Seçim, geçim, veda…(Köşe yazısı 27.02.2018 Kayseri Star Haber Gazetesi)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ
davutgulec@hotmail.com
Seçim çalışmaları, açılışlar, temel atmalar, vaadler, ittifaklar erken başladı.
Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, TBMM’de grubu bulunan partilerde, ilk yapılacak seçime girecek partilerde, liderlerde, milletvekilleri de, bürokratlarda, atanmışlarda bir korku ve endişe yaşıyor.
Yapılan toplantılar, geziler, konuşmaların ardında bu gerçek yatıyor.
Bu arada, iktidar partisinde, insanların birbirlerini suçlamaları da zirvede.
Kimisi bu nedenle ya görevinden istifa ediyor ya da sessiz sedasız görevini başkasına bırakıyor.
Yapılan olağan il ve ilçe kongrelerinde yeniden aday olamayanlar, listelere giremeyenler, girmek isteyipte başaramayanların nedeni ‘el altından suçlama.’
Seçilmişler bir yana atanmışlar arasında da, seçim öncesi sessiz, derinden devir-teslimlerde birbirini takip ediyor. Şu günlerde biraz daha hızlanacak gibi.
Ancak, taşeronların kadroya geçirilmesi konusunda soru işaretli pek çok konu var.
Bunun sandıkta kötü yansımaları ortaya çıkacak.
Türkiye’nin dört bir tarafına dağıtılan Suriyeliler politikasındaki yanlışında hesabı sorulacak.
Vatandaş ‘Benim askerim, fakir çocukları Suriye’de onların vatanı için mücadele ederken, onların burada durmaksızın çocuk yapmaları, park-bahçelerde mangal yaparak keyif çıkarmaları, hastanelerden ücretsiz yararlanmaları, açtıkları işyerlerinde vergiden muaf tutulmaları, bir de üstüne üstlük, işte, eğitimde sınavsız ayrıcalık yapılması, maaş verilmesi, ülkelerine dönmeyi kesinlikle düşünmemeleri, nüfus müdürlüklerinde kimlik almak için yarışmaları gibi konular iktidar partisini zor durumda bırakacak.
Halen bu ülkenin gerçek sahipleri, öz evlatları ‘üvey evlat’ durumuna düşürülmekten çok dertli.
Özelleştirmeler, akaryakıt zamları, faizler, asgari ücretin yetersizliği, emekli maaşlarındaki adaletsizlik, 2000 sonrası emeklilerin içler acısı durumu, diplomalı işsizlerle, atanamayanların durumları, pazarda fiyatların fırsatçıların ekmeğine yağ sürmesi de bir nevi ‘sandıkta hesap sormaya’ dönüşecek.
Ben şu an Kayseri’den bile örnek verirdim ama yanlış anlaşılmaması için bunu ileriye bırakarak, atamalarda, suçlamalarda, suçlananlarda, kamu kurum ve kurumlarında ‘idare et, bizim adam’ atamaları ‘yağmurdan kaçarken doluya tutulma’ya benziyor.
Halka tepeden bakan belediye başkanları, bazı bürokratlar, seçim zamanı o lüks araçlarından, koruma ordusu ile gezilerini bırakarak vatandaştan ‘oy’ dilenecek.
Şimdiden devlet olanaklarını, iktidar avantajı ile ‘hava atma, vatandaşa tepeden bakma, yabancılara yardım, burs’ huylarından vaz geçselerde kendi öz vatandaşları ile samimi, içten görüş alışverişi yapsalar daha iyi olmaz mı?
Tramvayı boşaltıp içine binerek, ilçelere giden minibüslerde koltuğu artırmak için oturma mesafesini kısaltıp işkenceye dönüştürerek, ulaşım ücretlerini artırarak, köprüler yaparken yolları kullanılmaz hale getirip, sinyalizasyonları çoğaltarak ‘ulaşım yılı’ edebiyatı yaparak, afiş, billboard hizmetleri ile ‘çok çalışıyormuş’ gibi gözükerek, kentsel dönüşümleri ‘rantsal dönüşümle’ devam ettirerek, çok katlı yapılardan, daha az katlı binalara geçemeyerek, yeşil alanları, park, bahçeleri betonlaştırarak, Erciyes gibi bir Allahın nimetinden halen iyi yararlanamayarak, 2026 Olimpiyatlarını bile getiremeyecek küçük etkinlikleri büyük başarı sayarak, federasyonlara, milli takımlara ve özellikle sporda başarılı sporcular yetiştiremeyerek, kaliteli, daha bilgili, tecrübeli insanlarla bu şehre hizmet etmek yerine, bugün şehirde örneği çok başarısız kişilerle ‘kendi hayalini yaşamak’ şehrin kaderi ile oynamanın tamda bir adı.
Buradan belki yine erken olacak ama şunu unutmayın.
Seçim yaklaştıkça, ağlamalar, sızlamalar, yakınmalar, dertlenmeler, şikayetler, gammazlıklar, kötülemeler, ‘borç devraldım’ gibi bir çok ayaklar artacak.
Konuşmaların belki de sonları hep ‘Hakkınızı helal edin’ diye bitecek.
Onlar kendilerini çok iyi biliyor.
Şimdiden ‘yağmurdan kaçarken doluya tutulmayı yaşayan’lar o şımarık, beceriksiz, partilerine ve topluma zarar verenleri hemen temizlemeli.
Aklıma gelmişken, taşeronları kadroya geçirme öyle ya da böyle devam ederken, 30 Mart 2014’ten sonra değişik taşeron firmalarda çalışıp maaşlarını, özlük haklarını doğru dürüst alamayan, büyük bölümü çalışmayan, bazıları devam eden insanlara yapılan ‘insan onuru’na yakışmayan girdi-çıktı yapılan insanların ayıplarını da bu iktidar ivedi temizlemeli.
Hep ‘Suriyeli, bilmem nereli, yabancıya yardım’ yerine dinimizin emrettiği ‘çalışanın hakkını alın teri kurumadan vermeli’ emrini 3 yıldır yerine getiremeyenler vicdanlarını rahatlatmak için en azından bu ayıplarını seçim yaklaşırken ortadan kaldırmalı.
Sonra da ‘Hakkınızı helal edin’ diyerek oturamayacakları o koltuklara veda etmeli, herkesle böyle helalleşmeli. Yoksa yakalarındaki hesap soracak ‘eller’ giderek artıyor.
Taklacı, yalakalarda bu uyarıları birilerine peşkeş çekmek için elbette yarışacak. Ne yapalım onlarda hak etmedikleri rızıklarını böyle kazanıyor, ailesinin karınlarını doyuruyor.