Ekonomi

Ekonomi-teknoloji haberleri (14.10.2020)

Mehmet Büyüksimitçi “En Hızlı Toparlanma Sanayi Sektöründe Yaşanıyor”

 Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, sanayi üretimi ağustos ayı verilerini değerlendirerek, en hızlı toparlanmanın sanayi sektöründe yaşandığını söyledi.

Sanayi üretiminin ağustos ayında yıllık bazda yüzde 10,4 artış kaydettiğine değinen Başkan Büyüksimitci, “Takvim endeksinden arındırılmış sanayi üretimi, ağustos ayında aylık yüzde 3.4 ve yıllık yüzde 10.4 ile beklentilerin üzerinde bir artış gösterdi. Bu hızlı toparlanma sanayinin çarklarının zor koşullarda bile döndüğünün göstergesidir ve ileriye dönük umutlarımızı daha da artırmıştır” dedi.

Sanayi üretimindeki toparlanmanın üçüncü ve dördüncü çeyrek rakamlarına olumlu yansıyacağını ifade eden Başkan Büyüksimitci, “İnşallah sanayideki bu olumlu büyüme ve hızlı toparlanmanın diğer sektörlerimiz açısından da yaşanması en büyük temennimizdir. Bu rakamlardan yola çıkarak, en hızlı toparlanmanın sanayi sektöründe yaşandığını söyleyebiliriz. Coğrafyamızdaki zorluklara ve ihracat pazarlarındaki daralmaya rağmen süreci en iyi yöneten ülkelerden biri olduğumuzu düşünüyorum. Üçüncü ve dördüncü çeyrekte daha hızlı bir çıkış yakalayarak, ilk iki çeyrekteki kayıplarımız telafi edeceğiz. İnşallah 2020 yılını azda olsa büyüme ile kapatacağımıza inanıyorum” diye konuştu.

Tekstil ve konfeksiyon sektörü inovatif girişimcilerini arıyor

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği’nin yeni girişimcileri sektöre kazandırmak amacıyla düzenlediği Techxtile Start-Up Challenge için başvuralar devam ediyor. Bu yıl pandemi nedeniyle tüm sürecin online ortamda gerçekleştirileceği etkinlik, girişimcileri potansiyel yatırımcılar ve birlikte iş yapabilecekleri üreticiler ile bir araya getirmeyi hedefliyor.

Tekstil sektöründe teknolojinin tasarımla buluştuğu özel ürünlerle küresel pazarda söz sahibi olmak istediklerine vurgu yapan UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, bu hedeflere ulaşabilmek için yenilikçi fikirler ve cesaretli girişimcilere ihtiyaç olduğunu, Techxtile Start-Up Challenge’a katılan tüm girişimci ve girişimci adaylarının her aşaması ödül niteliğinde bir süreçten geçeceğini açıkladı.

Kadın girişimcilere özel destek

Son başvuru tarihini 20 Ekim 2020 olarak açıklayan UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, en fazla kadın çalışanın bulunduğu Tekstil sektöründe, kadınları girişimci olarak da görmek istediklerini belirterek, Techxtile Start-Up Challenge programında bu yıl kadın girişimcilere sunulacak özel ödül ile en yüksek puan alacak kadın girişimciye bir yıllık ofis kirası ve muhasebe desteği ile ARYA Kadın Platformu’na da yıllık üyelik sağlanacağını söyledi.

Kimler Katılabiliyor?

Techxtile Start-Up Challenge’a Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı veya yabancı uyruklu 18 yaşını tamamlamış öğrenciler ve mezunlar proje başvurusu yapabilecekler. Araştırmacı, akademisyen, kamu veya özel kurum çalışanları, girişimci adayları, inovasyon yapan ekipler ile start-up sahipleri veya kurucularının da proje gönderebileceği yarışmaya, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri ile özel şirket sahipleri veya kurucuları da katılabiliyorlar.

Techxtile Start-Up Challenge’a dair ayrıntılı bilgiler http://www.techxtile.net/ etkinlik web sayfasından takip edilebilecek.

BİLİNÇALTIMIZIN PARA KAZANMA KONUSUNA ETKİLERİ

Para her birimizin hayatı için gerekli olan bir araçtır. Kimi insanlar çok rahat para kazanıp kolaylıkla bunu kullanırken kimisi paranın kendisine kısıtlı bir şekilde geldiğini düşünür ve harcarken tereddüt eder. Bolluk ve bereket içerisinde bir yaşama giden yolda farkında olduğumuz ve olmadığımız bir çok faktör vardır. Buzdağına benzetilen bilinçaltımızın para kazanmamız konusundaki etkilerini ve bilinçaltımızı etkileyen konuları Eğitimci Yazar Ebru Demirhan “Hayatı Yeniden Başlat” adlı yeni kitabında anlattı.

Para kavramına yüklenen anlamlar hayatımızda büyük bir yer kaplar. Atalarımızdan gelen inanç miraslarının yanında anne rahmi süreci ve doğum hikayesi de insanlarda para kavramının olgunlaşmasında etkilidir.

Paraya yüklediğimiz anlamlar önemli

Para ulaşılması zor, kirli, agresif, nankör sıfatları ile eşleştiyse hayata gelişi ve işlerliği bu çerçevede olabilir. Tam tersi para şans, keyif, kolaylık, temiz sıfatları ile eşleştiyse hayatımızdaki yeri de öyle olacaktır. Paraya yüklenen anlamların değişmesi ve kaynaklarının dönüşmesi hayatı rahatlatacaktır.

