10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü ve mesajları….

Vali Şehmus Günaydın’ın “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” Mesajı

Günümüzde, bilginin doğru ve hızlı iletilmesi kadar, güvenilir ve objektif olması da oldukça önemlidir. Kamuoyunu bilgilendirmek adına, tarafsız, objektif, özel hayata ve kişilik haklarına saygılı olarak önemli bir mesleği icra etmek durumunda olan çalışan gazeteci arkadaşlarımız çok hassas ve önemli bir görevi yerine getirmektedir.

Her gün toplumda yaşanan olaylar ile ilgili kamuoyunun objektif şekilde aydınlatılması, bilgilendirilmesi gibi önemli bir misyonu üstlenen gazetecilik mesleğinde çalışanların, bu ilkeler doğrultusunda ortaya koydukları emek takdire şayandır.

Demokrasimizin daha da güçlenmesi için çalışan gazetecilerimiz, mesleklerini ifa ederken vatandaşlarımızla devletimiz arasında köprü görevini üstlenerek ilimizin gelişmesi ve ilerlemesi için tespit ettikleri hususları bizimle paylaşmalarından ve vatandaşlarımızın sesi olmalarından dolayı kendilerine teşekkür ettiğimi ifade etmek istiyorum.

Günün her saatinde haber peşinde koşan, zor şartlar altında çalışıp, sorumluluk duygusu içinde toplumu aydınlatan, halkın talep ve beklentilerini yansıtarak önemli bir kamu görevini yerine getiren, ilimizin sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmesine gündeme taşıdıkları konularla katkı sağlayan değerli basın çalışanlarımızın ’10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyor, ilimize ve ülkemize verdikleri desteklerden dolayı teşekkür ediyor, faydalı ve başarılı çalışmalarının devamını diliyorum.

CUMHURBAŞKANLIĞI İLETİŞİM BAŞKANI FAHRETTİN ALTUN’UN “10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ” MESAJI:

Tüm dünyada güçlü bir demokrasi için hayati bir fonksiyon icra eden basın, bireylerin gerçek, doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmasına aracılık etmekte, sağlıklı bir kamuoyunun oluşmasına katkı sağlamaktadır.

Basın sektöründe emek harcayan, hakikatin savunuculuğunu ve temsilciliğini yaparak demokrasiyi güçlendiren gazeteciler de bu yönüyle önemli bir görev üstlenmektedir.

Medya mensupları, ülkemizde de bireylerin ve toplumun Anayasa ile güvence altına alınan haber alma hürriyetinin ve hakkının stratejik bir ayağını teşkil etmektedir.

Topluma sağlıklı, eksiksiz ve gerçekliği teyit edilmiş bilgiler sunmaya özen gösteren ve sadece hakikatin peşinde koşan gazeteciler, mesleğin saygınlığını da korumakta ve yükseltmektedir.

Ülkemizde Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son 20 yılda demokrasiden teknolojik altyapıya kadar her alanda kat edilen mesafeden basın dünyamızın da istifade ediyor olmasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz.

Çoğulculuğun, çeşitliliğin ve özgürlüğün hâkim olduğu bu medya ortamında, basın ve ifade hürriyeti çerçevesinin korunması, daha önce olduğu gibi bundan sonra da önceliğimiz olmaya devam edecektir.

Bu çerçeve, elbette tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de terör propagandası, toplumsal ifsat ve nefret girişimleri ile kişilik haklarının ihlalini kapsamamaktadır.

Yalanı ve dezenformasyonu gerçeğin ve doğrunun yerine koyma çabalarının yoğunlaştığı bu dönemin tehditlerine en fazla maruz kalan ülkelerin başında geliyoruz.

Ayrıca tüm dünyayı etkileyen bölgesel krizlerin yaşandığı bir coğrafyada bulunuyoruz.

Bu tehditler ve krizler ile mücadele etme, hakikatleri ülke ve dünya kamuoyuna gösterme noktasında gazetecilere de çok kritik görevler düşüyor.

Diğer taraftan dijitalleşme gazete, televizyon ve radyonun yanı sıra internet ve sosyal medya tarafında da habercilik için yeni imkanlar sunmaktadır.

Bu imkân ve yenilikleri mesleki birikim ve yetkinlikle birleştiren basın mensuplarımızın ortaya koydukları başarılı çalışmalarla iftihar ediyoruz.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak mesleki ilkelerden ve demokratik değerlerden ödün vermeyen, görevlerini hassasiyet ve saygınlıkla icra eden, böylece medyaya güveni ve sektörün kalitesini de artıran basın mensuplarının destekçisi olmayı sürdüreceğiz.

Her hal ve şartta olduğu gibi, yaşadığımız küresel salgın döneminde de gece gündüz büyük bir özveri ve gayretle toplumun haber alma hakkını temin eden muhabirinden kameramanına, fotomuhabirinden editörüne, spikerinden yayın yönetmenine, medya sektöründe emek harcayan herkese teşekkür ediyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü tebrik ediyor, tüm basın mensuplarımıza çalışmalarında başarılar diliyor, görevi başında hayatını kaybeden basın emekçilerine Allah’tan rahmet diliyorum.

Bilgin: Elimizden alınan bayramımızı dayanışmayı büyüterek yeniden kutlayacağız!

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ve Gazeteciler Cemiyeti’nin 76’ncı kuruluş yıl dönümü nedeniyle yaptığı açıklamada Türkiye’de basının içinde bulunduğu ekonomik buhrana ve basın özgürlüğü yoksunluğuna dikkat çekti. 10 Ocak’ın uzun yıllardır bir bayram olmaktan çıktığını, gazeteciliğin giderek daha karanlık bir atmosfere sürüklendiğini vurgulayan Bilgin, “10 Ocak çalışma yaşamındaki haklarımızın yasalaşmasının bayramıydı. Geçen 60 yılda elimizde ne haklarımız kaldı ne de özgürlüğümüz. Bayramımızı elimizden aldılar ama biz gazeteciler yeniden bayram gibi kutlayacağımız 10 Ocaklar için dayanışmamızı büyüteceğiz” dedi.

Gazeteciler Cemiyeti’nin 76’ncı yıl dönümünü ve 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü özel bir gündemle kutlanacağını belirten Bilgin, “Yönetim Kurulumuz ve üyelerimizden oluşan bir heyet Anıtkabir’i ziyaret edip Büyük Atatürk’ün mozolesine çelenk koyacak. Öğleden sonra 16:00’da ise Avrupa Birliği desteği ve Cemiyetimiz katkılarıyla hayata geçirilen ve gazetecilere tamamıyla ücretsiz hizmet verecek Gazeteciler Cemiyeti Stüdyosu canlı bir yayınla kullanıma açılacak. Bu özel canlı yayında değerli misafirlerimiz olacak” dedi.

Türk medyasının çok zor bir süreçten geçmekte olduğunu kaydeden Bilgin, Gazeteciler Cemiyeti’nin gazetecilere ve meslek örgütlerine yönelik destek programlarına önümüzdeki dönemde de devam edeceğini vurgulayarak, şunları söyledi:

“İfade ve basın özgürlüğünün kısıtlanması, gazetecilerin görevlerini özgürce yapabilme imkânından mahrum bırakılması, sayfaların, ekranların, haber portallarının kapılarının eleştirme hakkını kullanan meslektaşlarımıza kapatılması, ceza davaları, hapse atılan meslektaşlarımız, gazetecilere yönelik şiddet ve saldırılarda artış, sendikasızlaşma ve basına verilen ağır para cezaları günümüzün en ciddi sorunlarıdır.

Demokrasilerde şeffaf ve güvenilir bilgiye erişim yaşamsal önemdedir. İfade özgürlüğü ve özgür basın, çağdaş, katılımcı ve çoğulcu demokrasinin olmazsa olmazlarıdır. İfade ve basın özgürlüğü, şeffaflık ve hesap verilebilirlik, çağdaş toplumların ve demokrasinin temel direkleridir. Bunlar sadece basının ve gazetecilerin değil, tüm toplumun meselesidir. Bu özgürlüklerden yoksun bir toplum ne gelişebilir ne de bağımsız olabilir. Bu nedenle biz gazetecilerin mesleki dayanışması, kamu yararının bir gereğidir. Ülkemize sevgimizin, topluma saygımızın ve demokratik gelişmemizin olmazsa olmazı gazeteci dayanışmasını büyütmektir.”

60 YILDIR GÖRDÜĞÜMÜZ EN KÖTÜ 10 OCAK

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Bilgin, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün sadece Türkiye’de kutlanan, ülkemizdeki gazetecilerin çalışma yaşamına ilişkin haklarını düzenleyen kanunun yayın yıl dönümü için belirlenen bir özel gün olduğunu hatırlattı.

