Ekonomi-teknoloji haberleri ve TUİK verileri (09.01.2023)

Her dört çiftten üçü, buluşmalarda hesabı Alman usulü ödüyor.

Türkiye’de evlilikle sonuçlanan flört ve nişanlılığın aylık asgari maliyetinin 4.000 TL’yi aştığı belirlendi.

Türkiye’nin ilk para iadeli alışveriş sitesiAvantajix.com, ilkini 2021 Aralık ayında yaptığı anketini 2022 Aralık ayında da yineledi ve rastgele seçtiği 27-35 yaş arasındaki bin üyesine, flört ve nişanlılık dönemindeki harcamalarını sordu.

Ankete göre çiftler, ortalama 2 yıl süren flört ve nişanlılık dönemlerinde sinema, tiyatro ya da başka bir etkinliğe katılmak, beraber yemek yemek için ayda ortalama 10 kez buluşuyorlar.

Flört çiftler, ilişkinin ilk yılında ayda en az on buluşma için toplamda 55.000 TL harcıyor. Her buluşmanın ortalama maliyeti 350 TL oluyor. Sevgililer günü, doğum günleri ve yılbaşı gibi özel günlerde yenilen yemeklere, karşılıklı alınan hediyelere harcanan para 13.000 TL’yi buluyor.

İkinci yıl ilişkinin oturmaya başlamasıyla buluşma maliyetleri 43.000 TL seviyelerine geriliyor. İkinci yıldaki her buluşma 250 TL’ye mal oluyor. İkinci yıl hediyelere ve özel gün yemeklerine 10.000 TL harcanıyor. Bu dönemde gerçekleşen evlilik teklifi ritüelinin gideri ise ortalama 3.000 TL oluyor.

ÖDEMELER ALMAN USULÜ

Araştırmaya göre, flört ve nişanlılık döneminde ilk ay harcamaları ağırlıklı olarak erkekler yapıyor, diğer aylar kadınlar da harcamalara katılıyor.

Araştırmaya katılanların sadece yüzde 20’si ilk ay dışında da buluşmalarda hesabı erkeklerin ödediğini, yüzde 75’i ise ödemelerin “Alman usulü” yapıldığını bildirdi. Kadınların hesabı tek başına üstlenme oranı ise yüzde 5’te kaldı.

HARCAMA BULUŞMALARLA SINIRLI KALMIYOR

Avantajix.com Dijital Pazarlama Direktörü Sevda Köseibiş, flört ve nişanlılık dönemlerinde harcamaların buluşmalarla sınırlı kalmadığını, erkekler ve kadınların partnerlerine güzel görünmek için giyime, cilt bakımına, kuaföre, berbere ve spora ciddi paralar harcadıklarını söyledi.

Bu günleri daha düşük faturalarla geçirmek isteyenler, hediye almakta zorlananların genelde online alışverişi tercih ettiklerine dikkati çeken Köseibiş, “Gençler, alışverişleri daha da ucuzlatacak püf noktaları kaçırmıyor. Buluşmalarda fırsat sitelerinin avantajlı fiyatlarından yararlanmak, kupon kodu kullanmak veya Avantajix.com gibi alışverişte harcanan paranın bir bölümünü iade eden siteler üzerinden alışveriş yapmak bunların başında geliyor.”

KOBİ’lere global arenada rekabet becerisi kazandırıyor

Dördüncü Sanayi Devrimi ile başlayan yeni ekonomik sistemde rekabet savaşları hız kesmeden devam ederken, kurumlar için daha etkin ve kapsayıcı yönetim anlayışı zorunlu bir hal alıyor. Tam da bu noktada toplam kalite yönetimini esas alan stratejiler özellikle de Türkiye’deki sanayi ve girişim ekosisteminin temel yapı taşını oluşturan KOBİ’lerin gelişimi adına itici güç görevi görüyor. Bu yönetim stratejilerinin başında gelen EFQM modeli ise KOBİ’ler için düşen maliyetler, iş hacminin büyümesi ve buna paralel olarak istihdam havuzunun genişlemesi gibi birçok fayda elde etme anlamına geliyor. Avrupa Kalite Yönetim Vakfı’nın (EFQM) ulusal iş birliği ortağı olan Türkiye Kalite Derneği (KalDer); yönetim kalitesinin sağlanması, kayıpların giderilmesi, maliyetlerin düşürülmesi, muhtemel hataların önlenerek mükemmelliğin sağlanması gibi birçok hedef için bu modeli rehber kabul ediyor. EFQM modelinin omurgasını oluşturan kurumdaki tüm süreçlerde kalite ile verimliliği artırmaya yönelik dinamik bir yapı sunan KalDer, KOBİ’lere verimlilik ve süreklilik sağlama hedeflerinde destek oluyor.