Anne ile kurulan bağ paraya bakış açımızda etkili

Para kavramının bilinçaltımızda oluşması anne rahmi süreçlerimize dayanır. Öncesindeki DNA kayıtlarını ve ata hikayelerini de bu süreçte ediniriz. Sevgi, şefkat, merhametle birlikte para kavramı da anne ile aramızdaki bağın gücüne göre olgunlaşır. Anne rahmi süreci ve doğumda anne ile güvenli bağ kurulamadıysa oluşan boşluklar para ile aramızdaki ilişkiye de yansıyabilir.

Anne rahmi sürecinde bilincimiz devrede değildir. Sıklıkla duyduğumuz şeyler bilinçaltının dikkatini çeker ve bir süre sonra yaşamda gerekli olduğuna inanır, kaydeder. Para ve kazançla ilgili bu süreçte duyduklarını da aynı şekilde kaydedebilir. Ayrıca istenmeyen çocuk olmak, cinsiyet beklentisini karşılayamayacak olmak, zamansız gelmek, annenin kayıp yaşaması, hamilelik sürecinin yoksunlukla geçmesi gibi etkenler de para akışı kodlarını etkileyebilir.

Doğumda yaşananlar bilinçaltına kaydedilir

Doğum, hayatla buluşmanın sembolüdür. Doğumda yaşanan negatif olaylar hayatımızda akışkanlığı, buluşmayı, kavuşmayı, ayrışmayı şekillendirir. Zor doğum bilinçaltı kayıtlarımız sayesinde bize zorluk bilinci verir ve yaşamın birçok alanında etkin olabilir. Sancılı doğum süreçlerin, yeniliklerin, sonuca ulaşmanın sancılı olacağını kaydettirmiş olabilir. Doğumda annenin güçsüz olması, doğumu tamamlayamayacağım endişesi; başarısızlık, çaresizlik kaydı oluşmasına sebep olmuş olabilir. Tüm bu kayıtlar yaşamın genelini kapsayacağı için para ve kazanç konularını da içine alır.

Eğitimci ve Yazar Ebru Demirhan Ceres Yayınları’ndan çıkan “Hayatı Yeniden Başlat” adlı son kitabında para kazanmanın önündeki engel inançları, konforlu bir yaşama sahip olmak için ihtiyaç duyduğumuz değişimleri, bilinçaltı kodlarının nerede, nasıl oluştuğu ve hayatımızı nasıl etkilediğini örnekler vererek ve gerçek yaşam hikayeleri ile anlattı. İnsanların kendi iç evrenlerinde anne rahmi ve doğrum sürecinde bilinçaltlarında oluşan kodların farkına varıp bunları iyileştirdiklerinde hayatlarında hem parayı hem de mutluluğu çoğaltabileceğini belirtti.

Deri sektörü dijital pazarlamayı sevdi

Türkiye’nin ilk sanal fuarı, Shoedex2020 Deri Ürünleri Fuarı, 13-15 Ekim 2020 tarihlerinde Türk deri ürünleri ihracatçılarıyla, dünyanın dört bir tarafından ithalatçıları ikinci kez buluşturdu. Türk deri sektörü, ayakkabı, saraciye, çanta ve deri konfeksiyon ürünlerini sanaldan 59 ülkenin alıcılarına ihraç edecek.

Ticaret Bakanlığı’nın destekleriyle Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği tarafından düzenlenen Shoedex2020 Sanal Deri Ürünleri Fuarı’nın açılış töreni online ortamda gerçekleştirildi.

Turagay: “Deri ürünlerinde Çin’in hegomanyasını kırabiliriz”

Açılışta konuşan Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, Deri ürünleri ihracatında dünya genelinde Çin’in hegomanyası olduğunu, dünya genelindeki tedarikçilerin bu hegomanyayı kırmak istediğini kaydetti.

Ticaret Bakanlığı olarak pandemi döneminde sanal fuarlar ve sanal ticaret heyetlerini destek kapsamına aldıklarını ve Türk ihracatçısının rekabetçiliğini arttırmayı hedeflediklerini dile getiren Turagay, “Pandemi döneminde deri ürünleri sektöründe Çin’in hegomanyasını kırmak için Türkiye konumu itibariyle avantajlı, bu fırsatı değerlendirmeliyiz. Shoedex2020 Deri Ürünleri Fuarı’na 59 ülkeden alıcılar katılıyor, Türk deri ürünleri ihracatımızın pandemi öncesi seviyeleri yakalayacağına inanıyoruz” diye konuştu.

Bakan Yardımcısı Turagay, 2020 Nisan ayında dünya ekonomisinde yüzde 12,9 olarak öngörülen daralmanın Dünya Ticaret Örgütü tarafından yüzde 9,2 olarak revize edildiğini, Türk ihracatının 2020 yılının üçüncü çeyreğinde, ikinci çeyreğe göre yüzde 33,6’lık artış kaydettiğini, Türk ekonomisinin pandemi sürecindeki daralmadan V şeklinde hızlı bir çıkış sergileyeceğini sözlerine ekledi.

Gülle: “Ayakkabı sektörü 439 milyon dolar dış ticaret fazlası veriyor”

Shoedex2020 Deri Ürünleri Fuarı’nın kapılarını ikinci kez açmasının ayakkabı, çanta ve saraciye sektörlerinin gücünü ve potansiyelini göstermesinin yanında sanal fuarlara olan ilginin katlanarak arttığının da bir göstergesi olarak nitelendiren Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle, üç günlük süreçte Shoedex2020 Fuarı’nın rekor katılımla birçok yeni iş görüşmesine aracılık edeceğini ifade etti.

