Ekonomi-teknoloji-kültür-sanat-magazin haberleri (16.07.2020)
Milyon dolarlık tezgâhı satın alma, kirala!
Otomotiv yan sanayiye kiralama motivasyonu
Kovid-19 salgını pek çok sektörde çarkların durmasına ve üretimde ciddi daralmalara neden olurken, yaşanan nakit sıkışıklığı finansal anlamda hayatı kolaylaştıracak yeni modellerin gelişmesine neden oluyor. Tezmaksan güvencesi ile uygulamaya konulan makine kiralama finansman modeli, otomotiv yan sanayisini de kapsıyor ve jant, fren diskleri, rot rotille, knuckle el freni, motor aksamlarındaki piston, valf ve subaplara kadar pek çok malzemenin üretimi için gerekli olan tezgahların daha uygun fiyata kiralanmasını sağlıyor. Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, “Makine, robot her şeyi kiralıyoruz. Ürün gamımızda bulunmayan makineleri ise önce satın alıyor, sonra kiralıyoruz. Riski sanayici/yatırımcı için sırtlanıyoruz, hem bilançoları bozulmuyor hem de yeni teknoloji ile üretime daha rekabetçi ürünlerle devam edebiliyorlar” dedi.
Talaşlı imalat sanayiine CNC satış, servis, teknolojik danışmanlık, finansman, yazılım ve eğitim konularında hizmet veren, Türkiye’nin lider Avrupa’nın ise beşinci büyük markası Tezmaksan, hizmetlerinin kapsamını ‘kiralama’ ile genişletti. Bir süre önce uygulamaya koyduğu ve sonuçlarını yakından takip ettiği modelin başarıya ulaşması üzerine bu taraftaki çalışmaları Tezmaksan Teknoloji Kiralama Şirketi adı altında devam ettirme kararı alan marka, Kovid-19 salgınının da etkisiyle ciddi sorunlar yaşayan Türkiye sanayisine, tasarruf ederek üretim tezgâhlarını yenileme ve daha rekabetçi olmalarını sağlayacak yepyeni bir finansman modeli sunuyor.
Türkiye’de ortalama makine kullanım yaşı 18 ila 20 yıl
Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, modeli anlatmaya geçmeden önce Kovid-19 salgınının Türkiye ekonomisi ve imalat sanayisine etkisini şöyle değerlendirdi: “’Nakit kraldır’ klişesi salgında tekrar ön plana çıktı. Varlıklarınız güçlü, üretiminiz devam ediyor olsa bile nakdiniz yoksa işinizi sürdürebilmeniz mümkün değil. Türkiye gibi sermaye yeterliliği düşük, borçlanması yüksek bir ülkede nakdin ne kadar önemli olduğunu hepimiz yaşayarak görüyoruz. Yaşananlar kriz zamanlarında imalatın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha kanıtlanırken, yanı sıra Avrupalı firmalar içinde Çin’in alternatifsiz bir tedarikçi olamayacağı anlaşıldı ve Türkiye’nin bu tablodaki pozisyonunu çok daha iyi değerlendirilebileceği görüldü. Şunu anlamalıyız ki, uluslararası ihracat pazarlarında yer almak istiyorsak yatırımlarımıza devam etmeliyiz. Türkiye, işgücü açısından eskiden ucuz bir ülkeyken Endüstri 4.0 ile birlikte daha az insanla üretime geçilmesi bizim bu avantajımızı da yok etti diyebiliriz. Dolayısıyla verimli, yeni teknoloji ve inovasyon ile rekabete hazır olma gerçeği ile karşı karşıyayız. Türkiye’de ortalama makine yaşının yani makine kullanım oranının ortalama 18 ila20 yıl olduğunu düşünürsek yeni makine ve teknoloji yatırımı şart. Diğer taraftan Türkiye’de kazanç elde etmenin maliyeti, Türkiye’nin rekabet ettiği ülkelere göre hem daha pahalı, hem de vadeleri daha kısa. Bu yüzden biz özellikle ihracatçı üreticilerimize yatırımın maliyetini bilanço dışına çıkarabilecekleri kiralama modelini öneriyoruz”.
Milyon dolarlık tezgâhı satın alma, kirala!
Tezgâhlarda satın alma maliyetinin 30 bin dolardan başlayıp birkaç milyon dolara kadar çıkabildiğini söyleyen Aydoğdu, “CNC işleme merkezi, CNC torna, 5 Eksen CNC işleme merkezi gibi tezgâhlar; otomotiv, beyaz eşya, medikal, havacılık, savunma sanayi, kalıp başta olmak üzere Türkiye ihracatının lokomotif sektörlerinde kullanılıyor. Kovid-19 ile derinleşen nakit sıkışıklığı, artan maliyetler ve buna karşı oluşturulan finansman destekleri ya da teşvikler ne yazık ki yetersiz. Örneğin, geçen yıl yüzde 20 gibi oranlarla KGF desteği sağlandı, bugün faiz oranlarının yüzde 12 olduğunu düşünürseniz kredi kullananların hepsi zarar ediyor. Hal böyleyken, kiralama modelini kriz döneminin Türkiye’si için özellikle sanayide reform yapılması için dikkate değer bir model olduğunu görebiliriz. İmalat sanayisi için can simidi olan modelin, bütün riskini biz üstleniyoruz. Müşterilerimizden istediğimiz tek şey üretimlerine devam etmeleri” diye konuştu.