Çağdaş kalite felsefesinin ülkemizde etkinlik kazanması ve yaygınlaştırılması amacıyla faaliyetlerini sürdüren Türkiye Kalite Derneği (KalDer), KOBİ’lere yönelik çalışmalarıyla yüksek katma değer sağlıyor. Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı (European Foundation for Quality Management) tarafından sanayi ve akademisyenlerden oluşan bir grupla geliştirilerek 1991 yılında tüm dünyaya duyurulmuş bir yönetim modeli olan EFQM’in ülkemizde de yaygınlaşması için konunun uzmanı kurum ve yapılarla ortaklıklar kuran KalDer, işletmelerin sürdürülebilir başarı hedeflerini gerçekleştirebilmeleri doğrultusunda somut fayda sunan uygulamalar oluşturuyor. Sürekli devinim gösteren ve dijitalleşen dünyada farklı sivil toplum kuruluşları ile de iş birlikleri yaparak hem Türkiye sanayisinin hem de KOBİ’lerin rekabet edebilme güçlerinin gelişmesi için projeler ortaya koyan dernek, EFQM modelinin tüm KOBİ ekosistemine entegre edilmesini hedefliyor.

EFQM modeli ile üretimde kayıplar azalıyor, verimlilik artıyor

KOBİ’ler için EFQM modelinin sunduğu avantajlara değinen KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Bayraktar; “Bütünsel bir bakış açısı sağlayarak birçok yönetim araç ve tekniklerinin uyum içinde ve birbirini tamamlayıcı bir biçimde nasıl kullanılabileceği konusunda kuruluşa yardımcı olan dönüşüm modeli olan EFQM, kuruluşlar için yenilikçi ve sürdürülebilir bir yönetim anlayışı ortaya koyuyor. Dünya çapında tanınan ve yönetim çerçevesi oluşturan EFQM modeli, ülkemizdeki girişimlerin neredeyse tamamının KOBİ’lerden oluştuğu düşünüldüğünde ayrı bir önem kazanıyor. Bu etkin model, KOBİ’leri değişimi yönetme ve performanslarını iyileştirme konusunda destekliyor. En yalın tanımıyla EFQM, KOBİ’lere sürdürülebilir değer yaratma yolculuklarının neresinde olduğunu ölçümleme ve başarı elde etme fırsatı sunuyor. Bu noktada KalDer olarak potansiyeli ve avantajlarına rağmen küresel rekabetin gerisinde kalan KOBİ’lerin gerçek gücünü ortaya koyabilmesinin EFQM modelinin temelini oluşturan kurallar çerçevesinde mümkün olduğuna inanıyoruz. Çünkü EFQM, KOBİ’lerin röntgenini çekerek firmaların neye ihtiyaçları olduğunu reçete ediyor, üstelik kanıtlanmış yöntemlerle… Doğru stratejilerle doğru hamleler yapabilen KOBİ’ler ise üretimde kayıp giderme, maliyet düşürme, kalitenin artırılması ve verimlilik gibi avantajlar elde ediyor” şeklinde konuştu.

