Politika

Politika, ramazan ve sağlık haberleri

Biz Sadece Seçim öncesinde Hatırlanan Esnafın Hakkını Arıyoruz

Saadet Partisi Kayseri Milletvekili Adayları Mahmut Arıkan,Haşim Özçelik,Ahmet Ulusoy,İsmail Çelebi,Av.Baki Çoşkun,İbrahim Bıyıklıoğlu Cuma namazı çıkışında Hunat Çarşısındaki esnafların dertlerini dinledi.

Saadet İktidarında Esnafımız Can Suyuna İhtiyaç Duymayacak

Esnaf Ziyaretlerinde konuşan Mahmut Arıkan “Bugün esnaflarımız kan ağlıyor.Sermayeleri azalıyor.Hükümet Yetkililerimiz Esnafımızın şuanki durumundan kendileri sorumlu değilmiş gibi can suyu dedikleri desteği vereceklerini açıkladılar.Can suyuna kim ihtiyaç duyar?Hayatını sürdürmekde zorlananlara can suyu verilir.Buradan açık açık ifade ediyoruz.Bizim iktidarımızda esnafımız Can suyuna ihtiyaç duymayacaktır.Saadet iktidarında esnafımızın yüzü gülecek.Biz sadece seçim öncesinde hatırlanan esnafımızın hakkını arıyoruz.Esnafımız kendilerini sadece seçim öncesinde hatılayanları 24 Haziranda Değiştirecektir.”dedi

Esnafımızın Umudu Saadet Partisi

Saadet Partisi Milletvekili Adayı Ahmet Ulusoy da yaptığı açıklamada “Bugün Hunat Çarşısı esnafımızı ziyaret ettik.Esnafımız bizi gördüğü zaman yüzü gülüyor.Esnafımız bizi umudu olarak görüyor.Özellikle son yıllarda yaşanan ekonomik durgunlukla beraber  ticarette de bereket kalmadı, çoğu esnafımız iflasın eşiğindedir.Esnafımız can çekişiyor.Bugün iktidar oylarının eridiğini anlayınca  esnafımızla dalga geçer gibi tabiri yerindeyse Siz bizim dönemimizde iflasın eşiğine geldiniz,can çekişiyorsunuz,biz de size şimdi can suyu veriyoruz diyorlar.Esnafımız seçimlerde kendileri ile dalga geçenlerle sandıkda hesaplaşacaktır.Esnafımızın umudu,yüzünü güldürecek olan Saadet Partimiz adım adım iktidara yürüyor.”dedi.

Saadet’in Adayları Sahurda Gençlerle Buluştu

Saadet Partisi Kayseri Milletvekilli Adayları Av.Baki Çoşkun ve Av.Özkan Yürek Talas’da üniversite öğrencileri ile sahur yaptı.Samimi ortamda gerekleşen programda adaylar adalet,ekonomi,kutuplaşma ve gençliğin sorunları hakkında açıklamalarda bulundular.

Türkiye’nin En Büyük Sorunu Adaletsizliktir

Saadet Partisi Milletvekili Adayı Av.Baki Çoşkun Türkiye’nin en büyük sorununun Adalet olduğunu vurguladı.“Bugün Türkiye’de içinde bulunduğumuz durumda en büyük sorunumuz Adaletsizliktir. Adalet olmaz ise insanları kendilerini baskı altında hisseder.Aynı düşüncede olunmasa bile her kesim için adaletli olunmalıdır.Bugün Akp iktidarı adaleti rafa kaldırmıştır. Herşeyi gözardı edebiliriz fakat Adaletten verilen en ufak tavizi dahi asla yok sayamayız.

Bugün sizlerle aynı yaşlarda olan binlerce askeri okulda okuyan gençler sebep gösterirmeksizin okullarından edildi. Bugün Fetö suçlaması ile 11.400 kişi hapishaneden çıkarıldı. Bu insanlara pardon siz suçsuzmuşsunuz denildi. İçlerinde Aylarca hapishanede kalanlar oldu.Ve daha acısı suçsuz oldukları kesinleşdiği halde hala memuriyetlerine, işlerine geri dönemiyorlar iadei itibar alamadılar. Adalet olamayan yerde zulüm olur.Bu adaletsizlikleri değiştirecek olanlar siz gençlersiniz. 24 Haziran Haksızlığı, Zulmü, Hukuk ve Adalet ile değiştirme günüdür.”dedi.

