Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan ve KOSB Yönetim Kurulu Üyeleri ile bölgede faaliyet gösteren sanayicilerle birlikte KOSB Merkezi’nde bir toplantı gerçekleştirdi.
Toplantıya Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı Taner Yıldız’ da katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan, KOS tarafından uygulamaya dönük olarak halen yürütülen GES projenin geliştirilmesi , Mesleki ve Teknik Eğitim faaliyeti , Yol bakım ve asfalt , su ve kanalizasyon , arıtma , Endüstriyel Tasarım Merkezi , Fuar ve Kongre Merkezi Kurulması , Meslek Yüksek Okulu kurulması , yeni İtfaiye Hizmet binası inşası ve itfaiye filosunun daha da güçlendirilmesi , yeni cami inşası ve mevcut merkez camiinin tadilat ve onarım çalışmaları bölgemize 2. Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi kurulması ve sair halen uygulanmakta olan mevcut projeler ve ileride uygulanması hedeflenen projelere ilişkin bilgi sunumunda bulundu.
KOSB Başkanı Tahir Nursaçan konuşmasında ;
Bilindiği gibi ülkemiz hassas bir dönemden geçmektedir. Bunun sebebi ne diye baktığımızda Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne zaman ileriye gitse birileri bundan rahatsız oluyor. İş dünyası olarak bizlerde üretim ve istikrar istemekteyiz. Ülkemizin bir an önce gerçek gündemine dönmesini bu seçiminde şehrimize ve ülkemize Allahtan hayırlar getirmesini diliyorum. Sayın Bakanımıza toplantımıza katılımlarından dolayı şahsım ve Yönetim Kurulu adına şükranlarımı sunuyorum dedi.
Toplantıda bir konuşma yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı Taner Yıldız ;
Bir seçim öncesindeyiz .Yaklaşık 11 günlük bir süremiz kaldı. Türkiye’nin istikrarı olmadan hangi anlayışa sahip olursak olalım hangi partiye oy veriyor olursak olalım istikrar olmadan bir şey olmadığını bu 5 ay içerisinde gördük.
Aslında bizim siyasetteki hafızamız çok sık tekrar edilmek durumunda. Bunları hatırlamak durumundayız. 1959-1960 yıllarındaki Adnan Menderes’ in birikimleri kendisinden sonra gelen koalisyon ve darbe hükümetleriyle beraber tüketildi.
1965-1971 yılları arasındaki Süleyman Demirel Hükümetinin oluşturduğu birikimler 1971 ‘deki muhtıra ile birlikte tüketilmeye başlandı. Tahir Nursaçan Başkanımızın ifade ettiği gibi , bir adım ileri bazen iki üç adım geri attığımız bir Türkiye yaşadık.
Nihayet 1983-1991 yılları arasında Turgut Özal zamanındaki birikimler yine koalisyon hükümetleriyle beraber tüketildi Yetmedi 28 şubat oldu. Şimdi geldiğimiz şu noktada Türkiye tekrar tercih yapmak zorunda. 1 Kasım seçimleri yalnızca milletvekili olduğum için bakanlık yaptığım için değil , bütün samimiyetimle söylüyorum 1 Kasım’da yalnızca bir parti seçimi olmayacaktır. 13 yıldır birikimlerimizin tüketilip tüketilmeyeceğinin kararı olacaktır.
4-5 ay içerisinde bazı boşluklar koalisyon kuruyorduk kuramıyorduk geliyorduk gidiyorduk derken şu anda piyasalardaki oynaklığı en fazla sizler hissediyorsunuz. Döviz fiyatının yükselmesinden işine gelen firmalar olduğu gibi çok zarar eden firmalar da var. İhracatçı firmalarda yapılar farklı .
Yalnızca Türkiye içinde satış yapan yerli firmalar farklı. Sonuç olarak gerek coğrafyamızın gerekse çevremizdeki son durumun Irak Suriye ile alakalı gelişen ve iç savaşın ötesinde insanlık dramından katliama dönüşen böyle bir yapı karşısında Türkiye her zamankinden daha güçlü bir hükümet ile birlikte çalışmak zorunda. Her zamankinden daha farlı bir motivasyonla çalışmak zorunda.
Koalisyon hükümetlerini kaldırabilecek bir durumda değil . Buna karar verecek olan Milli İrade. Milli İrade derse ki biz tüm partilere koalisyon görevi verdik o zaman yapacak bir şeyimiz yok . Koalisyonla alakalı ne varsa birlikte gayret ederiz . Ama şimdi bunu Ak Parti adına değil objektif olarak söylüyorum seçim beyannamesini açıklarken Kılıçdaroğlu dedi ki ;bizim gönlümüzde yatan yüzde 60 lık bu blokun koalisyon yapmasıydı dedi. Ama neyse Ak Parti ile oturduk kalktık masadan dedi.
