Ekonomi, teknoloji, magazin haberleri.. (16.10.2019)
KVKK, İK süreçlerini doğrudan etkiliyor. İşte çalışanların ve işverenlerin bilmesi gerekenler, alınması gerekenler önlemler…
İK’cıların KVKK imtihanında dikkat etmesi gereken 9 maddelik uyarı listesi
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun hayatımıza girmesiyle birlikte, kurumlar son kullanıcılardan izin alma yarışına girdi. Ancak bu yarışta sanıldığının aksine sadece müşteri verileri bulunmuyor. Şirketlerin İK departmanlarının elinde bulunan çalışan verileri hatta başvuru esnasında alınan CV’ler de KVKK kapsamında. PEAKUP, KVKK’nın kurum içi süreçlere sorunsuz bir şekilde adapte edilebilmesi için çalışanlar ve işverenler için 9 maddelik bir uyarı listesi hazırladı. KVKK işe başvurduğunuz anda başlıyor, çalışırken ve hatta ayrılırken devam ediyor.
KVKK, kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumayı hedeflerken, hayatı kolaylaştıran ve farklı hizmetler sunan kurumlara da avantajlar sağlıyor. KVKK’nın kurumlarda yol açtığı dönüşüm sadece CRM departmalarına değil İK departmanlarına da bir takım değişiklikler getiriyor. KVKK ile ilgili İK süreçlerinde atılması gerek doğru adımlar ve bu alanda verimliliğin yakalanması için kurumlara danışmanlık hizmeti veren PEAKUP, 9 maddelik önlem ve öncelik listesi hazırladı. Bu listeye göre bir ilana başvurmak, CV hazırlamak, referans vermek ve hatta çalıştığınız yerdeki kameranın açısı dahi KVKK’ya uygun olmalı. İşte İK yöneticileri için 9 maddelik uyarı listesi…
- İş başvurusu yapan adayı mutlaka önceden bilgilendirin!
Adayın kişisel bilgilerinin yer aldığı CV’ler KVKK dahilinde dikkat edilmesi gereken veriler arasında yer alıyor. Bunların ne kadar süreyle şirket veri tabanında tutulacağı ve kimlerin paylaşımda olacağı, ne zaman imha edileceği veya anonimleştirileceği ayrıntılı olarak aday ile paylaşılmalı.
- CV’leri en güvenli koşullarda saklayın!
CV’lerin saklanma koşullarının (dijital veya fiziksel) herhangi bir ofis kazası veya siber saldırıya karşı korunaklı olması gerekiyor. Fiziksel ortamdaysa kilitli dolaplarda ilgili görevlinin dışında kimsenin erişemediği, dijital ortamdaysa siber saldırılara karşı gerekli bilgi işlem çözümlerinin kurgulandığı şekillerde saklanmalı.
- CV’lerde verilen referansların onaylı olduğundan emin olun!
Referans bilgisi bulunan CV’lerde adayın da referans aldığı kişiden rıza alması gerekiyor. Bunu yapabilmek için CV sahibi, dijital ortamlar üzerinden onay süreci oluşturabilir ya da mülakat sırasında bu beyanı yazılı bir form aracılığı ile başvuru yaptığı kuruma sunabilir.
- Özlük dosyası içeriği değişti, önlem alın!
KVKK’ya göre özel nitelikli kişisel verilere giren sağlık bilgileri veya sabıka kaydının adaydan istenmesi durumunda muhafaza koşullarının KVKK süreçlerine uygun olması gerekiyor.
- Çalışan sözleşmelerine mutlaka KVKK maddesi ekleyin!
Çalışanlarınıza KVKK’ya yönelik haklarını basılı veya dijital ortamda aktarıyor olmalısınız. Çalışanınızın ilettiğiniz KVKK prosedürünü edindiğine ve kabul ettiğine dair bir maddeyi çalışma sözleşmelerinize mutlaka ekleyebilirsiniz.
- Çalışanlarınızın fotoğraflarını paylaşmadan onay almayı unutmayın!
Çalışan fotoğraflarının izinsiz bir şekilde dijital veya basılı mecralarda paylaşılması KVKK’ya göre ihlal nedenidir. Mutlaka önceden çalışandan onay alınmalıdır.
- Güvenlik kameralarını konumlandırırken dikkatli olun!
Güvenlik kameraların açılarını çalışanın özel hayatına müdahale etmeyecek şekilde konumlandırılmasına özen gösterin. Kameranın çalışanların ekranlarını doğrudan görüntüleyecek şekilde yerleştirilmemesine özen gösterirken, şirketinize gelecek olan misafirlerinizi de şirket içerisinde güvenlik kamerası olduğunu bilmelerini sağlayacak yönlendirmeler koyabilirsiniz.
- Güvenlik çözümlerinde parmak izi veya retina taramasını tercih etmemeye özen gösterin!
Şirket giriş çıkışlarında kullandığınız güvenlik çözümlerinde biyometrik parmak izi ve retinaya alternatif çözümler üretebilirsiniz. Örneğin çalışanın ID’sini yükleyebilecek ve temassız olarak geçiş işlemini yapacak sistemler bu sorun için bir çözüm olabilir.
- Bilgi işlem departmanınıza risk analizi yaptırın!
Dijital ortamda saklanan verilerin saklanma koşullarını en iyi hale getirmek zorundasınız. BU nedenle bilgi işlem departmanlarının iç ve dış siber saldırılara uğramamak için risk analizine sokulması gerekiyor.
Ahşabı Yeniden Keşfetmek
The Circle, İsveç Enstitüsü, İsveç İstanbul Başkonsolosluğu ve In-Between Tasarım Platformu işbirliğiyle, kentsel sorunları Türkiye ve İsveç arasında diyalog oluşturarak tartışan Equal Spaces / Kentsel Araştırmalar etkinlik serisi, ahşabın sürdürülebilir mimari üzerindeki etkisini konu edindi.
Wood City Sweden Koordinatörü Mimar Jessica Becker ile Circle ve Avcı Architects’in kurucu ortağı Mimar Selçuk Avcı’nın konuşmacı olduğu etkinliğin moderatörlüğünü In-Between Tasarım Platformu Kurucu Ortağı Dilek Öztürk üstlendi.
Günümüzde iklim krizine cevap vermek adına, üretimin içinde olduğu her alanda, çevresel ve sosyal anlamda uzun süreli pozitif etki yaratmayı tartışıyoruz. Bu kapsamda, mimarlık iklim değişikliği ile mücadelede sürdürülebilir malzeme ve yapım teknikleri kullanımı açısından büyük bir potansiyele sahip.
Circle’da gerçekleşen etkinlikte; iklim değişikliğine cevap vermek adına ahşap mimari kullanımı ile sürdürülebilirlik konusunda Türkiye ve İsveç’teki ortak ve ayrışan noktalar tartışıldı.
Jessica Becker konuşmasına; ahşabın çevre için ‘akıllı malzeme’ olarak nasıl değerlendirilmesi gerektiği ile başlayarak ve farklı işlev ve ölçeklerde örnekler verdi.
Becker; İsveç’te sürdürülebilir tasarım yöntemlerinin devlet politikasına dahil olması ve AB regülasyonları ile yapı sektöründe inovasyon yaratmak adına verilen teşviklerden bahsetti. Bu kapsamda AB nin düşük karbon emisyonlu malzeme kullanarak bir ekonomi geliştirmek üzerine kurduğu uzun dönem planı Roadmap 2050 ön plana çıkıyor.
Becker, sürdürülebilirliğin sadece malzeme üzerinden değil, ormancılık ve tedarik zincirinin de sürdürülebilir olması ile ancak ahşap geleneğinin süreklilik gösterebileceğinden bahsetti. Nordik ülkelerde geleneğin devamlılığı üzerine örnekler veren Becker, kentsel alanlarda ekolojik sürdürülebilirliği sağlamak için; işverenlerin de konu ile ilgili farkındalığının arttırılmasının önemini vurguladı.
Selçuk Avcı, dünyanın içinde bulunduğu iklim krizinin, içinde yaşadığımız şehirden, soframıza kadar bizi nasıl etkilediğinden başlayarak; ekonomi, ekoloji, etik değerlerin örtüşeceği metodolojiler üretmemiz gerektiğinden bahsetti. Avcı, sadece dünya üzerinde yaşadığımız sürece değil, geleceğe yatırım yapmak için; değişimin bir parçası olmamız gerektiğini vurguladı.
Ahşap kullanımının belli bir kültür gerektirdiği ve bunun için de Ar-Ge’nin önemini vurgulayan Avcı, Türkiye’de ahşap ile ilgili geleneğin sürdürülmediğini ve kesintiye uğradığından bahsetti.
Konuşma sonrasında; kamunun sosyal konut sorununa ahşap ile getirebileceği pozitif çözümler, ahşabın dijital teknolojilere adapte olması ile daha tercih edilebilir olması bir malzeme olması ve deprem, yangın gibi felaketler için dayanıklı olması üzerine yapıcı diyaloglar gerçekleşti.
ALFEMO’YA DÜNYA KALİTE ÖDÜLÜ
Kalite bilincine ve Ar-Ge’ye önem veren uluslararası iş insanlarının takip ettiği Lob’in Europe bu yılki Dünya Kalite Ödülü’nü Alfemo’ya verdi. Beş kıtada 60 ülkeye ihracat yapan Alfemo’ya ödülü 2 Ekim’de düzenlenen 14. Uluslararası Avrupa Kalite Zirvesi’nde takdim edildi. Ödülü Alfemo adına Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Cüneyt Uzer aldı. Türkiye’nin yüzü olmayı başaran marka 2012 ve 2015’te de Avrupa Kalite Ödülü ve Dünya Kalite Ödülleri’ni almıştı. İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nde yapılan törene devlet ve özel sektör temsilcileri, akademisyenler, bürokratlar ile iş adamları katıldı.
Türkiye’nin yüzü ve gururu: Alfemo
Bu ödülün yanı sıra merkezi Londra’da bulunan Lob’in International, gelişen Türkiye’nin büyüyen şirketlerini 15 Kasım 2019’da ‘Türkiye’nin Yüzü Zirvesi’nde bir araya getirecek. Londra’daki uluslararası iş dünyasının da katılacağı bu resepsiyonda Alfemo’ya ‘Türkiye’nin Yüzü ve Gururu Belgesi’ verilerek firma onurlandırılacak.Etkinlikte ‘Türkiye’nin Yüzü Kataloğu’nun da tanıtımı yapılacak. Türkiye’nin TÜSİAD, MÜSİAD, TİM, TOBB gibi iş dünyasını temsil eden saygın kuruluşların katkısıyla oluşturulan katalog Lob’in International’ın çok uluslu ve saygın jürisi tarafından değerlendirilecek. Türkçe ve İngilizce hazırlanacak olan katalog başta Tokyo, New York, Bangkok ve Londra’daki sanayi ve iş dünyasının etkin kuruluşlarıyla paylaşılacak.
Beş kıtada 60 ülkeye ihracat
İnovasyon, Ar-Ge ve tasarım alanındaki başarıları nedeniyle bu yıl ödül alan Alfemo, 1997’den beri Türkiye’de döşemeli ve panel mobilya üretimi alanında ki özgün tasarımlarıyla öne çıkıyor. Bir evin ihtiyacı olan tüm mobilya ve aksesuarları tüketiciye sunan Alfemo, Türkiye’nin en beğenilen mobilya markaları arasında en üst sıralarda yer alıyor. İzmir Torbalı’da 60 bin metrekaresi kapalı, toplam 200 bin metrekarelik alanda üretilen ürünler beş kıtada 60 ülkeye ihraç ediliyor.
Alfemo modern ve fonksiyonel mobilyalar üretirken şehirli ve batılı bakış açısını fazlasıyla kullanıyor. İleri teknoloji ve yüksek kaliteyle üretim yapıyorlar. Üstelik bunu dünya standartlarında tekniklerle ve çevre kirliliğine duyarlı makinelerle gerçekleştiriyorlar. Bugün Alfemo 19 ülkede 40 mağaza, Türkiye’de ise yaklaşık 120 mağaza ile hizmet veriyor.
FİNALE KALAN PROJELER BELİRLENDİ.TECHXTİLE START-UP CHALLENGE’DA 15 GİRİŞİMCİ YARIŞACAK
Yoğun eğitimlerin de yer aldığı eleme sürecinin ardından finale kalan 15 proje, 22-23 Ekim tarihlerinde Bursa’da finalist olmak için yarışacak. Tüm katılımcılara teşekkür eden UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, finale kalamayan proje sahiplerinin de bu süreçte aldıkları eğitim ve yaşadıkları deneyimler ile çok önemli kazanımlar elde ettiğini söyledi.
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) tarafından BTSO ve BEBKA iş birliğinde, tekstilde yeni teknoloji ve metotlarla katma değerli ihracatın artırılması amacıyla düzenlenecek olan Techxtile Start-Up Challenge’da, finale kalan projeler belirlendi. 22-23 Ekim tarihlerinde Bursa Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek finalde, 15 proje yarışacak.
Proje teslim tarihinin sona ermesiyle birlikte başlayan, ‘Tüm Proje Sahipleri İçin Genel Girişimcilik Eğitimi’ ve ‘Ön Elemeyi Geçen Projeler için Pitching Eğitimi’nin ardından girişimciler; Ar-Ge Merkezi yöneticisi, yatırımcı, tekstil işverenleri, akademisyenler, Teknoloji Transfer Ofisi ve Teknopark yöneticilerinden oluşan Değerlendirme Kurulu önünde proje sunumlarını gerçekleştirdi.
Gün boyunca Mercure Otel’de gerçekleşen programda, Değerlendirme Kurulu 31 projenin sunumunu izledi. Yapılan değerlendirme sonucunda, TechXtile Start-Up Challenge’da finalde yarışacak 15 start-up projesi ve proje yazma eğitimi ödülüne layık görülen 3 Ar-Ge Merkezi belirlendi.
“Katılan her girişimci kazanım elde etti”
Değerlendirme Kurulu tarafından yapılan yoğun değerlendirme süreci sonrasında, finalde yarışacak projeler, UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin tarafından açıklandı. Proje sahiplerinin de yer aldığı açıklamada, yaşanan sevinç de görülmeye değerdi.
Projeleri açıkladıktan sonra kısa bir değerlendirme de yapan Engin şunları söyledi: “Öncelikle proje veren tüm proje sahiplerine teşekkür ediyor, finale seçilen arkadaşlarımızı da tebrik ediyorum. Bir sonraki aşamaya kalamayan arkadaşlarımızın da ciddi kazanımlar elde ettiği fikrindeyim. Finale kalan girişimciler Proje Danışmanımız Ufuk Batum Hocamız tarafından mentorluk desteği alıp, iş modellerini daha da geliştirme şansı yakalayacaklar. Finalde yarışacak tüm girişimci arkadaşlarımızı başarılar diliyorum.”
Final 22-23 Ekim’de Bursa’da…
Değerlendirme Kurulu tarafından belirlenip finale kalan girişimciler, Ventures & Mentors League CEO’su ve Proje Danışmanı Ufuk Batum tarafından verilecek mentorluk desteği ile iş modellerini daha da geliştirip finale hazır hale gelmiş olacaklar. 22-23 Ekim tarihlerinde Bursa’da Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılacak Techxtile Start-Up Challenge’ın finalinde ise, girişimciler ödül sahibi olabilmek için final jürisine son sunumlarını yapacaklar.
Tekstilde bilişim, yenilikçi malzemeler, teknik tekstiller, sektöre özel uygulamalar, yeni üretim süreçleri, çevreci ve sürdürülebilir alanlar konularında projelerin kabul edildiğini hatırlatan UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, “Dereceye giren proje sahipleri Milano’da 10 gün sürecek Kuluçka ve Hızlandırıcı Programı’na katılım, bir yıl süreyle profesyonel mentorluk desteği, Ulukoza programı ile 200 bin TL değerinde TÜBİTAK hibesine başvurma desteği, patent başvurusu ve yüzde 100 firma kuruluş desteği, şirket kurma masraflarının karşılanması, bir yıllık muhasebe desteği, Bursa Teknik Üniversitesi Kuluçka Merkezi imkânlarından faydalanmak gibi ödülleri almaya hak kazanacak” dedi.
FİNALDE YARIŞACAK PROJELER
AKIN BURAK ETEMOĞLU PROF. DR. | SIFIR ATIK YAKLAŞIMI İLE BACA GAZI ARITMA SİSTEMLERİNDEN YERLİ TASARIM ORC (ORGANIC RANKINE CYCLE) PROSESİ İLE ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİMİ |
AHMET YELLİCE | NEMFLORA |
ANDAÇ KILINÇ | VERIFY-MES (ÜRETİM YÜRÜTME SİSTEMİ) |
ATAKAN KOÇANALI | MODAYA YENİ BİR BAKIŞ, GÖRÜNÜŞÜ İSTEĞE GÖRE DEĞİŞTİRİLEBİLEN AKILLI TEKSTİL ÜRÜNLERİ ÜRETİMİ: OLED VE İNDİRGENMİŞ GRAFEN OKSİT KAPLI KUMAŞ |
BARTU BAŞOĞLU | ÇOK FONKSİYONLU AKILLI PERDE TASARIMI |
BATUHAN ŞAHİN | YAPAY ZEKÂ TABANLI KUMAŞ KALİTE KONTROL SİSTEMİ |
BEATRİCE STRİKER | KRYSTALLOS |
CİHAN GÜNEŞ | TEKSTİL ENDÜSTRİSİ ATIKSU ARITIMINA ISLAK PROSES TASARIM VE İŞLETİM EKİPMANLARININ GELİŞTİRİLMESİ |
ÇAĞATAY YÜCELEN | SKYDOME INDUSTRİAL DATA PLATFORM |
ÇETİN KOSİFOĞLU | “TEXINSIGHT” YAPAY ZEKÂ TABANLI VERİMLİLİK VE PERFORMANS ANALİZİ |
ERHAN DEMİRCİOĞLU | KOMBİNE ELEKTROKİMYASAL ARITIM CİHAZI |
HÜDAVERDİ URAL | ELEKTRİK ÜRETİM YÖNTEMİNİ KULLANARAK HAVA JETİ YARDIMIYLA NANOLİFLERDEN İPLİK KAPLAMA |
MUHAMMAD SALMAN NAEEM | DEVELOPMENT OF CONDUCTIVE NON WOVEN WEB FOR ELECTROMAGNETIC SHIELDING AND OHMIC HEATING |
ULVİYE YAHYA | TEKSTİLDE SÜRDÜRÜLEBİLİR FERAH KOKU TEKNOLOJİSİ |
ÜMMÜ GÜLSÜM TORMAN | UYKU APNESİNİ ENGELLEYEN YASTIK |
Ar- Ge Merkezi Olarak Belirlenen Projeler
BURCU BÜYÜKKORU | VİSKON, PAMUK VE POLİESTER KUMAŞ TÜRLERİNDE PİLLİNG (BONCUKLANMA) DEĞERLERİNİ İYİLEŞTİREN VE KUMAŞLARA YUMUŞAK TUŞE VEREN YENİ NESİL POLİMERLERİN GELİŞTİRİLMESİ |
MURAT GÜZEL | İLETKEN BASKI PATI GELİŞTİRME PROJESİ |
NECATİ ER / DİDEM EZGİ GÖRGÜN | TEHLİKELİ ORTAMLARDA PERSONEL GÜVENLİĞİ VE KONFORU İÇİN TASARLANMIŞ TEKNİK KUMAŞ |
Türk Doğal Taşı tasarımla prestij projeleri süsleyecek
Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB), dünya doğal taş rezervlerinin yüzde 35’ine sahip olan Türkiye’nin, doğal taşlarının daha katma değerli ihraç edilebilmesi ve prestij projeleri süslemesi amacıyla Doğal Taş Proje ve Tasarım Yarışması düzenliyor.
EMİB’in düzenleyeceği, Doğal Taş Proje ve Tasarım Yarışması, EİB Moda Tasarım Yarışması ve Deri’n Fikirler Deri Üretim ve Tasarım Yarışması’ndan sonra Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde düzenlenen üçüncü tasarım yarışması olacak.
Doğal Taş ihracatı tasarımla 2 milyar dolardan 7 milyar dolara çıkacak
Türkiye’ye yıllık 2 milyar dolar döviz kazandıran doğal taş sektörünün 7 milyar dolar ihracat hedefine bugünkü ihracat rakamlarıyla ulaşması için miktar bazında bugün ihraç ettiğinin 3.5 katı ürünü ihraç etmesi gerektiğine dikkati çeken Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, Türk doğal taşlarının ihracatını daha katma değerli yapacak projeler üzerinde yoğunlaştıklarını, katma değerli ve sürdürülebilir ihracat için özgün tasarımlara ihtiyaç duyduklarını dile getirdi.
Doğal taş ihracatında tasarım açısından güçlü, üretilebilir, katma değeri yüksek, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir projeler geliştirmek istediklerinin altını çizen EMİB Başkanı Kaya, “Doğal taş ihracatına yönelik rekabet gücümüzü artırmak, sektörün gelişimine ve ülke ekonomisine katkıda bulunmak, Doğal taş sektöründeki firmalar ile sektöre ilgi duyan profesyonel ve öğrenci düzeyindeki tasarımcı, mimar ve iç mimarları sektörle buluşturmak ve bu alandaki başarılı tasarımcıları ödüllendirmek amacıyla Doğal Taş Proje ve Tasarım Yarışması düzenlemeye karar verdik. Türk doğal taş sektöründe tasarım ve uygulamanın önemini vurgu yaparak, tasarım fikrini teşvik etmek istiyoruz. Teknolojik imkanları kullanarak, akıllı bina projelerinde sağlıklı ve çevreci ürün doğal taşın daha fazla yer almasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
EMİB tarafından öğrenci ve profesyonellere yönelik 2 ayrı kategoride düzenlenecek “Doğal Taş Proje ve Tasarım Yarışması”na, üniversitelerin Mimarlık, İç Mimarlık, Şehir ve Bölge Planlama, Peyzaj Mimarlığı, İnşaat Mühendisliği, Endüstriyel Tasarım, Maden Mühendisliği, lisans veya yüksek lisans bölümlerinde okuyan tüm öğrenciler ile üniversitelerin Mimarlık, İç Mimarlık, Şehir ve Bölge Planlama, Peyzaj Mimarlığı, İnşaat Mühendisliği, Endüstriyel Tasarım, Maden Mühendisliği lisans, yüksek lisans programlarından mezun olan ve en az 3 yıl mesleki tecrübesi olan profesyoneller katılabilecek.
Doğaltaş Proje ve Tasarım Yarışması’nda 3 ana tema belirlendi. Mermer artıklarının değerlendirilmesi ve ekonomiye kazandırılmasına ilişkin tasarım projeleri, Dış Cephe Kaplama (Konut, villa, ofis, avm ve otel cephesi gibi) ve İç Mekan konut (Salon, mutfak, banyo, oturma odası vb) konularında yarışmacılar tasarımlarını hazırlayabilecekler.
Birinciyi 15.000 TL ödül bekliyor
Profesyonel ve öğrenci kategorilerinin 9’ar proje finalde yarışma hakkı kazanırken, her iki kategoride de birinciliği kazanacak tasarımcılar 15 bin TL, ikinciler 10 bin TL ve üçüncüler 7 bin 500 TL para ödülünün sahibi olacak.
Ege Maden İhracatçıları Birliği, Doğaltaş Proje ve Tasarım Yarışması’na katılacak tasarımcıların, 2 Aralık tarihine kadar başvurularını www.amorf.org adresinden yapmaları gerekiyor. Yarışmanın Finali 2 Nisan 2020 tarihinde İzmir Marble Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı ile eş zamanlı gerçekleştirilecek.
Peşin işlemler arttı, hacmi taksit yarattı Tatile en çok parayı 2019 Ağustos’ta harcadık
Farklı alanlarda ödeme çözümlerini bir arada sunan Wirecard Türkiye 2019 yılı tatil harcama verilerini çıkardı. Buna göre, bu yıl iç turizmdeki harcamalar yılın en sıcak ayı Ağustos’ta yoğunlaştı. Ofiste çalışmak yerine kendini deniz kenarına atmayı tercih eden vatandaş, yaz aylarında taksitliden çok peşin tatil yapmayı tercih etti.
Almanya’nın en değerli finans kuruluşu ve Frankfurt Borsası’nda işlem gören ilk 30 teknoloji şirketinden biri olan Wirecard AG çatısı altında faaliyet gösteren Wirecard Türkiye’nin turizme yönelik hizmet veren işyerlerini göz önünde bulundurarak yaptığı analizlere göre, 2019 yazında taksitliden çok peşin tatil yapmayı tercih ettik ve tatil için en çok Ağustos ayında para harcadık.
Wirecard Türkiye verileri, 2019 yaz sezonunda bilet satış işlemlerinin yüzde 94’ünün, konaklama harcamalarının ise, geçtiğimiz seneye oranla yüzde 10’luk bir artışla, yüzde 89’unun peşin ödeme ile gerçekleştiğini gösteriyor. Peşin ödemede psikolojik sınırı 500 TL olarak ortaya koyan verilere göre, ağırlıkla 3.000 TL ve üstü tutarlar taksitlendirildi. Konaklama harcamalarında ise en çok 3 taksit tercih edildi. Taksitli işlem adetleri düşük görünse de gerçekleşen cironun yaklaşık yarısının taksitle gerçekleşmesi taksitli işlemlerin turizm için kritik bir önem taşıdığını gösteriyor. Kullanılan sadakat programlarına bakıldığında ise tüm sadakat programlarına ait kredi kartlarıyla taksitli işlem yapıldığını söylemek mümkün.
Her 10 işlemden biri, banka kartıyla gerçekleşiyor
Wirecard Türkiye verilerine göre, online alışverişlerde yaşanan banka kartıyla alışveriş artışı, turizmde de kendisini göstermiş durumda. 2018’de yüzde 6,98 olarak kaydedilen banka kartı kullanımı 2019 yazında yüzde 9,29 olarak gerçekleşti. Buna göre her 10 işlemden biri banka hesap kartıyla gerçekleştirildi.
Global her 5 işten biri turizm ve seyahat sektöründe yaratılıyor
Online ödemeler söz konusu olduğunda turizm sektörünün farklı ihtiyaçları ve ön rezervasyon yapısı ile birçok sektörden ayrıldığına dikkat çeken Wirecard Türkiye Genel Müdürü Dündar Özdemir, Dünya Turizm ve Seyahat Konseyi’nin verilerinin de gösterdiği üzere tüm dünyada her 5 işten 1’inin turizm ve seyahat sektöründe yaratıldığını söyledi. Ayrıca TÜİK verilerine göre 2018 yılında turizm geliri GSYİH içinde %4’e yaklaşan bir paya sahip olduğunu, 2019 sonunda ise bu oranın daha da artmasının beklendiğini ifade eden Özdemir; ”Dolayısıyla turizmin ekonomiye katkısı yadsınamaz boyuttadır. Wirecard’ın yurt dışında da turizm sektöründe uzun yıllara dayanan bir deneyimi var ve ANA, LATAM, KLM, WizzAir, SunExpress ve lastminute.com gibi hem uluslararası büyük firmalarla hem de girişimlerle birlikte çalışıyoruz.
Konaklama ve ulaşım başta olmak üzere turizm sektöründe faaliyet gösteren firmaların internet üzerinden erişilebilir olmakla kalmayıp online rezervasyon ve satış imkanı sunmaları, hem Türkiye’nin hem de turizm işletmecilerimizin geleceği açısından kritik önem taşıyor. Ayrıca kullanıcıların seyahatlerini eksiksiz ve pürüzsüz planlamalarına yönelik hizmetlerin ve servislerin de artacağını ön görüyoruz.” dedi.
Bambi Magic Touch Sistemi ile bazalar artık tek bir dokunuşla açılıyor
Dünyada ve Türkiye’de ilk kez bir bazayı tek bir ayak hareketiyle açma sistemini geliştiren Bambi Yatak, Ar-Ge’yi DNA’sına kodladığını kanıtlıyor. Bambi mühendisleri tarafından tasarlanan sistem; kimseye ihtiyaç duymadan ve hiçbir güç kullanmadan, sadece tek bir ayak hareketiyle bazanızı kolayca açıp eşyalarınızı güvenle yerleştirebilmenize olanak tanıyor. Böylelikle oluşabilecek kötü senaryoların önüne geçen Bambi Yatak, hayatımızı kolaylaştırmaya devam ediyor.
Son dönemde hayata geçirdiği projelerde adından sıkça söz ettiren Bambi Yatak, sektöre kazandırdığı inovasyon harikası ürünlerle de başarısını ortaya koyuyor. Son olarak tasarladığı Magic Touch sistemi ile dünyada ve Türkiye’de ilk kez bir bazayı tek bir dokunuşla açmanın yanı sıra kullanıcısına güvenli kullanım sunarak kazaları tamamen ortadan kaldırmayı amaçlayan Bambi Yatak, Ar-Ge’yi DNA’sına kodladığını bir kez daha kanıtlıyor.
Magic Touch sistemi ile yatağınız kontrolünüz dışında kapanmıyor
Sürdürülebilir bir şekilde müşterilerinin yaşam kalitesini artırmak için gelişmiş teknolojileri kullanan Bambi Yatak, geliştirdiği Magic Touch sistemiyle bazaların tek bir ayak hareketiyle açılmasına olanak tanıyor. Kimseye ihtiyaç duymadan ve hiçbir güç kullanmadan, sadece tek bir dokunuş ile bazanın kolayca açılmasına olanak tanıyan sistem, kullanıcısını güvenli kullanım ile buluşturarak oluşabilecek kazaları tamamen ortadan kaldırıyor. Özellikle hamilelerin, yaşlıların ve bel ağrısı çekenlerin işini kolaylaştıran Magic Touch sistemi, bedeninizin yorulmamasına yardımcı oluyor. Ayrıca kontrolünüz dışında yatağın kapanmasını önleyen Magic Touch sistemi ile Bambi Yatak, istenmeyen olayların da önüne geçmiş oluyor. Sistemi ilk olarak Magnasand Therapy Modeline uygulayan Bambi, ilerleyen süreçte sistemi diğer modellerine de entegre edecek.
“Rahatça açılıyor, güvenle kullanılıyor”
20 kişilik Ar-Ge ekiplerinin 365 gün boyunca çalıştıklarını söyleyen Bambi Yatak Yönetim Kurulu Üyesi Emre Gökmen, dünyada ve Türkiye’de bir kez daha bir ilke imza atmış olmaktan duydukları mutluluğu dile getirdi. Bambi ’de Ar-Ge’nin hiç bitmeyen bir süreç olduğunun altını çizen Gökmen, “Bambi Yatak olarak biz biliyoruz ki bazalar güvenlik anlamında yaşam alanımızda büyük bir soruna yol açabiliyor. Bu farkındalıkla güvenli baza modelleri yaratmak için baza mekanizmasını tamamen değiştirmeye karar verdik. Çünkü burada amacımız; güvenli kullanımı yüzde 100 seviyesine çekmek. Tasarımı ve fikri tamamen bize ait olan Magic Touch sistemi sayesinde tüm kullanıcıların bazayı tek bir dokunuşla kolayca kaldırmalarını sağlıyoruz. Kimseye ihtiyaç duymadan ve hiçbir güç kullanmadan bazanın kolayca açılmasına olanak tanıyan sistem, kullanıcısını güvenli kullanım ile buluşturarak oluşabilecek kazaları da tamamen ortadan kaldıracak.” dedi.
“Hülya Avşar ile yeniden kamera karşısına geçmekten çok mutluyuz“
Öte yandan Bambi Yatak olarak Hülya Avşar ile tekrar kamera karşısına geçmekten dolayı mutlu olduklarını aktaran Gökmen, sistemin kolay kullanım özelliğini yeni reklam filminde de eğlenceli bir dil ile anlattıklarını söyledi. Reklam filminde Hülya Avşar’ın ürünün detaylarını farklı karakterlere bürünerek anlattığını aktaran Gökmen, geliştirdikleri bazanın özellikle kadınların işini kolaylaştıracağını belirtti.
SunExpress 30 Yaşında
Türk Hava Yolları ile Lufthansa’nın ortak kuruluşu SunExpress, 30. Yaş kutlamalarını yıl dönümüne özel giydirdiği uçağı ile başlatıyor
Türk Hava Yolları ile Lufthansa’nın ortak kuruluşu SunExpress, 1989 yılında başladığı havacılık ve turizmdeki yolculuğunu 30 yıldır başarıdan başarıya koşarak sürdürüyor.
2019 Skytrax’e göre Türkiye’nin En İyi, Dünyanın 5. En İyi Tatil Havayolu, Almanya’nın En Dakik Havayolu, 2019 SAFA verilerine göre Türkiye’nin En Emniyetli Havayolu, Türkiye’nin İkinci En Büyük Hizmet İhracatçısı gibi pek çok başarının sahibi olan SunExpress, 30. yıl kutlamalarını, yıl dönümüne özel giydirdiği uçakla başlatıyor.
Seyahat etmeyi daha keyifli hale getirmek ve farklı işbirliklerini kutlamak amacı ile daha önce de pek çok farklı uçak boyaması yapan SunExpress, bu kez de kendi doğum gününü kutlamak amacı ile bir Boeing 737 uçağını özel 30. yıl boyaması ile renklendiriyor. Bu yıl, havayolunun filosundaki tüm uçaklar, 30. yıl tasarımına sahip olacak.
30. yıl kutlamaları çerçevesinde yapılacak pek çok farklı etkinlik ve kampanyanın habercisi olan uçak, 1 Ekim 2019 tarihinde Antalya’ya indi. Antalya ve İzmir’i tarifeli seferlerle hem iç hatlarda hem dış hatlarda en fazla noktaya bağlayan havayolu SunExpress, yeni boyamalı uçağını Türkiye ve Avrupa’da çeşitli noktalara uçurarak havacılıktaki 30 yıllık deneyimini yolcuları ile paylaşıyor.
1980’lerin sonunda Alman turistlerin Antalya’ya gösterdikleri ilgiyi desteklemek ve daha ileri taşımak amacı ile Türk Hava Yolları ve Lufthansa işbirliği ile kurulan SunExpress, ilk seferine sahip olduğu tek bir uçakla, bir Boeing 737-300 ile 2 Nisan’da Frankfurt – Antalya arasında başladı. Bugün Antalya’yı hem iç hatlarda hem dış hatlarda direkt seferlerle en fazla noktaya bağlayan SunExpress, kuruluşunu takip eden 3 yıl içerisinde bir milyon yolcu taşıyarak filosundaki uçak sayısını beşe katladı.
Kurulduğu günden beri hızla ilerlemeye ve büyümeye devam eden SunExpress’in filosunda bugün 84 uçak yer alıyor. 2018 yılında 10 milyon yolcuyu hayallerinin tatiline ve sevdiklerine uçuran havayolu, Orta Avrupa’dan Türkiye’ye gerçekleştirdiği turistik uçuşların yanı sıra Türkiye’de iç hat uçuşlarıyla da etnik trafiğin bel kemiğini oluşturuyor.
Bugün SunExpress, Türkiye turizminin baş destekçilerinden biri olarak, Türkiye’deki 16 uçuş noktasına Avrupa’daki 36 şehirden yolcu taşıyor. Yalnızca 2019 yılında havayolu uçuş ağına 9 yeni destinasyon ekleyerek Avrupa’nın en yenilikçi ve önde gelen tatil havayolu olma hedefi doğrultusunda önemli adımlar atmaya devam ediyor.
Fabrikalar Fanuc ile akıllanıyor
Robotlar kozmetik sektöründe kaliteyi ve verimliliği arttırdı
Teknolojik alanda yapılan birçok inovasyon ilk olarak üretim süreçlerinde kalitenin arttırılıp maliyetin düşürülmesi için kullanılıyor. Kozmetik sektörünün önemli temsilcisi Golden Rose markasının çatı kuruluşu Erkul Kozmetik, üretim parkurunda 70’den fazla Fanuc ürününü kullanarak rakiplerinden sıyrılıyor. Saat başına daha fazla ürün adedi, değişmeyen sabit ve sorunsuz kalite anlayışıyla Erkul Kozmetik, Fanuc robotları sayesinde geçtiğimiz yıllara göre üretimini yüksek oranında artırarak başarısını ortaya koyuyor.
Günümüzde birçok firma, süreçlerinin dijitalleşmesi ve Endüstri 4,0’a uyumlu hale gelme konusunda çalışmalar gerçekleştiriliyor. Son yıllarda fabrikalarını Endüstri 4,0’a uyumlu hale getirilmesi konusunda cesurca hamlelerde bulunan markalar ise yenidünya düzeninde bir adım öne geçiyor.
“FANUC robotları kozmetik ürünlerinde farkını ortaya koyuyor”
Bu noktada FANUC olarak “geleceğin akıllı fabrikalarını” oluşturmak için çalıştıklarını söyleyen FANUC Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit, özellikle ülkemizde çok az kurumun yeteneklerini geliştirmek için doğru hamlelerde bulunduğunu söyledi. FANUC olarak, birbirinden farklı sektörler için çözüm önerileri sunduklarını dile getiren Yiğit, bunlardan birinin de kozmetik sektörü olduğunun altını çizdi. 2015 yılından beri Erkul Kozmetik’in FANUC’un toplamda 70 ‘den fazla ürününü kullanarak verimliliklerini yüksek oranda artırdığını söyleyen Yiğit, saat başına daha fazla ürün adedi, değişmeyen sabit ve sorunsuz kalite anlayışıyla Erkul Kozmetik’in robotlu üretim sayesinde geçtiğimiz yıllara göre üretimini oldukça artırarak başarısını ortaya koyduğunu aktardı. Yiğit, “Robotlu üretimin geleneksel üretimden en büyük artısı öncelikle ürün çıktılarının kalite bozulması olmadan standart olarak üretilmesidir. Bu da müşterinin ürün kalite sorunları ile karşı karşıya gelmesini engellemektedir. Dolayısıyla parkurlarını Endüstri 4,0’a uyumlu hale getiren markalar; saat başına daha fazla ürün adetleri, değişmeyen sabit ve sorunsuz kalite, esnek ve hızlı ürün değişim süreleri, izlenebilir ve raporlanabilir üretim adetleri, üniversal hat makinelerine göre düşük satın alma, kurulum ve işletme maliyetleri gibi avantajlarıyla öne çıkmaktadır” dedi.
Yüzde 50 gümrük vergisi ABD’ye çelik ihracatını iyice azaltır
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın “Türk çeliğinin ABD’ye ihracatında gümrük vergisini yüzde 25’ten yüzde 50’ye çıkarma tehdidi Türk demir-çelik ihracatçılarınca kaygıyla karşılandı.
Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ertan, benzer senaryonun daha önce yaşandığını, ABD’ye çelik ihracatında gümrük vergisinin 2018 yılı Ağustos ayında yüzde 50’ye çıktığını, 2019 yılı Mayıs ayında gümrük vergisinin yüzde 25’e düşmesine karşın ABD’ye çelik ihracatının 2017 yılındaki 2.4 milyon ton seviyelerinden yaklaşık 450 bin ton seviyelerine gerilediğini kaydetti.
Türk çeliğinin ABD’ye ihracatında gümrük vergisinin tekrar yüzde 25’ten, yüzde 50’ye çıkması halinde ABD’ye ihracatın çok azalacağına dikkati çeken Ertan, “Hali hazırda Meksika ve Brezilya’dan ABD’ye çelik ithalatında gümrük vergisi yok. Bu ülkelere sağlanan vergi avantajlarından dolayı zorlanmaya başlamıştık. Gümrük vergisinin artması ihracat yapma olasılığımızı neredeyse tamamen ortadan kaldırıyor” diye konuştu.
Türkiye’nin demir-çelik üretimi yüzde 11 düştü
Türkiye’nin demir-çelik üretiminin 2018 yılında 38.2 milyon ton olduğu bilgisini veren Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan sözlerini şöyle sürdürdü: “Tek neden Amerika Birleşik Devletleri’nin gümrük vergisi artışı olmamakla birlikte Türkiye’nin demir-çelik üretimi yüzde 11 düşüş göstererek 34 milyon ton seviyelerine geriledi. Bu süreçte Amerika’daki çelik üretimi ise yüzde 6 arttı. Trump öncesinde ABD’de üretim yapamayan çelik tesisleri üretim yapmaya, üretim yapan mevcut tesislerde kapasite arttırmaya başladı. Çelik ve kömür üreticilerin Trump Yönetimi üzerinde yürüttüğü lobi çalışmaları sonuç verirken, Amerikan halkı çelik ihtiyacını yüzde 80 daha pahalı giderir hale geldi. Amerika’da nihai tüketiciler, ithalatın kısıtlanmasından dolayı mağdur durumda. Amerikalılar, Türk çeliğine diğer ülkelerle aynı oranlarda gümrük vergisiyle veya gümrük vergisiz erişmek istiyor.”
ABD’nin Türk çeliğine gümrük vergisini yüzde 50’ye çıkarma ihtimalini bir olasılık olarak gördüklerini anlatan Ertan, “Gümrük vergisi arttığı takdirde, ABD’nin stratejik olarak nitelendirdiği demir-çelik ürünleri dışında ihracat şansımız çok azalıyor. Türk çeliğini alternatif pazarlarda satma konusunda sektör olarak oldukça yoğun bir çaba içerisindeyiz” diyerek sözlerini noktaladı.
ABD’ye çelik ihracatı yüzde 71 düştü
Türkiye, 2018 yılının Ocak – Eylül döneminde Amerika Birleşik Devletleri’ne 737 milyon dolarlık demir-çelik ürünleri ihraç etmişken, 2019 yılının aynı döneminde 210 milyon dolarlık ihracat rakamında kaldı. ABD’ye demir-çelik ihracatı yüzde 71 gerileme gösterdi. Türkiye’nin ABD’ye demir-çelik ihracatı 2017 yılının Ocak – Eylül döneminde ise; 995 milyon dolara ulaşmıştı.
Sifonik çatı drenajı ile daha az boru hattı, daha fazla performans
Geberit Pluvia’dan 10 dakikada 50 kg yağış drenajı
Genel mekanlar için ideal çözüm olan Geberit Pluvia Çatı Drenaj Sistemi, teknolojisiyle çatı drenajını daha güvenli hale getiriyor. Sonbaharda oluşabilecek ani su baskınları için yeni nesil teknolojisiyle öne çıkan Pluvia Çatı Drenaj Sistemi ile Geberit, 10 dakikada 50 kg yağışı drene ederek mevsimsel su baskınlarının önüne geçiyor.
Son yıllarda hızla değişen iklim nedeniyle ani yağmurların yol açtığı su baskınlarıyla karşı karşıya kalabiliyoruz. Bu noktada da su baskınlarına karşı hazırlıklı olmak ve suyu hızlı tahliye etmek önemli… Bu farkındalıkla 1000-1500m2 ve üzerindeki yaşam alanlarında oluşabilecek ani su baskınlarına Geberit, son teknolojiyle cevap veriyor. Geberit, saniyede 12 veya 25 litre kapasiteli Pluvia çatı süzgeçlerinin kullanıldığı Pluvia Drenaj Sistemi ile su baskınlarının önüne geçiyor.
Mevsimsel su baskınları için yeni nesil teknoloji Pluvia…
Geberit Pluvia, en yoğun sağanak yağışlarda bile verimli ve güvenilir çatı drenajı olarak öne çıkıyor. Pluvia, sifonik çatı drenajı için konvansiyonel sistemlere göre daha az ürün malzemesi ve alan gerektiği için mekan planlaması açısından daha fazla tasarım özgürlüğü sağlıyor. Öte yandan 10 dakikada 50 kg yağışı drene edebilen sistem, eğimli olmayan yatay boru hatlarıyla da maksimum alan kullanımı yaratıyor. Yoğun yağışlarda hızlı drenaj sayesinde çatıda suyun birikmemesine olanak tanıyan Pluvia, her türlü hava şartına uygunluğuyla öne çıkıyor. En az 1000-1500m2 üzerindeki binalarda ideal çözüm olarak karşımıza çıkan Pluvia, konvansiyonel drenaj sistemlerine göre 7-8 kat daha hızlı drene etme özelliğiyle de su baskınlarının önüne geçiyor. Kendi kendini temizleme özelliği sayesinde tıkanıklığın önüne geçen Geberit Pluvia, darbelere dayanıklılığıyla öne çıkan HDPE borulardan tasarlanarak olası riskleri minimize ediyor. Çatıdan yer altı bağlantısına kadar tek bir sistemle çözüm sunan Geberit, çatı süzgeçleri, HDPE borular ve Pluvia askılama elemanlarını bir bütün olarak kullanmak gerektiğini savunuyor. Geberit, Pluvia sistemindeki tasarım ve malzemeye 10 yıl garanti veriyor.
Son başvuru tarihi 29 Ekim…
- Doğal Taş Tasarım Yarışması için başvurular tüm hızıyla devam ediyor
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) tarafından bu yıl 8. kez düzenlenen Doğal Taş Tasarım Yarışması’na (DOTT) başvurular tüm hızıyla devam ediyor.
Türk doğal taşlarının tasarımcı ve mimarlara tanıtılarak günlük yaşamda kullanılabilmesi, özgün ve endüstriyel olarak üretilebilir ürünlerin tasarlanmasına katkı sağlanması için yola çıkan yarışmanın son başvuru tarihi 29 Ekim 2019.
Mimari, Kentsel Alanlar, Dekoratif Ürünler, Mobilya, Yaşam Alanları (Duvar, Zemin) için Yeni Yaklaşımlar ve Uygulamalar, Banyo ve Mutfak, Kamusal Alan Heykelleri konu başlıklarında ve T.C. Öğrenci ve Profesyonel olmak üzere iki farklı kategoride en iyilerin belirleneceği yarışmanın ödül töreni ise bu yıl KASIM ayında düzenlenecek organizasyonla sahiplerine takdim edilecek.
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB), Türkiye’de doğal taş sektörünün geleceğine katkıda bulunmak için düzenlediği Doğal Taş Tasarım Yarışması’nı 2019 yılında da devam ettiriyor.
Bu yıl 8’incisi gerçekleşecek olan ve Türkiye’de doğal taş kullanılarak üretilebilir, ticarileşebilir ve özgün tasarım olması ana şartıyla doğal taş kullanımını arttırıcı, özendirici yeni tasarımın yanı sıra yeni ürünlerin ortaya konması için yola çıkan yarışma için başvurular 29 Ekim 2019’da son bulacak.
Geçtiğimiz dönemlerde olduğu gibi bu yıl da projeler dijital kanal üzerinden İMİB’e iletilecek. Son başvuru tarihi olan 29 Ekim 2019’a kadar, www.dogaltastasarimyarismasi.com adresi üzerinden sadece online başvuru sistemi ile başvuru yapılabilecek. Türk taşlarının kullanılması zorunlu olan yarışma kapsamında doğal taşın teknik özellikleri ile endüstriyel olarak üretilebilir olmasına dikkat edilecek. T.C. Öğrenci ve Profesyonel olmak üzere iki farklı kategoride yarışabilecek yarışmacıların ekiplerinde en fazla 10 kişi olabilecek.
Profesyonel Kategori’de birincilik ödülü 15.000 TL, ikincilik ödülü 10.000 TL, üçüncülük ödülü 7.000 TL olurken T.C. Öğrenci Kategorisinde; birincilik ödülü 10.000 TL, ikincilik ödülü 5.000 TL, üçüncülük ödülü ise 2.500 TL olarak belirlendi.
Knauf ile depreme dayanıklı yapılar Alçıpan® ile oluşturulan kuru yapı sistemlerinin sismik avantajları;
- Hafif olmaları,
- Binanın ölü yükünü azaltmaları,
- Süneklikleri.
Ülkemizin yaklaşık yüzde 42’sinin birinci derece deprem kuşağında olmasının farkındalığıyla Knauf, son teknolojiyi kullanarak geliştirdiği Alçıpan® ürünleriyle oluşabilecek kötü senaryoları minimize etmeyi amaçlıyor. Alçıpan® sistemleri, dinamik yükler karşısında sünek davranış göstererek deprem anında taşıma güçlerini kaybetmeden büyük deformasyonlara uğrayarak deprem enerjisini absorbe edebiliyor.
Ülkemizin yüzölçümünün yüzde 92′si deprem kuşağında ve yarısına yakını yani yaklaşık yüzde 42’si birinci derece deprem kuşağında olup, nüfusun yüzde 95′i deprem tehdidi altında. Bu coğrafi bilginin gerçekliğiyle son dönemde yaşadığımız depremler de yapıların sağlamlığını sorgulamamıza neden oldu.
Knauf’tan deprem enerjisini absorbe eden Alçıpan® sistemleri
Oluşabilecek herhangi bir depremde deprem yükünü absorbe etmek önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Deprem yükü, binanın ağırlığıyla doğru orantılı olarak değişiklik gösteriyor. Ağır duvarlarla yapılan binalarla karşılaştırıldığında hafif duvarlarla yapılan binalar, deprem yükünden daha az etkileniyor. Geleneksel ağır duvarla yapılan binalarda oluşan büyük deprem yüklerini karşılamak için ise konstrüksiyonun statik hesabında daha çok malzemeye (betonarme, çelik, vs.) ihtiyaç duyuluyor. Bu noktada devreye giren Knauf’un son teknolojiyle tasarladığı Alçıpan® sistemleri, kat öteleme oranları için gerçekleştirilen birçok teste hem maksimum taşıma gücü değerinde hem de göçme noktasında geleneksel duvar sistemlerine göre çok daha büyük kat ötelenme oranı sergileyerek yaşam alanlarındaki kötü senaryoları minimize ediyor. Knauf Alçıpan® Sistemleri, dinamik yükler karşısında sünek davranış göstererek deprem anında taşıma güçlerini kaybetmeden büyük deformasyonlara uğrayıp deprem enerjisini absorbe edebiliyor.
2019’un Top Chef’i belli oldu
Türkiye’nin lider toplu yemek ve destek hizmetler sağlayıcısı Sofra/Compass Group Türkiye’nin bu yıl yedinci kez düzenlediği geleneksel Top Chef 2019 Yarışması’nın birincisi belli oldu. Senede bir gün rakip, geri kalan her gün ekip olan 7 şefin yarıştığı Top Chef 2019’da birinci, Şef Ayhan Özdil oldu.
Sofra/Compass Group Türkiye tarafından bu yıl 7’ncisi kez düzenlenen “Top Chef 2019”, 12 Ekim’de İstanbul Gastronometro mutfağında gerçekleştirildi. Türkiye genelinde yapılan bölgesel seçmeler ile büyük final için yarışan şefler, birinci olabilmek adına kıyasıya bir mücadele sergiledi. Toplamda 83 şefin yarıştığı elemelerde Top Chef 2019’un büyük finali için yarışacak 7 şef belirlendi.
Jüri üyeliğini, Türk Yemek Uzmanı ve Yazar Sahrap Soysal, Food in Life Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Gökmen Sözen, Tarif Geliştirici, Yemek Tasarımcısı Pelin Bozkurt Bilgiç, Gastronometro Yönetici Eğitmen Şef Vedat Demir, Metro Danışman Şefi Yahya Tayfun Karayel’in yaptığı Top Chef 2019’da, birincilik ödülünün sahibi Şef Ayhan Özdil oldu.
Lezzetin ustaları yarıştı
Sofra Compass Group tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen etkinlikte, birbirinden profesyonel şefler hünerlerini sergiledi. Usta şefler tarafından hazırlanan benzersiz yemek tabakları, konusunda uzman kişiler tarafından değerlendirildi. Finale kalan 7 profesyonel şeften, 90 dakika içerisinde başlangıç, ana yemek ve tatlıdan oluşan 3 farklı tabak sunumu hazırlamaları istendi. Ortaya çıkan menüler jüri üyeleri tarafından lezzet, sunum, yaratıcılık, mutfak teknikleri, hijyen gibi kriterler çerçevesinde değerlendirildi.
“Yılda bir gün rakip, geri kalan zamanda ekibiz”
Top Chef 2019 Türkiye finali birincisi Şef Ayhan Özdil, duygularını şu cümlelerle ifade etti: ‘’Bu yılın birincisi olmaktan çok mutluyum. Aynı çatı altında, birlikte çalıştığım, her biri birbirinden değerli ve yetenekli şef arkadaşlarımla böyle keyifli rekabet içinde olmak çok değerliydi. Sürpriz zorluklara karşı hepimiz elimizden geleni yaptık, heyecanlı bir o kadar da eğlenceli bir süreç yaşadık, jürideki değerli isimler heyecanımızı katladı.’’
Yemek kültürüne verdikleri önem ve değeri geleneksel olarak gerçekleştirdikleri etkinlikle desteklediklerini belirten Sofra / Compass Group Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Nihat Kartal, “Değerlerimizi yaşatmak ve yansıtmak için sürdürülebilir çalışmalarımıza devam ediyoruz. Sofra/Compass ailesi olarak, bu yıl 7.’sini düzenlediğimiz Top Chef yarışmamıza olan heyecanımız her yıl katlanarak artıyor. Bir yarışmadan çok ülkemizin yemek kültürünü değerli insanlar ile paylaştığımız etkinliğimizde, gastronomi kültürünün yaygınlaşması adına bizlere destek olan şeflerimizle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Top Chef yarışmasının gastronomi alanında yeni fırsatlar yarattığına inanıyoruz” dedi.
Radisson Blu Hotel Vadistanbul’de “Back to Business Party” düzenlendi “Back to Business Party” iş dünyasını buluşturdu
İstanbul’un yeni iş ve yaşam merkezi olarak Ayazağa’da hayata geçirilen Vadistanbul bünyesindeki Radisson Blu Hotel Vadistanbul, düzenlediği “Back to Business Party” organizasyonunda iş dünyasını geçtiğimiz gün buluşturdu.
Sektörün önde gelen MICE acentaları ve kurumsal müşterilerin katıldığı etkinliğe yoğun bir katılım gerçekleşti. İş dünyası, İstanbul 12 orkestrasının birbirinden güzel şarkıları ve eşsiz sokak lezzetleri eşliğinde unutulmayacak bir gece yaşadılar. Sosyal medyada en çok post yapan misafirler, sürpriz hediyeler kazandılar. Ayrıca yapılan çekilişte, konaklama ve SPA gibi hediyeler sahiplerini buldu.
Artaş Grubu konuklarını ağırladı, pazara ilişkin görüş alışverişinde bulundu
Organizasyon sırasında, Artaş Grubu Turizm Yatırımları Koordinatörü Recep Arifoğlu, Radisson Blu Vadistanbul Genel Müdürü Fercan Başkan, Radisson Residences Vadistanbul Genel Müdürü Nihan Sıcakkanlı, Radisson Residences Avrupa Tem İstanbul Genel Müdürü Ercan Yılmaz, BW PLUS The President Hotel Genel Müdürü Atacan Yücel, BW Citadel Hotel Genel Müdürü Fevzi Erdoğan, Radisson Blu Vadistanbul Satış ve Pazarlama Direktörü Mohammed Abukaraki, Radisson Residences Avrupa Tem İstanbul Satış ve Pazarlama Müdürü Türker Subaşı, Radisson Residences Vadistanbul Satış Müdürü Oğuz Günal başta olmak üzere Artaş Grubu bünyesindeki otellerin yöneticileri, toplantıya katılan acentaların ve kurumsal firmaların yetkilileri ile pazara ilişkin görüş alışverişinde bulundular.
Eylül ayı itibariyle kongre ve toplantı organizasyonlarında artış yaşanıyor
Eylül ayından itibaren toplantı organizasyonları trafiği açısından hareketli günlerin yaşandığını kaydeden Radisson Blu Vadistanbul Genel Müdürü Fercan Başkan, şunları söyledi:
“Eylül ayı ile birlikte iş dünyasının toplantı organizasyonları büyük ivme kazandı. Toplantı salonlarımızın kullanımı açısından, yaz aylarına göre, %70 artış bulunuyor. Çok uluslu global şirketlerin toplantılarına ev sahipliği yapıyoruz. Portekiz, İspanya, Fransa, Güney Afrika, Azerbaycan, Rusya gibi birçok ülkeden gelen toplantı turistlerini misafir ediyoruz. Özellikle son dönemlerde, Orta Avrupa ülkelerinden toplantı için gelen konuk sayısında ciddi bir artış gözleniyor. Geçtiğimiz yıllarda daralan bu pazarların yeniden ivme kazanması, toplantı ve kongre turizmi açısından gelecek vadediyor” dedi.
Yerli ve yabancı misafirlerden yoğun talep alıyor
Alışveriş, şehir turu, havaalanları ve şehrin iş merkezlerine kolayca ulaşım sağlayan Radisson Blu Hotel Vadistanbul, yerli ve yabancı misafirlerinden yoğun talep alıyor. Şehir veya orman manzarasında 193 odası bulunan otelin, standart odaları 32 metrekare olurken, suit odaları 55 ile 70 metrekare arasında değişiyor. Presidential Suite ise 203 metrekare. Odalarda, kasa, TV üzerinde ekran yansıtma, minibar, çay ve kahve ürünleri olan karşılama tepsisi, su ısıtıcısı ve otel genelinde ücretsiz yüksek hızlı wi-fi internet bağlantısı bulunuyor. Radisson Blu Hotel Vadistanbul’da, 2 kişiden 730 kişiye kadar her türlü etkinliği unutulmaz kılacak, son teknolojik teknik ekipmanlarla donatılmış gün ışığı alan 7 benzersiz toplantı salonu ve balo salonları mevcuttur.
Ayrıca, Spor Salonu SPA & Fitness Merkezi alanında en iyilerinden birisidir. Son teknoloji ekipmana sahip fitness alanı bulunuyor. Özel donanımlı masaj odalarında, İsveç masajı, Sıcak taş masajı, Geleneksel bali masajı, Refleksoloji masajı, Aromaterapi masajı, Spor masajı, Anti Selülit masajı, Shiatsu, Derin doku masajı gibi masajlar bulunuyor ve deneyimli masözler hizmet veriyor. Isıtmalı kapalı yüzme havuzu, Türk hamamı, buhar banyosu, vadi manzaralı saunaları ve kişisel tercihlere göre şekillenen bakım programları mevcuttur.
GEMSS 2019 Sergisi 30 Kasım’a Kadar Uzatıldı!
Türkiye’nin yaratıcı genç mimarlarının sadece projeleriyle değil, bütüncül yaratıcı yaklaşımlarıyla değerlendirildiği Genç Mimarlar Seçkisi’nin sergisi yoğun ilgi nedeniyle 30 Kasım’a kadar uzatıldı. 6 Eylül tarihinde The Circle’da açılan sergi, seçkide yer alan 14 mimarın üretimlerini paftaların yanı sıra obje, maket, video ve eskiz gibi yaratıcı öğelere yer vererek yansıtıyor.
Türkiye’de geleceğin mimarisine yön verebilecek 40 yaş altı 14 mimarın yer aldığı Genç Mimarlar Seçkisi ve Sergisi’nin kapanış tarihi yoğun ilgi nedeniyle 30 Kasım’a ertelendi. Geçtiğimiz Eylül ayında The Circle’da açılan sergi, Sait Ali Köknar küratörlüğünde VitrA, Şişecam, Trimline, Ersa, Petra ve Arkitera’nın desteğiyle gerçekleşen GEMSS seçkisinde yer alan 14 mimarın üretimlerini yansıtıyor. Seçti, mimarların yanı sıra sanatçılar, akademisyenler ve sektör temsilcilerinden oluşan ‘multidisipliner’ bir seçici kurul tarafından belirlenmişti.
Mimarlık alanı içinde bina tasarımı ve üretiminin yanı sıra geçici mekan tasarımları, ürün tasarımı, araştırma, yayın, eğitim gibi farklı pratikleri temsil eden; Türkiye’deki mimarlık kültürüne pratik, akademik ve sanatsal anlamda çok yönlü katkı sağlayan mimarların bir araya getirildiği GEMSS 2019 sergisi günümüz mimarisine dair kapsamlı bir manzara çiziyor.
Sergi tasarımını Dilara Tekin Gezginti ve Sanja Jurca Avcı’nın üstlendiği GEMSS 2019, seçkinin temel prensiplerinden olan “mimarların entelektüel kimliğini ve mimarlık yapma biçimlerini” dikkate alma durumunu benzer bir niyetle sürdürüyor. Serginin tasarımında seçilen mimarların düşünme ve üretme biçimlerini, kendilerini ifade etme araçlarını ve yöntemlerini ziyaretçiye aktarmanın hedeflendiğini vurgulayan Dilara Tekin Gezginti, bu hedefin kimi zaman her mimara eşit ve aynı formatta alan ayırmak, kimi zaman da olanca serbestliğiyle çeşitlenen temsil araçları kullanmak olarak karşılık bulduğunu belirterek sözlerine devam ediyor: “Mimarların seçki başvurusunda kullandıkları, 1 ya da 2 projelerini sundukları paftalar; seçki sürecinde yer alan temsil ürününü ziyaretçiyle paylaşmak adına şeffaf bir duruş ortaya koydu.
Serginin bir diğer bileşeni olan portföyler ve eskiz yüzeyleri, mimarın kişisel ve mesleki arşivini sergi sürecine eklemlemek adına faydalı araçlar olarak kullanılmış. Mimara daha özgür bir alan tanımak amacıyla sergiye dahil edilen 3 boyutlu objeler, bir maket ya da 3D print olabildiği gibi, mimarın sergiye katmak istediği anlamsal karşılığı bünyesinde barındıran herhangi bir obje olarak da yer bulmuş. Sergide benzer bir esnekliği ve çeşitliliği medya alanında da temsil etmek üzere, mimarların kendi pratiğini anlatmak üzere ürettiği birer dakikalık videolarına da yer verilmiş.
Seçilen 14 mimar profilinin “portföy, eskiz, obje ve video” temsilleri bir arada sunularak, ziyaretçinin bu birlikteliği deneyimlemesi ve üzerine düşünmesi hedefleniyor. Bu bir aradalık, Küratör Sait Ali Köknar’ın tabiriyle “Şu sıralar mümkün mimarlık yapma biçimleri”nin sergideki karşılığı olan bir harita olarak ortaya konuyor.
GEMSS 2019 seçkisinde yer alan mimarlar (alfabetik olarak) şu şekilde sıralanıyor:
- Alper Derinboğaz (Salon Architects)
- Bihter Çelik (-trak)
- Birge Yıldırım Okta (Oktaa)
- Burak Pekoğlu (BINAA)
- Buşra Al (Plug Ofis)
- Cihan Sevindik (OfficePan)
- Evren Başbuğ (StudioEvrenBaşbug)
- Ferhat Hacıalibeyoğlu (İkiartıbir Mimarlık)
- Ilgın Avcı (CAA Studio)
- Melike Altınışık (Melike Altınışık Architects)
- Oral Göktaş (SO?)
- Ramazan Avcı (SCRA Mimarlık)
- Sevince Bayrak (SO?)
- Zuhal Kol (Openact)
GEMSS sergisi The Circle’daki gösteriminin ardından, Arkitera Genç Mimar Ödülü’nün kazananıyla beraber 1-30 Haziran 2020 tarihlerinde, Londra Mimarlık Festivali kapsamında RIBA’da (Royal Institute of British Architects) gösterilecek.
Umre’ye gidecekler nelere dikkat etmeli?
Suudi Arabistan’a her sene 400.000 binden fazla Türk, hac ve umre seyahati için akın ediyor. Kutsal topraklara gitme hayali kuran hacı adaylarının hazırlıklarını nasıl yapması gerekiyor? Kayıt işlemleri nasıl ilerliyor? Elçi Tur Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Başarır, Umreye gitmek için hazırlananlar için önemli ipuçları verdi. İşte Umre görevini yerine getirmek isteyenlerin dikkat etmesi gereken önemli başlıklar.
Her yıl umre ibadeti için ise 8 milyondan fazla kişi yılın farklı zamanlarında Suudi Arabistan’a seyahat ediyor. Bu kutsal görevi yerine getirmek isteyen kişilerin umreye gitmeden önce dikkat etmesi gereken hususları Elçi Tur Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Başarır şöyle ifade etti “Umreye gideceklerin gidecekleri tarihten en az bir hafta önceden tüm kayıt işlemlerini tamamlamaları gerekiyor., 10 gün öncesinden de sağlık kontrollerini muhakkak yaptırmaları gerekiyor. Acente seçimi ve gideceğiniz acentenin güvenilir ve tecrübeli olması çok önemlidir.”
Sağlık kontrollerinizi muhakkak yaptırın.
Bu kutlu görev için yola çıkan adayların en az 10 gün öncesinden sağlık kontrollerini yaptırmaları oldukça önemlidir. Sağlığınızı olumsuz etkileyecek gıdalardan uzak durmalısınız. Sürekli kullandığınız ilaç varsa reçetenizi ve ilaçlarınızı muhakkak yanınızda bulundurmalısınız. Çok fazla klima altında kalmamaya özen göstermelisiniz. Ayrıca, Umre için Suudi Arabistan’ı ziyaret edecek vatandaşların sıcak hava koşullarından olumsuz etkilenmemeleri adına yanlarında pamuklu kıyafetler alması gerekiyor.
Üç gün öncesinden bilet ve rezervasyon kontrollerinizi yapınız.
Umre ziyaretini yerine getirecek misafirlerin, yapılacak resmi işlemleri titizlikle takip etmesi ve yanlarında götürecekleri kişisel eşya ve ihtiyaçlarını özenle seçmesi gerektiğini belirten Tahir Başarır, “Biz acenteler olarak bütün detayları, tüm süreçleri elbette ki hassasiyetle takip ediyoruz. Ayrıca Türkiye’den götürülen telefon hatlarını yurtdışına açtırmaları veya oraya gittiklerinde Arap hattı alıp kontör yüklemeleri iletişimlerini sürdürmeleri açısından önemlidir. Son olarak yanlarında acil durumlara karşı bir miktar Riyal de bulundurmaları gerekiyor.” açıklamalarında bulundu.
İhram Kuralları hakkında bilgi edinmek.
Gideceğiniz yer hakkında detaylı olarak bilgi edinin. Umrenin nasıl yapılacağı hakkında önceden bilgi edinmek çok faydalı olacaktır. İhrama girdiğiniz andan itibaren ihram yasakları başlar. İhram yasaklarına örnek verecek olursak; kokulu sabun, kolonyalı mendil, parfüm kullanılamaz ve tırnak kesilemez.
Umre yolculuklarında farklı seçenekler
Tahir Başarır, Hac dışında Bosna, Dubai, Fas, Kudüs ve Kudüs bağlantılı Umre turlarına dair bilgiler de verdi. 3 gece 4 gün, 7 gece 8 gün, 9 gece 10 gün ve 14 gece 15 gün seçenekleri ile Mekke ve Medine’de birçok yerin ziyaret edilebileceğini belirten Başarır, bu turları da incelemek isteyenlerin www.elcitur.com.tr sitesini ziyaret edebileceklerini söyledi.