Hava dahada kirlenirse güneş’i led’den göreceğiz.. (Köşe yazısı-15.11.2014 Kayseri Star Haber)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
Kayseri tarihini, eski medeniyetlerini, yerleşim merkezlerini bilmeyen yok.
İnsanlar yaşlandıkça, çocukluktaki, büyüklerinin kendilerine anlattıkları anıları özler.
O günkü tek katlı binaları, komşuluk ilişkilerini, paylaşımcılığı, dostluk, arkadaşlık, dayanışma ve kaynaşmayı da.
Tabi eski Kayseri derken, yerleşim olarak hep dağ ve tepelere kurulmuş. Öncelikle güvenlik, sonra arazilerin daha verimli kullanılması için.
Şimdi ise tam tersi. Verimli araziler sanayi-ticaret alanı, dağ ve tepeler ise tarım alanı.Oysa şehri yıllardır yönetenler hep bundan yakınır durur. Ama iş düzeltmeye geldi mi unutur.
Hatta öyle ki, ‘zemin kayalık, depreme dayanıklı’ formülü ile dağlık ve tepelik alanlara çok katlı binalar dikilirde dikilir. Sonuç çanak gibi çukurda olan Kayserinin çanağı daha da derinleşir.
Zaten genetiği ile oynana Kayseri’de yeşil alanlar – iddia edildiği gibi çoğalsada – giderek yerini betona bıraktı. Erciyes dağında bile, dozerlerin-kepçelerin dokunması ile kar tutmaz oldu.
Özellikle Kayseri’nin rüzgarının esmesi ile havanın temizlendiği Bünyan-Mimarsinan arasındaki toplu konutlar, hava sirkilasyonunu bile noktaladı.
Zaman zaman Kayseri’ye gelen ya da getirilerek köşelerinde övgüler yağdıranların yazdıklarına bakarsanız, Kayseri’de ne hava kirliliği var ne trafik sorunu. Bırakın Türkiye’yi, Avrupa’dan, Dünyanın gelişmiş ülkelerinden bile öndeyiz.
Yazan onlar, yaşayan-gören bizler. Ondan sonra çıkarlar televizyonlara ‘Vatandaş basına güvenmiyor, Basına güven sonuncu sırada’ derler, bizleri de rezil ederler.
En son geçen yıl Kayseri’ye gelen-getirilen güya ünlü ‘Kayseri’nin havası temiz’ diyen o köşe yazarları gelse de şu günlerde biraz utansalar. Vatandaş nefes almakta zorlanıyor.
Son yıllarda solunum yolu rahatsızlıkları çok fazla arttı. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanlarda kronik solunum yolu hastalıkları nedeni ile hayatını kaybedenler bile var.
Peki, hiç düşündünüz mü neden bu kadar fazla alt ve üst solunum yolu hastalıkları görülüyorr?
Hava kirliliği bugün Dünyanın en büyük sorunları arasında. Hava kirliliğinin artması ile, üst ve alt solunum yolları hastalıklarına paralel KOAH hastalığı başladı. Yapılan araştırmalarda havası kirli olan yerlerde, insanlar daha erken yaşlarda hayatlarını kaybediyor.
Hava kirliliği, değişken. Kurşun ve karbonmonoksit kirlenmesi bir arada da, tek başına da kendini gösterebilir. Korbonmonoksit kirlenmesi, kanın oksijen taşıma kapasitesini düşürür. Bu nedenle organlar ve dokular yeteri kadar oksijen alamadığından metabolizma yavaşlar, çeşitli hastalıklar açığa çıkar.
Kurşun kirliliği olan alanlarda, kan hücrelerinin gelişmesi durabilir. Solunum yollarında ağır tahrişler ve bağışıklık sisteminin çökmesi ile kanser başta pek çok hastalık olur. Üstelik hava içinde oluşan katran, en kuvvetli kanserojen. Yapılan araştırmalarda havası kirli olan alanlarda büyüyen çocuklarda boy kısalığı ve zayıflık fark edilmiştir. Bebekler, çocuklar, gebe ve yaşlılarda ciddi oranda risk teşkil eden hava kirliliği dikkat edilmesi gereken bir olay. Dolaşım, kalp, böbrek ve karaciğer gibi hastalıkları olan kişiler hava kirliliğinden zor günler geçirmektedir.
