Politika

ADD’den Lozan Barış antlaşmasının 101., Erzurum Kongresinin 105. yılı mesajı

Atatürkçü Düşünce Derneği Kayseri Şube Başkanı Haluk Bilgesay, Lozan Barış antlaşmasının 101., Erzurum Kongresinin 105. yılı nedeniyle iki ayrı mesaj yayınladı. Bilgesay’ın açıklamaları şöyle.

(LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASININ 101. YILI)

Lozan Antlaşması; vatanın bağımsızlığını ve milletin özgürlüğünü dünyaya kabul ettirdiği gibi, masadan başımız dik kalktığımız tek uluslararası antlaşmadır. Hükmünü 101 yıldır sürdüren ve sonsuza dek sürdürecek olan ender antlaşmalardan biri olması yanında, Türk Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nın gerçekte Batı Emperyalizminin 1. Dünya Savaşı galibi mağrur devletlerine karşı kazanıldığını, Yunanistan’ın da emperyalizmin piyonu olarak Anadolu’ya sürüldüğünü belgelemiş olması nedeniyle de çok anlamlı ve değerlidir. Anadolu Türklüğünün 400 yıl pençesinde inim inim inleyerek yoksullaştığı kapitülasyonlara son veren, bağımsızlığın ancak ekonomik bağımsızlıkla tam olarak sağlanabileceğini ortaya koyan ve mazlum milletlere umut ışığı yakan tarihin en önemli belgelerindendir Lozan Antlaşması.

Türk Ulusu’nun tek temsilcisi olarak konferansa katılan İsmet Paşa başkanlığındaki Ankara heyeti güçlü bir irade ortaya koydu. Bir ara kesintiye uğrayan görüşmeler 8 ay sonra tamamlandı ve 24 Temmuz 1923 tarihinde, Türk tezlerinin kabul edilmesiyle imzalandı.

Uğradıkları hezimeti bir türlü içlerine sindiremeyen emperyalistler yıllarca Türkiye’ye Lozan yerine Sevr paçavrasını dayattılar, 2003’de de Sevr’in 21. yüzyıl versiyonu olan BOP’u gündeme getirdiler. Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı gericileri kullanarak Lozan’ı “hezimet” ilan ettirdiler, 100 yıl süreli olduğu yalanını ürettiler ve hatta gizli maddeleri bulunduğundan söz ettiler. Oysa Lozan Antlaşması Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedidir.

Maddeleri şehit kanıyla yazılmıştır. Lozan’ı tartışmaya açmak, güncellenmesi gerektiğini söylemek Sevr paçavrasına ve benzeri emperyal projelere hizmet etmektir. Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Ulusu var oldukça Lozan Antlaşması da var olacaktır!

Kuvayı Milliye kahramanları kurdukları Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni akılla, bilimle, namusla, liyakatla yönettiler. Hem Osmanlı’nın Düyun-u Umumiye borçlarını ödemeyi, 15 yılda ihraç eden bir sanayi ülkesi yaratmayı, hem de Türkiye’yi dünyanın kendini doyuran 7 ülkesinden biri yapmayı başardılar.

Atatürkçü Düşünce Derneği olarak; Türkiye Cumhuriyeti’ni olduğu gibi, Tapu Senedi’ni de sonsuza dek korumayı, bu zaferi Ulusumuza kazandıranlara saygısızlık edenlerle bütün gücümüzle mücadele etmeyi görev saydığımızı kamuoyuna duyururken, değişmez önderimiz Atatürk’ü, Lozan’ın bilge diplomatı İsmet İnönü’yü, Kuvayı Milliye Kahramanlarımızı ve aziz şehit ve gazilerimizi minnetle, şükranla, saygıyla anıyoruz. Lozan Antlaşması’nın 101. yılı kutlu olsun!

(ERZURUM KONGRESİ’NİN 105. YILI)

Mustafa Kemal Paşa, 22 Haziran 1919’da yayınladığı Amasya Genelgesi’nde Ulusu direnişe çağırmış, “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” demiş, bu amaçla Eylül ayı başında Sivas’ta bir Ulusal Kongre toplanacağını duyurmuştu. Bu kongre öncesi Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz’deki Müdafaa-i Hukuk ve Reddi İlhak cemiyetlerinin katılacağı bir bölgesel kongrenin de Erzurum’da toplanması kararlaştırıldı.

Trabzon, Erzurum, Sivas, Bitlis ve Van’dan katılan 62 delege ile 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında toplanan Erzurum Kongresi, bölgesel olmasına karşın Mustafa Kemal Paşa’nın Ulusal Bağımsızlık mücadelesinin önderi olma yolundaki ilk adımı olarak tarihe geçmiştir.

Mustafa Kemal, Samsun’a çıktıktan sadece 20 gün sonra “zararlı ve tehlikeli” düşünce ve girişimleri nedeniyle hükümet tarafından İstanbul’a çağrılmış, kabul etmeyince 8-9 Temmuz 1919 gecesi Padişah emriyle görevden alınmış, aynı gece ömrünü verdiği askerlik mesleğinden ayrılmış ve mücadelesini milletin sinesinde bir vatansever olarak sürdürmüştür. Sonuçta 19 Mayıs 1919’da çıktığı kutlu yolculuk O’nu, Türk Ulusu’nun değişmez önderi Atatürk olarak tarihe altın harflerle kaydetmiştir.

Doğu vilayetleri Müdafaa-i Hukuk ve Reddi İlhak Cemiyetleri toplantısı niteliğindeki Erzurum Kongresi, bir avuç kahramanın kararlı yolculuğunun örgütlü bir harekete dönüşmesinin ilk aşamasıdır.

Atatürk bu süreci Büyük Nutuk’ta şöyle anlatıyor:

“Öncelikle ben, ne olursa olsun, Kongreye katılmalı ve yönetmeliydim. Zira hiç zaman yitirmeden ulusal istencin işler duruma getirilmesi ve ulusun silahlı ve eylemli olarak önlemler almaya başlamasının sağlanması zorunluluğuna inanıyordum. Bu temel ilkeleri benimsetip karara bağlatabilmek için, Kongrede çalışmayı ve yöneterek üyeleri aydınlatmayı elzem görüyordum. Nitekim öyle oldu.”

Mustafa Kemal Paşa ile birlikte yola çıkanlardan ihanet edenler de oldu, korkup yarı yolda terk edenler de, kurtuluştan hemen sonra Cumhuriyete ve devrimlere karşı çıkıp ayrılanlar da…

Samsun’dan Havza, Amasya ve oradan Erzurum’a kadar yapılan yolculukta sayısız engeller ve tehlikeler bertaraf edilerek gerçekleştirilebildi. Önceden 10 Temmuz’da başlayacağı duyurulan kongre çeşitli güçlükler nedeniyle ancak 13 gün sonra açılabildi.

Erzurum Kongresi’nde yaşananlar, kararlı önderlik, gerçekçi hedefler ve doğru yol haritasıyla bir avuç kahramanın, yok edilmek istenen bir ulusu bağımsızlığına kavuşturabileceğini göstermiştir.Erzurum Kongresi’nin 105. yılı kutlu olsun!

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Davut Güleç Panel İletişim Sağ Menü
Davut Güleç Logo Ana Sayfa Davut Güleç Kimdir? Galeri Köşe Yazıları Site Haritası