Otomotiv yan sanayi kiralama ile nefes alacak
Makine kiralama finansman modelinden otomotiv ve otomotiv yan sanayisinin büyük fayda sağlayacağını da sözlerine ekleyen Aydoğdu, “Türkiye otomotiv yan sanayide, direkt üreticilerin üretim bandına ya da yedek parça piyasası dediğimiz after market için güçlü bir tedarikçi konumunda bulunuyor. Araçlarda kullanılan jant, fren diskleri, rot rotiller, knuckle el freni, motor aksamlarındaki piston, valf ve subaplara kadar her şey ana sanayiler için üretiliyor ve ihraç ediliyor. Bunun haricinde tampon, ön konsol, far, ayna gibi plastik parçaların kalıpları da Türkiye’de üretiliyor ve bazen basılıp montajlı yollanıyor. Bu anlamıyla Türkiye güçlü bir otomotiv yan sanayisine sahip. Bununla birlikte yan sanayide kullanılan tezgahlar 30.000 dolardan başlayıp 1 milyon Euro’ya kadar çıkıyor. Bu anlamıyla ciddi makine yatırımlarının gerektiği bir sektör ve genelde aracın modeli yenilenene kadar proje bazlı kontratlar yapılıyor. Olası krizlerde sipariş azalması olduğunda makinalar kapasitesinin altında çalışıyor ve kar üretemez hale geliyorlar. Bu gibi riskleri bertaraf etmek için kiralama modelini öneriyoruz. Ayrıca kira bedelleri direkt vergiden düşülebildiğinden bu gibi dönemlerde bilançoyu da daha güzel hale getiriyor” değerlendirmelerinde bulundu.
Satın alma prosedürleri, bakım güçlükleri ve atıl ürün problemleri ortadan kalkıyor
Hakan Aydoğdu kiralama modelinin geliştirilmesinde sanayide gözlemledikleri bir takım teknik sorunların etkili olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: “Türkiye’deki işletmeler çoğu zaman en donanımlı cihazı satın almalarına rağmen maalesef satın aldıkları cihazın kapasitesini gerektiği gibi kullanmadıklarından ‘atıl kapasite’ sorunuyla karşılaşıyor. Kiralama modelinde satış mühendisimiz en iyi veya en pahalı tezgâhı değil, yapılmakta olan iş için en uygun tezgâhı öneriyor, dolayısı ile müşterimiz kiraladığı tezgâhı en efektif biçimde kullanıyor. Yanı sıra özellikle orta ve büyük işletmelerin satın alma süreçleri oldukça uzun ve sıkıntılı. Müşterilerimiz her satın almada yaşadıkları sıkıntı dolayısıyla satış sözleşmelerine yani maddeler eklemek ve sözleşmeleri uzatmak zorunda kalıyor. Kiralama modelinde ise Tezmaksan olarak risklerin büyük çoğunluğunu kendi üzerimize alıyoruz ve bu müşteri açışından büyük bir konfor alanı yaratıyor. Öte yandan kiralama ile müşterilerimize tezgâhları çalıştırmayı taahhüt ediyoruz ve kiralama müşterilerinde bakımsızlıktan dolayı herhangi bir iş kaybı yaşanmıyor.”
160 makine ile 11 milyon dolarlık portföy ve 12,5 milyon dolarlık tasarruf oluştu
Şu ana kadar 160 makine kiraladıklarını 11 milyon dolarlık portföy oluşturduklarını aktaran Aydoğdu, makine tezgahlarını yenileyenlerin 10,5 milyon doları yatırımdan,2 milyon doları da vergiden olmak üzere toplam 12,5 milyon dolarlık tasarruf elde ettiklerini söyledi. Pandemi ile birlikte kiralama modeline talepte yüzde 20’lik artış yaşandığını aktardı. Aydoğdu’nun verdiği bilgiye göre, beyaz eşya, medikal, havacılık, savunma sanayi, kalıp, beyaz eşya başta olmak üzere Türkiye ihracatının lokomotif sektörlerinde kullanılan tezgah ve robotların kiralamasını yaptıklarını, bünyelerinde olmayan modellerin talep edilmesi halinde ise önce satın alma sonra kiralama işi yapıldığını söylüyor. Şirketler kiralama bedellerini vergiden düşürebildikleri gibi harcama kalemlerinde yüzde 8 ila 10 arasında bir paya sahip olan makine bakım maliyetinin ise kiralamada sıfıra indiğini aktaran Aydoğdu, “Günümüzde makine tarafında teknolojik yeniliğin süresi 4-5 yıla düşmüş durumda. Bu model ile markalar hem yeni teknolojiye sahip oluyor, hem de kira ödeyerek katma değeri yüksek üretimler gerçekleştiriyor. En az bir aylık en fazla 84 aylık kiralama yapmak mümkün. Proje bittiğinde ve aldığınız yeni iş farklı bir teknoloji gerektirdiğinde tek yapmanız gereken şey; değiştirmek” diye konuştu. Aydoğdu, kiralamada servis ve bakımı ücretsiz üstlendikleri için ürünün ikinci el kullanımının mümkün olduğunu ve ikinci elde kiralamanın çok daha hızlı gerçekleştiğini de sözlerine ekledi.
Kiraz ihracatı 200 milyon dolara gidiyor
Türkiye’nin üretiminde dünya lideri olduğu kirazda ihracat rekora koşuyor. 2020 yılında 190 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandıran kiraz ihracatçıları, sezon sonuna kadar 200 milyon doları aşmayı hedefliyor. Türkiye’nin 2019 yılına ait olan 182,6 milyon dolarlık ihracat rekor rakamı şimdiden geçildi.
