Siz fırsatçı engelli yakınlarını beslemeye devam edin, biz ise mücadeleye devam.(Köşe yazısı)

Siz fırsatçı engelli yakınlarını beslemeye devam edin, biz ise mücadeleye devam.

Yazan
Çağlar KARSANTI
Gören kalpler eğitim derneği yönetim kurulu Üyesi

Sayın bakan: @deryayanikashb
Engellilere yönelik hizmetlerinizde temel vizyonunuzun, engellilerin hayatlarını bağımsız bir şekilde yaşamalarını sağlamak olduğunu söylüyorsunuz. Fakat hükümet geçmişiniz gösteriyor ki, tek yaptığınız engelli üzerinden fırsatçı aileleri beslemek olduğunu belirtmek isterim.
Engelli bireylerin kendi öz gayretleriyle yaşama tutunmalarını sağlayacak politikalar gerçekleştirmek yerine, size tamamen kolay gelen gün doldurmalık, baştan salma politikalarınızla engellileri bağımsızlığa değil, fırsatçı yakınlarına muhtaç ettiniz.
Sağlıkta, eğitimde, istihdamda, kısacası sosyal yaşamın tüm alanlarında engelli bireyler ile birlikte, kapsayıcı ve katılımcı politikalar gerçekleştirmek yerine, tamamen
Engel Grupları arasında ihtiyaç değerlendirmesi yapmadan, ÖTV’siz araç alımlarıyla fırsatçları beslediniz.
Madem geldik bir engelliler haftasına daha, madem sizde şöyle bir politikalarınızdan bahsetmek istediniz, O zaman sizin o çok kıymetli politikalarınıza bir de engellilerin penceresinden bakalım.
Siz şimdi bağımsızlık mı dediniz?
Evet, aslında çok da güzel söylediniz. Bağımsızlık. Evet şimdi bir bakalım şu bağımsızlık ne kadar gerçekleşmiş. Engelliler ne kadar bağımsızmış.
Sizin engelliler üzerinden yakınlarına tanıdığınız özel tüketim vergisiz araçlar, emlak vergisiz gayrimenkul alımları ve ihtiyaç değerlendirmesi yapmadan fütursuzca dağıtdığınız bakım aylıkları, bakalım engellileri ne kadar bağımsızlaştırmış?
Siz engelli yakınlarına, engelli üzerinden fütursuzca fırsatçı politikalarınızı kullanarak bir takım kolaylıklar sağladıkça, engelliler bağımsızlıklarını yitiriyorlar.
Buyrunuz, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yayınlanan, Sağlık Uygulama Tebliğine bir göz atalım.
Şimdi size en basit ve en kolay örneği vereceğim. Görme engelli bireylerin kullandıkları beyaz baston. Sizce bunun medikalci fiyatları nedir? Bunlara dair herhangi bir araştırmanız, analiz çalışmanız var mı? Yoktur. Çünkü medikalci fiyatlarını gördüğünüz zaman, muhtemelen kendi politikalarınızdan sizde irite olacaksınız. Bu nedenle kayda değer bir analiz çalışmanız yoktur. Ama ben buraya kamuoyunun bilgilenmesi açısından bir fiyat eşleştirmesi yapacağım.
Medical firmalarından 800 Türk Lirası ndan aşağıya beyaz baston bulamazsınız. Fakat, çok kıymetli politikalarınızın Sosyal Güvenlik Kurumu aracılığıyla beyaz bastonlara verdiği ödenek sadece 22 Türk Lirası.
Mesela şu sessizliğe mahkûm ettiğiniz çocuklar var ya, beyin sapı implant ameliyatlarına ödemediğiniz için, duyma olanağı olan fakat sessizliğe mahkum edilen çocuklar.
İşte siz burada da sosyal devlet olarak, tırnak ucu hesabı yaptığınız için o çocuklar bugün hala sessizliğe mahkûm.
İş böylece elektronik proteze kadar büyüyüp gidiyor. Buyrun, onunda bir örneğine bakalım isterseniz.
Elektronik kalça protezinin tüm parçalarına değil, sadece protezin kendisi medikallerde 24.000 Euro olarak karşımıza çıkıyor. Ve çok kıymetli politikalarımızın Sosyal Güvenlik Kurumu aracılığıyla elektronik kalça protezi ne ödediği tutar, 2000 Euro‘yu bile bulmuyor.
Evet gördünüz mü körler, sağırlar, ve bedensel engelliler ne kadar bağımsızmış.
Bağımsızlıktan gözleri parlıyor insanların. Nerdeyse artık birisi gelsede bizi biraz tutsaklaştırsa diye bekliyorlar. 20 yıllık politikalarınız o kadar çok bağımsızlaştırmış ki, yukardaki fiyatlar bunu kanıtlıyor sanki. Neyse işin dalgası bir tarafa, engelliler gerçek gündemlerinde bu tür sorunlarla mücadele ederken, siz hala gün doldurmalık politikalarınızla fırsatçı engelli yakınlarını beslemeye devam edebilirsiniz. Nasıl olsa size bu daha kolay geliyor.
Daha geçtiğimiz günlerde otizmli bir çocuğumuzun annesi, hem de tam anneler gününde artık yaşadığı çaresizliği ölmeyi isteyerek sonlandırmak istedi. Evet kamuoyunda gündem olan Otizmli Sinan’ın annesi, ötenazi kullanmak istiyor. Çok değil üzerinden altı ay bile geçmedi.
SMA hastası bir yavrumuzun annesi, daha fazla çocuğunun çektiği acılara dayanamayarak, intihar etmişti. Bir hafta önce de o çocuğumuz ilaçsızlık nedeniyle yaşamını yitirdi. Evet gerçekten yaşam hakkında da çok bağımsızmışız. Engelliler olarak bağımsız politikalarınızdan çok verim almışız. Ölümler, tutsaklıklar, yoksulluk var. Gerçekten bağımsız bir ülkenin, eşit vatandaşları olmanın keyfi ile bağımsızlığın tadını çıkarıyoruz.
Siz şimdi fırsatçı Politikalarınızda doya doya fırsatçıları beslemeye devam edebilirsiniz.
Oysa Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesinin 26. maddesi açık bir şekilde engelli bireylerin kullanmak zorunda oldukları destekleyici materyallerin, devletler tarafından temin edilebileceğine olanak sağladığını belirtmektedir. Yukarıdaki tabloya bakıldığı zaman sizin Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesinin 26. maddesini dikkate almadığınız gorulmektedir.
Sizin hiç umrunuzda olmasın. Nasıl olsa sırf gösteriş olsun diye imzaladığınız bu sözleşmenin, diğer 50 maddesini olduğu gibi, 26. maddesini de uygulamayacaksınız.
Ama söz konusu engelliler üzerinden kâra geçmek, fırsat elde etmek olan yakınlarının her türlü ihtiyaçlarını, kolaylıkla karşılayacak politikalar sizin daha öncelikli politikanızdır. Size kolay gelsin.
Galiba vizyonumuz engellilerin bağımsızlığı derken, tutsaklığı demek istemiştiniz. Evet biz de sizi yanlış anlamış olabiliriz.
Sizler seçilmiş ve atanmış bürokrasi olarak bağımsızlık kavramından ne anlıyorsunuz bilemiyoruz fakat bizler
temel sosyal yaşam hakkı olan Eğitim olanaklarıda dahil bir çok temel yaşam haklarında hala çağın gerisinde bir hayat yaşıyoruz.
Ulaşımı zor kaldırımlar, kullanımı imkansız toplu taşıma araçları, nefes alma hakkının bile parayla kıyaslandığı sağlık hakları da dahil hepsi bizim için şu anda bir bağımsızlık değil, tutsaklık pençesinde sürüp gidiyor.