Gençlerin sorularını cevaplayan Milletvekili Adayı Av.Özkan Yürek Ülkemizdeki Kutuplaşmaya dikat çekti.“Biz 80 milyon kardeşiz. Biz biliyoruz ülkemizde yaşayan herkes ırk,renk,dil fark etmeksizin bu ülke için iyilik ve güzellik istiyor. Ne yazıkki görüyoruz milletimiz çok büyük bir gerilim ve kutuplaşmanın içine sürüklenmiştir.Milletimiz Türk Kürt denerek, Alevi Sünni denerek, Şu partili bu partili denerek, sağcı solcu , muhafazakar libaral denerek bir kutuplaşma çukurunun içine girmiştir.Saadet Partisi olarak biz insanlarımıza huzur vaat ediyoruz.Biz milletimizin kardeşçe yaşayabildiği bir Türkiye istiyoruz. Genç Kardeşlerim; Bugün Türkiyede gençlerin en büyük sorunu İşsizliktir.Üniversiteler bilim üretmek yerine diploma basan yerler haline gelmiştir.Gençlerimiz yarınların emin değil.Kafaları gelecekleri için soru işaretleri ile dolu.Saadet Partisi İktidarında  gençlerimizi ekonomik feraha kavuşturacağız.Gençlerimiz üniversiteden işsiz olarak çıkmayacak.Saadet İktidarında Gençlerimiz geleceklerinden emin bir hayat sürecektir.”açıklamalarında bulundu.

EĞİTİM BİR SEN BAŞKANI AYDIN KALKAN: 3600 EK GÖSTERGE ile MEMURLAR EMEKLİ OLACAK GENÇLERE İŞ İMKANI DOĞACAK.

Seçim süreci devam ederken partilerin seçim beyannameleri bir bir açıklanıyor. Ak Parti Genel başkanı Ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçim beyannamesini Ankara Arena Spor salonunda açıkladı. Özellikle memurları ilgilendiren açıklamalar arasında bir madde vardı ki yaklaşık 2 milyon memurun yıllardır beklediği talepleri bu açıklama ile gerçekleşmiş olacak.

 Konuyla ilgili Memur Sen Kayseri il Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Kayseri 1 Nolu şube Başkanı Aydın Kalkan bir açıklama yaptı. Aydın Kalkan, öğretmenler, din görevlileri, polisle hemşireler emekliklerinde en fazla 3000 ek gösterge ile emekli olabiliyorlardı. Cumhurbaşkanımızın açıklaması ile artık sayıları 2 milyona yaklaşan Öğretmenler, din görevlileri, polisle hemşireler 3600 ek göstergeden emekli olacaklar, ifadelerini kullandı.

Memur Sen Kayseri İl Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Kayseri 1 Nolu şube Başkanı Aydın Kalkan açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:

Ek göstergesi 2200 iken 3600 ek göstergeye yükseltilmesi durumunda 25 hizmet yılında emekliliği tercih eden bir memurun Emekli aylığı 2365 Tl. iken ek gösterge 3600 olduğunda bu aylık tutarı 2966 TL. ye yükseltilecektir.

Yine bu memurun Emekli ikramiyesi 75790 TL. iken ek gösterge 3600 olduğunda bu tutar 95057 TL. ye yükseltilecektir.

30 hizmet yılından emeki olan bir memur  2523 TL emekli maaşı alırken ek  gösterge 3600 olduğunda bu aylık tutarı 3164 TL. ye yükseltilecektir.

 Aynı memurun Emekli ikramiyesi 90948 TL. iken ek gösterge 3600 olduğunda bu tutar 114069 TL. ye yükseltilecektir.

2) Ek göstergesi 3000 iken 3600 ek göstergeye yükseltilmesi durumunda

25 hizmet yılını dolduran 2433  TL emekli maaşı alırken  ek gösterge 3600 olduğunda bu aylık tutarı 2966 TL. ye yükseltilecektir.

25 hizmet yılını dolduran memurun Emekli ikramiyesi 77961TL. iken ek gösterge 3600 olduğunda bu tutar 95057 TL. ye yükseltilecektir.

30 hizmet yılını dolduran bir memur 2595 Emekli maaşı alırken ek gösterge 3600 olduğunda bu aylık tutarı 3164 TL. ye yükseltilecektir. Emekli ikramiyesi 93553 TL. iken ek gösterge 3600 olduğunda bu tutar 114069 TL. ye yükseltilecektir.