“Biz gazeteciler, 1962’de yayınlanan basın iş kanunumuzun yürürlüğe girmesini bir bayram gibi kutluyorduk. Ancak 60 yıl içinde bize bu bayramı zehir ettiler” diyen Bilgin, bu durumu şöyle özetledi: “Bizim için 10 Ocak’lar uzun bir süredir bayram günü olmaktan çıkmış durumda. Çünkü yasa koyucunun ‘gazeteci ekonomik olarak da özgür olmalı, iş güvencesi olmalı, kalemini özgürce kullanmalı’ diyerek hazırladığı 212 sayılı yasa artık tarih olmuştur. Ücret düzeni, fazla çalışma, yıllık izin gibi haklarımızı düzenleyen, ağır çalışma koşulları nedeniyle yıpranma hakkımızı hüküm altına alan iş kanunumuz ne yazık ki fiilen rafa kaldırılmıştır. Haklarımız kâğıt üzerinde kalmış, uygulanmaz hale gelmiştir. Çünkü basın sendikasızlaştırılmış, gazeteciler işverenlerin istediği ve izin verdiği kadar hakla yetinmek zorunda kalmıştır. İşsizlik ve güvencesizlik en büyük sorunlarımız haline gelmiştir. Üzülerek belirtmem gerekir ki bu yılki 10 Ocak, 60 yıldır gördüğümüz en kötü 10 Ocak’tır.

GAZETECİLERİ AÇLIKLA SINAYAMAZSINIZ

Bilgin gazetecilerin içinde bulunduğu ekonomik sorunları dile getirirken Türkiye’de tüm toplumun yaşadığı krize ve geçim sıkıntısına dikkat çekti. “Gazetecinin kaderi halkının kaderinden ayrı değildir” diyen Bilgin, Türkiye’de yurttaşların karşı karşıya olduğu ağır ekonomik bunalım ve derin yoksulluğun gazetecilerin de en önemli sorunları arasında olduğunu vurguladı. Bilgin, “Tüm toplum gibi, yüzde 80’i aşan gerçek enflasyon karşısında meslektaşlarımız ekonomik olarak ezilmiştir” dedi ve sorunun altını şu ifadelerle çizdi:

“Bizler kamu yararı için görev yapmaktan onur duyan gazeteciler olarak her türlü ekonomik soruna karşın gerçekleri aktarmaktan vazgeçmeyeceğiz. Bununla birlikte gazeteci kalemini kullanırken kendini özgür hissetmek zorundadır. Ceza ve sansür baskısı ne kadar ağır bir sorunsa ekonomik kriz de gazetecilik için bir o kadar ağır bir sorundur. Elbette ne cezalarla yılarız ne basın özgürlüğü ihlalleriyle ne de ekonomik krizle. Ancak sormak isterim; ay başında alacağı üç kuruş maaşla giderlerini karşılayamayan, her an tazminatsız işten çıkarılma korkusu yaşayan gazeteciler kendini ne kadar özgür hissedebilir? Gazetecileri yoksullukla, açlıkla, işsizlikle, güvencesiz ve sendikasız çalışmayla sınanan bir toplumun basını ne kadar özgür olabilir?”

YEREL BASIN ÖLDÜRÜLDÜ

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, Türkiye İstatistik Kurumu’nun enflasyon hesaplamasında bile yılın zam şampiyonunun yüzde 168 ile kâğıt olarak belirlendiğini hatırlattı. “Cumhuriyetin mirası SEKA kâğıt fabrikasını önce özelleştirip sonra yok edenler, ülkenin basın ve yayın sektörünü temelinden dinamitlemiştir” diyen Bilgin, yerel basının içinde bulunduğu durumu şu sözlerle tarif etti:

“‘Yerli ve milli’ söylemiyle sözüm ona yurtseverlik taslayanlar, ithal kâğıda mahkûm ettikleri basın-yayın ekosistemini çöle döndürmüştür. Koronavirüs salgınıyla yoğun bakıma düşen yerel basın, ithal kâğıda ve diğer matbaa girdilerine ulaşamaz hale gelmiş, önlenmeyen döviz krizi nedeniyle artık can vermiştir. Bu satırları okuyan herkesi uyarmak istiyorum, 2021’de yerel basın öldürülmüştür.

Yerel basının biraz olsun nefes almasını sağlayabilecek resmi ilan gelirleri de dibe vurmuştur. Bu kadar ağır bir ekonomik buhranın ortasındayken Cumhurbaşkanı tarafından atanacak üyelerin belli olmaması gerekçesiyle Basın İlan Kurumu Genel Kurulu 11 aydır toplanmamıştır. Vazifesi basını resmi ilan yoluyla desteklemek olan güzide Basın İlan Kurumu, görevini yapamaz hale getirilmiştir. Böylece resmi ilan fiyat tarifesi bir yılı aşkın süredir yenilenmemiş, gazetelerimiz 2020’de belirlenen ve geçen yıl Ocak ayında yürürlüğe giren tarife üzerinden ilan yayınlamaya mecbur bırakılmıştır. Kim çarşıya gittiğinde geçen yılın fiyatlarıyla alışveriş yapabilir? Bu durum salgın döneminde ölüm döşeğine düşen yerel basının fişini çekmek değil de nedir?”

SORUNLARI AŞMAK İÇİN DAYANIŞMAYI BÜYÜTECEĞİZ

Bilgin, 10 Ocak’ın Türkiye’nin en köklü basın meslek örgütü olan Gazeteciler Cemiyeti’nin 76’ncı kuruluş yıl dönümü olduğunu hatırlattı. 76 yılın birikimiyle gazeteciliği daha güzel yarınlara taşıyacak umudu koruduklarını vurgulayan Bilgin, şu vurguları yaptı:

“Mesleki dayanışmadan yoksun bir yaklaşımla, gazeteciye sahip çıkmadan gazeteciliğe de sahip çıkılamayacağının bilincindeyiz. Gazeteciler Cemiyeti, artan işsiz gazeteci sayısına, kısıtlanan özgürlük ortamına ve 40’tan fazla meslektaşımız cezaevinde olmasına rağmen Türk medyasının sorunlarını mesleki dayanışma içerisinde çözmeye ve basın özgürlüğünü savunmaya devam edecektir. Gazeteciler Cemiyeti, başkanları basın özgürlüğü için cezaevine atılmış, yine de baskılara karşı dimdik durmuş bir meslek örgütüdür. Gazetecilerin yuvası olarak Gazeteciler Cemiyeti, mesleğimiz ve özgürlüklerimiz için elini taşın altına koyan tüm meslek örgütleriyle ve gazetecilerle bir araya gelmeyi sürdürecek, dayanışmasını büyütecektir. Sorunlar hepimizin, çözümü de bir arada sağlanacaktır.”

TGF’DEN 10 OCAK MESAJI “Gazeteciler 10 Ocak’ı buruk yaşıyor”

Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı Yılmaz Karaca, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bir mesaj yayınlayarak, birçok hakları ellerinden alınan ve ekonomik zorluklar nedeniyle hayatta kalma mücadelesi veren basın çalışanlarının 10 Ocak’ı buruk yaşadığını belirtti.

Genel Başkan Yılmaz Karaca, en ağır şartlarda çalışan gazetecilerin, en az hakka sahip meslek grubu olduğunu ifade ederek şunları söyledi; “Basın mensupları kamuoyunun bilgilendirilmesindeki en önemli unsurlardan biridir. 10 Ocak 1961 tarihinde çıkarılan ve gazetecilere önemli kazanımlar sağlayan 212 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden bu yana, 10 Ocak’lar ‘Çalışan Gazeteciler Günü’ olarak tanımlanmıştır. Gazetecilik, büyük bir özveri gerektiren, her koşulda, günün her saatinde, haftanın her günü, üstelik tatil veya bayram yapmadan yerine getirilmesi gereken gerçekten zor bir meslektir. Hatta gazetecilik bir meslek olmanın da ötesinde büyük fedakarlıklar gerektiren adeta kendine özgü bir yaşam biçimidir. Meslektaşlarımız toplumun bilgilendirilmesi sürecinde çok önemli görevler üstlenmiş birer haber neferleridir. Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 5 Şubat 1924’te İzmir’de gazetecilerle sohbeti sırasında, “Türkiye basını milletin gerçek ses ve iradesinin doğduğu yer olan cumhuriyetin etrafında çelikten bir kale oluşturacaktır. Bir düşünce kalesi, düşünce yolu kalesi. Basın görevlilerinden bunu istemek, cumhuriyetin hakkıdır” demiştir. Gazeteciler bu anlamlı sözlerin ışığında, görev yapma gayretinde olmaya aynı kararlılıkla devam edecektir.”

“PEK ÇOK HAK ELİMİZDEN ALINDI”

TGF Genel Başkan  Karaca, gazetecilerin en az hakka sahip meslek grubu olduğunu kaydederek, “Meslektaşlarımız; günümüzde pek çok hakkı elinden alınan, asgari ücret maaş bile alamayan, baskı altında inleyen, sıfır güvenceyle çalıştırılan, bir kalemde işsiz bırakılan bir ortamda görevlerini yapmaya çaba göstermektedirler. Öte yandan basın sektöründe çalışan ancak, işverenleri tarafından Basın İş Kanunu kapsamında gösterilmeyen gazetecilerin, “basın kartı sahibi olan’’ ve “basın kartı sahibi olamayan gazeteci” ayrımı büyük mağduriyetler yaşatmakta ve basın kartı olmayan meslektaşlarımızın yıpranmadan faydalanamamaları önemli bir sorun teşkil etmektedir. Gazeteciler, özellikle işsiz kalma korkusu ile yasal haklarını kullanamamakta ve sendika üyesi olamamaktadır. Bu yüzden gazetecilerin hukuki hakları yeniden düzenlenmelidir.

