Ekonomi-magazin-teknoloji haberleri
MARBLE Fuarı ile doğaltaş sektörünün ihracatı 25 yılda 33 kat büyüdü
Türkiye’de 1980 sonrasında ihracatın yıldız sektörlerinden biri olan Doğaltaş sektörü, MARBLE İzmir Fuarı’nın sağladığı ivme ile 1994 yılında 60 milyon dolar olan ihracatını 25 yılda 33 kat arttırarak 2 milyar dolar bandına taşıdı.
Türkiye’ye yıllık 2 milyar dolar döviz kazandıran Türk doğal taş sektörü, dünyanın en büyük iki fuarından biri olan MARBLE İzmir Fuarı’nda dünyanın dört bir tarafından gelen binlerce ithalatçıyı ağırlıyor.
Bu yıl 25. yaşını kutlayan MARBLE İzmir Fuarı, kentte sadece doğal taş sektörüne değil tüm hizmet sektörlerine bayram yaşatıyor. 25. MARBLE İzmir Fuarı’nın, İzmir ekonomisine katkısının milyon dolarları aşması bekleniyor. MARBLE İzmir Fuarı bu yıl 150 bin m² alanda düzenlenirken, 209’u yabancı bin 100’e yakın firma katılıyor. Doğal taş sektörünün gövde gösterisi haline gelen fuara ilgi yine büyük oldu. Çeyrek asrı geride bırakan MARBLE İzmir Fuarı kapsamında 5. Uluslararası Taş Kongresi’nin de açılışı yapıldı. Burada konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, fuarın gelişimine paralel olarak Türkiye’nin doğal taş ihracat rakamlarının yükseldiğine dikkat çekti. Kocaoğlu, “Türkiye taşı çok önemli bir hazine. Bunun tanıtılmasında MARBLE’ın çok önemli bir katkısı var” diye konuştu.
Kaya: Doğaltaş ihracatı 25 yılda 33 kat arttı
MARBLE İzmir Fuarı’nın Türk doğal taş sektörüne 25 yılda büyük katkı sağladığına işaret eden Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, 1994 yılında Türk doğal taş sektörünün 60 milyon dolar olan ihracatının 25 yılda 33 kat artışla 2 milyar dolar bandına geldiğini ve bu artışla MARBLE Fuarı’nın itici güce sahip olduğunu kaydetti. Kaya, “Dünya genelinde doğal taş ihracat rakamları 20 milyar dolara ulaşmış durumda. Dünya rezervlerinin yüzde 35’ine sahip olan Türkiye’nin doğal taş ihracatında gideceği daha çok yolu var. Bugün 2 milyar dolar seviyesinde olan ihracatımızı katma değerli ürünlere yoğunlaşarak 7 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Bunun için ‘İnadına üretim, inadına ihracat’ mottosuyla hareket ediyoruz” şeklinde konuştu.
Türk: Biz fuarı, fuar bizi büyüttü
Fuarla birlikte sektörün büyüdüğünü ifade eden Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği (TÜMMER) Yönetim Kurulu Başkanı Raif Türk, “MARBLE İzmir Fuarı, mermer üreticisini ihracatçı yaptı. Dünyanın her yerini dolaşmakta öncülük ve teşvik etti. MARBLE İzmir Fuarı 25 yıldır yabancılarla insanlarımızı bir araya getiriyor. Çok büyük önemi var bizim için. Çin’e, İtalya’ya, Amerika’ya gidiyoruz ama kendi fuarımızı da bu arada büyüttük. Biz fuarımızı büyüttük, fuarımız da bizi büyüttü. Böyle devam etsin istiyoruz” diye konuştu.
