‘Ah keşke’ demeden..(7) (Köşe yazısı 04.04.2017 Kayseri Star Haber Gazetesi)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ
davutgulec@hotmail.com
Buradan bir kez daha yazacağım.
Artık meydan mitinglerine, bu mitingler nedeniyle tüm yolların kesilmesine ve abartılı güvenlik önlemi alınmasına bir son verip, bunların yerine televizyonlarda karma ve çapraz tartışmalara geçin.
Sandıktan çıkacak sonucu öyle ya da böyle herkes kabul edecek.
Devletin imkanlarını, elemanlarını bu kadar acımasız kullanmanın bir anlamı yok.
Zaten zor durumdaki esnafı da, vatandaşı da cezalandırmak gereksiz.
Sosyal paylaşım seçmelerime devam ediyorum.
*Arkadaşlar şimdi sandık görevi eğitiminden geldim. Sabah ilk iş her pusulaya ve zarfa o sandığa ait mühür basılacak. Oylar sayılırken oy kullandığınız sandığa geri geliniz sandık başında görevli arkadaşa destek olunuz muhakkak pusulanın arkasına bakınız o sandığa ait mühür yoksa o pusula önceden dağıtılan sahte pusuladır ve iptaldir. (Türkan Tuncer)
*Son kez referandum seçimlerinde çalıştırılmak üzere iş tecrübesi olan trafocu kediler aranıyor. Ücret dolgundur…(Nuray Karakaya)
*İnsan’ın öğrenmesi gereken dil tatlı dildir. (Hüseyin Mercan)
*Bizim çocuklar milli eğitimin kobayları. Oğlan kız kredili sistem torunlar el yazısı. Hani lan akıllı tahtaya geçtiydiniz. Hala yaz boz tahtası kullanıyorsunuz. Ögretmen, milli eğitim bakanı olmadıkça düzelmez. İdareci falanla da olmaz bu iş olamaz. Hadi gelin köy enstütülerine geri dönelim, İlk okul bitirme sınavı ortaokul lise hatta üniversite bitirme sınavları olsun, diğer sınavlar hep kalksın. Ders saatleri azalsın. Lüzumsuzluktan vaz geçilsin. Çocuklar güle oynaya öğrensin. İnsanlığı adam olmayı işini aşını eşini seçmeyi de (Duran Dirim)
*Çocuk yetiştirmek bir ekip işidir; bir çocuğun anneye, babaya, halaya teyzeye, büyükanneye, dedeye, komşuya, mahalleye ihtiyacı vardır. Ekip ne kadar birbiri ile uyumlu ise çocuk yetiştirmek o kadar kolaylaşacaktır.(Şehriban Peker)
*Bu anayasada işçi hakları ile ilgili bir madde var mı ? Hayır
Köylü nün sıkıntısını çözecek bir şey var mı? Hayır
Terörü bitirecek bir madde var mı? Hayır
Yolsuzluğu önleyecek bir madde var mı? Hayır
Devleti ve millet koruyacak bir madde var mı? Hayır
Demokrasi adına bir madde var mı? Hayır
Yani devlet ve millet lehine hiçbir madde yoktur. Bu anayasa kişiye özeldir. İşte onun için hayır diyoruz. Ya siz ne için evet diyorsunuz (Ali Güleç)
*Yeni Türkiye’de kapalı ve açık kadınların arasındaki terk fark başlarına bağladıkları markalı eşarplar. Fikirleri, zikirleri, modaları ve amelleri aynı. (Mehmet Ubeydullah Özarslan)
*Ülkemizin çift başlılıktan kurtulması lazım. Sadece Başbakanlığın kalkması yetmez. Başta ticaret, sanayi odaları, sendikalar, spor federasyonları, (öncelikle futbol federasyonu ) şirketler, holdingler, dernekler, vs…tüm kurum ve kuruluşlar çift başlılıktan kurtarılmalıdır. Ne öyle CEO, yok grup başkanı, yok oda meclis başkanı, meslek grubu başkanı vs..bırakın iki başlılığı çok başlılık var ülkemizde. Cumhurbaşkanı Başkanlık sistemi ile beraber her alanda Türk tipi başkanlık sistemine geçilmeli, ülkemiz hızlı karar alabilen başkanlarla kelepçelerinden, ayak bağlarından kurtulmalıdır. Keşke referanduma bunlarda yazılsaydı. Torba yasa gibi toptan hepsi birden geçerdi. Biraz aceleye getirildi ,keşke ilgili kuruluşlara da ister misiniz diye sorulsaydı. İnanıyorum ki bütün başkanlarda isterdi. Böylece hem dünya ülkelerine örnek olurduk, hem kurumlar aracılığıyla Türk Tipi Başkanlık sistemini daha kolay anlatır, hem de ülkemizi istikrara kavuşturur, hızla ilerlemiş, uçuşa geçmiş olurduk. Yetmez ama evet… (Hami Kıranatlıoğlu)
*Ben bir göçmen çocuğuyum. Binlerce yıldır yaşadığı topraklarını, evlerini, hayvanlarını, aşklarını, duygularını ve kısacası hayatlarını bir kenara bırakıp Türkiye için terk eden, çalışkan, üretken ve sıcakkanlı ’Balkan Türküyüm’. Ben,1354 yılından itibaren Osmanlı Türk İmparatorluğunun Trakya ve Balkanları fethetmesiyle birlikte Anadolu’dan rasgele değil yedi-göbek Türk aileler arasından özenle seçerek getirip, oraya yerleştirdiği Evlad-ı Fatiha’nız…
Ben,1877-1878’de doksan üç harbi de denilen, savaşta Plevne Müdafaasının komutanı şanı büyük Gazi Osman Paşa’nın yolunda O’nun azim ve kararlılığında olduğumu defalarca ispat etmiş olan Balkan Türküyüm.
Ben,1913’de, Anadolu’daki Millî Mücadele’den önce, Rumeli’de çetecilere karşı kurduğu millî kuvvetlere Kuvayı Milliye ismini veren ve bu ifadeyi ilk defa kullanan Rumeli Türküyüm.
Ben, 1914’de, Cihan harbinde batılı emperyalistlere karşı “Cihad-ı Ekber” ilan edildiğinde on binlerce gencinin hududu geçerek Osmanlı Türk ordusunda gönüllü olarak görev aldığı Rumeli Türk’lerindenim.
Ve ben, Anavatana gelip yerleştikten sonra, kimseden bir şey dilenmeyen, çalışkan, üretken, Türkiye’mizin tüm yasalarına sadakatle bağlı, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletinden yana Türk oğlu Türküm.
Fakat ben, üzerinde yaşadığım ve tarihin zaferlerle büyüttüğü o şanlı ’Türk’ kelimesinin ruhuna sahip olmaktan gurur duyduğum canım vatanım Türkiye Cumhuriyetinde, göçmenlere karşı kullanılan yanlış telaffuzdan hiç hoşnut olmayan bir göçmen çocuğuyum.
Ben, Bulgar göçmeni değil ’Bulgaristan göçmeniyim’
Ben, Bulgar Türkü değil ’Bulgaristan Türküyüm’
Ben, Balkan göçmeni, Türk oğlu Türküm.(Fikret Çelikesir)