KOBİ’lerin iş pratiklerini geliştirerek şeffaf ve kurumsal bir yapı kazandırıyor

Bu modelin KOBİ’ler için kurumsal gelişim ve daha iyi yönetilebilir kurumlar yaratmak adına etkin bir araç olduğunu vurgulayan Bayraktar, EFQM modelinin temel yaklaşımlarına dikkat çekerek şunları söyledi: “EFQM modelinde önemli olan müşterinin önceliğini anlamak, uzun vadeli, paydaş odaklı bir görüş benimsemek ve bir kuruluşun yaptıklarıyla neler başardığı arasındaki sebep ve sonuç ilişkilerini görmektir. Buradaki temel amaç ise KOBİ’lerin daha kurumsal ve global arenada rekabet edebilir bir yönetim anlayışına ve idari yapıya kavuşmalarını sağlamaktır. EFQM modeli sunduğu yönetim anlayışıyla şeffaflık, etkin stratejik planlama, dijitalleşme olgunluğunun artırılması, şirketin yapılanması ne olursa olsun doğru kurumsal yapının oluşturulması için gerekli alt yapıyı oluşturuyor. KOBİ’lerin üretim süreçlerine ve pazarlara ilişkin vermeleri gereken kararlarda, teknik verimlilik kazançlarına ilişkin olarak özellikle küçük işletme yöneticilerinin farkındalıklarını artırıyor. KOBİ’lere küresel tedarik zincirlerine entegre olabilmeleri için gerekli temel beceriler konusunda rehberlik ediyor.”

KOBİ’ler EFQM modeli ile kurumsallaşma oranını yüzde 68’e çıkardı

Türkiye’deki girişimlerin yaklaşık yüzde 98’ini oluşturan KOBİ’lerin yönetim anlayışlarını EFQM modeli ile kurguladıklarında birçok kazanımı da hanelerine yazdırdıklarını ifade eden Yılmaz Bayraktar; “Müşteri sayısı, müşteri memnuniyeti oranı, kârlılık ve gelir artışı, rekabet avantajı gibi bir dizi katma değer sağlayan bu model, KOBİ’lerin makro kalkınma yolculuğunda yanında yer alıyor. Bu katma değeri somut verilerle ortaya koymak adına, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı dahilinde T.C. Cumhurbaşkanlığı Stratejik Kalkınma Daire Başkanlığı ve derneğimiz iş birliğinde bu modeli uygulayan 19 KOBİ üzerinde bir değerlendirme yapıldı ve değişimleri ortaya konuldu. Pek çok değerlendirme kriterinde yüzde yüzü aşan rakamların damga vurduğu değerlendirmede KOBİ’lerde atılım, yayılım, paydaş odaklılık gibi önemli kazanımlar gözlemlendi. Yapılan değerlendirmeler sonucunda araştırmaya katılan KOBİ’ler özelinde toplamda yüzde 48,5 oranında bir iyileşme sağlandığı görüldü. Bu doğrultuda; kurumsallaşma oranı yüzde 26’dan yüzde 65’e çıkarken, işletme anayasasının uygulanması oranı yüzde 28’den yüzde 68’e yükseldi. Profesyonellik ve uzmanlaşma oranı yüzde 30’dan yüzde 65’e, formal örgüt yapısı yüzde 30’dan yüzde 70’e ulaştı. Yetki devretme yüzde 27 iken yüzde 65’e, stratejik planlama yüzde 20 iken yüzde 66’ya, yönetim şekline katılma yüzde 24 iken yüzde 63’e çıktı. Karar alma şeklinde gelişim yüzde 20’den yüzde 60’a ulaşırken, iletişimde ise bu rakam yüzde 30’dan yüzde 70’e yükseldi” dedi.

PayTR, 2022’de en iyi işveren seçildi

Türk mühendislerinin geliştirdiği yenilikçi ürün ve çözümler sunan ödeme kuruluşu PayTR, 2021’in ardından 2022 yılında da Great Place to Work sertifikasını almaya hak kazandı.

Geliştirdiği ürün ve teknolojilerle 80 binden fazla üye iş yerinin hayatlarını kolaylaştıran ödeme kuruluşu PayTR, iş yeri kültürü ve çalışan memnuniyeti konusunda global ölçekte hizmet veren Great Place to Work Enstitüsü’nün yürüttüğü programa katılarak, 130 çalışanın cevapladığı anketten olumlu sonuç aldı ve “Çalışmak için Harika İşyeri” sertifikasını almayı başardı.

