Patent..(Köşe yazısı 19.12.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ
davutgulec@hotmail.com
‘Her fabrika kaledir’ denildiğinden bugüne üretim artacağına azaldı, birde özelleşip yabancılaşırken ‘yerli ve milli’ olmaktan uzaklaşıldı.
Her ülkenin kendi markalarını yaratması, patentleri olmasının savaşı da ortada.
Kayseri bu konuda ne iyi ne kötü.
Ama önemli markaları, coğrafi işaretleri varda, bunları ne kadar koruyabiliyor, tanıtımını yapabiliyor, sahip çıkabiliyor, işte o tartışılır.
Çünki siyasilerin şovları ile Kayseri geleceğe yatırım yapan değil, sürekli istediği yatırımları dahi yapamadığı ve alamadığı için sürekli geriye giden bir şehir haline geldi.
Peki biz patentte neredeyiz?
***
Veriler, Türkiye’de Ar-Ge harcamalarının 10 yılda yaklaşık 5 kat arttığını gösteriyor.
Beş yıl içerisinde 186,6 milyar liraya ulaşan Ar-Ge harcamaları, patent sayılarında da artış yaşanmasını sağlamış.
Ar-Ge’ye verilen devlet destekleri ile birlikte yatırım harcamalarındaki artış patent başvuru sayısında da artış elde edilmesini sağlıyor.
Beş yılda gerçekleştirilen 186,6 milyar liralık Ar-Ge yatırımı ve toplamda 289 bin 791’e yükselen Ar-Ge personeli sayısı patent başvurularını %50 oranında artırdı.
Patent başvurularındaki artış ise doğrudan ekonomik büyümeye katkı sağlıyor.
‘’Başvuru sayılarındaki %11’lik artış, ülke ekonomisinde %1’lik büyüme anlamına geliyor.
2016 yılı son çeyreğinden başlayarak 2017 yılı son çeyreğine kadar verilen destekle birlikte patent sayılarında ciddi bir artış oldu.
Benzer şekilde 2016 ile 2017 yılları arasında ekonomide büyük bir canlılık ve büyüme gerçekleşti.
2018 yılında patent sayıları bir önceki yıla göre azalmaya başladı ve ekonomide de küçülme yaşandı.
Özetle, Ar-Ge merkezlerine son 5 yılda yapılan yatırım karşılığını buldu ve patent sayılarındaki artış ülke ekonomisine yüzde 4,5’lik pozitif katkı sağladı” diyen Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, son verileri değerlendirdi.
Son patent verilerini yorumlayan Yamankaradeniz’den bazı bölümler.
2016, 2017 ve 2018 yıllarında 861 adet Ar-Ge merkezi faaliyete geçti.
Bu 3 yıl içinde, önceki 8 yılda kurulan Ar-Ge merkezi sayısının neredeyse 4 katı kadar Ar-Ge merkezi kuruldu.
Artan Ar-Ge merkezleri, başarılı çalışmalar sonucu alınan patentler, yapılan buluşlar ve faydalı modeller ile ülkemiz, Global İnovasyon Endeksi’nde 2013 yılında 68. sırada iken bu yıl 49. sıraya yükseldi.
Tüm bu gelişmeler neticesinde 2013 yılından bu yana dış ticaret açığımızda da ciddi bir azalma meydana geldi.
İşte tüm bu veriler göstermektedir ki, patent sayısındaki artış ülke ekonomisine doğrudan etki etmekte, ekonominin ithalat, ihracat dahil tüm bileşenlerinde adeta bir domino etkisi yaratmaktadır.
Milli Teknoloji Hamlesi kapsamında atılan adımlarla Türkiye’deki Ar-Ge ekosistemi her geçen gün daha da güçleniyor.
Son 5 yıldaki başarılı performansımızı ve mevcut potansiyelimizi göz önünde bulundurursak, Dünya çapında yaşanan yükseliş eğilimini yakalamamamız için hiçbir engel yok.
Ancak dünyadaki gelişim hızına ve gelişim alanlarına bakıldığı zaman ülke olarak hala gidecek uzun bir yolumuz olduğu da kesin.
Dünya verilerine bakıldığında özellikle son 3 yılda dijital alanda, yapay zeka, yazılım alanları, sürdürülebilirlik gibi konularda büyük bir atak söz konusu.
Gelişmiş ülkeler arasında bu alanlarda süren patent savaşını açıklanan uluslararası raporlardan da çok net okuyabiliyoruz.
Biz maalesef ülke olarak bu sıralamada yokuz.
Burada da Ar-Ge merkezilerine, teknoparklara, kuluçka merkezlerine, üniversitelere, akademisyenlere büyük görevler düşüyor.
Önemli olan patent başvuru sayısındaki artış kadar mevcut patentlerin ticarileşmiş olması.
Bir patent ya da faydalı modelin ticarileşme sürecinin yaklaşık 10 yılda tamamlandığı düşünüldüğünde; ticarileşen tescillerin artmasının da yine patent sayılarını arttırmamızdan geçtiğini unutmamak gerekir.