Bu nedenledir ki, 10 Ocak’lar meslektaşlarımız için ne yazık ki bir kutlama vesilesi olmaktan çıkmış durumdadır. Dileğimiz, bir an önce gazetecilerin hak ettikleri güvencelere kavuşturulması, haklarının ve hukuklarının yeniden elde edilmesi ve mesleğin itibarının yeniden sağlanmasıdır. Dayanışma ve güçlerimizi birleştirme günü olarak değerlendirdiğimiz bu 10 Ocak Gazeteciler Günü’nün de, mesleki mücadele gücümüzü ve azmimizi arttıran anlamlı bir gün olmasını yürekten diliyorum.”

TGC Turgay Olcayto: Gazetecinin özgür olmadığı ülkede demokrasiden söz edilemez

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ ile ilgili  açıklama yayınladı. Gazetecilerin görevlerini yapamadığı, haberin serbest dolaşımının sağlanamadığı bir ülkede demokrasiden söz edilemeyeceğinin belirtildiği açıklamada şu görüşler yer aldı:

“10 Ocak 1961 yılında ilk kez gazetecilerin haklarını koruyan, düzenleyen 212 sayılı yasa yürürlüğe girdi. Günümüzde gazetecileri koruyan tek yasa olan 212 sayılı yasa basın kuruluşlarında yeteri kadar kullanılmasa da gazetecilerin güvencesi olmayı sürdürüyor.

Ancak yasanın kabulünün 61. yılında yine karanlık bir tabloyla karşı karşıyayız. Son 10 yılda iktidarın baskısıyla kapanan yüzlerce medya kuruluşunda çalışan gazetecilerin üçte biri işsiz kalmıştır. Medyanın yüzde 95’i iktidarın kontrolü altındadır.

İktidarın gazeteciliği suç olarak tarif ettiği ülkemizde gazetecilerin çoğunluğu Basın İş Yasası ile çalıştırılmamaktadır. Meslektaşlarımız yoksulluk sınırında aldıkları ücretlerle ayakta durmaya çalışmaktadır.

Avrupa’da yüzde 25 olan sendikalaşma oranı Türkiye’de yüzde 8’dir. Yayın yasakları, para cezaları, açılan davalar, gözaltılar, tutuklamalar, sansür, oto sansür artık günlük olaylar haline gelmiştir. Türkiye’de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği bir ortamda, her gazeteci kendini mahkeme karşısında bulabilmekte ve hüküm giyebilmektedir.

TGC Basın Müzesi Bilgi ve Belge Merkezi’nin hazırladığı rapora göre 2021 yılında gazetecilere 284 dava açılmıştır. Gazetecilerin haberlerine, videolarına, köşe yazılarına ve attıkları tweetlere 141 engelleme kararı getirilmiştir. 19 olayda 24 gazeteci gözaltına alınmıştır. 34 gazeteci ise hala cezaevindedir.

2021 yılında 390 gazeteci işten çıkarılmış, 139 gazeteci ise baskılar nedeniyle istifa etmiştir.

RTÜK Fox TV, Halk TV, Tele1, KRT ve Habertürk’e 71 kez para cezası vermiş, beş kez yayın durdurma kararı almıştır.

Basın İlan Kurumu Birgün, Cumhuriyet, Evrensel ve Sözcü gazetelerine toplamda 110 gün ilan kesme cezası vermiştir.

2021 yılında da gazetecilere saldırılar sürmüştür. Gazetecilerin hedef gösterildiği 120 olayda 146 gazeteci sözlü ve fiziksel saldırıya uğramıştır. 80 olay ve haberde gazetecilere sansür uygulanmıştır.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak; çalışabilen ve işsiz tüm meslektaşlarımızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyoruz.

Gazetecilik mesleğini suç gören anlayıştan vazgeçilmesini, cezaevindeki gazetecilerin serbest bırakılmasını, gazetecilerin çalışmasının ve örgütlenmesinin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz.

Gazetecilerin görevlerini yapamadığı, haberin özgür dolaşımının sağlanamadığı bir ülkede demokrasiden söz edilemeyeceğini hatırlatıyoruz.

Gazetecilerin çalışabilir ve görevlerini özgürce yapabilir olmasının demokrasinin ayrılmaz bir parçası olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.”

KGC BAŞKANI METİN KÖSEDAĞ: 10 Ocak “Dayanışma Günü” olsun…

10 Ocak Çalşan Gazeteciler Günü nedeniyle Kayseri Gazeteciler Cemiyeti  adına bir açıklama yapan Başkan Metin Kösedağ, basın mensuplarının kamuoyunun bilgilendirilmesindeki en önemli unsurlardan biri olduğunu vurguladı.  10 Ocak 1961 tarihinde 212 sayılı kanun ile yürürlüğe girerek, basın mesleği icrasında emek veren basın mensuplarımızın haklarını düzenleyen ve “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak kabul edilen bu özel günü hep birlikte kutlamaktayız. Demokratik bir ülkenin vazgeçilmez unsurlarından biri de bağımsız basındır.

Tarafsız, özgür, ilkeli ve basın ahlak kurallarına uyan bir medyanın toplumsal kalkınmanın, gelişmenin sağlanmasında önemli yeri vardır. İletişim ve buna bağlı olarak etkileşim sürecinin belirleyici olduğu günümüzde gazetecilik, insanlara haber ve bilgi akışı sağlama gibi çok yönlü bir misyonu içermektedir. Bu önemli misyonu yerine getirmek için her şartta görevleri peşinde koşan gazetecilerimiz düzenli bir mesaisi olmadan, halkı bilinçlendirmek için verdiği mücadele her türlü takdirin üzerindedir. İşletmelerin en büyük sermayesi ve en büyük varlığı kuşkusuz çalışan insan kaynağıdır.

Ancak; 10 Ocak’lar meslektaşlarımız için ne yazık ki bir kutlama vesilesi olamamaktadır. Dileğimiz içinde bulunduğumuz olağanüstü dönemin bir an önce sona ermesi, gazetecilerin hak ettikleri güvencelere kavuşturulması, haklarının/hukuklarının yeniden elde edilmesi ve mesleğin iade-i itibarının sağlanmasıdır. Dayanışma ve güçlerimizi birleştirme günü olarak değerlendirdiğimiz bu 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün de, mesleki mücadele gücümüzü ve azmimizi arttıran anlamlı bir gün olmasını yürekten diliyorum.

Bu nedenle, güçlü gazeteci, güçlü basın kuruluşunun; güçlü basın kuruluşları da güçlü demokrasinin tesisini sağlayacaktır. Toplumun gelişimi ve kalkınma süreci de, basın çalışanlarının desteği ile daha hızlı olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle, ülkemizin ve kentimizin sorunlarını kamuoyuna aktaran ve sorunların çözümünde önerileriyle toplum mekanizmasının daha sağlıklı bir şekilde çalışmasına yardımcı olan basınımızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutlar, basın ahlak ve meslek ilkelerine bağlı olarak, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesinde büyük rol üstlenen değerli basın mensuplarımıza sağlıklı, mutlu ve başarılı bir yıl geçirmelerini temenni ederim.

İYİ PARTİ KAYSERİ MİLLETVEKİLİ DURSUN ATAŞ: DEVRİNE GÖRE DEĞİL, HER DEVİRDE GAZETECİLİK YAPAN, GAZETECİLER, BİZLERE UMUT VERİYOR

İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, Gazetecilerin yıllardır bu günü kutlayamadıklarını söyledi. Ataş, çalışmaya çalışan gerçek gazetecilerin önüne her türlü engelin çıkarıldığı bu dönemde, iktidarın halka yönelik yalanlarına ‘kılıf bulunsun, gerçekler konuşulmasın” diye tek sesli medya yapısı oluşturma gayretinin de tüm hızıyla  devam ettiğini söyledi. AKP’nin bütün baskıcı girişimlerine rağmen, mücadele eden ve özgür basın için bu uğurda ağır bedeller ödeyenlerin olduğunu dile getiren Ataş, “Bu mücadelede yaşadıkları tüm sıkıntılara rağmen geri adım atmayanlar var. Devrine göre değil, her devirde gazetecilik yapan, yapmaya çalışan gazeteciler de, gelecek için bizlere umut veriyor” dedi.

İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün önceki yıllarda olduğu gibi bu yılda buruk kutlandığını belirtti. Anadolu da bir çok  TV’nin, yerel gazetenin kapandığını, benzer durumun yaygın medyada da ortaya çıktığını ifade eden Ataş, “Ne yazık ki medya sektöründeki bu yaşananlarla birlikte işsizlik de sürüyor. Basın emekçilerinin sorunları da giderek büyüyor. Bu konuda Meclis’teki uyarılarımıza rağmen AKP gerekli adımları atmamıştır. Tüm sektörler gibi basın sektörüne yönelik önlem alınması, destek sunulmasına yönelik çağrılarımız karşılık bulmadı. AKP, basın çalışanlarının sorunlarına da kayıtsız kalmış ve hak kayıplarına vesile olmuştur” diye konuştu.