2021 yılında 81 çalışanıyla bu sertifikayı alan PayTR, bu yıl 130 çalışanıyla çok daha yüksek bir skorla sertifikasını almayı hak etti. PayTR’ın İzmir, İstanbul, Tekirdağ, Manisa, Ankara, Kocaeli, Afyon, Adana, Samsun, Kayseri ve Bursa’da yüzde 42’si kadın, yüzde 58’i erkek olmak üzere toplam 130 çalışanı bulunuyor. Yönetici kadın yüzdesi 33 olan PayTR’da çalışan yaş ortalaması ise 31,8.

81 çalışanıyla 2021 yılını rekor büyümeyle 6,5 milyar TL hacimle kapatan PayTR, 2022 yılında ise çalışan kadrosunu yüzde 60 büyüterek 130 kişiye, cirosunu ise yüzde 115 artırarak 14 milyar TL’ye çıkardı.

“Birbirine değer veren şirket-çalışan ilişkisi kurabilmek önemli”

PayTR CEO’su Tarık Tombul, “Bünyesinde ağırlıklı olarak teknoloji çalışanlarını barındıran bir finansal teknoloji şirketiyiz. Çalışma arkadaşlarımızın mutluluğu bizim için çok önemli. Mutluluk oranımız tabii ki üretkenliğimizi pekiştiriyor ve mutlu çalışanlarla elde ettiğimiz başarımız büyüme rakamlarımızla da görülüyor. Pandemi sonrası yaygınlaşan yeni çalışma düzenlerinde çalışanların faydalarını gözetmek ve bu yönde uygulamalar yapmak, şirketlerin bugünü ve geleceği açısından oldukça önemliydi. PayTR olarak, çalışanlarımızla birbirine değer veren şirket-çalışan ilişkisi kurabilmek bizim için önem arz ediyor. Başarının da bu değerli bağın güçlenmesiyle geldiğini düşünüyoruz. Çalışanlar günümüzün değişen koşullarına göre bazı haklı taleplerde bulunabiliyor. Çağı yakalayan şirketler de zaten bu taleplere karşılık veriyor. 2021 ve 2022 yılları hem İK departmanları hem de şirketler için değişen çalışma düzenine bir alışma ve ayak uydurma süreci oldu. Pandemiyle birlikte uzaktan ve hibrit çalışma modellerini uygulamaya başladık. Bugün uzaktan çalışma modeliyle Türkiye’nin farklı illerinde pek çok çalışanlarımız bulunuyor. Bu yapımızın çalışan memnuniyetine katkı sağladığını düşünüyoruz” dedi.

Kar gibi yumuşak kaşmir hissiKaşmir ve ipekle yaratılan özgün tasarımlarıyla 30 yıldır Türkiye ve dünyada tutkuyla sevilen Silk and Cashmere, ilhamını İrlanda’nın Aran Adalarından aldığı, saç örgülü ürünlerin ön plana çıktığı yeni koleksiyonu Bembeyaz’ı modaseverlerin beğenisine sundu. Kaşmir triko işçiliğinin eşsiz, zamansız, zarif ve bir o kadar da modern parçalarından oluşan “Bembeyaz” koleksiyonunda, kış tatili için birbirinden çarpıcı parçalar yer alıyor. 1992’den dünyanın en değerli dokularından olan kaşmir ve ipekten yaratılan tasarımlarıyla öne çıkan Silk and Cashmere, ilhamını Aran Adalarından aldığı yeni koleksiyonu Bembeyaz’ı modaseverlere sunuyor. Marka, İrlanda’nın Aran Adalarındaki balıkçı köylerinde 100 yılı aşkın süredir eşlerini çetin okyanus soğuğundan korumak isteyen kadınların, şans ve güven getirdiğine inanarak ördükleri balıkçı yaka saç örgü kazaklardan esinlenerek oluşturduğu yeni koleksiyonuyla 2023’e bembeyaz bir giriş yapıyor. Bembeyaz bir kış rüyasıKoleksiyonla ilgili açıklama yapan Silk and Cashmere Kreatif Direktörü Yasemin Zamanpur, “Şehir hayatına adapte ederek kullanılan, çeşitli örgü oyunlarının hareketlendirdiği kış koleksiyonumuz, moda tutkunlarına kış tatili için birbirinden çarpıcı parçalar sunuyor. Kaşmir triko işçiliğinin eşsiz, zamansız, zarif ve bir o kadar da modern parçalarının yer aldığı Bembeyaz, bir kış rüyasına dönüşüyor” dedi. Silk and Cashmere Bembeyaz koleksiyonu silkandcashmere.com ve Silk and Cashmere mağazalarında modaseverleri bekliyor.