Ege İhracatçı Birlikleri verilerine göre; Türkiye 1 Ocak 2020 tarihinden bugüne 70 bin ton karşılığı 190 milyon dolarlık kiraz ihraç etti. Geçen yılın aynı dönemindeki ihracatımız ise 70 bin ton karşılığı 166 milyon dolardı.
Türk kirazı yüzde 15 değerlendi
Türk kirazının ihracatının miktar bazında geçen yılki seviyesini korurken, değer bazında yüzde 15 daha katma değerli ihraç edildiğini dile getiren Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, kiraz ihracatında 2019 yılında 182,6 milyon dolarlık tutarla Türkiye tarihinin en yüksek ihracat rakamına ulaştıklarını, 2020 yılının geride kalan diliminde bu rekoru kırdıklarını, sezon sonunda 200 milyon doları aşarak bu rekoru daha da geliştireceklerini kaydetti.
Rengi ve tadıyla yaz mevsiminin vazgeçilmez meyvelerinden biri olan kirazın güçlü bir antioksidan kaynağı olduğunu, içerisinde barındırdığı A, C ve K vitaminleri sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirdiğini dile getiren Uçak, “Kiraz özellikle Çin’de zenginliğin ve cömertliği temsil ediyor. 2020 yılında Çin ve Hong Kong’a kiraz ihracatımız yüzde 50’lik artışla 5,2 milyon dolardan 8 milyon dolara çıktı. Önümüzdeki yıllarda Uzakdoğu’ya kiraz ihracatımızın daha da artmasını bekliyoruz. Yeni start verdiğimiz Taze Kiraz, Üzüm ve Nar Ürünlerinde Hedef Pazarlar URGE Projemizle Uzakdoğu pazarında Çin, Japonya, Güney Kore, Hindistan, Endonezya, Singapur ve Vietnam’ı hedef pazar olarak belirledik. Bu ülkelerde yapacağımız pazarlama faaliyetleriyle 2020 yılı için belirlediğimiz 1 milyar dolar ihracat hedefine ulaşacağız” şeklinde konuştu.
Kirazda rekabet çetin yaşandı
Dünya genelinde geniş bir coğrafyada kiraz üretiminin yapıldığı bilgisini veren Başkan Uçak; “En büyük ihraç pazarlarımızdan Rusya’da Yunanistan, İran, İtalya, Özbekistan, Sırbistan, Romanya, Moldova ve İspanya ile rekabet ediyoruz. Lojistik fiyatlarımızdan yükselen maliyetler nedeniyle Türk kirazının fiyatı diğer ülkelere göre yüksek kaldı, çetin bir rekabet yaşandı. İhracatta sezon başında beklediğimiz artışın biraz gerisinde kalsak da, başarılı bir sezonu geride bırakıyoruz. Pandemi döneminde üreticimizin yüzünü güldüren, bu rekora katkı koyan tüm ihracatçılarımızı kutluyorum” diyerek sözlerini noktaladı.
Türk kirazını en çok Almanlar ve Ruslar tercih etti
Türkiye, 1 Ocak – 13 Temmuz 2020 döneminde en çok kirazı 79 milyon dolarlık tutarla Almanya’ya yaparken, Rusya, 42 milyon dolarlık Türk kirazı tercihi ile listenin ikinci sırasında yer aldı. Avusturya ise; Türkiye’den 13 milyon dolarlık kiraz ithal etti. Bu ülkeleri Norveç, Hollanda, İtalya, Hong Kong, İsviçre, Çin, Danimarka ve İngiltere izledi.
YENİ NORMALİN YENİ SAKAL TARZLARI
Karantina günleri şüphesiz ki erkekler için yeni bir deneyimin önünü açtı. Tarzına ve dış görünüşüne dikkat eden erkekler, berberlerin kapalı olduğu bu dönemde bir tıraş makinesi edinerek evde kendi tarzını yarattı. Peki yeni normalle birlikte hangi sakal modelleri ön plana çıktı? Dünyaca ünlü kişisel bakımın vazgeçilmez markası Remignton’ın uzmanları yeni normalin yeni tarzlarını değerlendiriyor.
Pandemi sürecinde zamanımızın birçoğunu evde karantinada geçirirken bazı yeni arayışlara da girdik. Yeni hobi arayışında kimi mutfakta yeni denemelerde bulunurken kimi de saçında ya da sakalında yeni görünümler yarattı. Özellikle erkekler en sadık ziyaretçisi olduğu berberlerin kapalı olduğu bu dönemde aynanın karşısına geçip kendi tarzını yaratma fırsatı buldu. Peki karantina günlerini geride bıraktığımız bu günlerde yeni normalin yeni sakal tarzları hangi modeller oldu?
Doğal Kısa Sakal
3 günlük sakal olarak da bilinen doğal kısa sakal, sakal bakımına ayıracak fazla zamanı olmayanlar için oldukça pratik bir sakal stilidir. 3 mm uzunluğunda sakal stili olan doğal kısa sakal özellikle küçük ve bebek yüzü olan erkekler için mükemmel bir seçimdir. Çünkü doğal kısa sakal tarzı diğer sakal tarzlarına göre daha az ilgi ister ve sadeliğiyle her ortam için uygundur.
Minimal ve keskin bir görünüme sahip olan doğal kısa sakal yaratmaksa oldukça kolaydır. Tıraş makinesinin tarakları sayesinde sakalın yoğun olduğu bölümleri 3mm’ye kadar kısaltmak, boyunda ve yanaklarda kalan başı boş tüyleri ise tıraş makinesinin düzelticisi ile temizlemek iyi bir görünüm elde etmek için yeterli olacaktır.