AKP, HER ALANDA OLDUĞU GİBİ MEDYA ALANINDA DA ADALETSİZ UYGULAMALARIYLA ÇIĞIR AÇMIŞTIR

Gazetecilerin bu günlerini doyasıya kutlayamadıklarını kaydeden Milletvekili Dursun Ataş, bunun yanında ülkenin özgür ve tarafsız basına olan özleminin de her geçen gün artarak devam ettiğini kaydetti. Basının AKP döneminde büyük yara aldığını ve çok sesliliğin aksine gün geçtikçe tekelleştirildiğini ifade eden Milletvekili Ataş, “Bir yanda AKP’nin eliyle tekelleşen medya diğer tarafta ise bütün zorluklara rağmen halkın sesi olmaya çalışan gazeteciler… Adında ‘adalet’ olduğunu iddia eden AKP, her alanda olduğu gibi medya alanında da adaletsiz uygulamalarıyla çığır açmıştır. Devletin resmi ilanlarında bile sadece yandaşı kollayan, yandaşı kalkındıran AKP, devlet imkanlarını özgür basının aleyhinde bir koz olarak kullanmıştır ve kullanmaya da devam etmektedir. Bu uygulamalarla birlikte de demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan basın ve basın özgürlüğü, gazeteciler büyük yara almıştır” dedi.

BASKI VE TEHDİTLERE BOYUN EĞMEYEN, HALKIN DOĞRU VE TARAFSIZ BİLGİLENDİRİLMESİ İÇİN FEDAKARCA GÖREV YAPAN GAZETECİLERİN GÜNÜ KUTLU OLSUN

Yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen sayıları azalsa da özgür ve tarafsız bir şekilde gazetecilik mesleğini yaşatmanın mücadelesini veren basın mensuplarının olduğunu ifade eden İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, “Bu uğurda ağır bedeller ödeyenler var. Bu uğurda yaşadıkları tüm sıkıntılara rağmen geri adım atmayanlar var. Bu süreçte ödedikleri ağır bedellere rağmen, meslek ilkelerinden taviz vermeyen Gazetecilerin önemi bir kez daha anlaşılmıştır. Devrine göre değil, her devirde gazetecilik yapan, yapmaya çalışan gazeteciler, gelecek için de bizlere umut veriyor. Bu duygu ve düşüncelerle mesleğin ilkelerini yaşatmaya çalışan, ilkeli duruş sergileyen, baskı ve tehditlere boyun eğmeyen, halkın doğru ve tarafsız bilgilendirilmesi için fedakarca görev yapan, bu uğurda büyük mücadele veren, bedeller ödeyen basın mensuplarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum.

BÜYÜKKILIÇ: “BASIN, VATANDAŞIMIZIN GÖZÜ, KULAĞI, SESİ OLMAYA DEVAM EDECEK”

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, “Basın, vatandaşımızın gözü, kulağı ve sesi olmaya devam edecek. İlkeli, tarafsız, objektif ve sorumlu gazetecilik anlayışı içerisinde kamuoyunun haber alma hakkına katkıda bulunan gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum” dedi.

Başkan Büyükkılıç, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla mesaj yayımladı. Büyükkılıç, mesajında demokratik ve şeffaf toplumun olmazsa olmazı olan basının vatandaşın gözü, kulağı, sesi olmaya devam edeceğini, ilkeli, tarafsız, sorumlu gazetecilik anlayışı içerisinde kamuoyunun haber alma hakkına katkıda bulunmayı sürdüreceğine inancının tam olduğunu vurguladı.

Gazetecilik mesleğinin bugünkü konumuna gelene kadar zorlu aşamalardan geçtiğini ifade eden Başkan Büyükkılıç, “16. yüzyıldan bu zamana kadar ilk başlarda haber mektupları, daha sonra haber kitapları ile almanak adıyla hayatımıza giren gazete ve gazetecilik mesleğinin ilk günden bu zamana kadar insanlık tarihi için çok önemli bir yeri olmuştur. Demokrasimizin kesintiye uğradığı ve gelişimi yolunda önüne engeller çıkarılan dönemlerden, 15 Temmuz hain darbe girişimi gecesi ve sonrasına kadar basının önemi hep kendisini göstermiştir. Basınımız, dezenformasyondan uzak bir şekilde vatandaşlarımızı doğru ve tarafsız bilgilendirme görevini layıkıyla yerine getirmiştir” diye konuştu.

Büyükkılıç, son dönemdeki dijital medya mecralarının gazetecilik adına sunduğu imkânlar doğrultusunda meslek ilkeleri ve basın ahlakından taviz vermeden kullanılmasının hayati önemde olduğunun da altını çizdi.

Zor şartlarda fedakarca görev yapan basın mensuplarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlayan Büyükkılıç, “Öncelikle görevini yaparken vefat eden basın mensuplarına Allah’tan rahmet dilerken, yöneticisinden çalışanına, muhabir ve kameramanından, editörüne kadar tüm basın camiasının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü tebrik ediyor, tüm basın çalışanlarına en kalbi duygularımla selamlarımı gönderiyorum” dedi.

AKP İL BAŞKANI ŞABAN ÇOPUROĞLU’nun 10 OCAK GAZETECİLER GÜNÜ MESAJI

Büyük emek sarf ederek, mesleğin getirdiği zorluklara karşın kamuoyunu aydınlatma, bilgilendirme noktasında görevini en iyi şekilde yapan basın mensuplarının demokraside önemli bir görevi ifa ettiğini belirterek, “Basın mensuplarımızın 10 Ocak çalışan gazeteciler gününü kutluyorum” dedi.

“Bazı dönemlerde yaşanan demokrasinin askıya alındığı süreçlerde maalesef ülkemizde hak ve özgürlükler, basın özgürlüğü de askıya alınırken ciddi anlamda baskılar yaşandığını biliyoruz. Bu süreçlerle birlikte Cumhurbaşkanımız ve AK Parti Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın gerek başbakanlığı, gerekse Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunduğu süreçlerde ülkemiz genelinde ciddi reformlar yapmıştır. Bu reformlarla birlikte Türk basınının çeşitlenmesi, demokratik ve özgürlükçe bir yapıya kavuşmasına da vesile olmuştur. Bu yönüyle demokrasinin vazgeçilmezi olan basın, basın çalışanlarının daha iyi hizmet vermesini, kamuoyunu aydınlatılmasını noktasında yaptığı görevi önemsiyoruz. Biz biliyoruz ki; günün her saatinde haber peşinde koşarak emek sarf eden, zor şartlar altında görevlerini yerine getiren, sorumluluk duygusu içinde toplumu aydınlatmaya çalışan, halkın talep ve beklentilerini yansıtarak önemli bir kamu görevini yerine getiren, kentimizle ilgili tanıtımı ve sosyal etkinlikleri konusunda, ekonomik anlamda gelişmesine yaptıkları haberlerle katkı sunan değerli basın çalışanlarımızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutluyorum. Bundan sonraki hayatlarında ve mesleklerinde başarılar diliyorum.”

CHP İL BAŞKANI ÜMİT ÖZER: BASIN ÖNE EĞİLMESİN! GAZETECİLER, SANSÜR, İŞSİZLİK, DÜŞÜK ÜCRET, SOSYAL GÜVENCESİZLİK VE BASKILARLA KARŞI KARŞIYA…Gazetecilik suç değildir!Değerli Basın Mensupları, her yıl olduğu gibi bu yıl da 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde, basın emekçileri yine birçok sorunla karşı karşıya…Kamuoyunun doğru ve tarafsız haber alma hakkı için zor şartlarda mücadele veren gazeteciler, ne yazık ki her geçen gün daha büyük hak kayıplarına uğruyor. AKP’nin yandaşı kollayan, özgür basını ise ‘RTÜK ve Basın İlan Kurumu’ aracılığıyla keyfi cezalarla baskı altına alan ve bu yolla da baskı altında tutmaya çalışan anlayışı, büyük haksızlıklara, mağduriyetlere, işsiz kalmalara yol açmaktadır. AKP, oluşturduğu medya ile sürekli toz pembe bir tablo çizmeye çalışsa da, AKP’nin toz pembe medyası ne izlenmekte, ne okunmakta ne de o medyaya toplum tarafından güven duyulmaktadır…Bugün ülkemizde yaşanan gerçek gündemle, bir kısım medyanın gündemi asla örtüşmemektedir.Millet yoksullukla kıvranırken, halktan uzak bir kısım medya “soğan, ekmek sağlığa iyi geliyor” şeklinde haberler servis ederek, halkın aklıyla, durumuyla, yaşadıklarıyla alay etmektedir. Gerçekler yerine algı peşinde koşanlar, mesleklerine olduğu kadar vatandaşa da en büyük zararı vermektedir. Gerçeğin peşinde koşması gerekenler, ne yazık ki gazetecilik kılıfıyla kamu yararının aksine kişisel rant için hoş görünmenin, şirinlik yapmanın derdine düşmüşlerdir.Bunun yanında ülkemizde yaşanan bir diğer sorun ise işsizliktir!Türkiye’de gazetecilerin de en az yüzde 30’u işsiz durumdadır. Bu sayı her geçen gün daha da artmaktadır. Bunun yanında yine İletişim Fakültelerinden her yıl mezun olan binlerce gençten, sadece yüzde 5’i sektörde iş bulabilmektedir.İşsizlik, basın sektöründe de en acı şekilde etkisini sürdürürken, basın özgürlüğü de yine aynı şekilde kanayan bir diğer yaradır. Türkiye, ne yazık ki bu konuda da AKP ile kötü bir karneye sahiptir. Sansür her alanda hüküm sürmeye devam ederken, Gazeteciler de gazetecilik yaptıkları için hapse girmektedir. 180 ülke arasında basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye, son 10 yılda 56 sıra gerileyerek, maalesef dünyada 154’üncü sıradadır!Kısacası geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yılda, gazeteciler, sansür, işsizlik, düşük ücret, sosyal güvencesizlik ve baskılarla karşı karşıyadır. İktidara biat edenler her açıdan kollanırken, kalkındırılırken, özgür  ve tarafsız basın için büyük mücadele ortaya koyan gerçek gazeteciler ise baskılarla, sindirme politikaları ile karşı karşıya kalmaktadır. Ancak, bütün yaşanan bu olumsuzluklara rağmen tüm basın emekçilerinin bilmesini isterim ki, asla umutsuzluk yok. Gazeteciler de halkın iktidarında rahat nefes alacak. Gazetecilik yapmak suç olmayacak! Çünkü geliyor gelmekte olan. Bu duygu ve düşüncelerle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Basın milletin müşterek sesidir. Basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir” sözlerindeki anlayışla hareket eden, bütün zorluklara karşın onurluca, fikri hür, vicdanı hür bir şekilde mesleğini yapmaya çalışan, vatandaşın doğru ve tarafsız bilgilenmesi için mücadele veren tüm basın emekçilerinin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum. Bu günün bayram gibi kutlanmasını temenni ediyorum. Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun, basın öne eğilmesin…

