Üretim Kapasitesi 4,2 Milyon Tona Ulaştı
ÇCSİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tansu Kumru: “Türkiye, Dünyanın Cam Üretim Üssü Oldu”
Camın tüm iş alanlarındaki faaliyetleriyle 175 ülkeye ulaşan ve son 10 yılda 12 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştiren Türk cam sektörü, dış pazarlardaki bu başarısını üretimde de sürdürüyor. Pandemiyle birlikte tedarik zincirinde yaşanan kırılmaların ardından dünya genelinde alternatif tedarikçi arayışının arttığını söyleyen ÇCSİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tansu Kumru, “Ülkemiz 2022 yılında 4,2 milyon tona ulaşan üretim kapasitesi, Ar-Ge ve teknoloji odaklı yüksek ürün kalitesi, değer zincirinin her alanındaki yetkin iş gücü ile geliştirdiği çözümler ve tam zamanında teslimat ilkesiyle dünyanın aradığı cam üretim üssü haline geldi” dedi.
Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB) altında TurkishGlass markasıyla faaliyetlerini sürdüren Türk cam sektörü, Sapanca’da düzenlenen “Cam Sektör Çalıştayı”nda bir araya geldi. Açılış konuşmalarını ÇCSİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tansu Kumru ve Ankara Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç’ın yaptığı çalıştayda, sektörün ihracatının artmasını sağlayacak faaliyetler, ihracat pazarlarındaki fırsatlar, sektörün sorunları ve çözüm önerileri tüm yönleriyle ele alındı.
Tansu Kumru: “2022’de 1,5 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirdik”
Sektörün üst üste iki yıl yüksek büyüme ivmesi yakaladığını söyleyen Tansu Kumru, “2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 25 büyüyen sektörümüz, 2022 yılında da küresel ekonomideki yavaşlama, savaş ve enerji krizine rağmen yüzde 19 büyüme ile 1,5 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirdi. Böylece son 10 yılda yaptığımız ihracat 12 milyar doları geçti. Üstelik yüzde 79 yerli katma değer oranıyla yani her 100 dolarlık ihracatın 79 dolarını ülkemizde bırakarak, ekonomimize önemli katkılar sunduk. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında da bu ivmeyi devam ettirmeyi hedefliyoruz” dedi.
“Dünya, Çin’e karşı alternatif tedarikçi arayışını yüksek kaliteli ürünleri ile Türkiye’de buldu”
Pandemiyle birlikte tedarik zincirinde yaşanan kırılmaların ardından dünya genelinde alternatif tedarikçi arayışının arttığını vurgulayan Kumru, “Tedarikte tek bir ülkeye bağlı kalmanın getirdiği zorlukları yaşayan dünya, özellikle Çin’e alternatif tedarikçi arayışına başladı. Bu dönemde sektörümüz 4,2 milyon tona ulaşan üretim kapasitesi, Ar-Ge ve teknoloji odaklı yüksek ürün kalitesi, değer zincirinin her alanındaki yetkin iş gücü ile geliştirdiği çözümler ve tam zamanında teslimat ilkesiyle özellikle katma değerli ürünlerde cam üretim üssü haline geldi. Bu sayede yeni pazarlara girerken mevcut pazarlardaki penetrasyonumuzu da artırdık” diye konuştu.
“Oluşturduğumuz güçlü ekosistem ile 175 ülkeye ihracat yapıyoruz”
Türkiye’ye olan talebin artmasıyla birlikte ihracatçı firma sayısında da artış kaydedildiğini belirten Kumru şöyle devam etti; “Günümüz itibarıyla Birliğimiz bünyesinde cam üreticilerine ilave olarak her ölçekten bini aşkın işlenmiş cam ihracatçısı firma bulunuyor. Anadolu’nun dört bir yanındaki ihracatçı firmalarımızın ürünleri 175 ülkeye ulaşıyor. Özellikle Birleşmiş Milletler’in 2022 yılını ‘Uluslararası Cam Yılı’ ilan etmesine önemli katkı sağlayan Türk cam sektörü, bu özel yılda rekabet gücünü tüm dünyaya daha çok hissettirdi. Üreticisi ve işlemecisiyle birbirini destekleyen, güç birliği yapan ekosistemimiz ve insan hayatına değer katan çevre dostu ürünlerimizle sadece bugünün değil geleceğin de çözüm ortağı olma hedefini koymuş durumdayız. Bu vizyon doğrultusunda sağlıklı gıda ve içecek ambalajlarından enerji tasarrufu sağlayan mimari cam ürünlere ve hayatımıza estetik katan cam ev eşyalarına kadar girdi verdiğimiz sektörlerin tüm ihtiyaçlarını eksiksiz olarak karşılıyoruz.”