Keçi Sakal
Her dönemin vazgeçilmez sakal modeli olan keçi sakalı yalnızca çene bölümündeki sakalların uzatılmasıyla yaratılan bir tarzdır. Ev ortamında da kolayca yapılabilecek bir model olan keçi sakalı, yüzün daha ince görünmesini sağlar ve özellikle kıvırcık saçlı erkekler için ilgi çekici bir modeldir. Çok yaygın olarak tercih edilen keçi sakalı bakıma ve ilgiyi de oldukça ihtiyaç duyar. Bu nedenle dönem dönem sakalın çevresi temizlenmelidir. Keçi sakalını ortaya çıkarmak için sakalın çevresindeki temizlemek için tıraş makinesi başlıksız olarak tercih edilebilir.
Tek Biçimli Tam Sakal
Tam sakal, tüm sakal stilleri arasında en çok ilgiye ve bakıma ihtiyaç duyan sakal modelidir. Devamlı bakım yapılmaması durumunda sakalın formunda bozulmalar meydana gelir. Ancak doğru bakılmış ve sürekli ilgilenilmiş tam sakal modeli her erkeğe çekicilik ve özgünlük katar. Özellikle yüz şekli oval olan erkekler için doğru bir tercih olan tam sakalın uzunluğu simetrik şekilde olmaktadır. Tek biçimli tam sakal modelinde bıyık ve sakal birbirine karışmış durumdadır. Sakalın çeneden uzunluğu ise ortalama 5 cm. kadardır. Tıraş makinesinin uzun sakallar için uygun olan başlığı ile sakala simetrik bir görünüm verilebilir, tıraş makinesi düzelticisi ile de istenmeyen tüyler temizlenerek temiz görünüm elde edilebilir.
Sakal Stili İçin İhtiyaç Duyulan Her Şey Bir Arada
Arzu edilen sakal modellerinden birini elde etmek için ihtiyaç duyulan tek şey çok fonksiyonlu bir tıraş makinesidir. Bunun için de dünyanın ilk elektrikli tıraş makinesinin mucidi Remington’ın çok fonksiyonlu ürünü Graphite G5 Kişisel Bakım Kiti tercih edilebilir. Graphite G5, sahip olduğu 9 çok yönlü başlığı ile şekil vermekten kısaltmaya kadar tüm çözümleri bir arada sunmaktadır. Bunun yanı sıra grafit kaplama ve kendi kendine bilenen bıçakları, 90 dakikalık kablosuz kullanımı ve pilin ne zaman azaldığını gösteren 2 aşamalı led ışığı sayesinde tıraş deneyimini en üst noktaya çıkarmaktadır. PG5000 Graphite Serisi G5 Kişisel Bakım Kiti Satış Fiyatı: 579,90 TL
KolayPeyk ile iş kanunları kapsamındaki kayıt ve belgeler cepte
İş kanunları kapsamındaki kayıt ve belgeleri resmi evrak olarak dijitalleştiren KolayPeyk, işletmelerin işlerini kolaylaştırmaya ve değer katmaya katmaya devam ediyor. KolayPeyk platformu sayesinde, işletmeler yasal dayanaklara uygun bir şekilde tebliğ ve tebellüğlerini personellerine yapıyor. Çalışanlar da, firmasından kendilerine gönderilecek olan tüm bildirimleri, rahatça evlerinden cep telefonlarıyla “zaman damgalı” olarak onaylıyor ve istedikleri dönemlerde de bordro gibi tüm bildirimlerini arşivden yeniden görüntüleyerek, ulaşabiliyorlar. Kolaysoft Teknoloji AŞ firmasının KolayPeyk ürünü ile, içinde bulunduğumuz salgın günlerinde de, personele yapılacak duyuru, yazışma, bildirimler ve bu bildirimlere cevap alınması gibi konularda yaşanabilecek olası sorunların da önüne geçilmiş olunuyor.
Pandemide, dünyaya çözüm olarak sunulan bir ürün oldu
İş dünyası için yenilikçi bir yazılım çözümü olan KolayPeyk platformu hakkında bilgiler veren Kezban Boztürk, şunları kaydetti:
“ KolayPeyk ürünümüz, IASP (Uluslararası Teknoparklar Birliği)’nden onay alan Türk yazılımı olarak global platformdaki yerini aldı. IASP’nin bünyesinde, 74 ülkede 150 bini yakın ar-ge firması bulunuyor. IASP tarafından, global iş dünyasına örnek bir Türk yazılım ürünü olarak gösterilmenin haklı gururunu yaşıyoruz. KolayPeyk ürümüze, ülkemizin yanı sıra, Avrupa ülkelerinden son dönemlerde yoğun bir ilgi gerçekleşiyor. İçinde bulunduğumuz pandemi nedeniyle, dünya genelinde evden çalışmanın yaygınlaştığı günümüzde, firmalar çalışanlarına iletecekleri tüm evraklarını (bordro, ücret hesap pusulası, izin, KVKK, iş güvenliği vb), KolayPeyk platformu üzerinden yasal, geçerli ve güvenli olarak, dijital ortamda yapmaktadırlar” dedi.
KolayPeyk, işverenlerin yükümlülüklerini kanuni açıdan ispatlamalarını sağlarken, ayrıca %90’nın üzerinde işverenin aleyhine sonuçlanan davaların da önüne geçilmesine imkan sağlıyor. Firmalar, çalışanlarına yaptıkları yazılı bildirimleri KolayPeyk ürünü üzerinden yaptıklarında, mevzuatta öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmiş olmaktadırlar ve zaman damgalı olarak gönderilen tüm belgeler, resmi evrak niteliği taşımaktadır.