ATHLEISURE CHALLENGE’DA FİNAL YOLU GÖRÜNDÜ

TECHXTILE FİNALİSTİ, ATHLEISURE CHALLENGE’DA DENEYİMLERİNİ ANLATTI

Tekstil ve hazır giyim konfeksiyon ihracatçısı 9 Birliğin hayata geçirdiği ulusal çaptaki Athleisure Challenge Aktif Giyim Tasarım Yarışması’nda final yolu göründü. Çalışmalarına hız kesmeden devam eden yarışmacılar, TechXtile finalistlerinden Özgül Dalkılıç’ın deneyimlerini dinledi.

Türkiye genelindeki tekstil ve hazır giyim konfeksiyon ihracatçısı Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (AHKİB), Akdeniz Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (ATHİB), Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (EHKİB), Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (ETHİB), Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri’nin (GAİB), İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB), İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB), Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nden (UHKİB), oluşan ve 9 Birliğin hayata geçirdiği ulusal çaplı Athleisure Challenge Aktif Giyim Tasarım Yarışması’nda eğitimler devam ediyor.

TECHXTILE FİNALİSTİ DENEYİMLERİNİ PAYLAŞTI

Çevrimiçi ve fiziki eğitimlerin ardından takımlara ayrılarak finale kadar yoğun bir süreçten geçen 6 takımdan oluşan 38 yarışmacı, ‘Athleisure’ modasının özgün yaratıcılarından TightClub markasının Kurucusu aynı zamanda ActiveWear 2.0 projesi ile TechXtile Start-Up Challenge Yarışması Scale Up kategorisi 3’üncüsü Özgül Dalkılıç ile çevrimiçi söyleşide buluştu.

TAŞDELEN ENGİN: DESTEKLERİMİZ SÜRECEK

Söyleşideki değerlendirmesinde Athleisure Challenge Aktif Giyim Tasarım Yarışması’nda sürecin birliktelik ve uyum içerisinde ilerlediğini belirten UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, “Sadece spor markalarının değil, lüks markaların da üzerine çalıştığı, koleksiyon ürettikleri bir moda hareketine dönüşen Athleisure düşüncesinden hareketle hayata geçirdiğimiz yarışmada süreç, başarılı şekilde devam ediyor. Yarışmacılarımız Birlik olarak düzenlediğimiz toplantılarla sürekli bir araya gelerek yaratıcı ve başarılı fikirler ortaya koyuyor. Yarışma Moderatörümüz Ufuk Batum ile ilerleyen günlerde bu eğitimlere katılarak yanlarında olmaya ve yarışmacılarımıza destek olmaya devam edeceğiz” dedi. Yarışma Moderatörü Ufuk Batum da, çapraz öğrenmeyi önemsediklerini ve önemli katılımcılar ve kişilerle Athleisure sürecini dinamik ve eğlenceli bir noktaya taşıdıklarını, deneyimleri yarışmacı adayların fikirleri ile harmanladıklarını belirtti.

“TECHXTILE, BİZİ YATIRIMCILARLA BULUŞTURDU”

Giyilebilir teknoloji düşüncesinden hareketle oluşturulan ActiveWear 2.0 projesi ile TechXtile Scale Up kategorisi 3’üncüsü olan Özgül Dalkılıç ise, “Alternatifler arasında nasıl farkındalık oluşturabiliriz diye düşündük, kaliteli ve farklı teknikler kullanarak ‘Tightclub’ markamızı ortaya çıkardık. 25 bin müşteriye 150 bin ürün satan markamız, değer yaratan girişim düşüncesinden hareketle çalışmalarına devam ederek ActiveWear 2.0 projesini geliştirdi. Türkiye’nin en önemli girişimcilik programlarından TechXtile süreci boyunca kazandığımız deneyimler de projemizi daha da geliştirme fırsatı sundu” dedi.

