Yaşasın Demokrasi (66) (Köşe yazısı 07.10.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com
Türkiye’nin gündemini sosyal paylaşım değerlendirmeleri ile devam ettiriyorum.
*Tek benim mi içim yanıyor? (Umut Çor)
*En tehlikeli insan tipi; Namuslu geçinen fakat düşünceleriyle her gün namussuzluk yapanlardır. (Derya Yıldırım)
*Şeytan emekli oldu, görevi insanlar devraldı sanırım. Dört bir yanımız düşman hain dolu hiçbir yerde can güvenliği yok Allah sonumuzu hayretsin yardımcımız olsun (Nurhan Sağlam)
*Ben devlet sanatçısı değilim halkın sanatçısıyım dedi devletten para almadı Neşet Ertaş aramızdan ayrılalı 4 yıl oldu ışıklar içinde uyusun (Naime Yaprak)
*Nerde bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur. Çünkü kötü insanların türküleri yoktur. İnsanın derdi ne kadar büyük olursa gülüşü o kadar sıcak olurmuş, o dert güzelleştirirmiş onun yüreğini. Öyle derler, bizim buralarda. O derdin büyüklüğü neye göre ölçülür biçilir bilmem ben. Fakat birinin gülüşünün sıcaklığını hissettim mi, anlıyorum ki derdi çok. Güzelleşmiş derdiyle. (Neşet Ertaş)
*Her şeyden şikayet ediyoruz. Halimize şükretmiyoruz, Ya. bakın Halepteki katliama herkesin gözü kör kulağı sağır. Dünya uyuyor. Allah Vatana zeval düşmana fırsat vermesin. Ya Rabbi, Kahhar İsmiyle kahreyle zalimleri (Handan Köşker)
*Şu anda bu satırları okuyorsan hayattasın demektir. Ne duruyorsun hala? Aşkı tat. Çık sokaklara. Gülümse. İnsanlara selam ver. Derin bir nefes al, bir kahve daha iç, sev. Yıldızları izle, güzel bir müzik dinle. Çocuğun saçlarını okşa. Çünkü yaşamak; savaşmak, düşünmek için çok kısa.(Gülay Kahraman)
*Uçup gidenin benim plakam olduğunu biri kız biri erkek iki genç ellerinde plaka ile arabaya doğru yürürken fark ettim. Bir dakika geçmemişti daha motorsikletle arabanın korkunç çarpma sesi. Duyduğum korkuyu anlatamam. Buz kesen ellerim titredi. Genç kızın verdiği suyu içtiğimde sanki tekrar nefes almaya başladım. Garip kötü sürprizler, korku, gözyaşı, endişe şoklarla yeni güne geçiş. (Nuran Şapçı)
*Son 15 yıldır hem şekerpancarı üretim alanları hem de şeker üretimi düşüyor. 2000 yılında Türkiye’de 408 bin 367 hektar alanda şeker pancarı üretimi yapılırken yıldan yıla düşüşle 2015’te üretim alanı 272 bin 990 hektara geriledi. Yine 2000 yılında 17 milyon 605 ton pancar üretimi yapılırken uygulanan yanlış tarım politikaları nedeniyle 2015’te bu miktar 15 milyon 950 tona düştü. 1998’de Türkiye’de şeker pancarı eken çiftçi sayısı 450 bin iken bu sayı 2014’te 125 binlere kadar geriledi. Yeni Şeker Kanunu tasarısı NBŞ lerin kotalarındaki sınırlamayı kaldırıyor. Yani tasarı kanunlaşırsa, pancar üreticilerini sıkıntılı bir dönem bekliyor. İşin enteresan tarafı hiç kimse yeni şeker kanunu tasarısına tepki koymuyor. Çiftçinin ise kanun tasarısından haberi bile yok. (Ayhan Teke)
*”İşçilerin ve emekçilerin çıkarları güçlü devletlerin oluşmasında yatmaktadır. Yine biliyoruz ki gönüllü birliğin koşulları yaratılmadan bu bir hayaldir. Kimi zaman doğruyu ifade eden iki satırlık bir yazı, bir fikir, yürekleri ayağa kaldıran bir türkünün çığlığı, saza vuran bir mızrap atom bombasından bile güçlüdür. İşte bu nedenle biz, hayatın her alanında iyi savaşçılar, başarılı savaşçılar olmak ve yetişmek zorundayız. Biz, sazımızı iyi, çok iyi çalmalıyız. Biz, iyi, çok iyi türküler söylemeliyiz. İyi hikayeler, iyi şiirler, güçlü romanlar yazmalıyız. Biz güçlü bilim adamları, diplomatlar ve teknisyenler yetiştirmeliyiz. Bizim elimiz hem kalemi, hem makineyi, hem de silahı iyi tutmalıdır. Kimi zaman sazımız silah, kimi zaman da silahımız saz olmalıdır. Biz iyi biliriz ki en iyi türküleri, en doğru sözleri, yerinde kullanırsak bir kurşun söyler”(Yılmaz Güney)
*”Maharet güzeli görebilmektir / Sevmenin sırrına erebilmektir / Cihan, Âlem herkes bilsin ki şunu / En büyük ibadet sevebilmektir / Sevelim Sevilelim, dünya kimseye kalmaz!” (Yunus Emre)
*Yıllardır, Fethullah Gülen denilen bu terör örgütü liderinin, devleti ele geçirmeye çalıştığını söyledik durduk. Bu yolda çok şehitler verdik. Uğur Mumcu, Necip Hablemitoğlu ilk aklıma gelenler. Bu ihanet şebekesi nitekim 15 Temmuz’da, kanlı yüzünü gösterdi. Bu arada elbette kimi yerlerde kantarın topuzu kaçırılmış olabilir. Kimi yerlerde, kişisel garezlerle suçsuz insanlara FETÖ’cü suçlaması yapılmış olabilir. Hatta kimi gazetelerde yazdığına göre, FETÖ, kendisi suçsuz insanları ihbar da ediyormuş. Ancak bir kısım yerlerde de FETÖ’cülerin korunup kollandığı da söylenmekte. Sapla samanın birbirine karışmaması için, ya da Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi “at izinin, it izine karışmaması” için, ayrıntılı soruşturmalar yapılması gerekir. Ancak bu yolla, olası haksızlıklar minimum düzeye inebilir. Yetkililerin açıklamalarına göre, haksızlık yapıldığı anlaşılanların hakları yeniden iade ediliyormuş. Zaten bir hukuk devletine yakışan da odur. Ancak, FETÖ’cüleri korumak, kollamak, gizlemek çabasında olanlara müsamaha gösterilemez. Aksi halde, koruma kollama çabasında olanlar vatana ihanete ortak oldukları gibi onlara müsamaha gösterenler de aynı ihanetin parçası olacaklardır. Ne darbe tehlikesi tam olarak atlatılmıştır ne de işgal tehlikesi. Bu terör örgütü, yaşamın her alanında etkisiz kılınmadıkça bu tehlike her zaman var olmaya devam edecektir. Ulusumuzun tüm fertlerine saygı ile bildiririm. (Tekin Karabıyık)
*Kredi kartına yeniden çok sayıda taksit gelmesi, bireysel kredi kullanımına yönelik haberlerin yapılması ekonominin zayıfladığının mı göstergesi? Karta taksit kaldırıldığında vatandaşın borçlanmaması düşünülmüştü, harcamayı destekleyen uygulamada bankalar mı düşünülüyor? Vatandaş neden yeniden borçlanmaya teşvik ediliyor? Siz yine siz olun, sizin olmayan parayı hunharca harcamayın (Arzu Sarı)