Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan ve hafta içinde Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik tarafından tanıtılan Büyükşehir Stratejik Araştırma Merkezi (BÜSAM) bünyesindeki Şehir Akademi’de ilk iki ders verildi. Ülkemizin alanındaki en iyi düşünür ve ilim adamlarının katılacağı Şehir Akademi’de ilk dersi İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, ikinci dersi ise Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Türer verdi.
Şehir Akademi’nin ilk dersi Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda verildi. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi, Türk Bilim Tarihçisi Prof. Dr. İhsan Fazlığoğlu’nun “Varlık-Bilgi-Değer üçgeninde İslam Temeddünü” konulu dersi soru ve cevaplarla birlikte yaklaşık 4 saat sürdü.
Sunumuna Şehir Akademi’nin açılışının hayırlı olmasını dileyerek başlayan Prof. Dr. Fazlıoğlu, bir şeyi yapmanın yanında istikametin de çok önemli olduğunu belirtti ve Şehir Akademi’nin hedefine ulaşmasını temenni etti. Kayseri’nin geleneği ve tarihi arka planı itibarıyla ilmi ve entelektüel bir merkez olduğunu ifade eden Fazlıoğlu, “Osmanlı devleti ve medeniyetinin kurucu illerinden birisi de Konya ile birlikte Kayseri’dir” dedi. Dersi ile ilgili yaklaşımını da dila getiren İhsan Fazlıoğlu, “Şehir Akademi’de birlikte düşüneceğiz. Düşünmek insanın kendini terk etmemesi ve insan kalmakta direnmesidir” dedi.
Konuşmasında okumanın, bilgi toplamanın önemini de vurgulayan Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, “Cehalet amaçsız dolaşmaktır. İslam öncesi döneme bu nedenle cahiliye denir. Oradaki cahiliye hayatı amaçsız yaşamak anlamındadır. Hayatı gayesiz görüyorsan Profesör de olsan cahilsindir. Okumak toplamaktır. Neyi toplayacağız? Alametleri toplayacağız ve sonuçta ilim ortaya çıkacak” diye konuştu.
Prof. Dr. Fazlıoğlu, sözlerinin sonunda bir insanın kendini aşan bir fikrinin olmaması halinde kendisiyle ya da başkalarıyla kavga ettiğini kaydetti.
Şehir Akademi’nin ikinci gününde ise Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Türer “Felsefede Varlık Sorunu” konulu bir ders verdi. Var oluşu anlayabilmek için önce resim yapmak ya da kavramları oluşturmak gerektiğini ifade eden Türer, “Var oluşu kendi kavramlarınızla anlayamıyorsanız o zaman ödünç kavram alıyorsunuz. Kavramlar gelişgizel oluşturulmaz. Birinci sorun o yüzden kavram üretebilmektir. Ödünç kavramlarla gerçekliğe baktığınızda şaşı ya da yamuk görürsünüz. Çünkü kavramlar sizin gözlüğünüzdür. Böyle olunca kadim dünyanın kavramları ile modrn dünyanın kavramlarını birbirine karıştırırsınız” dedi. Prof. Dr. Türer, kavramlardan daha büyük resim çizme ya da kavramlar arasında ilişkiler kurmanın adının da tefekkür olduğunu kaydetti.