Markanız 360 derece koruma altında
- İsimtescil.net, marka tescil hizmetiyle sınaî mülkiyet haklarını güvence altına alıyor
Hem girişimciler hem işletmeler hem de hedef tüketicilerin algısını yönetmek için güvenilir bir marka olmanın önemi herkes tarafından biliniyor. Marka adından slogana, amblemden logoya, web sitesinden faaliyet türünün tanımlanmasına kadar her detay kurumsal kimliğin yapı taşları olarak kabul görüyor. Pek çok sektörün ve kurumun kıyasıya rekabet ettiği bir sahada rakipler arasında farklılaşmayı sağlayacak marka mülkiyetinin tescillenmesi ve koruma altına alınması da bir zorunluluk haline geliyor. İsimtescil.net; Marka Tescili başta olmak üzere, bir markayı dünya çapındaki tehditlere karşı koruyarak ve süreçleri en iyi biçimde yöneterek 360 derecelik hizmet zenginliği sunuyor.
İsimtescil.net’in sağladığı tescil işlemleri ü Marka Belge Düzenleme ü Marka Savunma ü Marka Yayına İtiraz ü Karara İtiraz ü Marka İzleme ü İzleme Sonrası Bülten İtirazı ü Marka Yenileme ü Yurt Dışı Marka Tescili ü Adres Değişikliği ü Unvan Değişikliği ü Nevi Değişikliği ü Marka Devir ü Lisans İşlemleri ü Marka Tescil Belgesi Sureti Düzenleme ü Cezalı Yenileme ü Marka Geri Çekme/İptal ü Barkod Danışmanlığı
|
556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesine göre markaların yetkili kurum ve kuruluşlar ile tescil ettirilmesine yani kayıt altına alınarak korunmasına “Marka Tescili” adı veriliyor. İsimtescil.net; markanın başvurusundan hukuki süreçlere, marka araştırmaları ve analizlerinden markaların ticari bir değere dönüştürülmesine kadar geçen her aşamada 360 derecelik hizmet zenginliği sunarak sınai mülkiyet haklarını güvence altına alıyor.
Marka Tescili neden önemlidir?
Ürün veya hizmetlerin hedef kitleye nasıl sunulacağını belirledikten sonra şirketler, kurumsal kimliklerini yapılandırıyorlar ve özel isimlere, logolara veya tasarımlara sahip oluyorlar. Bu özel yapılanmalar, markayı tanımlıyor ve şayet aynı veya çok benzer bir isim, logo ya da tasarım farklı bir marka tarafından da kullanılıyorsa markanın tüketiciler nezdinde özelleşmesi mümkün olmuyor. Kısacası ticari marka; grafiksel olarak gösterilebilecek ve çeşitli ürün veya hizmetlerle ilişkili olarak kullanılabilecek benzersiz ve ayırt edici nitelikte bir kelime, kelime öbeği, resim veya her ikisinin kombinasyonu ile ortaya çıkıyor. Bu doğrultuda, markanın kime ait olduğunu belgelendirme şekli olan Marka Tescili, en önemli sınaî haklardan biri olduğu için birçok kurum ve şirket tarafından başvurulan bir kayıt altına alma işlemi olarak karşımıza çıkıyor.
Tescil sürecinin aşamaları
Bir ticari markayı tescil etmek için korumaya ihtiyaç duyulan ülkenin Patent Ofisine tescil için başvuruda bulunulması şart. Birçok ülkede bu bağımsız olarak yapılabiliyorken, uzmanlarla ilerlemek en güvenilir sonucu doğuruyor. İsimtescil.net, ilgili tüm süreçlerde fikri mülkiyet koruması noktasında marka sahibini sistematik bir biçimde temsil ediyor.
Marka tescil başvurusu yapılmadan önce mutlaka marka benzerlik araştırması yapılıyor. Marka benzerlik araştırması olumlu olan markaların, ilgili dilekçe ve belgelerle Türk Patent Enstitüsüne girişi sağlanıyor. Türk Patent Enstitüsüne (TPE) girişi yapıldığı gün, tarih ve saat olarak markanın koruması başlıyor. Marka bu aşamadan sonra uzman incelemesine gidiyor ve herhangi bir olumsuzluk söz konusu olmazsa her ay Türk Patent Enstitüsü tarafından yayımlanan markalar bültenine çıkıyor. Bültende kalma süresi 4 ay olup, bu süreç sonunda herhangi bir itiraz ile karşılaşılmazsa, marka tescil belgesi düzenlenip marka sahibine gönderiliyor. Bir markanın tescili toplamda 12-14 ay sürüyor.
Bedelsiz marka koruma takip sistemi
Bir markanın tescil edilmiş olması taklit edilemeyeceği veya marka hakkının ihlal edilemeyeceği anlamını taşımıyor. Markanın taklidi her an ortaya çıkabileceğinden koruma altına alınan markanın mutlaka takip edilmesi gerekiyor. Aynı ya da ayırt edilemeyecek derecede benzer markaları tespit etmek yapmak ve bu hususta itiraz etmek profesyonel merciler tarafından yapılması gerektiğinden İsimtescil.net yazım veya ses benzerlikleri olan marka başvurularını tespit ederek Türk Patent Enstitüsüne itirazda bulunuyor ve haksız tescili engelliyor. Yapılmış başvurular İsimtescil.net tarafından takip edilerek aylık olarak raporlanıyor ve istenildiği takdirde itirazlar bulgu, veri ve kanıtlar sağlandıktan sonra süresi içinde hizmet bedeli alınmadan sağlanıyor.
