Halk arasında ‘Adalete güven olmaz. Adalet mülkün temeli, parası olana’ derler. İşte bu son yapılan ve Türkiye’nin gündemini uzun süre meşgul eden iktidarın yolsuzluğuna yönelik operasyondaki şok karar ile bir kez daha tartışma konusu oldu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 17 Aralık soruşturmasında aralarında iş adamı Rıza Sarraf, eski İçişleri Bakanı Muammer Güleri’in oğlu Barış Güler ve eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan’ın olduğu 53 kişi hakkında takipsizlik kararı verdi. Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi savcılarından Ekrem Aydıner’in yürüttüğü İstanbul merkezli 17 Aralık soruşturması takipsizlikle sonuçlandı.
İş adamı Rıza Sarraf ile eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler ve eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan’ın da aralarında bulunduğu 53 kişi hakkında, “usulüne uygun delil toplanmadığı, suçun unsurlarının oluşmadığı ve herhangi bir örgüte rastlanmadığı” gerekçesiyle, bu suçlardan kovuşturmaya gerek duyulmadığı ifade edildi. Başsavcılık, aynı kapsamda soruşturulan eski Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Arslan’a ilişkin de “dosyasının ayrılması” kararı verdi. Dosyası, “Yardım Toplama Kanunu’na muhalefet” suçundan yürütülmek üzere başka bir esasa kaydedilen Arslan hakkında diğer suçlardan ise takipsizlik hükmü kuruldu.
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Ekrem Aydıner, eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın eyleminin ise “Yardım Toplama Kanunu’na muhalefet” niteliğinde değerlendirildiğinden, dosyanın ayrılmasına, gereğinin yapılması için İstanbul Valiliği’ne gönderilmesine karar verdi. Savcılık, 65 sayfalık kararında, Süleyman Aslan’ın evindeki ayakkabı kutularının içinde bulunduğu iddia edilen 4,5 milyon dolar dışındaki eşya ve paraların sahiplerine iadesine, 4,5 milyon doların ise İstanbul Valiliği’ne gönderildie. Savcılık kararında, “Takipsizlik kararının bir örneğinin, haklarında yasama dokunulmazlığı bulunması nedeniyle tarafımızdan soruşturma yapılamayan, ancak TBMM Soruşturma Komisyonu tarafından soruşturma yapıldığı bildirilen kişiler yönünden gereğinin takdiri için TBMM Başkanlığı’na gönderilmesine” denildi.