Geleneksel Beyoğlu İftarında konuşan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, “İnsaniyetin çölde vaha misali aradığı sofra bugün Taksim Meydanı’nda el birliğimiz ile kurulmuştur. Çatısı kardeşlikten çatılmış dünya evinin hasret kaldığı en güzel manzara birlikte kurduğumuz bu rengarenk sofradır.” dedi.

BİRLİK SOFRALARI TAKSİM MEYDANI’NDA KURULDU

Beyoğlu Belediyesi tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen Beyoğlu İftarı Taksim Meydanı’nda gerçekleştirildi. Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın ev sahipliğinde düzenlenen iftar programına; Türkiye’deki Ruhani liderler ve Konsolosların yanı sıra İş, Kültür, Sanat, Spor ve Medya dünyasından önemli isimler katıldı. Ramazan ayının ruhuna uygun tasavvuf müziği eşliğinde ezanın okunmasını bekleyen misafirler, daha sonra hep birlikte dua ederek oruçlarını açtı. Binlerce kişinin hep birlikte iftar yaptığı program ile Beyoğlu’ndan tüm dünyaya birlik ve beraberlik mesajı gönderildi.

BUGÜN TAKSİM MEYDANI IŞIL IŞIL

Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan gecede yaptığı konuşmasında, Beyoğlu’nda yüzlerce yıldır hep birlikte kardeşlik içerisinde yaşadıklarını belirterek, “En önemlisi Taksim Meydanı’nın orta yerinde ezel ve ebet ile beraberiz. Bizden öncekilerin mirasının üzerinde, bizden sonrakilere bırakacağımız mirası inşa etmekteyiz. Beyoğlu’nun üzerine inşa olduğu miras, sürdürdüğü eşsiz gelenek, geliştirerek büyüttüğü yegâne duygu; hoşgörüdür, birlikte yaşama olan inancıdır. Bugün Taksim Meydanı ışıl ışıl, Beyoğlu bayram yeri. Burada dalga dalga genişleyen bir kardeşlik halesi var. Bu kardeşlik ateşini kalplerimizde yakan, her dem dipdiri tutana şükürler olsun.” dedi.

EN GÜZEL MANZARA BİRLİKTE KURDUĞUMUZ BU RENGARENK SOFRADIR

Günümüzde dünyanın birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğunu da ifade eden Başkan Demircan, “Dünyanın muhtaç olduğu ecza, bu meydanda ayan beyan ortadadır. İnsaniyetin çölde vaha misali aradığı sofra bugün Taksim Meydanı’nda el birliğimiz ile kurulmuştur. Çatısı kardeşlikten çatılmış dünya evinin hasret kaldığı en güzel manzara birlikte kurduğumuz bu rengarenk sofradır. Ben bu sofraya baktıkça ümitvar oluyorum. Bu sofrada sizlerle buluşunca Ramazan’ı daha bir seviyorum.  Taksim Meydanındaki bu güzel manzaraya baktığımda adına dünya denilen bu hayatî sınavda iyilikte buluşan güzel insanlar görüyorum.” şeklinde konuştu.

DÜNYAYI BİN BİR ÇİÇEKLİ BAHÇEYE ÇEVİREBİLELİM

Başkan Demircan, “Büyük şairimiz, gönül insanı Yunus Emre’nin ifade ettiği gibi; Bu dünya her gelenin bakıp geçtiği bir penceredir. Asıl maharet odur ki, bu pencereden bakarken güzel bir manzara görebilelim. Asıl yiğitlik odur ki, kardeşlik ateşini yakalım büyütebilelim. Asıl insanlık odur ki, dünyayı kendi renklerimizle, dillerimizle, düşüncelerimizle bin bir çiçekli bahçeye çevirebilelim. Ve asıl vazifemiz odur ki, sahip olduğumuz bu kardeşlik mirasını, misliyle büyütüp bizden sonrakilere devredelim. Şayet bunları başarabilirsek, o zaman dünya hayatımızı en güzel şekilde yaşamış ahretimizi de en doğru şekilde kazanmış oluruz.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın adaylığının iptali için YSK’ya başvuru

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Geçerli bir üniversite diploması sunamaması” gerekçesiyle Cumhurbaşkanlığı adaylığının iptal edilmesi için Yüksek Seçim Kurulu’na başvurdu

Halkın Kurtuluş Partisi’nden yapılan açıklamada, “24 Haziran 2018 tarihinde birlikte yapılacak Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde AKP Cumhurbaşkanı adayı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın; YSK’na verdiği öğrenim belgelerinin geçersizliği ortaya çıkan belgelerle kanıtlanmış olduğundan, Anayasa’nın 101 ve 6271 Sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu’nun 6. maddelerinde öngörülen “Seçilme Yeterliği”ne sahip bulunmadığından Cumhurbaşkanlığı adaylığının İPTALİNE karar verilmesi ve hakkında TCK’nun 204. maddesinde öngörülen Resmi Belgede Sahtecilik Suçu’ndan Suç Duyurusunda bulunulması”  talebinde bulunduğunu açıkladı.