“Haksız rekabet yaratan ithalat ile mücadele ediyoruz”
Enerji yoğun bir sektör olan cam sektörünün yeşil dönüşüm odağında hem karbon ayak izini hem de enerji tüketimini azaltmaya odaklandığını ifade eden Kumru, “Türk cam sektörü olarak cam geri dönüşümünü destekliyor, üretimde maksimum cam kırığı kullanımı, cam fırınlarındaki atık ısıdan ve fabrikaların çatılarına kurulan güneş panellerinden elektrik üretimi gibi yöntemlerle ve çevre dostu ürünlerle gezegenimizin geleceğini koruyoruz” açıklamasında bulundu.
Öte yandan yoğun enerji kullanımı gerektiren sektörde ülkelerin enerji maliyet farklılıklarının haksız rekabete de yol açtığına dikkat çeken Kumru sözlerini şöyle tamamladı; “Sektörümüz, enerji maliyetlerinin çok düşük olduğu çevre ülkelerden gelen ve haksız rekabet yaratan ithalat ile mücadele ediyor. Bu bağlamda yerli üretimin korunması için Ticaret Bakanlığı’nın destekleriyle uygulamaya geçirilen korunma önlemleri ve ilave gümrük vergisinin devamlılığı ile ihtiyaçlar doğrultusunda yeni uygulamaların devreye alınması sektörümüz açısından büyük önem arz ediyor. Biz de sektörün tek ve koordinatör ihracatçı birliği olarak Bakanlığımız ile uyum içinde çalışarak, firmalarımızın rekabetçiliğini artırmaya devam ediyoruz.”
Find My Kids’den Apple Watch’a özel uygulama
Find My Kids, Apple Watch ile entegrasyonu doğrudan Apple tarafından onaylanan ilk üçüncü parti geliştirici çocuk güvenliği uygulaması oldu. Uygulama, konum takip özelliği ve yerleşik bir adımsayar (pedometre) içeriyor.
Ebeveynlerin çocuklarının nerede olduğunu görmelerini ve telefon kullanım alışkanlıklarını incelemelerini sağlayan mobil uygulama Find My Kids, ilklere imza atarak gelişmiş özelliklerini yeni platformlara taşımaya devam ediyor. Find My Kids’in Apple Watch ile olan entegrasyonunun doğrudan Apple tarafından onaylanması sayesinde, uygulama bu alandaki ilk üçüncü parti geliştirici çocuk güvenliği uygulaması oldu.
Find My Kids, çocukların kullandığı Apple Watch cihazlarına yüklenen yeni uygulaması ile saat çocuğun telefonuna bağlı olmasa bile bağımsız çalışabilen bir çocuk güvenliği ve GPS takip uygulaması sunuyor. Bu, bir Apple Watch cihazının konumunun Apple ekosistemi dışındaki telefonlarla paylaşabilmesi açısından da bir ilk olma özelliğini taşıyor.
Ebeveynler, uygulamayı kullanarak çocuklarının yerini gerçek zamanlı olarak görebildikleri gibi, 30 güne kadar ayrıntılı konum geçmişini de inceleyebiliyorlar. Çocukların herhangi bir acil durumda ebeveynlerini anında haberdar etmek için Apple Watch’larındaki SOS butonuna dokunmaları yeterli oluyor. Bu durumda, sessiz modda olsa bile, anne babaların telefonlarında yüksek sesli bir alarm sinyali çalıyor ve ebeveynler uygulamayı kontrol ederek çocuklarının durumunu görebiliyorlar.
Find My Kids Apple Watch uygulaması, güvenlik özelliklerine ek olarak yerleşik bir oyunlaştırılmış adımsayar da içeriyor. Ebeveynler bu sayede çocuklarının gün içindeki hareket etme ihtiyaçlarını eğlenceli bir şekilde karşılamalarını da sağlayabiliyorlar.
Find My Kids Ülke Müdürü Neşen Yücel, “Şirketimizin misyonu, ebeveynlerin güvenli bir ortamda mutlu çocuklar yetiştirmelerine yardımcı olmak. Uygulamamızı hem ebeveynler hem de çocuklar için erişilebilir kılmak için çalışıyoruz. Bu anlamda yeni Apple Watch versiyonumuz da tüm kullanıcılarımıza büyük fayda sağlayacak” dedi.