Balıbey: Mermerin fuarı mı olur dediler
TBMM 17 ve 18. Dönem milletvekili, TÜMMER Onursal Başkanı Metin Balıbey, “Fuarın açılışından beri varım. Biz bu fuar işine başladığımızda bize ‘Mermerin fuarı mı olur?’ dediler. Talep arttı,daha sonra mekanlar yetmeyince ilaveler başladı orayı yenilediler. O yenilemeler de yetmedi. Çadırlar kurdular yetmedi ve fuarizmir yapıldı. Burası bizim sektörümüz için yapıldı. Sektörün dinamizmiyle bu konuma geldik. Büyük çabalar oldu, fuarcılık anlayışı da gelişti. İzmir’in de fuarcılık sektörüne büyük katkıları oldu. Başka yerlerde fuarlar açılmaya başlandı ama İzmir’in önüne geçemedi. Sektör de İzmir’i benimsedi. Fuarcılık İzmir’de kök saldı. En önemli fuarımız bu oldu. Eskiden her şeyi fabrikamızda yapardık standımızın kurulumundan ulaşımına kadar her şeyi karşılardık. Şimdi fuar stantları bile bir sanayiye dönüştü. Fuarcılık başlı başına bir hizmet sektörüne dönüştü. Baktığınızda birden çok sektörü besleyen bir durum bu. katma değer kazanan türevleri oldu, amaç da budur zaten. Fuarın sadece bizleri değil etrafı da beslemesi lazım” dedi.
Dinçer: Ciddi pay alıyoruz
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer, “Türkiye’de maden ihracatı 4,7 milyar dolar. Bu rakamın yaklaşık yarısını doğal taş sektörü oluşturuyor. İşlenmiş ürün ve blok olarak satış gerçekleşiyor. Dünyada işlenmiş ürün ticareti 4 milyar dolar, bunun 1 milyar dolarını Türkiye gerçekleştiriyor. Blok ticaretinin dünyadaki rakamı 3 milyar dolar, bunun da yaklaşık olarak 1 milyar dolarını Türkiye olarak gerçekleştiriyoruz. Dünya pazarından ciddi miktarda pay alıyoruz doğal taş sektöründe” dedi.
Intercity İstanbul Park’ta Heyecan Bitmiyor
Bugüne kadar pek çok ulusal ve uluslararası motorsporları yarışlarının yanı sıra bisiklet ve maraton gibi spor dallarına da ev sahipliği yapan Intercity İstanbul Park Pisti’nde 3-4-5 Mayıs tarihlerinde Türkiye’nin en büyük sağlıklı yaşam ve spor festivali V Weekend Sports gerçekleştirilecek.
Otomobil müzesinden motorsporlarına, trafik güvenliğinden güvenli sürüşe kadar vermiş olduğu hizmetlerle otomobilin merkezi olan Intercity İstanbul Park, yine bir ilke daha imza atmaya hazırlanıyor. 2018 yılında startı verilen V Weekend festivaller serisi 3-4-5 Mayıs 2019 tarihlerinde gerçekleştirilecek V Weekend Sports ile sürecek. Intercity İstanbul Park Pisti, Türkiye’nin en kapsamlı sağlıklı yaşam ve spor festivalinde 3 gün boyunca tüm spor dallarının buluşmasına, heyecan dolu müsabakalara, birbirinden renkli gösterilere ve herkesin katılımına açık şovlara ev sahipliği yapacak.
Katılımcılar bir yandan gün boyu spor deneyim alanlarında vakit geçirirken, aynı zamanda sağlıklı yaşam seminerlerine katılıp, spor workshop’larında bilgi ve deneyimlerini artırabilecekler. V Weekend Sports’ta ayrıca farklı spor dallarından uluslararası ve ulusal katılıma açık resmi yarışlar da düzenlenecek. V Weekend Sports’u ziyaret edenler ayrıca hayranı oldukları sporcularla tanışma seanslarına girip onlarla sohbet edebilecek ve tanınmış başarılı sporcuların kariyer hikayelerini dinleyebilecekler.
V Weekend Sports kapsamı:
- V City Fitness Championship adlı Türkiye’nin en büyük CrossFit şampiyonasında 24 ülkeden 150 sporcu katılacak ve rekabetin had safhada yaşanacağı şampiyona için ülkemizin en büyük CrossFit parkuru kurulacak.
