Bu öğretmenimize ve yarattığı ormana sahip çıkın..Bu sesi duyan var mı?
Değerli İnsan Davut Bey.Ülkemizde Gündemler çok değişken ve ortam hareketli” Biliyorum işleriniz çok.Uzun yazıları okumak zor. Sizin iyi niyetinize sığınıyorum
Taşına toprağına kurban olduğum;yurdumun garip köylerinden birinde yaşayan 1940 doğumlu emekli öğretmenim..
Çanakkale, Balkan Yemen, İstiklal savaşlarına katılıp köyüme gelen gazileri dinledim.O insanların yedi düvel karşısında nasıl çarpıştıklarını ve bu güzel yurdu bizlere bırakmak için çektikleri çileyi duydum.Cepheye köyümüz imamının dualarla uğurladığı 73 yiğitten çok azı geri gelmiş.Kimisi Balkanlarda,kimisi Yemende kimisi Sarıkamış ve Çanakkale ile istiklal savaşında şehit olmuşlar.
Bir zamanlar dağlarımızın nasıl ormanlarla kaplı olduğunu içerisinde ceylanlar yaşadığını öğrendim. Ülkeme ve insanlarımıza aşık olmuştum. İlkokulu dışarıdan bitirerek İvriz öğretmen okuluna gittim. Oradan Ankara Yüksek öğretmen okulunu bitirip öğretmen olduktan sonra.
Yurdumun değişik yörelerinde ve değişik kademelere öğretmenlik yapıp emekli olup köyüme geldim. Aslında köyümden hiç kopmamıştım.
Fakir Devletim beni okuttu,bir meslek sahibi yaptı ve geçimimi sağlayacak kadar para verdi.Beni kahve ve kulüplerde oyun oynayarak veya saatlerce futbol yorumu ve diz seyrederek ömrümü tüketsin diye okutmadı. Yapmamız gereken bir şeyler var oda bizim elimizden geldiği halde yapmazsak bunun hesabı bu dünyada olmazsa öbür dünyada sorulur.Bu ülkenin kalkınıp ileri gitmesi bir takım mevki sahibi olanların tekelinde olmamalı bizimde okumuşu ,cahili,zengini fakiri elini taşın altına koymamız gerekir.Bu ülkeyi emlâkçiden almadık.Dedelerimizin emaneti yurdumun dağları çırılçıplak baktıkça utanıyordum.Bu dağlar yağmur ormanları gibi ormana kavuşmalıydı.
Bu düşüncelerle 1969 da çuvallarla meşe palamudu getirdim.(Köyümüz o zaman dağılmamış 200 hane idi.Şimdi ise 34 haneye düştü).Köylülerimle dağımızın bir kısmına tohumları diktik.Güzelde yeşerdi fakat korumasız olduğundan çoğu hayvanlar tarafından telef edildi.
Orman dikme düşüncem kanıma işlemişti.Biz “Kıyamet kopar olsa bile elindeki fidanı toprakla birleştiren” bir kültürün mensubu değil miyiz.
1998 yılında Allah fırsat verdi köyümün tarıma elverişli olmayan arazilerden 450 dekar arazi satın alarak,etrafını da 6 km hasır telle çevirerek büyük bir heyecan ve coşkulu bir ümitle orman dikmeye başladım.En büyük sıkıntım su idi.Bizim bölgenin yağış ortalaması 300 mm .(254 mm altı çöl ortamı).Bilmem Ereğli ile Karapınar arasından hiç geçtiniz mi burada günlerce çöl rüzgarları eser.Ormana 8 km öteden biraz su bulup borularla getirdim.Arazinin pek çok yerine sondajlar yaptırdım su aradım.Bir türlü aradığımı bulamıyordum.Altı havuz yaptırdım( toplam üç bin tonluk)Bu azıcık suyu toplamak için. Biliyordum ki Ormanı dikip arkanı dönüp gidersen netice alınmaz.Ormanı dikeceksin,koruyacaksın , sulayacaksın ve bakacaksın.En az üç kişi çalıştırdım.Çalıştırdığım kişi sayısı zamanla 17 kişiye kadar çıktı.Kepçeler getirip kanallar açtırdım.75 km damlama boruları döşedim.16 yıldır yaptığım çalışma sonunda 32 bin ağaçlı yeşil bir vaha oluştu.Bu yaz ormanda 18 tür kuş saydım. (sığırcık ibibik. Florya,elmacık,üveyik,bağırtlak,keklik,kumru coruklu vs.)Bu kuşların çoğu ormanda yuva yaptı,göçmen olanların toplanma yeri oldu.
Çalışmam kamu oyunda yavaş yavaş duyuldu.Örnek alanlar oldu.Bildiğim kadarıyla 73 köşe yazarı köşelerinde çalışmamdan bahsettiler.Pek çok dergi yer verdi. AA gelip çekim ve haber yaptı,TRT haber Güzel Ülke 37. Programı benimle ilgili.NTV Ve insan programının birinde çalışmamdan bahsetti.Vakıfbank reklam yaptı.Türkiye’deki bütün müftülere “Aziz müftüm imamların görevi sadece ölü yıkamak,mevlit okumak ve namaz kıldırmaktan ibaret olmamalı.Peygamberimizin hayatını incelersek ;cahil bedevileri eğitmiş Allah’ı ,birbirini kumları ağaçları sevmeyi öğretmiş yol kesenleri yol gösterir hale getirmiş.Yılda binlerce camide 52 defa hutbe okunuyor.Ne olur imamlarımız ormanın ,ağacın önemini de anlatsın” diye mail attım.Okulları davet ettim pek çok öğrenciye fidan diktirdim.Ama bunu yeterli bulmuyorum.Olayı gündemden düşürmememiz gerekiyor.İnsanımız ya gözünden yada kulağından ıslanır.
Orman oluştururken rol model olmayı ve bu garip toprakta orman olursa yurdumun her tarafında orman oluşur düşüncesini benimsetmek istedim.
Ormanın oluşması kolay olmadı 16 yıldır geri dönüş olmayınca bütün birikimim bitti evlerim gitti.Borçlandım da. Ormanda kullandığım 96 model arabam 8 aydır icranın deposunda.
Bunları size kendime acındırmak için anlatmıyorum. Evlerden ve mallardan nasıl olsa bir gün ayrılacağız. Bunun birkaç gün erken olması önemli değil.Benim örnek olsun diye başladığım bu çalışma sekteye uğrarda kötü örnek olurum diye korkuyorum.Alacaklılar ormanın arazisini satıp işi bitirebilirler.
Ormanın yaşaması ve genişletilmesi için;Ödünç para bulmam gerekiyor. Kredi alamıyorum.Bunun için aziz duygulu devlet yetkilisi veya 75 milyon insanımızdan çalışmama Destek veren çıkabilir diye düşünüyorum.Biz yardımlaşan bir milletiz.Sizin derdime derman olacaklara duyuracağınıza inanıyorum.Siz bizim gören gözümüz,işiten kulağımız ve söyleyen dilimizsiniz.Saygılar sunarım.
Not:Çalışmamı Konya Ereğli kaymakamlığı,belediyesi,orman şefliğinden sorgulaya bilirsiniz.
Adres;Beyören Köyü
Ereğli /Konya
0 532 490 46 42
Rahim Demirbaş
Emekli Matematik Öğretmeni