İYİ PARTİLİ KAZIM YÜCEL: TARAFSIZ VE ÖZGÜR BASIN YOL GÖSTERİR GÜÇLÜ BASIN, GÜÇLÜ ÜLKE DEMEKTİ

İYİ Partili Kazım Yücel, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Basın mensuplarının bu özel gününü kutlayan Yücel, tarafsız ve özgür basının yol gösterdiğini söyledi. Gazetecilerin kamuoyunun haber alma ihtiyacını karşıladığını belirten  Yücel, “Güçlü basın, güçlü ülke demektir” dedi.

10 Ocak 1961 yılında çalışan gazetecilere ekonomik ve sosyal hakları sağlayan 212 sayılı yasa kabul edildi. O günden bu yana 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü olarak kutlanmaya başlandı. Büyükşehir Belediye Meclisi İyi Parti Grup Başkanvekili Kazım Yücel de 10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününün 61’inciı yılında bir kutlama mesajı yayınladı.

Yücel, ” Yerel, ulusal ve uluslararası mecralarda çalışan bütün gazetecilerin, mesleklerini yerine getirirken gerçekler konusunda gösterdikleri hassasiyet, gazeteciliğin saygınlığını ve medyaya güveni artırdığı gibi, demokrasinin sağlıklı işlemesine ve güçlenmesine de katkı sunmaktadır.” dedi.

İyi Partili Kazım Yücel, basının tarafsız ve özgür olması gerektiğini de vurguladı.  Demokratik yönetimlerinin olmazsa olmazlarından birinin de tarafsız ve özgür basın olduğunu ifade eden Yücel, “Basın, demokrasinin temel taşıdır. Güçlü basın, güçlü ülke demektir. Çünkü tarafsız ve özgür basın hem iktidarlara hem de muhalefete yol gösterir. Gazeteciler, yorumları ve yaptıkları haberler ile hükümetlerin yanlışlarını gündeme getirirken; muhalefete de gündeme getirdikleri ile yol açmış olur.” şeklinde konuştu.

Yerel basın ve çalışanlarının yaşadığı sıkıntılara da  değinen Yücel, “Tüm Dünyayı kasıp kavuran koronavirüs salgınında insanlar evlerinden çıkamazken; basın mensupları sorumlulukları gereği insanların bile girmeye çekindiği alanlardan canlarını ortaya koyarak bizlere haber aktardılar. Herkes evinde kabuğuna çekilirken onlar, olanı biteni bizlere ulaştırdılar ve ulaştırmaya da devam ediyorlar. Yine bizler de görevimiz gereği yerelde siyaset yapan kişileriz. Zamanımızın büyük bir çoğunluğunu da kıymetli dostlarımız olan basın mensupları ile birlikte geçiriyoruz.  Bu anlamda yerel basının ve çalışanlarının kısıtlı imkanlarla ve zor şartlar altında hizmet verdiğine bizzat şahit oluyoruz.  Kısıtlı imkanlar altında gazeteci dostlarımızın emeklerini işlerini yaparken esirgemediklerini görüyoruz. Hepimizin bildiği gibi, özgür basın demek ekonomik özgürlükten geçer. Ekonomik özgürlüğü elde eden basın da güçlü basın olur. Temenni ederim ki yerelden başlamak üzere çalışan gazeteciler emeklerinin karşılığını alır. Gazeteler, gazeteciliğin temel ahlaki değerlerine bağlı olarak hareket eder ve emeklerinin karşılığını alırlar. Bu duygu ve düşüncelerle daha özgür ve tarafsız basın temennimi yineliyor, bütün gazeteci dostlarımın bu özel günlerini kutluyorum” dedi.

KİGDER BAŞKANI SEMA KARAOĞLU: Demokrasi, Özgür Ve Tarafsız Basınla Korunabilir

Gazetecilerin Susturulduğu  Bir Ortam İstemiyoruz. Gazetecilerin Hakları Anayasal Güvence Altına Alınmalı, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü Kutlu Olsun

Kadın İşbirliğini Geliştirme Derneği Başkanı Dr. Sema Karaoğlu, yaptığı açıklama ile 10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününü kutladı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize bıraktığı en büyük mirasın demokrasi olduğunu hatırlatan Karaoğlu, demokrasinin de özgür, tarafsız ve bağımsız gazetecilerle korunacağını söyledi. Karaoğlu, zorlu şartlarda görevini layıkıyla yerine getiren gazetecilerin de gününü kutladı.

Kadın İşbirliğini Geliştirme Derneği (Kigder)Başkanı Dr. Sema Karaoğlu, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Gazetecilerin gününü kutlayan Dr. Karaoğlu, özellikle yerel basın mensuplarının ağır ve zor şartlar altında çalıştığını belirtti.

Demokrasi Özgür Ve Tarafsız Basınla Korunabilir

İktidarın  basın üzerindeki baskısının devam ettiğini  belirten Karaoğlu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize bıraktığı emaneti olan Demokrasinin de anca özgür, tarafsız ve bağımsız gazeteciler aracılığı ile korunabileceğini vurguladı.

Gazetecilerin Susturulduğu  Bir Ortam İstemiyoruz

Karaoğlu, “Basın çalışanlarının kamuoyunu aydınlatmak için objektif bakış açısıyla kişi hak ve özgürlükleri ve meslek etiğinin üstün tutulduğu özgür bir çalışma ortamında görevlerinin yerine getirebilmeleri demokratik toplumu yaratan en önemli unsurdur. Basının görevi, olayları hiç çarpıtmadan doğru bir  şekilde aktarmak ve insanların doğru bilgilenmesini sağlamaktır. Günümüz Türkiye’sinde  basının içinde yer alan bir  kesim ( ki; bir kısmının basınla bile ilgisi yok)ne yazık ki, iktidarın emir eri  gibi çalışıyor, iktidar ne derse onu yazıyorlar. Yanlışları dile getiren basın mensupları ise fişleniyor, ekonomik ve adli baskı altına alınıyor, susturuluyor. Susturulamayan gazeteciler hapse atılıyor, çalıştıkları kurumlara cezalar kesiliyor ve gazetecilerin başını kaldırması engellenmeye çalışılıyor. Türk Kadınları olarak,  hakikatleri dile getiren gazetecilerin susturulduğu bir ortam istemiyoruz. Hakikatler can sıkıyor bile olsa dile getirilmeli ve haber alma özgürlüğümüz engellenmemelidir. ” dedi.

Basın Toplumun Müşterek Sesidir

“Gazi Mustafa Kemal Atatürk, basını tarif ederken ‘Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, hulâsa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir’ ifadelerini kullandığını hatırlatan Karaoğlu, ” Biz de basını milletin müşterek sesi olarak görüyoruz. Milleti aydınlatmak basının görevidir. Topluma basın  yol gösterir. Bunları hakkıyla yerine getirebilmesinin şartı da özgür ve tarafsız olmasıdır. Elbette her basın mensubunun inandığı bir değer, savunduğu fikir ve idealindeki bir ülke tasavvuru olabilir , saygı duyarız ancak haber alma  özgürlüğümüzü istismar eden, yanlı haber yapıp toplumu yanlış yönlendiren, algı yaratan, meslek ahlak ve ilkelerine karşı tavırlar içinde olan basını da asla kabul etmeyiz ve onlara karşı da Türk Kadınları olarak tepkimizi koymaktan geri durmayız” şeklinde konuştu.

Gazetecilerin Hakları Anayasal Güvence Altına Alınmalı

Kadın İşbirliğini Geliştirme Derneği Başkanı Dr. Sema Karaoğlu,  özellikle yerel basının yaşadığı sıkıntılara da ayrı bir parantez açtı. Karaoğlu,”Gazetecilerimizin sosyal güvenlik ve ekonomik koşullarının iyileştirilmesi ve özgürce işlerini yapmaları ve korkmadan haber yapabilmeleri mutlaka anayasal düzenlemelerle garanti altına alınmalıdır. Bağımsız ve tarafsız basın arzuluyor isek mutlaka basının ve çalışanların iktidarlara ve onların belediyelerinin sağladığı imkanlara mahkum olmamalarını sağlamalıyız.” şeklinde konuştu.

