Bayramın ardından.. (Köşe yazısı 30.10.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Bir Cumhuriyet bayramını daha geride bıraktık.

Tam 96. Yıl önce kurulan Cumhuriyet’in değerleri her geçen gün daha iyi anlaşılıyor.

Özellikle kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi, Dünyada kadına neredeyse ilk Türkiye Cumhuriyeti ile bu ülkede verilmesi herkesin dilinde.

Ama, bundan rahatsız olanlar  Cumhuriyet döneminde ve sonrasında kurulan ‘Her fabrika bir kaledir’ denilen tesisleri özelleştirme, kapatma ya da başka bir isimle yok etmeye çalışması, insanları ‘fabrika ayarları’na yani ‘Cumhuriyet’e daha sıkı sıkı bağlanmaya’ başladı.

***

Dün tüm yurtta, dış temsilciliklerimizde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türklerin bulunduğu, yaşadığı bölgelerde ayrı bir onur, gurur, heyecan yaşandı.

Çocukluğumuzda, neredeyse haftalar süren bayram hazırlıkları aklıma geldi.

Öğretmenlerimizin o disiplini ‘uygun adım yürüme’ eğitimleri, kılık, kıyafet dağıtmaları, daha çok bandoda yer almak için yarış heyecanı içimizden hiç gitmedi ve bitmedi.

Cumhuriyet meydanındaki 29 Ekim bayram provası ve bayramını yakından izledim.

Halkın katılımı, çocukların kırmızı-beyaz giysileri, asker kıyafetleri, Atatürk bandajları, Türk bayrakları, anne babaların bayramı çocuklarına anlatmaya çalışması güzeldi.

Dün meydandaki bayramda çocukluğumu yaşadım.

***

Geçmiş bayramlara göre, dünkü bayramda polis barikatları ve alınan önlemlerde dikkat çekti.

Elbette önlemler alınacak.

Geçmişte yaşanan bazı olumsuzluklar, ihbarlar, hainlerin planlarına karşı sadece güvenlik güçlerimiz değil, bu Vatanın, milletin, devletin her ferdi uyanık olmak zorunda.

Zaten meydana bayram için gelenlerin çoğu çocuklu ailelerdi.

Bayram için bu kadar bariyer önlemine gerek yoktu.

Nitekim, sivil ve üniformalı önlemlere karşın vatandaşın, gösterileri ve geçit törenini izlemek için engelleri aşması ayrı bir güzeldi.

***

Yine meydanda torunlarını getiren ya da yürümekte zorlanmalarına, görmede sorun yaşamalarına karşın Cumhuriyet bayramı için gelenlere genç polislerin yardımcı olmaları göz doldurdu.

Polislerin yaşlılara yönelik bu tutumları, yardımlarını alkışlayanlar oldu.

Kalabalıkta o yaşlılara ayrı bir yardım etti.

Tabi geçit törenine katılan Gaziler arasında adım atarken zorlanan ‘isimsiz kahramanlar’ın heyecanını Allah hiç kimseden eksik etmesin.

***

Miniklerin sportif, ekiplerin halk oyunu ve folklor gösterileri, okulların ve öğretmenlerin disiplini elbette alkışlanmaya değerdi.

Zeybek havasında engelleri aşan biri Büyükkılıç’ın torunu iki çocuğun ekibin ortasında hareketlere eşlik etmesi hoşuma gitti.

Neden mi? Bunu ‘Bayrama halkın katılımı, bizim bayramımız’ olarak değerlendirdim.

Sunumlar, işitme engellilere yönelik işaret dilli anlatımda öyleydi.

Bir ara, sanırım engelli bir vatandaşın protokolün içine girmesi, başkan Memduh Büyükkılıç’ın bir sandalyeye oturtarak sakinleştirmesi istenmedik olayları engellemiş olabilir.

***

Büyük önder ve lider Mustafa Kemal Atatürk tam 96 yıl önce ‘Efendiler bugün Cumhuriyeti ilan ediyoruz’ derken belki de savaş meydanlarında geçen heyecanından daha fazla onur, gurur, heyecan yaşamıştır.

Dün Cumhuriyet meydanındaki törende şahsen ben ve törene katılanlarda, Cumhuriyet’in o güzelliği, onur, gurur ve heyecanını fazlasıyla yaşadık.

Türkiye Cumhuriyeti, öyle kolay kurulmadı.

Bu vatanın her karış toprağı kanla, irfanla, fazlasıyla bedel ödenerek çizildi.

‘Kurtuluştan kuruluşa’ giden yolda, o dönemde hainler, satılıklar, birilerinin taşeron ve uşakları dışında yediden yetmişe herkes üzerine düşeni yaptı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna katkıda bulundu.

Şimdi sıra, bu sınırlar içinde yaşayan, bu devletin kimliğini taşıyanlarda.

Bayrağı gelecek kuşaklara, daha güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti, Devleti ve milletine emanet etmek için haydi herkes göreve.

Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet  yaşatmak, emanet etmek zaten boynumuzun borcu.

Bir kez daha başta büyük lider Atatürk olmak üzere, silah arkadaşları, Şehitlerimiz, gazilerimiz, isimsiz kahramanlarımız olmak üzere, bizleri bu günlere getirenlere şükran ve minnet borcumuzu bir kez daha ifade ediyorum.

Ruhunuz şad olsun.