Tarihimizde neler olmuş neler? (Köşe yazısı)
TARİH VE GÜNÜMÜZ PENCERESİNDEN
ALINTILI YORUMSUZ TARİH BELGELERİ YAZI DİZİSİ I
AMAN ALLAHIM AMAN TARİHİMİZDE NELER OLMUŞ NELER!…
JÖN TÜRKLERİN İNGİLİZ BÜYÜKELÇİSİNİN ARABASINI ÇEKİŞLERİ
31 Temmuz 1908
Süleyman KOCABAŞ
Tarihçi Yazar
kocabassuleyman@gmail.com
Aziz dostlar, bugün sizlere köşe yazımızın “Tarih Penceresi” nde bakacağız ve sesleneceğiz. “Alıntılı Yorumsuz Tarih Belgeleri” yazı dizimizin ana yapısı, tarihimizde yaşanmış “ibretli, açıklı ve dehşetli” olayların belgeleri yanında, “sevindirici ve göğüs kabartıcı” belgelerini de alıntılı olarak tamamen yorumsuz sizlere aktaracağız. Yapılmaları iyi mi olmuş veya kötü mü olmuş geniş yorumlarını en geniş boyutlarda tamamen sizler yapacaksınız. Bu konulardan olarak “Jön Türklerin İngiliz Büyükelçisinin Arabasını Çekişleri” isimli yazımı yayınlıyorum. Bu köşe yazımı seven ve isteyen tam metin veya kısmen beni kaynak göstererek istediği yerde, bana haber vermek kaydıyla izin almadan ve telif ücreti ödemeden yayınlayabilir.
Arabanın Çekilişine Refakat Eden Jön Türklerden Ahmet İhsan’ın (Tokgöz) Yazdıkları
“1908 Temmuzunun 23. günü İstanbul’da bulunmayan İngiliz Sefiri Lowther’in şehrimize döndüğü zaman Sirkeci istasyonunu baştanbaşa doldurmuştuk. Büyükelçiyi candan ve gönülden alkışlıyorduk. Nihayet coşkun gençler, büyükelçinin arabasını çeken atları söküp, arabayı kendi kollarıyla çekmişlerdi.
Bu fıkrayı yazmaktan maksadım, Meşrutiyetin ilanına kadar Türk aydınlarının siyasi meylini ve düşüncesini göstermek içindir.” (Ahmet İhsan (Tokgöz), Matbuat Hatırlarım, C.I, Ahmet İhsan Matbaası, İstanbul, 1933, s. 33)
Almanya’nın Osmanlı Hariciye Nezaretinden İstekleri: Gençleriniz Bizim Büyükelçimizin de Arabasını Çeksinler
Meşrutiyetin ilan edildiği günlerde Osmanlı Hariciye nezaretinde çalışan hariciyeci Galip Kemali Söylemezoğlu’nun görgü tanığı olarak hatıralarında yazdıkları: “Meşrutiyetin ilan edildiği günlerde Alman Büyükelçisi Kont Marschall İstanbul’da değildi. Büyükelçi Almanya’dan dönmeden önce Alman Büyükelçiliği baş tercümanı Osmanlı Hariciye Nezaretine gelerek, büyükelçileri Sirkeci garına gelince, gençlerin İngiliz Büyükelçisinin arabasını çektikleri gibi onun arabasını da çekmelerini istemişti.
Hariciye Nazırı Tevfik Paşa ona verdiği cevapta, İngiliz Büyükelçisinin arabasını gençlerin, kendisinin teşviki olmadan, kendi istekleriyle çektiklerini, gençlerin isterlerse Alman büyükelçisinin de arabasını çekebileceklerini söylemişti. Büyükelçi 25 Ağustos 1908’de Sirkeci garına gelince, arabasını atlardan başka çeken olmamış, onu yalnızca küçük bir meraklı topluluk seyretmişti.” (Galip Kemali Söylemezoğlu, Hariciye Hizmetinde 30 Sene, C.I. Maarif Basımevi, İstanbul, 1955, s. 128)
Fransız ve Alman Büyükelçilerinin Jön Türklerden İsteği: Bize de Gelin ve Bizi de Kutlayın
Jön Türlerden Rıza Nur’un hatıralarında yazdıkları: “Talebelerden, ahaliden birkaç kişi beni tutup omuzlarına aldılar. Nereye dediler? ‘Beyoğlu’na İngiliz Sefarethanesine (Büyükelçiliğine) dedim. Domuz sokağından yürüyorduk. Artık ben, talebe, ahali deli gibi olmuş, bağırıyorduk. Ara sıra nutuk söylüyordum. Tramvay yolundan İngiliz Sefarethanesine kadar geldik. İçeriye girmek, benim zorum buraya gelmek, İngilizlerin Türk hükümetine yardımını istemekti. Abdülhamid, Meşrutiyet yapmaz diye korkuyordum. Zannediyordum ki, İngiltere bize yardım eder, Meşrutiyeti yaptırır. Geçe mektepte (Tıbbiye’de) bu bapta 8konuda) bir mektup hazırlamıştım, avcumdaydı. Onu okudum. İngiltere’ye Türk dostluğu ve duasını söylüyordum. Diyordum ki, ‘Dünyanın denizlerini İngiliz donanması doldursun, sonra da İngiltere Türk’ün hürriyetine yardım etsin’ temennisiydi. Bu nutku okudum ve sefarethaneye teslim ettim. Otuz yaşında, doktor, profesördüm ama ne saf çocukmuşum. Bir devlete böyle bir dua ile yardım ediverirler mi?
Bütün Türk milleti böyle saf, cahil, dünyadan bihaberdik. Oradan çıktık; Cadde-i Kebir’e (şimdiki İstiklal Caddesi) girdik.
Bununla beraber Alman ve Fransız Sefarethaneleri, ‘Bize de gelsinler’ haberi gönderdiler. Kabul etmedim.” (Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım, C. I, Altındağ Yayınları, İstanbul, 1968, s. 247)
İngiliz Büyükelçisi Lowther’in Jön Türkleri Bir Değerlendirmesi
“Politik tecrübe ve deneyimden yoksun, aralarında birlik bulunmayan iyi niyetli çocuklar topluluğu.” (M.S. Anderson, The Eastern Questıon, Macmillan Company, New York, 1966, s. 276)
Sultan II. Abdülhamid’in Osmanlı Donanmasını Islahla Görevli İngiliz Amirali Woods’ a, Mehmet Memduh Paşa’ya Söyledikleri ve Hatırlarında Yazdıkları
Woods’a söyledikleri: “Hâkimiyet çocukların eline geçti, neler yapabileceklerini bekleyip görmek lazım.”
(Henry F. Woods, Türkiye Anıları, Çev. F. Çoker, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1976, s. 139)
Mehmet Memduh Paşa’ya söyledikleri: “Yapacağım bir iş kalmadı. Artık suyun akıntısına gideceğim.” (Mehmet Memduh Paşa, Kuvve – i İkbal Alâmet – i Zeval, Matbaa – i Hayriye ve Sürekası, İstanbul, 1329, s. 13)
Hatıralarında yazdıkları: “Bugün inkılap fikirleriyle mest (sevinçten çılgına dönmek) olan bu adamlar, yarın tavsiye ettikleri bu yeniliklerin, felakete götüren yollar olduklarını anlayacaklardır.” (Sultan Abdülhamid, Siyasi Hatıratım, , Hareket Yayınları, İstanbul, 1974, s. 108 – 109)
Sultan’ın ayrıca: “Korkarım İmparatorluğun, 10 yıl içinde bu tecrübesiz gençlerin ellerinde batacaktır” dediğinden de birçok kaynakta bahsedilir.
Aziz dostlar, bütün bu olup bitenlerin yorumlarını sizin görüşlerinize bırakıyorum ve eğer görüş serdederseniz bana da bildirmenizi arz ve rica ederim. Vesselam. 18 Şubat 2021