Köşe YazılarıMedya-Basın Dünyası

10 Kasım yas günü değil mücadele günüdür (Köşe yazısı -10.11.2014 Kayseri Star haber)

DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
‘Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır ‘ diyen ve ‘Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim düşüncelerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeter’ diyen büyük bir önder ve lider.
Ama, bu büyük önderi tüm Dünya anlar, saygı duyar ama birileri satmaya devam eder.
Ülkeyi satanlar, hainler, işbirlikçileri, taklacılar, çıkarı için dönme dolaplar, yalakalar, mevki-makam için birilerinin sürekli kulu-kölesi olan uşaklar.
Zaten büyük önderinde, bunlara ihtiyacı yok.
O yaşarken zaten onlar gibi, işgalcilere hizmet eden genetiği bozukları çok görmüş, geçirmiş. Onlara inat, milletin gücünü göstermiş, tokadını yüzlerine, yumruğu kafalarına balyoz gibi indirmiş.
Zorlu geçen İstiklal mücadelesinden sonra Türkiye Cumhuriyetini kurarak gençlere emanet eden, Atatürk’ü aramızdan ayrılışının 76. yıl dönümünde, O’nun bıraktığı değerlere sahip çıkmak onurumuz, o değerleri gelecek nesillere aktarmak ise en büyük görevimizdir.
Atatürk’ü anlamak onun fikirlerini çok iyi bilerek tatbik etmekten geçer.
Yurdun dört bir yanı işgal altında iken, Türk milletinin bağımsızlık ateşi hiçbir zaman sönmedi.
Türk milletine önderlik yaptı.
Milletimizin esaret altında yaşamasını aklının ucundan bile geçirmedi.
Tarih sayfalarında inancın zafere dönüştüğü, en büyük bağımsızlık savaşının mimarı olmayı hak etti.
10 Kasım, büyük önder için kuşkusuz ki matem değil; fikirlerine sadakat günüdür.
10 Kasım’ı bir matem ve milli bir yas günü olarak kabul etmek yerine, fikirlerine yönelmek için bize verilmiş bir fırsat olarak görmek daha doğru olur.
Atatürk’ün Düşünce sistemi ve anlayışı, Demokratik, laik ve çağdaş değerlerinden oluşan kişiliğindeki bütünleştirici kimliği ve bilimi kılavuz edinmiş olmasıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Devletini milleti ile sonsuza denk bölünmez bütün olarak yaşatacak, en büyük ateşleyici güç..
Bu nedenle, ilke ve devrimleri hiç sönmeyecek bir meşale gibi aydınlatmaya, uygarlık yolunda kararlı ve de istikrarlı ilerleyişini sürdürecek.
Ne mutlu ona ki, genç nesillere emanet ettiği ve ‘en büyük eserim’ diye nitelendirdiği Türkiye Cumhuriyeti, günümüzde bile ileri bir Demokrasi anlayışı ile taçlanmış olarak yine onun gösterdiği hedefte varlığını devam ettiriyor. Gelecek nesillerinde aynı inanç ve bilinçle bu kutsal emaneti bizden büyük bir onurla devralacaklarına, Cumhuriyetimizi çok daha ileriye götüreceklerine inancım tam.
Geride bıraktığı ilke ve devrimleriyle, birleştirici – bütünleştirici yapısı, en önemlisi bilimi kılavuz edinmiş öngörüsü ile hiç ölmeyecek bir devlet adamı olarak Dünya liderleri arasında hak ettiği yerini koruyor.
Anadolu topraklarından bir güneş gibi parlayan bağımsızlık ve özgürlük meşalesi hiç kuşkusuz Atatürk sayesinde gerçekleşmiştir. Bu nedenle büyük Önder Atatürk, Dünyada pek çok topluma istisnasız örnek olmuştur. Gerek yurt içinde ve gerekse de tüm Dünyada adının ilk günkü gibi taze kalması ve heyecanla anılması bu yüzdendir.
Bir ülkenin onur ve haysiyetini koruyarak, çağdaş ve örnek bir Cumhuriyet haline getirilebileceğini bütün Dünyaya gösteren ve bunu tarihe altın harflerle yazdıran büyük Atatürk. Milletin gönlünde
fikirlerin ile her zaman yaşayacak ve yaşatılacaksın.
Dünyanın ender yetiştirdiği eşsiz bir komutan ve dahi bir yönetici olan büyük Atatürk’ün Dünya milletlerine bıraktığı bağımsızlık ve eşitlik düşüncesi, sonsuza değin takdirle tatbik edilecektir.
Türk Milletinin her bir ferdi Atatürk’ün getirdiği ilke ve devrimlerin gönüllü ve azimli birer koruyucusu olmaktan büyük bir onur duymaktadır.
Atatürk’ün büyük eseri, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, sonsuza kadar bağımsız ve özgür yaşayacaktır.