- Gran Fondo Marmara bisiklet yarışlarının organizatörü tarafından düzenlenecek olan Gran Fondo İstanbul Park Bisiklet Yarışları, V Weekend Sports festivali boyunca 1.000 sporcunun katılımına sahne olacak. İki gün boyunca iki ayrı yarışın yapılacağı müsabakada ilk gün gerçekleştirilecek yarış, Intercity İstanbul Park Pisti’nin 4 km’lik kısa pist düzeninde 10 turdan oluşacak. İkinci gün yapılacak yarış ise Formula 1 pistinin 5.3 km’lik uzun pist düzeninde 18 tur olarak gerçekleştirilecek.
- Intercity İstanbul Park’ın zorlu parkurunda gerçekleştirilecek olan Family Run’da ise aileler yarışacaklar. İster aile olarak ister arkadaş grubu olarak katılım gösterilebilen koşu yarışı, V Weekend Sports’un en ilgi çekici yarışlarından biri olması bekleniyor. Binlerce kişinin mücadele edeceği müsabakanın birincilerini yine yarış pistinde gerçekleşecek olan inanılmaz deneyim hediyeleri bekliyor.
- Günümüzün popüler başlıklarından biri olan ve hızla spor dalları arasında kendine sağlam bir yer edinen E-spor kategorisinde de 60 sporcunun mücadele edeceği Intercity eRacing Cup Yarışı düzenlenecek.
- 2016 yılında ülkemizde drone teknolojisini ve sporunu geliştirilmek, tanıtmak ve kullanıcı adedini arttırmak amacıyla kurulan Tech Drone League’in 1. etap yarışı da yine V Weekend Sports kapsamında gerçekleştirilecek. Ziyaretçiler, heyecanlı geçecek yarışları izlemenin ötesinde drone kullanımını da deneyimleyebilecekler. Ayrıca drone satın alınabilecek alanlar da festivalde hazır olacak.
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü de basketboldan atletizme, karateden bilek güreşine faaliyette bulunduğu 20’ye yakın spor dalıyla V Weekend Sports’ta yer alacak.
- 2013 yılından bu yana Intercity İstanbul Park’ta motosiklet eğitimlerini, California Superbike School yarış eğitimlerini ve motosiklet pist günlerini gerçekleştiren MotorOn ekibi tarafından düzenlenen ve 5 ayaktan oluşan Motor On Superbike Şampiyonası’nın ilk ayak yarışı da V Weekend Sports organizasyonunun bir parçası olacak.
- V Weekend Sports festivalini ziyaret edenler ayrıca katılımcı kulüp ve firmaların çekilişlerinin hediyesi olarak Intercity Cup yarış araçları ile eşsiz deneyimler yaşayabilecekler.
Sağlıklı yaşam ve sporu hayatında tutan tüm ziyaretçilere girişlerin ücretsiz olacağı festivale, şehrin farklı noktalarından İETT seferleri de düzenlenecek.
ZÜCDER’in düzenlediği Aile Şirketlerinde Sürdürülebilirlik seminerinde konuşmacı olarak yer alan TAİDER Aile İşletmeleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Öğücü; “Aile şirketlerinin başarılı büyümesi ve nesiller boyu sürdürülebilirliğinde ancak doğru kurumsallaşma ile mümkün” dedi.
Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) tarafından düzenlenen Aile Şirketlerinde Sürdürülebilirlik semineri, züccaciye alanında faaliyet gösteren aile işletmelerini bir araya getirdi. 2017’de 4,2 milyar dolar tutarında ihracat yapan ve her yıl ihracat hedeflerini yükselten züccaciye sektörü içerisinde çok sayıda aile işletmesi yer alıyor. Seminerin açılış konuşmasında ZÜCDER Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Erdoğan; “Sadece kendi sektörümüz değil, Türkiye’deki şirketlerin yüzde 95’i aile şirketlerinden oluşuyor ve aile şirketleri, milli gelirin yaklaşık yüzde 90’ını üretiyor. Ancak aile şirketlerinin yüzde 2-13 arası, 3. ve 4. nesillere aktarabiliyor. Biz de buradan hareketle, aile işletmeleri konumundaki üyelerimizin Türkiye’nin köklü aile şirketlerinden birine dönüşmeleri için bu semineri düzenlemeye karar verdik.” dedi.
