DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ
davutgulec@hotmail.com
Gazetecilikte 45. Yıla girdim.
Çoğu zaman burada meslekte ‘polis adliye muhabirliği’ yaparken yaşadıklarımı anlatıyorum.
Bende Kızılay’a ve hastanelere 50’nin üzerinde kan verdim. Şimdi düzenli ilaç kullanmam nedeniyle artık kan veremiyorum.
Üstelik ‘toprak olmasın’ diye neredeyse Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde açılan ‘doku ve organ bağış’ merkezine ilk organlarımı bağışlayan kişilerden biriyim.
Hasta insanları, çaresizliği, gördüklerimi, duyduklarımı, haber yaptıklarımı kitaplar, ansiklopediler almaz.
nedenle herkese ‘ne oldum değil, ne olacağım?’ diye kendini sormasını tekrar ederim.
Kimsenin biraz sonrası da yarını da belli değil.
İnsan gibi yaşamakta yarar var.
Eğer imkanınız varsa, sağlığınız yerinizde ise doku ve organlarınızı benim gibi şimdiden ‘toprak olmasın’ diye bağışlayıp, bekleyen insanların vücutlarında yeni canlar bulsun, dualar alın.
Kan ve kök hücre bağışlayın ki insanlığa katkıda bulunun.
Bunu duydunuz mu bilmiyorum.
“Can Damlası” projesi kök hücre bağışı bekleyenlere umut oluyor.
Kök hücre bağışıyla ilgili doğru bilgileri topluma aktarmak için Sağlık Bakanlığı ve TÜRKÖK desteğiyle ve Pfizer Türkiye’nin, karşılıksız ve koşulsuz katkılarıyla hayata geçirilen Can Damlası kök hücre bağışı farkındalık projesi, geçte kalınsa, toplumda kök hücre bağışıyla ilgili yanlış bilinenleri ortadan kaldırmayı ve doğru bilgilerin sosyal medya aracılığıyla yayılmasını amaçlıyor.
Proje kapsamında hayata geçirilen “Elini Uzat Can Damlası Ol” isimli dijital video aracılığıyla, insanların daha bilinçli bağışçılar haline gelmeleri ve toplam 3,5 milyon kişinin kök hücre bağışı hakkında bilgilendirilmesi hedefleniyor.
Türkiye’de, başta lösemi hastaları olmak üzere kök hücre bağışı bekleyen binlerce insan var. Fakat toplum genelinde, kök hücre bağışı konusundaki yanlış bilgiler, bu konuda yersiz korkuların oluşmasına ve ihtiyaç duyulan sayıda bağışçıya ulaşılamamasına neden oluyor. Buradan hareketle kök hücre bağışıyla ilgili doğru bilgileri yaymak için işbirliği yapan T.C. Sağlık Bakanlığı ve TÜRKÖK, Can Damlası isimli kök hücre bağışı farkındalık projesini başlattı. Pfizer Türkiye’nin de karşılıksız ve koşulsuz olarak desteklediği bu proje sayesinde, toplumda kök hücre bağışıyla ilgili yanlış bilinenlerin ortadan kaldırılması ve doğruların sosyal medya aracılığıyla yayılması amaçlanıyor.
Can Damlası projesi kapsamında hayata geçirilen “Elini Uzat Can Damlası Ol” videosu aracılığıyla ise, insanların kök hücre bağışıyla ilgili doğru bilgileri edinmesine ve bu sayede daha bilinçli bağışçılar haline gelmelerine destek olunması hedefleniyor. Mart ayı süresince sosyal medya üzerinden devam edecek projeyle 4 milyon kişinin kök hücre bağışı hakkında bilgilendirilmesi planlanıyor.
Peki Kök hücre bağışı nedir?
Kök hücreleri, kemik iliğinde üretilir ve zamanla olgun kan hücrelerine dönüşür. Bunlar tüm kan hücrelerinin öncü hücreleridir. Kök hücreler devamlı olarak kendini yenileyebilme özelliğine sahip olduğu için bağış işleminden sonra bağışçının kök hücreleri belirli bir sürede tekrar eski sayısına ulaşır. Nakil amacıyla kullanılan kök hücreler üç kaynaktan elde edilir: Kemik iliği, kan veya göbek kordonu. Kök hücre nakli bazı kan hastalıkları ve kemik iliği yetmezliği ile doğumsal kan hastalıklarının tedavisinde başvurulan yöntemlerden biridir. Kök hücre bağışladıktan sonra yan etki yaşama olasılığı düşüktür ve bu etkiler de 1-3 hafta içinde kaybolur.
Kök hücre bağışçısı olmak için:
18-50 yaş aralığında sağlıklı bir bireyseniz,
Kızılay kan merkezlerine giderek kayıt formu ve üç tüp kan örneği ile ilk adımı atabilirsiniz.
Birisi ile eşleştiğinizde sizden tekrar kan örneği istenir.
İleri eşleşme sağlanırsa nakil için hazırlıklar başlar.
Ya kan verir gibi, ya da ufak bir operasyon ile kalça kemiğinden kök hücreler toplanır.
Kısaca hayat kurtarmak, çaresiz insanlara el uzatmak, bir damla kan bağışlamak o kadar güzel ki!
Bence bu konuda sizde geç kalmayın.
Sağlığınız yerinde ise sizde bir hayat kurtarmak, çaresizliğe derman olmak için ‘can damlası’ için bağışçı olun ve bunu teşvik edin.
Son dönemlerde insanlıktan uzaklaşmaya başladık ama yeniden bunu canlandırmakta elimizde.
Haksız mıyım?
