehir yasası ile ilçeler, köyler hizmet alamaz hale geldi, boşalmaya başladı. Bunun sonunda bütün şehir için adımlar atılmaya da başladı.
Böyle giderse kırsalda nüfus kalmayacak…
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar endişeli ki hem de nasıl. İşte Bayraktar’ın bu konudaki sözlerinden bazıları.
“FAO verilerine göre, 2000 yılında yüzde 35,3 olan kırsal nüfus 2011’de yüzde 28,6’ya indi. Tahminlere göre, günümüzde kırsal nüfusun payı yüzde 25’in altına düşmüş durumda.
Önlem alınmazsa, kırsal kalkındırılmazsa, bu eğilimle halen 20 milyon olan kırsal nüfus, 2050’de 4,5 milyona gerileyecek.
Şu anda bile tarımda genç nüfus sıkıntısı çekilirken, 2050’de tarımda çalışan bulmak neredeyse imkansız hale gelecek.
Ne yazık ki kırsalda hızlı bir göç yaşanmış ve köylerimiz büyük oranda nüfus kaybetmiştir. Özellikle tarımda genç nüfus kaybı, tarımsal üretimi doğrudan etkilemektedir.
Acilen kent ve kır arasındaki ekonomik ve sosyal farklar giderilmeli, kırsalın ülke ortalamasının üçte birinde kalan gelir seviyesi yükseltilmeli, öncelikle tarıma dayalı sanayiler, kırsal turizm geliştirilmelidir.
İngiltere’de tarımdaki nüfus yüzde 1’lere inse de hala nüfusun yüzde 20’si kırsalda yaşıyor. Kırsaldaki nüfusun yüzde 95’i tarım dışında geçimini sağlıyor. Türkiye’nin de kırsaldaki nüfusu tutması ama tarımda çalışan nüfusunu azaltması gerekiyor.
Nüfusu kırsalda tutacak projeler yürürlüğe konulmalı, kırsal kalkınma desteklenmeli, başta gıda sanayi olmak üzere kırsalda tarımsal girdi kullanan işletmelerin kurulması teşvik edilmelidir.
Kırsala, kentlerde olan hizmetler götürülmeli, özellikle kırsal turizm önemsenmelidir. İnsanların doğdukları yerde doymaları sağlandığında, şehirler de ağır göç baskısından uzaklaşacaktır.
Fiyatları revize edin tepkiyi dindirin.
TMO’nun Giresun kalite fındık için kilogram başına 10 lira 50 kuruş, levant kalite için 10 lira olarak açıklanan fiyat son derece yetersiz kalmıştır.
Tüccar, TMO’nun verdiği fiyatın netini hesaplamış, kendi fiyatının altında kaldığını görmüş ve piyasa fiyatlarını hem Doğu Karadeniz’de hem Batı Karadeniz’de aşağı çekmiştir.
Üreticimiz TMO’nun açıkladığı fiyata son derece tepkili. Bahçeye girmeyeceğini söyleyen, fındık ağaçlarını kesen üreticilerimiz bile var.
Hükümetimiz, 500 bin fındık üreticisinin sesine kulak vermeli, sorunu görmeli, acilen TMO fiyatlarını revize ederek tepkiyi dindirmelidir.
Maliyet, randıman düşüklüğü, barem kriter sorunları, nakliye masrafı, stopaj ve Bağkur kesintileri de dikkate alınmalı, üreticimizi memnun edecek bir fiyat verilmelidir.
TMO, bu fiyattan piyasaya girmemeli, üreticinin görüşünü almadan müzakeresiz fiyat açıklamıştır.
Tarım Bakanlığımız temsilcileri ile Ziraat Odalarımız, Trabzon için kilogramda 9 lira 90 kuruş, Giresun’da 9 lira 75 kuruş, Ordu’da 8 lira 75 kuruş, üç ilin ortalaması 9 lira 47 kuruş olarak bulmuştur.
Üstelik verim; Giresun için dekara 120 kilogram, Ordu ve Trabzon için dekara 150 kilogram olacağı hesabıyla bu maliyet çıkarılmıştır.
Dekara verimin Trabzon’da 73, Giresun’da 87, Ordu’da 104 kilogram civarında kalacağı tahmin edilmektedir. Verim bu rakamlarda kalırsa, üreticimizin maliyeti daha da yükselecektir.
Açıklanan fiyat, üreticimizin cebine giren fiyat değildir.
Levant kalite fındıkta 10 liralık fiyat, üreticimiz zor olan 50 randımanı ve baremi tuttursa bile, aktif sigortalı veya emekliyse 9 lira 80 kuruşa, aktif sigortalı veya emekli değilse 9 lira 70 kuruşa düşüyor.
Randıman 45 olursa, barem uygulaması, stopaj ve emekli veya aktif sigortası olmayandan kesilen Bağkur primiyle 8 lira 64 kuruşa kadar iniyor.
Bununla da bitmiyor bir de nakliye parası var. TMO, her yerde alım merkezi kurmuyor. Henüz bazı illerimizde sadece 1-2 alım merkezi belirlenmiş durumda. Ofis, tüccar gibi çiftçinin kapısının önünden fındığını almıyor.
Kriterlerde de sıkıntılar var. Nemin yüzde 6’nın altına indirilmesi zor görünüyor. Üreticimiz ‘fındık zaten yağlı bir ürün. Fındığı kavurmadan yüzde 6 nemin altını tutturamayız. Nem oranı yüzde 8, en azından yüzde 7 olsun’ diyor.
Alım kotasında da sorun olacak. Dekar başına alım kotasının il verim ortalaması veya biraz üzerinde olacağı söyleniyor. Bu bazı yörelerimiz için çok yetersiz kalacaktır. Ürettiği fındığın yarısını veya üçte birini bile TMO’ya veremeyecek üreticilerimiz vardır.”