Gazetecilerin Özel Gününü Kutlarım

Dr. Karaoğlu, ” Özgürlüklerin, demokrasinin güçlendiği, düşünceleri nedeni ile tutuklu bulunan gazetecilerin özgürlüğüne kavuştuğu ve basının üzerindeki baskıların kalkarak halkın gerçek haber alma hakkına  kavuşacağı günlerin özlemiyle saygılarımı sunuyorum. Tüm gazetecilerin bu özel gününü kutlar, hepsine sağlıklı ve huzurlu bir hayat dilerim” diyerek sözlerini tamamlad

SP İL BAŞKANI BAKİ COŞKUN: DÜŞÜNMEK ELEŞTİRMEK SUÇ OLMAKTAN ÇIKARILMALIDIR

Saadet Partisi Kayseri İl Başkanı Baki Coşkun Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutladı.

Baki Coşkun, “Hak ve hakikatin sesi olmak için kalem oynatan tüm basın mensuplarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutluyoruz. Bağımsız bir ülkenin vazgeçilmez unsurlarından biri, özgür, bağımsız ve ilkeli bir basın anlayışıdır. Basın kuruluşlarının ve mensuplarının bazı durumlarda sansüre, baskıya, şiddete ve haksız muamelelere maruz kalması kabul edilemez. Basın sektörü bu tarz yıldırma politikalarına maruz bırakılmamalıdır. Aksi takdirde basın çalışanları düşüncelerini özgürce ifade etmekten sakınacak, halkın doğru ve ilkeli habere ulaşması mümkün olmayacaktır. Basın özgürlüğüne dair tutumlar ülkemize yakışır bir şekilde olmalı, ambargolar, kısıtlamalar basın çalışanları üzerinden kalkmalıdır. Çok sayıda gazetecinin düşünce suçuna maruz kalması, tazminata mahkûm edilmesi özgür basın söylemleri ile çelişmektedir. Düşünmek eleştirmek suç olmaktan çıkarılmalıdır.” açıklamasında bulundu.

SP Kayseri Başkanı Baki Coşkun, “Ülkenin her kademesi için ayrı bir önemi olan basın çalışanlarının çalışma koşullarının da iyileştirilmesi ve adil paylaşımdan hak ettiklerini almaları, vazifelerini hakkıyla yapabilmeleri için çok önemlidir. Basın çalışanlarının sosyal ve ekonomik hakları güvence altına alınmalıdır. Sağlıklı bir kamuoyunun varlığı için medya çalışanlarımızın tarafsız ve doğru bilgilendirme hususlarındaki hassasiyetleri ve meslek ahlakını gözeten çalışmaları daha da önem kazanmaktadır. Bu anlamda gazeteciliğin evrensel ilkeleri çerçevesinde vatan ve milleti için ilkeli, tarafsız, sorumlu gazetecilik anlayışıyla çalışan basın mensuplarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyoruz” dedi.

Saadet Partisi Kayseri Kadın Kolları Başkanı Fatma Kara’ın mesajı

Kamuoyunun doğru, ilkeli, adil, objektif ve anında bilgilendirilmesi adına vazifelerini fedakârca yerine getiren tüm basın mensuplarımızın 10 Ocak Dünya Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyoruz.

Basının toplumların reaksiyon göstermesinde ve aydınlanmasında önemli bir yeri vardır. Basın, kamuoyu ile yöneticiler arasında bir köprü vazifesi görmektedir. Siyasilerin denetlenebilir olması açısından basın çok mühim bir vazife (görevi) üstlenmektedir. Bu minvalde tüm basın çalışanlarının bu değerli mesleğin icrasında; herhangi bir çıkar gözetmeksizin, temel hak ve hürriyetlerin korunmasına, ilkeli haberciliğe, özel yaşamın mahremiyetine ve hukukun evrensel ilkelerine hassasiyet ile yaklaşarak görevlerini en objektif biçimde yerine getirmeleri mesleklerine yakışır bir duruştur. Bu hassasiyetleri gözeterek çalışan tüm basın çalışanlarımız en büyük takdire layıktır.

Eleştirilerin sesinin kısılması ve halkın haber alma hakkının engellemesi hiçbir şekilde Türkiye’nin lehine değildir. Son yıllarda ciddi yara almış demokrasinin yeniden inşası öncelikle basın ve gazeteciler üzerindeki baskının kaldırılması ile mümkün olacaktır. Basın çalışanları objektif ve evrensel kriterler dışında başka bir yaptırım ile karşılaşmamalıdır.

Ülkemizin sorunlarını ve bilgi akışını en doğru ve objektif bir şekilde yetkililere ve kamuoyuna yansıtan tüm gazetecilerimizin 10 Ocak Dünya Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlar, dürüstlüğün, ifade ve basın özgürlüğünün hâkim olduğu bir çalışma hayatı dileriz.

Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Narin,10 Ocak Gazeteciler Günü’nü kutladı:“ GAZETECİLİK ZOR, BİR O KADARDA GAYRETLİ MESLEK”

Yeniden Refah Partisi Kayseri İl Başkanı Önder Narin, 10 Ocak çalışan gazeteciler gününü kutlama mesajı yayınladı. il Başkanı Narin, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından biri ve en önemlisi olan basının, halkın haber alma özgürlüğünü sağlayan en etkili araç olduğunu kaydetti.Narin mesajında gazetecilik mesleğinin zorluğuna Dikkat Çekerek, “Gazetecilik zor, bir o kadar da gayret gerektirir. Yaptıkları iş kamu görevi niteliğindedir. Kamuoyunun tarafsız ve objektif bir şekilde bilgilendirilmesinde önemli görevi bulunan gazeteciler, halkın bilinçlenmesinde de etkin rol üstlenmektedir. Bu vesileyle mesai mefhumu gözetmeksizin çalışan tüm gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum.

Selçuk Özdağ’dan 10 Ocak Mesajı “Gazeteci Yazacak Memleket İlerleyecek”

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanı Doç. Dr. Selçuk Özdağ, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler münasebeti ile bir mesaj yayınladı.

“Gazetelerin kapatıldığı, televizyon kanallarına cezalar yağdırıldığı, radyoların susturulduğu bir ortamda yazmak, araştırmak ve konuşmak giderek imkânsızlaşmaktadır” diyen Özdağ, Türkiye’nin dünya basın özgürlüğü sıralamasında 153’üncü sırada yer almasına dikkat çekti.

Selçuk Özdağ, mesajında şunları kaydetti:

“10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, 1961 yılından günümüze değin kutlanan ve sadece ülkemize özgü olan bir gündür. Gazetecilik gibi kutsal bir mesleği icra ederken özlük haklarını vermek istemeyen gazete patronlarına karşı direnişi gerçekleştiren gazeteciler 10 Ocak 1961 yılında haklarını almayı başarmışlardır.

1961 yılından 61 sene sonra yine gazeteciler mesleklerini icra etmeye çalışırken bu kez patronlarının patronlarıyla karşı karşıya gelmektedirler. 34 gazeteci ve basın emekçisi, mesleklerini icra etmekten ötürü cezaevlerinde tutuklu bulunmaktadır. 2022 yılının dünyasında gazetecilerimizin içine düştüğü bu durum memleketimiz için bir utanç tablosudur.

İstanbul Gazeteciler Sendikasının Cağaloğlu’ndaki merkezinden Vilayet binasına 10 Ocak 1961’de yaptıkları kutlu yürüyüşte taşıdıkları pankartta “Simidimiz ve Hürriyetimiz” yazmaktadır. Türkiye’de gazetecilik yapmaya çalışan gazetecilerimiz bugün yine karınlarını doyurmak ve hürriyetlerinden yoksun bırakılmamaktan başka bir şey arzulamamakta; arzulayamamaktadırlar.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün verilerine göre Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 153’üncü sıradadır. Avrupa Birliği sürecinden uzaklaşmış; tüm dünyayı “dış güçler” terimini kullanarak ötekileştirmiş Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında basın özgürlüğü sıralamamızın 153 olması yadsınır bir durum değildir.

Ülkemizde çalışan gazeteciler, çalışmak isteyen gazeteciler, çalıştıkları halde karşılığını alamayan gazeteciler, gazetecilik yaptığını sandığı halde tek yaptığı iktidara yaranma çabası içinde olan gazeteci geçinenler bulunmaktadır. Gazeteciliği meslek olarak genç yaşında benimseyip bunun üniversitesini okuyup da iş bulamayan gençlerimiz bir yanda; iktidar yancılığını meslek haline getirip sırça köşklerde oturanlar diğer yandadır. Bütün bunların müsebbibi tek adam sistemidir.

Tek adam sistemine dönüşen ve parlamenter demokratik sistemden kopan ülkemizde her türlü özgürlükler maalesef bir bir kısıtlanmaktadır. Olağanüstü Hal ilanlarıyla terörle mücadeleden ziyade muhalefetle mücadeleye geçilmesi bunun en büyük göstergesidir. Gazetelerin kapatıldığı, televizyon kanallarına cezalar yağdırıldığı, radyoların susturulduğu bir ortamda yazmak, araştırmak ve konuşmak giderek imkânsızlaşmaktadır.

“Gazeteci yazacak, memleket ilerleyecek” şiarıyla 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle Gelecek Partisi olarak baskı ortamının hüküm sürdüğü ülkemizde mesleğini icra etmeye çalışan tüm gazetecilerimizin yanında olduğumuzu ve olacağımızı bildiriyoruz.”

DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu: Bizim Gibi Otoriter Ülkelerde İlk Baskılanan Özgürlükler, İfade ve Basın Özgürlükleridir!

Türkiye Çalışan Gazeteciler gününü demokrasi ve basın özgürlüğü endekslerinde giderek gerilediği, gazetecilerin kalemlerini özgürce kullanamadığı, medyanın tekelleştiği, gazetecilerin keyfi olarak yargılandığı, tutuklandığı, baskı rejiminin her alana sirayet ettiği korku ikliminde kutlamaktadır.

İktidar, medyayı haber alma hakkının bir parçası, basın özgürlüğünü ise Anayasal bir hak olarak görmemekte, medyayı kendi iktidarının kalıcılaşması ve kötü yönetiminin ifşa olmaması için kendi aparatı olarak kabul etmektedir.

RTÜK, özgür yayın yapmaya çalışan televizyonlar üzerinde ‘iktidar sopası’dır. Mevzuat gereği görevi görsel iletişim ve ifade özgürlüğünü, farklı görüşleri ve çoğulculuğu güvence altına alıp, tekelleşmeyi önlemek olan RTÜK, ne yazık ki bu amacından tamamen uzaklaşmıştır.

Kurul, 1 Ocak- 24 Aralık 2021 tarihleri arasında televizyonlara toplam 21 milyon 500 bin lirayı bulan idari para cezası vermiştir. Halk TV’ye 23; TELE 1’e 21; Fox TV’ye 15; KRT’ye 8 ve Habertürk’e 4 olmak üzere toplam 71 idari para cezası uygulamıştır. Oysa iktidara yakın haber kanallarına RTÜK tek bir ceza vermemiştir.

Basın Konseyi’nin 2021 Raporuna göre ülkemizde 12 binden fazla basın çalışanı işsiz kalmış, çalışan gazetecilerin ise yüzde 78’i haber hazırlarken iktidarın baskısı nedeniyle oto sansür uygulama zorunluluğu hissettiğini ifade etmektedir.

İktidar, gazetecilik mesleğini hakkıyla yapmaya çalışan gazetecileri ise kendisine düşman olarak görmekte ve cezalandırmaktadır. Ülkemizde gazeteci ve yazarlar bireysel olarak hedef altındadır, kimi zaman sokakta fiziki saldırılara maruz kalmakta, kimi zamansa siyasiler tarafından açıkça tehdit edilmektedirler.

Onlarca gazeteci cezaevinde, yüzlercesi hakkında yargılamalar devam etmektedir. Türkiye Avrupa’da en çok gazetecinin cezaevinde tutulduğu ülkeler arasında ilk sıralardadır. TİHV verilerine göre; bu yıl en az 45 gazeteci gözaltına alınmış, 2 gazeteci tutuklanmıştır.

Unutulmamalıdır ki, gazetecilerin özgür olmadığı bir ülkede hiç kimse özgür değildir. Demokratik bir toplumda bağımsız ve eleştirel basın, demokrasinin temel taşlarından birisidir. İleri demokrasilerde özellikle ötekinin sesini daha çok koruma üzerine politikalar geliştirilir. Yöneticiler ve siyasiler; basının ifade, eleştiri ve ithamlarının topluma ulaşma yollarını engellemeye çalışmazlar. Aksine farklı fikir ve görüşlerin toplumda özgürce gelişimini sağlarlar. Çünkü özgür ve çoğulcu kamuoyunun oluşumu ancak farklı görüşlerin tartışılması ve yayılması ile mümkündür. Çünkü basının kamunun gözü kulağı olma işlevi sağlıklı işlerse ancak o zaman gerçekler, hak ihlalleri, yolsuzluklar ve hukuksuzluklar ortaya çıkabilir.

Oysa devlet baskısı ile yaşayan bir basının kamunun avukatlığı görevini yerine getirmesi mümkün olamaz. Ne yazık ki, bizim gibi otoriter ülkelerde ise ilk baskılanan özgürlükler ifade ve basın özgürlükleridir. Sayılar ve endeksler de bu içler acısı durumu zaten ortaya koymaktadır.

DEVA Partisi olarak gazetecilerin görevlerini bağımsız bir şekilde ve kaygı duymaksızın yapabildiği çoğulcu, özgür ve mutlu bir Türkiye bilinci ile görevini ifa etmeye çalışan ilkeli gazete, radyo ve televizyonlar ile gerçek gazetecilerin “Çalışan Gazeteciler Günü”nü kutlarız.

BAŞKAN YALÇIN’DAN ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ MESAJI

Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü münasebetiyle bir mesaj yayımladı.

Mesajında gazetecilik mesleğinin önemine ve sorumluluğuna dikkat çeken Başkan Yalçın, en zor şartlarda dahi bu önemli görevi yerine getiren basın mensuplarının her türlü takdiri hak ettiğine dikkat çekti.

Başkan Yalçın mesajında gazeteciliğin hem zor hem de sorumluluğu büyük bir meslek olduğuna vurgu yaparak, “Gazetecilik, halkın gözü ve kulağı olan ve bu haliyle kamuoyunun haber alma hakkını yerine getiren önemli bir meslektir. Elinde fotoğraf makinesi veya kamerası ile soğuk sıcak demeden zor şartlar altında haber peşinde koşan muhabirinden sayfasını çizen, görüntüsünü montajlayan ekibe kadar tüm basın mensupları gerçekten önemli bir işe imza atmaktadırlar. Her türlü sıkıntıya rağmen bin bir güçlükle gazete çıkaranların, yayıncılık yapanların çabaları takdire şayandır. Bu vesile ile gazeteci arkadaşlarımızı tebrik ediyor, Çalışan Gazeteciler Günü’nün mesleki açıdan olumlu gelişmelere vesile olmasını diliyorum.” ifadelerini kullandı.

BAŞKAN ÇOLAKBAYRAKDAR “BASIN ÇALIŞANLARI HALKIN SESİDİR”

Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Başkan Çolakbayrakdar, mesajında; basın çalışanlarının halkın sesi olduğuna vurgu yaptı.

Başkan Çolakbayrakdar mesajında; şu ifadelere yer verdi: “Son derece dinamik bir meslek olan gazetecilik, haberleri en doğru şekliyle kamuoyuyla paylaşma misyonu taşımaktadır. Bunun yanı sıra bu mesleği yapan gazeteci kardeşlerimiz, düşünceleri ve yorumları ile demokrasinin güçlenmesine katkı sunmakta, yaşanan sorunları ve yapılan çalışmaları gündeme taşıyarak idarecilerin çalışmalarına yardımcı olmaktadırlar. Kalemini her zaman doğrudan yana ve doğru şekilde kullanarak kamuoyunu aydınlatan, bu yolda her an haber peşinde koşan basın çalışanları, halkımızın talep ve beklentilerini yansıtarak da kamusal bir görevi yerine getirmekte ve toplumun sesi olmaktadırlar. Böylesi önemli bir vazifeyi üstlenmiş olan basın çalışanlarının hassasiyetlerinden bazıları da şüphesiz ki; meslek etiğinin çiğnenmemesi, insanların kişilik haklarına saygı gösterilmesi konusudur. Bu hassasiyetlere özen göstererek, çok zor şartlar altında vatandaşın haberi alabilmesi için canla başla çalışan basın mensuplarının, harcadıkları çabayı görmemek ve takdir etmemek mümkün değildir. Bu duygu ve düşüncelerle, ilimizin ve Kocasinan’ımızın sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmelerine çalışmalarıyla katkı sağlayan değerli basın çalışanlarımıza teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum. İlimizde şevkle, fedakarca çalışan, işini hakkıyla yapmak için çabalayan tüm basın mensuplarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü en içten dileklerimle kutlar, güzel haberlere ulaşmalarını dilerim”.

LÖSANTE HASTANESİNDE TEDA Vİ GÖREN İPEK KANSU, 14: Sevgili Büyüklerim,

LÖSANTE Hastanesi 5. katının 517 numaralı odasından ışıltı caddelere koşmasına çok az zaman kalan bir Lösemi müca- delecesi olarak yazıyorum bu mektubu. Yanımdaki, sağım­daki, solumdaki odalardaki arkadaşlarımın da sesi olarak okuyabilirsiniz bu yazdıklarımı.

Hepimizin hikayesi ayrı, bu koridorlarda kesişen yaşam mücadele yolculuklarımız ise benzer…

Vücutlarımızın gösterdiği ilk sinyaller olan yük­sek ateş, çeşitli yerlerimizdeki morarmalar ve bit­mek tükenmek bilmeyen halsizliklerimizle baş­ladı bu benzerlik. Teşhis aldığımız hastanelerde 6 odalarda başlayan öykülerimiz Ankara LÖSANTE Hastanesi’nde umut dolu bir müca­deleye dönüştü. Kimimiz Adana’dan geldi, kimimiz Zonguldak’tan, kimimiz ise Çankaya’dan Mamak’tan. Kimimiz 3 yaşındaydık, kimimiz 5, kimimimiz 15 LÖSANTE’nin kapısından içeri yorgun ve bitkin girdiğimizde. Kimimizin 3., kimimizin 2, kimimizin 4. yılını geçiriyor bu koridorlarda.

Bambaşka bir dünyanın en gerçek mücadelecileriyiz biz. İlaçlarımızın acısı gözyaşlarımız, umut­larımızın kanıtları ise kahkahalarımız oluyor bu hastanede. Hep beraber zor olduğu kadar güzel ünler geçiriyoruz. Sayısız doğum günü, etkinlik, eğlence yaşıyoruz. “Bir çocuğun gülümsemesin­den daha değerli hiçbir şey olamaz” diye kurmuş Üstün Amcamla bir grup doktor arkadaşı ve Lösemili Çocukların babası ile burayı. Halkın bağışlarıyla tuğla tuğla inşaa etmişler mücadelemin evi LÖSANTE’yi. Siz de bu hastane için çok mücadele etmişsiniz. Oyun odasından, gösteriler yaptığımız salona her şey bizim için düşünülmüş ve hayata geçirilmiş. Hala bizim için çabalayan bir ordu insan görüyoruz sağımızda solumuzda.

Siz sevgili gazeteci ağabeylerim ve ablalarım, kat öğretmenimiz dedi ki, “Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü sîzler için de çalışan, kalemiyle bizim bu imkanlara sahip olmamıza destek ve­renlerin günü. Onlar için bir şey yapalım mı?” Biz de el birliği ile bu resmi yaptık. Ben bu mektubu yazdım, arkadaşım Ayşe resimle birlikte poz verdi öğretmeniz de fotoğrafladı. Sizlere en içten teşekkürlerimizi yolluyor, gazeteciler gününüzü kutluyoruz.

BAŞKAN PALANCIOĞLU’NDAN 10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ MESAJI

Melikgazi Belediye Başkanı Dr. Mustafa Palancıoğlu, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle bir mesaj yayımlayarak tüm basın mensuplarının gününü kutladı.

Başkan Dr. Mustafa Palancıoğlu, basın mensuplarının her koşulda kamuoyunu bilgilendirmek adına özveriyle görev yaptıklarını belirterek, “Türkiye’nin ve Kayseri’mizin gelişmesinde büyük katkıları olan basın mensuplarımız, her koşulda büyük bir özveri ve fedakârlıkla kamuoyunu bilgilendiriyor. Objektif ve ilkeli basın, toplumların gelişmesinde büyük bir paya sahiptir. İletişim ve etkileşim sürecinin belirleyici olduğu günümüzde gazetecilik, kamuoyuna doğru, tarafsız bilgi akışı sağlama, özel hayata ve kişilik haklarına saygı gibi çok yönlü bir görevi yerine getirmektedir. Pandemi sürecinde de basın mensuplarımız yaptıkları haberlerle toplumsal duyarlılığa katkıda bulunmuşlardır. Bu anlamda, Kayserimizde görev yapan basın mensupları başta olmak üzere tüm basın mensuplarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü΄nü kutlar, görevlerinde başarılar dilerim. Ebediyete irtihal etmiş olan gazetecilerimize de Allah’tan rahmet diliyorum.” dedi.

Başkan Büyüksimitci’den 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü Mesajı

 Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, yazılı bir açıklama yaparak, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutladı.

Başkan Büyüksimitci açıklamalarında şu ifadelere yer verdi; “Kamuoyunun doğru ve eksiksiz bilgilendirilmesini ilke edinmiş tarafsız ve özgür basın, demokratik, şeffaf ve gelişmiş devletlerin önemli güçlerinden biridir.

Gazetecilik fedakarlık ve sorumluluk isteyen zor bir meslektir. Zamana karşı ve stres altında işlerini icra eden basın mensuplarımız, düzenli bir mesaisi olmadan, doğru haberi halka ulaştırmak için büyük gayret sarf etmekte ve bu anlamda kamusal bir görevi de yerine getirmektedirler. Bu sorumlulukların bilinciyle en zor şartlara rağmen görevlerini yerine getirmeyi amaçlayan gazetecilerin bu çabaları hiç kuşkusuz takdire şayandır.

Pandemiden kaynaklı zorluklara rağmen görevini en iyi şekilde icra eden basın mensuplarımıza teşekkür ediyorum. İmkanlarımız ölçüsünde kendilerine desteklerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. İnanıyorum ki, basın kuruluşları ve basın çalışanları, kişi hak ve hürriyetlerine saygılı, hızlı ve objektif habercilik anlayışı ile kamu vicdanının sesi olmaya devam edeceklerdir.

Bu vesile ile öncelikle şehrimizde görev yapan basın mensuplarımız başta olmak üzere tüm basın camiamızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü en içten duygularımla kutluyor, sağlıklı, mutlu ve başarılı bir yıl geçirmelerini temenni ediyorum”

Kayseri OSB Başkanı Yibur, “GAZETECİLER BİLGİ EDİNME HAKKIMIZIN TEMİNATIDIR”

Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yibur, gazetecilerin Türk Milletinin sesi olduğunu belirtti. Gazetecilerin çok zor bir görevi büyük bir fedakarlıkla yerine getirdiğini ifade eden Başkan Yibur, “Bilgi edinme hakkımızın teminatı olan gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü tebrik ediyorum” dedi.

Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yibur, gazetecilik mesleğinin ne denli meşakkatli olduğunu bildiğini söyledi ve bu ulvi görevi en iyi şekilde yerine getirmek için gayret gösteren tüm gazetecileri kutladı.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, gazetecilik mesleğinin büyük bir fedakarlık gerektirdiğini ifade eden Başkan Murat Yibur, “Milletimizin bilgi edinme ve haber alma hakkının teminatı olan gazetecilerimiz zor şartlar altında görevlerini başarıyla sürdürmektedir. Yerel ya da yaygın basında görev alan arkadaşlarımız milletimizin gözü, kulağı, sesi olmuşlardır. Yaptıkları işle aynı zamanda çok önemli bir denetim mekanizması rolünü de üstlenen gazetecilerimiz yanlışların azalmasını, güzelliklerin yaygınlaşmasını da sağlamaktadır. Böylesine önemli görevler üstlenen gazetecilerimizin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nu kutluyor, aileleriyle birlikte huzurlu ve mutlu bir hayat geçirmelerini temenni ediyor, meslek hayatlarında başarılar diliyorum.” dedi.

KTO BAŞKANI ÖMER GÜLSOY “BASIN DEMOKRATİK HAYATIN VAZGEÇİLMEZ UNSURUDUR”

Kayseri Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, yazılı bir açıklama yaparak, her koşulda kamuoyunu bilgilendirmek adına özveriyle görev yapan basın mensuplarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutladı.

Doğru ve objektif yayınlarıyla, halkın haber alma hakkını kullanmasına hizmet eden basın camiasının, gayretli ve özverili çalışmalarını takdir ettiğini ifade eden Başkan Gülsoy,  mesajında şunları söyledi.

“Basın, demokratik hayatın vazgeçilmez unsurudur. Toplumun çıkarlarını göz önünde bulundurarak tarafsız haber alma ve yayma özgürlüğünün en etkili aracı basın olmuştur. Toplumun bilincini artırmak, bilgilendirilmesini sağlamak, kamuoyu oluşturmak ve gerçekleri araştırmak gibi çok önemli görevleri yerine getirmektedir. Tüm dünyada yaşanan gelişmeler konusundaki bilgileri zor şartlar altında dahi olsa bizlere ulaştıran ve görevlerini büyük bir emek ve hassasiyetle yerine getiren basın mensuplarımızın çalışmaları takdire şayandır.  Teknoloji ve bilişim sektöründeki gelişmelere bağlı olarak, iletişim araçlarının kullanımında ki hızlı artış ve değişen iletişim süreci yazılı ve görsel basını da etkisi altına almıştır. Bu açıdan her anlamda objektif ve doğru bilgiye daha kısa sürede ulaşma ihtiyacının artmış olması, basının sorumluluğunu daha da arttırmıştır. Bu anlamda halkın gözü ve kulağı olan, zor şartlar altında bu görevi yürüten, güçlükle gazete çıkaran, yayıncılık yapan arkadaşlarımızın çabalarını takdir ediyorum. Bu kapsamda sorumlu, bağımsız ve tarafsız yayıncılık anlayışıyla çalışan gazetecilerin yaptıkları görevin önemi daha da artmaktadır. İçinde bulunduğumuz Pandemi sürecinde de basın mensuplarımız yaptıkları haberlerle toplumsal duyarlılığa katkıda bulunmuş ve kamuoyunu gelişmelerden haberdar ederek çalışmaların sağlıklı bir şekilde yürütülmesine destek olmuştur. Pandeminin her sektörü olduğu gibi özellikle yerel basınımızı da ciddi manada etkilediğinin farkındayız. Bu zor dönemde göstermiş oldukları mücadeleden dolayı ayrıca teşekkür ediyorum. Bu inanç ve güvenle çalışmalarını büyük bir özveriyle devam ettiren, kamuoyunun aydınlatılması için her şartta görevleri icra eden, mesleğinin zor şartlarına rağmen mesai kavramı gözetmeksizin hizmet eden başta Kayseri olmak üzere tüm basın mensuplarımızın meslek hayatlarında başarılar dileyerek, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü en kalbi duygularımla kutluyor, görevlerini yaparken yaşamlarını yitiren değerli basın çalışanlarını, basın şehitlerini rahmetle anıyor, tüm basın çalışanlarımıza selamlarımı ve başarı dileklerimi sunuyorum.”

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

TİMEF’TEN ÜNYE’DE “MEDYA’NIN DEPREM VE AFET DİLİ” ÇALIŞTAYI

Tüm İletişim ve Medya Federasyonu (TİMEF) tarafından Ordu’nun Ünye ilçesinde “Medya’nın Deprem ve Afet Dili …