HKP’den yapılan o açıklama:

Yusuf Halaçoğlu; “Cumhurbaşkanı olmak için 4 yıllık fakülte mezunu olmak gerekir. Erdoğan’ın mezun oldum dediği Sultanahmet’teki İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi onun mezun olduğu zaman üç yıllıktı. Bu nedenle Recep Tayyip Erdoğan’a ait olduğu ortaya atılan Diploma sahtedir.” diyerek, R. Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı Seçilme Yeterliğine sahip olmadığını iddia etmiş ve “1981 yılında mezuniyet belgesi almışsın, mezuniyet belgende ne resim var, ne gizli damga var, soğuk damga var. Dekanın da mührü yok. İmza var, mühür yok. Kazıntı ve silinti yoktur diyor diğerlerinde resim var, soğuk damga var. Seninkinde niye öyle değil? Oraya not düşülmüş, ‘elden aldım’ diye. Mezuniyet belgenin sonrasında kurulmuş bir üniversiteden nasıl mezun olabilirsin? Marmara Üniversitesi’nin diplomasını nasıl alırsın diye soruyorum ve İşletme mezunu olarak nitelendiriliyor. Halbuki İşletme ile alakası yok.” diyerek ısrarla iddialarının arkasında durmuştur.

Halaçoğlu’nun bu iddialarından hemen sonra Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından Recep Tayyip Erdoğan’a ait olduğu söylenen ve bir örneğini YSK’ya sunduğumuz renkli bir Diploma basına servis edilmişti. Oysa bu diplomada da Rektör ve Dekan imzaları yoktur. İmzasız diplomanın hiçbir geçerliğinin olamayacağı da son derece açıktır.

Araştırmacı Yazar Ergun Poyraz; R. Tayyip Erdoğan’a ait olan diploma aslını yayınlamıştır. Bunun da örneğini YSK’ya sunduk. R. T. Erdoğan tarafından İstanbul 15. Noterliği’nin 13 Nisan 1994 tarih ve 0424 yevmiye numaralı işlemi ile onaylattırılan diploma ise yukarıda belirtilen ve EK-2 olarak dilekçe ekinde sunulan diplomadan farklılıklar arzetmektedir. Çıplak gözle görülen en önemli farklar şunlardır: Birincisinde Rektör ve Dekan imzaları olmadığı halde Noter onaylı ikincisinde bu imzalar bulunmaktadır. Yine birincisinde mühür olmadığı halde ikincisi mühürlüdür. Dahası her iki diplomanın mizanpajı ve yazı karakteri de birbirinden çok farklıdır. Demek ki bu da sahte bir diplomadır.

Fakat her durumda, R. Tayyip Erdoğan’ın 1981 yılında mezun olduğu okulun üç yıllık olduğu ve Marmara Üniversitesi’nin de 1982 yılında kurulduğu kesindir.

Önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yine Tayyip Erdoğan’ın sunduğu diploma fotokopisinin sahte olmasına dayanarak yaptığımız suç duyurusunda ise, kafa karıştıran ve adı geçenin üniversite mezuniyeti konusundaki şaibeleri arttıran bir sonuca da Ankara İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ulaşmıştır. Buna göre savcılık KYOK kararında, Tayyip Erdoğan’ın İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ MEZUNU OLDUĞUNU SÖYLEYEREK KYOK KARARI VERMİŞTİR.Savcılığın bu kararını da YSK’ya sunduk.

Sonuç olarak elde hiçbir zaman aslı ya da geçerli bir sureti olmayan, üzerinde oynandığı belli olan sözde diploma suretleri vardır. Gerçekte ise 4 yıllık bir fakülte diploması yoktur.

Bu nedenlerle Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adayı olamaz. Bu adaylığı iptal edilmeli ve YSK kendisine sunulan çıplak gözle bile tespit edebileceği sahtelik için suç duyurusunda bulunmalıdır.Bu taleplerle ve gerekçelerle Partimiz, tarihi sorumluluğuyla YSK’ya başvurmuştur.Tarih, gerçekleri ve suçluları er ya da geç ortaya çıkaracaktır.