İsimtescil.net, kullanıcılara ilgili markanın hangi sınıflarda tescile uygun olduğunu hiçbir araştırma ücreti ödemeksizin öğrenebilme hizmeti de veriyor. Marka tescil süreçleri https://www.isimtescil.net adresinden online olarak gerçekleştirilebiliyor.
Girişimcilik Vakfı Fellow 2020 başvuruları 26 Temmuz’a kadar uzatıldı
Türkiye’de girişimcilik ekosistemini geliştirmek ve gençlere ilham vermek üzere kurulan Türkiye Girişimcilik Vakfı’nın Fellow 2020 Programı için başvuru süresi 26 Temmuz oldu. Türkiye İş Bankası ana sponsorluğunda düzenlenen programa başvuran üniversite öğrencileri; bir yıl boyunca 500 TL burs alma, girişimcilik alanında ilham kaynağı olan rol modellerle tanışma, girişim elçileri olarak farklı etkinlik ve projelerde yer alma ve uluslararası girişim ağına katılma şansına sahip olacak.
Hibrit Model ile hem online hem de offline olarak içeriklere, uzmanlara, eşsiz bir networke erişebilme ve yenilikçi metotları deneyimleyebilme şansına sahip olmak üzere Fellow 2020 Programı’na katılmak isteyen öğrenciler, 26 Temmuz’a kadar www.girisimcilikvakfi.org adresindeki başvuru formunu doldurarak başvurularını gerçekleştirebilecek.
Programın seçim süreci
Dünyada ve Türkiye’de eşi benzeri olmayan, bilimsel ve yenilikçi seçim süreci beş aşamadan oluşuyor. Önce online doldurulan CV’ler puanlanıyor, ikinci aşamada Girişimcilik Vakfı Fellow Programı’na dâhil olmak için “Motivasyonun ne?”, “Neden bu programda olmalısın?” sorularının cevaplarının anlatıldığı, maksimum üç dakikalık bir YouTube videosu hazırlanıyor. Ardından adaylar ön seçim komitesi ile online olarak mülakat yapıyor. Sonrasında beş dakika süren Visual Questionary ve ardından yönetim kurulu üyeleriyle yüz yüze mülakat gerçekleşiyor.
Fellow Programına kimler başvurabilir ?
Fellow Programına, Türkiye’de ikamet edip T.C. vatandaşı olan, bir üniversiteye girmeye hak kazanmış ve kayıt yaptırmış, üniversitelerin 1, 2, 3 ve 4. sınıflarında okuyan 17 – 24 yaşları arasındaki tüm gençler katılabiliyor.
Gençleri neler bekliyor?
Fellow Programı’na katılma şansı bulan gençler, program kapsamında ulusal ve uluslararası bir ağın parçası oluyor. Her iki ayda bir rol model alabilecekleri başarılı girişimcilerle bir araya gelerek onların hikâyelerinden ilham alma fırsatını yakalayacak olan girişimci adayları, üniversitelerinde girişim elçileri olarak görev alıyor. Seçilen Fellow’ların en önemli misyonları arasında kendi çevrelerinde girişimcilik kültürünü yaymak, çarpan etkisi yaratmak ve Girişimcilik Vakfı’nın “giveback” felsefesi doğrultusunda toplumdan aldıkları destekle kazandıkları deneyimi yine toplumla paylaşarak başarıyı çoğaltmak bulunuyor. Seçim sürecini başarıyla tamamlayan Fellow’lar aynı zamanda program kapsamında bir yıl boyunca aylık 500 TL burs almaya hak kazanıyor.
FellowUp etkinliklerinde tematik içerikler üzerine alanında uzman kişiler misafir ediliyor. Uzmanların çalışma alanlarındaki başarıları ve kendi öğrendiklerini gençler birinci elden dinliyor. Programa katılan gençler, istedikleri alanlarda kendilerini geliştirebilmeleri için çeşitli uzaktan eğitim araçlarına ve programlarına katılabiliyor. Ayrıca Fellowların kendi girişimlerini hayata geçirebilmeleri için ihtiyaç duyabilecekleri çeşitli hizmetlerden ücretsiz veya indirimle yararlanabilecekleri destekleri içeren GBOX da program boyunca erişime açık oluyor. Gençlerin girişimcilik ekosistemi içerisinde farklı etkinliklere katılabilmeleri ve farkındalık yaratıp kendi dünyalarına olumlu etki edebilmeleri için fuar, kongre ve atölyelere davet ediyoruz. GİRVAK, kurumsal işbirlikleri geliştirerek Fellowlarının inovasyon takımlarına, staj programlarına ve girişimcilik yarışmalarına katılımlarını kolaylaştırıyor.
Girişim Elçileri
Fellow Programı’na seçilen üniversite öğrencileri hem programdan aldıkları ilhamı çoğaltmak hem de çarpan etkisi ile girişimcilik kültürünü yaygınlaştırmak için üniversitelerinde girişimcilik etkinlikleri düzenliyorlar. Fellow’lar Giveback kültürünün bir aşaması olarak katıldıkları her etkinlikten ve kendi deneyimlerinden yılda en az 3 blog yazısını Girisimle.com adresine yazıyorlar.
Toyota’dan “Kontrolsüz Hızlanma” Kazalarının Önüne Geçecek Yeni Sistem
Toyota, gaz pedalına istemsiz basılarak yaşanan kazaları önlemek adına yeni araçlara kademeli olarak “Artı Destek” sistemini ekleyeceğini duyurdu. Yeni sistem, sürücünün gaz pedalına istemsiz olarak bastığını algılayarak sesli ve görsel olarak uyarı verirken aynı zamanda aracın kontrolsüz olarak hızlanmasını engelliyor. Toyota ayrıca mevcut araçlara da “Gaz Pedalına Kazara Basma Kontrolü Sistemi II” teknolojisini adapte ederek daha fazla güvenlik sunmaya hazırlanıyor.
“Kontrollü Hızlanma Fonksiyonu” sistemini geliştirdiğini açıklayan Toyota, gaz pedalına yanlışlıkla basılarak oluşan kazaların önüne geçilmesini veya hasarın şiddetini azaltmayı hedefliyor. Marka 1 Temmuz’dan itibaren bu sistemi yeni araçlar için “Artı Destek” adıyla sunmayı planlarken, mevcut araçlar için ise “Gaz Pedalına Kazara Basma Kontrolü Sistemi II” ile adapte edecek.
Hızlanma ünitesindeki hata kaynaklı kazaların engellenmesi ve zararın olabildiğince azaltılması amacıyla Toyota ilk olarak, 2012 yılında Akıllı Mesafe Sonarı’nı (ICS) devreye almıştı. 2018’den bu yana ise “Gaz Pedalına Kazara Basma Kontrolü Sistemi’ni” kullanmaya başladı. Mevcut sistemde sensörler duvar veya cam gibi engelleri algılayarak kontrolsüz gaz pedalına basılmasıyla yaşanacak kazaları önlüyor. Toyota’nın elde ettiği verilere göre ICS, gaz pedalının kontrolsüz kullanılmasıyla oluşabilecek tüm potansiyel kazaları yüzde 70 oranında engelleyebiliyor.
Sürdürülebilir turizme, Geberit imzası
Günümüzde hızla artan turist sayısı, birçok çevre problemini de beraberinde getiriyor. Konaklama ve altyapı gibi ihtiyaçlar için doğal güzelliklerin tahribatının engellenmesi adına ‘sürdürülebilir otelcilik’ yatırımı yapan otel işletmeleri, otelin ilişkili olduğu tüm alanları sürdürülebilir çevre politikası üzerine kuruyor. Bu bilinç ışığında çalışan Geberit, Four Seasons Serengeti Lodge projesinde kullandığı Kombifix Geberit gömme rezervuar, pisuvar deşarj sistemleri ve Pluvia çatı drenaj sistemi sayesinde tüm otelin, su ve enerji tasarrufu sağlamasına yardımcı olarak sürdürülebilir bir geleceğe destek veriyor.
Çevre sorunlarının artmasıyla 21. yüzyıla damgasını vuran ‘sürdürülebilirlik’, otelcilik sektörünü de yakından ilgilendiriyor. Çevreye/ekolojiye verilen zararların tamamı, tüm iş dünyasını sürdürülebilirlik çatısı altında birleştirdiği gibi otellerde de yeni bir devri başlatıyor. Öte yandan doğal yaşamın devam ettirilip doğal miras ve biyolojik çeşitliğin tahribat görmemesi için çevresel kaynakların optimal kullanımının sağlanması gerekiyor. Bu bilinç ışığında projelendirilen ‘Four Seasons Serengeti Lodge Projesi’ kapsamında Geberit, son teknolojiyi kullanarak geliştirdiği ürünleriyle işletmelerin işlerini kolaylaştırıyor.
“Büyük miktarlarda suyun güvenli bir şekilde tahliyesini sağlıyoruz”
Geberit’in tüm iş süreçlerini sürdürülebilir bakış açısıyla gerçekleştirdiğini belirten Geberit Türkiye Ürün Müdürü Fikret Gençgel, ulusal parkın tam ortasında 77 suitten oluşan Four Seasons Serengeti Lodge Projesi’nde yer almaktan çok mutlu olduklarını söyledi. Bugüne kadar yaptıkları projelerde olduğu gibi Four Seasons Serengeti Lodge Projesi’nde de sürdürülebilir bakış açısına uygun ürünleri kullandıklarını belirten Gençgel, “Geberit olarak projenin çatı drenaj sistemleri kapsamında Geberit Pluvia ürünümüzü kullandık; çünkü büyük çatı alanlarının drenajı modern, endüstriyel, ticari ve yüksek yapılarda daha da önemli bir iş haline geldiğini ve birçok ülkede ulusal mevzuata ve standartlara tabi tutulduğunu biliyoruz. Öte yandan bölgede sık sık görülen yoğun yağışlar nedeniyle de oluşabilecek su baskınları tatilcileri rahatsız edebiliyor. Bu nedenle Geberit Pluvia drenaj sistemi, negatif basınçlı çatı süzgeci, güçlü ve çok yönlü HDPE deşarj borularıyla, büyük miktarlarda suyun güvenli bir şekilde tahliyesini sağlayarak otelin su ve enerji tasarrufu sağlamasına yardımcı oluyoruz” dedi.
Proje kapsamında kullanılan her ürünün, ileride oluşabilecek sorunlara da çözüm önerisi getirmesi gerektiğinin altını çizen Gençgel, Geberit tecrübesi ve kalitesiyle ortaya çıkan Four Seasons Serengeti Lodge Projesi’nde tuğla duvar konstrüksiyonu için çözüm odaklı bir ürün olan Geberit Kombifix gömme rezervuar ürününü de kullandıklarını ve çift kademeli kumanda kapakları sayesinde su tasarrufu sağladıklarını belirtti.
TOTAL’in yeni distribütörü Başbuğ Oto Yedek Parça
TOTAL Madeni Yağları, Türkiye’nin en büyük yedek parça dağıtım şirketlerinden Başbuğ Oto Yedek Parça ile iş birliği yaptı. TOTAL, İstanbul Avrupa Yakası 1. Bölge ve Trakya Bölgesi satış, pazarlama ve dağıtım faaliyetlerine yeni distribütörü Başbuğ Oto Yedek Parça A.Ş. ile devam edecek.
Türkiye’de 30 yıldır madeni yağ üretimi ve pazarlaması konusunda faaliyet gösteren TOTAL, Türkiye’nin en büyük yedek parça dağıtım şirketlerinden biri olan Başbuğ Oto Yedek Parça A.Ş. ile yaptığı anlaşmayla satış ve pazarlama ağını daha da güçlendirdi. 1974 yılında İstanbul Aksaray’da FORD Anadol marka otomobillerin yedek parçalarının perakende satışı ile ticaret hayatına başlayan ve ilerleyen yıllarda başarısıyla ürün çeşitliliğini artırarak günümüzde çok sayıda otomotiv üreticisinin yedek parçalarının perakende satışını yapan Başbuğ Oto Yedek Parça, TOTAL ile başlayan yeni iş birliği sayesinde faaliyet alanına madeni yağ satış, pazarlama ve dağıtımını da ekledi. Nisan 2020 itibariyle başlayan iş birliği kapsamında Beşiktaş, Beyoğlu, Bakırköy, Sarıyer, Şişli ve Tekirdağ, Edirne, Çanakkale gibi büyük il ve ilçeleri de kapsayan bölgede satış, pazarlama ve dağıtım operasyonlarını yürütecek.
Dünyanın en büyük 4 enerji şirketinden biri olarak 130’dan fazla ülkede faaliyet gösteren TOTAL, alanında uzman satış ve servis altyapısına sahip yeni distribütörü Başbuğ Oto Yedek Parça A.Ş. vasıtasıyla uzun yıllardır TOTAL ve ELF markalarıyla çalışmayı tercih eden iş ortaklarına kesintisiz ve en üst kalitede servis sunmaya devam edecek.
İstanbul Avrupa’nın batısı ve Trakya’yı içine alan bölgenin otomotiv yağları pazar hacmi bakımından Türkiye’nin en yüksek tonajlı ve zorlu bölgelerinden biri olması sebebiyle TOTAL, pazarın ürün ve hizmet kalitesi ve geri planda bu hizmeti sağlayacak teknolojiye ilişkin beklentisini de buna paralel yüksek bir seviyede tutuyor ve hizmet ağlarını güçlü dağıtım şebekesine sahip distribütörler ile güçlendirerek, İzmir Menemen’de üretilen son teknoloji ürünleri daha fazla kullanıcıya ulaştırmayı hedefliyor. Gerçekleştirilen yatırımlar ve yenilikçi pazarlama faaliyetleri sayesinde Türkiye madeni yağlar pazarında kayda değer bir büyüklüğe ulaşan TOTAL, Türkiye’de üretilen her 2 araçtan 1’inde TOTAL madeni yağları veya antifrizlerinin kullanılmasından gurur duyuyor.
YAZMAYA DAİR HER ŞEY BU ATÖLYEDE!
Yazmaktan daha fazlasını; yazar olmak veya yazdıklarını okurla buluşturmak isteyenler, yazının başına oturdukları andan itibaren bilirler ki bunun da birtakım rutinleri, kuralları vardır. Yazmak kendiliğinden olan, arzusu belirdi mi baştan savılamayan bir uğraşıdır. Ancak bu demek değildir ki çalakalem bir “iç dökme” halidir… YD Atölye; yazmak isteyenler ve editörlük yapmayı düşünüp nereden, nasıl başlayacağını merak edenler için, alanında deneyimli eğitmenlerle kitaplara ve edebiyata dair birbirinden farklı eğitimler veren yeni nesil eğitim platformu www.ydatolye.com açıldı!
Yazar Olmak İstiyorsanız Yazmanın Sırlarını da Keşfetmelisiniz
Yazmak için; bugün hayranlıkla okuduğumuz yazarların yazar adayları için formüller sunması tesadüf değildir. Hepsi farklı noktalara değinse de ortak paydada buluşurlar ‘yazmak ciddi ve disiplin gerektiren bir uğraştır.’ Bazı uygulamalar, ünlü yazarlar tarafından eğlenceli hatta yer yer obsesif rutinlere dönüşmüştür. Yazardan Direkt Yayınevi’nin editör ve danışman kadrosu bir araya gelerek YD Atölye çatısı altında yazarların ve yazmak için yola çıkanların gereksineceği ipuçlarını anlatıyorlar. Aynı zamanda yine kitaplara ve yazınsal süreçlere dair farklı disiplinlerden eğitmenler de eğitim verme şansı buluyorlar.
Yazın, bol bol eleştirin ama asla vazgeçmeyin, diyen atölye
YD Atölye kurucularından Sedef Kutlubay Demirkan, “Yazdıklarınızı, ‘Yapamıyorum, yeteneğim yok.’ gibi yıkıcı duygusallıklardan da uzak tutun. Yazar röportajları okuyun. Kitaplarını nasıl yazmışlar, bu süreci nasıl geçirmişler, küçük sırları neler… Kitap yazmak uzun soluklu bir serüvendir. Yazar olmak ise ondan çok daha uzun bir süreç gerektirir.”diyerek herkesin bu eğitimlerde yeni bir şeyler keşfedeceğinin altını çiziyor.
YD Atölye eğitmen ve öğrencilerini bekliyor!