UMSMİB’NİN 2023 İHRACAT HEDEFİ 320 MİLYON DOLAR…

Tarımdan sanayiye geçişin köprüsü niteliğinde olan meyve sebze mamulleri sektörünün 2022 yılındaki çeşitli zorluklara rağmen yılı başarılı bir performans ile geride bıraktığını belirten Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği (UMSMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Kamiloğlu, “2023 yılında UMSMİB olarak 320 milyon dolar ihracat yapmayı hedefliyoruz” dedi.

UMSMİB Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Kamiloğlu, artan girdi maliyetlerindeki artışın yanı sıra, kur korumalı mevduat uygulamasının bir sonucu olarak da döviz kurundaki hareketsizlik ve enerji krizinin ortaya çıkarttığı sıkıntılara rağmen Türkiye genelinde meyve sebze mamulleri sektörünün 2022 yılında geçen yıla göre %24,6 oranında bir artış ile, 2 milyar 526 milyon dolar düzeyinde bir ihracat gerçekleştirme başarısı gösterdiğini söyledi.

“DÜNYANIN DÖRT BİR TARAFINA İHRACAT YAPIYORUZ”

 Türkiye meyve sebze mamulleri sektörünün 2022 yılındaki başarısını 2023’te de artırarak sürdürmeyi hedeflediğini ifade eden UMSMİB Başkanı Kamiloğlu, “Sektörümüz Avrupa ülkeleri başta olmak üzere ABD’den Rusya’ya kadar dünyanın dört bir tarafına ihracat yapıyor. Unutulmamalıdır ki, biz aynı zamanda bir tarım ülkesiyiz. İhraç ettiğimiz ürünü kendimiz üretiyoruz, son derece modern işleme tesislerimizde ürünlerimizi işliyor ve paketliyoruz. Ürün kalitesi, üretim teknolojisi gibi birçok açıdan dünya ile rekabette her zaman önümüzün açık olduğunu düşünüyorum. Biz Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği olarak 2023 yılı ihracat hedefimizi 320 milyon dolar olarak belirledik. Bu hedefe ulaşmak için de gayret göstereceğiz. Ancak çok yüksek olan girdi maliyetlerinde önemli ölçüde bir düşüş olmadığı ve döviz kurundaki hareketsizliğin sürmesi halinde 2022’deki performansımızı gösteremeyeceğimiz endişesini taşıyorum” şeklide konuştu.

“KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRÜNLER İHRAÇ EDİYORUZ”

 UMSMİB Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Kamiloğlu, Türk meyve sebze mamulleri sektörünün büyük ölçüde ihracata dönük olması yanı sıra, katma değeri yüksek, birim yatırım başına en fazla istihdam yaratan, düşük gelir düzeyine kaynak aktaran, yüksek gelişme potansiyeline sahip olması yönüyle de ülke ekonomisine önemli katkıları olduğunu sözlerine ekledi.

Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin üyelerine yönelik eğitim ve bilgilendirme çalışmalarına da önem verdiğini, bu faaliyetleri 2023 yılında da sürdüreceklerini dile getiren UMSMİB Başkanı Kamiloğlu, “Ayrıca gerek yurt içinde gerekse yurt dışında iştirak ettiğimiz fuarlarla da firmalarımızın yeni pazarlara girmesi ve ihracatlarını artırmalarına yönelik çalışıyoruz. Bu çalışmalarımıza 2023 yılında da devam edeceğiz” dedi.

Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları, Aralık 2022

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Ekonomi-teknoloji, eğitim, kültür-sanat, magazin-yaşam haberleri (19.03.2024)

ERÜ’de “Toplumda Sosyolojik Gelişmeler” Konulu Toplantı Düzenlendi Erciyes Üniversitesi (ERÜ) de AK Parti Kayseri Milletvekili …