Ramazan, sigarayı bırakmak için bir vesile olmalı
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından dünyanın en büyük sağlık sorunu olduğunu ilan edilen ve “dünyanın en hızlı yayılan ve en uzun süren salgını” olarak tanımlanan sigara dünyada yılda 7 milyon, günde 11.000 kişinin ölümünden sorumlu.
Ramazan ayında oruç tutan sigara bağımlılarının uzun süre sigaradan uzak kalarak, sigarayı bırakmak için büyük bir fırsat yakaladığını belirten Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı ve Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Dilek Toprak sigaranın önlenebilir bir sağlık sorunu olduğunu belirtti ve halkı, ücretsiz hizmet veren sigarayı bırakma polikliniklerinden faydalanmaya çağırdı.
Dünyada en çok ölüme yol açan iki nedenden birinin açlık, diğerinin ise tütün kullanımı olduğunu belirten Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı ve Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Dilek Toprak şu bilgileri verdi: “Aktif içicilik de, pasif olarak dumana maruziyet de pek çok ölümcül sağlık sorununa neden olmaktadır. Sigara içtiği için ölen her 9 kişi, içmediği halde dumanını soluyan bir kişinin de ölümüne neden olmaktadır. Sigara doğrudan verdiği zararlarla veya neden olduğu diğer rahatsızlıklarla her 10 yetişkinden birinin ölümünden sorumludur. Sigaranın yol açtığı ölümler; trafik, terör ve iş kazalarından meydana gelen ölümlerin toplamından 5 kat daha fazladır.”
Ramazan sigarayı bırakmak için fırsat olabilir
Ramazan ayının sigara bırakma için önemli bir motivasyon kaynağı olabileceğini belirten Prof. Dr. Dilek Toprak şu bilgileri verdi: “Ramazan ayında manevi duyguların da verdiği güçle kişiler gün boyu sigara içmedikleri için bunu devam ettirebilecekleri yönünde cesaret kazanabilir. Genellikle ramazandan hemen önceki günlerde destek için gelenlerin sayısı artıyor ve bu süreci devam ettirmek istiyorlar. Bu nedenle ramazan ayı sigara bırakmak için bir fırsattır. Bir hekim desteği ile de daha kolay ve uzun vadeli bırakılabilir. Ayrıca iftarda üst üste sigara içmemeye dikkat edilmelidir. Gün boyu kanda nikotin seviyesinin düşmesi, bilinç altında yasakların kalktığı mesajının verilmesi ile içme isteğinin yükselmesi bu davranışa neden olabilmektedir. Tıpkı iftarda az, yavaş ve bölünmüş şekilde yemek yemeyi önerdiğimiz gibi, arka arkaya ve çok miktarda sigara içilmemesi konusunda da uyarıyoruz. Çünkü bu durum çarpıntı, tansiyon yükselmesi, bulantı, baş dönmesi, midede yanma ve asit artışı gibi şikayetlerin yanı sıra kalp krizi ve beyin kanaması riskinde ciddi artışa neden olmaktadır. Ramazan vesilesiyle de sigarayı bırakmak isteyenler, ALO 171′i arayarak destek alabilir ya da kendilerine en yakın sigara bırakma merkezinden randevu alabilir”
Sigarayı bırakmak poliklinikleri ücretsiz hizmet veriyor
Tütün bağımlılığında psikolojik, davranışsal ve nörobiyolojik boyutun eşit derecede önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Dilek Toprak şunları söyledi: “Hem hekimin hem de sigara bağımlısı bireyin çevresindekilerin bu üç boyutu göz önüne alarak kişiye destek olması başarı şansını artırır. Aksi takdirde kalıcı olarak sigaranın bırakılması zorlaşmaktadır. Özellikle nörobiyolojik boyuta müdahale etmek için kullanılan medikal yöntemler uygun kişide, uygun yöntemle ve uygun sürede kullanılması durumunda başarı çok artmaktadır. Farmakolojik yöntemlerde ana mekanizma sigara varmış gibi etki yaratarak içme isteğini ve nikotin eksikliğine bağlı olumsuz belirtileri ortadan kaldırmaktır. Sağlık Bakanlığının kontrolünde ücretsiz hizmet veren sigara bırakma polikliniklerinde bu konuda sertifikalı ve deneyimli hekimler çalışmaktadır. Sigarayı