Sektörlerimizin ihracat rakamlarını incelediğimizde; Ayakkabı sektörünün 2019 yılında 439 milyon doları aşkın dış ticaret fazlası verdiğinin altını çizen Gülle, “Ayakkabı ihracatımızda Rusya 105,2 milyon dolarlık ihracatla ilk sırada yer alırken, Irak 69,5 milyon dolar ihracatla ikinci, Almanya ise; 58,8 milyon dolar ihracatla öne çıkmakta. İhraç pazarlarımızda başlayan normalleşme adımları ile beraber, sektörlerimiz hızlı bir rehabilitasyon süreciyle ihracatta salgın öncesi rakamlarına ulaşmış durumda” dedi.

Ayakkabı sektörünün pandemiden kaynaklı talep şokunu Temmuz ve Eylül aylarındaki ihracat performansı ile geride bıraktığı bilgisini veren TİM Başkanı Gülle, şöyle devam etti; “Ayakkabı sektörünün ihracat rakamlarının Temmuz ve Eylül aylarında 70 milyon doları aşması Sektörümüzün geleceği adına önemli sinyaller veriyor. Bugün, fuarımıza katılan tüm sektörlerimizin yeni dönemde ülkemize ve Türkiye markasına kazandıracağı başarılara yürekten inanıyoruz.”

Eskinazi; “Dijital pazarlamaya en hızlı uyum sağlayan birlik olduk”

Shoedex2020 Deri Ürünleri Fuarı’nın açılış töreninin moderatörlüğünü yapan Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, EİB olarak pandemi döneminde dijital pazarlamaya en hızlı uyum sağlayan ihracatçı birliği olduklarını dile getirdi.

1-4 Haziran 2020 tarihlerinde Türkiye’nin ilk sanal fuarı Shoedex2020 Fuarı’nı düzenlediklerini hatırlatan Eskinazi, “Dijital pazarlama faaliyetlerimiz Shoedex2020 Fuarı ile sınırlı kalmadı. Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliğimiz, 15 Temmuz – 14 Ağustos 2020 tarihlerinde Global Apparel Sourcing Expo 2020 adıyla düzenlenen sanal fuara 30 firmamızın katılımını organize etti. EHKİB, 27-28 Ekim tarihlerinde, Hollanda’ya yönelik sektörel ticaret heyeti hazırlıklarını sürdürüyor. Bu etkinliğe 24 firmamız katılacak. Gıda ürünlerimiz sanal ortamda pazarlanması için 7-9 Temmuz’da dünyanın en önemli re-export ve lojistik merkezlerinden Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) gıda ürünleri sanal sektörel ticaret heyeti gerçekleştirdik. Bu sektörel ticaret heyetimize 21 firmamız katıldı. Türkiye’nin gıda ürünleri ihracatını arttırmak için 23-27 Kasım 2020 tarihlerinde Türkiye’nin ilk Gıda Sanal Fuarı-The Fource’u düzenliyoruz. Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliğimiz ise; dijital ortamda Almanya-Bavyera bölgesine “Sanayi 4.0 Dijital Firma Ziyaretleri” etkinliği ve iş forumu organize etti. Audi, Siemens gibi firmalar sanal ortamda ziyaret edildi. Ege Maden İhracatçıları Birliğimiz ise; 24-26 Kasım 2020 tarihlerinde Vietnam Doğal Taş sektörüne yönelik, Sanal Ticaret Heyeti organizasyonu için çalışmalarını sürdürüyor. Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliğimiz ise; 2020 yılı Aralık ayı içinde Avrupa pazarına yönelik olarak dijital bir sektörel ticaret heyeti planlıyor” diyerek Ege İhracatçı Birlikleri’nin dijital pazarlama faaliyetlerini özetledi.

Sanal Fuarcılığın gelişimi adına Ticaret Bakanlığı’nın çok hızlı aksiyon alarak sanal ticaret heyeti ve sanal fuarcılığı destek kapsamına aldığını anlatan Eskinazi, İzmir’den İzmir Ticaret Odası ve İZFAŞ’ın da sanal fuarcılığın gelişimi adına büyük destekler verdiğini, sanal fuarcılığa destek veren tüm kurumlara teşekkür ettiklerini belirtti.

Zandar; “Amerika’dan Avustralya’ya tüm alıcıları Shoedex2020’de ağırlıyoruz”

Shoedex2020 Deri Ürünleri Fuarı’nın açılış töreninde konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi Sanal Fuarlar Komitesi Başkanı ve Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, dünyanın teknolojik bir değişimin ortasında olduğunu, mesafelerin ticarete engel olduğu, sosyal birlikteliklerin hala sağlanamadığı süreçte tüm bu olumsuzluklara rağmen Türkiye’nin ihracatının arttığını dile getirdi. Zandar, “Çünkü inancı yüksek, çalışma azmi olan bir milletiz. Zorluklara karşı gelen, hızlı kararlar alıp değişen koşullara çabuk uyum sağlayabiliyoruz” diye konuştu.

