Kurtarıcısız kurtuluş çağrısı (Köşe yazısı)

Mustafa TEMİZER                         

“Bu yazı, Türkiye insanı ve Türkiye toplumunun gerçek anlamda kurtuluşu için bir şeyler yapmak gerektiğini duyanlara seslenir. Bunlar Türkiye’de hamdolsun yeteri kadar vardır.

Bizim için tarihin gündeminde bir tek ama bir tek soru vardır. Türkiye insanı ve toplumunun kurtuluşu… Başka soru yok. Başka şeylerle uğraşacak vakit de yok ayrıca. Artık halkın davetçileriyle, halk davasının sözcüleriyle konuşmalıyız.

Biliyoruz ki insan değişir. İnsan düşüncesinin temel kavramlarını değiştirin, insan değişir. İnsanın düşüncesini alçaltın, insan alçalacaktır. İnsanın düşüncesini yüceltin insan yücelecektir. Bunlar doğrudur ama tamamlanması gerekli doğrulardır. Bir defa insan baştan doruğa düşünen zihnin emrinde bir varlık değildir. Yani insan düşünen bir makine değildir. Düşüncesinin direktiflerini değiştirdiğimizde zaruri olarak değişecek bir elektronik beyin karşısında değiliz.

Halkın çağrısı dışlaştırılmış bir aksiyon olarak, insan zihnini değiştirmeye yönelir. Kelimelerle, çizgilerle, seslerle, sözlerle halk davetçilerinin çağrısı bunlarla uzanır halkın çocuklarına. Halkın saflarındakileri eğitmek, halkın safından kopanları uyandırmak için. Ayrıca halkın çağrısı bir başka aksiyon daha hazırlar. İnsanın dış şartlarını, insan için yaşamaya yarar, insanlaşmaya yüceltir hale gelmek için değişmeyi kurar. Sosyal yapıyı baştan sona insanileştirmektir ülküsü.

Halkın çağrısı, önce bu çağrıya son derece hazır insanlar bulur. Bunlar fedakar, yiğit, korkusuz ve böyle bir çağrıyı bekleyenleri… Halkın çağrısı bu insanları kardeşleştirmekte, kaynaştırmakta, gecikmez. Kayaların korkunç basıncına meydan okuyan berrak su damlaları nasıl pınarlaşırsa, imbik damıtması ateş, soğutma ve basınç gibi şartlar altında nasıl arı ürünler verirse, halkın çağrısına hazır halk çocukları kitlelerin arasına süzülerek, gayrı milli ekonomik, sosyal ve kültürel baskıları yararak halkın içli sesine kulak verirler. Koşarlar ona. Bunlara bir tek kutsal söz yol gösterir. Bu söz yeter onlara, bu söz beklemişlerin davetidir.

HER KÖYDE BİR YUNUS DİRİLTMEK

Toplumlarda her şey, ama her şey paralaşmıştır. Bütün bir hayat, en asil görünüm altında ticari sözleşmeler yığınıdır. Evlenmeler, boşanmalar, yavukluluklar, ana-baba, çocuk-kardeş ilişkileri, ögrenci-öğretmen, yönetici-yönetilen, ilişkileri hep paralanmıştır. Hepsinde şu prensip vardır: Sana bir şeyler verebilirim, ama senden de alırım. Hatta bu formül sana kendimden bir şeyler vereceğim ama sen benim kölem olacaksın, haline gelir. Kaba bir alışveriş vardır. Para emeğin satırı altında bir ölçü değildir artık. Para insan alan, insan satan, köleleştiren bir tanrıdır…!

Ne yapmalıdır? İnsanın, hayvanlığında boğulmuş, bastırılmış ve gömülmüş insanlığını ortaya çıkarmalıdır. İnsanı kendi üzerine düşünmeye sevk edebilmeliyiz…

Kendi kaderi ve toplumun geleceği için kurtuluş dileyebilmelidir, ALLAH’dan. Bunu yapamazsa Türkiye insanı ne kendisi ne de başkaları için fedakarlığa ulaşamaz… Kurtuluş, kurtuluş duasıyla başlar.

Bu nasıl yapılabilir?

Kelimelerle sunulan kurtuluş, kurtuluş sunanlarla özdeşleşmelidir. Sevgi, fedakarlık, feda oluşla giderse, kurtuluş sözleri, eylemleşirse kurtuluş görevi Türkiye insanı kendisi için feda oluşları görürse içinden kurtuluşunu başlatabilir. Halk, davetçilerini görürse böylece, insanlığımıza, insana inancı yeniden dirilebilir. Aksi halde biz de onun umutsuzluk dünyasında zavallı bir alternatif olarak kalırız.

Onlardan (istismarcılardan) başka bir şeye hitap etmelisiniz. Hayvanlaştırılmış şartlarda Türkiye insanının boğulan insanlığına. Ama sözle değil sadece. Halkın içinde, halkın evlatları arasında kendinizi onlara feda ederek, onların gerçek dostu olduğunuzu göstererek, vererek fakat sarsılmaz gönül dostlukları kurarak.

Buraya nasıl gidebiliriz? Sosyal sevgiden, insan sevgisinden ALLAH sevgisine yükselerek. ALLAH sevgisinden ve korkusundan insan sevgisine vararak.

HER KÖYDE BİR YUNUS DİRİLTEREK, DIŞ VE İÇ AKSİYONU, DIŞ VE İÇ DENEYİ BİRLEŞTİREREK, ÖZDEŞLEŞTİREREK. ZAFER SİZİNDİR. ZAFERDESİNİZ. TÜRKİYE İNSANI İÇİN. O ZAMAN KURTARICISIZ KURTULUŞ SUNABİLİRSİNİZ…” Aykut EDİBALİ – Millet Partisi Genel Başkanı

” İştirak etmediğimiz çilesini çekmediğimiz bir kurtuluş mümkün değildir.”

Milletimizin ve yöneticilerimizin uyanması basiretle hareket etmesi (Yanılmadan gerçekleri görebilmesi, gelecekle ilgili sezgi, uyanıklık, anlayış, kavrayış ve vizyon sahibi olması) dilek temenni ve duasıyla…

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

HOLLANDALILAR’IN, ŞÜKRAN BORCU OLARAK ÜRETTİKLERİ ATATÜRK VE İSTANBUL TÜRÜ LALE, BAHARIN ZARİF MÜJDECİSİ, AŞKIN VE ROMANTİZMİN SEMBOLÜDÜR.

https://www.ilhankaracay.com/dunyamizdan-ahirete-goc-eden-unlu-dostlar-ile-anilarim-2/ İlhan KARAÇAY yazdı: Lahey Büyükelçiliğimizin bahçesine, soyu tükenmekte olduğu sanılan İstanbul Lalesi’nden 100 soğan …