bırakmak isteyenler, ALO 171‘i arayarak destek alabilir ya da kendilerine en yakın sigara bırakma merkezinden randevu alabilir. Böyle önemli ve kolay erişilebilir hizmetler varken, halkımızın internetten satılan, ne olduğu belirsiz yöntem ve maddelere itibar etmemelerini öneriyoruz. Elektronik sigara ile sigaranın bırakılamayacağını, nargilenin de bir tütün mamulü olarak sigara kadar zarar verdiğini, bırakmak için sigara bırakma polikliniklerine başvurmalarının en doğru başlangıç olacağını bilmeleri gerekmektedir. Tütün kullanımı, tedavi edilebilir kronik bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Tüm diğer kronik hastalıklarda olduğu gibi bu hastalığın da tedavi başarısı profesyonel destek ve farmakolojik yöntemlerle önemli ölçüde artmaktadır.”
Önce sigarayı bırakmanın önündeki engeller belirlenmeli
Bırakmak için, öncelikle “neden sigara içildiğinin” ve bırakmanın önündeki engellerin belirlenmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Dilek Toprak şöyle devam etti: “Bundan yola çıkarak kişiye özel bir tedavi ve izlem programı yapılmalı, gerekirse kişinin ailesi ve arkadaşlarından destek istenmelidir. Ayrıca el-ağız alışkanlığı, tütün bağımlılığında oldukça önemli bir yere sahiptir ve bırakma sürecinde kimi içiciler için sigara içme dürtüsünü sürekli taze kılmaktadır. Bunu aşmak için sünger top sıkılması, el yayı kullanılması veya bir bardağın içerisine havuç ve salatalığın ince uzun doğranarak yenmesi gibi eli oyalayıcı aktiviteler önerilebilir. Ağız çalkalamak, diş fırçalamak, meyve atıştırmak ve ortam değiştirmek de önerilebilecek yöntemler arasındadır. Uygun ilaç tedavileri başarımızı artırmaktadır. Sigara bırakma tedavisinde kullanılan ilaçların çoğunun devlet tarafından karşılanması, yani ücretsiz bir tedavi olması sigarayı bırakmak için teşvik edici bir faktördür. Sigara bırakma başarısı üzerindeki etkili faktörlerden birkaçı da bireyin bırakmaya kararlı olması, motivasyonu, hekimin tecrübesi, kişinin önceden nüks durumunu birkaç kez yaşamış olması, eğitim düzeyinin yüksek olması, yalnız yaşamıyor olmasıdır.
İlaç desteği, yoksunluk belirtilerinin kontrol altına alınmasında çok etkili
Sigaranın içinde bulunan nikotinin bağımlılık yapıcı psikoaktif bir madde olduğunu belirten Prof. Dr. Dilek Toprak yoksunluk belirtilerinin sigarayı bırakmayı zorlaştırdığını vurgulayarak şöyle devam etti: “Tütün kullanımının arkasındaki en önemli neden “nikotin” arayışıdır. Yani kişi sigarayı bıraktığında sigara içme isteği duyması veya içen birinin elinin sigaraya gitmesine neden olan etken, vücutta nikotin düzeyinin düşmesi ve buna bağlı içme isteğidir. Sigara bağımlısı bir bireyde nikotin eksikliği kendini çeşitli belirtilerle gösterebilir ki bizler bunu sigarayı bırakan kişilerde dikkatle takip ediyor ve gereken önlemi almaya çalışıyoruz. Ramazanda oruç tutan biri sigara bağımlısı ise içmediği dönemlerde şu belirtiler olabilir: Ciddi içme isteği, konsantrasyon güçlüğü, huzursuzluk, sinirlilik, iştah artışı, baş dönmesi uyku bozukluğu. Sigara bırakma başarısızlığının en önemli nedenlerinden biri yukarıda belirttiğimiz yoksunluk belirtileridir. Kişi bu olumsuz duyguları yaşamamak için ya yeniden başlar ya da hiç bırakmak istemez. Bırakanların davranışsal bilişsel ve farmakolojik tedavi ile desteklenmesi bırakma başarısını artırır. Fiziksel bağımlılık arttıkça ilaç destek tedavisi ihtiyacı o kadar fazla olur. Bu kişiler destek ve farmakoterapiden en fazla fayda görecek olan gruptur.”

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Davut Güleç Panel İletişim Sağ Menü
Davut Güleç Logo Ana Sayfa Davut Güleç Kimdir? Galeri Köşe Yazıları Site Haritası