Sanal fuarcılıkta her şey Shoedex ile başladı

Türk ihracatçılarının sanal fuar ve heyet organizasyonlarına hız verip dünya ile olan iletişimini kesmediğini dile getiren Zandar, “Her şey Haziran ayında Shoedex ile başladı. Üzerinden pek çok fuar, ticaret heyeti yapıldı. Ayakkabı ve saraciye ile başlayan yolculuğumuza 2. Shoedex Fuarımızda deri konfeksiyonu da ekledik. Bu sayede daha çok üyemize hizmet vermenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bu defa daha da tecrübeli, daha da hazırlıklıyız. Teknolojimizi geliştirdik. Tim çatısı aldında sanal fuar yapma konusunda dünyada öncüyüz. Tanıtım ağımızı güçlendirdik. Dünyanın pek çok ülkesine ulaştık. Fiziksel fuarlara getiremediğimiz ülkelerden müşterileri sistemimize kattık. Güney Amerika’dan Afrika’ya, Avustralya’dan Asyaya kadar pek çok kıtadan ziyaretçiler bugün itibari ile fuar sistemimizde aktif oldular” şeklinde konuştu.

Shoedex2020 Deri Ürünleri Fuarı’na 70’in üzerinde deri ürünleri ihracatçısı firma www.shoedex.events adresinden katılırken, 59 ülkeden yüzlerce alıcıyla binlerce ikili iş görüşmeleri yapacak.

Shoedex Deri Ürünleri Fuarı önümüzdeki yıllarda her yıl iki kez düzenlenecek ve Türk deri ürünlerinin sanal ortamda ihracatına katkı sağlayacak.

Türkiye, 2020 yılının Ocak – Eylül döneminde 988 milyon dolarlık deri ürünleri ihracatına imza atarken, Ayakkabı sektörü 620 milyon dolarlık ihracatla aslan payını aldı. Saraciye sektörü 127 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken, deri konfeksiyon sektörünün Türkiye’ye kazandırdığı döviz tutarı 118 milyon dolar şeklinde kayıtlara geçti. Deri postlar ihracatından ise, 123 milyon dolar döviz geliri elde edildi.

OTOMOTİV SEKTÖRÜ İNGİLTERE PAZARINA YÖNELDİ

Türk otomotiv sektörünün ihracattaki tek koordinatör kuruluşu olan Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), pandemi sürecinde yavaşlayan ihracatı canlandırmak amacıyla mevcut ve alternatif pazarlara yönelik çalışmalarını sürdürüyor.  Haziran ayından itibaren başlattığı Dijital Sektörel Ticaret Heyeti etkinlikleriyle Türk firmalarını hedef pazarlardaki firmalarla buluşturan OİB, son olarak İngiltere’ye yönelik Dijital Sektörel Ticaret Heyeti programına imza attı. TİM ve Ticaret Bakanlığı desteği ile 12-16 Ekim tarihleri arasında düzenlenen programa, 20’si Türk, 40’ı İngiliz olmak üzere toplam 60 firmanın katılıyor.

Açılış konuşmalarıyla başlayan programda, iki ülkenin ticaretini etkileyecek en önemli faktör olarak görülen Brexit ile ilgili de görüş alışverişinde bulunuldu.

Etkinliğinin açılışında konuşan Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, pandemiden en çok etkilenen sektörlerin başında otomotivin geldiğini, OİB olarak üyelerinin bu zorlu süreci atlatmalarına yardımcı olmak için yoğun bir şekilde çalıştıklarını ifade etti. Baran Çelik, özellikle mart ve nisan ayında otomotiv üretim ve ticaretinin durma noktasına geldiğini, Eylül ayında olağan döneme geçildiğini bunun da rakamlara yansıdığını ifade ederken, her şeye rağmen pandeminin hala risk faktörü olarak görülmesi gerektiğinin de altını çizdi.

Başkan Çelik şunları söyledi: “Pandemiden dolayı yurtdışındaki fuar ve heyet etkinliklerimizi iptal etmek zorunda kaldık. Tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiği bu dönemde Türkiye’nin sektördeki konumunu güçlendirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu yeni nesil faaliyetlerle üyelerimizin bu zorlu dönemi atlatmaları ve dünya ticaretinden hak ettikleri konuma gelmesi için çaba gösteriyoruz.”

Baran Çelik: “2021 hedefimiz, pandemi öncesi rakamlara ulaşmak”

Sektörle ilgili bilgi veren ve 2021 yılını işaret eden Başkan Çelik, “Otomotiv endüstrisi sektör bazında son 14 yılın en büyük ihracatçısı konumunda. Ülkemizin otomotiv ihracatı son 3 yılda ortalama 30 milyar doların üzerinde. 2 milyon adetlik üretim kapasitemiz ve 1,5 milyonluk araç üretim kapasitemiz ile dünyada 14’üncü, AB ülkeleri arasında da 4’üncü büyük motorlu araç üreticisiyiz. Bu yıl pandemiden dolayı bu rakamlara ulaşamayacak olsak da her şey yolunda gittiği takdirde 2021 yılından itibaren hedefimiz tekrar pandemi öncesi rakamlara ulaşmak” ifadelerini kullandı.

İhracatımızdan yaklaşık yüzde 80 pay alan AB ülkelerinin öneminin yadsınamayacağını belirten Çelik, “İngiltere buradaki en büyük pazarlarımızdan biri. İngiltere’ye yönelik otomotiv ihracatımız 2018 yılında 3 milyar dolara ulaşmış durumdaydı. 2019 yılında 2,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. İngiltere’ye yönelik ihracatta binek otomobiller ve eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ön plana çıktı. Tedarik endüstrisinde ise İngiltere’ye yönelik 600 milyon doların üzerinde ihracatımız bulunmakta.”