Daha şu anda detayına girecek bir çok ayrımcılık ve hak ehli haline neden olduğunuz alanlar var da ben bunların hepsini yazmaya kalkarsam bu yazı sayfa sayfa uzayıp gidecek. Hadi bu yazının sayfa sayfa uzayıp gitti de önemli değilde, siz bunlardan ne kadar pay çıkarıp, ne kadar ders alacaksınız. Ve ne kadar ben yaptım oldu mantığı yerine, kapsayıcı ve katılımcı politikalar uygulayacaksınız. Bunlardan hala endişeli olduğum için diğer detayları da bir başka sefere artık diyorum.

Yazının başlığında da söyledigim gibi. Siz fırsatçı engelli yakınlarını beslemeye devam edin, biz ise mücadeleye devam.

Bağımsızlıkların, tutsaklıklara dönüşmeyeceği yarınlara özlemle
Saygılar sunuyorum

 

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

HOLLANDALILAR’IN, ŞÜKRAN BORCU OLARAK ÜRETTİKLERİ ATATÜRK VE İSTANBUL TÜRÜ LALE, BAHARIN ZARİF MÜJDECİSİ, AŞKIN VE ROMANTİZMİN SEMBOLÜDÜR.

https://www.ilhankaracay.com/dunyamizdan-ahirete-goc-eden-unlu-dostlar-ile-anilarim-2/ İlhan KARAÇAY yazdı: Lahey Büyükelçiliğimizin bahçesine, soyu tükenmekte olduğu sanılan İstanbul Lalesi’nden 100 soğan …