Seminerde konuşmacı olarak yer alan TAİDER Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Öğücü; “Biliyoruz ki Kurumsallaşma, aile şirketlerinin aşması gereken en önemli aşamalardan biri. Günümüzde aile girişimlerinin çoğunun birinci nesilden ikinci nesile geçmiş olduğu, ikinci nesilden üçüncü nesile devirlerin başladığı bir dönemin içindeyiz. Çağın getirdiği yenilikler, bizlerin ve gelecek nesillerin evrensel değerlerle buluşmuş olması aile şirketlerinin kurumsallaşma konusundaki farkındalıklarını ve becerilerini arttırmakta. Aile şirketlerinin başarılı büyümesi ve nesiller boyu sürdürülebilirliğinde ancak doğru kurumsallaşma ile mümkün olabiliyor. Ülkemizde bu konuda çok önemli bilgi birikimi söz konusu. Biz de TAİDER olarak sürdürülebilirlik alanında çalışan aile şirketlerini teşvik edecek başarılı uygulamaların artmasını sağlama amacıyla TAİDER Kuzey Yıldızı Aile Şirketlerinde Sürdürülebilirlik Projesi’ni hayata geçirdik. Bu yıl üçüncüsünü gerçekleştireceğimiz Kuzey Yıldızı Ödülleri’nin ülkemiz aile şirketlerine çevre, toplum, insan, gelecek nesiller, yönetişim ve finansal sürdürülebilirlik konusunda yol gösterici olduğuna inanıyorum” dedi.
Seminerin diğer konuşmacıları ise TAİDER Kurucu Üyesi, ZÜCDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve ARZUM Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, TKYD Aile Şirketleri Çalışma Grubu Eş Başkanı Aslı Erdoğan, TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Aydın Pandır, Yönetim Kurulu Üyeleri Derneği Başkanı Haluk Alacaklıoğlu, TÜSİD Yönetim Kurulu Üyesi Murat Öztiryaki, TKYD Yönetim Kurulu Üyesi Sami Erol, Moral & Partners Ortak Av. Serkan Pamukkale oldu.
Türkiye’nin ilk onaylı kimlik doğrulama cihazı biOnay, dijital dönüşümü başlatıyor
Türkiye dijital kimlik doğrulama sistemine geçiyor. Yeni kimliklerde yer alan çipler, elektronik cihazlarla doğrulanacak ve kimlik gerektiren tüm işlemler daha güvenli hale gelecek. Türk mühendislerinin geliştirdiği mobil kimlik doğrulama cihazı biOnay, tüm güvenlik testlerinden geçerek Türkiye’nin ilk onaylı kimlik doğrulama cihazı oldu.
Uluslararası standartlarda ve güvenlik kriterlerinde geliştirilen yeni kimliklerde tüm özel bilgiler çiplerde saklı olarak korunuyor. Fakat işlemlerin daha güvenli ve pratik hale getirilmesi için geliştirilen kimliklerin sunduğu avantajlar, e-kimlik doğrulama sisteminin uygulaması hayata geçmediği için kullanılamıyordu. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’nin attığı önemli adımlarla süreç tekrar hız kazandı.
biOnay cihazı güvenlik adımlarını tamamladı
Yeni çipli kartlarda yer alan parmak izi, dijital fotoğraf, PIN ve dijital sertifika unsurlarını kullanarak 3-faktör kimlik doğrulama gerçekleştirebilen biOnay cihazları, kullanım için gerekli olan iki sertifikasyon sürecini başarıyla tamamladı.
Güvenlik testleri için “Ortak Kriterler (CC) EAL4+” sertifikasını Eylül 2018 tarihinde aldıklarını söyleyen biOnay Kurucu Ortağı Ümit Yaşar Usta, fonksiyonel testler için şart koşulan “TSE Uyumluluk” sertifikasını da aldıklarını ve böylece Türkiye’nin ilk onaylı kimlik doğrulama cihazı üreticisi olduklarını duyurdu.
“Türkiye’de dijital dönüşüm şimdi başlıyor”
“İnsan hatalarına son derece açık olan mevcut kimlik doğrulama yöntemi e-kimlik doğrulama cihazlarının uygulamaya alınmasıyla tarihe karışacak” diyen Usta, cihazların kullanımıyla nasıl bir dönüşüm yaşanacağını anlattı: “Kimlik doğrulama sürecini dijitale taşıyan kurumlar, sahte kimlikle yapılan işlemler nedeniyle uğranılan maddi kayıpları engelleyecek ve itibar kaybının önüne geçecek. Kimlik fotokopisi, kâğıt arşivleri, ıslak imza gibi manuel süreçler geride kalacak ve tüm kurumlarda önemli derecede tasarruf sağlanacak. Ayrıca kurumlar kimlik doğrulama alanında yeni yöntemler geliştirmek için ilave yatırımlar yapmak zorunda kalmayacak. Vatandaş kimliğini uzatması gereken her yerde aynı teknolojiyle karşılaşabilecek ve hem kurumların hem de şahısların güvenlik endişesi son bulacak. Çiplerde yer alan kişisel veriler korunacak ve sadece yetkili kurumlar yetkili oldukları alanları okuyabilecek. E-kimliklere uzaktan e-imza yüklenebilmesi sayesinde ıslak imzalar yerini e-imzaya bırakacak.”
“e-Kimlik uygulamalarımızla dünyaya örnek olabiliriz”
Avrupa Parlamentosu’nun kimlik kartları için ortak güvenlik standartları konusunda anlaştığını hatırlatan Usta, e-kimlik üretimi konusunda olduğu gibi kimlik doğrulama cihazları konusunda da Türkiye’nin dünyaya örnek olabileceğini vurguladı: “Avrupa standartlarına göre, kimlik kartlarının bir kredi kartı formatına sahip olması ve makineler tarafından okunabilmesi gerekiyor. Biz de biOnay olarak, elektronik kimliklerin güvenli ve pratik bir şekilde okunabilmesi için uzun bir süredir önemli çalışmalar yürütüyoruz. Türk mühendislerin geliştirdiği kimlik doğrulama cihazının bu alanda da öncü olacağına inanıyoruz.”
Çelik sektörü Batı Afrika’yı radarına aldı
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın Türk çeliğine yüzde 50 gümrük vergisi kararı sonrasında Türk çelik sektörü alternatif pazar arayışlarını yoğunlaştırdı. Çelik sektörü Batı Afrika pazarına yoğunlaşma kararı aldı.
Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği, Çelik İhracatçıları Birliği ve Steelorbis Elektronik Pazaryeri A.Ş.’nin destekleri ile Çelik Dış Ticaret Derneği organizasyonunda düzenlenen “Hedef Pazar: Batı Afrika Toplantısı” Ege İhracatçı Birlikleri’nde yapıldı.
Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım, Türk Eximbank’ın Afrika kıtasına özel önem vererek bu ülkelerdeki faaliyetlerini hızlandırdığının altını çizerken, DEİK Türkiye-Afrika İş Konseyleri Başkanı Tamer Taşkın, ihracatçılara Türkiye’dokuyan Afrikalı öğrencileri önce stajer olarak sonra çalışan olarak istihdam etmeleri çağrısında bulundu.
Riskini sigorta ettiren firmalarla daha yoğun çalışacağız
Türk çelik sektörünün 2018 yılında yaptığı ihracatın 5.8 milyar dolarlık kısmına kredi desteği verdiklerini belirten Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım, “2018 yılında Türkiye’nin ihracatının yüzde 26’sına kredi desteği verirken, Çelik sektöründe bu oran yüzde 32’ye ulaştı. Bu desteğimizin yüzde 76’sını KOBİ firmalarına sağladık. Önümüzdeki dönemde kur riski almayan, alacak sigortası yaptıran, ihracat performansı artan firmalarla daha yoğun çalışacağız. Batı Afrika pazarında da ihracatçılarımızın yanında olacağız” diye konuştu.
İhracat pazarları daralıyor
Hedef Pazar: Batı Afrika Panelinin açılışında konuşan Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ertan, bugün gelinen noktada hem ABD hem AB tarafından uygulanan korumacılık önlemlerinin geçtiğimiz ağustos ayından beri ihracatta büyük engeller ürettiğinin altını çizdi Ertan, “İhracat pazarlarımız yavaş yavaş daralmakta ve pazarlara yönelmemiz gerekmektedir. Bu bağlamda Batı Afrika ve Güney Amerika pazarları bizim için çok önem arz etmeye başladı. Buna Güney Doğu Asya ülkelerini de ekleyebiliriz. İhracatımızı arttırmayı hedefleyen Düzenli Gemi Hattı Dağıtım Projesi var” dedi.
Çelik Dış Ticaret Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci ise; “BATI AFRİKA ÜLKELERİNE DÜZENLİ GEMİ HATTI VE DAĞITIM MERKEZİ PROJESİ” ile başta demir-çelik ürünleri olmak üzere pilot bölge Batı Afrika ülkelerine Türkiye’nin ihracatını arttırmayı hedeflediklerini; tüm ihracat yapan sektörlere de yardımcı olacak bir modeli hayata geçirme çabasında olduklarını anlattı.
Sektörlerin ihracatlarında miktar ve meblağ bazında sürekliliği sağlamak istediklerini anlatan Ekinci, “Bu projeyi Devlet kademeleri ve önemli kurum ve kuruluşlar ile paylaşıyoruz. Pilot bölge olan Batı Afrika ülkelerinden sonra hedefimiz Doğu ve Güney Afrika, Tuna Boyu ülkeleri ve Karayipler olacak. Bugün burada, en önemli hedef pazarımız Batı Afrika ve diğer bölge yatırımlarında ve ihracatında karşılaşılması muhtemel ticaretten doğan alacak riskleri, ülkelerin politik riskleri, kefalet, adam kaçırma, fidye, devlet tarafından el koyma gibi risklerin bertaraf edilmesi için çözüm senaryolarına değinerek ticari risklerimizi sigortalama ve teminatlandırma olacak” diye konuştu.
Afrikalı öğrenciler gelecekte bize çok yardımcı olabilirler
Türkiye Cumhuriyeti’nin, 4-5 bin Afrikalı öğrenciye burs verdiğini, bu öğrencilerin Türkiye’deki üniversitelerde her bölümde eğitim aldıkları bilgisini veren Türkiye-Afrika İş Konseyleri Başkanı Tamer Taşkın, “Onları işyerlerinize stajyer olarak alın. Bu çocukların sanayiden haberi yok, onların sizlerden haberi yok. Bu yabancı talebelerden faydalanın. Sizler Afrika’da iş yaparken kaçırılabilirsiniz ama o çocuklar kaçırılmazlar, O çocuklar yarın geleceğiniz olacaklar, onlardan faydalanın. Batı Afrika’da 700-800 milyar dolarlık bir potansiyeli konuşuyoruz. Programımızı yapmalıyız, takımızı kurmalıyız ve bol seyahat etmeliyiz. Ben Almanya’da okudum ve bugün Almanlarla ortak fabrikam var. Bugün Türkiye’de okuyan Afrikalı çocuklar yarın sizlerin iş ortağınız olacak olaylara bu bilinçle yaklaşmakta fayda var” dedi.
Afrika’ya ihracat için konteynır gemi yüklemeleri için yaklaşık 1 ay sonrasına gün verildiğine dikkati çeken Taşkın şöyle konuştu. “Gemi yüklemeleriniz için çok iyi planlayın yoksa nakliyelerinizde gecikme yaşayabilirisiniz. Afrika’da en büyük sorun enerji konusu; birçok ülkede yok. Ulaşım, liman sorunu ve bürokrasi en büyük sorunlardan bir tanesi. Senegal, Gana, Fildişi Sahilleri, Kenya, Tanzanya potansiyeli yüksek ülkeler konumunda.”
“Batı Afrika Pazarında Riskler, Sigortalanması ve Yönetimi” başlıklı panel bölümünde ise, Nart Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Levent Nart’ın moderatörlüğünde COFACE Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Emre Özer, Türk Eximbank Genel Müdür Yardımcısı Koray Erden, Atradius Türkiye Ülke Müdürü Taner Işık ve Çelik Dış Ticaret Derneği Temsilcisi Ali Sezen katılımcılara Batı Afrika ile ilgili bilgi verdi.
“BATI AFRİKA ÜLKELERİNE DÜZENLİ GEMİ HATTI VE DAĞITIM MERKEZİ PROJESİ” hakkında sunum yapan Çelik Dış Ticaret Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Eyüpoğlu, hedeflerinin Batı Afrika’ya yönelik düzenli bir gemi hattı kurmak olduğunu ve bu pazarda yüzde 50’lik pay almayı amaçladıklarını söyledi.
GIDADA YENİ HEDEF AFRİKA
Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından organize edilen Kenya İş İnsanları Heyeti, 21 özel şirket yetkilisi ve 2 İhracatçı Birliği’nden toplam 23 katılımcı ile gerçekleştirildi.
Heyet, Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Vekili Ali Can Yamanyılmaz’ın başkanlığında gerçekleştirildi.
Türk heyetinden Su Ürünleri, Yaş Meyve Sebze, Medikal Ürünler, Aydınlatma, İnşaat, Kimya (temizlik maddeleri, boya), Makina Aksam ve Parçaları (Ağır iş makina ve cihazlarının aksam, parça ve aksesuarları), Plastik Borular (Plastik hortum ve borular), Elektrik-Elektronik (Elektrik konvertisörleri, elektrikli cihazlar), Demir Çelik (Demir veya çelik çubuklar) Mobilya (ofis mobilyaları), Telekomünikasyon ve Otomotiv sektörlerinde faaliyet gösteren firmaların temsilcileri katılırken, katılımcılar 21 Mart 2018 tarihinde heyet kapsamında düzenlenen İş Forumu’nda ve ardından gerçekleşen ikili görüşmelerde Kenyalı işadamları/işkadınları ile tanışma imkanı da yakaladılar.
Heyetin konaklama yaptığı Nairobi Intercontinental Otel’de gerçekleşen iş Forumu Heyet Başkanı Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkan Vekili Ali Can Yamanyılmaz’ın konuşmaları ile başlarken, Nairobi Büyükelçisi Cemil Miroğlu ve ardından Kenya Özel Sektör İşbirliği Kuruluşu (KEPSA) Yöneticisi Lucy Karume’nin konuşmaları ile devam etti.Heyet Başkanı Yamanyılmaz, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin gelişmesi için fırsatların değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Çok olumlu bir ortamda gerçekleştirilen İş Forumu’ndaki ikili iş görüşmelerinde yaklaşık 250 iş görüşmesi gerçekleştirildi. Yerel halkın büyük ilgi gösterdiği forumda Türk heyetindeki işadamlarımız, yerel işadamları ile çok verimli iş görüşmeleri gerçekleştirerek sağlam iş bağlantıları kurdu” şeklinde bilgi verdi.
– Kenya’dan sonra rota Gana ve Fildişi Sahilleri
Heyetin ardından değerlendirmelerde bulunan Yamanyılmaz, heyetin oldukça verimli geçtiğinin altını çizerek, bu heyette edindikleri izlenim neticesinde gıda ihracatçıları olarak rotayı Afrika’ya çevirdiklerini ifade etti. Bu nedenle de Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak Genel Gıda Sektörüne yönelik 22-27 Nisan 2019 tarihlerinde Gana ve Fildişi Sahilleri’ni kapsayan bir heyet düzenlemeye karar verdiklerini dile getiren Yamanyılmaz, sözlerini ülkemizin tüm gıda ihracatçılarını söz konusu heyete davet ederek tamamladı.