“Brexit belirsizliği giderilmeli”

Brexit sürecine de değinen Çelik, “AB ile Türkiye arasındaki gümrük birliği anlaşması nedeniyle Türkiye ile İngiltere arasında hali hazırda herhangi bir gümrük vergisi bulunmamakta. Bu durum yılsonuna kadar bu şekilde devam edecek. Ancak Brexit süreci ile birlikte Birleşik Krallık ile mevcut iş birliğimizin alt yapısını oluşturan gümrük birliği yapısında meydana gelecek olası değişikliklerin sonucunda bir dizi sorun ortaya çıkacak. Brexit sonrası ana sanayinde yüzde 10, tedarik sanayinde ise yüzde 5 seviyelerinde gümrük vergileri gündeme gelecek. Bu durum ise otomotiv endüstrisinin maliyet rekabetçiliğini etkileyerek Birleşik Krallığa ihracatımızda düşüşe sebep olabilir.

Brexit sonrasında iki ülke arasındaki ticari ilişkilerde gümrük vergilerinin ortaya çıkması halinde rekabet avantajının yitirilmesi söz konusu olabilir. Bu kapsamda, dijital ticaret heyeti, Birleşik Krallık ile iş birliğinin geliştirilmesine, ülkemizin sahip olduğu potansiyelin en etkin şekilde tanıtılmasına ve sektöre yönelik ticaretimizin artırılmasına katkı sağlayacak olup, aynı zamanda otomotiv sektörü özelinde, girilecek olan Brexit sürecinde gerekli altyapının oluşturularak, Türk otomotiv sektörünün Birleşik Krallık pazarındaki rekabet gücünü artırıyor olacaktır” diye konuştu.

Beşli: “En büyük risk faktörü Brexit”

Açılışta konuşan Londra Ticaret Başmüşaviri Süleyman Beşli de, Birleşik Krallık’ın ekonomik hacminden, ihracat büyüklüğünden ve yapısından bahsetti. Önümüzdeki süreç için en büyük risk faktörünü Brexit olarak tanımlayan Beşli, Brexit sonrası belirsizliğin birçok şeye olumsuz etkisi olduğunu ifade etti.

Londra Ticaret Başmüşaviri Süleyman Beşli şunları söyledi: “Ticaretimiz, 31 Aralık 2020’ye kadar mevcut olan ortak gümrük anlaşmasıyla devam edecek. Ama bu tarihten sonra Brexit süreci devreye giriyor. İki ülke de serbest ticaret anlaşması yapmayı düşünüyor. Eğer anlaşmaz yapılamazsa gümrük ticaret vergileri artacak. Brexit sonrasında gümrüklerde belgelendirme söz konusu olacağından kara taşımacılığında yavaşlama da söz konusu olabilir. Artan vergiler de ticaretimizi etkileyecek. Tabi İngiltere de bundan olumsuz etkilenecek. İngiltere’nin 17 milyar dolarlık ticaret hacmi var ve bu süreçten olumsuz etkilenmemek için yoğun bir çalışma yapıyorlar. Umarız en kısa zamanda bir sonuca ulaşılır.”

“Parça ihracatımız yeterli değil”

İngiltere’nin ithalatında Türkiye’nin 16. sırada olduğunu söyleyen Beşli, “Türkiye, İngiltere’ye yaklaşık 12 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştiriyor. Bunun İngiltere ithalatındaki payı yüzde 1,8 olarak görünmekte. Bizim en büyük ihraç kalemi otomotiv ve otomotiv parçaları sektörü. Yaklaşık 2 milyar dolar, otomotiv parçaları da 220 milyon dolara tekabül ediyor. Bu rakamlara bakıldığında parça ihracatının yeterli olmadığını söyleyebiliriz” dedi.

İngiltere’nin pandemi nedeniyle Türkiye’den gelenlere karantina uyguladığını belirten Beşli, “Pandeminin ikili ticareti etkilerinden birisi de İngiltere’nin Türkiye’yi güvenli seyahat koridorundan çıkarması oldu. Bu sebeple de İngiltere’ye Türkiye üzerinden gelenler 14 gün karantinada kalmak zorundalar. Bu da ticari ilişkileri etkileyen en önemli unsurlardan biri” diyerek sözlerini noktaladı.

Açılış konuşmalarının ardından The Society of Motor Manufacturers & Traders’ten Ruta Aisthorpe İngiltere Otomotiv Sektörü ile ilgili detaylı sunum yaparken, Crescendo Worldwide Pvt. Ltd. firmasından Rohan Deshpande da İngiltere Aftermarket Pazarı ve B2B Görüşmeleri Hakkında Bilgilendirmede bulundu.

Program, 16 Ekim Cuma gününe kadar İngiltere’deki otomotiv aftermarket ithalatçı, önemli yan sanayi toptancı ve distribütör firmaları ile Türk firmaları arasındaki online ikili iş görüşmeleri ile devam edecek.

Hotelya, “titanyum PVD kaplama tesisi”ne yatırım yaptı

Mobilyada farklı malzeme çeşitliliğine ait popülerliğin gitgide artması ile beraber metal kullanılan mobilyalarda titanyum kaplamaya olan talepte oldukça arttı. Mobilyada; kaplandığı metalin kullanım ömrünü uzatan dayanıklı yapısı ile titanyum kaplama, güncel projelerin sıklıkla üreticilerden beklentileri arasında yer alıyor. 5 kıtada 700’ü aşkın projenin hareketli ve sabit mobilyalarında imzası bulunan Hotelya, 5 milyon TL’ye yakın bir yatırım yaparak ve KFK Metal ile ortaklık kurarak yeni bir titanyum kaplama tesisi kurdu. Bu yeni titanyum PVD kaplama tesisi sayesinde Hotelya, sadece üretim kapasitesini ve çeşitliliğini arttırmakla kalmayıp aynı zamanda istihdam da yaratmış oldu.

 Hareketli ve sabit mobilya üretiminde 45 yılı aşkın bir tecrübeyi sermaye edinen Hotelya, beş yıldızlı oteller başta olmak üzere AVM, hastane, kafe ve restoran gibi projelerin tedarikçisi olarak 5 kıtada 150’den fazla ülkeye ihracat yapıyor. 700’ü aşkın uluslararası projenin çözüm ortağı olan Hotelya, dünyada her büyük mobilya üreticisinde olan ancak Türkiye’de sayılı firmanın sahip olduğu titanyum kaplama teknolojisine yatırım yaparak sektörel gücünü farklı bir seviyeye taşıdı. 5 milyon TL’ye yakın yatırım yapan Hotelya, bu yatırım sayesinde Türkiye haricinde özellikle Avrupa ve Amerika kıtasındaki projelerde daha rekabetçi çözümler üretmeyi hedefliyor. Bu amaç ve hedefler doğrultusunda ortaklık kurulan KFK Metal ile birlikte yılsonuna kadar yatırımın kedisini karşılaması bekleniyor.

Neden Titanyum?

Titanyum insan vücuduna en uyumlu maddelerin başında gelmesiyle beraber mobilya sektöründe kullanılan metal ürünlere kattığı avantajlar yadsınamaz seviyede. Birçok uluslararası markanın kullanmayı tercih ettiği titanyum PVD kaplama olan mobilyalar, diğer kaplamalara göre ısınma, darbe, aşınma ve çizilme karşısında çok daha dayanıklı. Kapladığı metalin ömrünü 10 yıla kadar uzatabilmesi ise, uzun ömürlü mobilyayı tercih eden kalıcı projeler için neredeyse biçilmiş kaftan.

 “Amacımız, bu teknolojiyle küçük üreticiye de destek olmak”

Yurt dışında titanyum PVD kaplamanın özellikle tercih edildiğini ancak Türkiye’de bu kaplamayı yapabilen çok az sayıda üretici olduğunu belirten Hotelya Kurucu Ortağı ve Yüksek Mimar Zümrüt Doyran, ihracat yapan üreticiler için bu teknolojinin olmazsa olmaz olduğunun altını çizdi. Pandemi döneminde mobilya sektörünün neredeyse durma noktasına geldiğini, buna rağmen yatırım yaptıklarını söyleyen Doyran, “Birçok firmanın küçüldüğüne tanıklık ettik. Ancak biz durmayı değil, üretmeyi tercih ettik. Üretimimizin %80’den fazlası ihraç ediyoruz. Dünyanın en büyük zincir otellerinin çözüm ortağı olarak, dünyada son zamanlarda titanyum kaplama ürünlere olan ilginin ve talep artışının farkında olduğumuz için yatırımımızı bu alanda yaptık. Ancak yatırım amacımız KFK Metal’in sadece Hotelya için üretmesi değil. Bu teknolojiye yatırım yapma imkanı olmayan küçük ve orta ölçekli tüm üreticilerin bu teknolojiden faydalanmasını sağlamak” dedi.

“Üretim tesisimizi de büyüttük”

“Her üreticinin titanyum kaplama yapamamasının başlıca sebeplerinden ilki bunun için özel üretilmiş yüksek teknolojiye sahip makinelerin gerekliliği. Bu teknolojiye sahip olmak için gereken yatırımın dışında, konunun uzmanlığı ve doğru iş gücünün sağlanması da, aşılması gereken zorlukların arasında. Bu sebeple KFK Metal ile yapılan ortaklığın en değerli kısımlarından biri, 18 yıllık metal üretim deneyimini bünyemize katmamızdır. Yaptığımız maddi yatırım ile hem zamanlı olarak yurt dışında büyük bir pazarlama atağına geçtik. Dünyanın dört bir yanından, hedef kitlemizde bulunan 12 bini aşkın tekil kişi ile portföy ve çalışmalarımızı paylaştık, üretim gücümüzü, deneyimimizi ve yeni yatırımlarımızı anlatarak sektördeki varlığımızı hatırlattık. Mobilya sektöründe yaşanan daralmaya rağmen bu tanıtım süreci içinde birçok firmadan önemli geri dönüşler oldu ve normalleşmeyle birlikte devam kararı alan otel projelerinden birkaçının üretimine start verdik bile.”

Limon C Plus ile maksimum güç sizinle..Havalar nasıl olursa olsun Limon C Plus’ınız yanınızda olsun

Doğal maden suyu ile limonun zengin aromasının tek şişede buluştuğu Avşar Limon C Plus, enerjinizi yükseltirken lezzete doyuruyor. Limon C Plus, içerdiği C vitamini ile bağışıklık sisteminizi güçlendirerek vücut direncinizi artırıyor.

Sağlığın başkenti Afyonkarahisar’ın yer altı zenginliklerinden sofralarımıza ulaşan Avşar Maden Suyu, meyve aromalı tatlarıyla her öğüne eşlik ediyor. Eşlik ettiği tüm yemekleri birer ziyafete dönüştüren Limon C Plus, kış aylarına hazırlandığımız şu günlerde C vitaminini maden suyuyla birleştirerek yaklaşan soğuk havalara karşı güçlü bir kalkan görevi görüyor.

Avşar Doğal Maden Suyu Limon C Plus ile enerjiye doyacaksınız

Enfes tadıyla her anınıza keyif katan Limon C Plus, limonun o harika tadını yudumlarken c vitaminiyle gelen enerjiyi üst düzeyde hissetmenizi sağlıyor. Limon C Plus, mineral maddeler ile hazmı kolaylaştırmanın ötesinde gün içerisinde kaybedilen değerlerin geri kazanımını da destekliyor. Limon C Plus’ın mineral içeriğinde bulunan yüksek orandaki potasyum ise vücudun sıvı-elektrolit dengesini ideal hale getiriyor.  Avşar Limon C Plus; tekli, 6’lı ve 24’lü paketlerde satışa sunuluyor.

GTech ve Habib Bank’tan ezber bozan işbirliği
20 yıllık uzmanlığıyla veri teknolojileri ve bankacılık alanında katma değerli hizmetler ve çözümler sunan teknoloji firması GTech, Habib Bank ile sektörde ezber bozan bir projeye imza attı. Habib Bank’a sunulan çözümle, bankanın tüm bankacılık faaliyeti ihtiyaçları GTech tarafından karşılanıyor. Ülkemizde bir bankanın yerine getirmesi gereken bankacılık ekosistemi uygulamalarına çevrimiçi entegrasyonun da sağlandığı proje, Ana Bankacılık (Symphony Banking) uygulaması kapsamında tüm yurtiçi devlet kurumlarına sunulması gereken yasal raporlama ihtiyaçlarına da cevap veriyor.
1947 yılında Pakistan’da kurulan, Türkiye’de 1983’ten bu yana çalışmalarını sürdüren Pakistan’ın en büyük özel bankası Habib Bank, tüm bankacılık faaliyeti ihtiyaçları için çözüm ortağı olarak GTech’i tercih etti. GTech’in Habib Bank için gerçekleştirdiği proje kapsamında bankanın tüm bankacılık faaliyeti ihtiyaçları karşılanıyor. Bankanın müşteri kabulünden, her türlü nakdi/gayrinakdi kredi, mevduat, hazine, dış ticaret, nakit yönetimi, satış ve operasyonel işlemleri bu çözümle gerçekleştirilirken; Türkiye’ de yerleşik bir bankanın yapması şart olan bankacılık ekosistemi uygulamalarına (Swift, Eft, KKB, E-haciz vb tüm E-Devlet entegrasyonları vb…) çevrimiçi entegrasyon da sağlanıyor. Çözüm, Ana Bankacılık (Symphony Banking) uygulaması kapsamında Habib Bank tarafından tüm yurtiçi devlet kurumlarına sunulması gereken yasal raporlama ihtiyaçlarına da cevap veriyor. Ayrıca ana bankacılık uygulamasının diğer tüm teknik ve altyapı süreçleri de (gün sonu süreçlerine destek, uygulama altyapı bakım ve denetim işlemleri ve veritabanı bakımı) GTech tarafından sağlanıyor.

GTech Kurucu Ortağı ve CEO’su Mine Taşkaya, gerçekleştirdikleri projenin bir Türk firması olarak uluslararası alanda faaliyet gösteren bir banka tarafından tercih edilmesinin aynı zamanda sektörün gücünü gösterdiğini söyledi. Mine Taşkaya konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Sunduğumuz ana bankacılık uygulamasıyla Habib Bank, düşük maliyetli, kolay entegrasyon yeteneğine sahip, tamamen müşteri odaklı bir bankacılık uygulamasına geçiş yaptı ve süreçlerini kendi yönetebilir hale geldi. Dinamik ve kolay tasarlanabilen süreç yönetim, merkezi fiyatlama altyapısı, tek noktadan yönetilen ürün ve işlem yapısı sayesinde piyasa koşullarına ve yasal kurumların isteklerine çok hızlı adapte olabilen bir yapıya kavuştu. Tüm bu teknik artıların yanı sıra bizim için bu projeyi özel kılan bir başka noktanın da altını çizmek isterim: Habib Bank’ın GTech’e olan güveni ve verimli çalışmalarımız sayesinde, sektörde ezber bozan bir projeye birlikte imza atma fırsatını yakaladık. İşbirliğimizin temelinde yatan güven unsuru, bizim için paha biçilemez. Habib Bank’ın günlük hayatındaki tüm iş süreçlerini kolaylaştıran ve hata payını minimuma indiren bu değişimdeki cesaretinin, sektöre bir örnek teşkil edeceğine inanıyoruz.”
Habib Bank Türkiye Genel Müdürü Ayşe Şebnem Türkay, sektörde rekabeti sürdürmek ve daha uygun maliyet avantajı sağlaması nedeniyle GTech’i tercih ettiklerini belirtti. Ayşe Şebnem Türkay konuya ilişkin şu bilgileri paylaştı:
“GTech’in sunduğu Symphony Banking (Ana Bankacılık) ürünüyle Ticaret, Hazine ve Maliye Bakanlıkları, İçişleri Bakanlığı (MERNİS), Bankalar Birliği gibi entegrasyon noktalarındaki ihtiyaçlarımız başta olmak üzere; yasal raporlamalar, senaryo bazlı çalışan TMS (Transaction Monitoring System) ve MTF (Müşteri Tanı Formu) gibi formların elektronik ortamda takibi ve benzeri pek çok ihtiyacımıza tek noktadan çözüm sağladık. Öte yandan genel merkezimizin talepleri çerçevesinde sistemsel iyileştirmeler de gerçekleştirdik. Biz Habib Bank olarak, her sektörde rekabetin varlığına inanan ve destekleyen bir anlayışla faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu kapsamda GTech ile gerçekleştirdiğimiz işbirliği, sağladığı teknik donanım ve avantajların yanı sıra sektörde bilinen ve tercih edilen çözüm sağlayıcılara bir alternatif olarak da ön plana çıkıyor ve rekabet ortamını genişletiyor. Sektöre yeni bir soluk ve heyecan gelmesiyle ülkemizdeki bankacılık yazılımlarının da teknolojik kalitesinin artacağına, hizmeti sunanların ve alanların da bu durumdan son derece memnun olacağına inanıyoruz. Bu teknoloji firmaları, bizler ve ülkemiz için çok kıymetli ve birbirinden değerli oluşumlar. Her birine eşit mesafede durmakla beraber GTech, bu alanda uzun yıllardır faaliyet göstermesi, tecrübesi, bilgi birikimi ve yetişmiş insan kaynağıyla bir adım öne çıktı. Bu değişim de her değişimde olduğu gibi duygusal fırtınalarla başladı. Symphony Banking (Ana Bankacılık) sistemi, sunduğu kolaylıklar, imkanlar ve kabiliyetleri sayesinde tüm ekibimiz tarafından kısa zamanda benimsendi. Pandemi süreci her şeyi etkilediği gibi proje akışımızı da etkiledi ancak biz gemiyi sapasağlam karaya ulaştırmayı başardık. Süreçte emeği geçen herkese teşekkür ederiz.”

