Kayseri’de, kendisine yönelik boşanma davası açarak ayrı yaşayan 13 yıllık eşi, 37 yaşındaki Firdevs Vanlı’yı oturduğu eve balkondan girerek ‘Öldürme hakkımı kullandım’ diyerek 13 bıçak darbesiyle öldüren F. V.’ya (39), Kayseri Kadın Dayanışma Derneği üyeleriçok sert tepki gösterdi. Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan dernek üyeleri, üzerinde ‘Erkek öldürüyor, devlet koruyor’, ‘Firdevs Vanlı davasının takipçisi olacağız’, ‘Kadınız, haklıyız, güçlüyüz’, ‘Erkek adalet değil, gerçek adalet istiyoruz’ yazılı döviz ve pankartlar taşıyıp, “Kadına şiddeti kınıyoruz” dediler.
Dernek üyesi Fatma Karaaslan, grup adına şu açıklamayı yaptı.
“Öfkemiz de acımız da büyük. Yine bir kız kardeşimizi vahşice işlenen bir cinayet neticesinde kaybettik. Ülkemizin her yerinde olağanlaştırılan kadına yönelik şiddetin en sık yaşandığı şehirlerden biri de Kayseri. İki gün önce Kayseri’de boşanma davası açtığı ve ayrı yaşadığı eşi tarafından 13 yerinden bıçaklanarak katledilen Firdevs Vanlı da kaybettiğimiz kız kardeşlerimizden biri oldu. Daha önce eşi tarafından gördüğü şiddetten dolayı başvurusu sonucu koruma kararı çıkmış, eşi için de uzaklaştırma kararı alınmıştı. Ancak bir kez daha görülmüştür ki, kağıt üzerinde alınan gerçekte uygulamaya konulmayan kararlar bir kadının daha hayatını kararttı ve böyle giderse karartmaya da devam edecek. 2014 yılının ilk 9 ayında erkekler, 207 kadını öldürüp, 70’ine tecavüz etti. 11 kadın koruma kararlarına rağmen öldürüldü. Yaşadığımız erkek şiddeti gereken cezayı maalesef görmüyor, cezasız bile kalabiliyor. Evet, buradan soruyoruz; F. V.ı ve bugüne kadar kadına yönelik her türlü şiddeti uygulama hakkını bulan bu erkekle, bu hakkı, cesareti, cüreti nereden almaktadırlar? Tabii ki erkek egemen devlet yapısından, hukuk sisteminden. Hükümetin en yetkili ağızları, kadın ve erkeğin eşit olmadığını her yerde ifade ederse, kadınların iffeti ve namusu attıkları kahkaha ile belirlenirse, ne yaşanırsa yaşansın, kol kırılır yen içinde kalır, aile kutsaldır sözleri her fırsatta söylenirse, yargı kararları ile şiddete maruz kalan ve cinayete kurban giden kadın suçlanır ve erkek haksız tahrik hükümleri ile aklanmaya çalışılırsa, bu erkekler, biz kadınlara şiddet uygulama ve öldürme hakkını daha çok bulmaya devam edecektir. Bu dava artık bizim davamızdır. Bu hukuk mücadelesi, bizim için şiddetle mücadelenin bir alanı olacaktır.”