Böyle bir zihniyetle koalisyon çalışmasına katılıyorsun sonra bize birtakım çevreler niye siz koalisyon yapmadınız dediler. O yüzden o noktaya düşmemek lazım. Bakın biz şu anda birçok ekonomik veriden bahsedecekken , öncelikle terörden bahsediyoruz.
Kayserimize bir şehidimiz geldi. O şehidimizin cenazesindeydik . Yüreğimiz dağlanıyor. Ülkenin güvenliği için biz bu bedelleri ödüyoruz. Ama bunlar ağır bedeller. Önceki hafta Sayın Başbakanımızın Kayseri’ de yapacağı miting günü Ankara’da bir saldırı oldu. Yalnızca insanlığa, partimize değil 1 kasım seçimlerimize aynı zamanda Türkiye’nin istikrarına yapılmış bir saldırıydı. Böyle bir durumda hem güvenliğimizi hem de bütün özgürlük alanlarının reformlar , anayasal değişiklikler , kanuni değişiklikler ve iş hayatının düzenini sağlamamızdı.
İnsanlar işlerine gelecekler helal lokmalarını kazanacaklar ve hayatlarını devam ettirecekler. Bunun bizim seçim beyannamemizde bahsettiğimiz Sayın Başbakanımızın açıkladığı rakamlar bir taahhütname şeklindedir . Çünkü sırtında yumurta küfesi olan biziz . Ama vaat name şeklinde seçim beyannamelerini açıklayanların aynı şekilde sorumlu olduklarını söyleyemeyiz.
Anketlere bakıyorlar ne kadar iktidardan uzaklarsa o kadar fazla rakam söylüyorlar. Vatandaşımız hepsini biliyor. O bakımdan 1 kasım seçimlerinde bizler ülkenin istikrarının ve mutlaka geleceğini düşünmemiz lazım. 13 yıllık Ak Parti hükümetleri zamanında 11. seçimimize geliyoruz.
Cumhur başkanlığı , genel seçimleri , yerel seçimler , referandumlar vardı. Hiçbir seçimi öne almamamıza rağmen bu kadar sık seçim yapıyorduk. Bakıyorum insanlar seçimlerden de yoruldular. 2019 ‘a kadar inşallah Türkiye de seçim olmayacak. 1 kasım seçimleri belirleyici olacaktır. Sizlerle konuştuğumuzda tekrar bir seçim olsa mı diye soruyorlar. Hayır bu artık 1 Kasım seçimlerinde milli irade karar versin ona göre de siyaset şekillensin. Burada nihai kararımızı verelim ondan sonra Türkiye’nin istikrarı ile alakalı mutlaka bu kararı oluşturmamız lazım. Ben bu sorumluluk ve bilinç içerisinde gerek Türkiye’nin siyasi ortamı gerekse güvenliği ile alakalı konularda artık nihai karar olduğu kanaatindeyim.
İki yüzlülük yapanlar siyasette çifte muhasebe tutanlar çok ciddi zararlar vermeye başladılar. Gözümüzün içine baka baka PKK’ ya terör örgütü diyemeyen HDP bu manada çirkinlik gösterilerinde bulunmaya başladı.
Artık buna bir son vermemiz lazım. Gerekiyorsa meclisin çatısı altında milletle ilgili işleri yapar ama meclis çatışı altında birisi gidip PKK tabutu taşıyamaz. Yani orada bize şehit verdiren bir terör örgütünün cenazenin tabutunun altına girilmez. Eyvallah denge sağlansın Türkiye’de ama denge teröristlerle sağlanmaz. Demokratik ortamda oylarla beraber sağlanacak. Hangi vatandaşımız hangi partiye oy verirse verecektir ama terörle beraber denge sağlanmaz.
O yüzden bizi bizden başka sevenin olmadığını bir kez daha anladığımız , kendi ayaklarımızın üzerinde durmamız değil koşmamızın da lazım geldiğini bir kez daha vurgulamak isterim. Bunu en yakinen hisseden sizlersiniz .
Türkiye’deki istikrar ve istikrarsızlığı da sizler hissediyor bedelini sizler ödüyorsunuz. Her birimiz gayret edip çalışacağız bu manada her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olan birliğe beraberliğe omuz omuza vermeyi daha çok gerçekleştireceğiz. KOSB’a davetinizden dolayı teşekkür ediyoruz hepinize hayırlı günler diliyoruz.