Aon Türkiye Trete bölümünü deneyimli isimle güçlendirdi
Sigorta ve reasürans brokerliği ile risk yönetimi danışmanlığı konularında Türkiye’de faaliyet gösteren Aon’da Trete Direktörlüğü görevine gelişen pazarlarda deneyimli Tolga Üreyen getirildi.
Risk, emeklilik ve sağlık konularında veri ve analizlerden faydalanarak profesyonel hizmetler sunan Aon Türkiye’nin Trete Direktörlüğüne Tolga Üreyen getirildi. Tolga Üreyen, ekibiyle birlikte sigorta ve reasürans şirketlerinin ve sigorta havuzlarının trete teklifleri, aktüeryal analizleri ile kotasyonları ve süreçlerini yönetecek.

Alcatel 1SE Türkiye’de satışa sunuldu
Alcatel 1SE, uzun ömürlü 4.000 mAh batarya, yapay zekalı 3 kamera ve 6.22 HD+ Geniş Ekran ile birlikte geliyor.
TCL Communication, temel akıllı telefon deneyimini tarzdan ödün vermeden sunan Alcatel 1SE’nin Türkiye’de satışa sunulduğunu duyurdu. Cihazda üç arka kamera, 6.22 inç ekran ve 4.000 mAh batarya bulunuyor.
3 kamerasıyla akıllı resimler çekebiliyor
Alcatel 1SE 13 MP yapay zekadan güç alan ana kamera, 5 MP süper geniş açılı kamera ve 2 MP derinlik kamerasıyla hem sabah hem de akşam hayatın en güzel anlarını en iyi şekilde yakalayabiliyor.
Ana kamerada bulunan Smart AI arka fon tespit etme özelliği sayesinde 12 farklı arka fonu tanıyarak fotoğrafın ışığını ve detaylarını buna göre iyileştirebiliyor. 5 MP süper geniş açılı kamera kadraja daha fazla alanın girmesini sağlarken, 2 MP kamera da profesyonel bir portre modu sunuyor.
Geniş ekranıyla üstün görsel deneyim
Alcatel 1SE’de bulunan 6.22 inç 19:9 HD+ Geniş Ekran, kullanıcılarını canlı renklerle karşılıyor. Aynı zamanda yüzde 87,7 ekran-gövde oranıyla kullanıcılar üstün görsel deneyime kavuşuyor. Tasarımına bakıldığında ise kullanıcıları önde 2.5D ekran, arkada da yansıma efekti sunan bir panel bekliyor.
Ultra hızlı işleme için yüksek performans
Alcatel 1SE’nin 4.000mAh bataryası, 33 saat duraksız müzik oynatma veya 8 saatlik video yayın imkanı sağlıyor. Sekiz çekirdekli işlemcisi sayesinde Alcatel 1SE, kullanıcılarının günlük iletişim, fotoğraf ve yoğun işlemci gücü gerektiren görev ihtiyaçlarını kolaylıkla karşılayabiliyor.
Cihazda yer alan özel Google Asistan tuşu da kullanıcılarının günlük işlerini kolay bir şekilde yapabilmelerini sağlıyor. Sadece bir tuşa basarak çalıştırılan sanal asistan sayesinde kullanıcılar işlerini sesli komut ile halledebiliyor.
64GB ROM ve 4GB RAM donanımlı versiyonu 2699 TL’den satışa çıkacak olan cihaz, gri ve yeşil renk seçenekleriyle piyasada yer alacak.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, Kayseri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Küresel Gazeteciler Konseyi, TSYD, TİMEF, AVKON, ADD üyesi, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği, Tüm Mücadele Sporları Derneği, Kayseri Spor Adamları Derneği, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü