Korona virüs tedbirleri kapsamında durdurulan yargısal süreler ve duruşmaların görülmesine bugünden itibaren başlandı. Bakan Gül, Koronavirüs Bilim Kurulu tavsiyeleri doğrultusunda adliyelerde tüm tedbirlerin alındığını belirterek, “Lütfen ‘maske, mesafe ve hijyen’ kuralına titizlikle uyalım.” dedi.
Kovid-19’la mücadele kapsamında Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile 15 Haziran 2020’ye kadar durdurulan dava açma, başvuru, şikayet, itiraz ve ihtar gibi süreler, hak düşürücü süreler ve bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilgili yargısal süreler ve duruşmaların görülmesine bugünden itibaren başladı. Konuyla ilgili Adalet Bakanı Abdulhamit Gül sosyal medya hesabından bir mesaj yayımladı. Bakan Gül mesajında, “Adliyelerimiz yeni normale hazır. Bilim Kurulu tavsiyeleri doğrultusunda tüm tedbirleri aldık. Lütfen ‘maske, mesafe ve hijyen’ kuralına titizlikle uyalım.” ifadelerini kullandı.
Kovid-19 salgını nedeniyle örgün eğitimlerin ertelendiği ve sadece uzaktan eğitimlerin devam ettiği Türkiye Adalet Akademisinde, hakim ve savcı adaylarının örgün eğitimleri 15 Haziran itibariyle yeniden başladı. Dört ay sürecek eğitimler 15 Ekim 2020 tarihinde tamamlanacak.
Kovid-19 Salgını nedeniyle ara verilen hâkim ve savcı adaylarının eğitimleri Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyelerince uygun görülen standartlar çerçevesinde yeniden planlandı. 15 Haziran 2020 tarihinde başlayan eğitimler 15 Ekim 2020 tarihinde tamamlanacak.
EĞİTİM DÖRT AY SÜRECEK
Bilindiği gibi 12 Mart 2020 tarihinde ara verilen eğitimlerde uzaktan eğitim modeli ile devam etti. Türkiye Adalet Akademisi canlı dersler ve eğitim videolarıyla eğitimleri sürdürmüştü. Uzaktan eğitim modeliyle 92 saat ders yapıldı.
15 Haziran itibariyle başlayan eğitimlerde 167 hâkim aday ve 102 savcı adayı olarak toplamda 269 aday, 4 aylık eğitim alacak. Hakim ve savcı adayları her sınıfta 21 kişi olacak şekilde 13 farklı sınıfta ders alacak. Hazırlık eğitiminde ise 35 aday yer alacak.
15 Haziran ile 28 Temmuz arasında Türkiye Adalet Akademisinde örgün eğitim, 3 Ağustos ile 4 Eylül 2020 tarihleri arasında uzaktan eğitim ve 7 Eylül ile 15 Ekim 2020 tarihleri arasında ise örgün eğitim olmak üzere 4 aylık sürede hâkim ve savcı adaylarının eğitimleri tamamlanacak. Akademide görevli olan 3 daire başkanı ile 15 öğretim üyesi ile birlikte 84 öğretim görevlisi eğitimlerde görev alacak.
Örgün verilecek eğitimlerde hâkim adaylarına Hukuk Mahkemeleri Uygulamaları, Hukuk Mahkemesinde Sık Karşılaşılan Davalar, Ceza Mahkemeleri Uygulamaları, Ceza Mahkemesinde Sık Karşılaşılan Davalar, Adalet Yönetimi, Kişisel Gelişim Dersleri olmak üzere 132 saat ders verilecek. Savcı adayları ise Savcılık Uygulamaları, Sık Karşılaşılan Davalar, Adalet Yönetimi Dersleri, Kişisel Gelişim Dersleri, Seminer Dersleri olmak üzere toplam 129 saat ders alacak. Hazırlık eğitimi sınıfında da Ceza Bölümü Dersleri, Hukuk Bölümü Dersleri, Adalet Yönetimi Dersleri, Kişisel Gelişim Dersleri olmak üzere 144 saat eğitim verilecek.
Adalet Bakanlığı tarafından ceza infaz kurumlarında hayata geçirilen arama kurtarma ekibi CEKUT, ceza infaz kurumlarının yanı sıra ülke genelinde meydana gelen deprem, sel ve yangın gibi doğal afetlerde önemli görevler alarak hayat kurtarıyor.
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün ceza infaz kurumlarda görev yapan personellerden tamamen gönüllülük esasına göre oluşturduğu arama ve kurtarma timi CEKUT, özellikle doğal afetlerde önemli görevler üstlendi. CEKUT, Türkiye’nin herhangi bir yerinde meydana gelen doğal afetlerin yanı sıra ceza infaz kurumlarında sel, yangın ve deprem gibi olaylara anında müdahale ederek hayat kurtarıyor.
Adana, Afyonkarahisar ve Erzurum açık ceza infaz kurumlarında görev yapan 64 kişilik arama kurtarma timi, doğal afet anında AFAD koordinasyonunda hareket ediyor. CEKUT, yakın zamanda meydana gelen birçok doğal afette görev aldı. Adalet Bakanlığı arama kurtarma timi CEKUT’u Türkiye’deki tüm ceza infaz kurumlarına yaygınlaştırmayı planlıyor.
Arama kurtarma timinin eğitimleri tamamen AFAD tarafından verildi. Ceza infaz kurumlarında görev yapan infaz koruma memuru, aşçı ve teknisyenlerden oluşan gönüllü kurtarma ekibi, yüksekten inme, kuyudan-çukurdan kazazede çıkarma, enkazdan canlı kurtarma gibi eğitimler aldı. Ayrıca müdahale sırasında kullanacakları kesici ve delici aletler, kesme cihazları gibi kurtarma ekipmanlarının tanımı ve kullanım yöntemleri de öğrenen CEKUT ekibi, verilen tüm eğitimi başarıyla tamamladı.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, ABD’li makamların Türk yargısının verdiği kararları eleştirmesine sert tepki gösterdi. Gül, “Türk yargısı bağımsız ve tarafsızdır; emir alacağı tek merci Anayasa ve kanunlardır. Hiçbir ülke, kişi, kurum veya merci Türk mahkemelerinin adil yargılamasına etki ve telkinde bulunamaz” açıklamasında bulundu.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, ABD’li makamların İstanbul Başkonsolosluk irtibat görevlisi Metin Topuz’un yargılandığı davada ceza almasına yönelik eleştirilerine sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile cevap verdi. Türk yargısının bağımsız ve tarafsız olduğunu belirten Gül, ““Türk yargısı bağımsız ve tarafsızdır; emir alacağı tek merci Anayasa ve kanunlardır. Hiçbir ülke, kişi, kurum veya merci Türk mahkemelerinin adil yargılamasına etki ve telkinde bulunamaz” dedi.
Öte yandan konuyla ilgili Adalet Bakanlığı tarafından da yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, mahkeme kararlarını eleştiren ABD’ye sert tepki geldi. Eleştirilerin talihsiz ve yargı bağımsızlığı ilkesi bakımından düşündürücü olduğu belirtilen açıklamada, “Bağımsız ve tarafsız Türk yargısı, verdiği kararlarla şu ya da bu ülkeyi ikna etmek durumunda değildir. Mahkeme, delilleri tartışmış ve bir karar vermiştir. Bu kararın kesinleşmesi süreci de yine bağımsız yargının hukuki işleyişi içinde yerini bulacaktır. Kesinleşmemiş bir mahkeme kararı üzerinden kişileri suçlu ya da suçsuz ilan etmek, ancak hukukun evrensel prensiplerini içselleştirmemiş bir yaklaşımın ürünü olabilir.” ifadelerine yer verildi.
“HAKAN ATİLLA YARGILAMASINA BAKMALARINI TAVSİYE EDİYORUZ”
Bakanlık açıklamasında ABD’li muhatapların derin hayal kırıklığı yaşatan bir dava arayışında ise Hakan Atilla davasına bakmaları tavsiyesinde bulunuldu. Açıklamada, “FETÖ’nün kurduğu ihanet pazarından satın alınan tanıklarla, sahte ve sözde delillerle yürütülen Hakan Atilla yargılamasına bakmalarını tavsiye ediyoruz” denildi.
Adalet Bakanlığı açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“ABD Büyükelçiliği’nin başından sonuna izleyerek tanık olduğu üzere, duruşmalar Anayasa ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerin temin ettiği usuli haklar zemininde ilerlemiştir. Bu durum karşısında, yapılan açıklama hukukun üstünlüğü ilkesine uygun olmadığı gibi gerçekle de bağdaşmamaktadır. Ülkelerinde halihazırda süren protesto eylemlerinde dahi aldıkları tedbirler ortada iken, 15 Temmuz’da bombalarla, tanklarla ülkemize, milletimize ve millet iradesine hayasızca bir akın gerçekleştiren bir terör örgütüne karşı yürüttüğümüz haklı ve hukuki mücadeleyi değersizleştirmeye yönelik açıklamalar, büyük bir çelişkidir, kabul edilmesi mümkün değildir.
Bu itibarla, ABD yetkili makamlarını uluslararası sözleşmeler ve ikili anlaşmalar doğrultusunda suçluların iadesi hukukuna uymaya bir kez daha davet ediyor, terörle mücadelede işbirliğine olan inancımızı teyit edeceklerini umuyoruz.”
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün daveti üzerine eylül ayının ilk haftasında Türkiye’ye gelecek olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Başkanı Robert Spano, Türkiye Adalet Akademisinde düzenlenecek 24. Dönem Hakim ve Savcı Adayları Eğitimi Açılış Programı’nda ilk “insan hakları” dersini verecek.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, AİHM Başkanı Robert Spano’ya mektup gönderdi. Mektubunda, AİHM Başkanı Robert Spano’yu eylül ayının ilk haftasında Türkiye’ye davet eden Gül, bu ziyaretin AİHM ile Türkiye arasındaki diyalog ve iş birliğini geliştireceğine işaret etti. Ziyaretin mahkeme ile Türk makamları ve yargısı arasında bilgi ve fikir alışverişleri gerçekleştirilmesi için büyük fırsat sağlayacağının altını çizen Gül, Spano’ya 3 Eylül’de Türkiye Adalet Akademisinde gerçekleşecek 24. Dönem Hakim ve Savcı Adayları Eğitimi Açılış Programı’na katılarak ilk “insan hakları” dersini vermesi teklifinde bulundu.
Gül, ziyaretin karşılıklı diyalog ve iş birliğini güçlendireceğine, insan haklarının önemine dair güçlü bir mesaj vereceğine inandığını vurguladı.
Bakan Gül ayrıca mektubunda, Avrupa Konseyinin kurucu üyeleri arasında yer alan Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında bireysel başvuru hakkını 1987’de kabul ettikten sonra ortak değerler olan hukukun üstünlüğü ile insan hak ve özgürlüklerinin standartlarını daha da yükseltmek amacıyla sayısız reform yaptığını aktardı.
Mektubunda tüm dünyanın yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele ettiğini belirten Gül, hastalığın, temel hak ve özgürlüklerin önemini gösterdiğini vurguladı. Kovid-19 salgınının bitişiyle insan hak ve özgürlükleri alanında yeni dönemlerin başlayacağına inandığını ifade eden Gül, alınan tedbirlerle birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de hastalığın şiddetini yitirmeye başladığını kaydetti.
AİHM BAŞKANI SPANO, DAVETİ KABUL ETTİ
Robert Spano ise Bakan Gül’ün davet ve teklifine cevap olarak gönderdiği mektupta şunları kaydetti:
“Eylül ayının ilk haftasında Türkiye’ye resmi ziyarette bulunarak yetkili makamlarınız ve Türk yargısı ile görüşmeler gerçekleştirmem için iletmiş olduğunuz nazik davetiniz münasebetiyle teşekkürlerimi sunarım. Bu davetinizi kabul etmekten ve 3 Eylül 2020’de Türkiye Adalet Akademisindeki ilk insan hakları dersini vermekten şeref duyacağımı ifade etmek isterim.”
AİHM Başkanlığı görevi süresince, mahkeme ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki başarılı diyaloğu ve iş birliğini daha da güçlendirmek adına mümkün olan her türlü çabayı göstereceğini belirten Spano, “Üye devletlerin benzeri görülmemiş bir sıhhi ve sosyal krizle mücadele ettiği bu istisnai ve zorlu dönemde, yargıda insan haklarının korunmasına ilişkin daha yüksek standartlara ulaşılması amacıyla iş birliğinin geliştirilmesi çok daha önemli bir hale gelmiştir.” değerlendirmesinde bulundu.
AİHM Başkanı Spano, Türkiye ziyaretinde kendisine AİHM’de Türkiye adına görev yapan hakim Saadet Yüksel ile AİHM Yazı İşleri Müdürü Roderick Lİddell’in eşlik edeceğini bildirdi.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, ABD’li makamların Türk yargısının verdiği kararları eleştirmesine sert tepki gösterdi. Gül, “Türk yargısı bağımsız ve tarafsızdır; emir alacağı tek merci Anayasa ve kanunlardır. Hiçbir ülke, kişi, kurum veya merci Türk mahkemelerinin adil yargılamasına etki ve telkinde bulunamaz” açıklamasında bulundu.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, ABD’li makamların İstanbul Başkonsolosluk irtibat görevlisi Metin Topuz’un yargılandığı davada ceza almasına yönelik eleştirilerine sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile cevap verdi. Türk yargısının bağımsız ve tarafsız olduğunu belirten Gül, ““Türk yargısı bağımsız ve tarafsızdır; emir alacağı tek merci Anayasa ve kanunlardır. Hiçbir ülke, kişi, kurum veya merci Türk mahkemelerinin adil yargılamasına etki ve telkinde bulunamaz” dedi.
Öte yandan konuyla ilgili Adalet Bakanlığı tarafından da yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, mahkeme kararlarını eleştiren ABD’ye sert tepki geldi. Eleştirilerin talihsiz ve yargı bağımsızlığı ilkesi bakımından düşündürücü olduğu belirtilen açıklamada, “Bağımsız ve tarafsız Türk yargısı, verdiği kararlarla şu ya da bu ülkeyi ikna etmek durumunda değildir. Mahkeme, delilleri tartışmış ve bir karar vermiştir. Bu kararın kesinleşmesi süreci de yine bağımsız yargının hukuki işleyişi içinde yerini bulacaktır. Kesinleşmemiş bir mahkeme kararı üzerinden kişileri suçlu ya da suçsuz ilan etmek, ancak hukukun evrensel prensiplerini içselleştirmemiş bir yaklaşımın ürünü olabilir.” ifadelerine yer verildi.
“HAKAN ATİLLA YARGILAMASINA BAKMALARINI TAVSİYE EDİYORUZ”
Bakanlık açıklamasında ABD’li muhatapların derin hayal kırıklığı yaşatan bir dava arayışında ise Hakan Atilla davasına bakmaları tavsiyesinde bulunuldu. Açıklamada, “FETÖ’nün kurduğu ihanet pazarından satın alınan tanıklarla, sahte ve sözde delillerle yürütülen Hakan Atilla yargılamasına bakmalarını tavsiye ediyoruz” denildi.
Adalet Bakanlığı açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“ABD Büyükelçiliği’nin başından sonuna izleyerek tanık olduğu üzere, duruşmalar Anayasa ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerin temin ettiği usuli haklar zemininde ilerlemiştir. Bu durum karşısında, yapılan açıklama hukukun üstünlüğü ilkesine uygun olmadığı gibi gerçekle de bağdaşmamaktadır. Ülkelerinde halihazırda süren protesto eylemlerinde dahi aldıkları tedbirler ortada iken, 15 Temmuz’da bombalarla, tanklarla ülkemize, milletimize ve millet iradesine hayasızca bir akın gerçekleştiren bir terör örgütüne karşı yürüttüğümüz haklı ve hukuki mücadeleyi değersizleştirmeye yönelik açıklamalar, büyük bir çelişkidir, kabul edilmesi mümkün değildir.
Bu itibarla, ABD yetkili makamlarını uluslararası sözleşmeler ve ikili anlaşmalar doğrultusunda suçluların iadesi hukukuna uymaya bir kez daha davet ediyor, terörle mücadelede işbirliğine olan inancımızı teyit edeceklerini umuyoruz.”