Dünyada uzun ve sağlıklı yaşayan insanlar, genelde bol oksijenli ortamlarda yaşayan kişiler. Orman, dağ havası alan yerleşim yerlerinde yaşayanlar daha uzun ve sağlıklı oluyor.
Hava kirliliğine karşı önlemler almak bu nedenle çok gerekli. Bu önlemlerin başında doğalgaz kullanımını teşvik etmek, soba kullanılıyorsa bacaları ve boruları temizlemek gerekli. Havayı çok kirleten kaçak ve kalitesiz kömür kullanımına dur demek, kaloriferlerin ve kazanların periyodik bakımlarını yapmak hava kirliliğinin biraz olsun önüne geçer. Başta kamu araçları, belediye otobüsleri olmak üzere servisler ve diğer araçların egzozlarının kirliliğini engellemek için önlem alınmalı. Fabrika ve sanayi tesisleri filtrelendirilmiş baca sistemleri kullanırken, ağaç ekimine önem verilmeli. Tüm Avrupa’da olduğu gibi bisiklet kullanımı göstermelik değil, yolları, parkları, yollar üzerindeki tekerleğin girmeyeceği ızgaraları ile teşvik edilmeli.
Hava kirliliği vücudumuzda oluşabilecek bütün hastalıkların oluşumuna yardımcı olur. Havanın kirlenmemesi için ve temizliği için gereken sorumluluğu almamız gerekir.
Kısaca hava kirliliği katı, sıvı ve gaz yolları ile yabancı maddelerin başta insan sağlığı olmak üzere, bütün canlılara zarar vermesidir. Genellikle havada fazlasıyla karbondioksit, karbonmonoksit ve kükürt gibi zararlı atıkların bulunması önemli bir rol oynuyor.
İnsan sağlığını olumsuz etkileyen bu hava kirlilikleri zehirleme, kansere yakalanma, doğumda gerçekleşen bozukluklar, gözlerin mikroplanması ve tahriş kapması, solunum sistemi rahatsızlıkları, kalp hastalıklarına sebep olma, astım, bronşit ve virüs enfeksiyonlarına yakalanma, Akciğer haslıkları gibi bir çok hastalığı tetikliyor. Bu hastalıklar bizi, çevremizdeki insanları ve sakat doğumlara neden olduğundan gelecek nesilleri sağlıksız, engelli ve sakat olmaları gibi olumsuz yönde etkiliyor.
Hava kirliliğinin, sanatsal ve mimari yapılar üzerinde tahrip edici ve bozucu etkisi var. Bitkiler üzerinde ise öldürücü ve büyümelerini engelleyici. Bu nedenle hava kirliliği hem canlıların sağlığı açısından, hem de ekonomik yönden zarar verici.
Solunum yolu ile alınan hava içinde; karbonmonoksit, kükürtdioksit, azot oksit, uçucu Organik Karbon, partikül maddeler, asit aeroseller, Ağır metaller, kurşun, kadmiyum, nikel gibi bir çok zararlı var.
Yani, havanın daha biraz soğuduğu, asıl kirliliğin başlamadığı şu günlerde hepimiz afiyetle bunu soluyor, paramızla rezil oluyor, devletin bütçesini çökertiyor, birilerinin çizdiği pembe tablolara alet oluyor, tutma kalemşörlerin dediğine inanıyor, derken tarihi şehiri hep birlikte , eserleri, insanları, gelenek-görenekleri ile yok ediyoruz.
Eğer böyle giderse yakın bir gelecekte ‘Bizler hava kirliliğinden güneşi göremiyoruz’ diye dertleneceğiz. Tutma kalemşörler ve siyasetten ticaret yapanlarda aynen Çin’deki gibi kirli havadan görünmeyen güneşin doğuşunu şehrin meydanlarına konan büyük ekran led’leri göstererek ‘Havası en temiz şehir’ diye yazarak-söyleyerek halkı kandıracak.
Bu şehirde artan hava kirliliği böyle gider, siyaset, ticaret, ibadet yapanlardan sağlıklı nesiller kalırsa onlarda ticaretini sanırım ‘gaz maskesi, ağız maskesi, kirli havadan koruyan kremler, özel giysiler satarak’ ayakta kalır.
Haklısınız ‘Kayserili işini bilir. Ne kadar övünsek az’.
Örnek, model, referans, Avrupa şehri Kayseri ve belediyeler burada.
Allah hepimizin yardımcısı olsun.