Büyük Atatürk! tarih seni bağımsızlığın baş mimarı olarak yazmakta, bütün uluslar senin manevi şahsiyetin önünde saygıyla eğilmektedir.
Miras bıraktığı Cumhuriyetimizin yılmaz bekçileri olarak, onun ilkelerine olan bağlılığımızı en derin bir şekilde bugünde tüm dünyaya ilan ediyor, onun hedeflediği modern ve çağdaş bir ülke olma yolunda hızla ilerlediğimizi bir kez daha hatırlatıyoruz.
10 Kasım 1938’den bugüne seni her zamankinden daha çok özlüyor ve daha iyi anlıyoruz. 10 Kasım bir yas günü değil, Kemalist Devrimin mücadele günüdür.
1930’larda Avrupa faşist diktatörleri iktidara getirirken, Türkiye’de insanın kulluktan yurttaşlığa yükseltildiği devrimleri gerçekleştirmiştir. Halkın yönetimi olan Cumhuriyeti kumuştur. İşte bu yüzden 10 Kasım yas günü değildir.
Türkiye Cumhuriyetinin bölünmesine ve yok edilmeye çalışılmasına karşı büyük bir mücadele günüdür.
Cumhuriyetin değerlerine her alanda saldırılmaktadır.
Milli kimliğin, milli bilincin, milli uyanışın, milli direnişin yok edilmesi için yaşamın her alanı denetim ve kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır.
İnsanlar baskıyla sindirilmekte, basının, halkın özgürlükleri kısıtlanmaktadır.
Bugün ülkenin başbakanı kız ve erkeklerin aynı ortamda bulunmasından duyduğu rahatsızlığı dile getiriyorsa buna karşı önlemlerin alınacağı açıklaması yapabiliyorsa ülke Ortaçağ zihniyetine sürükleniyor demektir. Bu gericiliğe geçit vermeyeceğimizi buradan ilan ediyoruz.
Atatürk’ün manevi huzurunda, ona inanan özgür düşünceli yuttaşlar olarak bir kez daha haykırıyoruz; Atatürk devrimleri asla çağdışı rejime dönüştürülemeyecek, devrimler ;gerici-bölücü unsurlar temizlenerek tamamlanacaktır.
Atatürk’ün kurduğu özgür, laik, çağdaş Cumhuriyet sonsuza kadar yaşatılacaktır.
Doğadaki tüm canlılar gibi insanoğlunun da yaşamının bir sınırı vardır. Ancak bazı insanlar vardır ki yaşamları boyunca yaptıkları eserlerle, insanlığa yapmış oldukları hizmetlerle yaşamlarından sonra da varlıklarını sürdürürler.
Yaşamını milletine adayan, bir imparatorluğun küllerinden yepyeni ve güçlü bir devlet yaratan eşsiz bir lider, mümtaz bir devlet adamı, büyük bir komutan Atatürk bu ender insanlardan biridir.
Atatürk, hem milli mücadele, hem de Cumhuriyeti inşa sürecinde daima ileriye bakmış, ileriye yürümüştür.
Gelecekte ülkenin yönetimini devralacak, geleceğimizi yönlendirecek, uygar ve saygın bir ulus olma bilincini daha da pekiştirecek gençler, Ulu Önder Atatürk’ün İlke ve Devrimlerinin ışığında ilerlemelidir.
Yaşadığı dönemde bile yabancı bir gazetecinin sorusuna “Ben kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek isterim” diyecek kadar büyük bir lider.
Aynı çağda yaşayan, gerek kendi milletleri, gerekse dünya için endişe ve korku kaynağı olan bazı liderler, bu gün ya unutulmuş ya da kötü miraslarıyla anılır olmuştur. Atatürk ise, sevgi ve saygı uyandırarak Türk milletini çağ ile tanıştırmaya gayret edip varlığını teminat altına almaya yöneltmiştir.
Ünlü bir devlet adamının dediği gibi “Atatürk gibi insanlar, bir nesil için doğmadıkları gibi, belli bir devre için de doğmazlar; onlar önderlikleriyle yüzyıllarca milletlerin tarihlerinde hüküm sürecek insanlardır.”
Demokratik, laik ve çağdaş değerlerle oluşturulmuş ‘en büyük eser’ olan Türkiye Cumhuriyeti’nin emanet edildiği nesiller olarak; Mustafa Kemal Atatürk’ün göstermiş olduğu yolda doğruluktan, eşitlikten, adaletten ve demokrasiden vazgeçmeden, bu emaneti koruyacağımıza bir kez daha söz veriyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına canı, kanı ile katılan tüm şehitlerimizi özlem, saygı, sevgi ve rahmetle anıyoruz.

Onur Özgür Güleç

Teknik Destek Uzmanı, Web Master, Teknoloji Yazarı, Android Meraklısı

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü